25 EYLÜL 1999 CUMARTESİ
G Ö R Ü Ş
S &
Ayten Alpman ile...
Bu haftaki yazım için de, belki geçirdiğim rahatsızlık dolayısıyla, yine duygusal yanı fazla bir yazı diyebilirsiniz! Doğru olabilir... Ancak, önce müzik dünyamız için önemli say dığımız ve b ir ‘ilke’ sayfa açan bir olayı de ğerlendirelim:Ü lkem izde ‘evrensel, çağdaş, çoksesli müzik’ alanında 1960 ve sonrası yıllarda o zamanki deyimlerle hafif müzik, Türkçe söz lü hafif müzik vb. türlerdeki ‘uyanış döne mimdeki kaliteli, unutulm az eserleri, aynı bi çim leri ve yorum cuları ile tekrar dinleyiciye sunm ak gerekliydi. Özellikle, 1980 yılların dan günümüze kadar çoğalm akta olan ‘pop müziği’ nin ‘çöküntü dönemi’nin çalkantılı, tu tarsız üretim lerine karşı böyle bir çirişim zo runlu idi.
İşte, yıllardan beri bu yolda tutum uyla atı lım yapan araştırmacı ve m üzik yazarı Na- im Dilmener’in ‘ADA Müzik’ danışmanlığı nı üstlenerek, Murat Hasarı’nın da yapım cılığında ‘Eski 45 ’likler-Türk Pop Tarihi’ ad lı serinin ilk albümü, yerinde bir seçim le ‘Ay ten Alpman’a ayrılarak tüketiciye sunuldu. Bu albüm de sözlerini Ümit Aksu, Fikret Şenes ve Ülkü Aker’in yazdıkları, o yılların dünyayı saran şarkıları yer alıyor. .
Şim di gelelim duygusal yanı ağır basan konuya: Gerçek müziğin yaşı yoktur. Nite kim kaliteli müzikleri seslendiren gerçek y o rum cular da yıllar geçtikçe asla yıpranm az lar. Bu doğrultuda, m üzik sözcüğünde ‘şar kıcı’ il e yorumcu arasında ço k ince, soyut, am a gerçek bir ayrım vardır. Şarkıcı; ses le ndirdiği parçaların notalarını, ritim lerini doğru söyleyen, ses bo yutu ve yeteneği olan kişidir. G erçek yorumcu ise; tüm yete neklerinin yanı sıra sesinin etkinliği, rengi ve tınısı ile birlikte, seslendirdiği eserleri kendi kişiliği içinde, adeta yeniden yaratarak yo rumlayan kişidir. Herhangi bir şarkıcıyı, baş ka b ir şarkıcı benimseyebilir, taklit edebiliri? A m a yorumcu asla taklit edilemez!
Bu uzunca tanımlamayı neden yaptım d i yeceksiniz? Nedeni şu: O ’nu ço cu k dene cek yaşından beri tanıdığım; sesine, müzik duygusuna, sıcak kişiliğine hiç eksilm eyen bir hayranlık, sevgi ve do stluk duyduğum
‘gerçekyorum cu’Ayten Alpman için... AY TEN A L P M A N ’ ın ayrıcalığı var: Seslendir diği tüm şarkılarda (yabancı ve yerli) ses kalitesi O ’na has ve benzetilem ez b ir renk, tını (timbre) ve hem yüksek hem pes nota larda nüanslı bir sıcaklık taşıyor, işte, ben bes teci, eleştirmen, dinleyici olarak, Ayten Alp- man’ın bu niteliklerine her zam an ‘tutku’ya
varan bir değer verdim.
Ayten Alpman evrensel m üzik dünya sında, kendisinin d e bazılarını benim sediği, sıradışı ve ölüm süz yorum cular Ella Fitzge- rald, Sarah Vaughan, Shirley Basey, Bessy Smith ve diğerleri ile günüm üzün uluslara rası bazı yeni yorum cuları (kimleri beğendi ğini bilm iyorum ) arasında yer alır... Türki y e ’de özellikle caz ve hafif m üzik alanında
‘üç büyükler’ diyebileceğim iz Ayten A lp man, Sevinç Tevs, Rüçhan Çamay adla rını anımsam adan geçem eyiz...
Ayten Alpm an’ın müzik dünyasında bu se viyeye ulaşmasında doğal olarak kendi ye teneklerinin yanı sıra, O ’nun yakın do st ve çalışm a arkadaşları olarak bilinen, dene yim li m üzik adamlarımızın katkıları da yad sınamaz. Hepsini sayam ayacağım , birkaç isim olarak: ilham Gencer, Şerif Yüzbaşı- oğlu, Ümit Aksu, Fecri Ebcioğiu, Sezen Cumhur Önal, Süheyl Denizci, İsmet Sı- ral, Fikret Şenes, Ülkü Aker ve daha nice değerler... Adeta bir ‘unutulmazlarpanora ması’ gözlerim in önünden geçiyor...
Ayten A lpm an ‘Ben Böyleyim’ şarkısın da kendini tanım lam ıyor mu?