-T7-su3^
« - s -
%m
---- --- ----
... ...
...
İttihatçılar ve Prens
Sabahattin bey
Sabahattin Bey sadece Meşrutiyetin ilânı ile bu gayenin
elde edileceğine kani değildi. Bu sahada inkilâbın daha
geniş ve daha radikal olmasını v e . idare şeklinin de
ademi merkeziyetçiliğe doğru gitmesini istiyordu
— 19 —
İ
nkılâp tarihimizin en önem li konularından biri, hiç şüphe yok ki, «İttihat ve Terakki» ile Prens Sabahattin Bey arasında ki ihtilâftır. Meşrutiyetin ilânın dan senelerce evvel başlıyan ve Meşrutiyet içinde de devam edip giden bu ihtilâfın sebepleri, sırf memleketin müstakbel idare şek line ait görüş farklarından doğ muşken, mesele - siyasî terbiyemi zin noksanlığı yüzünden - daha ilk adımlarda öz veçhesini kaybet miş ve Sabahattin Bey, muarızları tarafından, maalesef, şahsî bir hü cum ve iftira dalgası içinde, boğul mak istenmiştir.Prens Sabahattin Bey, inkılâbın ana gayesi olarak elde mevcut im paratorluğun kurtulmasını düşü nüyor ve tetkiklerinin özünü iki ana noktanın etrafında toplamış ve iki prensip ileri sürmüştü:
s) Zamanın yeni siyasî şartla rına uyarak imparatorluğa asri bir şekil vermek ve ömrünü uzatmak, Sebahattin Bey sadece Meşruti yetin ilânı ile bu gayenin elde «- dileceğine kani değildi. Bu saha da inkılâbın daha geniş ve daha radikal olmasını istiyor; Meşruti yetle beraber idare şeklinin de merkeziyetçilikten mcrkeziyetsizli- ğe doğru değişmesi lüzumunu ile ri sürüyordu.
b) İmparatorluğun ana unsuru nu teşkil eden Türk cemiyetinin bünyesinde de bir inkılâp yap mak.
Prens Sabahattin Beyin görü şüne göre, yalnız siyasi şekil in kılâbı kâfi değildi; bir İçtimaî bün ye inkılâbına da ihtiyaç vardı. «Teşebbüsü şahsî» tâbirde ortaya atılan düşünce, işte bu çeşit inkı lâp ihtiyacının ifadesi idi.
Görülüyor ki Prens Sabahattin Beyin inkılâp fikirleri, bir takım geniş ilmi görüşlerden doğuyor, gerek siyasî, gerek İçtimaî alanda yapılacak değişiklikleri impara torluk dünyasının «içinden» bek liyordu.
Prens Sabahattin Beyin mua rızları, bütün aleyhtarlıklarını şah si hücumlara hasretmişlerdi. Dr. Bahsettin Şakir Bey Paristen 11 Haziran 1907 tarihinde İstanbula yazdığı bir mektupta Sabahattin Beyin ve pederinin Avrupaya git melerini bir şantaj meselesi olarak kabul etmekte ve şöyle demekte dir:
«Bunlar hazinei beytülmali soy mak, memleketi ecnebilere sat mak için harice çıkmışlardır.
Avrupadan Abdülhamitle pa zarlıkları Bağdat bataklıklarının imtiyazının itası ve mahdum bey lerin Şûrayı Devlete âzalığı ve bu na mümasil şeraiti âdiye ve rezi- leden ibaret olduğu Ahmet Rıza, Nâzım Bey vesaire gibi erbabı na mus ve hamiyetin gözü önünde ce reyan eden mesailden bulunmakla ve bunların şehadetlerile... Bahu sus Ahmet Celâlettin Paşanın tas dikiyle iki kere iki dört eder gibi sabit bir hakikattir.
Binaenaleyh, Sultan Hamitten, komitacılardan daha muhribane bir politika yapmak arzu eden bir adamın efkâr ve âmâlini vatandaş larımıza bildirerek ikaz etmek, bi zim en birinci vazifemizdir. İşte bu saika ile kendisine karşı yazı yazıyoruz. Ahvali maziyelerinden bahsi âtiye talik ediyoruz. Çünkü hürriyetpervor ve milliyetperver olarak meydana atılanlardan A b dullah Cevdetler, Tunalı Hilmiler, Ali Kemaller vesaire gibi edepsiz lerin Muratlar, Reşitler ve Çürük- sulu Ahmet Beyler gibi haysiyet sizlerin zuhuru dahile ve harice karşı çok suitesır yapıyor. Bizim böyle bir adamla birleşmek husu sunda teşebbüsümüze gelince, mak sat Sultan zade bilmem ne zade unvanlarile halkın nazarı dikkati ni celbeden bir adamı kontrolü müz altında hareket ettirerek memlekete gelecek fenalığın önü nü almaktı. Mumaileyhin ahvali maziyesi unutulabilirdi. Ancak ah vali hazırası, ahvali sabıkasını göl gede bırakacak kadar fena bir renk almaktadır. Makedonyayı e- limizden alarak müstakil bir hü kümet yapmak istiyen ve Sarafo- fun riyaseti altında bulunan Ma kedonya Bulgar komitasile ve al tı vilâyeti bizden ayırarak mem leketin kalbgâhmda bir Ermenis tan hükümeti veya beyliği teşkil etmek istiyen Ermeni komitaları- !c hüsnü münasebette ve onlara
karşı va’di vaitte bulunan ve hat tâ Berlin muahedenamesindeki mezkûr hususata ait mevaddı mu- zırrenin katiyen icrası hususunu kabul ve onlara vadettiğini bize itiraf bile etti.
İşte Sabahattin Bey ve «Terak ki». Bunları bilmiyerek taraftarlı ğını edenler varsa ikaz ediniz. Yok bilmiyerek edepsizliklerinden mah za bize garezlerinden söz söyli- yenler varsa o gibi rezillerle lâkır dı bile etmeyiniz. Çünkü mevkii-
nizi tehlikeye koymuş olursunuz. Baki uhuvvet, muvaffakiyet azi zim.»
Bununla beraber Sabahattin Bey «Teşebbüsü Şahsî ve Ademi Merkeziyet» cemiyetinin aşağıya ilâve ettiğimiz programını ilân et miş ve düşüncelerini meydana koy muştur.
Bunlarda memleket zararına ve ya herhangi bir zümre lehine hiç bir kelime yoktur.
Teşebbüsü Şahsî ve Ademi Merkeziyet Cemiyetinin
programı
Madde 1 — Memaliki Ösmani- yede tatbik edilecek ıslahatı siya siye, sunuf ve tebaanın bilâ istis na kâffesine şümulü olmak üze re vilâyeti mevcudenin ademi mer keziyet ve tevsii mezuniyet usul ve kaidesile idaresi esasına müs tenit olacaktır. Ademi merkeziyet ve tevsii mezuniyet usulü 1876 se nesinde neşrolunan Kanunu Esa sinin 108 inci maddesinde münde- riç bulunan kaidei intihap üze- rine müesses olacak ve bu Kanu nu Esasi dahi ahval ve vekayii muhtelifede lüzumu hissedildikçe tadilâta uğrıyacaktır.
Madde 2 •— İntihap ile teşkil e- dilen Belediyeler, Nahiye mec lisi, Mecalisi İdarei Belediye, na hiye ve vilâyet umur ve mesalihi- nin tesviye ve rüyetine iştirak ve müdahale edebilecektir. Arâyi hâfi ile müntehip âza ile bunlara tefrik edilecek âzayı daime (ade di erkânı meclisin beşte birini te cavüz edemiyecektir) den mürek kep bir meclisi umumî vilâyetin umuru maliyesile kavanirı ve ni- z ama tına ait mesail ve muamelât ta salâhiyeti tamme ve vasiaya malik bulunacaktır. Bu heyetin müzakeratı alenî olacaktır. Meclis' mesaili müteaddide meyamnda vergilerin tarh ve tevzii ve tahsil ve cibayeti hakkında itayı rey e- debilecek ve vergi hasılâtmın vilâ yet ve hükümeti merkeziye ara sında kararlaştırılacak olan ihti- yacatı mahalliyeye sarfedilmek ü- zere lüzumu olan miktarı vilâyete terkolunacaktır.
Madde 3 — Bir taraftan vilâyet ler arasında münasebat temin ve tevsi ve diğer tarafta vilâyeti mev- cude ile hükümeti merkeziye ara sında ittihat ve irtibatı takviye et mek için 1876 senesinde ilân edi len idarei meşruta yukarıda söy lenilen şerait dahilinde teessüs e- decek ve payitahtta meclisi umu- miyei vilâyet âzası meyamnda bi- lintihap gönderilen murahhaslar dan- mürekkep bir mebusan mec lisi küşat olunacaktır.
Madde 4 — Akvamı muhtelifeyi yekdiğerinden tefrik eden müna- zaat ve mücadelâta çaresâz olmak ve mecalisi muhtelifei vilâyatta her kavim kendi adetlerile müte nasip âza veya murahhas temin et mek üzere tedabiri lâzımeye te vessül edecektir.
Madde 5 — Herhangi kavime mensup olursa olsunlar bilûmum âza ayni hukuk ve imtiyaza mazhar olacak ve binaenaleyh ayni şerait ile mükellef bulunacaklardır. Me- kâtibi Askeriye dahi dahil olduğu halde bilcümle Mekâtibi Âliye, hü
kümetin her tebaasına küşat bu lundurulacaktır.
Madde 6 — Memleketin asayiş ve inzibatı bir jandarma heyeti marifetile temin olunacak ve jan darma efradı sekeneyi teşkil eden akvamı muhtelifeden işbu akva mın nüfusu mevcudesile mütena- siben intihap olunacak ve jandar maların tahsil ve talimi emrinde muvakkat bir zaman ecnebi mu allim ve zabitanı istihdam edile cektir.
Madde 7 — Valiler, mutasarrıf-1
lar, defterdarlar, defteri hâkani müdürleri, bidayet ve istinaf mah kemeleri reis ve müddeiumumileri hükümeti merkeziye tarafından nasb ve tayin edilecek ve memu-! rini sairei mülkiye ve adliyeyi va liler teşkil ettikleri ekseriyete nis- betle akvamı muhtelife meyanın- dan intihap ve tayin eyliyecekler- dir.
Madde 8 — Kuvvei zabıta me murini mülkiyenin emrine tâbi o- lacaktır.
Madde 9 — Alelûmum vergiler tâdil ve basit ve makul bir tarz da tahsil ve cibayet tesis edilecek ve emvali gayri menkuleyi itimat ve emniyetten mütvellit menafi ve muhassenattan istifade ettiri lecek surette emlâk hakkında câri ve mer’i olan kavanin ve nifamat tebdil olunacak ve hükümdarın son 30 sene zarfında gayri meşru olarak zaptettiği emval ve emlâ kin hükümet veya eshabma iade ve tesliminden sonra Hazinei Hâs- saya bir had temin edilecektir.
Madde 10 — Muahedatı düveli ye ahkâmı her türlü tecavüzden masun olacaktır.
Prens Sabahattin Bey aleyhin de yazılan yukarki mektubun ne kadar yersiz ve haksız olduğu iti raz götürmez bir hakikattir.
Bu safsatalara karşı Sabahattin Beyin verdiği cevaplardan bir iki nümune buraya ilâve ediyorum.
1 Numaralı «Terakki» den: «... Biz bunca senedir bir kişi nin, oturduğu dalları kesen bir mecnunun seyyiatını saymakla kalmıyor, fenalığın aslile değil, ge lip geçici bir şeklile uğraşıyoruz.
... Abdüihamidi Saniye otuz yıl saltanat sürdüren heyeti içtimai- yemizdeki noksanlar değil de, ne dir?»
21 Ağustos 1906 tarihli «Şûrayı Ümmet»e cevabında:
« ... Tecrübeler vâzıhan gösteri yor, ne kadar büyük hüsnü niyete istinat ederse etsin, yalnız hükü mete karşı bağırıp çağırmakla va tan kurtulamıyacak; mücerrebi, yeniden tecrübeye kalkışmak, ol duğumuz yerde saplanıp kalmak tır!.. Hakkın istirdada, istihsalde ki kudreti arttırmakla olur!» den mektedir.
«Şûrayı Ümmet» in neşriyatına karşı 14 numaralı (Terakki) de şu yolda bir cevap vardır:
« ... Maruz kaldığımız en çirkin iftiraları bile Yıldız cinayetleri karşısında görmemeğe, bilmemeğe cebri nefs ettik. Daha Erzurum ve civar isyanlarının zuhuru anında Pari* «Terakki ve İttihat» cemiye tinin aleyhimizde dahile gönder diği gizli mektuplardan şikâyet e- den muhabirlerimize (eminiz ki hiç bir Türk münevveri, bugün bir hercümerç içinde yaşayan va tanın halâsına vakfı nefs etmiş vatandaşları aleyhine böyle bir hareketi kabul etmez!.
Siyasî ve içtimai fikirlerimize iştirak edemiyen münevverler, meslekleri daha muvafık görünen hürriyetperver arkadaşlarımızla çalışmalı; fakat hiç bir vakit boş durmamalı) demiştik.»
Görülüyor ki verilen cevaplar İliç bir vakit şahsiyata intikal et- > irilmemek t e ve hattâ gizli mek tuplardaki aleyhtarlıklara bililti zam ehemmiyet verilmemekte ve muhataplar, kanaati fikriyelerine göre, mesaiye davet edilmektedir.
Paris ahvali bu merkezde cere yan ederken «Hürriyet» Cemiyeti müessislerile görüşmek üzere Se- lâniğe giden Doktor Nâzım Bey, aynen aşağıya ilâve ettiğimiz şart lar dahilinde iki teşekkülün bir leşmesine âmil olmuştu.
(Arkası var)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi