• Sonuç bulunamadı

Mesleki ve teknik eğitim kurumu olarak Tophane-i Amire Sanayi Alayları ve Mektebi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mesleki ve teknik eğitim kurumu olarak Tophane-i Amire Sanayi Alayları ve Mektebi"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çayeli’nden Erzurum’a

Yrd. Doç. Dr. Cemil Kutlu

ARMAĞAN KİTAP

Editörler

Prof. Dr. Selami KILIÇ Arş. Gör. Ahmet Safa YILDIRIM

(2)

Dizgi / Tasarım Ahmet Safa YILDIRIM

Kontrol ve Düzenleme Prof. Dr. Selami KILIÇ Arş. Gör. Ahmet Safa YILDIRIM

İletişim Atatürk Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanlığı ERZURUM Tel: (0 442) 231 19 91 E posta: drselami@atauni.edu.tr ahmet.yildirim@atauni.edu.tr Baskı Kasım, 2016 Erzurum

Atatürk Üniversitesi Yayınları, No: ISBN

Bu eser, 15 Ocak 2016 Cuma günü ebediyete uğurladığımız hocamız Yrd. Doç. Dr. Cemil KUTLU anısına onu çok seven ailesi, dostları, meslektaşları ve öğrencileri tarafından hazırlanmıştır.

(3)

449 Mesleki ve Teknik Eğitim Kurumu Olarak Tophane-i Amire

Sanayi Alayları ve Mektebi

Yrd. Doç. Dr. Ersoy ZENGİN

Özet

XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti birçok alanda modernleşme çabasına girmiştir. Modernizasyon çalışmaları özellikle orduda ve ordunun kullandığı silahlarda yoğunlaşmıştır. Modern silahlar Avrupa ve Amerika’dan ithal edildiği gibi bu silahların yerli üretimi için Tophane-i Amire Müşiriyetine bağlı fabrikalar inşa edilmiştir. Ancak Sanayi Devrimi sonrası ortaya çıkan üretim biçimini Osmanlı Devleti’nde tatbik etmek oldukça zor olmuştur. Yüksek kalite ve geniş üretim hacmi için teknoloji transferi gerekliydi. Üretim için makineler ithal edildiği gibi yeterli donanıma sahip mühendis ve işçilere de ihtiyaç duyulmaktaydı. Ancak bir tarım toplumu olan Osmanlı Devleti’nde işgücü için duyulan bu ihtiyacın karşılanması mümkün değildi. Üretimdeki üst sınıfı temsil eden mühendislerin bir kısmı yurt dışından sözleşmeyle getirilmiş ve yurt dışına mühendis eğitimi için talebeler gönderilerek bu açık kapatılmaya çalışılmıştır. Üretimde daha alt sınıfı temsil eden işçileri temin etmek mühendis temininden daha zor olmuştur. Nitekim sayıları binlere varan işçiler aynı metotla sağlanamazdı. Yeni kurulan fabrikalarda çalışmak üzere ilk mesleki teknik okul 1848 yılında Zeytinburnu’ndan kurulmuş olsa da faaliyete geçememiştir. İşçi temini sorunu 1862 yılında askerlik yükümlülüğünden faydalanarak İmalat Alaylarının oluşturulmasıyla çözülmüştür. Fabrikalarda askerleri istihdam ederek geçici olarak işçi problemine çözüm bulan devlet bu sorunu kalıcı olarak çözebilmek için Tophane-i Amire İdadi Sanayi Alayları Mektebini kurarak çocuk yaşta aldığı talebeleri silah sanayisi için yetiştirmeye başlamıştır. Bu mektebe kaydolan talebe yatılı olarak 3 yıl ihtiyat, 5 yıl idadi

Bu makale; Ersoy Zengin, Tophane-i Amire’den İmalat-ı Harbiye’ye Osmanlı Devleti’nde Harp Sanayii (1861-1923), (Yayımlanmamış Doktora Tezi) Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum 2015, isimli tezden derlenmiştir. 

(4)

450

ve 5 yıl sanayi adı altında eğitim almışlardır. Bu uygulama ile ülkede doğal olarak var olmayan işçi sınıfını devlet kendisi yaratmaya çalışmıştır.1

Giriş

Osmanlı Devleti’nde Yerli Silah Sanayi Oluşturma Çabaları XIX. yüzyıla girerken Avrupa’da Sanayi Devrimi ile birlikte üretimde buhar gücü yaygınlaşmıştır. Sanayi Devrimi sonucu Osmanlı geleneksel imalat sanayisi, Napolyon harplerini takip eden ilk kapitalist inkişaf devresinde (1818-1825) çökmeye başlamıştır.2 1840-1860 yılları arasında sanayide devletçilik politikası etkin bir şekilde kullanılmıştır. Avrupa devletlerinin üstün üretim teknikleriyle Osmanlı pazarını ele geçirmeye çalıştıkları bu dönemde devlet karşı tedbir olarak Feshane, Hereke, Basmahane (İzmit Çuha Fabrikası) gibi Avrupa tipinde üretim tesislerini kurmaya başlamıştır.3 Osmanlı’da endüstri alanında ilk işçi oluşumu bu dönemde kurulmaya başlayan savaş endüstrisi alanında olmuştur.4 Eski sanayi şekillerinin

1

Osmanlı silah sanayisinin işgücü kaynağını oluşturan Tophane Sanayi Alayları ve bu alayların eğitim gördüğü mektep ilk teknik okullardandır. Bu mektep öğrenci mevcudu bakımından da diğer mekteplerden oldukça ileride hatta en büyük olanıydı. Ancak genelde eğitim özelde mesleki teknik eğitim tarihi üzerine yapılan çalışmalarda bu mektepten neredeyse hiç bahsedilmediği görülmektedir. Bkz. Akyüz, Yahya, Türk Eğitim Tarihi M.Ö. 1000-M.S. 2012, Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2012. Güven, İsmail, Türk Eğitim Tarihi, Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2015. Turan Kemal, Ahilikten Günümüze Mesleki ve Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, İstanbul 1996. Kılınç, Mustafa, Türkiye’de Mesleki Teknik Eğitim Tarihi (1886-1986), Pegem Akademi Yayınları, Ankara 2016.

2

Ömer Celal Sarc, “Tanzimat ve Sanayimiz”, Tanzimat-I, Maarif Vekâleti, İstanbul 1940, 425.

