ialı 29 Ağustos 1995
İT A
V i\ [
j
rr r? r J T T f i
İSTANBUL 2 1 / 2 8
ERZURUM
3 / 2 7
AN KA R A
1 7 /3 2
A D A N A
2 5 / 3 6
İZMİR
2 4 / 3 2
DİYARBAKIR 1 8 /3 4
S A M S U N 2 0 / 2 9
KIBRIS
2 1 /3 1
SF
ñxmQm
I
Roma 25 Paris 24 Londra 24 Frankfurt 22 At i na 29 Zürih 21ÇAY VE SİM İT
Yenilenen Ç am lıca’nın televizyon kuleli manza rasını seyreden Duygu Asena, Melih Aşık ve Yalçın Pekşen, Eygipatentli simitlerin tadına, Eygi'nin dekore ettiği Küçük Kır Kahve- s i’nde baktı. (Fotoğraflar: Ercan ARSLAN / İSTANBUL)
Uç yazardan
Camlıca
Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan’ın “Basın
haksız eleştiriyor" dediği “Eygi’nin Çamlıcası”na
üç köşe yazarı Duygu Asena, Melih Aşık ve
Yalçın Pekşen’le gittik, izlenimlerini aldık
Yazarların, TU-RİNG başkanı Çelik G ülersoy’un Çamlıca- sı’ndan sonra Eygi’nin Çamlıcası’ndaki gezisi, girişteki gözlemecinin önünde başladı. Hasır sedirlerin üzerinde ku rulan yer sofralarında yapılan peynirli gözle melerin yanık kokusu arasındaki sohbetleri ni Eygi’nin 2 milyar li ra harcayarak dekore ettiği Kır Kahvesi’nde sürdüren yazarlar tere yağı ve kaşar peyniriy le yapılan Eygi simit lerine tam not verdi.
Asena, A şık ve Pek şen türbanlı gelinle rin, tesettürlü ziyaret çilerin tıklım tıklım doldurduğu Çamlı ca’ daki pazar gezmesi nin bir bölümünü kısa kollu - şortlu ziyaretçi
arama yarışmasıyla
ÖNCE NİKAH SONRA ÇAMUCA
"Gelin - damat grupları Çamlıca’nın değişmez manzara-geçirdi. lanndan. Ümit - Ali Naçar çifti de düğün heyecanı ve nikah yorgunluğunu Çamlıca’da çay içerek attı.
İS T A N B U L Bü yükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Gazete Ya zarı M ehmet Şev ket Eygi’nin gaze tecileri haksız eleştiri yapmak la suçladığı Çamlıca’ya bu kez köşe yazarlarıyla gittik. Duygu Asena, M elih A şık ve Yalçın Pekşen, bir pazar günü gözlem ledikleri Çarnlıca’yı Milliyet
i-Arife A V CU
GEZDİLER, YAZDILAR
‘Gülhane Parkı’na
benzemiş’
Melih Aşık
(M illiye t Gazetesi Yazarı):
"Yarım asırlık Çamlıcalıyım. Çocukluğumda piknik
j yapmaya ya da İstanbul manzarası seyretmeye gelirdik. Kel bir tepeydi. Gülersoy çok uğraştı, çok para sarf etti. Buraya Osmanlı havasında bir kır kahvesi, ¡ki de kapalı mekan yaptı. Kır bahçesi olduğundan kapalı mekanların işlevi aslında önemli değil. Belediye devralınca kapalı mekanlardan birinin dekoru Çukurcuma'dan alınan bir kaç parça eş
yayla bir mik tar değiştirildi. Bir de mescit açınca olay ol du.
Sanki Çelik Bey var olan bir nadide ve tarihi eseri bozmuş da be
lediye ve Mehmet Şevket Eygi gelip yeniden düzeltmiş-
1 ler gibi. Bu ayıp. Fiyatların ucuzlaması iyi. Yoğun rek- i lamdan sonra ziyaretçi de artınca Gülhane Parkı'na dönmüş. Hayırlı olsun. Belediye, başkasının eserini ken di zevkine uydurup sahiplenmek yerine Yuğuşağa (Yu- şa) Tepesi gibi kendi sempatizanları için daha da anlam lı olabilecek mekanları yeniden düzenlese daha yararlı olur. Tepeyi saran yapılanma, radyo antenleri ve dev te levizyon çukuru Çamlıca'yı zaten bitirmiş."
Kendimi başka
ülkede hissettim’
Duygu Asena
(M illiyet Gazetesi Yazarı):
"Çamlıca'daki çay salonunun dekorasyonu anlatıla mayacak kadar zevksiz ve çirkin. Bu kadarını ummu yordum. Hem nereden çıktı Çamlıca'da Osmanlılık mosmanlılık? Burası insanların piknik yapacağı, hafta sonlarını geçirecekleri manzaralı bir mekan. Sade dö şenmiş bir kır kahvesi buraya çok uygun olurdu. Oyma lı kakmalı mobilyalar buraya abes kaçmış. Bir hırs uğru na boşuna milyarlar harcanmış. Benim tuhafıma giden bir şey de 'biz ve onların' iç içe yaşayamıyor oluşu
muz. Ben, ya nımda bir türbanlı o- t u r u r k e n rahatsız ol muyorum, ama sanı rım onlar kendilerine özel me kanlar istediklerine göre başı açıklardan rahatsızlar. Çamlıca'da var olan güzel mekanı bozup kendi zevkle rine göre mescitli, şerbetli bir yer yaptıklarını duyurdu lar ki Çamlıca da onların olsun. Becermişler de. Başka bir ülkede geziyorum hissine kapıldım.
Erkeklerin çoğu sakallı ve takkeli. Kadınların çoğu da kara çarşaflı. Şortlu, blucinli gençler de oraya gitmeye başlarsa sonuç ne olur bilmiyorum. Bence gitmeliler. Bir an önce kardeşçe yaşamayı öğrenmeliyiz. Çam lı- ca'da kola içsen ne olur, şerbet İçsen ne olur? Bir bele diye başkanı bunlarla uğraşacağı yerde gitsin Çam lı- ca'dan betonlaşan kente bir baksın. Biraz çalışsın yani."
‘Belediye başka
tepe bulsaydı’
Yalçın Pekşen
(Hürriyet Gazetesi):
“Çam lıca çok kalabalık olmuş. Eskiden nezih ve ferah bir hava yaşanırdı, ama şimdi o kadar kala balık ki eski ferahlığı bulamıyorsun. Küçük kır kah vesi için büyük fırtına koparılmış. Oysa yapılanların büyük laf edilecek yanı yok. Çam lıca yine eskisi gi- j
bi Çelik G ü l e r - s o y ’ un y a p t ı ğ ı gibi de vam et m eliydi. E ğ e r d i n d a r v a t a n d a ş l a r
kendilerine özel bir yer istiyorlarsa İstanbul’da bir j sürü boş tepe var. Bunlardan birini bulup orada j Çam lıca gibi tesisler kurup eğlenebilirlerdi. Fiyatlar ucuzlamış, ama Çam lıca eski havasını kaybetm iş.”
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi