• Sonuç bulunamadı

Aşık Çelebi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aşık Çelebi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AŞI - AŞIK O Y U N U

Aşı sandığ ı: masa

başında yapılan asma aşılarını çimlendirmek için kullanılır (bk. İN­ GİLİZ KALEM ASISI). Aşı yeri: kalemle anacın birleştiği yere derler. Şay?t kalemle anaç arasında büyüme farkı varsa A. yeri şi­ şer, kabarır. Ayva üze­ rine aşılanan bazı ar­ mutlarda A. yeri şişkin olur.

ÂŞIK (XVII. yüz­ yıl), Türk halk şairi. Murad IV. ün 1631 de

öldürülmüş olan musahibi Musa Çelebi için ağıdı ve 1643 yılında başlamış olan Girit savaşlarına dair şiirleri vardır. Â. , XVII. yüzyılın haklı bir ün kazanmış kuvvetli halk şairlerindendir.

ÂjŞIK*JÇELEBl (asıl adı: Pir Mehmet; 1520-1572) Türk bilgity, şairi ve tezkire sahibi. A., bütün kaynaklara göre Seyyîd (Muhammet peygamberin soyundan) dir. Bü­ yük atası Bağdat'lıdır. Yıldırım zamanında Bursa’ya gel­ miş, oıaya yerleşmiştir. Kendisiyle çağdaş olan tezkireciler Burşa'h olduğunu söylerler. Sonraki kaynaklardan yalnız

Sakâyık Zeyli, Prizren'Ii olduğunu kaydeder.

Zamanının en tanınmış bilginlerinden okumuş, bir zaman gezgincilikle vakit geçirmiş, bir müddet de Bursa’da Emir Sulun evkafının mütevelüliğinde, sonra da birçok yer­ lerde kadılıklarda bulunmuştur. Dikbaşlı ve geçimsiz bir adam olduğundan arada bir memuriyetinden çıkarılan Â. ,

49

yine işsiz kaldığı bir sırada, yazdığı şairler tezkiresini padi­ şaha, Arapça Şakayık Zeyli'nide sadrazama sunarak ölünce­ ye kadat işinden çıkarılmamak üzere Üsküp kadılığına atan­ mış ve orada ölmüştür.

Hüseyin Vâız’in Ravza tiiy süheda %vn\, Gazalî’nin El-

tibr-iil-meybûk fi nasıtyih il-mülûk'ini, Hatip Kasımoğlu’nun Ravza’ sini, Taşköprülüzade’nin Şakaylk-t nu' maniye’ sini

Türkçeye çevirmiş, İbni Teymiye'nin siyaset ve askerlikten bahseden Es-siyase tiiy-yer’iyye fi ıslâbir râi ver-râiyye’sini

Mı‘râc-ül-eyâle ve minhâc-ül-adâle adiyle yine Türk diline

nakletmiştir. Bunlardan başka, kendi yazdığı manzum Zi-

getvarname's\, Şehrengiz-i Bursa'sı, D ivanı ve Meyâir-üy- yuaui adlı bir şairler tezkiresi vardır.

Bu eserlerin en önemlisi Meydir iiy-yuaradır. Â., eb- ced harfleri üzerine tertip edilmiş olan bu eserinde kendi zamanına kadar gelen ve kendisiyle çağdaş olan şairlerin biyografyalannı, şiirlerinden bazı örneklerle beraber yazar. Tenk'd bakımından Lâtifi tezkiresi kadar önemli değildir, bu nunla beraber, biyografyalannı yazdığı kişilerin, hele sevmediklerinin, özel hayatlarını deşip açıklamadan pek, hoş­ lanır. Onun bu zaafı yüzünden eski şairlerin özelliklerini, inançlarını, meslek ve meşreplerini, bu tezkireden öğren­ mek mümkündür.

ÂŞIK GARİP: bk. GAfîft?.

AŞIK KEMİĞİ (Astraglf Talus), ayak bileğinin yedi kemiğinden biri. Yukarda bacak kemiklerinin alt ucla- riyle, aşağıda topuk kemiğinin ve yanlarda bacak kemikleri­ nin aşık çıkıntıları (malleoller) arasındadır.

ÂŞIK KEREM: bk. KEREM.

