• Sonuç bulunamadı

28 Mehmet Çelebi Paris'te

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "28 Mehmet Çelebi Paris'te"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G Ö R Ü Ş L E R

28 Mehmet Çelebi Paris'te

gm mm 0 m ¿m d e üçüncü Sultan Ahmed’in fevkalâde

I ğ elçi olarak Fransa’ya gönderdiği Y irm i sekiz Mehmet Çelebi’yi Türkiye Başbakanı Nihat Erim beyin Fransa’yı ziyareti sıralarında hatırla­ mamak mümkün olm adı. Uzunca süren seyahati ve Fran­ sa’daki ikameti hakkında bir seyahatname yazacak kadar ; medenî kültüre sahip olan bu zâtın Basarofça Muahede. : sinin müzakereleri sırasında iyi bir müzakereci olarak : kendini gösterdiği, tarihlerde yazılı olduğuna göre dira- j yetli ve yabancılarla temas etmeye eli ve dili yatkın ol- j duğu, zamanın Sadrâzamı Damat İbrahim Paşa’nm ken. \ dişini seçmesinden anlaşılıyor. Üstelik Fransa’ya sefir ; gönderilirse sıradan bir adam olmaması hususunda İs ­ tanbul’daki Fransa Sefirinin de ısrarlı ricası Yirm isekiz Mehmet Celebi’nin kıym etli b ir devlet adamı olduğunu

büsbütün meydana koyuyor.

1721/deki Fransa seyahatinde yanında götürdüğü oğlu Mehmet Sait Efendinin orada gördüğü «m atbaa»yı Türki. ye’de ilk kuran' daha doğrusu İbrahim Müteferrika vasi, tasiyle kurduran kimse olduğunu, sonradan da Mehmet Sait Paşa ismiyle Fransa’ya sefir olarak gittiği, hattâ biı ara Veziriâzam olduğunu da i e edersek «M ehm et Çe lebi»nin şahsiyeti önü ve sonuyla meydana çıkar.

K ıym etli arkadaşımız Şevket Rado’nun, üslûbunu bozmadan yeni dile çevirdiği ve Doğan Kardeş matbaa­ sında mahdut sayıda bastın’ seyahatnâmeyi bu miina. sebetle bir defa daha karıştır n. Lâle Devrinin Osman­

l I haşmet ve azametini Fransa’da gösteren Yirm isekiz Mehmet Efendi ve kırk kadar maiyetinin bu ziyaretleri gerçi müsbet netice vermedi. Y ân i Fransa ile Ispanya’ya karşı bir ittifak muahedesinin imzası mümkün olamadı. Çünkü o esnada Fransa K ra lı 10 yaşlanndaki bir çocuk olan Onbeşinci Louis idi, ayrıca Fransa'nın iç işleri iyi gitmiyor, kral naibi olan Orlean Dükası işleri ucundan tutuyordu.

K ıym e tiia r a ş tın ç ty e ..ta r ihçi Tâha T oros h e v d o s tu . muzun sefaretnâmenin yeni baskısına yazdığı giriş yazı­ sından faydalanarak sunduğum bu malûmattan sonra şefaretnâmenin kralla «Çelebi»nin temasına ait iki kısmi Mehmet Çelebi’nin kaleminden aşağıya naklediyorum:

«B iz içeri girdikte cümlesi ayağa kalktılar. Yanma yaklaştıkta kral dahi [Lou is X V ] ayağa kalktı, «Nfcme-i Hümâyûn»u önümüze almıştık. E lim izi göğsümüze koyup gûya Nâm e.i Hümâyûna selâm verir variyeti gösterdik. K ral yanma vardıkta temenna suretinde elim izi başımıza koyup sonra Nâme-i Hümâyûnu alıp «Şevketlû ve aza- metlû ve heybetlû ve salâbetlû ve mehabetlû İslâm Padi. şahı velinim etim efendim Sultan [ I I I . ] Ahmet Hhn ibn-ı Sultan Mehmed Han Hazretlerinin Nâme-i Hümâyûn-u şev. ketmakrûnudur» dedik. K ra l çocuk olm ağla veziri saygı ile elimizden alıp kralın yarımda bulunan üzeri sırm alı yaygı ile örtülü iskemlenin üzerine koydu. Sonra sahib-i devlet [Sadrâzam] Hazretlerinin nâmesini [mektubunu] alıp «B u dahi devletlû ve saadetlû Veziriâzam ve Damad.ı muhterem İbrahim Paşa Hazretlerinin nâme-i âlileridir» dedikte yine veziri elimizden alıp Nâme-i Hümâyûnun yanına, ol mâhud iskemlenin üzerine koydu.

