• Sonuç bulunamadı

Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Raik Alnıaçık "Hızlı bir tempoda çalışacağım" diyor:"Yitirdiklerimizi yeniden kazanacağız"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Raik Alnıaçık "Hızlı bir tempoda çalışacağım" diyor:"Yitirdiklerimizi yeniden kazanacağız""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA 8

Sanat • Kültür • insan

15 M ART PA ZA R 1987

Devlet Tiyatroları Genel Müdürü RaikAlmaçık “Hızlı bir tempoda çalışacağım ” diyor

C

___ ■ ■ |

____ ■ ____ ■ ___ ■

_________■ _ ı ______

| ___ ________ ________ V

___ | ij|

Yitirdiklerimizi yeniden kazanacağız’

DİN ÇER S EZG İN

Alnıaçık: “Sanat oldum olası karşıt görüşlerle aşama sağlar. Ama bu karşıt görüşlerden kurum zarar _________________________________________görmemelidir.

* * D E V L E T

Tiyatrolan’nda vakıf kurulmak üzere. Tiyatromuzun ça­

lışmasına, maddi ve manevi güç katacak, onu güçlendirecek nite­

likte, yıllardır yapmak isteyip ..yakmadıklarımızı gerçekleştirebi­

leceğimiz bir vakıf olacak bu. İnanıyorum ki bu valaf, her yitirdiği­

mizi daha güçlü olarak bize yeniden kazandırabilecek.”

K

IRKA yakın oyuna yönel­

men olarak imza atmış, bir o kadar oyunda oynamış, üç yıl yöneticilik yapmış Raik Alnıaçık; bütün bu de­

neyimlerinden, birikimlerinden sonra şöyle söylüyor: “ Tiyatro çetin bir cevizdir.”

Göreve başlayışından 21 gün sonra yaptığı­ mız söyleşide; içten, sıcak, kimseyi incitmeme­ ye çalışan bir tavır içindeydi yeni genel müdür. Bu nedenle sorularımızı yanıtlarken, alınma­ lara yol açmayacak, kimseyi kırmayacak bir özenle sözcüklerini seçiyordu. Sorularımız ve Sayın Genel Müdür'ün yanıtları şöyle:

— “ Akademik Tiyatro” , “ Milli Tiyatro” , "Mahalli T iy atro ...” güncelliğini koruvan, tartışmalara yol açan ve günümüzde tiyatro çevrelerini çokça ilgilendiren üç konu. Sizin bu konulara yaklaşmanız, yorumunuz nedir?

“ Sanıyorum ki, ‘Akademik Tiyatro’ kısa­ ca; yöntemleri gelişmeye açık, icrasıyla sevi­ yeli bir üsluba ve kabul edilmiş bir arınmış­ l a erişmiş, uluslararası Perspektive yönelik tiyatrodur. Eğer tiyatroda bu kavramı söz­ lük anlamı içerisinde değerlendirirsek bizi dar bir alana sokar. Bir tiyatro mutlaka milli ol­ malıdır. Tiyatronun kendi tarihinde pırıl pı­ rıl bir ışıktır ulusallık. Uygar toplum vasıf­ ları ilk önce kendini bilmek, kendi sentezine varmakla kazanılır. Bir ülke, kendi yazarla­ rıyla, kendini anlatarak dünyaya açılabilir ka­ nısındayım. Mahalli tiyatro kavramı ise, başlı başına bir tartışma konusu. “ Her mahallin bir tiyatrosu olsun” anlamı mı taşıyor? Yok­ sa 1978’lerdeki anlamı ile “ Yerel Tiyatrolar” platformu mu oluşturulmak isteniyor? Her ilde, her ilçede, keşke her köyde bir tiyatro­ muz olsa... önem li olan bunların yönetim ve öz yapısının biçimleridir. Bana kalırsa, Ana­ yasal kavramlar içinde, özgür bir tiyatro, her yerde tiyatrodur.”

‘‘Yeniliğe açığız”

—Tiyatronun iki işlevini; eğlendirme ve eğilmeyi nasıl algılıyorsunuz, bu açıdan re­ pertuar açısından getireceğiniz değişiklikler var mı?

“ Tiyatro elbette eğiticidir. Ama bir okul niteliği taşımaz. (İlle de eğitici olacağım di­ ye). Onu akademik bir kürsüye çevirecek olursak amacından sapar. Ama tiyatro eğlen­ diricidir de. Eğlendirir, ağlatır, güldürür. Bu eylemini sürdürürken, seyircisine hissettirme­ den eğitir. Tiyatro çetin bir cevizdir. Tiyat­ rodan çıktığım ızdı artık niye güldüğümüzü ya da, içimizdeki düğümlerin nasıl çözülüver- diğini düşünmeye başlarız. İşte tiyatronun zorluğu, yüceliği burada. Amacımız böyle bir repertuvarın oluşmasını sağlamaktır.

