TOPRAK SINIFLANDIRMASI
“Toprak sınıflandırması (Soil classification)”genel
bir terim olup birbirinden farklı iki çeşit
sınıflandırma sistemini kapsamaktadır:
1. Teknik toprak sınıflandırma sistemleri
2. Doğal veya bilimsel toprak
TEKNİK TOPRAK SINIFLANDIRMA SİSTEMLERİ
Bu tür sınıflandırmalar, genellikle, doğal toprak
sınıflandırma sistemlerine göre sınıflandırılmış
toprakların, belli bir pratik amaca göre yorumlanmaları sonucu yapılmaktadırlar.
Bunlara önemli iki örnek :
a. Arazi kullanma Yetenek Sınıflandırması b. Sulamaya Uygunluk Sınıflandırmasıdır.
TARIM ARAZİLERİ
Mutlak Tarım Arazisi: Bitkisel üretimde; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik
özelliklerinin kombinasyonu yöre ortalamasında ürün alınabilmesi için sınırlayıcı olmayan, topoğrafik sınırlamaları yok veya çok az olan; ülkenin tarımsal
üretiminde ülkesel, bölgesel veya yerel önemi nedeniyle tarımda kalması gereken, halihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli arazilerdir.
Dikili Tarım Arazileri: Arazi özelliklerine bağlı kalmaksızın, sayıları; tür ve
cinsine göre Bakanlıkça belirlenecek asgari sayıda meyve, asma, fındık, fıstık, gül, çay ve benzeri ağaç, ağaççık ve çalı formunda yöre ekolojisine uygun çok yıllık bitkilerin dikili olduğu arazilerdir.
Özel Ürün Arazileri: Mutlak tarım arazileri ve dikili tarım arazileri dışında toprak
ve topoğrafik sınırlamaları nedeniyle yöreye adapte olmuş her tür bitkisel üretim yapılamayan sadece özel bitkisel ürünlerin yetiştiriciliği ile, su ürünleri
yetiştiriciliğinin yapılabildiği, ülkenin tarımsal üretiminde ülkesel, bölgesel veya yerel önemi nedeni ile tarımda kalması gereken arazilerdir.
Marjinal Tarım Arazisi: Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım
arazileri dışında kalan, toprak ve topoğrafik sınırlamaları nedeniyle üzerinde sadece geleneksel toprak işlemeli tarımın yapıldığı, yerel önemi olan ve
Arazi Kullanım Yetenek Sınıflandırması
1.sınıf: Kullanımı sınırlayan 1-2 faktöre sahip çok kaliteli tarım topraklarıdır. Türkiye'nin % 5.6'sı 1. sınıf topraklardır.
2.sınıf: Bitki yetiştirme seçimini azaltan ve orta derecede koruma gerektiren kıymetli tarım topraklarıdır.
3.sınıf: Bitki tercihlerinin iyi seçilmesi ve koruma tedbirlerinin alınması gereken tarım topraklarıdır. 4.sınıf: Erozyon tehlikesi altındaki, incelmiş ve özel bitkilerin özel yöntemlerle tarım yapılan
topraklardır. Türkiye'deki tarım topraklarının çoğu bu topraklardır.
5.sınıf: Erozyon tehlikesi olmayan, orman ve otlak olarak kullanılması uygun olan topraklardır. 6.sınıf: Otlak ve ormana uygun fakat tarıma uygun olmayan orman ve mera olarak kullanılması
şart olan topraklardır.
7.sınıf: Orman ve otlak olması bile zor , tepeler, sarp alanlar, ve genelde erozyona meyilli topraklardır.
8.sınıf: Dağ sistemleridir. Alpin zone, çayır veya orman değildir. Doğal yaşam ve rekreaksiyon
alanlarıdır.
Toplam: 77,8 Mil.Ha.
Eğim > % 20 Eğim % 10 - 20 Eğim % 0 - 10 Eğim % 0 - 2
Mülga KHGM 2005 yılı verilerine göre; Türkiye’de 78 milyon ha toplam arazinin:
% 27,3’ünde kuru tarım, % 5,6’sında sulu tarım,
% 3,1’inde bağ-bahçe ve özel ürün tarımı , % 27,6’sı çayır-mera ve
% 29,8’i orman-funda olarak kullanılmaktadır.
Tarım arazisi miktarının yaklaşık 28,0 milyon ha olmasına karşılık ekilebilir arazi miktarının 26,6 milyon ha olması ve
ekilemeyen 5,0 milyon ha arazinin çayır-mera, orman-funda ve yerleşim
alanı gibi değişik şekillerde kullanılması, tarımda kullanılan arazi
miktarının gerçekte 21,8 milyon ha olduğunu göstermektedir.
