• Sonuç bulunamadı

TOPRAK SINIFLANDIRMASI Prof. Dr. Ayten NAMLI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TOPRAK SINIFLANDIRMASI Prof. Dr. Ayten NAMLI"

Copied!
139
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TOPRAK SINIFLANDIRMASI

(2)

“Toprak sınıflandırması (Soil classification)”genel

bir terim olup birbirinden farklı iki çeşit

sınıflandırma sistemini kapsamaktadır:

1. Teknik toprak sınıflandırma sistemleri

2. Doğal veya bilimsel toprak

(3)

TEKNİK TOPRAK SINIFLANDIRMA SİSTEMLERİ

Bu tür sınıflandırmalar, genellikle, doğal toprak

sınıflandırma sistemlerine göre sınıflandırılmış

toprakların, belli bir pratik amaca göre yorumlanmaları sonucu yapılmaktadırlar.

 Bunlara önemli iki örnek :

a. Arazi kullanma Yetenek Sınıflandırması b. Sulamaya Uygunluk Sınıflandırmasıdır.

(4)

TARIM ARAZİLERİ

 Mutlak Tarım Arazisi: Bitkisel üretimde; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik

özelliklerinin kombinasyonu yöre ortalamasında ürün alınabilmesi için sınırlayıcı olmayan, topoğrafik sınırlamaları yok veya çok az olan; ülkenin tarımsal

üretiminde ülkesel, bölgesel veya yerel önemi nedeniyle tarımda kalması gereken, halihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli arazilerdir.

 Dikili Tarım Arazileri: Arazi özelliklerine bağlı kalmaksızın, sayıları; tür ve

cinsine göre Bakanlıkça belirlenecek asgari sayıda meyve, asma, fındık, fıstık, gül, çay ve benzeri ağaç, ağaççık ve çalı formunda yöre ekolojisine uygun çok yıllık bitkilerin dikili olduğu arazilerdir.

 Özel Ürün Arazileri: Mutlak tarım arazileri ve dikili tarım arazileri dışında toprak

ve topoğrafik sınırlamaları nedeniyle yöreye adapte olmuş her tür bitkisel üretim yapılamayan sadece özel bitkisel ürünlerin yetiştiriciliği ile, su ürünleri

yetiştiriciliğinin yapılabildiği, ülkenin tarımsal üretiminde ülkesel, bölgesel veya yerel önemi nedeni ile tarımda kalması gereken arazilerdir.

 Marjinal Tarım Arazisi: Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım

arazileri dışında kalan, toprak ve topoğrafik sınırlamaları nedeniyle üzerinde sadece geleneksel toprak işlemeli tarımın yapıldığı, yerel önemi olan ve

(5)

Arazi Kullanım Yetenek Sınıflandırması

1.sınıf: Kullanımı sınırlayan 1-2 faktöre sahip çok kaliteli tarım topraklarıdır. Türkiye'nin % 5.6'sı 1. sınıf topraklardır.

2.sınıf: Bitki yetiştirme seçimini azaltan ve orta derecede koruma gerektiren kıymetli tarım topraklarıdır.

3.sınıf: Bitki tercihlerinin iyi seçilmesi ve koruma tedbirlerinin alınması gereken tarım topraklarıdır. 4.sınıf: Erozyon tehlikesi altındaki, incelmiş ve özel bitkilerin özel yöntemlerle tarım yapılan

topraklardır. Türkiye'deki tarım topraklarının çoğu bu topraklardır.

5.sınıf: Erozyon tehlikesi olmayan, orman ve otlak olarak kullanılması uygun olan topraklardır. 6.sınıf: Otlak ve ormana uygun fakat tarıma uygun olmayan orman ve mera olarak kullanılması

şart olan topraklardır.

7.sınıf: Orman ve otlak olması bile zor , tepeler, sarp alanlar, ve genelde erozyona meyilli topraklardır.

8.sınıf: Dağ sistemleridir. Alpin zone, çayır veya orman değildir. Doğal yaşam ve rekreaksiyon

alanlarıdır.

(6)

Toplam: 77,8 Mil.Ha.

Eğim > % 20 Eğim % 10 - 20 Eğim % 0 - 10 Eğim % 0 - 2

(7)
(8)

Mülga KHGM 2005 yılı verilerine göre;  Türkiye’de 78 milyon ha toplam arazinin:

 % 27,3’ünde kuru tarım,  % 5,6’sında sulu tarım,

 % 3,1’inde bağ-bahçe ve özel ürün tarımı ,  % 27,6’sı çayır-mera ve

 % 29,8’i orman-funda olarak kullanılmaktadır.

 Tarım arazisi miktarının yaklaşık 28,0 milyon ha olmasına karşılık  ekilebilir arazi miktarının 26,6 milyon ha olması ve

 ekilemeyen 5,0 milyon ha arazinin çayır-mera, orman-funda ve yerleşim

alanı gibi değişik şekillerde kullanılması, tarımda kullanılan arazi

miktarının gerçekte 21,8 milyon ha olduğunu göstermektedir.

Ülke genelinde çeşitli kullanımlar arasında uyumsuzluk gösteren

toplam arazi miktarı 25,3 milyon ha olup,

tarım arazisi olarak gösterilen araziler arasında görülen 6,3 milyon ha’lık fark, toprak işlemeye elverişsiz arazilerin işlemeli tarıma

(9)

DOĞAL VEYA BİLİMSEL TOPRAK SINIFLANDIRMA SİSTEMİ

 Genetiksel veya Taksonomik sınıflandırma, ve Toprak Taksonomisi (Soil Taxonomy) terimleri de “doğal sınıflandırmayı”işaret eder.

 Bu tür sistemler, toprakları“doğal özelliklerine göre” inceler ve saf bilim

açısından birbirleriyle karşılaştırır.

 Toprakların en önemli doğal özelliklerinin ilişkilerini,herhangi bir pratik

ve uygulamalı amaç gütmeksizin ortaya koyar.

 Dünyada belli başlı doğal sınıflandırma sistemleri:  Eski Amerikan sınıflandırma Sistemi,

 Rusya, Almanya, Fransa, Avustralya ve benzeri sınıflandırma sistemleri  Yeni Amerikan Sınıflandırma Sistemi (Toprak Taksonomisi = Soil

Taxonomy)

(10)

DOĞAL TOPRAK SINIFLANDIRMASININ ESASLARI

•Bir cins doğal varlığın en küçük temsilcisine birey denir.  •Bireyler, bir topluluğu oluşturur.

 •Bir topluluktaki bireylerin çoğu özellikleri birbirine benzer.  •Ancak benzer olmayan özellikleri de vardır.

 •Seçilmiş bazı özellikler bakımından benzer olan bireyler, bir sınıf (takson) oluşturur.

•Bireyleri veya sınıfları gruplandırmada temel olarak seçilmiş özelliğe ayırıcı karakteristik denir.

 •Bir sınıf içindeki topraklar, seçilmiş özelliklere göre birbirine benzerler ve

(11)
(12)
(13)

 Eski Amerikan Sınıflandırma Sisteminde:

Adı geçen sistemin kategorileri 6 tane olup, şunlardır:

1-Ordolar (AYIRICI KARAKTERİSTİK TOPRAK YAPAN FAKTÖRLER)

2-Alt ordolar

3-Büyük toprak grupları4-Familyalar

5-Seriler

(14)

Bu sistemin eksiklikleri:

Sınıfların tanımlamaları kısa olup, yeterince belirgin değildir; ayırıcı

kriterler, kalitatif esaslara göre tanımlanmıştır.

 Bu husus ise, yorumlamalarda ciddi görüş farklılıklarının oluşması

sonucunu doğurmuştur. Sınıfların tanımlamaları, sınıflar arası

farklılıkları, sınırları açıkça gösterebilen terimler yerine, merkezi kavram terimleriyle yapılmıştır (Bu yüzden sistemi kullanan kişiler, kişisel yorumlar yapmak zorunda kalmaktadırlar).

Tanımlamalar özellikle bakir toprakların genesisine ve özelliklerine

dayandırılmamıştır.

Kültüre alınmış topraklar ise ya ihmal edilmiş yada bakir halde iken

olan özellikleri, esas alınarak sınıflandırılmışlardır.

Bir takım toprak serileri, bilinen büyük toprak gruplarından hiçbirine

konamazken , bazı topraklar birden fazla büyük toprak grubu içine yerleştirilmektedir.

(15)

Bu sistemin eksiklikleri:

Terminoloji, karışıklığa neden olmaktadır.

İsimler çok açık olarak tanımlanmamıştır, ve bu eski terimlerin birçoğu,

değişik ülkelerde ve hatta aynı ülkelerde bile farklı anlamlarda kullanılmaktadırlar

örneğin frumusol’lere Hindistan’da regur, Sudan’da

badobe, Portekiz’de barros protos, Yugoslavya’da

smonitsa veya smolnitsa,Türkiye’nin Trakya

bölgelerinde karakepir ,Toprak taksonomisinde ise

vertisol denilmektedir.

(16)

En üst kategori ordolar olup ayırıcı karakteristikler,

merkezi kavram olarak toprak yapan faktörlerdir.

 Bu kategorideki üç taksondan (ordodan) birincisi zonal

topraklardır ayırıcı karakteristikleri özel iklim ve bitki örtüsüdür.

 •İkinci takson (ordo) olan intrazonal topraklar ayırıcı karakteristikleri topoğrafya ve ana materyaldir.

 •En üst kategorinin üçüncü ordosu Azonal toprakların

oluşumunda, zaman yetersizliği ile birlikte, ana kaya ve hızlı erozyon veya yeniden yağış rol oynamaktadır.

(17)

Zonal Topraklar

İyi gelişmiş profil özelliğine sahip olup, bu takımda bulunan topraklar, iklim ve vejetasyon şartlarına göre oluşmuş olan topraklardır. Ancak bu toprakların oluşması için, arazinin düz ve düze yakın ve drenajın iyi olması gerekmektedir.

Zonal topraklar, yeryüzündeki iklim ve vejetasyon kuşaklarına genellikle uymaktadır. Mesela,

Soğuk ve nemli iklim ve orman örtüsü altında podzol toprakları, Sıcak ve nemli iklim şartlarının hüküm sürdüğü tropikal ve

ekvatoral bölgelerde lateritler baskın durumdadır.

AYIRICI KARAKTERİSTİKLERİ

İKLİM

(18)

İntrazonal Topraklar

Bu toprakların oluşumunda topografya ve ana materyal faktörleri etkilidir.

Bu nedenle de topraktaki bütün horizonlar gelişmemiş olup,

genellikle AC horizonudur. Nitekim kireççe zengin ana materyal

üzerinde vertisol ve rendzina,

suların biriktiği alanlarda hidromorfik,

tuzlu alanlarda halomorfik topraklar yaygındır.

AYIRICI KARAKTERİSTİKLERİ

TOPOĞRAFYA

(19)

Azonal Topraklar

Bu topraklar genel olarak horizonu olmayan topraklardır. Eğimli sahalarda devam eden aşınma ve taşkın ovalarında sürekli malzeme birikmesi toprakların gelişmesini özellikle

horizonlaşmasını engeller.

Alüvyal topraklar, kolüvyal topraklar, litoseller ve regosoller bu grup içerisindedir.

AYIRICI KARAKTERİSTİKLERİ

ZAMAN YETERSİZLİĞİANA KAYA

(20)
(21)
(22)
(23)
(24)

YENİ AMERİKAN TOPRAK

SINIFLANDIRMA SİSTEMİ

Daha fazla bilgi birikimi, Daha çok

kategori:

12 ordo,

54 alt ordo,

250 büyük toprak grubu

Toprak profili yerine pedon,

(25)
(26)

27.12.2017 Prof. Dr. Ayten Namlı

Bu güne kadar 8 tanımlayıcı yüzey horizonu kabul edilmiştir. Onlar derinlikleri, organik madde içerikleri ve yapısı ile ayrılırlar.

MOLLİC Latin → Mollis = Yumuşak

ANTHROPİCGreek → Anthropos = İnsan (Adam) UMBRİC Latin → Umbra = Gölge, koyu

MELANİC

HİSTİC Greek → Histos = Doku FOLİSTİC Latin → Follia = Yaprak

PLAGGEN Germany → Plagge = Ot

OCHRİC Greek → Ochros = Soluk

Toprak Sınıflama Kategorileri ÜST HORİZONLAR-EPİPEDON

(27)

Toprak Sınıflama Kategorileri ÜST HORİZONLAR-EPİPEDON

Mollic (L. mollis, soft, (yumuşak): kalın, koyu, % 0.6 Org. Karbon (%

1 Org. madde) “en az” ve % 50 ve daha fazla bazlarla doygunluğa sahip bir yüzey horizonudur.

Umbric (Mollic epipedonun renk, yapı, organik madde kapsam, yönünden benzeri olan bir horizondur; yalnız % baz doygunluğu %50’dir.

Ochric (Gr. Ochros, pale, soluk): mollic, umbric, anthropic, plaggen ve histic olamayacak kadar açık renkli, çok az organik maddeye ve kalınlığa sahip bir yüzey horizonudur

Histic (Gr. histos, tissue, doku): organik horizonlardır.

(28)

MELANİC EPİPEDON : Kalın, siyah renkli yüzey

horizonudur. Bu horizonlar VOLKAN KÜLLERİ

üzerinde gelişen topraklarda görülür.

Kalınlık : 30 cm ve daha fazla. Ayrıca 40

cm’den daha derin bir örtü ile kaplı olmamalı.

27.12.2017 Prof. Dr. Ayten Namlı

HİSTİC EPİPEDON:

Yüzeyde veya yüzeye yakın peat yada muck’tan oluşmuş bir yüzey horizonudur.

Yüksek organik karbon ve kalınlıkları ile tanımlanırlar. Normal olarak su ile doygun bulunan veya yapay drenajı sağlanmış, kalın organik (ayrışmış veya ayrışmamış) yüzey horizonudur. Organik karbon % 18'den fazla bulunur.

(29)

27.12.2017 Prof. Dr. Ayten Namlı

Epipedon Kalınlık (cm) Renk Organik karbon (%) Baz doygunluğu Diğer özellikler Mollic > 25 cm (10 veya 18 cm) Nemli valü ≤ 3 Kuru kroma ≤ 3 > 0.6 > % 50 Sitrik As.Çöz. P2O5 <1500ppm Anthropic > 25 cm (10 veya 18cm) Nemli valü ≤ 3 Kuru kroma ≤ 3

> 0.6 > %50 Çok fazla insan

etkisi Sitrik As.Çöz. P2O5 <1500ppm Umbric > 25 (10 veya 18) Nemli valü ≤ 3 Nemli kroma ≤ 3 > 0.6 < %50 Melanic Toplam > 30 cm < 40 cm derinlik içerisinde Nemli valü ≤ 2 Nemli kroma ≤ 2 > 6.0 - Volcanik küller veya volkan camları

Histic 20 - 40/60 cm > 12 -18 - Peat veya muck

Folistik >15 cm

>25 cm > 8 – 16

- Peat veya muck

Plaggen > 50 cm - - - İnsan ürünü ochric İnce veya → Nemli valü > 3 Nemli kroma > 3 veya → > 0.6

(30)

-27.12.2017 Prof. Dr. Ayten Namlı 1. Argillic horizon 2. Kandic horizon 3. Natric horizon 4. Spodic horizon 5. Cambic horizon 6. Oxic horizon 7. Calcic horizon 8. Gypsic horizon 9. Petrocalcic horizon 10. Petrogypsic horizon 11. Plasic horizon 12. Duripan 13. Fragipan 14. Salic horizon 15. Sulfuric horizon 16. Albic horizon 17. Agric horizon 18. Glosic horizon 19. Sombric horizon

(31)
(32)
(33)
(34)
(35)
(36)
(37)
(38)
(39)
(40)

1. ENTISOL

Tanımlama:

 –Diğer ordolar için tanımlanan bütün teşhis veya ayırıcı

özelliklerden yoksundur.

 –Birçok kumlu toprakları içine alır.

Genesisleri:

Alfisols, Mollisols, Spodosols, Oxisols gibi diğer ordoların oluşmalarında önemli olan toprak olaylarının zayıf

gelişimi

CoğrafikOluşum Alanları:

(41)
(42)
(43)

Oi –

A –

Bs –

BC –

C

(44)
(45)
(46)

2. INCEPTISOL

Ana Materyalin alterasyonu

ile oluşmuş

horizon

içeren topraklar.

Fakat önemli miktarda Fe, Al ve Organik

(47)
(48)

2. INCEPTISOL

 Bu topraklar Entisollere nazaran ayrışmanın biraz daha

ilerlediği ve toprak oluşumunun başlangıç safhasını aştığı, yani toprakta horizonlaşmanın başladığı

toprakları bünyesine alır.

 Örneğin delta ovalarında taşkına uğramayan alüvyal

topraklar inceptisoller takımına girer.

 Aynı şekilde yamaçlardaki aşınmanın durduğu sahalarda

birikinti koni ve yamaç depoları üzerindeki horizonlaşmaya başlayan topraklar da inceptisol ordosuna girer.

Türkiye’ de bu topraklara yaygın olarak, aşınmanın

yavaş olarak devam ettiği dağlık alanlarda, eski yamaç depoları ve alüvyal sahalarda rastlanır.

(49)

INCEPTISOL

Yarı nemli ve nemli bölgelerde, Fe ve Al yıkanmış, iluviyal

horizon içermez

Pek çok diagnostik horizon

içermesine rağmen argillic, natric kandic, spodic ve oxic

(50)
(51)
(52)

3. MOLLISOL

Yumuşak toprak anlamına gelen bu topraklar, daha ziyade orta

enlemlerde otsu vejetasyon altında gelişme gösterir.

 Üst toprak organik madde bakımından zengindir. Topraktaki

katyonlar genellikle yıkanmaya uğramadıkları için besin maddeleri bakımından zengindir. Bu nedenle mollisoller üzerinde yoğun olarak tarım yapılır.

Eski toprak sistemindeki kestane, kahverengi, rendzina ve çernozyemlar bu toprakların kapsamına girer.

Tarımsal alanlarımızın büyük bir bölümü bu topraklar üzerinde

(53)

3. MOLLISOL

Yüksek baz doygunluğuna sahip,

koyu renkli,

organik maddece zengin topraklar.

 Temel olarak Mollic epipedon. ayrıca argillic veya natric horizon

veya calcic horizon.

 Genelde yüzey horizonu en az 25 cm’dir ve % 50 den fazla baz

doygunluğu, en az %1 OM’ye sahiptir.

 çayır, step arazilerde veya ıslak alanlarda oluşmuştur  genelde yüksek Ca sağlarlar.

 OM, Ca’un stabil olmasını sağlar veya sudan dolayı OM

(54)
(55)
(56)

4. ARIDISOL

Kurak bölgelerin topraklarını kapsamakta olan bu

topraklar bitkilerin yetişmesini sağlayacak yeterli

nemden mahrumdur.

Dolayısıyla pedojenik horizonlar yeterince

gelişmemiş ve organik madde bakımından da son

derece fakirdir.

Toprakta derin ve geniş çatlaklar oluşur.

Çöl toprakları bu takım içerisinde yer alır.

Ülkemizde Aridisoller, Güney Doğu Anadolu’ da

Harran Ovası’ nda ve İç Anadolu’ nun bazı

kesimlerinde rastlanır.

(57)

ARİDİSOL

•Az humus kapsamından

dolayı yüzey horizon çok

açık renkli.

•Humus miktarı çok az

olan

Inceptisollerden

farkı daha kuru ve

daha fazla tuz içeriği

(58)
(59)
(60)
(61)
(62)

5. Vertisoller:

Vertisollerin yüksek tarımsal potansiyel özelliği vardır.

Bu topraklarda her ne kadar düşük yağış nedeni ile

nem eksikliği görülse de sulama ile vertisoller

çok

verimli tarım topraklarına dönüşebilir.

Örneğin Trakya’da Karakepir toprağı olarak

tanımlanan vertisoller üzerinde buğday ve ayçiçeği

tarımı yapılır.

(63)
(64)
(65)
(66)
(67)
(68)
(69)
(70)

6. SPODOSOL

 Organik maddenin biriktiği toprağın yıkanarak asitleştiği,

organik asitlerin ve kilin B horizonunda çimentolaşarak sert bir katın oluştuğu toprakları kapsar.

 Bu topraklar, eski toprak sisteminde bahsedilen podzolleşme

süreci altında oluşan podzolları karakterize eder.

 Besin maddeleri yönünden fakir olan bu topraklar, Kuzey Amerika’ da, Avrupa ve Asya’ nın tundra alanlarının

güneyindeki sahalarda iğne yapraklı ormanların altında rastlanır.

 Bu topraklar, fazla yıkanmadan dolayı asit reaksiyon

gösterir ve sıcaklık düşük olduğu için de toprak yüzeyinde organik madde birikimi mevcuttur.

(71)

6. SPODOSOL

Genelde iğne yapraklı orman örtüsü altında, kaba

tekstürlü materyaller altında oluşur.

–Fe ve Al bileşikleri E horizonunda kompleksler

halindedir ve aşağıya doğru yer değiştirirler.

Humid

iklim koşulları

olmalıdır. Farklı arazi

şekilleri veya drenaj koşullarında oluşabilirler.

Coğrafik yayılım:

(72)
(73)
(74)
(75)
(76)

7. ALFISOL

 Kilin önemli ölçüde A horizonundan taşınarak B horizonunda

biriktiği karbonatların yıkanma sonucu taşındığı toprakları

kapsar.

 Alfisoller yıkanmanın fazla olduğu dünyanın nemli sahalarında

özellikle kıtaların batı kesimlerinde geniş yapraklı ormanlar

altında yaygındır.

 Toprakta demir ve alüminyum bileşikleri hakimdir.

 Ülkemizde Akdeniz Bölgesi’ nde görülen terra rossa toprakları

bu grup içerisindedir.

 Bu topraklar genellikle killi bünyelidir. Yağışın fazla olduğu

(77)
(78)
(79)

7. ALFISOL

Griden kahverengine değişen yüzey

horizonları,

Ortadan yükseğe değişen baz doygunluğu,

Kil, Fe, ve Al birikiminin olduğu yüzey altı

horizonlar,

Genelde nemli fakat yazları belki kuru,

Alkalin reaksiyonlu topraklar.

(80)
(81)
(82)

8.ULTISOLLER

 Özellikle tropikal bölgelerde fazla yağış ve sıcaklıktan dolayı

ayrışmanın fazla miktarda ilerlediği ve toprak oluşumunun son safhada olduğu toprakları kapsar.

 Bu nedenle topraklar aşırı olarak yıkandığından katyon

değiştirme kapasitesi düşüktür.

 Ultisoller, lateritle kırmızımsı sarımsı podzolik toprakları

kapsar.

Ülkemizde özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’ nde yer yer

(83)
(84)
(85)

9. OXISOL

 Oksitlerce, özellikle demir ve alüminyum oksit yönünden zengin

toprakları kapsar.

 Toprakta bulunan mineraller aşırı derecede ayrışmıştır ve yine

yıkanmadan dolayı toprak besin maddeleri yönünden

fakirleşmiştir.

 Bu topraklar, oksit yönünden zengin olan tropikal bölge

topraklarını kapsamaktadır.

Coğrafik Oluşum Alanları: Tropiklerin yaşlı yüzeylerinde

(86)
(87)
(88)

10. HISTOSOL

Bitki artıklarının özellikle bataklık veya sazlık alanlarda

biriktiği kısımlarda görülür.

Organik maddenin birikmesinden dolayı oluşan bataklık

toprakları, turba, lif ve ibre şeklinde olan organik maddeye

sahiptir.

Organik madde ayrışmasının ilerlediği kısımlarda toprağın

katyon değiştirme kapasitesi yüksektir.

Ülkemizde Amik Ovası, Hatay – Maraş grabeninde, Muş ve

Erzurum ovalarında ve İç Anadolu’ da eski bataklık sahalarında rastlanmaktadır.

(89)
(90)
(91)
(92)

11. ANDISOLLER

 Volkanik materyaller üzerinde oluşan topraklar…

Soil Taksonomide Kullanılan Ayırıcı Özellikler

 –Yüksek yüzey alanı

 –Yüksek P fiksasyon potansiyeli

 –Düşük hacim ağırlığı

 –Koyu renk

Coğrafi Yayılışı

(93)
(94)
(95)

12. GELISOLLER

Çok soğuk iklimlerde oluşur, toprak yüzeyinden itibaren ilk 2 m si

içerisinde de kalıcı buzlanma vardır.

 "Gelisol“ latincede ‘buzlanmaya doğru’ anlamına gelen gelare’den

türemiştir.

 Dönüşümlü donma-çözülme olayı en karakteristik özelliğidir.  Yapısal olarak B horizonu yoktur, fakat A horizonu vardır.

 Yüzeyde ince bir mineral tabakanın üzerinde organik madde biriktiği

için siyah veya koyu kahve renklidir.

 Kimyasal olarak yüksek verimli değildir.

Donmuş tabakanın üzerindeki besin maddeleri (özellikle Ca ve K)

yıkanmıştır.

 En çok Sibirya, Alaska ve Kanada’da daha sonra Şili, Arjantin, Tibet,

(96)
(97)
(98)
(99)
(100)

ESKİ SINIFLAMA SİSTEMİ

1. ZONAL TOPRAKLAR

Kahverengi Orman Toprakları: Orman örtüsü

altında oluşan bu topraklar organik madde

bakımından zengin olduklarından renkleri koyudur.

Yıkanmanın fazla olduğu yerlerde asitli ve kireçsiz

orman toprakları oluşmaktadır.

Ülkemizde bu tip topraklar, Kuzey Anadolu

Dağlarının denize bakan yamaçlarında yaygındır. İyi

yıkanmış bu topraklar çay ve kivi yetiştirmek için

oldukça elverişlidir.

(101)
(102)
(103)

1. ZONAL TOPRAKLAR

Kırmızı Akdeniz Toprakları

(Terra-Rossa):Organik madde bakımından fazla

zengin olmayan bu topraklarda genellikle

turunçgil, bağcılık ve zeytin tarımı

yapılmaktadır.

Bu topraklar ülkemizde Marmara Bölgesinin

güney kesimi ile Ege ve Akdeniz bölgelerinde

yaygın olarak görülmektedir.

(104)
(105)

1. ZONAL TOPRAKLAR

Kahverengi Bozkır Toprakları: Bozkır sahalarında,

yıllık yağış miktarının

400 mm'nin altında olduğu yerlerde oluşan bu

topraklar, organik madde bakımından fazla zengin

değildir.

Ülkemizin iç kesimlerinde yaygın olan bu topraklarda

genellikle tahıl tarımı ve küçükbaş hayvancılık

(106)

1. ZONAL TOPRAKLAR

Kestane Renkli Bozkır Toprakları: Bozkır

alanlarında yıllık yağış miktarının 400-600 mm

olduğu yerlerde oluşan bu topraklar, organik madde

bakımından zengindir.

Ülkemizin iç kesimlerinde görülen bu toprakların

bulunduğu alanlarda genellikle tahıl tarımı ve

küçükbaş hayvancılık yapılmaktadır.

(107)

1. ZONAL TOPRAKLAR

Çernezyom (Kara Topraklar): Karasal

iklimde çayır bitki örtüsü altında oluşan bu

topraklara Erzurum-Kars çevresinde ve Doğu

Karadeniz Dağlarında rastlanır.

Üzerinde gür otlakların bulunduğu bu

alanlarda genellikle büyükbaş hayvancılık

yapılmaktadır.

(108)

 Türkiye de bu toprakların bulunduğu yerler, Doğu

Anadolu’nun kuzeydoğu köşesidir.

 Özellikle Erzurum—Kars platolarında. yazları yağışlı

karasal iklim koşullarında yetişen yüksek boylu çayırlar altında oluşmuşlardır.

 Sıcaklıkların düşük olması nedeniyle çayır artıkları

yeterince ayrışmadan toprak üzerinde kalır. Bu yüzden toprağın Üst kat, siyah renklidir.

 Çernezyomlar bitki besin maddeleri bakımından

zengin olmasına karşılık, tarım için uygun değillerdir.

 Çünkü bulunduklar, yerde yaz ayları. tahılın

olgunlaşması için yeterli sıcaklıkta değildir.

 Ot verimi yüksek olduğu için buralarda, yoğun olarak

(109)

2. İNTRAZONAL TOPRAKLAR

Vertisoller: Vertisollerin yüksek tarımsal potansiyel

özelliği vardır. Bu topraklarda her ne kadar düşük

yağış nedeni ile nem eksikliği görülsede sulama ile

vertisoller çok verimli tarım topraklarına dönüşebilir.

Örneğin Trakya’da karakepir toprağı olarak

tanımlanan vertisoller üzerinde buğday ve ayçiçeği

tarımı yapılır. Bu topraklara Anadolu'da ise taş

(110)

2. İNTRAZONAL TOPRAKLAR

Tuzlu Topraklar: Kapalı havza veya eski göl

tabanlarında oluşan toprak-lardır. Bu

topraklarda tuz oranı fazla olduğundan tarım

yapılamaz.

Bu tip topraklara Tuz Gölü çevresinde ve

(111)

3. AZONAL TOPRAKLAR

Alüvyal Topraklar: Akarsuların taşıyıp biriktirdiği

malzemelerden oluşan aluviyal topraklar; vadi

tabanlarındaki düzlüklerde, akarsu birikinti ovalarında, delta ovalarında ve eski göl tabanlarında yaygındır.

 Aluviyal toprakların en yaygın olduğu yerler deltalardır.

Vadi tabanlarının genişlediği yerlerdeki akarsu boyu ovaları da alüvyon topraklardan oluşur. Ayrıca pek çok ovanın tabanındaki verimli tarım toprakları da

aluviyaldir.

 Bunların başlıcaları; Kuzey Anadolu fay zonu üzerinde

bulunan çöküntü ovaları, Güney Marmara Ovaları, Ege bölümündeki Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve

Büyük Menderes ovaları, ve Doğu Anadolu’daki Erzincan, Erzurum, Pasinler ye Muş ovalarıdır.

(112)

3. AZONAL TOPRAKLAR

Ülkemizde aluviyal toprakların görüldüğü başlıca alanlar:  Karadeniz kıyılarında; Bafra, Çarşamba ve Adapazarı

ovaları.Ege kıyılarında; Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes ovaları.

 Akdeniz kıyılarında; Çukurova, Amik Ovası, Silifke ve Antalya

ovaları.İç kesimlerde; Erzurum, Erzincan, Muş, Erbaa, Niksar ve Konya ovaları aluviyal toprakların geniş yer kapladığı alanlardır. Bu topraklar, taşınan materyalin özelliklerine bağlı olarak killi, kalkerli veya kumlu olabilir.Aluviyal toprakların horizonları gelişmemiştir.

 Toprak yüzeyi, akarsuların taşıyıp getirdiği malzemeli sürekli

yenilenmektedir.İşlenmesi kolay olan aluviyal topraklar, mineral ve organik madde bakımından zengin oldukların-dan verimleri oldukça yüksektir. Bu nedenle aluviyal toprakların bulunduğu yerler ülkemizin önemli tarım alanlarıdır.

(113)

3. AZONAL TOPRAKLAR

Koluviyal Topraklar: Koluviyal toprakların

bulunduğu alanlar ağaç tarımının yapıldığı

alanlar ile ormanlık sahalar olarak karşımıza

çıkar.

Su tutma kapasitesi düşük olan bu topraklarda

genellikle bağcılık ve bahçe tarımı

yapılmaktadır.

(114)

3. AZONAL TOPRAKLAR

Regosoller: Regoseller kumlu topraklar

olduğundan yağış suları kısa zamanda toprağa

sızar. Bundan dolayı ayrışma fazla

olmadığından topraklar son derece geç gelişir.

(115)

 Regosol topraklar kumlu depolar üzerinde

bulunan topraklardır.

 Çoğunluğu kum boyutunda olan asitik karakter

gösteren volkanik arazilerde oluşmuşlardır.

 İç ve Doğu Anadolu bölgesindeki volkanik

arazilarde bu topraklara rastlanır.

 Bu topraklar kumlu oldukları için bünyelerinde su

barındıramazlar suyu hemen alt tabakaya geçirirler. Bu sebepten dolayı toprakta

humuslaşma meydana gelemez ve bununda sonucu olarak toprak verimsizdir.

 Bu toprakların kumlu olması yumrulu bitkilerin

yetişmesi için elverişlidir (sulama yapılmak şartı ile).

(116)

Rendzinalar

 Ülkemizde killi-kireçli-marnlı gölsel çökeller geniş bir

yayılım gösterir.

 Rendzinalar bu ana kayalar üzerinde oluşmuş

topraklardır Koyu renkli olan üst katlarında bol miktarda cakıllar bulunur.

 Rendzinaların yayılış alanları: Ege Bölgesi, Orta

Anadolu ve Doğu Anadolu’nun çöküntü alanlarıdır.

 Orta ve Doğu Anadolu’da düz ve az eğimli yerlerde bu

topraklar üzerinde genellikle tahıl tarımı yapılır.

 Ege Bölgesi’nde ise meşe ormanları daha çok bu

topraklar üzerinde bulunur. Eğimli yerler ise otlak olarak değerlendirilir.

(117)
(118)
(119)
(120)

SORULAR

 1) Yer kabuğunu oluşturan elementlerin durumuna göre

aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur?

 Si>Al>Fe>O2

 Al>Fe>O2>Si

 O2>Si>Fe>Al

(121)

2) Aşağıdaki kil minerallerinden hangisi genişlemeyen yapıya sahiptir?

(122)

3) 2:1 tipi kil minerali ne demektir

 a) iki silisyum tetrahedron arasına bir alüminyum oktahedrondan

oluşmuş 2:1 tipi kil mineralidir.

 b) iki silisyum tetrahedron ile iki alüminyum okta hedrondan oluşmuş

kil mineralidir.

 c)bir silisyum tedrahedron ve bir alüminyum oktahedrondan oluşmuş

kil mineralidir.

 d)iki silisyum tedrahedrondan ve dört oksijenden oluşmuş kil

(123)

4 ) Toprak kompleksindeki değişebilir katyonların miktar ve çeşitlerinin etkisi denilince aşağıdakilerden hangisinden bahsedemeyiz.

 a) Toprağın biyolojik aktivitesine etkisi olur

 b) Toprağın su ve havalanma kapasitesine etkisi olur  c) Toprak asitliğine ve toprak oluşumuna etkisi olur  d) Topraktaki bitki besin elementlerinin yıkanmasının

(124)

5 ) Aşağıdakilerden hangisinde kdk’ nın anlamı ve birimi

doğru verilmiştir.

 a)Bir toprağın 100g’daki değişebilir katyonların miliekivalentları

toplamına denir.(meq/100g)

 b) Bir toprağın 100g’daki değişebilir katyonların miliekivalentları

toplamına denir.(meq/L)

 c) Bir çözeltinin 100 ml’ deki değişebilir katyonların miliekivalentları

toplamına denir.(meq/100 L)

 d) Bir çözeltinin 100 ml’ deki değişebilir katyonların miliekivalentları

(125)

TEST-6) Verimli tarım topraklarında değişebilir katyonların dağılımı için aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur.

 a) Ca+2>Mg+2>K+>NH4 +>Na+  b) K+>Mg+2> Ca+2> Na+>NH 4  c) Mg+2>K+> Na+>NH 4 > Ca+2  d) Na+>NH 4 > Ca+2> Mg+2>K+

(126)

TEST-7) Aşağıdakilerden hangi kil mineralleri ve katyon değişim kapasiteleri yanlıştır.

 Kil minerali KDK (meq/100g)

 a)Kaolinit 150-200

 b)Montmorillonit 80-120

 c)Vermikulit 100-150

(127)

 TEST-8) Aşagıdaki kil minerallerinin KDK’sının büyüklük sıralınışı doğru yazılmıştır.   Kaolinit>montmorillonit>vermikulit>illit  Vermikulit>montmorillonit>illit>kaolinit  Kaolinit>montmorillonit>illit>vermikulit

 Vermikulit> kaolinit > montmorillonit > illit

(128)

 TEST-9) İllit kil mineralinin permanent yüklerinin daha fazla

olmasına rağmen vermikulit ve montmorillonite göre KDK’nın daha düşük olmasının sebebi nedir?

 a) İllitin katlar arasının açılmamasından dolayı KDK’sı düşüktür.  b) İllitin katlar arası açılabilmesinden dolayı KDK’sı düşüktür.  c) İllitin katlar arası açılıp kapanabilmesinden KDK’sı düşüktür.  d) illitin 1:1 tipi kil minerali olmasından dolayı KDK’sı düşüktür.

(129)

 TEST-10) Topraktaki katyonların tutulma güçlerine göre sıralanışı hangisinde doğrudur.

 a) Na+>K+>NH

4+>Mg+2>Ca+2>Al+3>Fe+3

 b) Na+<K+<NH

4+<Mg+2<Ca+2<Al+3<Fe+3

 c) K+< Na+<NH

4+<Mg+2<Ca+2<Al+3<Fe+3

 d) K+> Na+>NH

(130)

soru

 Bir toprağın kdk sı 24 meq kdk/100 g ise bu toprağın 100

(131)

soru

 Bir toprağın kdk sı 24 meq kdk/100 g ise bu toprağın 100

g da ne kadar Na bulunur?

 Na meq ağırlığı=23

 Tesir değerliği=1

 23 mg/meq

24 meq kdk/100 g toprak X 23 mg/meq = 552 mg

(132)

soru

Bir toprakta %5 organik madde ve % 10 kaolinit kili

(133)

soru

Bir toprakta %5 organik madde ve % 10 kaolinit kili

varsa bu toprağın tahmini kdk sı nedir?

 Organik maddenin kdk sı 200 meq/100 g ve kaolinitin

kdk sı 8 meq/100 g kabul edildiğinde:

 Organik madde: 200 meq/100 g X 0.05 = 10 meq

 Kaolinit: 8 meq/100 g X 0.10 = 0.8 meq

(134)

açıklama

1 meq/100g = 1 cmol(+)kg-1

= 10 mmol c kg-1

EX: Exchangeable Ca = 4 meq/100g soil

= 4 cmolc kg-1

(135)

açıklama

 1 mEq=1 mmol/değerlik

ör: sodyum

1 mEq=1mmol/1 (sodyumun değerliği=1) demek ki 1 mmol sodyum=1 mEq sodyum Kalsiyum için,değerliği =2

1 mEq Kalsiyum=1mmol/2=0.5 mmol kalsiyum.

(136)

Doğru-yanlış

 1) Toprakta mevcut mineraller ana kayanın

parçalanmasıyla ortaya çıkan pirimer mineraller ve bu minerallerin parçalanmasıyla ortaya çıkan sekonder mineraller’dir.

 2) Kil mineralleri Silisyum tedrahedron ve Alüminyum

oktahedron olmak üzere iki yapıdan oluşur.

(137)

Doğru-yanlış

3) Bir kolloidin yük yoğunluğu izomorfik değişimlerle

olursa permanent(daimi) fonksiyonel gruplardaki iyonizasyonla olursa variabl(değişebilir) adı verilir.

 4) İzomorfik yer değiştirmede yer değiştiren daha küçük

yüklü ise (Al+3 yerine Mg+2) girerse mineral yapısındaki O ve OH grupları dengelenemez ve negatif yük açığa çıkar

(138)

Doğru-yanlış

 5) Toprak çözeltisinde bulunan konsantrasyonu

pH-metre ile ölçülebilen bağımsız OH3+ iyonları toprağın

aktif asitliğini,katyon değiştiricilere bağlı değişebilir asidik katyonlar ile organik ve inorganik kolloidlerine bağlı

fonksiyonel gruplar ise toprağın potansiyel asitliğini oluşturur.

 6) Genel olarak Türkiye toprakları alkali

reaksiyondadır.topraklarımızın ancak % 18,8’inde pH 6,9’dan daha küçüktür.

(139)

Soru-cevap

 2) Toprakların asitleşme nedenleri nelerdir?

 1

 2

 3

4

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırmada bağıl nem, rüzgâr yönü, rüzgâr hızı, hava basıncı ve hava sıcaklığı meteorolojik veriler; atmosferdeki PM 10 konsantrasyonu ise partiküler kirlilik

2001-2003 yılları arasında Azerbaycan Bakü İslam Üniversitesi Zakatala İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı.. İmam-hatiplik ve öğretmenlik gibi

Hemşirelikte Temel ilke ve Uygulamalar dersi, öğrencinin hemşireliğin temel felsefesini ve sağlık bakım sistemi içinde hemşirenin rolünü ve öğrenci hemşire olarak

Dersin Amacı Doğal kaynakların (hava, su ve toprak) kirletilme kaynakları, nedenleri, yönetm planlarının nelerden oluşması gerektiği. Dersin Süresi

Tartışma ve Sonuç: Ani işitme kaybı tedavisi için sistemik steroid tedavisi alan grup ile sistemik steroid ve İTS tedavisini kombine alan grup tedavi etkinliği

OLAY 1 ÖLÜM SEBEBİYLE DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI TALEBİ (EŞ VE TEK KIZ ÇOCUK HAK SAHİBİ) ...226.A. XVI Uygulamalı

Onların dine ve dini hayata olan yaklaşımları zaman zaman indirgemeci, determinist veya umursamaz şeklinde iken, özellikle 1960’lardan sonra dinin bireyin potansiyellerinin

Dersin İçeriği Toprağın oluşumu, bileşenleri, toprak sınıflaması, fiziksel, kimyasal, biyolojik özellikleri, yönetimi. Dersin Amacı Toprağın oluşumu,