— Devlet Tiyatroları'nın bir "v ak ıf" kura­ cağını duyduk. Bu konuyu biraz açar mısı­ nız?

“ Evet, bir ‘ v a k ıf kurulmak üzere. Tiyat­ romuzun çalışmasına, maddi ve manevi güç katacak, onu güçlendirecek nitelikte bir va­ kıf olacak bu. Yıllardır yapmak isteyip de ya­ pamadıklarımızı gerçekleştirebileceğimiz bir güç olacak 'Tiyatro V ak fı.’ İnanıyorum ki, bu vakıf her yitirdiğimizi bize daha da güçlü olarak yeniden kazandırabilecek.”

— Tiyatrodaki çağdaş gelişmelere ve yeni­ lenmelere açık bir ‘deneme’ sahnesi oluştur­ maktan yana mısınız?

“ Her çeşit çağdaş gelişmeye ve yenilenmeye açığız. Bunu belli bir sahnede değil, her sah­ nemizde değerlendireceğiz. Zaten öyle olma­ lıdır. Kalıcı, tiyatronun kendi özüne eş de­ ğerdeki her yenilenme bir kazançtır tiyatro­ muz adına.”

— Yeni yöneticiler gelince, hemen herkes yeni bir kadro oluşumu bekler...

“ Ben yeni değilim ama, yetkilerimin sınır­ ları genişledi. Doğaldır ki, sorumluluklarım

da arttı. Az önce belirttiğim vasıfları gerçek­ leştirmek için hızlı bir tempoda çalışacağım. Bu tempoda olanlar için sorun y o k ...”

— Yetki ve sorumlulukları tek elden mi kul­ lanmaktan yanasınız yoksa yetki ve sorum­ lulukları dağıtmayı mı düşünüyorsunuz?

“ Yetki ve sorumluluklar onu idrak eden­ ler için yüce bir değer taşır. Ama, görevi ye­ rine getirirken, .mutlaka sanatsal bir kadro­ ya ihtiyaç vardır. Tiyatro bir takım işidir.”

— Hizmetiçi eğilim konusundaki görüşleri­ niz nelerdir?

“ Tiyatrodaki personel için hizmetiçi eği­ tim mutlaka gerekli. Ancak, sanatçıların ken­ di sanatlarını daha da geliştirebilmeleri, görgü ve birikimlerini daha da artırabilmeleri için, yurtdışındaki tiyatrolarla profesyonel alışve­ rişlerde bulunacağız. Sanatçı, sanatındaki ge­ lişmeyi ancak, terleyebildiği bir sahnede sağ­ lar. Zaten sanatçı, sahneye konulan bir oyu­ nun ilk prova gününden son gününe kadar bir eğitim içindedir.”

“Danışma Kurulu’na gerek yok”

— Yönetmen yetiştirme konusuna getirme­ yi düşündüğünüz çözümler nelerdir?

“ Yurdumuzdaki kaynak okullarda henüz böyle bir eğitim yok. Ama bir sanatçı bu cev­ heri taşıyorsa içinde, onu geliştirmek için mutlaka bir uğraşı verir. Bu konuda da, Dev­ let Tiyatroları’nın imkanlarını, ‘Vakıf’ kana­ lıyla, sanatçıların yararına çaliştıracağız.”

— Yeni yazarların yetişmesi konusunda ve yerli-yabancı yazarların oyunlarının oynan­ ması konusunda nasıl bir oranlama düşünü­ yorsunuz?

“ Genç yazarların özendirilmesinden yana­ yım. Yerli yabancı yazar konusunda, iyi oyun olursa, elbette yerli yazarlar, diyorum.”

— “ Turne” konusu eskiden beri, tiyatro­ nun bir büyük sorunudur. Bu sorunu nasıl çözümlemeyi düşünüyorsunuz? Devletin ti­ yatrosu, kamuya eşil hizmet vermek zorun­ da. Bu, Devlet Tiyatrolarının kuruluş amaç­ larından en önemlisi. Bu nedenle, bu soruna nasıl yaklaşacağınız gerçek bir merak konu­ su.

“ Turnelerimizin uzun, yıpratıcı aşamasını bizim kuşak yüklenmiştir. Ağabeylerimiz ve bizler, turne sıkıntılarını çok çektik. Şimdi tur­

neler, hafta sonu gezisi gibi. Dün gibi hatırlı­ yorum; 3 aylık, 6 aylık, hatta neredeyse bir se­ zonluk turneler yapardık. Yerleşik kadrolu ti­ yatrolarımız, kendi bölgelerinde gerekli tur­ neleri yapacaklardır. Ç ünküçol ‘taleb’ var.”

— Ya yurt dışı turneler için ne düşünüyor­ sunuz? Sanıyorum 1980’den bu yana turne

yapılmadı...

“ Yurtdışı turne planlarımız var. Özellikle işçilerimizin yoğun olarak çalıştıkları ülkelere turne yapmayı planımıza aldık, bu ilk görev­ lerimizden birisidir. Ayrıca, Avrupa’da yıl­ lardan beri yapılagelmekte olan festivaller­ den de öneri geldiği takdirde elbette ki bu fes­ tivallere de katılarak, oyunlar sunacağız.”

— Eğitim yayınlarını sürdürme ve geliştir­ meyi planlıyor musunuz?

“ Eğitim yayınları sürecek. Ayrıca yerli oyunlarımızla birlikte, çevirileri de basaca­ ğız. Vakıf zaten bunları yapacak.”

—Tiyatro Danışma Kurulu toplamayı amaçlıyor musunuz?

“ Şimdilik gerek yok.”

— Devlet Tiyatrolarına oyun gönderen ve oyunundan yıllar yılı haber alamayan yazar­

lar olduğunu zaman zaman duyarız. Bu ko­ nuya nasıl bir çözüm getireceksiniz? Seçici Kurul’un reddettiği oyunların, red gerekçe­ lerini yazarlarına bildirmekten yana mısınız?

“ Bu soruya daha sonraki bir söyleşimiz­ de yer versek, sanırım sorunuzu daha aydın­ lık bir biçimde değerlendirmiş olurum. Bu ko­ nuda yeterince inceleme yapabilmiş değilim. Yanlış birşey söylemekten kaçınırım. Çünkü bu konu gerçekten önemli bir konu. Gerçek­ ten yazarlarımızın üzerinde titizlikle durduk­ ları bir konu. Ama elbette ki, bize oyun gön­ deren tüm yazarların, oyunlarının red gerek­ çelerini (şayet reddedilmişse) bilmek hakla­ rıd ır.”

— Tiyatro çevreleri, tiyatro içindeki "k lik ’Meşmelere bir çözüm getirileceğine inanmak istiyorlar. Bu sorunla ilgili olarak

söyleyecekleriniz nelerdir?

“ Dünyanın her tiyatrosunda bu tip olay­ lara rastlanır. Oyuncular duygusaldır. Sanat oldum olası, karşıt görüşlerle aşama sağlar. Ama bu karşıt görüşlerden Kurum zarar gör­ memelidir. Sahnelerimiz yıpranmamalıdır. Arkadaşlarıma inanıyorum. Mutlaka benim de içlerinden gelen bir sanatçı olduğumu unutm ayacaklardır.”

Raik Alnıaçık için ne dediler:

Prof. Dr. Metin And (Yazar, Eleştir­ men, DTC Fak. Tiyatro Kürsüsü Öğ. Üyesi)

"Devlet Tiyatroları ndaki gelişmeleri, değişmeleri bugüne değin adım adım iz­ ledim. Kim gelirse gelsin, kurumu kökten değiştirmesi mümkün değlidir. Yıllann ih­ mali sonucu oluşmuş yapısal bozukluk­ ları düzeltmek için ‘sihirbaz değneği’ ge­ reklidir Bu nedenle yeni genel müdür de 'esaslı' bir değişiklik yapamayacaktır. Raik Alnıaçık in bu görev getirilişi olum­ lu bir seçimdir.

Atilla Sav (Yazar, Eleştirmen)

“ Devlet Tiyatroları, Atatürk'ün çizdiği ‘sosyal devlet' anlayışı içinde kamu hiz­ meti yapan bir kuruluştur. Halkın hizme­ tinde olan bir kuruluştur. Ülkemizin her yanına eşit hizmet götürmek, bunun yol­ larını bulup geliştirmek zorunda olan bir kuruluştur. Ama görüyoruz ki, Devlet Ti­ yatroları sayıları azaltılarak, kapsamlar daraltılarak A nkara’ya hapsedilmek is­ tenmektedir. Sayın Kültür ve Turizm Ba­ kanı Mesut Yılmaz ile, bakanlık ilgilileri­ nin yaptıkları konuşmalar bu doğrultuda­ dır. Sayın Raik Alnıaçık, bakanın bu ko-

, nuşmasından sonra genel müdürlüğe atanmıştır. Şimdi merak ediyorum: Aca­ ba yeni genel müdür, Devlet Tiyatrolan- nı, kuruluş amacına uygun olarak mı yö­ netecek, yoksa bakanlığın görüşüne uya­ cak mı? Yani kime hizmet edecek?"

Doç. Dr. Ayşegül Yüksel (Yazar, Eleştirmen, Hacettepe Ü.Güzel Sanat­ lar Fak. Öğ. Üyesi)

",Devlet Tiyatroları ne yazık ki, özerk bir devlet kurumu değildir. ' ‘İktidar' ‘m her el değiştirişinde, dünya görüşü ve kültür politikası akımından değişikliğe uğrayan bir bakanlığa bağlı, bir "h ü k ü m e t' kuru- mudur. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olan kişinin görevi, bu sanat kurumunu, iktidarların eğilimlerine göre değil, kuru­ mu ve Türk tiyatrosunu özlenen düzeye getirmek ve akılcı uygulamalara yönel­ mek olmalıdır. Benim için Sayın Raik Al­ maşık’m başarısının ölçütü de bu olacak­ tır.

Yılmaz Onay (Yazar, yönetmen)

"Sürekli olarak Devlet Tiyatrolarının uza­ ğında tutulduğum için bir değerlendirme yapmam güç. Raik Alnıaçık, 1968’de.ye- deksubayda birlikte olduğurAUz bir sa­ natçı arkadaşım. O günlerden sonraki ça­ lışmalarını uzaktan da olsa izlemeye ça­ lıştım. Gerek tiyatro içindeki, gerekse ti­ yatro dışındaki tutarlı sanatçılığa, yazar­ lığa, oyunculuğa kapılannı kapatmazsa, tiyatroya katkı yönünden ülkemizde ge­ lişen olumlu çabaları desteklerse, genel müdürlüğü döneminde tiyatroya yararlı olacağına inanıyorum. ”

TOBAV (Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı)

Sayın Alnıaçık'tan beklentilerimizi şöyle sıralayabiliriz:

• Kurum içinde barışın sağlanması, • S anatsal kalitenin yükseltilm esi, • Devlet Tiyatrolarının yurt ölçüsünde yaygınlaştırılmasının sağlanması,Dev­ let Tiyatroları Yasası'yla ilgili olarak TO­ BAV‘m yaptığı çalışmanın dikkate alınma­ sı, • Siyasal etkilerden arınmış, her tür­ lü ‘klik'/eşmeyi önleyecek bir yönetim bi­ çiminin yeğlenmesi,Yerli yazarlara da­ ha bir önem verilmesi,Tiyatro dünya­ sındaki gelişmeleri izleyen ve onlann en yetkin örneklerinin seyircimize aktanlma- sı ve ulusal tiyaronun oluşması için en kapsamlı çalışmalann yapılması önde ge­ len beklentilerimlzdir. ”

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Belki bir preparatı çok daha kaliteli olarak üretmek müm- kündür, ancak unutulmamalıdır ki kalite ile maliyet ve dolayısıyla na-. cın fiatı birbiriyle doğru

• Toplam nüfus içinde şehir nüfusu oranının artışı, yiyecek üretmeyen işgücünün oransal olarak arttığını yani daha az çiftçinin daha fazla nüfusu

F' kuvveti, maksimum sürtünme kuvvetinden (F m ) küçük olduğu sürece, hem cismi eğik düzlem üzerinde kaymaya zorlayan ve hem de harekete engel olan gerçek sürtünme

Yapılan tez çalışmasında iki farklı fotovoltaik güneş pili kullanılarak değişik koşullardaki davranışları incelenmiştir. 10cm x 18cm boyutlarındaki amorf yapılı

Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Funda Ocak ve ekibi Meteorolojinin Sesi Radyosu'nu, Atatürk Odasını ve Meteoroloji Müzesini ziyaret ederek anı defterini

AKM'nin yıkılması tartışmalarıyla ilgili Anadolu Ajansı'na konuşan Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdür Vekili Mine Acar yaptığı açıklamada, "Sayın Bakan'ın dediği

Yurtnaç: 1960 yılında başta Almanya ve daha sonrasında diğer Avrupa ülkeleriyle yapılan işgücü anlaşmaları hem ülkemiz tarihinde ve hem de Avrupa ülkeleri