• Sonuç bulunamadı

Abdüllatif Suphi Paşa Konağı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abdüllatif Suphi Paşa Konağı"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ABDULLATTF SUPHİ PAŞA

KONAĞI

Prof. Dr. Arslan Terzioğlu

İ

stanbul’daki tarihi eserler ara­sında önemli bir yere sahip olan Abdüllatif Suphi Paşa Konağı­ nın, bânisinin ölümünün yüzüncü yıldönümü vesilesiyle Türk Kültür dünyasına kısaca tanıtılmasında hiç şüphesiz büyük bir yarar vardır. Fatih’te eskiden pek çok sayıdaki paşa konaklanndan bugüne kadar ulaşanlardan Horhor Cad. 13 No.daki Abdüllatif Suphi Paşa konağı sadece mimari açıdan değil, onu yaptıran Abdüllatif Suphi Paşa (1818-1886) ve onun oğlu Hamdullah Suphi Tannöver’in (1885-1966) burada oturmuş olma­ ları bakımından da Türk Kültür Tarihi için büyük bir öneme haizdir. Mora’da Trepoliça’da 1818* de Abdurrahman Sami Paşa’nın (1795-1875) oğlu olarak doğan Abdüllatif Suphi Paşa, Mora isya­ nından sonra babası ile beş yaşında Mısır’a göç etmek mecburiyetinde kaldı. Orada yetişti ve Mısır Valisi, Mehmet Ali Paşa’nın özel kâtipli­ ğinde bulundu. Otuz yaşında iken babası Abdurrahman Sami Paşa ile İstanbul’a geldi. 186l’ de babası Maarif Nazın olduğunda aynı kabinede Evkaf Nazırlığına getiril­ di. Sonra Maarif Nazırlığı, Suriye

Kubbeli salonun yanındaki küçük salonun tavan süslemeleri. (Bu odaya 30.6.1986’da törenle “ Ord.Prof.Dr.Süheyl Ünver Doktora Semineri Salonu" ismi verilmiştir.)

Ceiling decorations in the small salon next to the domed room. (This room was given the name “Senior Professor Dr. Süheyl Ünver Seminar Room" during a ceremony on 30 June 1986.)

Valiliği, Maliye Nazırlığı ve Ticaret Nazırlığı yaptı.

Abdüllatif Suphi Paşa, Horhor’da- ki kendi ismi ile anılan bu konağı, 1854’de bir İtalyan mimara yaptır­ mıştı. Bunun hikâyesi kısaca şöyle- dir: Abdüllatif Suphi Paşa Horhor’ da, Sadaret Kethüdası Hâdi Efendi’ nin 40 odalı ve 20.000 m2 arazi üzerinde, geniş bahçe içindeki köşkünü satın almıştı. Kışın

bura-Üst kattaki büyük holün kalem işleri ve tavan süslemeleri. Ağaçtan ustalıkla yontulan sütunlar sanki mermerdenmiş gibi bir görünüm arzetmektedirler.

Carvings and ceiling decorations in the large hall on the upper floor. The columns masterfully carved of wood present the appearance of marble.

da, yazın da Küçük Çamlıca Tepesindeki yazlık köşkünde kalır­ dı. Horhor’daki bu ahşap konağa ek olarak yeni bir konağı, Selamlık olarak yaptırdı. Ahşap Konak şarklı bir misafirin nargilesinden düşen ateşle 1845’te yanınca, ahşap konağın yerine, bu taş konağı, harem dairesi olarak bir İtalyan mimara yaptırdı, inşaatı 1854’te bitti. Hâlen ayakta duran kısım bu

(2)

Kubbeli büyük salondaki şöminenin üstünde mermer üzerine işlenmiş Boğaziçi manzarası.

A view of the Bosphorus done on the marble above the fireplace in the large domed room.

bina olup, selamlık kısmı yanmış ve bir zaman ilkokul olarak kullanılan yaverler dairesi harap olmuş, sokak aşın olan ahırlar gibi ortadan kaybolmuştur.

Konağı yaptıran Abdüllatif Suphi Paşa üç defa Maarif, beş defa Evkaf, iki defa Maliye ve bir defa da Ticaret Nazırlığı yapmış, ülkemizde müzelerin gelişmesini sağlamış, İs­ tanbul Arkeoloji Müzesini tesis ederek Müdürlüğüne Osman Ham- di Bey’i getirmişti. Sanayi-i Nefise Mektebi’nin açılmasını da sağlamış olan Abdüllatif Suphi Paşa tanın­ mış bir para koleksiyonuna sahip idi ve bizde ilk defa paralar üzerine üç ciltlik bir kitap yazmıştı. Abdül­ latif Suphi Paşa fransızca, latince, yunanca, arapça ve farsça bildirdi. Bir çok batılı dilleri bildiğinden kendisine halk arasında Frenk Suphi Paşa denilirdi.

Horhor’da yaptırdığı bu konakta, Hindistan, Afganistan ve İran’dan

14 flittiKR

başka Avrupa’dan gelen bilim adamlarını da misafir ederdi. Bun­ lardan en ünlüleri Fransız Renan ile Alman Dr. Mordman’dır.

Bu konak o zaman bir özel ilimler akademisi gibiydi ve üst kattaki

büyük kubbeli salonda doğudan ve batıdan gelen ilim adamlan ile İlmî münakaşalar yapılırdı. Konak’taki çift merdivenler ceviz ağacından yapılmıştı. Üst kattaki salonlann tavanları yaldızlı olup bir tanesi kubbelidir.

Orta kattaki büyük salonun tavanındaki iki İstanbul manzarası. Bu iki resimdeki perspektif eşine az rastlanılan bir ustalıktadır. Bu resimlere ne taraftan bakılsa, o tarafa doğru yapılmış gibi bir intiba edinilmektedir.

Two views of Istanbul on the ceiling of the large salon on the middle floor. The perspective in these two pictures is done with a mastery rarely encountered. No matter what angle the pictures are looked at, they give the appearance of having been made from that aspect.

(3)

İstanbul Üniversitesi’nin o zamanki Rektörü Prof.Dr.Nâzım Terzioğlu tarafından 1970’te Üniversite Rek­ törlük Binası olmak üzere 2,5 milyon liraya satın alındıktan sonra konak tekrar bir tamir gördü. Abdüllatif Suphi Paşa’nın oğlu, Atatürk’ün yakın çalışma arkadaş­ larından ve Cumhuriyet döneminin ilk Milli Eğitim Bakanlarından olan Hamdullah Suphi Tannöver zama­ nında bu konağı ilk defa tamir eden Yük.Müh.Mim.Ekrem Hakkı Ay- verdi, konağın İtalyan, Fransız ve Türk mimarisinin bir sentezi oldu­ ğunu söylerdi.

Abdüllatif Suphi Paşa yüzyıl önce 1886’ da ölünce Sultan Mahmud türbesi haziresine gömüldü. Abdül­ latif Suphi Paşa’nın oğlu Hamdul­ lah Suphi Tannöver Bükreş Büyük- elçiliği’nden dönüşünde bu konağı kardeşlerinden ve ölmüş olanlann verasetinden tamamen satın aldı ve yukarda belirtildiği gibi tamir ettirdi. İçi çok değerli mobilyalar, tablolar ve sanat eserleri ile süslü olan bu konakta, Papa XII. Pius’un Hamdullah Suphi Tannöver’e he­ diye ettiği bir yazı masası da yer almakta idi.

1950 yılından sonra Türk Ocaklan tekrar açılma imkânı bulunca, o zaman milletvekili olan Hamdullah Suphi Tannöver, Türk Ocaklan Merkezini bu konağın bir köşesinde kurdu. Türk Ocağının Kültür Baş- kanlığı’na, Prof.Dr.Kâzım İsmail Gürkan getirilmiş olup, bu konakta Türkiye’nin ileri gelen fikir, ilim ve sanat adamlan toplanarak Abdül­ latif Suphi Paşa’nm zamanındaki geleneği devam ettirirlerdi.

Ham-Abdullatif Suphi Paşa Konağında üst kattaki büyük salondaki kubbede kalem işleri ve süslemeler. Bu kubbenin tamiri ve altın varaklarla tekrar eski durumuna getirilmesi için Hamdullah Suphi Tanrıöver'in hiç bir masraftan

kaçınmadığı söylenir.

Carvings and decorations in the large domed room on the upper floor of the Mansion of Abdüllatif Suphi Pasha. It is said that Hamdullah Suphi Tannöver spared no expense for the repairs on this dome and for the restoration of the gold leaf work to its original condition.

