• Sonuç bulunamadı

Çankaya'ya ziyaretçi akını sürüyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çankaya'ya ziyaretçi akını sürüyor"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HER TÜRLÜ

BANKACILIK HİZMETİYLE

ŞEKERBANK,

BÜYÜK BANKADIR.

0 ŞEKERBANK

B9. YIL ŞAYİ 24887 / 4000 T L (KDV içinde)

Cumhuriyet

FAİZ ORANLARIMIZ

1 AY VADELİ % 53 6 AY VADELİ % 72 3 AY VADELİ % 64 1 YIL VADELİ % 74

0 ŞEKERBANK

YUNUS NADİ (1924-1945) BASYAM: NADİR NAD1 (1945-1991) 20 NİSANI 998 SALI

Çankaya 23 Nisan9! bekliyor

DEMİREL SUSKUN, AYAZ GÜNDEMDE İNÖNÜ, CENAZE TÖRENİNİ BEKLİYOR ANAP’TA KONUŞMA YASAK

► Başbakan Süleyman Demirel ‘Yeni

cumhurbaşkanı kim olacak?’ sorusuna yanıt

vermekten ısrarla kaçınıyor. Demirel, bu sorulara,

‘Orta yerde ölü var. Şu anda hiçbir şey

bilmiyorum’ yanıtını veriyor. DYP kulislerinde ise

devletin üst kademelerinde görev yapan Milli

Savunma Bakanı Nevzat Ayaz’ın adı geçiyor.

► Başbakan Yardımcısı İnönü de ortağı Demirel

gibi cumhurbaşkanı seçimi konusunda

konuşmanın erken olduğunu savunuyor. SHP

lideri ‘Şimdi Özal’ın vefatıyla ilgili üzülme ve

cenaze törenini yapma dönemindeyiz. Bu tören

sonuna kadar herhangi bir görüşme olmaz.

Herhalde 23 Nisan Bayramı bittikten sonra’ dedi.

► ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Ozal’ın

cenazesi toprağa verilene dek ANAP

yöneticilerinden cumhurbaşkanlığı seçimleri

konusunda konuşmamalarını istedi. Kulislerde

Cindoruk’un adaylığı AN AP’lılar tarafından ilgi

görürken, Cindoruk’un Demirel’e rağmen aday

olmasının zor olduğu belirtiliyor.

BAYKAL’DAN İNÖNÜ’YE DESTEK

► CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, aday

olması halinde SHP liderini destekleyeceklerini

açıkladı. Baykal cumhurbaşkanlığı seçiminin

Türkiye’deki siyasal dengeleri, mevcut ‘kararsız

dengeyi’ de sarsacağını vurguladı. CHP liderinin

bu sürecin yeni siyasal oluşumları da beraberinde

getireceğini söylemesi dikkat çekti. ■

17. Sayfada

► Özal’ın defnedileceği alanda

"-İ

dozer ve kamyonlar

► Özal’ın naaşı, bu sabah GATA’dan alınarak TBMM’ye

►Vasiyeti üzerine perşembe günü İstanbul da toprağa verilecek

hafriyat çalışması yaptı Nurettin Sözen, mezar inşaatının 22 nisan

getirilecek ve Meclis merdivenlerinde mılletvekillermce karşılanarak olan Ozalıçın Ankara da yann devlet törem düzenlenecek Malatya

perşembe »ününe kadar tamamlanacağını belirtti. Mezarın iç kısmı katafalka konulacak. Ozal’ın başında ilk nöbeti ANAP lideri Mesut Belediyesi nın de yurttaşları Ankara ve İstanbul dakı cenaze

memer^e^maurL dı^ kısmı ise yeşil granitten yapılacak.

Y ı l m a z v e

TBMM Başkanvekili Yılmaz Hocaoğlu tutacak.

törenlerine ücretsiz goturecegı açıklandı. ■

5. Sayfada__________________

Ye n ik ö y'd e o tu ra c a k

• •

Sem ra O za l a

28 m ilyon Ura dul m aaşı

► Ç ankaya K öşkü’nü boşaltm aya hazırlanan Semra Ö zal’ın A N A P kurulm adan önce Y eniköy’de oturdukları eve yerleşeceği öğrenildi.Emekli Sandığı Genel M üdürlüğü yetkilileri, dul maaşı ile ilgili olarak henüz K öşk’ten başvuru yapılmamış olm akla birlikte, Semra Ozal’a bağlanacak m aaşla ilgili hesaplam aların tamamlandığını bildirdi.Semra Ozal’ın dul m aaşının 28 milyon lira olduğu da belirtildi. 1 Mayıs tarihi itibarıyla Semra Ö zal’a bir m aaş verileceği de bildirildi. U 4. Sayfada

Ö za l dönem i 2

Türk siyasi geleneğinin

aykırı lideri

► AN A P ’ı kurarken 4 farklı eğilimi de birleştireceğini söyleyen Özal’ın dünya görüşünü parti program ında yer alan şu cümle özetliyor: “ Asıl olan devletin zenginliği sonucu milletin zenginliği değil, milletin zenginliği sonucu devletin zenginliğidir." T urgut Özal'ın yaşam ında 'siyasi kavgalar’ ve ‘barışm alar’ da önemli bir yer tuttu. Seçim öncesi yaptığı açıklam alar nedeniyle C um hurbaşkanı na kırgın olan Ozal, K öşk’teki kabul sırasında beklenmedik bir şekilde Kenan Evren’e sarılarak öptü.

■ ‘5. Sav fada

GÜNCEL

CÜNEYT ARCAYÜREK __________

Önce Devlet İşleyecek

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı’yla “yeni bir tablo çıka-

Cdk ’ ’

İrdelemenin sahibi, Demirel’e “çok yakınlığı ’’ ile tanı­ nan bir yetkili.

Yeni bir tablo! Elbette siyasal açıdan, siyasal yaşamı­ mıza vereceği yeni yön açısından.

Önce, seçimde izlenecek yöntemlere bir göz atalım. Kuşku yok; koalisyon hükümetinde olduğu gibi cum­ hurbaşkanlığı seçiminde de SHP ile çalışma birlikteliği ■ Ark.7v/

Kn 17. Sü. l ’dc

TÜRKİYE BUGÜN İKİ SORUYA YANIT ARIYOR

/

— İ V

N n

LLs Ll U U okurlarımıza yöneltiyoruz.

e / / A

ir * Biz de bu iki soruyu

cumhurbaşkanı?

¡o

i r i kelimeyi geçmeyecek olan

2

-

Cumhurbaşkanı

düşüncelerinizi lütfen bize

i . i / o faks ya da mektupla

kim olmalı

/

bildiriniz.

1. Faks: ( 1 ) 5 1 3 0 7 4 1 - ( 1 ) 5 13 9098

2. M ektup adresi: Cumhuriyet G azetesi Cumhurbaşkanı Seçim i Türkoeağı Caddesi 39 Cağaloğlu 34334 İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi he de ışık tutacak olan bu yanıtları derhal yayımlamaya başlayacağız. M 4. Sayfada

(2)

SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 1993 SALI

HABERLER

By-pass

bugün

görüşülüyor

■ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Adalet Bakanlığı üst

düzey atamalarında Cumhurbaşkanını devre dışı bırakarak ikili kararname yolunu açan yasanın iptali için 8; Cumhurbaşkanı Turgut

Özal ve anamuhalefet partisi

ANAP tarafından açılan davaların görüşülmesine bugün devam edilecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı

Yekta Güngör Özden,

mahkemenin iptal yönünde karar verdiği ve bunun gizlendiği yolundaki ha­ berlerin asılsız olduğun u belirtti.

Özden, mahkemenin yaklaşık ikihaftadırsüren toplantılarında, görüşmelerin tamamlanmadığını ve henüz oylama aşamasına gelinmediğini belirterek “Anayasa Mahkemesi, kararını neden gizlesin? Böyle bir şey kesinlikle yok. Daha bir madde görüşüldü. Oylama aşamasına bile gelinmedi" dedi. Özden, söz konusu haberlerin, bir üyenin varsayımından öte bir anlam taşımadığını belirterek “ Kararın nasıl çıkacağını ben bile bilmiyorum. Daha oyumuzu kullanmadık ki, ortada saklanan bir karar olsun" diye konuştu.

Tavır Derglsi'ne

baskın

■ İstanbul Haber Servisi

-Tavır Dergisi Ankara Bürosu’nu basan polisin, aralarında Grup Ekin üyelerinin de bulunduğu 85 kişiyi gözaltına aldığı öğrenildi. Önceki gün dergi bürosuna gelen polis ekiplerinin, burada bulunanları gözaltına aldıkları, daha sonra da büroda karakol kurdukları bildirildi. Büroya gelenler de polis tarafından gözaltına alındı.

Menderes'in

partisi gecikiyor

■ ANKARA (AA)-Genç

Demokratlar Topluluğu ve

Aydın Menderes’in parti

kurma çalışmalarıyla ilgili programda, Cumhurbaşkanı

Turgut Özal’m vefatı

dolayısıyla değişiklik yapıldı. Aydın Menderes dün yaptığı yazılı açıklamada,

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ıu cenaze törenlerinin bitimine k a d a rd a n tüm programın iptal edildiğini bildirdi. Dün yapılacak olan ve Aydın Menderes’in konuşacağı Genç

Demokratlar Topluluğu’nun Merkez Koordinasyon Kurulu toplantısı da, aynı karar çerçevesinde iptal edildi.

Güvenlik

anlaşmaları

■ ANKARA (AA) - Türkiye

Cumhuriyeti ile Bulgaristan ye Polonya Cumhuriyetleri İçişleri Bakanlıktan arasında imzalanan güvenlik anlaşmalan, Bakanlar Kurulu’nca onaylandı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan. Türkiye ve Bulgaristan içişleri bakanlıklan arasında imzalanan “uyuşturucu madde kaçakçılığı, terörizm ve organize suçlarla mücadelede.işbirliği anlaşm asfna göre, taraflar, kendi hükümranlık sahalan içinde diğer ülkenin güvenliği ve kamu düzeni için zararlı tüm faaliyetlerin

önlenmesine yönelik tedbirleri alacaklar, bilgi ve belge alışverişinde bulunacaklar. Anlaşma, tarafların, uyuşturucu ve psikotrop maddelerin üretimi, dağıtımı ve kaçakçılığı önleyici tedbirlerin alınmasında işbirliği yapmalannı öngörüyor.

Pjeter Arbnori

Ankara'da

■ ANKARA

(AA)-Arnavutluk Meclis Başkanı

Pjeter Arbnori, resmi

temaslarda bulunmak amacıyla, bir süredir bulunduğu İstanbul’dan dün sabah uçakla Ankara’ya geldi. Arbnori’yi Esenboğa Havaalanı’nda TBMM Başkanvekili Yıldırım Avcı karşıladı. Konuk Meclis Başkanı da, Türkiye'yi görtne.sevinciyle geldiklerini, ancak Cumhurbaşkanı

Turgut Özal'ın ölüm

haberinin kendilerini üzüntüye boğduğunu ifade etti. Arbnori. “Türkiyeile Arnavutluk arasındaki iyi ilişkilerin, Balkan ülkelerindeki demokrasi hareketlerinin

kuvvetlenmesine katkıda bulunacağını ümit ediyoruz" dedi.

İşçi sendikalan Cumhurbaşkanlığı için sosyal devletten yana bir nitelik anyor:

T arafsız ve sivil bir kişilik

ANKARA (ANKA)-Turgut Özal’ın

ölümünden sonra boşalan cumhurbaşkanlığı makamı için işçi konfederasyonları “tarafsız sivil bir kişilik" önerdiler. Konfederasyon temsilcileri, cumhurbaşkanlığı için bir isim belirlemekten kaçındılar. Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Salih Kılıç, A N K A ’nın sorulan üzerine, yeni seçilecek cumhurbaşkanı için düşündüklerini “ M utlaka sivil olmalı. Memleketsever, çağdaş olmalı, politik yanı ağır basmamalı” sözleriyle özetledi. Konfederasyon olarak Özal toprağa verilmeden bir isim

►Türk-İş yeni C um hurbaşkam ’nın sivil, çağdaş vepolitik

yanı ağır basm ayan bir yapıda olmasını isterken, D İS K ’in

aradığı koşul emekçilerden ve sosyal devletten yana hareket

edebilen bir kişilik.

açıklamama k aran aldıklarını belirten Kılıç, kişisel düşüncesinin Erdal İnönü ve Hüsamettin Cindoruk olduğunu kaydetti. DİSK Genel Başkanı Kemal

Nebioğiu, seçilmesini istedikleri

cumhurbaşkanı tipini, “sivil, partilere karşı tam tarafsız, değişen dünya koşullarında sosyal adaletçi,

emekçilerden ve sosyal devletten yana,

görevlerinin çizgisi içinde hareket edebilen bir kişilik" olarak tanımladı. Nebioğiu, bu tarife uyan bir isim üzerinde durup durmadıkları sorusunu, “İsim önermek bize düşmez. Bu, sonuç alıcı bir tavır olmaz” sözleriyle

yanıtladı. Hak-İş Genel Başkanı Necati

Çelik ise, A N K A ’nın sorusu üzerine,

Turgut Özal’ın yenilikçi, değişimden

yana ve statükolara karşı başlattığı kavganın durdurulmamasmı istedi. Türkiye'nin bugünkünden daha geri götürülmemesini isteyen Çelik, “Seçilecek şahsın demokratlığı, sivil toplum bilinci yüksek olmalı, resmi ideolojiye bağlı değil, resmi ideolojiyi sorgulayan bir yapısı olmalı" dedi. Çelik, tartışılan isimlerin hiçbirisinin bu çerçevede içine sinmediğini kaydetti. “Turgut Bey ölünce kıymeti anlaşıldı. İsim bulmakta herkes zorlanacak. Evren’den sonra zorlanılmadı, ama T urgut Bey’den sonra zorlanılacak” dedi.

Cumhurbaşkanı nın eşi bundan sonraki yaşamını Yeniköy’de sürdürecek

Semra Özal’a dul m aaşı

28

m ilyon lira

ANKARA(Cumhuriyet Bü­ rosu) -Semra Özal.eşi Cum hur­

başkanı Turgut Özal'ın vefatı dolayısıyla l mayıstan itibaren “ Dul maaşı.’.' almaya başlaya­ cak. Semra Özal’a l mayısta 28 milyon 500 bin lira maaş ödene­ ceği, hazirandan itibaren de ödemelerin “ Üçer aylık yapıla­ cağı” bildirildi. Özal bundan sonraki yaşamını, İstanbul Ye- niköy Türk bostan Sokak'taki evlerinde sürdürecek.

Cumhuriyet muhabirinin Emekli Sandığı Genel M üdür­ lüğü yetkililerinden aldığı bilgi­ ye göre, dul maaşı ile ilgili ola­ rak henüz Köşk'ten başvuru yapılmamış olmakla birlikte. Genel Müdürlük Semra Özal’a sağlanacak maaşla ilgili hesap­ lamalarını tamamladı. Üst dü­ zey bir yetkili şunları söyledi:

"Normal olarak emekli, dul ve yetim maaşları başvuruya bağlı olarak bağlanır. Bunun için kimlik araştırma belgesi, vukuatlı nüfus cüzdanı kaydı, talep dilekçesi ile, aylığa müsta­ hak kişinin bir vesikalık fotoğ­ rafı istenir. Ancak burada bu belgeler tamamlanmadan da aylık bağlanabilecektir. Semra Hanım’a bağlanacak maaşla

il-Boğaz’da Yeniköy’de T-iirkbostan Sokağı'nda bulunan ev, şu anda boş ve polis koruması altında.( E R D O Ğ A N K Ö SEO G LU)

gili işlemler, herhalde cenazenin defnedilmesinin ardından ta­ mamlanacaktır. Bağlanacak aylığın 28 milyon 500 bin lira tutacağı hesaplandı. Bu tutara ilişkin hükümler 5434 sayılı ka­ nunun 42. maddesinde yer al­ maktadır. I mayıs tarihi itiba­

riyle Semra Hanım’a önce bir aylık ödeme yapılacak, daha sonra ise Sayın Cumhurbaş­ kanımız 1927 doğumlu olduk­ larından 2. grupta mütalaa edi­ lecek ve Semra Hanım haziran­ dan sonra da maaşını üçer aylık almaya başlayacaktır."