Bu iki devlet arasında eskidenberi yürürlükte olan kavi dostluğu te’kid için ve haşmetlû ve devletlû ve ün. vanlû Françe Padişahı Hazretlerine olan sevgi, itibar ve rağbetlerini ayân beyan etm ek için elçilikle beni gönderdi­ le r» dedim. K ra l onbir yaşını tamam edip oniki yaşma bas­ mış, yüzü gayet güzel olup elmaslarla garkolmuş altun sır­ m alı elbiseleriyle m eclise şa’şaa veriyordu. Kendisi cevap vermeye girişm eyip lalası olan Mareşal Dövilerua [de V illero i] cevap verdi ki; «Şevketlû ve kudretlû Âl-i Osman Padişahı Hazretlerinin nâmelerinden ve elçiliğe cenahla, rınm intüıab olunduklarından haşmetlû ve ünvanlû Kral Hazreteleri ziyadesiyle haz duymuşlardır.» dedi. Herkes sağında ve solunda ayakta dururlar idi.

Sonra yine elim izi başımıza koyup ve birkaç adım­ dan sonra elim izi göğsümüze koyup vedâ eyledik. Mer. divenden inip binek taşında atımıza binip geldiğim iz tertip üzere ineceğimiz yere indik. Bu gün günlerden cuma idi ve N evrûz günü id i.»

Gördüğünüz gibi bu merasim bir « i ’timadnâme» tak­ diminden ibaret idi. N e var ki daha evvel Paris’teki Os­ manlI sefiri Süleyman Ağa etrafına bir sempati aşılama­ dığı gibi, etrafı da kendisini tutmadığından âdeta kimse ile temas etmeden bir mahpus hayatı yaşamıştı.

Yirm isekiz Mehmet Çelebi bunun aksine Paris’teki ikameti sırasında hiç değilse bu karşılıklı duygu soğuk, luğunu izale etmiş ve zaten son derece debdebeli şekilde karşılanmış fevekalâde b ir elçi olduğundan Fransa’daki hayatı alelâde elçilerinkinden çok farklı olmuştu.

B. F

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Paşa hazretlerinin devlet-i âliye’de mevki mansıp sahibi biri olduğunu hatta Padişahımız efendimizin bile huzuruna çıkabildiğini öğrendikten sonra daha bir

Basamaklı sayı sistemini ve bu sistemde sıfırı bugün kullandığımız anlamda kullanan İslam dünyası, bütün ticari kayıtları Hint-Arap siste- mi diye bildiğimiz

Yukarıdaki liste gözden geçirilecek olursa anlatılır ki, son yedi yıl içinde, yani 1928 senesi ikinci kânununun birinden, 1934 senesi birincikânununun nihayetine kadar

Altın dediğimiz gibi çarşıda soğan sarmısak almak için cebine altın koyup da giden var

Şeref insandadır ve insanın ayakta duruşu Cenab-ı Hakk'ın Allah ismi celalinin ilk harfi elif gibidir?. Hepsi

Birinci grup ki Yüce Allah'ın sonsuz cömertliği ile onlar için hazırlanmış cennetlere kavuşmuşlardır.. Onlar orada olacaklar, ve diğerleri (ikinci grup) Yüce Allah'ın

Bütün Peygamberlerin Ahir Zaman Nebi'sinin emri: "Ummu Khayran" Hayrı yayınız diyor.. Hangi hükümet var

Duvar gazetesinde resimleri asılan efendim, gazetelerde, baş yerde isimleri resimleri görülür, bunlar büyük değildir.. Büyüğü