Üst katta Horhor Caddesine bakan uzun salonun tavan süslemeleri.

Ceiling decorations in the long salon on the upper floor overlooking Horhor Street.

dullah Suphi Tanrıöver’in 1966’da vefatından sonra eşi Saide Hanım ile oğlu Demir Tannöver’e ve küçük oğlu rahmetli Özkul’un oğluna miras kalan Abdüllatif Suphi Paşa Konağı, Sami Paşa, Suphi Paşa, Hamdullah Suphi Tannöver gibi üç Milli Eğitim Bakanı yetiştiren bu aileden 1970’ de satın alınarak İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Nâzım Terzioğlu tarafın­ dan Rektörlük binası yapılmıştı. 1984 ’ de Rektörlük Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi Merkez Bina­ sına taşınınca Abdüllatif Suphi Paşa konağı da, rahmetli Ord.Prof.Dr. Süheyl Ünver’in 1933’ te kurduğu İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsüne tahsis edildi. Böylece bu tarihi eser Avrupa’nın en eski Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsülerinden birinin binası olarak Türk Kültür Tarihindeki önemli görevini devam ettirm ektedir^

(4)

The Mansion o f Abdüllatif Suphi Pasha

T

he Mansion ofAbdüllatif Suphi Pasha occupies an important place among the historical works of İstanbul, and its introduction to the world of Turkish culture on the occasion of the 100th anniversary of the death of its builder will undoubtedly be of great value. Located at the address of Number 13 Horhor Street, the Mansion of Abdüllatif Suphi Pasha is one of the formerly great number of pasha’s mansions which used to be in Fatih which has managed to survive down to the present day. It possesses great importance for Turkish culture not only because of its architectural aspects, but also because it was the residence of its builder, Abdüllatif Suphi Pasha (1818 — 1886) and of his son,

Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885 — 1966). Abdüllatif Suphi Pasha was born in Trepoliça in the Mora in 1818, the son of Abdurrahman Sami Pasha (1795 — 1878). When he was at the age of five, his father was forced to move to Egypt following the Mora rebellion. It was there that he grew up and he served as private secretary to Mehmet Ali Pasha, the governor of Egypt. At the age of thirty he came to İstanbul with his father, Abdurrahman Sami Pasha. In 1861, while his father was Minister of Public Instruction, he served on the same cabinet as Minister of Mortmain Estates.

He subsequently served as Minister of Public Instruction, as Governor of Syria, as Minister of Public Finance, and as Minister of Commerce. Abdüllatif Suphi Pasha ordered the mansion bearing his own name in Horhor built by an Italian architect in 1854, the brief story of which is as follows. Abdüllatif Suphi Pasha had purchased a forty-room kiosk located within a broad garden set on grounds some 20,000 m2 in area which had belonged to Hadi Efendi, the chief assistant to the Grand Vizier. In winter he would remain here while in summer, he stayed at his summer home on Lesser Çamlica Hill. As men’s quarters, he had a new mansion added to this wooden structure in Horhor. The wooden mansion was burned in 1845 when a live coal fell from the narghile of an eastern guest. The Italian architect was ordered to build this stone mansion as women’s apartments to replace the wooden structure, and construction was completed in 1854. This is the portion which still remains standing. The men’s apartments have burned down, and the servant’s quarters, which for a while served as a primary school, have fallen to ruin. Such sections as the stables which stood across the street have disappeared.

Abdüllatif Suphi Pasha, the

builder of the mansion, served three times as Minister of Public Instruction, five times as Minister of Mortmain Estates, twice as Minister of Public Finance, and once as Minister of Commerce. He brought about the development of museums in Turkey, and having established the istanbul

Archaeological Museum, made Osman Hamdi Bey its director. Abdüllatif Suphi Pasha was also responsible for the opening of the School of Fine Arts and he was the owner of a well-known coin collection, being the author the first book in Turkey on coins, a work in three volumes. Abdüllatif Suphi Pasha knew French, Latin, Greek, Arabic, and Persian. On account of his knowledge of many western languages, he was known popularly as “European Suphi Pasha” .