Emekli. Sandığı yetkilileri, Turgut Özal’ın ailesinden bu anda maaş alabilecek tek kişi­ nin Semra Özal olduğunu anı­ msattılar. Yetkililere göre, Ah­

met ve Efe Özal, üniversite eği­

timlerini tamamlamış oldukları için babalarından “ Yetim" m a­

aşı alamıyorlar. Kızı Zeynep Özal da “ Evli” olduğu için bu maaşa hak kazanamıyor.

İstanbul’a yerleşeceği belirti­ len Semra Özal’ın bundan son­ raki yaşamını partiyi kurm a­ dan önce oturdukları evde sür­ düreceği öğrenildi.

GÜNDÜZ GÖZÜYLE

MELİH CEVDET AND AY

Gogol Olsaydı...

"Pendik Taşlıbayır’da polis şüpheli davranışlarda bu­ lunan Binali ’Dolu’yu durdurarak üzerini ve çantasını aradı.”

Gazete haberi böyle başlıyordu,

ilginç buldum, ‘şüpheli davranışların’ ne olabilece­ ğine aklım takılmıştı. Merak etmez misiniz?

Haberin arkası büsbütün şaşırtıcı: Binali Dolu’nun çantasında 19 sahte 500’lük Alman Markı ile üç tane 100’lük, birer tane de 50’lik, 20’lik ve 10’luk ABD Doları bulunmuş.

Çantasında sahte döviz taşıdığı için Binali Dolu ne gibi şüpheli davranışlarda bulundu dersiniz; gene de için­ den çıkamadım.

Ama haberin sonunu da dinleyin.

Binali Dolu, sorgusunda, daha önceleri ticaretle uğ­ raştığını, şimdi ise bir işi bulunmadığını söylemiş.

Demek Binali Dolu, sahte döviz işini, işsizlik sayıyor. Ya eskiden uğraştığı ticaret ne idi?

Evet, ticaretle kalpazanlığın bir sıraya dizilmesini ken­ dime açıklamaya çalışıyorum.

Tanrı Zeus’un oğlu ve habercisi Hermes ticaretin ve hırsızların tanrısı idi. Ne gariptir!

Peki, Binali Dol.u’ya neden bunca takıldım? Belki de onda bir roman kişisini bulur gibi oldum da ondan.

Büyük romancı Dostoyevski bir pazar günü Petrog­ rafin büyük caddelerinden birinde, küçük oğlunu elin­ den tutmuş, önü sıra yürüyen bir işçinin ardına düşer, onu izleyerek kafasında bir roman kurmaktadır: İşçinin karısı ölmüştür, küçük çocuğa konu komşu bakmaktadır, o pazar günü adam küçüğü baldızının evine götürmek­ tedir; gerçekte baldızını da, kocasını da sevmez, biraz oturup dönecektir...

Bundan ne çıkar demeyin, roman çıkar.

Gogol’a 'Ölü Canlar’ romanının konusunu Puşkin ver­ mişti. O günlerde, gazetelere kadar geçen ilginç bir do­ landırıcılık olayı ortaya çıkarılmıştır Rusya’da. Köleliğin kaldırılmasından öncedir. Köle sahipleri, köleleri için her yıl devlete vergi ödemektedirler, oysa köle sayımı dört yılda bir yapılmaktadır, bundan ötürü de beyler, iki sayım arasında ölen köleleri için boşuna vergi ödedikle­ rinden yakınmaktadırlar, işte bu durumdan yararlan­ mak isteyen bir açıkgöz, inanılması güç bir dolandırıcılı­ ğa kalkışır: Çiftlik çiftlik dolaşarak, ölmüş köleleri, yaşı- yorlarmışcasına beylerden satın alır. Elbet çok ucuza ve kimi yerde de bedava. Nedir tasarısı? Şu kadar kölem var diyerek devlet bankasından topluca bir kredi kopar­ mak. Şeytan duysa inanmaz.

Büyük romanlardan çoğunun altında yasadışı bir olay vardır. Yasadışı olaylar, romancıya büyük esinler verir. Ama işte, Dostoyevski ya da Gogol olmak koşuluyla.

Ben ölmüş köle ile sahte para arasında hep bir ben­ zerlik bulunduğunu düşünmüşümdür.

Daha önemlisi, sahici paranın değer yitirerek sahte paraya dönüşmesidir. Bizim asıl sahtecimiz enflasyon­ dur. Ama polisimiz ondan hiç kuşkulanmıyor.

JS

ASIL BİR CUMHURBAŞKANI? / CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI?

Y urttaş, devlet adam ı niteliği arıyor

Haber Merkezi- “Cumhur­

başkanı nasıl olmalı, ne gibi özellikler taşımalı?" ve “ Kim Cumhurbaşkanı olmalı?” Tur­ gut Özal’ın ölümüyle yanıt aranmaya başlanan bu iki soru­ yu okuyucularımıza yöneltük. Politikacıların en gözde adayla­ rı Erdal İnönü. Süleyman Demi-

rel, Hüsamettin Cindoruk’tu, ya

yurttaşlar bu konuda ne düşü­ nüyorlardı? Dün sabahtan

iti-Erdal İnönü

baren de, okuyucularımızın yanıtları fax’tan akmaya başla­ dı. En güçlü aday okuyucuların fax’lannda da SHP Genel Baş- kaıjı ve Başbakan Erdal İnönü. Okuyucular. Meclis dışından aday düşünülmesi halinde ise laikliği ve Kemalizmi savunma­ sıyla sık sık gündeme gelen hat­ ta bu yüzden eski Cumhurbaş­ kanı Turgut Özal’la bile zaman zaman Ters düşen Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta

Güngör Özden'i öneriyorlar.

Öneriler arasında Hüsamettin

Cindoruk ve Mümtaz Soysai'ın

adı da sıkça geçiyor. Okuyucu­ larımızın fax’larını bugünden itibaren yayımlamaya başlıyo­ ruz.

Yurttaşların görüşleri

Gülderan Tüzünalp (İstan­

bul): “ 1-Cumhurbaşkanı vata­ nını ve milletim seven, Türk toplumunun tüm kesimini ayırt etmeden koruyon. Anayasa ve kanunlara saygılı olup, uygula­ yan, tarafsızlığını koruyabile­ cek, çağdaş, kültürlü, soğuk­ kanlı. zarif, bulunduğu yeri varlığıyla dolduracak ve hep­ sinden önemlisi laiklik ve Atatürk ilkelerine bağlı biri ol­ malıdır.

2- Erdal İnönü "

Mithal Önal (İstanbul): “ 1-

Cumhuriyeti ve ulusumuzun saygınlığını koruyabilen, dev­ rimci ve ilerici niteliği olan, laik devlet ilkesini özümsemiş ve bu ilkeyi gerçekten bilen, dini siya­ sal çıkarlarına alet etmek için gideceği yerlerde türbe ve umre ziyareti yapmayan, K ürt kimli­ ğini tamyan, demokrasinin tüm kuramlarıyla yerleşmesinden işlemesinden yana olan biri...

2- Mümtaz Soysal."

inanan, uygulatan, laik biri ol­ malı. Bence aday. Meclis dışı olmalı.

2- Sayın Yekta Güngör Öz-

den’in o mevkiye çok yakışaca­

ğını düşünüyorum.”

Hukuka saygılı

Sahir Yörük (İstanbul) : “ 1-

1982 Anayasası cumhurbaşka­ nına yasama-yürütme-yarğı erki alanlarında çok geniş

yet-sahip ve Türkiye Cumhuriyeti’- ni tam anlamıyla temsil yetene­ ğini taşıyan Sayın Özden cum- hurbaşkaııı olmalıdır.”______

Emekçileri de sevsin

Ümran Serhan (İstanbul): “ 1-

Asker kökenli olmayan, saygın, statükocu olmayan, ilerici, top­ lumun din duygularını sömür­ meyen, demokrat, sadece zen­ gini değil, emekçileri de seven bir cumhurbaşkanı istiyorum.

2- Yekta Güngör Özden cum­ hurbaşkanı olmalı.”

Şevki Ceviz (Afyon): “ 1-

Cumhurbaşkanı tarafsızlığını koruyabilecek, anayasaya say­ gılı, diplomasi tecrübesine sa­ hip, laik devletin savunucusu olmalı.

2- Meclis dışından düşünü­ lürse Yekta Güngör Özden, TBM M içinden düşünülürse Sayın Erdal İnönü olabilir.”

Koalisyonun

anlaşacağı isim

leceği ve yapması gereken de­ m okratik reformlar vardır. Ge­ nel seçim ortamı yaratmadan koalisyonun üzerinde anlaşabi­ leceği bir isim gerekmektedir.

2- TBMM Başkanı Cindoruk olabilir.”

Mehmet Erol (Ankara): “ 1-

Öncelikle hukuka ve demokra- siye'inançlı olmalı. Bununla be­ raber barış yanlısı, tarafsız ve deneyimli olması gerekir.

Ayn-Demokrat, laik,

Atatürkçü_____

Timur Ergin (İstanbul): “

1-Cumhuriyeti ve demokrasiyi sonuna kadar koruyacak, A tatürk ilke ve devrimlerine

Yekta Güngör Özden

kiler tanıdığından, cumhurbaş­ kanının özellikle Anayasa’nın 103. maddesinde yazılı anddaki bütün niteliklere sahip ve bun­ ları yerine getirecek karekterde yansız, laik, hukukun üstünlü­ ğüne, temel insan haklan ve öz­ gürlüklerine, demokrasiye saygılı ve içten inanmış, dürüst ve saygın bir kişiliğe sahip ol­ ması gerektiği inancındayım.

2- Kanaatimce bu niteliklere

Ahmet Çoban (İstanbul): “ 1-

Cum hurbaşkanınm tarafsızlığı düşüncesizlik değildir, taraflılı­ ğı da partizanlık olmamalıdır. Bu iki uç arasındaki dengeyi sağlayacak bir konsensüs arayı­ şı, gerekli anayasal düzenleme­ leri de çağnştırmalı ve Cumhur­ başkanlığı kurumu anayasal çerçevesi ve yetkileriyle yeniden yapılandırılmalıdır. Çünkü so­ run, isim olarak "Cumhurbaş­ kanı' değil, kurum olarak ‘Cumhurbaşkanlığı' sorunu­ dur. Koalisyonun hâlâ

yapabi-Hüsamettin Cindoruk

ca, sosyal ve kültürel anlamda topluma örnek olacak bir kişi olması beklenmeli.

2- Mümtaz Soysal, Aydın Gü­

ven Gürkan, Emre Kongar ola­

bilir.'’

Osman Biber (İstanbul): “ 1-

Laiklik, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne tavizsiz bağlı. H ü­ kümetin devamlılığını etkile­ meyecek bir kişi.

T C ıt-n o ıv flo YTVrlol T n n n ıi

Mümtaz Soysal. Hüsamettin

Cindoruk olabilir.”

Tamer Sayler (A n k ara): “ 1-

Bizler sayın Turgut Özal’ın ölü­ müyle üzüldük. Kendilerinin ülkemize yaptığı hizmetler in­ kar edilemez. Ama şimdi, yeni­ ye bakılmalı. Bunun için de ta­ rafsız olduğu kadar demok­ ratik ve girişken bir cumhur­ başkanı adayı istiyoruz.

2- Hüsamettin Cindoruk.”

Fikret İlçe (İzmir) : “ 1-

A tatürk ve cumhuriyet ilkeleri­ nin inanmış yılmaz savunucusu olmakla birlikte, partiler üstü makam esprisini tarafsız bir gözlemle yürütmek, anayasa ve hukuka saygılı yeniliklere açık, devlet kademelerinde reformcu anlayışı benimseyen bir cum­ hurbaşkanı olmalı.

2- Yekta Güngör Özden ol­ malı.”

Halis Ödel (İstanbul): “ 1- Si­

vil, akademik kariyeri olan, halkın içinden gelen biri olmalı.

2- Prof. Mümtaz Soysal.”

Veli Erbaş, İsmail Erbaş, Er­ doğan Öztürk. Hüseyin Aksüt, Ayşe} Erbaş. Göher Erbaş, Gii- ner Öztürk ve Hatun Öztürk

(M ersin): “1- Tarafsız, demok­ rasiye inanmış, laik, A tatürk düşüncelerinin savunucusu ve bu düşünceden taviz vermeyen bir insanın cumhurbaşkanı ol­ masını istiyoruz.

2- Erdal İnönü."

İnsan haklarına saygıh

masının ilk planda olduğunun bilincine varmış bir cum hur­ başkanı.

2- Bülent Ecevit.”

Ailesi skandallara

karışmasın_____________

İskender Akçora (Ankara) :

“ 1- Cumhurbaşkanlığı sorum­ luluklarını bilecek, görevini anayasanın belirlediği çizgiler

Necdet Kösedağ ve Müfit Er-koç (İstan b u l): “ 1- İnsan hak­

larının korunması ve

sağlan-Mümtaz Soysal

çerçevesinde yürütecek, basını­ mızda ailesinin skandallanyla değil de, ciddiyeti ile yer alacak, uluslararası bir kişiliğe sahip olacak, Türkiye’yi Türk Cum­ hurbaşkanı gibil temsil edecek bir cumhurbaşkanı özlüyorum.

2- Erdal İnönü.”

Ahmet Gürkan: “ 1- Cum hur­

başkanı tarafsız, kariyerli bir devlet adamı olmalıdır.

2- Erdal İnönü

SÜRECEK

Cumhurbaşkanlığma kim aday olabilir?

Haber Merkezi-Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’m 17 nisan cumartesi günü ülkede şaşkınlık ve şok yaratan ölümünden sonra “Yeni cumhurbaşkanının kim olacağı” sorusu Türkiye gündeminin birinci sırasına yerleşti. Siyasi çevreler yeni cumhurbaşkanın kim olacağının yanı sıra kimliğinde bulunması gereken nitelikleri de tartışmaya başladı. Bu çerçevede, kimlerin nasıl ve ne şekilde cumhurbaşkanı seçilebileceği de önem taşıyor. 1982 Anayasası'nın 101. maddesine göre, Cumhurbaşkanı, TBM M ’ncc; 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim görmüş kendi üyeleri arasından seçilebiliyor. Cumhurbaşkanlığı için TBMM'ndeki milletvekillerinin beşte birinin yani 90'ının imzasıyla parlamento dışından da aday gösterilmesi mümkün. Bu aday için de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, en az yüksek okul mezunu olmak ve 40 yaşından küçük olmamak

koşulu geçerli. Anayasa’nın 102. maddesine göre, Cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından 10 gün sonra seçim süresi başlıyor. Seçime başlama tarihinden itibaren 30 gün içinde de yeni cumhurbaşkanının belirlenmesi gerekiyor.

Turgut Özal, 17 nisanda öldüğü için bu durumda seçim takvimi 27 Nisan 1993’tc başlayacak. Ve bu tarihten itibaren 10 gün içinde adaylar belirlenerek, Türkiye Büy ük Millet Meclisi Başkanlık Divanı’na

bildirilecek. Adayların belirlenmesinden sonra ise en az üçer gün aray la oylamalara geçilecek. Anayasa’ya göre. Meclis en fazla dördüncü turda cumhurbaşkanını seçmek zorunda. İlk iki oylamada Meclis sayısının üçte iki çoğunluğu olan 270 oy'aranacak. Eğer, ilk iki oylamada bu oran sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilecek. Üçüncü oylamada ise salt çoğunluk olan 226 oy yeterli sayılacak. Bu oy

sağlanamazsa, dördüncü oylamaya en çok oy alan iki aday katılacak ve bu oylamada en az 226 ov alan aday cumhurbaşkanı seçilecek. Dört turda da, cumhurbaşkanı seçilemezse TBM M seçimleri y enilenecek.

Cumhurbaşkanlığı süresi

İki kez üst üste seçilemeyen Cumhurbaş- kanı'nın görev süresi 7 yıl. Cumhurbaşkanlığı­ na seçilen kişinin siy asi partisi ile ilişkisi

kesili-Büyük reformcu ve devlet adamı

Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkam

SAYIN

TURGUT Ö ZAL’ı

kaybettik.

Türk milletinin başı sağolsun.

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ

(3)

20 NİSAN 1993SAL1 CUMHURİYET SAYFA

Emekliden

paralı

‘vitamine

protesto

► Devletin, bazı vitamin ve

ağn kesicilere

sübvansiyonu kaldırması

emeklileri kızdırdı.

Emekliler uygulamanın

anayasanın eşitlik ilkesine

aykırı olduğunu

savundular.

Ü M İT O IA N

İZMİR - Memur ve emeklileri­ ne bazı ilaç ücretlerinin tümünün ödetilmesine tepkiler sürerken. Emekliler Derneği Başkanı İrfan

Özay, uygulamanın Anayasa’nın

eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Bazı eczacılar da memur ve emekli protestolarını haklı bu­ larak, emeklilerin ödemesi gere-, ken yüzde 10’luk tutan almıyor.

Maliye ve Gümrük Bakanlığı­ nın 9 Mart 1993 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6 nolu tebliğiyle memur ve emeklilerine bazı ilaç ücretlerinin ödenmemesi uygulamasına kamu çalışanlan platformunun ardından emekli­ ler de sert tepki gösterdiler. Teb­ liğden önce memurların yüzde 20, emeklilerin de yüzde 10’unu ödeyerek aldıklan bazı ilaçlar için artık ödeme yapılmayacak. Kısıtlamanın Anayasa'nm eşitlik ilkesine aykırı olduğunu uygula­ manın yürürlükten kaldırılması gerektiğini savunan 'Emekliler Demeği Başkanı İrfan Özay, bazı ağn kesicilerin de yasak kapsa­ mında olmasını “ibret verici” olarak niteleyerek şunları söyle­ di:

"Emekli dediğiniz 55-60 yaşla­ rındaki insanlardır. Birkaç vita­ minle ağn kesicinin parası mı devlete çok geldi? Öncelikle uy­ gulama Anayasa'nm eşitlik ilke­ sine aykırıdır. Öncelikle emekli­ nin ilacına göz dikilmesi üzücü­ dür.”

Yasaklanan ilaçlar

Resmi Gazete’de yayımla­ nan tebliğin 4. maddesinin L bendine göre yapılan değişiklik ve kapsadığı ilaçlar şunlar:

Polivitaminler, E Vitamini. Polivitamin, mineral veya poli- mineral, Efervesen ve poşet içindeki analjezikler, C Vitami­ ni, mineral veya mineral kom­ binasyonları.

Yeni„tebliğe göre bazı ilaç üc- retleıjl de hastanın hastanede yakması ya a a tedaviıün VAüviV. koşullarda yapılması koşuluyla ödenecek. Bu ilaçlardan bazıîa- n da şunlar:

Her türlü oral beslenme so­ lüsyonları, Dopamin, Doputa- min. Vankomisin, Nöromus- kuler kavşak bloke edici ilaçlar, Streptopal, Paranteral. Eritro- poietin.

Hastanede

‘kim yönetir'

kavgası

► D o k to rlar ve başhekimler, hastanelerin profesyonel yöneticilik eğitimi almış kişiler arasından seçilen genel direktörler tarafından yönetilmesini öngören sağlık yasa tasarısına karşı çıktılar.

ANKARA (ANKA) - Sağlık

Bakanlığı’nm düzenlediği 2. Ulusal Sağlık Kongresi’nde. bakanlık tarafından hazırlı­ kları son aşamaya getirilen sağlık yasa tasarılarıyla ilgili görüşleri sorulan çalışma grup­ lan arasında bulunan ‘hastane yönetimi grubu’, hastaneleri ki­ min yönetmesi gerektiği konu­ sunda görüş birliğine vara­ madı.

G rupta bulunan doktorlar ve başhekimler, hastanelerin profesyonel yöneticilik eğitimi almış kişiler arasından seçilen genel direktörler tarafından yö­ netilmesini öngören sağlık yasa tasarısının ilgili maddelerine karşı çıktılar.

Hastanelerin doktor kökenli olmayan kişiler tarafından yö­ netilmesi halinde ortaya çıkabi­ lecek sorunlara dikkat çeken doktor ve başhekimlerden olu­ şan grup, söz konusu madde­ nin kaldırılması konusunda da görüş birliğine varamadı. Tartı­ şmalarını, 5 gün boyunca süren çalışmalarında daha çok "H as­ taneler genel direktörler tarafı­ ndan mı yönetilmeli, eskiden olduğu gibi doktor kökenli baş­ hekimler tarafından mı yönetil­ meli” sorusu üzerinde yoğun­ laştıran 20 grup üyesi, hazı­ rladıkları raporda grupta savu­ nulan her iki görüşe de yer ver­ diler. Çalışma raporunda grup­ ta: bulunan bütün başhekim ve doktorların taslakta öngörülen profesyonel yöneticileri benim­ sedikleri belirtildi.

Sağlık yasa tasarısının 35. maddesi, hastanelerin bütün faaliyetlerden sorumlu bir ge­ nel direktör ve genel direktöre karşı sorumlu klinik hizmetle­ rin direktörü olan bir başhekim ve bakım hizmetlerinin direktö­ rü olan bir başhemşire, işletme direktörü ve baş eczacı tarafın­ dan yönetilmesini öngörüyor.

HABERLER

3

Rakılı, yumurtalı ayin

► Çarmıha gerili Isa'nın

yeniden can bulmasının

1993. yıldönümü

Samandağ’da ayrı bir

coşku ile kutlanıyor.

Hıristiyan İbrahim,

Sünni Fatma, Ermeni

Fanus ve Alevi Rasim,

bir arada içli köfteli,

humuslu, paskalya

çörekti, yumurtalı, çiğ

köfteli bayram

sofrasının keyfini

sürüyorlar...

BERAT GÜNÇ1 KÂN

Önce çan sesi yıkıyor sessizli­ ği. Ardından, §1. llyas Kilisesi’n- den yükselen şarkı Samandağ’ın üzerine çöküyor:

"Mesih İsa ölülerin arasından dirildi ,

Ve mezardaki hayatı ve ölü­ mü ölümle yendi..."

Paskalya, diğer adıyla yumur­ ta bayramının son günü. Çarmı­ ha gerili İsa’nın yeniden can bul­ masının 1993. yıldönümü bu. Si­ yah şallı kadınlar, bayramlık giysileriyle erkekler, on beşli yaş­ ların coşkusunu gülüşlerine dö­ ken kızlar, yumurta torbalanın arkalanna gizleyen çocuklar ya­ vaş yavaş St. İlyas'ın bahçesinde toplanıyor.

Hıristiyan İbrahim. Sünni Fatma, Ermeni Fanus ve Alevi Rasim, bir arada burada. Ayi­ nin başlamasını bekliyorlar. İçli köfteli, humuslu, paskalya çö­ rekti, yumurtalı, çiğ köfteli bay­ ram sofrasının keyfi hâlâ üzer­ lerinde. içimine sınır konmamış rakı, kanda.yeni yeni duruluyor. "İyi bayramlar", “afiyet gülba- har olsun” dilekleriyle kaldınlmış bardaklanıı, yüzler­ ce yıldır birlikte yaşamışlığın verdiği çekincesiz sohbetlerin demindeler.

Ayini Hıristiyan cemiyetinin de yöneticilerinden İbrahim Gü- lenay başlatıyor. Önce o gün ölen Cumhurbaşkanı Turgut Özal için bir dakikalık saygı du­ ruşuna çağırıyor herkesi.

Papaz Yusuf Diker, ayini sür­ dürüyor. Zangoç Dinıyan’m elindeki tütsü kabından yayılan günnük kokusu, açık kapıdan geçip bahçede bekleşenlere ulaşıyor. Kalabalık, yavaş yavaş gruplara ayrılıyor. Orta yaşın bi­ raz üstündeki erkekler bir çırpıda kuruyorlar çilingir sof­ ralarını. Önce domatesler,

yu-Paskalya’nin en eğlenceli zamanı “yumurta tokuşturma” . Soğan kabuğu ile çiçek boyasında kaynatılmış, Mesih İsa’nın dirilişi- ani, hayatı ve ferahlığı simgeleyen kırmızı yumurtalar torbalardan çıkarılıyor. Çığlıklarla yumurtalarını birbirine vuruyorlar.

murtalar. paskalya çörekleri bir gazete sayfası uzunluğundaki masada yerini alıyor. Ardından incir rakılarıyla viskiler çıkarılı­ yor. Şişe kapaklarına dolduru­ lan içkiler elden' ele dolaştırılı­ yor. Kadınların ayaküstü soh­ betleri koyulaşmakta. Şimdi, ço­ cuklar ve gençler için “yumurta tokuşturma” zamanı. Soğan ka­ buğu ile çiçek boyasında kay­ natılmış, Mesih İsa’nın dirilişini, hayatı ve ferahlığı simgeleyen kırmızı yumurtalar torbalardan çıkarılıyor. ■

Baş başa veren gençler, uzun soluklu "bırrış” çığlıklarıyla yu­ murtalarını birbirine vuruyor. Bu çığlık bir meydan okuma. Kim daha fazla yumurta kırarsa zafer onun.

Şişe kapağından içilse de rakı vuruyor. Kahkahalar ve “bır- nç” çığlıktan artıyor. Ama bu. ayine engel değil. Papaz Diker. Mesih İsa’yı cismi ve ruhuyla anlatmayı aralıksız sürdürüyor.

‘Eski Paskalyalar anımsatılı­ yor. Çuvaldan dikilmiş bir adam maketinin kurşun yağmuruna tutulması, göçe yakalanmış dostlann sıcaklığı kalabalıklar, sabahki bayram ziyaretleri unu­ tulmuyor bir türlü.

Circi Gülenay. yemekte, geç­ mişe dönüyor. Birinci Dünya

Savaşı’na. Aylarca savaşan, gözlerini yitiren dedesi Hanna’- dan dem vuruyor. Ggzze cep­ hesinin gazisi Hanna geri dön­ düğünde sürgüne yakalanıyor. Sahilde kurulu eyler, dağlara iti­ liyor. "Olur da Ingilizlere muh­ birlik yapar bu Hırisiyanlar” diye. Ö zamanlar Samandağ hâlâ bir liman kenti. İpek böce­ ği, sebze-meyve ihraç ediliyor. Musa dağında Ermeniler Türk­ lerle çatışmakta. Yaşanan kop­ koyu bir korku. On bir bin Er­ meni, elli dört hane Rum Or­ todoks kendilerini başka ülke­ lere vuruyor. Şimdi, hangi aileye bakarsanız bir "firesi” var.

Ertesi gün bu kez Antakya'da kutlanıyor "Paskalya Bay­ ramı." Bu kez kutlayan Katolik- ler. Ayin Türkçe. Gitarlar çalını­ yor, alkışlar arasında söyleniyor ilahi, "İsa dirildi, İsa dirildi hal- leluya... Halleluya..." Katolik Kilisesi Ruhani Reisi Padre Do- menico Bertogli, altmış kişi ka­ dar kalmış cemaatinin bay­ ramını kutluyor. İçli köftenin soğanının kokusu dolaşıyor so­ kaklarda.

Bu uzak ‘Brezilya’ mahallesin­ de kırk bin Antakyalı yaşıyor. Yine rakılar açılıyor, özlenmiş ve yitirilmiş toprakların, evlerin şerefine...

Paskalya ayinini Hıristiyan cemiyetinin yöneticilerinden İbrahim Gülenay başlatıyor. Zangoç Dimyan’ın elindeki tütsü kabından yayılan günlük kokusu, açık kapıdan geçip insanlaraulaşıyor.

Bekâr kadına evlat edinme hakkı

► K oruyucu aileye bir çocuk bakım ı karşılığında 2.5 milyon lira katkı sağlanacak

olarak sunulacak. Devlet gözetimi ve mali ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ko­

runmaya muhtaç çocuklar sıcak yuvalara kavuşabilecek, 30 yaşından büyük bekar kadınlarla çocuk sahibi ailelere evlat edin­ me olanağı getirilecek. 0-5 yaş grubundaki korunmaya muhtaç çocuklar, ‘koruyucu aile’ler tarafından bakılacak. Koruyucu aileye, bir çocuk bakımı karşılığında ayda 2.5 milyon lira mali katkı yapılacak.

Devlet Bakanı Türkan Akyol, Türkiye’­ de korunmaya muhtaç çocuk sayısının kesin olarak bilinemediğini, ancak 1 mil­ yon dolayında olduğunun tahmin edildiğini belirterek “Çocukların kapalı devlet ku­ rumlan dışında aile içinde yetiştirilmesi öngörülüyor” dedi. 0-5 yaşına kadar olan çocukların Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu dışında ‘koruyucu aile sistemi’ içinde bakılması yönünde çalışma­ ların sürdürüldüğünü kaydeden Akyol, 5

yıl içinde kurumda 0-5 yaş grubunda ço­ cuk kalmayacağını söyledi.

Çocuk İstismarının ve İhmalinin Önlen­ mesi 1. Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu Konferansının açılışında konuşan Akyol, küçük ve korunmaya muhtaç çocukların ‘veli ve yuva' sıcaklığına gereksinim duy­ duklarını da vurgulayarak şöyle konuştu:

“0-5 yaş grubu için ‘koruyucu aile siste­ mi’ geliştirilecek. Alt ya da orta gelir düze­ yindeki ailelere bir veya birden fazla çocuk verilecek. Devletin mali desteği sağlana­ cak. Amaç, çocukların aile ortamı içinde yetişmesini sağlamak. 1960'lı yıllarda uy­ gulanması öngörülen bu sisteme işlerlik kazandırılacak. Kurumda bir çocuğun bes­ lenmesi ve bakımı, ayda 2.5 milyon Ura tutuyor. 4-5 milyon Ura, 2’şer çocuğun bes­ lenmesi için koruyucu aileye maddi katkı

katkısı altında çocuklar bu kurum dışında aile içinde bakılacak.”

Akyol, evlat edinme konusundaki yasal düzenlemelerde değişildik yapılacağını da aktararak şunları söyledi:

“Evlat edinme kurumu rahatlatılacak. Sosyal yaşam standardı ve statüsü iyi olan, evlenmemiş, 30 yaşından büyük genç ka­ dınlara, çocuk evlat edinme hakkı verile­ cek. Aileler, kendi çocuklarına rağmen bir ya da birden fazla çocuk evlat edinebile­ cekler. Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme Kurumu, aile yapısına dönüştürülecek. Ev niteliğinde depo gibi değil, 8-10 çocuğun bir arada olacağı bir yapı oluşturulacak. Çocuklar burada koruyucu anne ve baba nezaretinde bakılacak.”

Adalet Bakanı Seyfı Oktay da çocukla­ rın suç işlemesinin ekonomik, psikolojik,

sosyal nedenleri olduğunu ve suçlu çocuk­ ların iyileştirilmeye muhtaç olduğunu söy­ ledi. Oktay, bu nedenle bakanlık olarak yaptıkları yeni yasal düzenlemelerle çocuk suçluları korumayı amaçladıklarını belir­ terek suçlu çocuklarla ilgili yeni yasal dü­ zenlemeleri şöyle özetledi:

► Hakkında tutuklama karan veril­ meyen çocuklar, kabul merkezlerine yer­ leştirilecek.

► Çocuklara kelepçe takılması yasak­ lanacak.

► Hükümlü çocuklar için çocuk cezae­ vi açılmayacak. Hükümlü çocuklar, ço­ cuk eğitim merkezlerinde kalacak.

Çocuk İstismannm ve İhmalinin Ön­ lenmesi 1. Balkanlar. Kafkasya ve Orta­ doğu Konferansı, Büyük Ankara Oteli’- nde bugün ve yann da sürecek.

Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Uluslararası Çalışma Örgütü (TLO) tarafından geliştirilen pilot projeye göre Ankara sokak­ larında çalışan çocuklar, eğitim, sağlık ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir merkeze kavuşacak.

S okakta

çahşan çocuğa sıcak bir tebessüm

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş­

kent sokaklarında simit satan, ayakkabı boyayan, hamallık yapan küçük çocuklar, artık bir aile çatısına kav uşacaklar. Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Uluslararası Ça­ lışma Örgütü (1LÖ) tarafından geliştirilen pilot projeye göre Ankara sokaklarında ça­ lışan çocuklar, eğitim, sağlık ve yiyecek ihti­ yaçlarını karşılayabilecekleri bir merkeze kavuşacak.

Uzun vadede çocuk işçiliğini önlemeyi amaçlayan proje, sokakta çalışan çocuk­ ların karşılaştıkları ihmal ve suiistimalleri

önlemeyi hedefliyor.

Belediye bünyesinde kurulan ‘Çocuk İşçi Birimi’ tarafından yürütülecek olan proje için ilk olarak Sıhhiye Çok Katlı Otoparkı'- nda sokak çocukları için bir merkez oluştu­ rulacak. Sosyal hizmet uzmanı Murat Berk- sun'ıın verdiği bilgiye göre bu merkezde ço­ cuklara yiyecek temin etmenin yanı sıra kü­ tüphane", oyun ve etüt salonları, doktor, hemşire ile psikologlar bulunacak.

Çahşan çocuğun işi dışındaki zamanları­ nda uğrayacağı merkezde, sorunlarının çö­ zümünde psikolojik yardım verilecek, ayrı­

ca çocuğu okula ya da mesleki eğitime yön­ lendirme çalışması yapılacak. 1994 yılının nisan ayma kadar 200, ileriki aşamada da Ankara’daki 10 bin civarında sokakta çalı­ şan çocuğa hizmet verecek olan merkezde, sokakta çalışan çocukların çalışırken karşı­ laştıktan fiziksel, duygusal, cinsel istismar ve kamu görevlilerinin çocuklara yönelik tutumlan da giderilmeye çalışılacak.

Bu amaçla örneğin belediye zabıtalannm çocuklara 'daha yumuşak' davranması sağ­ lanacak. Çocuklara doyurucu, güvenli ve sürekli iş olanakları geliştirilecek.

Genç Radyo

yayınım

‘elden’

sürdürüyor

Magazin/TV Servisi- “Türkçe

katili spikerlerimiz Esra, Yavuz, Afşin ve ben Gülnaz, haber kay­ naklarım açıklamayan Süley­ man, yayını batırmaya çalışan Giray, tepemizde bizden yayın bekleyen masum setilaytçımız, yurtdışmda kirasını ödemekte zorluk çektiğimiz mütevazi stüd­ yomuz, uydu ile stüdyo arasında link görevi gören Berkant ve Sa- fa’yla birlikte, süremiz izin ver­ dikçe sîzlerle olacağız..."

Yukarıdaki anons, 1 Nisan’da kapılarına ansızın kilit vurulan özel radyolardan Genç Radyo'- nun. Yasaklı Dönem-1’ adlı ka­ setinden bir alıntı. Genç Radyo­ cular, kapatıldıkları bu dönemde hazırladıkları kaset çalışmalarıy­ la seslerini, elden ele dolaştırarak duyurmaya çalışıyorlar.

Genç Radyocular, binlerce kopya hazırlattıkları kasetlerini, yayın alanlarına giren İstanbul, Ankara, İzmir. Eskişehir, Ada­ pazarı, İzmit ve Antakya'nın belli merkezlerinde parasız dağıtıyor­ lar.

Grup Vitamin’in. Demircl'i hicveden “Baba” parçasıyla baş­ layan kasette, radyocuların sus­ turulmalarına tepki olarak yergi­ ler, yakınmalar ve eleştiriler ak­ tarılıyor. Genç Radyocular. Baş­ bakan Süleyman Demirci başta olmak üzere Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Ulaştır­ ma Bakanı Yaşar Topçu. TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Er­ dem ve birçok parti liderine sesle­ nerek ‘açık’ şekilde teşekkür ede­ miyorlar. Çünkü onlar artık ‘ka­ palı’.

ARAYIŞ____________

TOKTAMIS ATEŞ_____________

Ben Çin'de Yaşamışım...

9 9 9

8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, perşembe günü toprağa verilecek. Allah taksiratını affetsin ve rahmet eylesin. Ölüm karşısında ürpermemek ve titrememek elde değil. Ve elbette, Sayın Özal’ın bu beklenmeyen ölümüne çok fazlasıyla üzüldüm. Allah sevenlerine ve yakınlarına sabır versin. Fakat bu acı ölümün ardından, çoğunluğu solcu-eskisi olan kimileri öyle şeyler söyledi­ ler ki üzüntümün yanı sıra derin bir şaşkınlığın şokuna girdim. “ Acaba” dedim, “ ben son on yılımı, Türkiye’den hiç haber almadan Çin'de mi geçirdim?" Çünkü bu ölü­ mün ardından duyduklarımla görüp yaşadıklarım bam­ başka şeyler.

Birisi Özal’ı “ tarihin en büyük devrimcilerinden biri" olarak ilan etti, bir başkası “ Atatürk’ten sonra gelen en büyük insan” olarak nitelendirdi, bir diğeri “ en özgür­ lükçü ve demokrat devlet adamı” olarak selamladı, biri de “ çağının ötesinde" olduğunu duyurdu. Hele uzun bo­ yunu resmi ve korsan tüm kanallarda gösteren biri, “ kaş yapayım derken göz çıkararak” özal’ın erdemlerinin yanı sıra “ ufak tefek” bazı hatalarını sıraladı ki her biri bir siyaset adamının, siyaseb sahnesini terk nedeni ol­ malıydı.

Aslında cumartesi günü Kartal Belediyesi’nin düzen­ lemiş olduğu bir Köy Enstitüleri paneline katılmam ge­ rekiyordu. Ancak hava koşulları nedeniyle deniz otobüs­ leri aksayınca eve dönmüş ve televizyon karşısında Be­ şiktaş’ın maçını bekliyordum ki acı haberi duydum. Ve daha sonra kanaldan kanala atlayarak yapılan tüm programları izlemeye çalıştım. Ve derin üzüntüm yerini, büyük bir şaşkınlığa bıraktı.

Sayın Özal, 12 Eylül’ün baş mimarlarından biriydi. Devlet yönetimiyle şirket yönetimini birbirine karıştırmış ve kötü bir şirket yöneticisinin ciddiyetsizlik ve fütursuz­ luğuyla devleti yönetmeye kalkmış ve yönetmişti.

Kimi konuşmacılar, partisiyle iki kez üst üste seçim kazanmasını övdüler. Kazandı, ama hangi koşullarda? Birinde DYP, SHP ve RP seçimlere sokulmadığı için se­ çim kazandı, öbüründe sakat bir seçim yasası ve devlet olanaklarını elinde tutmakla. Çok partili yaşama geçtiği­ mizden beri, iktidarda olanlar, devlet olanaklarını se­ çimlerde kullanagelmişlerdir. Fakat bunlardan hiçbiri, “ Ne olmuş yani, hizmet vaat ediyor, oy istiyoruz” deme­ mişti.

