v«,1Ii1.Dcrg.(l(lOb),22,.\.-1:57·(,2
INEKLERDE KLINIK MUAYENE VE PROGESTERON TEST K
ITLERIILE
YAPILAN ÖSTRUS
TEŞHISININ
GEBELIK ORANLARI ÜZERINE ETKIsI
'
Mu s t a fa Sönmez1C Gaffari Türk 1 EşrefDemirePThe Effect of Esrrus Dctcctlon
by
Progesterone Test Kit
s
and Clini
cal E
xamina tion
o
n
Cencepı lonRatc
s
in
C
ows
Özel: Bu çalışma, klinik muayene ve progesteron test kitleri ileyapılan ösırueteşhisiningebelikoranları uzerine
et-kisini karşılaştırmakveyapılan progesleron tesllerinin sahaşartlarında inekleringebelikoranları üzerineolumlu bir
et-kisinin olupolmad ığ ını ereşternekamacıylayapıldı. Buaraştırmadamateryalolarak 136inekkullanı ldı.Gözlem vete k-tel palpasyonyoluyla hayvanlardaki östrusaait klinik bulgularincelendi. Klinik bulgu ların şiddetine göre ineklerüç alt grupla değerlendirild i. Alınan serum örneklerinde progesteron test (Ovulation Test:!l) killeri kullanı l arak progeste ron
seviyeleri belirlendi. Progesteron düzeylerine göre de hayvanlar Oç alt gruba aynIctl.Daha sonra hayvan la rı n hepsi
suni tohumlama yöntemiyle tohumlandi. Tohumlamayıtakip oden 5&-60. gOnlerde tektatpalpasyon yöntemiyle ge-balikler teşhis edildi. Buçalışmada, ortalama gebelik oranı %65.4 olarak kaydedildi. Klinik bulguların şiddet ine gOre gruplaraayrılan inekleringebelikoranları arasındaherhangi birfarldılık (P>0.05)bulunmadı. Tohumlama anındapr
o-gesteron dOzeyidOşOkolan « 1nglml)ineklerin gebarikoranının(%78.5)progest erondOzey;ortaseviyede(1-2.5ng!
ml)olan jnekteregöre (%23.8) önemli derecede (P<O.05) yOksekolduğu görüldO.Buna ilaveten,progesteron dOzeyi yüksek olan (>2.5 nglml) lneklerden gebelik elde eonemeoı. Sonuç olarak, klinik muayene ile östrusta olduğu be
-urıenemeye n inekle rde, östrusteşhisindeki hataların önlemesi ve gebelik oranlarının artırı l ması amacıyla pratik pro -geslerontesı l erin inkullanı lmasılayda holabilir.
Anahl arKel Ime le r:lnek,ôerrueteşhisi .Gebelikoranı,Klinik muayene,Progesleron
Summary:This study was conductedto comparethe ellec tof estrus detection usingprogesteronetest kilsand çh-nical exemination on the conception rete. and lo invesligaıe whether Ihe progesleronetesıs have posüive enect on conceplio n rateol cows in field conditions. A tctat01 136cows were used in this study. Thecuncaı lindings ofestrus in cows were examıred by visual observalion and recter palpatfen.Cows were divided into lhree subgroups cco -sidering lo the intensity of elinical results .Progeslerone levels in serum sampleswere ev a lu a ıedusing prcq estercn e
test (Ovulalion Tesı:!l) küs. Cows were etse divided into three subgroups accord ing to the prcç esterc n levels,and
then,allcows were artiliciallyinseminaled.The concepliontate swere determinedby recterpalpation on55·60 1hdays
lollow ing artilicial inseminalio n.tn this study,Ihe mean overall conception rate was record ed as 65.4%.it has been lound Ihal there is no dillerence (P>0.05) among conceplion ret esol cowswhichwere divided into subg roups byi n-lensil y ofclinical findings .The conceptionretes weresignificanlly (P<O. 05) higherinccwswithlcw ccrcentreücneol progeslerone« 1nglml)alinseminationlimethan thoseolcowswithınte rme cıet econcentralions ol progesl erone(1 -2.5 ngl ml) (78.5% vs. 23.8%). In sonton. meconception dıon't occur in cows wilh high concentrahons ol pr
c-qesterone(>2.5 n9'ml).Inconclusion, the useof practıce progeslerone tesıs can be usetut for preventing errors in
heatdetecticnand for inereasing conceplionratein cowswhichnotbeoetect eoin esiru sbyelinicalexemination. KeyWords: Cow, Esirusceıecucn .ccncepucnrete.Clinicalex e mıneucn. Progesterone
Gırış
Ülkemiz şartları dikkate alınchOında y~pı lan
hayvan ıslahı çanşmalantun başanya ulaşmasıiçin sun i tohumlama programlarının yayqıntaşunlması
birinci derecede öne me sahiptir, Ancak yıllardan
beri uygulanmasına raQmen öze lli kle az gelişmiş bölçeıenmlzde henüz arzu edilen başarı düzeyine
ulaşılamamıştır. Söz konusu bö lg elerde y e-ırştdcnerın hayvancılık konusundayeterli bilg i d
ü-zeyine sahip olmamasının yanında yetişmiş
te
c-rübef elamanların da sayıca az olması, suni Gcri}Tarihi:2ıU162006 i'li'; II1~Onm~ı....:t(6' hol maıl,com
• Bu~'al,ıımaFırat Üni"'enil~§iBilim\('lAraıunnaPrujdc:riıFtlHAP.Projı:No:967)YönetimBirimitarafınıbn dcsrckfcnmişur. i.FuatUniversitcsiVeıc:ri ll('f Fakolıc:si.DöjcrmeveSuniTohu mlamaAn ubıhm Dalı.ELAZI~
SÖNMEZ. TÜRK.DEMIRel
tohumlama uygulamaları sonucu elde edilen ge-belikoranlarını önemli derecede azaltmaktadır (Oz-beyaz,1996;Akın, 1998).
Türkiye'de suni tohumlama uygulamaları ye-tiştiriciler tarafından östrusta oldukları belirlenen ineklerin veteriner hekim ve teknisyenlerce to-humlanması şeklinde yapılmaktadır. Bu uy-gulamalarda gebelik oranını düşüren faktörlerden birisisuni tohumlama yapanuzmanın hayvanın ö st-rusta olup olmadığını kesin teşhis edememesi so-nucu tohumlamanın yanlış zamanda yapılmasıdır. Saha şartlarında yapılan bazı çalışmalar (Yo-ungquist ve Bierscwal, 1985;Aksoy ve ark., 1993; Sturman ve ark.,2000),suni tohumlama uygulanan ineklerden %13-32'sinin östrustaolmadığı halde to-humlandığını ve bu oranın bazı sürülerde %50'lere kadar çıktığını bildirilmektedir. Özellikle, ineklerin ahırda sürekli bağlı tutulmaları ve süt verimlerinin yüksek olması östrus belirtilerinin ortaya çıkmasını
engellemekte olup buna bağlı olarak da
döl-veriminde önemli düşüşler gözlenmektedir (Foote, 1975).
Östrus, dişi hayvanların bir seri hormonal de-ğiş iklikler sonucunda belli fizyolojikve psikolojik be-lirtiler göstererek erkeği kabul ettiği ve onun aş mas ınaizinverdiğidönem olup süresi ortalama 12-18 saat arasında değişmektedir. Ancak bazı hay-vanlarda değişik faktörlerin etkisi altında ~ saatten az veya 24 saatten uzun sürebilmektedir. Ovu-lasyon ise ineklerde östrusun bitiminden 8-12 saat sonra meydana gelmektedir (Hafez and Hafez,
2000; Demirci, 2002). Yüksek gebelik oranı elde
etmekiçin tohumlamaların östrusun ortasından
so-nuna kadar olan dönemde yapılması daha
uy-gundur. Bu durum, yapılacak tohumlamalarda
ö
st-rus zamanının doğru belirlenmesini zorunlu kılmaktadır (De Silva ve ark., 1981; Çoyan ve Te-keli, 1996). Ineklerde östrusun en önemli dış be-lirtisi birboğanın veya başka birineğin kendisi üze-rine atlamasına izin vermesi ve bu süre içerisinde hareketsiz durmasıdır. Bu belirtinin dışında göz-lenen diğer tüm davranışla ilgili belirtiler sekonder östrus belirtileri olarak anılmakta olup östrustanbelli bir süre önce veya sonra da
göz-lenebilmektedir (Çoyan ve Tekeli, 1996; Bearden
veark.,2004).
Ülkemizin doğu bölgelerinde sığır yetiştiriciliği yayg ın olarak birkaç hayvan bulunanküçük ailetipi işletmele r halinde yapılmakta olup bunlar oldukça dağı n ı k bir yapı göstermektedir. Çoğu işletmede hayvanla rın sürekli ahırda kapalı ve bağlı tu-tulmaları nedeniyle östrusun teşhisinde genellikle sekonder belirtilerinin dikkate alınması yetiştirici ler
tarafından hatalı östrus tespit etme oranın ı yük-selımektedir (Aksoy ve ark., 1993:Akın, 1998).Bu yüzden yetiştiriciler tarafından östrusta olduğu
be-lirlenen hayvanların, tohumlamayı yapacak uzman
kişiler tarafından dikkatli bir şekilde muayene edil-mesi gereklidir.
Sunitohumlama sırasında östrusun davranışla ilgili belirtilerinin birçoğu gözlem yöntemiyle tespit edilemeyebilir. Bu yüzden östrusun teşh isindesuni
tohumlama yapacak uzmanlar tarafından
uy-gulanabilecek diğer bir yöntemde rektal pal-pasyondur.Yapılacakrektal muayene ileöstrus
es-nasında genital organlarda meydana gelen
değişiklikler kontrol edilebilir. Östrustaki bir ineğin ovaryumuüzerinde Graaf folikülü mevcut olup, ute-rusta tonusartışı şekillenmiş ve servikalkanalaçı l mıştır. Bununla birlikte bu klinik belirtilerin baz ı ineklerde östrustan önce ve sonra görülebi leceğ i dikkatealınmalıdır (Hafez and Hafez,2000).Ayrıca bu konuda uzman kiş ilerin bileovaryum üzerindeki oluşumların teşhisinde %20-30 oranında ya-nıldıkları bildirilmektedir (Grünert, 1979; Çoyan ve Aksoy,1992). Bu problemin çözülebilmesi için öst-rusun teşhisin e yardımcı olacak pratik yöntemlerin saha koşullarına taşınması elde edilecek gebelik oranlarının artırı lmas ı açısından büyük önem ta-şımaktad ır.
Sütte veya kanda yapı lan progesteron testleri östrusun belirlenmesinde geniş bir kullan ım alan ı bulmuştur.Östrus siklusunun değişikdönemlerinde progesteron düzeyininfarklı olması , özellikleöstrus dönemi boyunca 1.0 ng/ml'ninalt ına düşmes i , öst-rus gösteren ineklerin belirlenmesinde önemli bir yer tutar (Van de Wieland Koops,1986;Çoyanve ark.,1991;Claycombve ark.,1998).
Ovulation Test® kandaki progesteron se-viyesinigörselokumayadayanarak tespitedenyarı kantitatif bir
sus»
testlir. Bu testte progesteron hormonuna karşı immünolojik reaksiyonveren mo-noklonal antikorlardan yararlan ı lmaktadı r. Pratik progesteron kitleri kullan ı larak tohumlamadan hemen önce alınacak tek bir kan örneğinde pro-gesteron seviyesindeki düşüş belirlenerek hay-vanın östrusta olup olmadığı teşh is edilebilir. Bu test, bireyselolarak kullan ı lab ilmesi, kısa sürede sonuç vermesi,RIAtekniğ ine göre daha hassas ve daha ekonomikbirölçüm metodu olması nedeniyle sahakoşullarındauygulanabilmektedir.Yapılan progesteron testleri ile suböstrus gös-teren ineklerbelirlenebildiğ igibigebelikkontrolüde mümkün olmaktadır. Ancak düşük progesteron so-nuçlarının proöstrus sonunda ve metöstrus baş
-Inl'kh:rdeKlinik l\IuM)·ene,-eProı,:l.'steronTr~1,__
tençcmoa görülebileceQigibi toükülerkist ve hakiki
anöstrus olgularında da elde edilebileceQi unu-tulmamalıdır(Nebat. 1988).
Bu çalışma, klinik muayene ve progesteron test killeri ileyapılan östrusteşhisiningebelik
oran-ları üzerine etkisini karşılaştırmak ve yapılan pro-gesteron testtennin saha şartlarında mektertn ge-belik oranla rı üzerine olumlu bir etkisinin olup
otmadlO ın l araştırmak amacıylayapılmıştır.
Materyal ve Met ot
Bu araştırmanın materyalini, hayvan sahipleri taralından qözlem yöntemiyle Ostrus gösterdikleri
tahmin edilerek suni tohumlama yaptırmak
ama-cıyla FıratÜniversitesi,VeterinerFakültesi, Hayvan Hastanesi, Döterme, SuniTohumlama ve Androloi! Klini{line getirilen Esmer ve Esmer Melezi ırktan toplam 136 rnek oluşturdu. Ineklerin, en az bir co öurnyapmışvedoğum sonrası herhangi birhas
-talık geçirmemiş olması şartı arandı.
Yapılan klin ik muayenede
q
özlem
yöntemiyle vulvanmnemli ve hiperemikolmasıileçaraakıntısı kontroledildi .Daha sonralneklere tektat palpasyon uygu lanarak serviks, uterus ve overvumıer in-celenipservlk a!kanalın açıkllQı, uterustakltonu sar-nşı ve overyum üzerinde Graat tcltkütünün varltQ ı
araşt ırı ld ı. Öst rusbelirt ileriyle ilgili olarak tespited i-len klinik bulgular doQrultusunda hayvanlar 3 alt grubaayrıld ı(Tablo 1).
Araştırmada progesteron düzeymin be -lirlenmesi amacıyla pratik progesteron test kitleri
(
Ovutaüon
Test®,BVT
Company, Roma, FRAN-SA) kullanı ldı. Klinik muayenelerden sonra hay-vanınboyunkısmınındezenfeksiyonu yapılarak
ste
-ril birkanOI yardımıyla vena juqutaris't en sleril cam tOpie re kan alındı. Alınan kan örnekleri 3000 rom'ce 10 dakika santrifüj edilerek serumlan Çı
karıldı. Serum örne kleri bir pipet yardımıyla test
ka-tıma damlalllarak üzerine testin özel yıkama so-lüsyonları ilave edildi. Bu Işlemden sonr a test ka -bında oluşan renk, özel renk skalası ile k ar-şılaştırılarak kaydedildi. Renk sonuçları doqruttusunda da hayvanlar 3 all gruba ayrı ld ı
(Tablo 2).
Yapılan toh umlarnalarda Lalahan Hayvanc ılık
Merkez Araştırma Enstitüsünden tem in edile n 0.25 ml'likpayelleriçerisinde dondurulmuş%50'nin üz e-rinde moıüiteye sahipbOQa sperma sı kullan ıldı. T o-humlama önc esinde payetler 38eC'de 25 saniye bekletilerek çözdürüld ü. Daha sonra inekler rekto -vaginal yöntemle tohumlandı. inekter to -humland ıktan 21 gOn sonra gözlem yöntem iyle takip edilerek tekrar ôstrus gösterenler belirlendi. Geriye dönmeyenler ise tohumlama sonrası 55-60. günler arasında rektal patpasycnla muayene edi -lerek gebe olanlarsaptandı.
Elde edilen gebelik oranla n yönünde n gruplar içinde ve gruplar arasındaki tarkhhklar istatistiki yönden SPSS (verslycn 10.0) bilgisayar pr og-ramında Pearson Ki-Kare (X2) testi ile kar-şılaştırılarak deQerlendirild l. DeQerler aras ındaki
önemlilik P<0,05düze yinde ince lendi.
Bulgular
Yapı lantohumlamalar sonucu nda ortalama g e-belik oranı %65.4 (89/136) ola rak kayded ildi. So-nuçların klinik bulgular doQrultusunda d e-~erlendirilmesi Şekil
t
'
c
e
gösterilmiştir, Buna göre elde edilen gebel ik oranı östrusta ilgili klinik b e-lirtilerin tam olarak şekillenmediQi K1 grubu in ek-lerde %50 .0 (13126)olarak belirlenirken. belirli kli -nik belirtileri gösteren K2 grubu inekleroe %68.0 (34/50 )ve tüm klinik belirtil erin çok belirgin olarak görOldüQü K3 grubu lnekıerde ise %70. 0 (42/60)olarak tespit edildi.Sonuçlar istatistikselola rak de -Qerlendlrild i!)inde gruplar aras ındaki farklılıkların
önemsizolduQu (P>0,05) bulundu.
Tablo 1.Klinikmuayene ileösn u s1eşhisiyapılaninekıerde tespitedilenöstrusbelirtilerinegôrehayvanlarıngruplara ay -rılması
Grup Klinikmuayeneilebelirlenenösrrusbelirtileri
Kt Çaraakıntısıyok,wıvahalil hiperemikve normal.servıkatkanal tamaçık değil, uterueıa halıl lonusartışı,1 01-likülşüph eli
K2 Çaraakıntısıvar,vulva hiperemikve Odernli, servikalkanallam olarakaçık,uterustatoousartışıvar, Graaf1 01-likülvar
K3 Çaraakınıısıvar, vulva hiperemik ve ödemli, servikalkanallam olarakaçık.uterustatonusanışıçok belirgin, Graaflollikülüçokbelirgin
SÖNi\IEZ.Tl RK. DEMIRel K3 K2 K1 13 12 100
1
841107 90j c8O
~
1341501
1 42160) 70t:
60 c i! o 50 ~..
40El
.oo cl 30 b 20 10j O 100 90 60 70 ~ 60c
i! o 50 ~ "i 40 .o o cl 30 20 10El
a O 11ŞekiiI. Klinık muayene ile belirlenen öslrus belirtilerine göre gruplandırılan ineklerin gebelik oranları (K1: Östrus belirtilerini tam olarak göstermeyen inekler, K2:Belirli ö st-rus belirtilerini gösteren inekler, K3: Tüm östst-rus belirtilerini belirgin olarak gösteren inekler).
Gebelik oranlarının progesteron düzeylerine
göre değerlendirilmesi Şekil 2'de gösterilmiştir.
Buna göre, tohumlama anındaprogesteron düzeyi
düşük «1 ng/ml) olan T3 grubu ineklerin gebelik
oranının (%78.5; 84/107) progesteron düzeyi orta
seviyede (1-2.5 ng/ml) olan T2 grubu inek-lerinkine göre (%23.8; 5/21) önemli derecede (P<0.05) yüksek olduğu görüldü. Progesteron
dü-Şekil 2. Progesleron düzeylerine gore gruplara ayrılan ineklerin gebelik oranları (T1:Progesteron düzeyi yüksek (>2.5 ng/ml) olan inekler, T2:Progesteron düzeyi orta se-viyede (1-2.5 nglml) olan inekler, T3: Progesleron düzeyi
düşük«1 nglml) olan inekler).
a.b.c: Değişik harf taşıyan (a, b, c) sütunlar arasındaki fark P<0.05 düzeyinde önemlidir.
zeyi yüksek (>2.5 ng/ml) olan T1 grubu ineklerden ise gebelik elde edilemedi.
Östrusun klinikbulgularıyla progesteron test so
-nuçlarının birlikte değerlendirilmesi Tablo 3'de su
-Tablo 2.Progesteron test kitleri ile östrusteşhisi yapılanineklerde progesteron düzeylerine görehayvanlarıngruplara ay·
rılması
Grup Renk PG düzeyi Sonuç
T1 Beyaz renk >2.5nglml Östrustadeğil
T2 Açıkmavi renk 1-2.5ng/ml Östrusşüpheli
T3 Mavi renk <1 ng/ml Östrus
Tablo 3.Östrusun klinik bulgularıyla progesteron test sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu gruplandırılan in ek-lerden elde edilen gebelikoranları
Progesteron Düzeyine Göre
KızgınlıkDerecesi 50.0(13/26) 68.0(34/50) 70.0(42/60) 65.4 (89/136) Toplam % % T3 T2 % 20.0cd(1/5) 63.2abc (12/19) 42.9bcd(31,7) 83.8a(31/37) 11.1d(1/9) 80.4a (41/51) Toplam O(0/8) 23.8(5/21) 78.5 (84/107) T1 % KlinikBulgulara K1 0(0/2) GöreKızgınlık K2 0(0/6) Derecesi K3
tm·klcrdeKlinik!\iuil)'t'1i1'n Prugl'SltrOIlTe~I...
nulmuştur. Buna göre, en yüksek gebelik oranları
progesteron düzeyi düşük olan ve klinik
beürtüenn
gözlediği K2-T3 (%83.8) ve K3-T3 (%80.4) grubu
ineklerden elde edilirken, progesterondüzeyi yüksek
olan ve klinik belirtilerin tam olarak şekillenmediQi
Kı-Tl veK2-T1 grubu ineklerden hiçbirisi gebe
kal-madı. Diğer taraftan, östrusla ilgili klinik belirtilerin
lam şekillenmediQi ancak prcçesteron seviye si
düşük olan Kl-T3 grubu ineklerde gebehk oranının yüksek olduQu (%63.2) gözlen irkan, klinikbelirtilerin
çok belirgin ola rak görüldü Q:ü fakat proqesterondü
-zeyi orta seviyede olan K3-T2 grubu ineklerde ge
-balik oranının önemli derecede (P<0.05) düştüQü (%11.1)sapıarcı.
Tanışma ve Sonuç
Ülkerniz hayvanclllQın ın geliştirilmesi amacıyla
yapılan ıslah çalışmalarının başanya ulaşması ancak
saha şartlarında suni tohumlamanın yaygın, bilinçli
ve tekniQine uygun olarak yapı lmasına baQlıdır. Suni
tohumlama programlarınınbaşanya ulaşmasında ise
ineklarde Ostrusun do{ıru olarak teşhis edilmesi ve
en uygun tohumlama zamanının ayarlanması ol
-dukça Onemli bir rol oynamaktadır (Aksoy ve ark., 1993;Akın. 1998).
Östrusun süresi ve şiddeti, hayvanlar arasında
çevre slcakllQı (Sönmez ve ark.• 2005) , ine{ıin süt
verimi (Lopez ve ark., 2004). barındırma koşulları
(Gwazdauskas ve ark.• 1983). beslenme şartları (Ferguson, 1991) ve bireysel farklılıklara (Orihuela.
2000) baQh olarak deQişebihr. Bunun yanı sıra bazı belirtilerin proöstrus döneminde de belirgin ola rak
görülmeyebaşlaması tohumlamanın yanlış zamanda
yapılmasına yol açabilir (Foote. 1975,Diskinve s
rs-enan , 2000). Bu sebeple suni tohum lama y
ön-temiyle tohumlanacak ineğin klinik yönden yeterli
bilgi ve tecrübeye sahip bir uzman tarafı ndan mu -ayene edilmesi ve hayvan ın östrusta olup 01
-rnadığmm kontrol edilmesi gerekir. Yapılan
ça-lışmada, tohum lanan ineklerin klinik muaye ne
bulgularına gö re değerlendirilmesi sonucunda , ö
st-rusurtkllnlkbellrtııerinl açık ola rakgösteren ineklerin
gebel ik oranının (%70.0) klinik belirtileri tam olarak
göstermeyen lneklerinkine göre (%50.0) yüksek
01-duQu görülmesine rağmen sonuçlar arasında
is-tatistiki yönden farklı lı k bulunamamışıı r(p>O.DS).
Östrusta olmalarına raQmenbazı ineklerde
kli-nik muayene sı rasında Graaflolikülünün küçük olup
ovaryurnun Içtarafınado{ıru gelişmesi son ucutespit
eouememest ve uterustaki lonus artışının h
is-seoüememesi gibi durumlarda östrusun klinik yön
-denteşhis edilmesizorlaşabilir. Ayrıca bazı ineklerin
huvsuz olması ve rektumdaki şiddetli peristaltik
ka-sümalar yine klinikyönd en östru s tespitini olumsuz
yönde etkilemektedir (GrOne rt, 1979; Demirel.
2002). Sunulan çalışmada. klinik yönden östrusla n
şüpheligOrülenirekleroe gebelikoranının düşük çık maması yukarıda belirtilen sebeplerden kay-naklanabilir.Nitekim klinikbelirtilerin tam olarak
be-lirlenemedi{Ji (K 1 grubu) tnekler içerisinde
progesteron düzeyi dOşük çıkanların (K1-T3 grubu)
sayısınınyüksek Oıması (19/26) ve bugruptakiin
ek-lerin gebelik oranın (%63.2; 12/19) di{Jer gruplara
göre yüksek olması bu görüşle paralellik çös-termektedrr.
Üreme programlarında proçesteron test kıl' lerinin kullanılması özellikle östrusun doğru tespıt edilmesi ve tohumlamaların yanlış zamanda
va-pılmasının önlenmes inde önemli roloynamaktadır (Claycom b ve ark., 1998).Yapı lan çalışmada. pro-gesteron test sonucu östrustaoldukla rı şüpheli g
ö-rülen (T2 grubu) ineklerin %15.4 (21/136) oranında
olduQuve bunların tohumlanması sonucu elde edi-len gebelik oran ı nı n önemli derecede dOştüQü
(%23.8;5/21)görülmektedir.Bu sonuçlar.Tolenq ve
ark.'nın (1999) tchurnlanan inekler Içerisinde kan
progesteron düzeyi orta seviyede (1-3 nmoL1...) 0
1-duQunu belirledi{Jiineklerin oran ın ı%11.2olarak bil
-dirdiQi ve Nebel ve ark.fannm (1987) progesteron
düzeyi 1- 2.5 nmollL arasında bulunan östrustan
şüpheli hayyanların%25 .4oran ındaoldu{Junu tesprı eıti{Jiçalışmasonuçları ile benzerlikqöstermekıectr.
Proöstrus olarak adlandırılan dönemde bazen
gelişenlalikOlden salg ı lanan östrojeninetkisiyle öst
-rusun bazı davranışsal ve klinik belirtileri ortaya Çı
kabilir. Bu durum.yetişüneller tarafından genellikle hayvanın östrustaolduğu şeklindeyctumlarur ve ya-pılan klinik muayenede kesin tanı koymak güçıeşir. Oysa bu dönemde hayvançittleşmeyikabul etmez.
Ancak bu ayıncı lanı birçok işletmede kabul testiile
kontrol edilemed iQinden bu inekter erken dönemde
ıohumlanabilir. (Çoyan ve Tekeli: 1996, Beard en ve
ark.,2004).Yapılançalışmada. klinikbelirtilerin açık
olarak gönildüQü lakat progesleron düzeyi orta se
-viyedeolan(K3-T2 grubu) ineklerin gebelikoranının
düşük olması (%11.1) klinik belirtilerin
ö
s
uu
s
ön-cesinde belirgin olarak şekillenmesinden kay'
naklanabilir.
McCaughey ve Cooper(1980).progesteron dü'
zeyinin özellikle tohumlarnamn do{lru zamanda ya
-pılıp yapılmadığının belirlenme sinde etkili olduQunu
bildirdiği çalışmasında. östrusta olduğu tespit edilen ineklertn %7.7'si nin progesteron düzeyinin yüksek
çıktığın ı ve bunların hatalı olaraktohumlandlQınl tes
-pitetmiştir. NelJel (1988) ise.östrusların hatalı tespıt
SÖNMEZ. TÜRK.DEMIRel
test killerinin kullanılmasının özellikle östrusta
ol-mayan hayvanların belirlenmesinde etkili olduğunu
ileri sürmektedir. Benzer şekilde, Toleng ve ark.
(1999), tohumlanan hayvanların %11.6'sının luteal
dönemde olduğunu ve yanlış zamanda
to-humlandığını bildirmişlerdir. Bu çalışmada da,
ya-pılan progesteron test sonucu tohumlanan
inek-lerden %5.9'unun progesteron seviyesinin yüksek
olduğutespitedilmiş olup bildirilençalışma sonuçları
ile benzerlik göstermektedir.
Ineklerde foliküler büyüme dalgalar halindeşe
killenmekte olup bunlardan birisi de diöstrusun
or-talarında meydana gelir. Diöstrusun 10-12. günleri
arasında ovaryumlarda bulunan foliküllerden birinin
fazla gelişmesine bağlı olarak yüksek düzeyde
öst-rojensalgılanması ineklerde normalde östrusta
göz-lenebilen bazı davranışsal ve klinik belirtilerinin
or-tayaçıkmasına yol açabilir.Siklusortasında görülen
bu durum, yeterli klinik muayene yapılmadığı
tak-dirde hayvanın diöstrus esnasında tohumlanmasına
neden olur. Oysa hayvanda aktif bir korpus luteum
vardır.Kan progesteron düzeyi yüksek olup büyüyen
follikülde genellikle ovulasyonşekillenmediği için ge
-belik şansı yoktur (Çoyan ve Tekeli, 1996). Bu
ça-lışmada da, progesteron seviyesi yüksek olan
inek-lerin hiçbirindengebelik eldeedilememiştir.
Sonuç olarak, klinik muayene ile östrusta
ol-duğu belirlenemeyen ineklerde, östrus teşhisindeki
hataların önlemesi ve gebelik oranlarının artırılması
amacıyla pratik progesteron testlerinin kullanılması
faydalıolabilir.
Kaynaklar
Akın, A.i. (1998). Sığırlarda östrusun belirlenmesi. Türk Vet. Hek.Derg.,10(1-2),44--47.
Aksoy, M., Alan, M., Tekeli, T., Semacan,A.,Çoyan,K. (1993). Inek ve düvelerde östrus belirleme hatalarıve suni tohumlamauygulamasındakiönemi.Hay.Arş.Derg.,3(1), 28-30.
Bearden, H.J.,Fuquay, J.W.,Willard, S.T.(2004). Applied Animal Reproduetion. Prentiee Hall,New Jersey,USA. Claycornb, RW., Dslwlcle, M.J.,Munro,C.J., BonDurant, R.H. (1998). Rapid enzyme immunoassay for me-asurement of bovine progesterone. Biosens. and Bi-oeleel.,13, 1165-1171.
Çoyan,K., Aksoy. M. (1992). Östrus tespitinde kullanılan pratik yöntemler.Hay. Arş.Derg., 2(2),53-54.
Çoyan,K.. Özsar, S.,Güven, B.. Tekeli, T. (1991). Öst -rusun tanısı amacıyla pratik süt progesteron testinin kul-Ianımı.Hay.Arş.Derg.,1(1), 33-35.
Çoyan,K.,Tekeli,T.(1996).lneklerde SuniTohumlama 1.
-Baskı BahçıvanlarBasımSan.A.ş.Konya.
De Silva, AW.. Anderson, GW., Gwazdauskas, F.C.,
MeGilliard , M.L., Lineweaver, J.A. (1981).
ln-terrelationships with estrus behavior and conception in
dairyeattle . J.Dairyscı..64(12),2409-24 18.
Demirc i, E. (2002). Eveil Hayvanlarda Reprodüksiyon,
Suni Tohumlama ve AndrolojiDersNotları. Fı ratÜniv.Ve· terinerFak.YayınlarıNo:53,Elaz ı ğ.
Diskin , M.G., Sreenan, J.M. (2000). Exp ression and de
-teetion of estrus in eattle. Reprod. Nutr. Develop., 40. 481-491.
Ferguson,J.D.(1991). Nutrition andreproduction in dairy eows.Vet. Clin.North.Am.,7,483-507.
Foote, R.H.(1975). Estrus deteetion and estrus deteetion aids.J.Dairy Sei.,58(2),248-256.
Grünert, E. (1979). Zur Problematik der rektalen Ovar -kontrellebeim. Rind.Prakt.Tierarzt.,60.13-18.
Gwazdauskas, F.C. , Lineweaver, J.A., MeGilliard, M.L. (1983). Environmental and managemenl faetors affeetin g estrous aetivity in dairy eattle. J. Dairy Sei.. 66,
1510-1514.
Hafez, E.S.E., Hafez, B. (20 00). Repr oduetion in Farm
Animals.7thEd.Williams & Wilkins,Lippineott.
Lopez, H., Satter, L.D., Willb ank, M.C. (2004). He-lationship between levelof milkproduetionand estrus be -havior of lactating dairy eows. Anim. Reprod. Sci., 81, 209-223.
MeCaughey, W.J., Cooper, R.J. (1980). An asse ssmenl by progesterone assay of the aecuraey of estrus del eetion in dairy eows. Vet. Ree.,107(22),508-5 10.
Nebel, R.L., Whittier, W.D., Casseli, B.G., Britt, J.H. (1987). Comparison of on-larm laboratory milk pro -gesterone assays for idenlifying errors in deleel ionof est -rus and diagnosis of pregnaney. J. Dairy Sei., 70(7).
1471-1476.
Nebel, RL. (1988). On-larm milk proqesteron e ıesıs. J. DairySei.,71(6), 1682-1690.
Orihuela,A. (2000). Some faetors affeel ingthebehavioral
manifestation of estrus in ealtle. App. Anim . Behav. Sei., 70.1-16.
Özbeyaz, C. (1996). Hayvansal üretirndesığı rcılığın yeri ve önemi.Türk Vet. Hek.Derg., 8(4),5-7.
Sönmez,M.,Demirci, E., Türk,G., Gür, S. (2005). Effeet of season on some fertility parameters of dairy and beef eows in Elazığprovinee. Turk J.Vet. Anim.Sei.,29,821 -828.
Sturman, H., Oltenaeu, E.A.B., Foote, R.H. (2000).
lrn
-portance of inseminating only eows in estrus. T he-riogenology.53,1657-1667.
Toleng, L., Sonjya, H.,Yusuf,M.(1999).The use ol p ro-gesterone RIA lo inerease effici eney and quality ol ar -lifieial insemination serviees of beef ealtle in sount su· lawesi, Indonesia. Proeeedings of a final Researeh
Co-ordinationMeeling,Uppsala,Sweeden,37-43.
Van de Wiel, D.F.M.,Koops,W.(1986).Development and validation of enzyme immunoassay for progesteron e in bovine milk or blood plasma.Anim.Reprod. Sei.,10,201 -213.
Youngquist, RS., Biersewal, C.J. (1985). Clinical ma-nagement ofreproductiveproblemsin dairy eows.J. Dairy Sei., 68,2817-2826.