3

1840-1860 yılları arasında devletçiliğe ağırlık verilmiş ancak büyük bir başarı elde edilemeyerek tesislerin birçoğu kapanmak zorunda kalmıştır. Uğranılan zarar yüz milyonlarca kuruşu bulmuştur. Basmahane, Feshane, İzmit Çuha fabrikası, Zeytinburnu Fabrikaları, Hereke Fabrikası, Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası gibi devlet fabrikaları Cumhuriyet yıllarına kadar devlet desteğiyle ayakta kalabilmişlerdir. Bundan dolayı 1860’lı yıllarda devlet sanayide etkin bir rol oynamayı terk etmiştir. Rifat Önsoy, Tanzimat Dönemi Osmanlı Sanayii ve Sanayileşme Politikası, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1988, 47, 56-57.

4

Hüseyin Avni Şanda, Yarı Müstemleke Oluş Tarihi-1908 İşçi Hareketleri, Gözlem Yayınları, İstanbul (?) 19.

(5)

451 idamesinin mümkün olmadığı ve sanayi faaliyetlerinin devam edebilmesi için modern bir endüstrinin teşekkül etmesinin gerektiği Tanzimat bürokrasisi tarafından anlaşılmış bulunuyordu. İhtiyacı karşılayan ve loncalarda teşkilatlanmış küçük imalathanelerin üretim kapasitesi ve kalitesi yeni ihtiyaçlara cevap verecek düzeyde olmadığından modern tesislerin kurulması zorunluydu.5 Serbest piyasa koşullarına göre hareket etmeyen devlet fabrikaları, toplumun değil ordunun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelikti.6 Osmanlı Devlet adamları imparatorluğun gücünü yeniden tesis etmek istiyorlardı. Bunun için Avrupalıların gücünü oluşturan sanayiye ve özellikle savaş sanayisine büyük bir ehemmiyet vermekteydiler.7 Buna karşılık XIX. yüzyılın başında Osmanlı Devleti ordusunu donatacak modern tesislerden yoksundu. İhtiyaç duyulan askeri malzemelerin dışarıdan ithal edilmesi ise oldukça külfetliydi. Bunun için yerli fabrikaların kurulması gerekliydi. Ancak Osmanlı Devleti’nde müteşebbis bir sanayi sınıfı oluşmadığından devlet ihtiyaç duyduğu malzemeleri üretecek fabrikaları bizzat kendisi kurmuştur. Sultan II. Mahmud döneminde buharla üretim yapılması için çalışmalar yapılmışsa da üretimde buhar gücünün etkin olarak kullanımı Sultan Abdülmecid döneminde gerçekleşmiştir.8

Sanayileşme her şeyden evvel bazı şartların varlığına bağlıdır. Hammadde veya ara mallar, alt yapı tesisleri, ihtiyaç duyulan sabit ve

5

Elif Süreyya Genç, Osmanlı İmparatorluğu’nda Yenileşme ve Buhar Makineleri, Doğu Kitapevi, İstanbul 2010, 122. 1826 tarihinde Yeniçerilerin ortadan kaldırılması, Osmanlı üretim tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu olay, devletin loncalardan uzaklaşmasını ve lonca imtiyazlarının savunucularını tasfiye edilmesini simgelemiştir. 1838’de İngiltere ile yapılan ticaret anlaşması, Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) Fermanları 1826’da çizilen yolu takip etmiştir. Halil İnalcık-Mehmet Seyitdanlıoğlu, Tanzimat; Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, İş Bankası Yayınları, İstanbul 2011, 736.

6

Yavuz Selim Karakışla, “Osmanlı Sanayi İşçi Sınıfının Doğuşu 1839–1923”, (Der. D. Quataert, E.J. Zürcher), Osmanlı’dan Cumhuriyet Türkiye’sine İşçiler, İletişim Yayınları, İstanbul 2007, 28.

7

Şerif Mardin, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e İktisadi Düşüncenin Gelişmesi (1838-1918)”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, III, İstanbul 1985, 624.

8

Soyluer, Serdal, Osmanlı Silah Sanayii'nde Modernleşme Çabaları (1839-1876) (Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2013, 37.

(6)

452

döner sermayeyi sağlayacak finansman müesseselerinin varlığı, iç ve dış pazarlarda rekabet kabiliyetine sahip ucuz ve kaliteli mal üretimi bu şartlardandır. Bu şartlardan başka sanayileşme, teknolojik bilgiye sahip olmayı, yani sanayi tesislerinin kuruluş ve işletilmesi belli bir düzeydeki mühendislik ve vasıflı işçilik hizmetlerini gerekli kılmaktadır.9 Sayılan bu şartların birçoğu Osmanlı Devleti’nde yeterli bir düzeye ulaşamadığından silah sanayisi oluşturmada çeşitli zorluklar yaşanmıştır.

Zeytinburnu Sanat Mektebi

Sanayi Devrimi sonrası Avrupa’da oluşan fabrikalaşma ve buharlı üretim tarzında çalışacak yeterli donanıma sahip mühendis ve işçi bulmak çözülmesi gereken başlıca mesele olarak Osmanlı idarecilerinin karşısında durmaktaydı. Zeytinburnu Fabrikası başlangıçta sivil ve devlet ihtiyacı için demir döküm fabrikası olarak düşünülmüş, ilerleyen yıllarda silah üretimine ayrılmıştır.

Bu fabrika Tanzimat sonrası sanayi kurma gayretlerinin en iddialı girişimi olmuştur. Zeytinburnu’nda oluşturulan fabrikalar kompleksi için yabancı mühendis ve işçiler getirilmiş, fabrikaya bağlı olarak kurulan sanayi mektebiyle buranın ülkede sanayileşmenin merkezi olması amaçlanmıştır. Bu sanayi kompleksinde değişik döküm işleri, makinalar, hatta gemi yapımı için bir demir fabrikası bulunmaktaydı.10

1848 yılında fabrikaların muhtaç olduğu teknik elemanları yetiştirmek gayesiyle açılması planlanmış olan Zeytinburnu Sanayi Mektebi Osmanlı Devleti’nde ilk erkek sanat okulu olma unvanını taşımaktadır. Mektebin binası yaptırıldığı, öğretim kadrosu teşkil edildiği ve burslu olarak bir miktar öğrenci de toplatıldığı halde öğretmenlerin bilgisizliği ve öğrenci burslarının ödenmemesi sonucunda kapanmak zorunda kalmıştır.11

9

Rifat Önsoy, Türk Alman İktisadi Münasebetleri (1871-1914), Enderun Yayınları, İstanbul 1982, 51.

10

Tekeli, İlhan-İlkin, Selim, “Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. Yüzyılın İkinci Yarısında Nafia Programları ve Teknoloji Gelişimi Üzerine”, Dünü ve Bugünüyle Toplum ve Ekonomi, Bağlam Yayınları, S:3, Nisan 1992, s. 37.