In this mansion which he had built in Horhor, he also hosted scientists from India,

Afghanistan, and Iran as well as from Europe. Among the most famous of these were the Frenchman Renan, and the German Dr. Mordmann. In those years, this mansion was like a private school of the sciences, and scientific debates were held between scientists from the East and from the West in the large domed salon on the upper floor. The double

(5)

stairway in the mansion was of walnut, while the ceilings of the salons of the upper floor were all gilded, one of them being domed.

In 1970, the mansion was purchased for 2.5 million liras by Dr. Nazim Terzioglu, who was then the rector of Istanbul University, to serve as the Rector’s Building for the university and later underwent repairs. The son of Abdullatif Suphi Pasha was one of Atatiirk’s close colleagues. During the Republican period Hamdullah Suphi Tanriover was one of the first Ministers of National Education, and it was during his tenure that the architect Ekrem Hakki Ayverdi first repaired the mansion and stated that it was a synthesis of Italian, French, and Turkish architecture.

Abdullatif Suphi Pasha died a century ago in 1886 and was buried in the cemetery around the tomb of Sultan Mahmud. After returning from his duty in the Bucharest Embassy, Abdullatif Suphi Pasha’s son, Hamdullah Suphi Tanriover purchased the mansion entirely from his brothers and sisters and from the heirs of those who had passed away, and he had the aforementioned repairs carried out The interior of the mansion is decorated with furniture, paintings, and works of art of great value, and it also contains a writing desk

presented to Hamdullah Suphi Tanriover as a gift by Pope Paul XII.

When the opportunity of restablishing the Türk Ocakları (a public education

organization) presented itself in 1950, Hamdullah Suphi Tanrıöver established the headquarters of the organization in a corner of this mansion. Dr. Kazım Ismail Giirkan was made the cultural director for the organization, Turkey’s leading intellectuals and men of sciences

and arts met in this mansion and continued the tradition of the days of Abdtillatif Suphi Pasha. Following the death of Hamdullah Suphi Tanriover in 1966, Abdiillatif Suphi Pasha Mansion was inherited by his wife Saide Hamm, his son Demir Tanriover, and his younger son, the late Ôzkul Tannbver, and it was purchased in 1970 from this family which had produced three Ministers of education — Sami Pasha, Suphi Pasha, and Hamdullah Suphi Tanriover — by Dr. Nazim Terzioglu, who was then the

rector of İstanbul University, and it became the Rector’s Building. When the rectorate moved to the main building of Istanbul University in Beyazit in 1984, Abdiillatif Suphi Pasha Mansion was assigned to the İstanbul Medical Faculty’s Chair of Medical History and

Deontology founded by the late Dr. Süheyl Ünver in 1933. Thus this historic structure continues its important duty in the history of Turkish culture as the building for one of Europe’s oldest chairs of Medical History and Deontology*

Üst kattaki arka holün tavan süslemeleri.

Ceiling decorations in the hall on the upper floor.

17

Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ve onlar Arif beyin âdetini çok iyi bildikleri için hayvanını da alırlar, ilerlerler, uzaklaşırlar, sa­ natkârı kendi kendine bırakır­ lardı. Arif bey

We report a case of a tuberculous chest wall abscess in a 4-year-old healthy girl who had received Bacillus Calmette-Guerin (BCG) vaccination at birth.She developed a localized

Bana kattığı- nız her şey için TÜBİTAK ve Bilim ve Teknik ailesine çok teşekkür ediyor başarılarınızın devamını diliyorum.. İyi ki varsın Bilim

Mağaranın sonunda ise genişliği 18-30 metre, uzunluğu 140 metre, tavan yüksekliği 35-40 metre, derinliği de 5-47 metre olan büyük bir yeraltı gölü var. Bu sayfada yer alan

Askerliğini Ellise Sarayfnda Cumhurbaşkanı François Mitterand'a yemek hazırlayarak yapan Cyrill Laugier ve Gilles Grillot'in aşçı olarak görev yaptığı bistroda Fransız

[r]

An­ ka ra da olduğu gibi, bir konserva­ tuvar tiyatro okulunun açılması, ayrıca bir tatbikat sahnesinin ku­ rulması gerekir.. İstanbul şehrinin en büyük

Bu umumi vazife taksimi arasında kadınlar kendilerine ait olan vazifeleri yapacakları gibi aynı zamanda topluluğun refahı, saadeti için zorunlu olan umumi çalışmaya