Rahmetli Özal’ın kimi ufak tefek sevecen jestlerine bakıp onu demokrat sanmak ne kadar yanlış. Kendi par­ tisi ANAP’ta bile demokrasinin “ kırıntısı” yoktu. Aday listelerini de kendi belirlerdi, yöneticileri de. Çankaya’­ ya çıkarken parti grubuna on beş isim vererek tercih so­ ran ve sonra da alay eder gibi on altıncı bir ismi seçtiren kimdi? ANAP’ın değişik düzeydeki kongrelerindeki tavrı ne çabuk unutuldu? Türkiye’de çok partili yaşama geçi­ şin en sancılı dönemlerinde, 1946-1960 arasında bile; hiçbir cumhurbaşkanı ve başbakan, rahmetli özal kadar çok gazete ve gazeteciyi mahkemeye vermemişti.

Ceza Kanunu’nun 141, 142. ve 163. maddelerinde ya­ pılan göstermelik değişiklik dışında, Türkiye’deki anti­ demokratik yasaların ve yasa hükümlerinin hangisi de­ ğişti? Kaldı ki bu değişen maddelerin yerini tutabilecek bir kıyamet yasa var.

Ekonomik yaşamda Özal döneminde elbette birçok şey yapıldı. Fakat Türkiye ekonomisinin 1970-1980 ara­ sındaki büyüme, ihracat artışı, tasarruf, yatırım, işsizlik, enflasyon vb gibi göstergeleri, 1980-1990 arasındaki dö­ nemle karşılaştırılırsa; bu ikinci dönemde (biraz şaşırtıcı olsa bile) ihracat artışı hızı ve büyümenin daha düşük, tasarruf ve yatırımın daha az, işsizlik ve enflasyon oranı­ nın daha yüksek olduğunu görürüz. Hem de. 1970-1980 arasındaki petrol şoku, Kıbrıs çıkarması, ABD ambargo­ su, dış kredilerin durması ve engellenemeyen teröre rağmen. Temelleri 1983 öncesinde atılmış olan iletişim hamlesi ve Türk Parasını Koruma Kanunu’nun mantık­ sız kimi maddelerini değiştirmiş olmak, yaklaşık on yıllık bir dönemin ekonomik politikasını kurtarmaya yetmez. Hele gelirler arasında ortaya çıkan uçurumlar düşünü­ lürse.

Özal, “ tarihimizin en büyük devrimcisi” ymiş. Vallahi pes... Eğer Nakşibendi tarikatı üyesi olmak devrimcilik­ se, Özal’a gelene kadar sırada çok kişi vardır. “ Kıç üstü oturttuk” , “ Onlar küçük Turgut’la oynasınlar’’ vb gibi ifa­ deler ise devrimciliği değil, olsa olsa bir türlü alışamadı­ ğımız bir ciddiyetsizliği gösterir.

Aynı hazin görüntü, dönemin dış politikasında da var­ dır. Kesinleştirilmeyen randevularla yabancı başkentle­ re gidip “ özel gezi" mantığı ardına sığınmak, ilk kez bu dönemde görülmüştü. Bulgaristan, soydaşlarımıza in­ sanlık dışı bir baskı uygularken "Ümüklerine basarım, Jivkov da gelsin" diye meydanlarda nutuklar atıp üç gün sonra sınırı kapatarak insanları perişan etmenin utancı­ nı da bu dönemde yaşamıştır Türkiye. Körfez krizinde “ Bir koyup üç alacağız” diye yola çıkılmış ve kraldan çok kralcı bir politikaya rağmen ekonomik zararlarımız bir yana Kuveyt, kuru bir teşekkürü bile çok görmüştür.

PKK’nın Eruh baskınını Marmaris’te umursamazlıkla karşılayan da Sayın Özal idi.Talabani'yi muhatap alarak bir ölçüde meşrulaştıran da, Türkiye’de bir federasyon “ tartışmasına” ilk kez yeşil ışık yakan da. Sevenleri, dostları ve ailesi böylesi acılar içindeyken bunları yaz­ mak aslında hoş bir şey değil. Onların acı ve üzüntüleri­ ni içtenlikle paylaşıyorum. Ama her ne olursa olsun, bu yazdıklarımı unutmak; 12 Eylül .ve sonrasının acı ve sı­ kıntılarını, işkencelerini, zulmünü de unutmak demektir. Bunları asla unutamayız, unutmamalıyız. Unutmamalı­ yız ki bir daha öyle şeyler yaşamayalım.

Aksaray'da aşçı öldürüldü

■ İSTANBUL (AA) - Aksaray’da bir aşçı, evinde bıçaklanarak

öldürüldü. M uratpaşa Mahallesi M urat Sokak 21 numaradaki evde yalnız yaşayan Sait Emin Telci’nin (60) çalıştığı lokantaya 2 gündür gelmemesinden kuşkulanan arkadaşları, Telci’yi evinde bıçakla öldürülmüş olarak buldular. Karnında 3 bıçak yarası bulunan Telci’nin evinde yapılan araştırmada, herhangi bir eşyasının alınmadığı anlaşıldı.

İstanbul'da su kesintisi

■ İSTANBUL (AA) - Kâğıthane-Lcvent ve Bomonti ana isale

hattında yapılacak bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle, bugün bazı semtlere su verilemeyeceği bildirildi. İSKİ "den yapılan açıklamaya göre saat 08.00 ile 20.00 arasında su kesintisi uygulanacak semtler şunlar: “Kâğıthane, Hasdal, Alibeyköy, Çağlayan, Gürsel Mahallesi, Okmeydanı, Örnektepe, Şişli, Feriköy, Kurtuluş, Taksim, Nişantaşı, Harbiye, Fulya Mahallesi, Mecidiyeköy, Gültepe, Gayrettepe, Zincirlikuyu, Çeliktepe. Levent, Etiler ve Rumclihisarüstü.”

Alternatif enerji

■ G AZİANTEP (AA) - T ürkiye’de güneş, rüzgar, jeotcrmal ve hidrolik enerjinin daha fazla kullanımının teşvik edilmesi gerektiği bildirildi. Fırat Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Asaf Varol, “elektrik enerjisinin durum u”na ilişkin

araştırmasında. Türkiye’deki enerji tesislerinin kurulu gücünün 18 bin 752 mw olduğunu, bunun 10 bin 363 mvv’lik bölümünün termik. 8 bin 389 mvv’lik bölümünün de hidrolik santrallardan sağlandığını kaydetti.

DÜZELTME

~

Gazetemizin dünkü sayısının I. sayfasındaki fotoğrafın altın- daki imza bir yanlışlık sonucu yer almıştır. Fotoğraf Anadolu Ajansı’ndan alınmıştır. Düzeltir, özür dileriz.

Referanslar

Benzer Belgeler

10.1. İdarenin gerekli gördüğü veya şartnamede satınalmanın yapılmasına engel olan ve düzeltilmesi mümkün bulunmayan hususların bulunduğunun tespit edildiği hallerde

10.1. İdarenin gerekli gördüğü veya şartnamede satınalmanın yapılmasına engel olan ve düzeltilmesi mümkün bulunmayan hususların bulunduğunun tespit edildiği hallerde

Genel bilgiler: Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, 2019 tarihli ve 1 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2019 tarih ve 1 sayılı Resmi Gazete ilanıyla

şeklinde yazılabilir ve ayrı ayrı bileşenler incelendiğinde buradan da konumun bileşenleri;.. Buradan da iki boyutta sabit ivmeli hareket için

1. Ödüllerin değerlendirilmesinde, ödülün başvuru sahibinin alanı ile ilgili yapmış olduğu çalışmalar için 2019’de verilmiş olması esastır. Daha önce en az

Üniversitemiz için gerekli her türlü, yapı, tesis, onarım, bakım, imalat, etüd, proje, keşif, ihale ve denetleme işlerinde yoğun olarak hizmet veren Yapı

Bu amaçla Hekimhan Mehmet Emin Sungur Meslek Yüksekokulu Birim Faaliyet Raporumuz 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41 inci maddesine

Ulusal yayınevleri tarafından yayımlanmış kitap editörlüğü sayısı 1 Ulusal yayınevleri tarafından yayımlanmış kitapta bölüm yazarlığı sayısı 22 2021