AŞIK OYLUMU (Folklor), koyunun arka ayaklarının diz kısmından çıkarılan ve dört yüzü ayrı ayrı şekiller gös­ teren ufak kemik (bk. AŞIK KEMİĞİ) ile oynanan oyun. Koyun aşığı, birkaç tanesi bir arada, elde kolaylıkla oyna­ nabilecek büyüklükte olduğu ve yere düştüğü zaman her yüzii üzerinde durma ihtimali bulunduğu için, çok eski amanlardaıı beri Anadolu ve İç Asya kavimleri arasında, daha sonraları da Yunan ve Roma halkınca zar yerinde kullanılmış ve A. la oynanan çeşitli kumar ve kader oyun- laıı oluşmuştur.

Hitit'lerde A. oyunu herhalde yaygındı. Anadolu’da Hitit kazılarından pek çok A. kemiği çıkmıştır. Ankara Hitit müzesindeki bir kabartmada A. oynıyan kıral çocukları gö­ rülmektedir. Eski Yunan'da da aşığın oyunda kullanıldığı biliniyor; Yunanca buna aslragalos (çoğulu: astragaloi, Lât:

tali) derlerdi. Aşığın dört yüzünün ayrı ayrı isimleri ve de­

ğeri vaıdı. M. O. V. yüzyıl sonunda yaşamış Yunan res­ samı Zeuksis'in aşık oynıyaıılar resmi ünlüdür (bu res­ min kopyası için bk. ALEKSANDROS).

Anlaşılan, Yunanlı'laıda büyüklerde A. oynuyorlardı. Yunanlı'Iarda, dört aşıkla oynanan A. nun iki tipi vaıdı: birincisi, bugün bizdeki beş-taş oyunu gibi, aşıkların birini veya ikisini havaya atarken, geride kalanları yerden, belli hareketlerle toplamaktan ibaretti; İkincisinde, aşıkların her bir yüzünün, zardaki gibi, birer değeri vardı: yere ser­ pilen dört aşığın üste gelen yüzlerinin durumuna göre, derece derece iyi veya kötü oyun elde edilmiş olurdu. Bu oyun durumlarından her biri bir tanrı, ünlü bir kahraman, v. b. adlarını taşırdı. En iyi oyun, dört aşıkta dört ayıı yü­ zün üste gelmesiyle elde edilen «Venüs oyunu»; en külü oyun da, dört yüzün «bey» konmasiyle elden edilen «köpek oyunu» idi. Kazılarda çok miktarda aşık kemiği bulunma-ÂŞIK ÇELEBİ

(2)

50

AŞIK O Y U N U - AŞIK PAŞA

sından Romalı’larda da bu oyuna büyük rağbet olduğu

anlaşılıyor.

Arap'lar arasında da, herhalde daha İslâmlıktan önce A. yaygındı. VIII. yüzyıl ortalarına ait kaynaklardan nak­ len bilgi veren Kıtâb-iil-Agânı'nin naklettiği bir rivayette bir münasebetle anlatıldığına göre. İslâmlığın doğuşu sıra­ sında A., Atap çocuklarının oyunu idi.

Türk - Moğol kavimlerinin yayıldığı her yerde A. nun türlü çeşitleri de, başka kavimlerden çok daha ge­ lişmiş ve çeşitlenmiş olarak yayılmıştır. Oğuz'ların destanı edebiyatlarının, aynı zamanda onların en eski âdet ve gele­ neklerini de aksettiren bir ürünü olan Dede Korkut kita­ bında Oğuz çocuklarının-hattâ Bey ve Han çocuklarının- meydan yerinde A. oynadıkları anlatılır.

Anadolu’da zamanımızda da A. , köylerde, küçük kasabalarda ve şehirlerin, modern oyunlaıın eski oyun­ ları unutturmadığı ve onların yerine yerleşmediği mahalle­ lerinde çocuklaıın başlıca kader kumar oyunlarıdır; aşık kemikleri para ile alınıp satılır, boylarına ve bazı özellikle­ rine göre değer taşıyarak oyuncu çocuklar arasında müba­ dele maddesi olur. Bu oyunun pek çok çeşitleri vardır. Esas, Yunanlılardaki ikinci tip oyunda olduğu gibi, aşık kemiğinin dört yüzünün ayrı ayrı değeri ve hassası olma­ sındadır. Aşığın, daha enli.olan iki yüzünden çukur olan taraf aç ((ik, cuk), bunuö jfümsek olan karşı tarafı tok

(.lök, v. b.), dar ve düzce olan diğer iki yüzünden kenarı

h ıfifçe kalkık, ortası çukurca olan tarafı bey (say, kazak,

kallek, kel-ali, v. b J , bunun kenarsız, düz olan karşı tarafı

da kıt ( tokatı, dalak, v. b.) adlarını alır.

Anadolu'daki aşık oyunları başlıca iki esasa dayanır: 1 — Sadece, katışılan aşıkların yere serpilmesi; bunların yerde belli vaziyetlerde konmalarına göre, atanın veya karşı­ sındaki oyuncunun kazanması. 2 — Aşıkların, bilye gibi, bir yere dizilmesi, eldeki daha iri, daha ağır bir aşıkla (bu aşık

enek, veya atmer, v. b. gibi ayrı bir ad alır, ve çok defa,

içine kurşun veya mum akıtılmak suretiyle oyuna daha elverişli hale getirilir.) devrilmesi, belli bir çizgiden çıka­ rılması gibi oyunun belli birtakım kurallarına göre elde edilen başarılar sonucunda bir tarafın A. ları utması (ka­ zanması), öbür taıafın da utulması (kaybetmesi). Bu ikinci teknikte, bazı oyun çeşitlerinde, vurmağa mahsus A. m, veya vurulan A. ların, vuruştan sonra aldıkları durum da gözönüne alınır; bu takdirde yukarda anlatılan iki esasın katışık olarak bulunduğu oyun çeşitleri çıkmış olur. Bun­ dan başka, oyuncuların sıra almasında da, eldeki aşıklar atıldıkları zaman, zarda olduğu gibi yüzlerinin hangisi üste gelirse bu yüzün değerine göre, sırayı tayin edici rol oy­ nar. Genel olarak, aşığın durumları değer sırasiyle: bey.

kıt, aç. tok'tar.

Aşıkların eski zamanlardan beri fal, niyet ve uğur değeıleri de bulunmuş olmalıdır. Aşık oyunları, bu kemik­ lerin, yere atıldığı zaman aldıkları duruma göre iyi veya kötü kehanetlerde bulunma âdet ve inanışlarından çıkmış olmalıdır. Anadolu’da, bugün, aşık fal ve niyet için kulla­ nılmaz; yalnız bir tek oyunda: atana, aşığın durumuna göre ad verme oyununda (bey gelirse bey, çik gelirse aç, lök gelirse tok, kıt gelirse eşek) bu eski âdetlerin bir izi kalmış olsa gerektir.

ÂŞIK ÖMER: bk. ÖMER.

ÂŞIK PAŞA (asıl adı: A li; 1272-1332), Türk şairi. Â. , Türkiye Türkçesiyle yazan ilk şairlerdendir. Doğduğu tarih Kırşehir’deki türbesinin kapısı üstünde bulunan Fars­

ça bir kıtadan anlaşılmaktadır. Doğum yeri hakkında çe­ şitli söylentiler vardır; Anadolu'da doğduğu kesin olarak kabul edilebilir. Babası Muhlis Paşa’dır. Onun babası da Mevlâna’nın dervişi Çelebi Hüsamettin’in büyük babası, şeyh Ebülvefa’ya nispetle «Tarikat-t vefaiye» denen tarika­ tın ulusu Baba İlyas’tır. Baba İlyas, Moğol akınında Ana­ dolu’ya gelip Amasya'ya yerleşmişti. Dervişleri pek çoktu ve bmlara «Babaı» denirdi. Baba Ilyas’ın en ileri gelen halifesi Baba İshak. Selçuk padişahı Gıyasettin zamanında şeyhi adına büyük bir ayaklanma hazırlamış ve 1237 - 38, 1240-41 tarihlerinde bu ayaklanma merkezi Amasya olmak üzere Sivas, Kırşehir, hattâ Kayseri’ye kadar yayılmış ve İmparatorluk ordusu tarafından bastırılarak Baba İshak öl­ dürülmüştür. Baba İlyas da bu ayaklanma yüzünden öldü­ rülmüş, yahut bir söylentiye göre ilmine saygı gösterilerek affedilmişti. Oğlu Muhlis Paşa, bazı kaynaklara göre Sel­ çuk imparatorluğunun yıkılmasından sonra Konya’da 40 gün, yahut 6 ay kadar padişahlık etmiş ve bu müddet için­ de Babaî'leri kılanlardan öc alıp, padişahlığı halifelerin­ den Nurettin Sofi adlı birisinin oğlu olup henüz beş ya­ şında bulunan Karaman’a bırakmıştır ki Karaman Beyliği bu suretle kurulmuştur.

Hayatı hakkında kesin bilgi bulunmıyaş A \ Orta Anadolu’da böyle zengin ve nüfuzlu bir sofi aileden ydtişmiş olup Kırşehir’de yerleşmiş, orada bir zaviye kurmtî$, devri­ nin siyaset işlerine katılmış ve oıada ölmüştür. Tarihî kaynaklardaki kayıtlara göre, A. nın Elvan Çelebi adlı şa­ ir bir oğlu olmuştur; Can adlı diğer bir oğlu olduğu da Kırşehir’deki bir mezar yazıtından öğrenilmektedir.

Âşık Paşa’nın yanlış olarak «Maarifname» ve «Âşık Paşa divanı» da denen Garibname’si, mesnevi tarzında ya­ zılmış ve bütünü bakımından hem vezin, hem de konu iti­ bariyle Mevlâna’nın Meınevi’sinin etkisiyle meydana geti­ rilmiş 10 bâblık büyük bir eserdir; her bâb da 10 destan’a ayrılmıştır. Birinci bâbdaki hikâyelerin konusu birliktir, ikinci bâb ikili hikâyelere, üçüncü bâb üçlülere ayrılmıştır. Tertip bu suretle sürüp gider. İçindeki hikâyelerin bir ta­ nesi Mesnevî’den alınmadır, ötekilerde de bu etki açıkça görülür. Tasavvufî-ahlâkî bir eser olan Garibname’nin 1329 da yazıldığı eserin son taraflarında kayıtlıdır. Bu esere göre Â. , dinî bilgilerde geniş bir yetki sahibi olup, Fars, hattâ İbranî dillerini bilmekle beraber coşkunluk ba­ kımından pek okadar engin bir neşeye sahip değildir. Onun tasavvufu, şeriat kayıtlarına uygun bir tasavvuftur.

Reçehaı tercümesinde bu eserden tanıklar getirildiği gibi

XVII. yüzyıl bilginlerinden San Abdullah da Semerat-iil-

Fı/ad adlı eserinde Bayramî’lerin  divanını okuduklarını

haber vermektedir (bk. GARİBNAME). Türlü Garibname

AŞIK. PAŞA TÜRBESİ

...İ M İ

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

診斷食道癌的重要工具 返回 醫療衛教 發表醫師 劉家鴻醫師 發佈日期 2010/01/28 診斷食道癌的重要工具 醫生的詳細問診、胃鏡及切片檢查

Siklodekstrin, sodyumhipofosfit, floroalkiloligosiloksan, BTCA ile işlem görmüş ve işlem görmemiş kumaşlarda yapılan yağ iticilik test sonuçları ise modal ve

2021 年 01 月 29 日 萬芳醫院新舊任院長交接 「攜手同心,榮耀萬芳」,萬芳醫院新舊任院長交接典禮,於 2021 年 1 月 29 日上午

致力推廣教育 提供牙醫師更多元的進修管道 -北醫進推部主任

T R T televizyonjan Cumhur­ başkanı Turgut Özal için An­ kara ve İstanbul’da düzenlene­ cek olan cenaze törenlerini naklen yayımlayacak. kanal haricindeki kanallar

iuuru*t ortaya 91kar' Evrensel insan sadece bulundufu qehne de[il biitiin JU"VuVu aittii, krsaca biitiin insanlar kardeqtir kavramt geiiqir' Yine bu d6- nemoe

Son sözlerim: Ben, esir bir Türk Yurdundan hür bir Türk memleketine iltica etmiş ve bu memeleket için gözlerini ebe­ diyen kapadığı güne kadar durmadan

Mevlâna, gü­ zelde, iyide, kemalde Allahı bul­ muş ve duymuştur.. Onlar kendi var­ lıklarından