11

(7)

453 Bu dönemde İstanbul’da bulunan İngiliz seyyah Mac Farlane okulun faaliyete geçememesinde Dadyan ailesinin sorumlu olduğunu belirterek mekteple ilgili şu bilgileri vermiştir:

“Zeytinburnu’ndaki Sanat Mektebi “Ecole des Arts et Metiers”i örnek almıştı. Okul idarecileri olarak Ohannes Dadyan’ın oğlu ve yeğeni atanmışlardı. Burada matematik kimya, jeoloji, mineraloji, çizim dersleri ve sivil mühendislik dersleri verilecekti. Okula genç Osmanlı Ermenileri ve Türkler alınacaktı. Okulun ihtiyacı olan malzeme ve ‘Gabinetto Fisico’ ismi verilen laboratuvarı oluşturmak için gerekli malzemeler Londra, Paris, Berlin ve Viyana’dan satın alınmıştır. Fransız çizim kalemleri ve kâğıtları ithal edilmiş, kimya laboratuvarı, jeolojik türler ve maden çekirdekleri koleksiyonu Amerikalı Dr. Laurence Smith tarafından sağlanmıştı. Okul binası yapıldığı halde hiçbir zaman açılamamış ve yalnızca İstanbul gazetelerinde bir haber olarak kalmıştı. Harcanan emekler ve paralar boşa gitmişti.”12

İmalat Alayların Oluşturulması

Tophane-i Amire İdaresi, işlerini gördürecek tecrübeli amele kaynağını 1862 yılında “İmalat Alaylarını” oluşturarak sağlamaya çalışmıştır. Tophane ve Harbiye imalat mahallerinde istihdam olunan

“başıbozuk amelesi” bir nizama tabi olmadığından yapılan üretim

istenilen kalitede olmuyordu. Bunlar üçer dörder kuruş yevmiye ile 8-10 sene buralarda hizmet edip sanatı öğrendikten sonra esnaf fabrikalarında daha fazla para kazanmak ümidiyle Tophane Fabrikalarından ayrılmaktaydılar. Nizamiye askerleriyle topçu bölükleri için gerekli olan kundakçı, çakmakçı, demirci, saraç ustaları da bu başıbozuk amelesinden seçilmekteydi. Ne zaman ordulara bu kadrolar için eleman lazım olsa bu görevler kabul edilmiyor veya aşırı bir ücret talep ediliyordu. Tüm imalat mahallerini askerlerden oluşan amelelerle istihdam ederek Tophanedeki bu karışıklığa son verilmek

12

Charles Mac Farlane, Turkey and Destiny: The Result of Journeys Made in 1847 and 1848 to Examine into The state of That Country Vol-II, London 1850, 607.

(8)

454

isteniyordu. Harbiye taburlarıyla ambar taburlarından seçilen 1.266 adet nefer, 4 taburdan oluşmuş İmalat Alayı’nı oluşturacaktı. Bu neferlere tecrübe kazanana değin bir ücret verilmeyecek, daha sonra şevk ve gayretlerini artırmak için birinci derecede tahsil-i sanat edenlere 60, ikinci derecede usta olanlara 40 ve üçüncü derecede olanlarına da 20’şer para yevmiye verilecekti.13

Tophane İdadi Sanayi Alaylarının Kurulması

1862 yılında Tophane’de açılan “Sanayi Alayları”na ek olarak İstanbul ahalisi çocuklarından “şakird veya idadiye bölükleri” açılmasına teşebbüs edilmiştir. Bölüklere ilk başlarda “şakird bölükleri” denildiği halde Darüşşura’da yapılan müzakerelerden sonra “İdadiye Bölükleri” denilmesi uygun görülmüştür. İdadiye bölüklerinin kurulmasındaki temel gaye savaş malzemesi üretecek işçilere “layikiyle tahsil-i sanat” ettirmektir. İkinci gaye ise Osmanlı gençlerinin bir meslek edinmelerini sağlamaktır. Kalkınmada bilim ve sanayi eğitiminin önemi vurgulanarak, Osmanlı vatandaşlarının teknik eğitimden uzak durdukları belirtilmekteydi. Topraklarının verimli, insanlarının zeki olmasına rağmen Osmanlı ahalisi çocuklarını bilim ve sanayi alanında eğitim verme imkânlarından yoksun olmalarından dolayı refaha ulaşamadıkları bildirilmektedir. Çocuklar babalarıyla ağır işlerde beraber çalışarak zamanlarını boşa harcayıp ancak ekmek paralarını kazanabiliyorlardı. Fabrika-yı Hümâyûnlar herkesin sanat öğrenebileceği yerlerdi ve sanayi alayları içinde açılacak “şakird

13

BOA, MVL, 850/12, 20 Cemaziyelevvel 1279, (12 Kasım 1862). Tophane-i Amire Müşiriyetinin silah üretimi dışında boğazların korunması, bazı kalelerin idaresi gibi farklı görevleri bulunduğundan 22 binden fazla personelinin ancak 2.794’lük kısmı İmalat Alayları kadrosundaydı. Bkz. Devlet-i Aliyyenin 1279 (1863/64) Senesi Muvazene-i Umumiye Defteri, 65-66. Halil Paşanın İmalat alaylarıyla başlattığı bu gelenek Cumhuriyet Dönemi silah fabrikalarında da devam etmiştir. Harp sanayi alanında eleman yetiştirmeyi amaçlayan bu kuruluş 1950’lere kadar çok büyük değişikliğe uğramadan devam etmiştir. Saygı ve disipline dayanan usta çırak ilişkisi yüzyılı aşan bir süre boyunca devam etmiştir. Bkz. Halil Erğun, “Erzurum Çırakevi ve İkinci Derece Sanat İhtisas Okulu” Askeri Fabrikalar Mecmuası, VI/64, 1938, 113. 1950-1990 yılları arasında Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu için kalifiye eleman yetiştirme görevini çeşitli çırak okulları yerine getirmiştir. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Şevket Özsoy, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Kırıkkale Çırak Okulu, Türk Metal Sendikası Yayınları, Ankara 2013.

(9)

455 bölükleri” Osmanlı gençlerine askeri sanatlarda yetişme imkânı verecekti.14

Sanayi Alayları ikiye ayrılmıştı. Birinci Sanayi Alayı Zeytinburnu Fabrika-yı Hümâyûnuna verilmişti. Bu alay Baruthanelere de personel vermekteydi. İkinci Sanayi Alayı ise Tophane’deki Fabrikalar için ayrılmıştı. Genel olarak Tophane’deki fabrikalarda görevli olan İkinci Sanayi Alayının mevcudu Zeytinburnu Fabrikalarında görevli olan Birinci Sanayi Alayı mevcudundan daha fazlaydı. Sanayi Alaylarının eğitim ve idare işleri için ümera ve zabitan görevlendirilmiştir. Bu subayların sayıları sanayi alaylarının % 5 ile % 10’u kadardı.

