Í Ocak Í9W Pararle
TURK MUZIGI
Yazan: Burhanettin ÖKTE
ölümünün 10. yıl dönümü münasebetiyle
ALEKO BACANOS
ölümünden birkaç gün evveldi. Alekonun kemençesi kırılmıştı. Radyonun, fasıl çaldığımız stüd yosunda. kemençeslni piyanonun üstüne koymuştu.. Kadri Şença- lar da bu ufacık, tavşan yavrusu gibi sazı kazara yere düşürdü ve bu küçük saz sanki sahibinin bir kaç gün sonraki acı âkıbetini gör mek istemiyormuş gibi param parça oldu.
Kendisini teselli etmeye çalış tim:
— Burhan, bu sazımı ne kadar severim ve rahat çalarım bile mezsin, şimdi başka sazla çalmak bana zor gelecek, benim yüzüm tutmaz sen Kadriye söyle tâmir masrafım yarıyanya verelim bu sazı yaptıralım» demişti.
Hey Aleko’cuk aradan tam on sene geçti, keşke daha yüzlerce saz kırılsaydı da sen sağ olaydın. Aleko, Zaharya'nm devam edege len bir yoldaşı idi. Şimdi bir Yor- go ve Paraşko kaldı işte o kadar. Vusıılerin, Tatyoslarm, Nokoğos- ların geçtiği yolda bir -~ Paraşko..
Elli seneye yakın musiki piya sasında at koşturan Alekonun pek çok seveni vardı. Son ihti ram mevkiini aldığı kilisenin boş luğunda, İstavroz çıkaranların sa yısı müslüman dostlarından daha azdı.
Sevgi zorla olmaz ki, O sevdi- riddi kendini. KimBeyi kırmaz, ço cukla çocuk büyükle büyüktü. Yüzü daima güler, keder ve acı larını kimseye belli etmezdi.
ölümünden bir gün evvel be raberdik. birkaç aydır çok üzgün görünüyordu. Derdini sordum, terbiyeli bir İstanbul efendisi e- dasiyle:
—« Yok kuzum bir derdim, şü kür kimseye muhtaç değilim ge çinip gidiyoruz» demişti ölümün de on yedi lira parası İle bir de saati kaldı.
Elli sene beyine, paşasına, ha malına hizmet etmiş bir sanatkâ rın bizim memlekete göre kaderi işte budur...
Zarif ve şuh eserler bıraktı ar kasından. Şarkıları da kendi gibi efendi nağmelerle süslü idi. He le şarkı aranağmelerl birbirinden güzeldir. Şimdi fasıllarda dinle diğimiz aranağmelerl çok
kolay-Aleko Bacanos
lıkla bestelerdi. Bu aranağmeci- llk onda bir merak halindeydi.
ölümü akşamı radyoda eserle rinden mürekkep bir program ya pildi Ondan sonra unutulup git ti. Şimdi ölümünün tam onuncu senesindeyiz. Arkasından iki lâf söylemeye değmez mi?
Kim düşünecek bunları. Artık Aleko'nun dirilip bir fayda sağ laması mümkün değil. Fayda gel meyince de giden düşünülmüyor galiba?.
Aleko için son sözü şimdi rah metli olan Osman Nihat Akın’a bırakıyorum. Osman Nihat A le konun ölümü günü şunları yaz mıştı:
«Aleko, sanatında çok küçük yaşta şöhrete kavuştu, fakat şöh retinin en üstüne çıktığı zaman dahi şımarmadı. Ufacık tahta par çasiyle musiki dünyasını dolaşa- bilen bu büyük artist ölümünde bile mütevazı ve nazikti. Bir iki dakika içinde göçüp gitti.
Alekonun şahsında hakiki bir İstanbul Efendisi kaybettik O sustu, şimdi eserleri konuşacak».. Her ikisine de Tanrı Rahmet ey lesin...
--- —
Haftanın şarkısı
Makamı: Hüzzam Müzik: Selânikli Ahmet bey
Görmedim uysun felek âmelime A ğla ey dil ağla durma haline Ağlarım her dem hu kem İkbalime
Ankara, bay Kemal Mazlûm’a: M evlevi âyinlerinin notası İs tanbul Belediye Konservatuarı tarafından neşredilmiştir. Rauf Yekta bey, Hoca Ahmet efendi gibi en yetkili insanların hazırla
dığı bu eserler adı geçen müdürlükten ödemeli olarak istenebilir.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi