• Sonuç bulunamadı

Tasadüflerin insanların felaketlerile eğlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tasadüflerin insanların felaketlerile eğlenmesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

26 Agmto» f 7

B B S S

V aJ

/

I TARİH K Ö Ş ELER İN DE j

Tesadüflerin insanların

felâketlerile

Büyük Frederik gibi başının di Şi ve içi taçlı olan bir adam, ve hiç bir kanunu tanımıyan tesa­

düf adındaki diktatörün sade

lütuflarım görmüş olmasına

rağmen, onu, methe benzeyen

şu hicivle teşhir eder: «Haşmet lû tesadüf hazretleri!»

Tevfik Fikret te en güzel mis

ralanndan ikisini tesadüfü

feicv için yazdı:

Lâkin tesadüf, âh o kaviler münâdimi; Âcizlerin, zavallıların hasm-i_

dâimi! Fikretin bu hicvi, tesadüfü bü tün mahiyetile göstermek hu­ susunda, büyük Frederik’in müp hem hicvine çok üstündür, çün kü, tesadüfün en büyük farika sı, kuvvetlilere dalkavukluk et­ mesi, ve âcizlere düşman alma­

cıdır. Şu mühakk ki, tesadüf

şımarık bir çocuktur, ve oyun­

cakları insanların felâketleri­

dir. «Felâketleri» diyorum, çün kü Tolstoy’un meşhur bir ese­ rinin ilk satırı olan şu cümlede olduğu gibi, felâket, yalnız gel

mez, ve maiyetinde bir takım

felâketler taşır: Sultan Azizin başına gelen hal’ felâketi gibi.

Bu padişahın felâketi, hal’i - » i n sebebile başlamıştı. Zaval­

lı padişahı tahtından indiren

fetvada müsrif ve deli olduğu yazılmıştı. «Deli» kelimesi onun hakkında tıbben değil, belki ör- fen kullanılabilirdi. Çünkü o, deli değildi, delişmendi. Halbu­ ki yerine getirilen Beşinci Sul­

tan Murat örfen değil, tıbben

de deli idi. Hattâ 93 gün süren padişahlığında bir gün bile hü­ kümdarlık etmemişti, ve bu hali hin ifadesi şu mısralardı;

Hal' ile iclâs için Bulmadılar şâhrah; Geldi biri söyledi: Lâfzı murat padişah!

Onun bu hastalık felâketini, tesadüfler diğer menfî hâdise­ lerle tamamlamıştı. Kendisine Serasker kapısında (şimdi İs­ tanbul Üniversitesinin bulundu ğu binada, biat edildiği sırada orada taht kurulamamıştı. Hal’ olunduğu kendisine Darüsseade

Ağası (Kızlarağası) Cevher

Ağa vasıtasile bildirilen Sultan Azizin Dolmabahçe sarayından

*--- T â Z A I» ı —»— >

Midhal G. Kuntay j

çıkıp Topkapı sarayına götürül­ düğü, Beşinci Sultan Murada bildirilmesi üzerine, yeni p a d i­ şah yedi çifte saltanat kayığı ile Dolmabahçe sarayına gel - miş, ve ikinci defa birçok kim se tarafından kendisine biat e- dilmişti. Fakat zavallıların dai- I mî düşmanı olan tesadüf, bura da da kendini göstermiş, ve ge­ ce yağan yağmurla gündüz hal’ ve eülûs heyecanları yüzünden Topkapı sarayının hâzinesinde ki altın taht, Dolmabahçe sara­ yına getirilememiş, ve yeni pa­

dişah divan mahalli denilen

Muayede salonuna getirilen yal dızlı bir kanapede biati kabul etmişti; ve bu suretle tahta mâ * nen oturmakla kalmış, ve ecda-

I dinin tahtına bir dakika bile

! maddeten oturamamıştı. Bun - dan başka, hastalığı da hatır ve hayale gelmiyen bir tesadüf le büsbütün eserini göstermiş­ ti:

Esasen Serasker kapısındaki biat esnasında sapsarı yüzile ve fazla titremelerle karışık tebes

sümlerile hastalığının bütün

âlâmetlerini göstermişti. Dolma bahçe sarayındaki ikinci biatte bütün patrikler hep birlikte sa çak öpmiye gelince, bu manza­ radan ürken yeni padişah, mü- vazenesini büsbütün kaybede - rek, merasim yerinden kaçmıya kalkmış, ve hastalığı büsbütün göze çarpmıştı. Nihayet, bu ta­

lihsiz ve iyi kalbli hükümdar

hal’edildi, hal’i, yalnız, bir tek felâketten ibaret kalmadı; ha­ yat boyunca bir taraftan hasta lığının devam etmesi, diğer ta­ raftan İkinci Sultan Hamit ta rafmdan göz hapsi altında bu­ lundurulması gibi ıstıraplar i- çinde kaldı.

Sultan Azizin hal’i felâketini de talihin istihzasına benzeyen

tesadüfler büsbütün acılaştır­

dı. Bunlardan biri şu kayık va­ kasıdır:

Sultan Aziz Hüseyin Avııi Pa­ şayı sadrazam yaptığı zaman, yalısına şan ve şeref İçinde gi­ dip gelsin diye tersanede beş çif te bir kayık yapılmasını emret­

mişti. Paşaya da on beş bin

lira ihsan vermişti. İşte Sultan

Azizi tahtından indirenlerin en

başında bu Hüseyin Avni

Paşa

bulunmuş, ve hal’edilen Sultan Aziz nakledildiği Topkapı sara­

yından Ortaköyde oturmasına tahsis edilen daireye giderken, vaktile Hüseyin Avni Paşaya he diye ettiği bu kayığa bindiril - mişti.

Tesadüf ona bir başka acı hâ

dişe hazırlamıştı: Ortaköydeki

dairesine gelince, bu binanın du varlarında ve yakınlarında nö­ bet bekliyen askerlerden biri, es ki padişahı tanımıyarak ona şu kelimeyi haykırmıştı:

— Yasak.

Fakat Sultan Aziz kaderin bu acı alayını daha acı bir alayla karşılayarak, yanında bulunan Ethem Beye dönüp şöyle demiş

ti:-— Asker sizi tanıyamadığın -

dan yasaktır, dedi.

Bu Ethem Bey onun Hazine! Hümayun kethüd alığında bulu­

nan, ve hal’den sonra Sultan

Muradın başmabeynciliğine ge­ tirilen zattı ki, eski efendisini, yani Sultan Azizi Ortaköydeki dairesine götürüyordu.

Tesadüfün bir acı cilvesi de, Sultan Azizi kendi elile hazırla

dığı ordunun ve donanmanın

hal’etmesi idi.

Uykuda hal’e dilen Sultan A -

ziz Beşinci Muradın cülûsunu

ilân eden top seslerile uyandığı zaman, kendi azmile vücuda ge len donanmayı renk renk bay­ raklarla donanmış olarak sara yınm penceresinden görmüştü; ve yine kendi gayretile olgun bir hale gelen ordusunun efradı sarayı kuşatmışlardı.

Ve padişahın savaydan çıkma dan evvel son sözü şu oldu:

— Kendi elimle vücuda getir diğim donanma ve ordu beni hal’ etti!

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Göttingen'deki yeni ame- liyathanede ise, 1500 cerrahî müdaha- leden sonra, havanın metre küpünde ancak iki mikrop saptanmıştır.. Göttin- gen hastanesinin yeni yapısında altı

Arkaik devrin sonlarında ve Hellenistik devrin ortalarına kadar görülen bu motifii sütun kaidelerin menşeini doğuda aramamız icap eder.. Daha önceki devirlere inersek, Asur,

2 onluk 3 birlikten oluşan sayı ile, onlar basamağı 3 olan en küçük sayının çarpımı kaçtır.

Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan’ın “Basın haksız eleştiriyor" dediği “Eygi’nin Çamlıcası”na üç köşe yazarı Duygu Asena, Melih Aşık ve Yalçın

Bağımsız değ şkenler se denet m kom tes özell kler nden; denet m kom tes n n bağımsızlığı, toplantı sıklığı, büyüklüğü, muhasebe ve finans alanında

Bir bira pazarlama şir­ keti ile İstanbul Beledi­ yesi Şehir Tiyatroları iş- birliğiyle İstanbul Bü- yükşehir Belediyesinin sahibi olduğu Cemal Reşit Rey

Ayrıca Yılmaz (2014) ve Atılgan (2016) bu çalışmanın sonucundaki gibi hidroelektrik enerjide en yüksek toplam istihdama sahip olduğu sonucuna varmış ve Atılgan

(19) Hegel, sadece mutlak tinin evrelerinin hiyerarşize edilmesini istemiştir ve sanat, mutlak tinin ilk evresinden başka bir şey değildir.(10) Çünkü Sanat, temalarını