Tablo 1. Tophane Sanayi Alayları (1886). 15

Alay Tabur Ümera ve

Zabitan

Silah Endaz Mevkii

1.Sanayi Alayı

1.Sanayi Taburu 51 946 Zeytinburnu Fab.

2.Sanayi Taburu 26 425 Baruthaneler 2 İdadi Taburu 25 469 Zeytinburnu Fab. 2.Sanayi

Alayı

1 Sanayi Taburu 63 1.226 Tophane Fabrikaları

2 Sanayi Taburu 61 1.006 “ 1 İdadi Taburu 29 564 “ 3 İdadi Taburu 29 574 “ Toplam 284 5.210 14

Ergin, Türkiye Maarif Tarihi I-II, 430-431; Feza, Günergun “İmalat-ı Harbiye Usta Mektebi ve Osmanlı Askeri Sanayi Kurumlarında Mesleki ve Teknik Eğitim Üzerine Notlar”, Prof. Dr. Mübahat Kütükoğlu’na Armağan, Zeynep Tarım Ertuğ (Ed.), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 2006, 466-477.

15

(10)

456

Grafik 3.1. Tophane Sanayi Alayları (1862-1911).

1862-1911 yılları arasında Tophane-i Amire’ye mensup sanayi ve idadi taburları 1886 yılında en yüksek rakama ulaşmıştır.16

Osmanlı Devleti’nde mesleki eğitimi sanayi mektepleri vermekteydi. Sivil talebeler için neredeyse her vilayette sanayi mektepleri açılmıştır. Devletin en büyük sanayi mektebi olan İstanbul Sanayi Mektebi aynı zamanda diğer sanayi mekteplerinin örnek aldığı bir mektepti.17 Tophane’deki Askeri Sanayi Mektebi (Sanayi Alayları) ve İstanbul Sanayi Mektebi’nin genel öğrenci profilini kimsesiz çocuklar oluşturmuştur. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda Bosna ve Rusçuk gibi Balkan şehirlerinden büyük bir göç dalgası gelmeye başlamıştır. Bunun sonucunda İstanbul’da avare

dolaşan anasız babasız muhacir çocukları sokaklardan toplanıp kısa

16

Sanayi Alaylarının % 5 ile % 10’u arasında değişen bir miktarı zabitandır. 1279 (1862/63) Muvazene-i umumiye, BOA, Y. E. E, 580, 49, Şubat 1883, Y. E. E,600, 49, Ocak 1885, Y. E. E, 608, 49, Aralık 1886, Y.E.E, 620, 48, Mart 1889, YPRK. ASK. 23/32 20 Temmuz1895. 1327 (1911) Muvazene-i Umumiye Defteri.

17

İstanbul Sanayi Mektebi için Bkz. Mehmet Ali Yıldırım, Dersaadet Sanayi Mektebi 1868-1926, İstanbul 2013. 1451 2794 2325 2186 3803 1422 1940 1584 1680 1508 1700 1315 1553 0 1000 2000 3000 4000 5000 6000 1862 1863 1883 1885 1886 1889 1895 1911 sanayi idadi

(11)

457 bir kursa tabi tutularak Tophane ve Tersanedeki Sanayi Alaylarına, Darüşşafaka ve Mekteb-i Sanayiye kaydedilmişlerdir.18

Grafik 3.2. Sanayi Alaylarının Fabrikalara Dağılımı (1886). Tophane’de bulunan fabrikalara sanayi alaylarının % 65’i ayrılırken Zeytinburnu Fabrikalarına % 27, Baruthanelere % 9’luk bir kısım ayrılmıştır.19

1885 yılı Tophane-i Amire İdadiye Taburlarının Düzenlenmesi

1885 yılında Ali Saib Paşa’nın Müşiriyeti zamanında İdadi Sanayi Alayları için birer mektep tesis edilmesi düşünülmüş eğitim programı hazırlanmış olsa da tatbiki 1891 yılında Zeki Paşa’nın Müşirliği sırasında olmuştur.20 Ancak bu arada daha askerlik çağına 18 M. A.Yıldırım, 102-103. 19 BOA, Y. E. E, 608, 49. Aralık 1886. 20

Mustafa Zeki Paşa, II. Abdülhamid döneminde 17 yıl Tophane müşirliği ve 25 yıl Askeri Mektepler Nazırlığı yapmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Müşir Süleyman Paşa’nın yaverliğinde bulunmuştur. 1883’te liva (tuğgeneral) rütbesiyle Askeri Mektepler Nazırlığına tayin edilmiştir. 1891’de bu nazırlığı muhafaza etmek üzere Tophane Müşirliğine atanmıştır. 1908 inkılabına kadar bu görevde kalmıştır.

Zeytinburnu Fabrikalarına verilen sanayi efradı; 996; 18% Baruthanelere verilen sanayi efradı; 451; 8% Zeytinburnu İdadi Taburu; 494; 9% Tophane Fabrikalarına verilen sanayi efradı; 2356; 43% Tophane İdadi Taburları; 1206; 22%

(12)

458

gelmemiş gençler alınarak yetiştirilmeye başlanmıştır. 1891 yılında Zeki Paşa sanayi alaylarına birer idadi sanayi mektebi ilave etmiştir. Burada yetişen gençler teori ve pratik derslerini birlikte almaya başlamışlardır. Bu mekteplerin ayrı müdürleri, öğretmenleri bulunmaktaydı.21

Ordunun ihtiyaçları için açılması zaruri görülen askeri mektep ve ihtisas mektepleri on-on beş sene sonra mezun verebilmiştir. Sürenin bu kadar uzamasının sebebi ilk, orta ve lise tahsilini yaparak hazırlanmış talebenin eksikliğinden kaynaklanmaktaydı. Bunun için mekteplere talebe hazırlayan idadiler ve idadilere talebe hazırlayan ihtiyat sınıfları açılmaya başlanmıştır. Böylece her mektebin bir idadi kısmı oluşturulmuştur.22

İnkılaptan sonra rütbesi alınan paşalardan birisi de Zeki Paşa olmuştur. 31 Mart Olayından sonra 1909’da Büyükada’ya, sonra da Rodos’a sürülmüştür. Zeki Paşa Sultan II. Abdülhamid’in vükelasının en bilgililerinden birisi olarak bilinmektedir. “Makine-ı Aliyye, Sunufü Salase Tabiyesi, Tabiye Misalleri” isimli eserleri bulunmaktadır. Zeki Paşa Fransızca, İngilizce ve Almanca bilmekteydi. Kültürü ve dilbilgisiyle tanınmış Sedat Zeki Örs ve Vedat Zeki Örs, Zeki Paşa’nın çocuklarıdır. İbrahim Aladdin Gövsa, Türk Meşhurları Ansiklopedisi, Yedigün Neşriyat, İstanbul 1946, 412. 1909 yılında Zeki Paşa, Rodos’ta kale içinde ikamete mecbur tutulmuştu. Kalede kalmak sağlığına zarar verdiğinden doktor raporu sunarak kale haricinde ikametini istemiştir. Bkz. BOA, DH. MKT. 2909/44, 24 Ağustos 1909. Zeki Paşa’nın oğullarından Sedat Zeki Örs 1950’de Demokrat Partiden 9. dönem Sivas milletvekili olmuştur. Bkz. TBMM Arşivi, Sedat Zeki Örs Dosyası.

21

Nuri Yurdakul, “Osmanlı İmparatorluğu Devrinde Askeri Fabrikalar İçin Sanatkâr Yetiştirme Usul ve Teşkilatı”, Makina Kimya Endüstrimiz, Sa.38, C.3, Ocak 1958, 16-18.

22

Osman Ergin, Türkiye Maarif Tarihi I-II, 426. İdad’ın kelime manası hazırlamaktır. Kendisinden üstün bulunan herhangi bir mektebe talebe hazırlayan mekteplere denilmiştir. Ergin, 494. 1830’lu yıllardan itibaren zaman zaman idadiler açılmışsa da ülke çapında yaygınlaşması 1884 yılından sonra olmuştur. İdadilerden beklenen başarı elde edilememiştir. Eğitimci İsmail Hakkı Baltacıoğlun’a göre; “İdadi teşkilatı Garb’ı körü körüne taklit etmenin bir misalidir. Garpta görmüşüz ki bir büyük iktisat var, onun yanı başında bu iktisadın maksadına hizmet edecek mektepler var. Demişiz ki bu mektepleri taklit ederek bu iktisadı temin edebiliriz. Bilhassa Fransa’da İdadilerin teşkilleri gayet sarihtir (açıktır). Bu maksat zannettiğimiz gibi iktisat yaratmak değildir. Bu memleketlerde amelenin üstünde; asıl sanayi mütefekkirlerinin altında bir tabaka halk var. Bunlar yukarıdan aldıkları fikirleri aşağı tabakalara indirmeye memur olan müdürler sınıfıdır. Şefler, patronlar,

(13)

459 İki adet sanayi alayının her biri üçer taburdan oluşmaktaydı. Alaylardan birisi Tophane Fabrikalarında, diğeri ise Zeytinburnu Fabrikalarında görevliydi. Her bir alayda, alay erkânı olarak bir mirliva, bir miralay, bir kaymakam, bir alay müftüsü ve bir alay kâtibi görev yapmaktaydı. 1.200 kişi seviyesinde olan Birinci Sanayi Alayı Tophane’deki mektepte eğitim gördüğü gibi Tophane grubunda yer alan Poligon-i Hümâyûn, Kırkağaç Fişek Fabrikası, Mamul Ambarı, Maçka Silahhanesi, Harbiye Ambarı, Mühendishane Matbaası’nda görev yapmaktaydılar. İdadi efradı maaşına ek olarak fabrikada çalıştıkları günler için ayrıca yevmiye verilmekteydi. Alaylardaki ümera ve zabitanın tamamı fabrikalarda çalışmaktaydı. Sanayi alayı kadrosunda bulunup da fabrikada çalışmayanlar ise tabip, cerrah, hoca, esvap emini, alay ve tabur kâtipleri ve dahiliye zabitanlarıydı.23 Böylece imparatorluğun iki sanayi müessesesi ortaya çıkmış oldu. Buralardan sanayi zabiti, ordu için tüfekçi, topçu, cephaneci, marangoz ve fabrikalara şube memuru gibi yüksek teknik adamları yetiştirilmekteydi. Tophane Müşiriyeti usta ihtiyacını bu şekilde kapatmıştır. Tophane müşiri aynı zamanda Mekatib-i Askeriye Nazırı olduğundan Kuleli, Mümtaz Topçu ve Harbiye Mektebi hocalarını sanayi mekteplerine gönderebilmekteydi. Bilhassa fen derslerine önem verilmekteydi. 24

Tophane Müşiri ve Mekatib-i Askeriye Nazırı Zeki Paşa ordunun ihtiyacı olan her türlü silahı imal etmek için gayret göstermekteydi. Sanayi İdadi Taburları gece dersleri almaktaydılar. Gece dersi müzakereleri mektep harici koğuşlarda yapılmaktaydı. Her takım, halka halinde ot minderlerin üstüne konan küçük masanın üzerinde bulunan petrol lambasının etrafına diz çökerek oturmaktaydı. Milyonlarca tahtakurusu ve pirenin ısırmaları arasında çalışmalara devam edilmekteydi. Zeki Paşa sık sık talebelere şu telkinde bulunmuştur: “Fen derslerine çok ehemmiyet verin. Vaktinizi

esirgemeyin. Yapacağınız silahlar ne kadar fenne uygun yapılırsa o

direktörler bu sınıftandır. Garpta bu sınıf vardır ve var olduğu için hususi bir tahsil almaya mecburdur…” Ergin, Türkiye Maarif Tarihi, III-IV, 1423-1424.

23

Ahmet Muhtar, Osmanlı Topçuları, Ahmet Köç (Haz.) İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul 2013, 133.

24

Mete Tunçay, “Değirmenci Faik Tekelerin Anılarında İmalat-ı Harbiye ve 31 Mart Olayı”, 94-95.

(14)

460

derece sağlam olur. Sizin yaptığınız silahlar ne kadar sağlam olursa harbiye efendileri de bu silahların kullanılmasını askerlere (o kadar rahat) öğreteceklerdir. Aldığınız vazifeler ehemmiyetlidir. Sizden iş, vazife bekliyoruz. Fen, sanata var kuvvetinizle çalışın, büyük fen adamları olun.”25

İstanbul ve taşradan idadiye taburlarına kaydolmak için gelen talebenin en az 12 en fazla 15 yaşında olması gerekmekteydi. Sanayi Alaylarında istihdam süresi 13 yıldı. Bunun 3 senesi “ihtiyat” sınıfında, 5 senesini “idadiye” sınıfında ve 5 senesini de “sanayi” sınıfında geçirilecekti. İdadiye ve sanayi sınıflarındaki 10 sene mecburi olmakla birlikte ihtiyattaki 3 yıl başarıya göre değişmekteydi. Mecburi tutulan 10 sene idadiye süresi birinci seneye kayıttan itibaren başlamaktaydı.26

Tablo 2. Tophane Sanayi Alayları İhtiyat Sınıfları Ders Programı (1885). Birinci Sene Elifba-yi Osmani (alfabe) Ecza-yı Kuran (din bilgisi) Hikayat-ı Müntahibe (seçilmiş hikâyeler) Yazı İkinci Sene Ecza-yı Kuran (Kuran-ı Kerim) İlmihal (din bilgisi)

Risale-i ahlak Rakam ve A’mal-i Erbaa (dört işlem) Üçüncü Sene Kuran-ı Kerim Dürr-i Yekta (Hz. Muhammed’in Hayatı)

İmla-Hattı Türki Hesaptan kesri adi (Bayağı Kesir) ve Aşari (Ondalık Kesir)

Medhal-i kavaid (Hukuka Giriş)

İlerleyen yıllarda ihtiyat sınıfı müfredatına bazı dersler eklenmiştir Birinci sınıfta yukarıdaki derslere ek olarak Tadad ve terkim (sayıları okuma ve yazma) ikinci sınıfta Kıraat-ı Fenniye

25

Mete Tunçay, “Değirmenci Faik Tekelerin Anılarında İmalat-ı Harbiye ve 31 Mart Olayı” 95.

26

(15)

461 (istihkâm ve muharebe bilgisi), imla ve hüsnühat (güzel yazı), üçüncü sınıfta ise muhtasar coğrafya dersleri eklenmiştir.27

Tablo 3. Tophane Sanayi İdadi Alayları Ders Programı.

Birinci Sene Kavaid-i Osmaniye (Osmanlıca gramer) Mükemmel ilm-i hesap Hendese-i Hattiye (doğrusal geometri) Fransızca-Resim

İkinci Sene Tatbikat-ı hesabiye (hesap uygulamaları) Eskal-i hendese (hesap işleri) Muhtasar Tarih-i Osmani Fransızca-Resim Üçüncü Sene Cebr-i Adi (Geometriye Giriş) Hikmet ve kimya-yı Sathi (Yüzey Kimyası) Cerri Eskal (Ağırlık Kaldırma hesapları) Fransızca-Resim Dördüncü Sene Cerr-i Eskâl (Ağırlık Kaldırma)

Hikmet ve kimya Fransızca Resim

Beşinci Sene

İlmi Mesaha (ölçme bilgisi)

Hikmet ve Kimyanın Sanaiye Tatbiki

Fransızca Resim

İhtiyat sınıfları talebesi fabrikalara iş başına gitmeyerek her gün

ders ile meşgul olacakları gibi idadiye talebesi iki şubeye ayrılarak nöbetleşe bir gün fabrikada iş başı diğer gün ise derste bulunacaklardı.

Sanayi sınıfları efradı eğitim görmüş efrattan olacaklarından bunlara

ders verilmemekteydi. Özür sahibi olmaksızın derse gelmeyenler, derste uslu durmayanlar, dersine çalışmadan gelen öğrenciler öğretmenler tarafından idareye bildirilecektiler. İlim ve fenle ilgili dersler zabitan tarafından verileceği gibi dini dersler için dışarıdan maaşlı hocalar tedarik edilecekti.

Efrat öncelikle genel sanayi mesleklerine yönlendirilmekteydi. Bu sanayi dalları şunlardır: demircilik, makinecilik, eğeci ve çarkçılık, dökmecilik, marangoz ve modelcilik, kundakçı ve tüfenkçilik,

27

Bülent Varlık, Ali Tunalı Vatana Hizmette 70 Yıl, İstanbul, 2005, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2005, 30.

(16)

462

kılıçcılık, kazancılık, ocakçılık, nakkaşlık, saraçlık, tenekecilik, şenlik ve muharebe fişenkçiliği, telgrafçılık, oymacılık, ateşçilik. Bu genel sanayi dallarından başka Fabrika-i Hümâyûnlarda her çeşit şeşhane tüfeklerine mahsus fişekçilik, haddecilik, kalcı (maddeleri eritip ayıklama) güllecilik, muayenecilik, topçuluk, barutçuluk, gibi özel sanayi kolları bulunsa da bu sanatlar sadece Fabrika-i Hümâyûnlara özel olduğundan özel sektörde talep olmayacağından efrada dışarıda hayatlarını kazanmak için genel sanat dallarından birisi öğretildikten sonra özel dallardan birisi öğretilecekti.

Tablo 4. Tophane Sanayi/İdadi Alaylarının Yevmiyeleri

Para Sene Sınıf - - - 1 2 3 İhtiyat sınıfları 10 20 30 40 50 1 2 3 4 5

İdadiye sınıfları şakirdanı

70 90 110 130 150 6 7 8 9 10

Sanayii sınıfları efradı

Toplam 13 yıllık teorik ve pratik eğitimi tamamlayan talebelerden başçavuş rütbesine ulaşanlar arasından “tezkere bırakanlar” mülazım-ı salis olarak atanmaktaydı. Diğerleri de sanat derecelerine bağlı olarak en fazla bir gümüş mecidiye gündelikle fabrikalarda istihdam edilmekteydi. Terhis edilenlerden orduda kamacı, tüfekçi demirci gibi alay ustalıklarına talip olanlar, bir yıl süreyle fabrikalarda bu sahalarda staj gördükten sonra, yapılan sınavı

(17)

463 kazanmaları halinde alay ustası unvanı ile orduda çalışmaya devam etmekteydiler.28

İş başında iken bir kaza sonucu sakat kalan idadiye zabitan ve efradı doktorlar heyeti tarafından muayene edilmekteydi. Heyetin vereceği maluliyet derecesine göre kayd-ı hayat şartıyla “Askeri

Tekaüd Nizamnamesi” hükümlerine uygun olarak maaş bağlanmaktaydı. İdadiye efradı hasta oldukları zaman nizamiye askerleri gibi sıhhiye işlemleri yapılmaktaydı. İfası mecburi olan on sene29 istihdam müddetlerini tamamladıkları halde “mülazım-ı

sanilik” rütbesine nail olamayan efrad idadiden ihraç olunmaktaydı. O

zamanki askere alma kanununa göre bulundukları bölgede kur’a ile mükellef ise “redif”, askerlikten müstesna bölge ahalisinden ise

“ihraç” tezkeresi verilmekteydi.