Ülke genelinde çeşitli kullanımlar arasında uyumsuzluk gösteren
toplam arazi miktarı 25,3 milyon ha olup,
tarım arazisi olarak gösterilen araziler arasında görülen 6,3 milyon ha’lık fark, toprak işlemeye elverişsiz arazilerin işlemeli tarıma
DOĞAL VEYA BİLİMSEL TOPRAK SINIFLANDIRMA SİSTEMİ
Genetiksel veya Taksonomik sınıflandırma, ve Toprak Taksonomisi (Soil Taxonomy) terimleri de “doğal sınıflandırmayı”işaret eder.
Bu tür sistemler, toprakları“doğal özelliklerine göre” inceler ve saf bilim
açısından birbirleriyle karşılaştırır.
Toprakların en önemli doğal özelliklerinin ilişkilerini,herhangi bir pratik
ve uygulamalı amaç gütmeksizin ortaya koyar.
Dünyada belli başlı doğal sınıflandırma sistemleri: Eski Amerikan sınıflandırma Sistemi,
Rusya, Almanya, Fransa, Avustralya ve benzeri sınıflandırma sistemleri Yeni Amerikan Sınıflandırma Sistemi (Toprak Taksonomisi = Soil
Taxonomy)
DOĞAL TOPRAK SINIFLANDIRMASININ ESASLARI
•Bir cins doğal varlığın en küçük temsilcisine birey denir. •Bireyler, bir topluluğu oluşturur.
•Bir topluluktaki bireylerin çoğu özellikleri birbirine benzer. •Ancak benzer olmayan özellikleri de vardır.
•Seçilmiş bazı özellikler bakımından benzer olan bireyler, bir sınıf (takson) oluşturur.
•Bireyleri veya sınıfları gruplandırmada temel olarak seçilmiş özelliğe ayırıcı karakteristik denir.
•Bir sınıf içindeki topraklar, seçilmiş özelliklere göre birbirine benzerler ve
Eski Amerikan Sınıflandırma Sisteminde:
Adı geçen sistemin kategorileri 6 tane olup, şunlardır:
1-Ordolar (AYIRICI KARAKTERİSTİK TOPRAK YAPAN FAKTÖRLER)
2-Alt ordolar
3-Büyük toprak grupları 4-Familyalar
5-Seriler
Bu sistemin eksiklikleri:
Sınıfların tanımlamaları kısa olup, yeterince belirgin değildir; ayırıcı
kriterler, kalitatif esaslara göre tanımlanmıştır.
Bu husus ise, yorumlamalarda ciddi görüş farklılıklarının oluşması
sonucunu doğurmuştur. Sınıfların tanımlamaları, sınıflar arası
farklılıkları, sınırları açıkça gösterebilen terimler yerine, merkezi kavram terimleriyle yapılmıştır (Bu yüzden sistemi kullanan kişiler, kişisel yorumlar yapmak zorunda kalmaktadırlar).
Tanımlamalar özellikle bakir toprakların genesisine ve özelliklerine
dayandırılmamıştır.
Kültüre alınmış topraklar ise ya ihmal edilmiş yada bakir halde iken
olan özellikleri, esas alınarak sınıflandırılmışlardır.
Bir takım toprak serileri, bilinen büyük toprak gruplarından hiçbirine
konamazken , bazı topraklar birden fazla büyük toprak grubu içine yerleştirilmektedir.
Bu sistemin eksiklikleri:
Terminoloji, karışıklığa neden olmaktadır.
İsimler çok açık olarak tanımlanmamıştır, ve bu eski terimlerin birçoğu,
değişik ülkelerde ve hatta aynı ülkelerde bile farklı anlamlarda kullanılmaktadırlar
örneğin frumusol’lere Hindistan’da regur, Sudan’da
badobe, Portekiz’de barros protos, Yugoslavya’da
smonitsa veya smolnitsa,Türkiye’nin Trakya
bölgelerinde karakepir ,Toprak taksonomisinde ise
vertisol denilmektedir.
En üst kategori ordolar olup ayırıcı karakteristikler,
merkezi kavram olarak toprak yapan faktörlerdir.
Bu kategorideki üç taksondan (ordodan) birincisi zonal
topraklardır ayırıcı karakteristikleri özel iklim ve bitki örtüsüdür.
•İkinci takson (ordo) olan intrazonal topraklar ayırıcı karakteristikleri topoğrafya ve ana materyaldir.
•En üst kategorinin üçüncü ordosu Azonal toprakların
oluşumunda, zaman yetersizliği ile birlikte, ana kaya ve hızlı erozyon veya yeniden yağış rol oynamaktadır.
Zonal Topraklar
İyi gelişmiş profil özelliğine sahip olup, bu takımda bulunan topraklar, iklim ve vejetasyon şartlarına göre oluşmuş olan topraklardır. Ancak bu toprakların oluşması için, arazinin düz ve düze yakın ve drenajın iyi olması gerekmektedir.
Zonal topraklar, yeryüzündeki iklim ve vejetasyon kuşaklarına genellikle uymaktadır. Mesela,
Soğuk ve nemli iklim ve orman örtüsü altında podzol toprakları, Sıcak ve nemli iklim şartlarının hüküm sürdüğü tropikal ve
ekvatoral bölgelerde lateritler baskın durumdadır.
AYIRICI KARAKTERİSTİKLERİ
İKLİM
İntrazonal Topraklar
Bu toprakların oluşumunda topografya ve ana materyal faktörleri etkilidir.
Bu nedenle de topraktaki bütün horizonlar gelişmemiş olup,
genellikle AC horizonudur. Nitekim kireççe zengin ana materyal
üzerinde vertisol ve rendzina,
suların biriktiği alanlarda hidromorfik,
tuzlu alanlarda halomorfik topraklar yaygındır.
AYIRICI KARAKTERİSTİKLERİ
TOPOĞRAFYA
Azonal Topraklar
Bu topraklar genel olarak horizonu olmayan topraklardır. Eğimli sahalarda devam eden aşınma ve taşkın ovalarında sürekli malzeme birikmesi toprakların gelişmesini özellikle
horizonlaşmasını engeller.
Alüvyal topraklar, kolüvyal topraklar, litoseller ve regosoller bu grup içerisindedir.
AYIRICI KARAKTERİSTİKLERİ
ZAMAN YETERSİZLİĞİ ANA KAYA
YENİ AMERİKAN TOPRAK
SINIFLANDIRMA SİSTEMİ
Daha fazla bilgi birikimi, Daha çok
kategori:
12 ordo,
54 alt ordo,
250 büyük toprak grubu
Toprak profili yerine pedon,
27.12.2017 Prof. Dr. Ayten Namlı
Bu güne kadar 8 tanımlayıcı yüzey horizonu kabul edilmiştir. Onlar derinlikleri, organik madde içerikleri ve yapısı ile ayrılırlar.
MOLLİC Latin → Mollis = Yumuşak
ANTHROPİCGreek → Anthropos = İnsan (Adam) UMBRİC Latin → Umbra = Gölge, koyu
MELANİC
HİSTİC Greek → Histos = Doku FOLİSTİC Latin → Follia = Yaprak
PLAGGEN Germany → Plagge = Ot
OCHRİC Greek → Ochros = Soluk
Toprak Sınıflama Kategorileri ÜST HORİZONLAR-EPİPEDON
Toprak Sınıflama Kategorileri ÜST HORİZONLAR-EPİPEDON
Mollic (L. mollis, soft, (yumuşak): kalın, koyu, % 0.6 Org. Karbon (%
1 Org. madde) “en az” ve % 50 ve daha fazla bazlarla doygunluğa sahip bir yüzey horizonudur.
Umbric (Mollic epipedonun renk, yapı, organik madde kapsam, yönünden benzeri olan bir horizondur; yalnız % baz doygunluğu %50’dir.
Ochric (Gr. Ochros, pale, soluk): mollic, umbric, anthropic, plaggen ve histic olamayacak kadar açık renkli, çok az organik maddeye ve kalınlığa sahip bir yüzey horizonudur
Histic (Gr. histos, tissue, doku): organik horizonlardır.
MELANİC EPİPEDON : Kalın, siyah renkli yüzey
horizonudur. Bu horizonlar VOLKAN KÜLLERİ
üzerinde gelişen topraklarda görülür.
Kalınlık : 30 cm ve daha fazla. Ayrıca 40
cm’den daha derin bir örtü ile kaplı olmamalı.
27.12.2017 Prof. Dr. Ayten Namlı
HİSTİC EPİPEDON:
Yüzeyde veya yüzeye yakın peat yada muck’tan oluşmuş bir yüzey horizonudur.
Yüksek organik karbon ve kalınlıkları ile tanımlanırlar. Normal olarak su ile doygun bulunan veya yapay drenajı sağlanmış, kalın organik (ayrışmış veya ayrışmamış) yüzey horizonudur. Organik karbon % 18'den fazla bulunur.
27.12.2017 Prof. Dr. Ayten Namlı
Epipedon Kalınlık (cm) Renk Organik karbon (%) Baz doygunluğu Diğer özellikler Mollic > 25 cm (10 veya 18 cm) Nemli valü ≤ 3 Kuru kroma ≤ 3 > 0.6 > % 50 Sitrik As.Çöz. P2O5 <1500ppm Anthropic > 25 cm (10 veya 18cm) Nemli valü ≤ 3 Kuru kroma ≤ 3
> 0.6 > %50 Çok fazla insan
etkisi Sitrik As.Çöz. P2O5 <1500ppm Umbric > 25 (10 veya 18) Nemli valü ≤ 3 Nemli kroma ≤ 3 > 0.6 < %50 Melanic Toplam > 30 cm < 40 cm derinlik içerisinde Nemli valü ≤ 2 Nemli kroma ≤ 2 > 6.0 - Volcanik küller veya volkan camları
Histic 20 - 40/60 cm > 12 -18 - Peat veya muck
Folistik >15 cm
>25 cm > 8 – 16
- Peat veya muck
Plaggen > 50 cm - - - İnsan ürünü ochric İnce veya → Nemli valü > 3 Nemli kroma > 3 veya → > 0.6
-27.12.2017 Prof. Dr. Ayten Namlı 1. Argillic horizon 2. Kandic horizon 3. Natric horizon 4. Spodic horizon 5. Cambic horizon 6. Oxic horizon 7. Calcic horizon 8. Gypsic horizon 9. Petrocalcic horizon 10. Petrogypsic horizon 11. Plasic horizon 12. Duripan 13. Fragipan 14. Salic horizon 15. Sulfuric horizon 16. Albic horizon 17. Agric horizon 18. Glosic horizon 19. Sombric horizon
1. ENTISOL
Tanımlama:
–Diğer ordolar için tanımlanan bütün teşhis veya ayırıcı
özelliklerden yoksundur.
–Birçok kumlu toprakları içine alır.
Genesisleri:
Alfisols, Mollisols, Spodosols, Oxisols gibi diğer ordoların oluşmalarında önemli olan toprak olaylarının zayıf
gelişimi
CoğrafikOluşum Alanları:
Oi –
A –
Bs –
BC –
C
2. INCEPTISOL
Ana Materyalin alterasyonu
ile oluşmuş
horizon
içeren topraklar.
Fakat önemli miktarda Fe, Al ve Organik
2. INCEPTISOL
Bu topraklar Entisollere nazaran ayrışmanın biraz daha
ilerlediği ve toprak oluşumunun başlangıç safhasını aştığı, yani toprakta horizonlaşmanın başladığı
toprakları bünyesine alır.
Örneğin delta ovalarında taşkına uğramayan alüvyal
topraklar inceptisoller takımına girer.
Aynı şekilde yamaçlardaki aşınmanın durduğu sahalarda
birikinti koni ve yamaç depoları üzerindeki horizonlaşmaya başlayan topraklar da inceptisol ordosuna girer.
Türkiye’ de bu topraklara yaygın olarak, aşınmanın
yavaş olarak devam ettiği dağlık alanlarda, eski yamaç depoları ve alüvyal sahalarda rastlanır.
INCEPTISOL
Yarı nemli ve nemli bölgelerde, Fe ve Al yıkanmış, iluviyal
horizon içermez
Pek çok diagnostik horizon
içermesine rağmen argillic, natric kandic, spodic ve oxic
3. MOLLISOL
Yumuşak toprak anlamına gelen bu topraklar, daha ziyade orta
enlemlerde otsu vejetasyon altında gelişme gösterir.
Üst toprak organik madde bakımından zengindir. Topraktaki
katyonlar genellikle yıkanmaya uğramadıkları için besin maddeleri bakımından zengindir. Bu nedenle mollisoller üzerinde yoğun olarak tarım yapılır.
Eski toprak sistemindeki kestane, kahverengi, rendzina ve çernozyemlar bu toprakların kapsamına girer.
Tarımsal alanlarımızın büyük bir bölümü bu topraklar üzerinde
3. MOLLISOL
Yüksek baz doygunluğuna sahip, koyu renkli,
organik maddece zengin topraklar.
Temel olarak Mollic epipedon. ayrıca argillic veya natric horizon
veya calcic horizon.
Genelde yüzey horizonu en az 25 cm’dir ve % 50 den fazla baz
doygunluğu, en az %1 OM’ye sahiptir.
çayır, step arazilerde veya ıslak alanlarda oluşmuştur genelde yüksek Ca sağlarlar.
OM, Ca’un stabil olmasını sağlar veya sudan dolayı OM
4. ARIDISOL
Kurak bölgelerin topraklarını kapsamakta olan bu
topraklar bitkilerin yetişmesini sağlayacak yeterli
nemden mahrumdur.
Dolayısıyla pedojenik horizonlar yeterince
gelişmemiş ve organik madde bakımından da son
derece fakirdir.
Toprakta derin ve geniş çatlaklar oluşur.
Çöl toprakları bu takım içerisinde yer alır.
Ülkemizde Aridisoller, Güney Doğu Anadolu’ da
Harran Ovası’ nda ve İç Anadolu’ nun bazı
kesimlerinde rastlanır.
ARİDİSOL
•Az humus kapsamından
dolayı yüzey horizon çok
açık renkli.
•Humus miktarı çok az
olan
Inceptisollerden
farkı daha kuru ve
daha fazla tuz içeriği
5. Vertisoller:
Vertisollerin yüksek tarımsal potansiyel özelliği vardır.
Bu topraklarda her ne kadar düşük yağış nedeni ile
nem eksikliği görülse de sulama ile vertisoller
çok
verimli tarım topraklarına dönüşebilir.
Örneğin Trakya’da Karakepir toprağı olarak
tanımlanan vertisoller üzerinde buğday ve ayçiçeği
tarımı yapılır.
6. SPODOSOL
Organik maddenin biriktiği toprağın yıkanarak asitleştiği,
organik asitlerin ve kilin B horizonunda çimentolaşarak sert bir katın oluştuğu toprakları kapsar.
Bu topraklar, eski toprak sisteminde bahsedilen podzolleşme
süreci altında oluşan podzolları karakterize eder.
Besin maddeleri yönünden fakir olan bu topraklar, Kuzey Amerika’ da, Avrupa ve Asya’ nın tundra alanlarının
güneyindeki sahalarda iğne yapraklı ormanların altında rastlanır.
Bu topraklar, fazla yıkanmadan dolayı asit reaksiyon
gösterir ve sıcaklık düşük olduğu için de toprak yüzeyinde organik madde birikimi mevcuttur.
6. SPODOSOL
Genelde iğne yapraklı orman örtüsü altında, kaba
tekstürlü materyaller altında oluşur.
–Fe ve Al bileşikleri E horizonunda kompleksler
halindedir ve aşağıya doğru yer değiştirirler.
–
Humid
iklim koşulları
olmalıdır. Farklı arazi
şekilleri veya drenaj koşullarında oluşabilirler.
Coğrafik yayılım:
7. ALFISOL
Kilin önemli ölçüde A horizonundan taşınarak B horizonunda
biriktiği karbonatların yıkanma sonucu taşındığı toprakları
kapsar.
Alfisoller yıkanmanın fazla olduğu dünyanın nemli sahalarında
özellikle kıtaların batı kesimlerinde geniş yapraklı ormanlar
altında yaygındır.
Toprakta demir ve alüminyum bileşikleri hakimdir.
Ülkemizde Akdeniz Bölgesi’ nde görülen terra rossa toprakları
bu grup içerisindedir.
Bu topraklar genellikle killi bünyelidir. Yağışın fazla olduğu
7. ALFISOL
Griden kahverengine değişen yüzey
horizonları,
Ortadan yükseğe değişen baz doygunluğu,
Kil, Fe, ve Al birikiminin olduğu yüzey altı
horizonlar,
Genelde nemli fakat yazları belki kuru,
Alkalin reaksiyonlu topraklar.
8.ULTISOLLER
Özellikle tropikal bölgelerde fazla yağış ve sıcaklıktan dolayı
ayrışmanın fazla miktarda ilerlediği ve toprak oluşumunun son safhada olduğu toprakları kapsar.
Bu nedenle topraklar aşırı olarak yıkandığından katyon
değiştirme kapasitesi düşüktür.
Ultisoller, lateritle kırmızımsı sarımsı podzolik toprakları
kapsar.
Ülkemizde özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’ nde yer yer
9. OXISOL
Oksitlerce, özellikle demir ve alüminyum oksit yönünden zengin
toprakları kapsar.
Toprakta bulunan mineraller aşırı derecede ayrışmıştır ve yine
yıkanmadan dolayı toprak besin maddeleri yönünden
fakirleşmiştir.
Bu topraklar, oksit yönünden zengin olan tropikal bölge
topraklarını kapsamaktadır.
Coğrafik Oluşum Alanları: Tropiklerin yaşlı yüzeylerinde
10. HISTOSOL
Bitki artıklarının özellikle bataklık veya sazlık alanlarda
biriktiği kısımlarda görülür.
Organik maddenin birikmesinden dolayı oluşan bataklık
toprakları, turba, lif ve ibre şeklinde olan organik maddeye
sahiptir.
Organik madde ayrışmasının ilerlediği kısımlarda toprağın
katyon değiştirme kapasitesi yüksektir.
Ülkemizde Amik Ovası, Hatay – Maraş grabeninde, Muş ve
Erzurum ovalarında ve İç Anadolu’ da eski bataklık sahalarında rastlanmaktadır.
11. ANDISOLLER
•
Volkanik materyaller üzerinde oluşan topraklar…
Soil Taksonomide Kullanılan Ayırıcı Özellikler
–Yüksek yüzey alanı
–Yüksek P fiksasyon potansiyeli
–Düşük hacim ağırlığı
–Koyu renk
Coğrafi Yayılışı
12. GELISOLLER
Çok soğuk iklimlerde oluşur, toprak yüzeyinden itibaren ilk 2 m si
içerisinde de kalıcı buzlanma vardır.
"Gelisol“ latincede ‘buzlanmaya doğru’ anlamına gelen gelare’den
türemiştir.
Dönüşümlü donma-çözülme olayı en karakteristik özelliğidir. Yapısal olarak B horizonu yoktur, fakat A horizonu vardır.
Yüzeyde ince bir mineral tabakanın üzerinde organik madde biriktiği
için siyah veya koyu kahve renklidir.
Kimyasal olarak yüksek verimli değildir.
Donmuş tabakanın üzerindeki besin maddeleri (özellikle Ca ve K)
yıkanmıştır.
En çok Sibirya, Alaska ve Kanada’da daha sonra Şili, Arjantin, Tibet,
ESKİ SINIFLAMA SİSTEMİ
1. ZONAL TOPRAKLAR
Kahverengi Orman Toprakları: Orman örtüsü
altında oluşan bu topraklar organik madde
bakımından zengin olduklarından renkleri koyudur.
Yıkanmanın fazla olduğu yerlerde asitli ve kireçsiz
orman toprakları oluşmaktadır.
Ülkemizde bu tip topraklar, Kuzey Anadolu
Dağlarının denize bakan yamaçlarında yaygındır. İyi
yıkanmış bu topraklar çay ve kivi yetiştirmek için
oldukça elverişlidir.
1. ZONAL TOPRAKLAR
Kırmızı Akdeniz Toprakları
(Terra-Rossa):Organik madde bakımından fazla
zengin olmayan bu topraklarda genellikle
turunçgil, bağcılık ve zeytin tarımı
yapılmaktadır.
Bu topraklar ülkemizde Marmara Bölgesinin
güney kesimi ile Ege ve Akdeniz bölgelerinde
yaygın olarak görülmektedir.
1. ZONAL TOPRAKLAR
Kahverengi Bozkır Toprakları: Bozkır sahalarında,
yıllık yağış miktarının
400 mm'nin altında olduğu yerlerde oluşan bu
topraklar, organik madde bakımından fazla zengin
değildir.
Ülkemizin iç kesimlerinde yaygın olan bu topraklarda
genellikle tahıl tarımı ve küçükbaş hayvancılık
1. ZONAL TOPRAKLAR
Kestane Renkli Bozkır Toprakları: Bozkır
alanlarında yıllık yağış miktarının 400-600 mm
olduğu yerlerde oluşan bu topraklar, organik madde
bakımından zengindir.
Ülkemizin iç kesimlerinde görülen bu toprakların
bulunduğu alanlarda genellikle tahıl tarımı ve
küçükbaş hayvancılık yapılmaktadır.
1. ZONAL TOPRAKLAR
Çernezyom (Kara Topraklar): Karasal
iklimde çayır bitki örtüsü altında oluşan bu
topraklara Erzurum-Kars çevresinde ve Doğu
Karadeniz Dağlarında rastlanır.
Üzerinde gür otlakların bulunduğu bu
alanlarda genellikle büyükbaş hayvancılık
yapılmaktadır.
Türkiye de bu toprakların bulunduğu yerler, Doğu
Anadolu’nun kuzeydoğu köşesidir.
Özellikle Erzurum—Kars platolarında. yazları yağışlı
karasal iklim koşullarında yetişen yüksek boylu çayırlar altında oluşmuşlardır.
Sıcaklıkların düşük olması nedeniyle çayır artıkları
yeterince ayrışmadan toprak üzerinde kalır. Bu yüzden toprağın Üst kat, siyah renklidir.
Çernezyomlar bitki besin maddeleri bakımından
zengin olmasına karşılık, tarım için uygun değillerdir.
Çünkü bulunduklar, yerde yaz ayları. tahılın
olgunlaşması için yeterli sıcaklıkta değildir.
Ot verimi yüksek olduğu için buralarda, yoğun olarak
2. İNTRAZONAL TOPRAKLAR
Vertisoller: Vertisollerin yüksek tarımsal potansiyel
özelliği vardır. Bu topraklarda her ne kadar düşük
yağış nedeni ile nem eksikliği görülsede sulama ile
vertisoller çok verimli tarım topraklarına dönüşebilir.
Örneğin Trakya’da karakepir toprağı olarak
tanımlanan vertisoller üzerinde buğday ve ayçiçeği
tarımı yapılır. Bu topraklara Anadolu'da ise taş
2. İNTRAZONAL TOPRAKLAR
Tuzlu Topraklar: Kapalı havza veya eski göl
tabanlarında oluşan toprak-lardır. Bu
topraklarda tuz oranı fazla olduğundan tarım
yapılamaz.
Bu tip topraklara Tuz Gölü çevresinde ve
3. AZONAL TOPRAKLAR
Alüvyal Topraklar: Akarsuların taşıyıp biriktirdiği
malzemelerden oluşan aluviyal topraklar; vadi
tabanlarındaki düzlüklerde, akarsu birikinti ovalarında, delta ovalarında ve eski göl tabanlarında yaygındır.
Aluviyal toprakların en yaygın olduğu yerler deltalardır.
Vadi tabanlarının genişlediği yerlerdeki akarsu boyu ovaları da alüvyon topraklardan oluşur. Ayrıca pek çok ovanın tabanındaki verimli tarım toprakları da
aluviyaldir.
Bunların başlıcaları; Kuzey Anadolu fay zonu üzerinde
bulunan çöküntü ovaları, Güney Marmara Ovaları, Ege bölümündeki Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve
Büyük Menderes ovaları, ve Doğu Anadolu’daki Erzincan, Erzurum, Pasinler ye Muş ovalarıdır.
3. AZONAL TOPRAKLAR
Ülkemizde aluviyal toprakların görüldüğü başlıca alanlar: Karadeniz kıyılarında; Bafra, Çarşamba ve Adapazarı
ovaları.Ege kıyılarında; Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes ovaları.
Akdeniz kıyılarında; Çukurova, Amik Ovası, Silifke ve Antalya
ovaları.İç kesimlerde; Erzurum, Erzincan, Muş, Erbaa, Niksar ve Konya ovaları aluviyal toprakların geniş yer kapladığı alanlardır. Bu topraklar, taşınan materyalin özelliklerine bağlı olarak killi, kalkerli veya kumlu olabilir.Aluviyal toprakların horizonları gelişmemiştir.
Toprak yüzeyi, akarsuların taşıyıp getirdiği malzemeli sürekli
yenilenmektedir.İşlenmesi kolay olan aluviyal topraklar, mineral ve organik madde bakımından zengin oldukların-dan verimleri oldukça yüksektir. Bu nedenle aluviyal toprakların bulunduğu yerler ülkemizin önemli tarım alanlarıdır.
3. AZONAL TOPRAKLAR
Koluviyal Topraklar: Koluviyal toprakların
bulunduğu alanlar ağaç tarımının yapıldığı
alanlar ile ormanlık sahalar olarak karşımıza
çıkar.
Su tutma kapasitesi düşük olan bu topraklarda
genellikle bağcılık ve bahçe tarımı
yapılmaktadır.
3. AZONAL TOPRAKLAR
Regosoller: Regoseller kumlu topraklar
olduğundan yağış suları kısa zamanda toprağa
sızar. Bundan dolayı ayrışma fazla
olmadığından topraklar son derece geç gelişir.
Regosol topraklar kumlu depolar üzerinde
bulunan topraklardır.
Çoğunluğu kum boyutunda olan asitik karakter
gösteren volkanik arazilerde oluşmuşlardır.
İç ve Doğu Anadolu bölgesindeki volkanik
arazilarde bu topraklara rastlanır.
Bu topraklar kumlu oldukları için bünyelerinde su
barındıramazlar suyu hemen alt tabakaya geçirirler. Bu sebepten dolayı toprakta
humuslaşma meydana gelemez ve bununda sonucu olarak toprak verimsizdir.
Bu toprakların kumlu olması yumrulu bitkilerin
yetişmesi için elverişlidir (sulama yapılmak şartı ile).
Rendzinalar
Ülkemizde killi-kireçli-marnlı gölsel çökeller geniş bir
yayılım gösterir.
Rendzinalar bu ana kayalar üzerinde oluşmuş
topraklardır Koyu renkli olan üst katlarında bol miktarda cakıllar bulunur.
Rendzinaların yayılış alanları: Ege Bölgesi, Orta
Anadolu ve Doğu Anadolu’nun çöküntü alanlarıdır.
Orta ve Doğu Anadolu’da düz ve az eğimli yerlerde bu
topraklar üzerinde genellikle tahıl tarımı yapılır.
Ege Bölgesi’nde ise meşe ormanları daha çok bu
topraklar üzerinde bulunur. Eğimli yerler ise otlak olarak değerlendirilir.
SORULAR
1) Yer kabuğunu oluşturan elementlerin durumuna göre
aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur?
Si>Al>Fe>O2
Al>Fe>O2>Si
O2>Si>Fe>Al
2) Aşağıdaki kil minerallerinden hangisi genişlemeyen yapıya sahiptir?
3) 2:1 tipi kil minerali ne demektir
a) iki silisyum tetrahedron arasına bir alüminyum oktahedrondan
oluşmuş 2:1 tipi kil mineralidir.
b) iki silisyum tetrahedron ile iki alüminyum okta hedrondan oluşmuş
kil mineralidir.
c)bir silisyum tedrahedron ve bir alüminyum oktahedrondan oluşmuş
kil mineralidir.
d)iki silisyum tedrahedrondan ve dört oksijenden oluşmuş kil
4 ) Toprak kompleksindeki değişebilir katyonların miktar ve çeşitlerinin etkisi denilince aşağıdakilerden hangisinden bahsedemeyiz.
a) Toprağın biyolojik aktivitesine etkisi olur
b) Toprağın su ve havalanma kapasitesine etkisi olur c) Toprak asitliğine ve toprak oluşumuna etkisi olur d) Topraktaki bitki besin elementlerinin yıkanmasının
5 ) Aşağıdakilerden hangisinde kdk’ nın anlamı ve birimi
doğru verilmiştir.
a)Bir toprağın 100g’daki değişebilir katyonların miliekivalentları
toplamına denir.(meq/100g)
b) Bir toprağın 100g’daki değişebilir katyonların miliekivalentları
toplamına denir.(meq/L)
c) Bir çözeltinin 100 ml’ deki değişebilir katyonların miliekivalentları
toplamına denir.(meq/100 L)
d) Bir çözeltinin 100 ml’ deki değişebilir katyonların miliekivalentları
TEST-6) Verimli tarım topraklarında değişebilir katyonların dağılımı için aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur.
a) Ca+2>Mg+2>K+>NH4 +>Na+ b) K+>Mg+2> Ca+2> Na+>NH 4 c) Mg+2>K+> Na+>NH 4 > Ca+2 d) Na+>NH 4 > Ca+2> Mg+2>K+
TEST-7) Aşağıdakilerden hangi kil mineralleri ve katyon değişim kapasiteleri yanlıştır.
Kil minerali KDK (meq/100g)
a)Kaolinit 150-200
b)Montmorillonit 80-120
c)Vermikulit 100-150
TEST-8) Aşagıdaki kil minerallerinin KDK’sının büyüklük sıralınışı doğru yazılmıştır. Kaolinit>montmorillonit>vermikulit>illit Vermikulit>montmorillonit>illit>kaolinit Kaolinit>montmorillonit>illit>vermikulit
Vermikulit> kaolinit > montmorillonit > illit
TEST-9) İllit kil mineralinin permanent yüklerinin daha fazla
olmasına rağmen vermikulit ve montmorillonite göre KDK’nın daha düşük olmasının sebebi nedir?
a) İllitin katlar arasının açılmamasından dolayı KDK’sı düşüktür. b) İllitin katlar arası açılabilmesinden dolayı KDK’sı düşüktür. c) İllitin katlar arası açılıp kapanabilmesinden KDK’sı düşüktür. d) illitin 1:1 tipi kil minerali olmasından dolayı KDK’sı düşüktür.
TEST-10) Topraktaki katyonların tutulma güçlerine göre sıralanışı hangisinde doğrudur.
a) Na+>K+>NH
4+>Mg+2>Ca+2>Al+3>Fe+3
b) Na+<K+<NH
4+<Mg+2<Ca+2<Al+3<Fe+3
c) K+< Na+<NH
4+<Mg+2<Ca+2<Al+3<Fe+3
d) K+> Na+>NH
soru
Bir toprağın kdk sı 24 meq kdk/100 g ise bu toprağın 100
soru
Bir toprağın kdk sı 24 meq kdk/100 g ise bu toprağın 100
g da ne kadar Na bulunur?
Na meq ağırlığı=23
Tesir değerliği=1
23 mg/meq
24 meq kdk/100 g toprak X 23 mg/meq = 552 mg
soru
Bir toprakta %5 organik madde ve % 10 kaolinit kilisoru
Bir toprakta %5 organik madde ve % 10 kaolinit kilivarsa bu toprağın tahmini kdk sı nedir?
Organik maddenin kdk sı 200 meq/100 g ve kaolinitin
kdk sı 8 meq/100 g kabul edildiğinde:
Organik madde: 200 meq/100 g X 0.05 = 10 meq
Kaolinit: 8 meq/100 g X 0.10 = 0.8 meq
açıklama
1 meq/100g = 1 cmol(+)kg-1
= 10 mmol c kg-1
EX: Exchangeable Ca = 4 meq/100g soil
= 4 cmolc kg-1
açıklama
1 mEq=1 mmol/değerlik
ör: sodyum
1 mEq=1mmol/1 (sodyumun değerliği=1) demek ki 1 mmol sodyum=1 mEq sodyum Kalsiyum için,değerliği =2
1 mEq Kalsiyum=1mmol/2=0.5 mmol kalsiyum.
Doğru-yanlış
1) Toprakta mevcut mineraller ana kayanın
parçalanmasıyla ortaya çıkan pirimer mineraller ve bu minerallerin parçalanmasıyla ortaya çıkan sekonder mineraller’dir.
2) Kil mineralleri Silisyum tedrahedron ve Alüminyum
oktahedron olmak üzere iki yapıdan oluşur.
Doğru-yanlış
3) Bir kolloidin yük yoğunluğu izomorfik değişimlerleolursa permanent(daimi) fonksiyonel gruplardaki iyonizasyonla olursa variabl(değişebilir) adı verilir.
4) İzomorfik yer değiştirmede yer değiştiren daha küçük
yüklü ise (Al+3 yerine Mg+2) girerse mineral yapısındaki O ve OH grupları dengelenemez ve negatif yük açığa çıkar
Doğru-yanlış
5) Toprak çözeltisinde bulunan konsantrasyonu
pH-metre ile ölçülebilen bağımsız OH3+ iyonları toprağın
aktif asitliğini,katyon değiştiricilere bağlı değişebilir asidik katyonlar ile organik ve inorganik kolloidlerine bağlı
fonksiyonel gruplar ise toprağın potansiyel asitliğini oluşturur.
6) Genel olarak Türkiye toprakları alkali
reaksiyondadır.topraklarımızın ancak % 18,8’inde pH 6,9’dan daha küçüktür.
Soru-cevap
2) Toprakların asitleşme nedenleri nelerdir?
1
2
3