İdadi sınıfından çıkmak ancak istihdam süresini tamamlayarak tezkere almaya bağlıydı. Geçerli bir özrü olmaksızın çocuklarını mektepten almak isteyen ailelerden “Askeri Mektepler Kanunu”nda olduğu gibi yapılan masraflar geri istenmekteydi. Tahsillerini bitirip ayrılanlara birer sanat diploması verilmekteydi. Bu diplomada efradın eğitim gördüğü sanat dalı ve bu sanattaki derecesi yazılmaktaydı. Mektepten mezun olanların diplomaları istihdam olunduğu fabrikanın memurları tarafından mühürlenerek Tophane-i Amire Meclisi ile Tophane-i Amire Müşiriyeti’nce tasdik edilmekteydi. Fabrika-i Hümâyûnlar için mevcut amele yetmediği zaman öncelikle idadi sınıfından sanat diploması alıp çıkanlara müracaat edilmekteydi. Bu ameleler fabrikalarda kullanıldıkları müddetçe kendilerine sanat derecelerine mahsus yevmiye verileceği gibi bunlar; demircilik, kamacılık, tüfekçilik, marangozluk, gibi hizmetlerle orduyu

28Varlık 31-36 29

Mecburi süreyi tamamlamadan ayrılmak isteyenlerin izlemiş oldukları yollardan biri de sahte sakatlanmaydı. Fakat sıkı bir doktor muayenesi sonucunda bu gibi teşebbüsler sonuç vermemekteydi. Örnek olarak Sanayi Alayı efradından İsmail isimli amelenin parmağından yara alarak parmağının kuvvetsiz olduğundan bahisle Fabrika-yı Hümâyûnlarda çalışamayacağını iddia ederek Mekteb-i Askeri Tıbbiye Tahrirat Kalemine müracaat ederek doktor raporu almak istemiştir. 25 Ocak 1901 tarihinde verilen doktor raporunda; yaranın az bir zaaf yarattığını ve harekete engel olmadığını belirterek yaranın birkaç ay zarfında iyileşeceği bildirmiştir. Bkz. BOA, ZB, 301/21, 20 Mart 1901.

(18)

464

Hümâyûnlara gitmek isterlerse öncelikli olarak bu kişiler tercih edilecekti.30

1909 yılında Tophane-i Amire Nezareti, İmalat-ı Harbiye Müdüriyet-i Umumiyesine dönüştürülmüştür.31 Tophane’de bulunan mektep Zeytinburnu’na taşınarak İmalat-ı Harbiye Mektebi ismini almıştır. Bu düzenlemenin temel sebebi; tarihte “31 Mart Vakası” olarak bilinen 13 Nisan 1909’da başlayan isyan hareketidir. Tophane-i Amire mensuplarından memur ve Amele-i Daime’den bir iki kişi istisna edilecek olursa 31 Mart olayına karışmamışlardır. Ancak sanayi alayları isyan hareketinde etkindi. 16 sanayi alayı talebesi 3 ila 15 yıl kürek cezasına çarptırılmıştır.32 Bu olay sonucunda Tophane-i Amire Nezaretinde çeşitli düzenlemeler yapılmış ve nezaret, İmalat-ı Harbiye Müdüriyeti Umumiyesine dönüşmüştür. Tophane’de bulunan Mektep Zeytinburnu’na taşınmış ancak sanayi alayı terimi kullanılmaya devam edilmiştir.

Mahmud Şevket Paşa 1909 yılında Harbiye Nazırı olmuş, ilk iş olarak Tophane’deki Birinci İdadi Sanayi Alayı ile Zeytinburnu’nda bulunan İkinci İdadi Sanayi Alayını kaldırmıştır. Sanayi Alayları talebelerini geçici sınıflar mezunu yaparak hepsini fabrikalara dağıtmıştır. Birinci ve İkinci Sanayi İdadi Taburlarının yaşları 16’yı geçmemek şartıyla sınıfların birincisinden onuncusuna kadar talebeler toplanarak yeni açılacak olan mektebin ilk sınıfı oluşturulmuştur. Mahmud Şevket Paşa, Zeytinburnu’nda acele olarak bir bina yaptırıp “İmalat-ı Harbiye Mektebi” ismini vermiştir. Dört nazari (teorik) sınıf, dört ameli (pratik) sınıf oluşturarak sekiz sınıflık mektep

30Tophane-i Amire İdadiye Taburlarının Tensiki, Madde: 47-52. 31

Bahr-i Sefid (Akdeniz) ve Bahr-i siyah (Karadeniz) sahilleri muhafız alayları Tophane Nezaretine bağlıydı. Tophane Nezareti 1909 senesinde İmalat-ı Harbiye Müdüriyet-i Umumiyesine çevrilerek Harbiye Nezaretine bağlanmıştır. Böylece İmalat-ı Harbiye Müdüriyeti sadece silah ve mühimmat işleriyle meşgul olmaya başlamıştır. Bkz. MAZC, Devre: 1, İçtima Senesi: 2, Birleşim: 92, Cilt: 2, 9 Haziran 1326 (22 Haziran 1910), 555.

32

(19)

465 teşkilatı oluşturmuştur. Buna karşılık buradan mezun olanlar sekiz senelik mecburi bir hizmete tabi olacaklardı.33

Osmanlı orduları için gerekli olan tüfekçi, kamacı, demirci, marangoz ustalarını yetiştirmek; fabrikalar için icap eden tesviyeci, tornacı, demirci, frezeci,34 dökümcü gibi sanayi erbabını teori ve pratik derslerle yetiştirilerek fabrikaların usta ihtiyacı İmalat-ı Harbiye Mektebi Sanayi Alayı tarafından karşılanmaktaydı. Ancak Sanayi Alayı’ndan istenen verim alınamadığından 1914 yılının mayıs ayında “Nazari Usta Mektebi” ismiyle ıslahat ve tasfiyeye uğramıştır.35 İmalat-ı Harbiye Müdürü olan Necmeddin Bey tarafından hazırlanan kadro, program ve talimat, Harbiye Dairesi Ordu Şubesi Kısmı tarafından incelenerek onaylanmıştır.

“Nazari Usta Mektebi” 4 sınıf olmak üzere teşkil edilerek

buraya sadece rüştiye (ortaöğretim) mektebinden mezun olanlarla rüşdi derecede öğrenim gördüğünü ispat edenler kabul edilecekti. Hâlihazırda mektepte mevcut olan fakat usta mektebine kayıt olacak eğitim seviyesinde bulunmayanlar için sınıfa mahsus adıyla üç sınıf teşkil edilmiştir. Bunlar usta mektebine geçtikçe yerlerine ilköğretimden mezun talebeler kaydedilecekti. Usta mektebinin dördüncü sınıfında talebeler özel olarak hazırlanmış bir imalathanede derslerini uygulamalı olarak göreceklerdi.36 Ameli (pratik) kısmındaki

33

Tunçay, “Değirmenci Faik Tekelerin Anılarında İmalat-ı Harbiye ve 31 Mart Olayı”, 99, Eyüp Durukan, Askeri Fabrikalar Tarihçesi, Askeri Fabrikalar Basımevi, Ankara 1940, 60-61.

34

Freze, Tornacılıkta, bir deliğin ağzını genişletmeye yarayan çelik alet, Bkz. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.57 3905d0b1f823.68238654 (E.T. 14. 05. 2016).

35

İmalat-ı Harbiye Usta Mektebi için 1915 yılında bir Almanca muallimine ihtiyaç duyulmuştur. İkdam, Numara: 6500, 12 Mart 1331 (25 Mart 1915), 2, İmalat-ı Harbiye Sanayi Mektebi’nin rüşdi kısmı Tophane’de, İdadi kısmı ise Zeytinburnu Mektebi’ndeydi. Rüşdi kısma öğrenci alımları Ağustos ayında idadi kısma ise Eylül ayında başlamaktaydı. İkdam, Numara: 6629, 19 Temmuz 1331 (1 Ağustos 1915), Eyüp Durukan, Mektebin 1916 senesinde Tophaneye nakledilerek İmalat-ı Harbiye Usta Mektebi ismini aldığını bildirmektedir. Durukan, Askeri Fabrikalar Tarihçesi, 61.

36

(20)

466

talebelere sınıflarına göre istihkaklarına ek olarak 3, 6, 9, 12 kuruş yevmiye verilmekteydi.37

Mektepten mezun olanlar sanayi taburunda tahsile mecbur tutulacaktılar. Sanayi taburuna nakledilenler hükümetin ihtiyacına göre tüfekçi, kamacı, marangoz, demirci alanlarından birine kura çekerek seçileceklerdi. Kurayla sanat dalı belirlenenler çalışacakları fabrikaya tevzi edilecekler ve orada dört sene boyunca ikmal-i tahsile mecbur tutulacaklardı. Hükümetin ihtiyacından fazla kalanlar ise yine kura suretiyle tesviyeci, demirci, marangoz gibi sanat dallarına göre seçilerek fabrikalara gönderilmekteydiler. Sanayi taburundan diploma alarak liyakat kazananlar ilga edilen sanayi alayında olduğu gibi askerlik hizmetlerini ifa etmiş olacaklardı. Bunların askerlik süreleri sanayi alayına kabul oldukları tarihten itibaren başlatılmaktaydı.38

Sanayi taburundan her sene azami 80 talebe mezun olmaktaydı. Öncelikle ordularda görev alacak ustalar ayrılmaktaydı. Gelecekte kurulması planlanan fabrikalar için muktedir usta yetiştirilmesi ise şu şekilde olacaktı; sanayi taburundan diploma alanlar mezuniyet tarihlerinden itibaren fabrikalarda sekiz sene çalışmaya mecburdular. Sanayi taburundan yüksek derece ile fabrikalara dahil olanlar usta yevmiyesiyle, orta ve daha aşağı derecede olanlar ise kalfa yevmiyesiyle istihdam olacaklardı. Sekiz sene zarfında sanatında ilerleme gösterenlerin yevmiyesi 2 derece arttırılabilecekti. Sekiz yıllık mecburi hizmetleri bitenler fabrikalarda hak ettikleri yevmiyeleri alacaktı.

Tophane’de bulunan Mühendis Mektebi binası İmalat-ı Harbiye’ye devredildiğinden “Nazari Usta Mektebi”nin bu binaya nakledilmesi düşünülmekteydi. Programı gereğince mayıs ayında eğitime başlaması planlanmaktaydı.39

1914 yılında İmalat-ı Harbiye Genel Müdürü Necmeddin Bey’in programını hazırladığı Nazari Usta Mektebi 1921 yılına kadar

37

Durukan, Askeri Fabrikalar Tarihçesi, 61. 38

ATASE, BDH, 1873.7.006.17, 3 Mayıs 1330 (16 Mayıs 1914). 39

ATASE, BDH, 1873.7.006.17, 3 Mayıs 1330 (16 Mayıs 1914). Mektebin eğitim kadrosu ve ders programı için Bkz. Ersoy Zengin, Tophane-i Amire’den İmalat-ı Harbiye’ye Osmanlı Devleti’nde Harp Sanayii (1861-1923), 385-387.

Şekil

Tablo 1. Tophane Sanayi Alayları (1886).  15
Grafik 3.1. Tophane Sanayi Alayları (1862-1911).
Grafik 3.2. Sanayi Alaylarının Fabrikalara Dağılımı (1886).  Tophane’de  bulunan  fabrikalara  sanayi  alaylarının  %  65’i  ayrılırken Zeytinburnu Fabrikalarına % 27, Baruthanelere % 9’luk bir  kısım ayrılmıştır
Tablo 2. Tophane Sanayi Alayları İhtiyat Sınıfları Ders Programı   (1885).  Birinci  Sene  Elifba-yi  Osmani (alfabe)  Ecza-yı  Kuran (din bilgisi)  Hikayat-ı  Müntahibe (seçilmiş hikâyeler)  Yazı  İkinci  Sene  Ecza-yı  Kuran  (Kuran-ı Kerim)   İlmihal  (
+3

Referanslar

Benzer Belgeler

ÇAKMAK FEYSEL, ÖZKAN AHMET İSMAİL, HAŞİMİ NESRİN, DEMİRCİ ÖZLEM, TOLAN VEYSEL (2018).. Screening Antimicrobial Activity of

Madde 51 — Fırınların ve gıdaî maddelerin buluna- cakları diğer mahallerin yapılarına ve sair hususlarına ait şartlar Dahiliye ve Sıhhiye Vekâletleri tarafından

● Tüm exome veya tüm genom dizilimi ile erken doğuma katkıda bulunan genlerin tanımlanması, spontan preterm doğum riskini belirlemek için. popülasyona özgü biyobelirteçlerin

• Kromozomal ( 22q11 mikrodelesyonu-%25) ve ekstra kardiyak anomali (SSS ve GIS, hiperekojen akc dokusu) riski yüksektir. • Tüm konjenital kardiyak anomalilerin %1 i,

*Hipoplastik (sağ) ventrikülden aort, dominant (sol) ventrikülden pulmoner arter birbirine paralel olarak çıkmaktadır → Büyük arter transpozisyonu (L-TGA). Ao

Pınar Kumru Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi.. Perinatoloji Kliniği, Çocuk

Meşrutiyet Devrinde Vilayet Sanayi Mekteplerini Yeniden Yapılandırma Girişimleri: Vilayât Sanayi Mektepleri Tertibatı”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya

tıkanıklığı, tek taraflı burun akıntısı, geniz akıntısı şika- yeti ile kliniğimize başvuran hastamızda da öncelikle kronik sinüzit düşünülmüş anamnez