• Sonuç bulunamadı

Amfibiyanlar (kurbağalar, se- menderler ve akraba türleri) tüm Dünya’da giderek azalıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Amfibiyanlar (kurbağalar, se- menderler ve akraba türleri) tüm Dünya’da giderek azalıyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNYA’daki tüm kuş türlerinin dörtte biri- nin popülasyonu hız- la düşüyor. Türsel bir yok oluşa doğru gidi- liyor. Amfibiyanlar (kurbağalar, se- menderler ve akraba türleri) tüm Dünya’da giderek azalıyor. Endo- nezya’da son yirmi yılda bölgeye öz- gü pirincin 1500 türü yok oldu. Bu- gün üretilen pirincin dörtte üçü yal- nızca tek bitkiden üretiliyor.

ABD’de 3000’den fazla bitki yok ol- ma tehlikesi altında. Bunlardan 700’ü on yıl içinde tükenecek. Biyo- logların onda yedisi kitlesel tür yok oluşun tam ortasında olduğumuza inanıyor. Bu durum önümüzdeki yüzyılda insanoğlunun yeryüzünde- ki geleceğinin de tehlikede olduğu- nu gösteriyor. Bu durumu, bilim adamları tarihteki en şiddetli yıkım olarak adlandırıyorlar. Ancak insan- lar bu durumun farkında değil. Öte yandan, yıkım doğal nedenlerden değil, insanın kendisinden kaynak- lanıyor. Biyoçeşitlilikte yaşanan bu bunalım bilim adamlarınca küresel ısınmadan, ozon tabakasındaki de- likten ve çevre kirliliğinden çok da- ha önde bir sorun olarak görülüyor.

3 Ekim 1996’da birçok çevre ve koruma örgütü ortaklaşa bir rapor ya- yınladı. Bu raporda bilinen memeli türlerinin dörtte birinin de yok olma tehlikesi altında olduğu vurgulanı- yor. Rapordaki "kırmızı liste" aslında

“Dur!” anlamındaki kırmızı simge- ler gibi. Memeliler dışındaki sürün- genlerin % 20’si, balıkların % 34’ü ve birçok tatlısu canlısı da tehlikede.

Kırmızı listeye 1996’da 100 balık tü- rü daha eklenmiş. Bu türler arasında köpekbalıkları, tonbalığı, mercan kayalıklarında yaşayan balıklar ve denizatları da yer alıyor.

Listeyi uzatmamış olmamız, omurgasız canlıların, bitkilerin ya da yumuşakçaların tehlike altında ol- madığını göstermez. Ama bazı türle- re insanların daha duygusal yaklaş- maları (örneğin büyük kediler ya da primatlar gibi) ya da diğer türlerin varlığından habersiz olmaları nede- niyle, konuya ilgiyi arttırabilmek için daha popüler türler gündeme getiriliyor.

Biyolojik çeşitlilik bir lüks değil yaşamsal bir gerekliliktir. Diğer tüm

88 Bilim ve Teknik

Biyoçeşitlilik Tehlikede!

Gerçek anlamda bir kitlesel tür yok oluşunun tam

ortasında mıyız? Bilim adamları bu yüzyılda soyları tükenen türlerin verilerini bir araya getirerek bir sonuç çıkarmaya çalışıyorlar. Worldwatch Enstitüsü raporuna göre, karbon- dioksit miktarından kaynaklanan iklim değişikliğinin yıkımı hızlandırdığı düşünülüyor. Eğer kitlesel bir tür yok oluşunun ortasındaysak, bunun asıl sorumlusu insanoğlundan

başkası değilmiş gibi görünüyor.

(2)

türlerde olduğu gibi, insanlar da bir yaşam dengesi oluşturmak için tüm başka türlere gereksinim duyarlar. Bir bakıma bir zorunluluktur bu. Sanayi- leşme, ekonomik atılımlar ve sürdü- rülebilir bir kalkınma sağlamak için atılan tüm adımlarda insanın geleceği için, dünyanın geleceği için biyoçeşit- lilik göz önünde bulundurulmalıdır.

Bir türün (insanın) yeryüzündeki tüm kaynakları tüm diğer türlerden daha fazla kullandığı bilinen bir gerçektir.

Biyoçeşitliliği koruma kuruluşları, hangi türlerin tehlike altında olduğu- nu dünyanın dört bir yanından bilim adamlarının sağladığı verilerle belirli- yorlar; bu türlerin yaşam alanlarını korumak için çalışmalar sürdürüyor- lar. Ama bu çaba da yeterli olmuyor;

çünkü sıra bekleyen binlerce tür var.

Asıl gerekli olan bu yıkıma son ver- mek. Tüm bunlar bireysel çabalarla da desteklenebilir. Herkesin neyi ne

kadar tükettiğine dikkat etmesi ya da kullanılan yaşamsal gereksinimlerin doğanın hangi parçasının sökülüp çı- karılarak elde edildiğinin düşünül- mesi, bireysel çözümler üretmek için atılacak ilk adımdır. Yaşarken insan odaklı değil de dünya odaklı yaşamak birçok türün soyunun devamını sağ- layacaktır.

Biyoçeşitlilik sorunu ülkemizde de ne yazık ki yaşanıyor. The New York Times’da 9 Nisan 1998’de Wil- liam K. Stevens’ın yazdığı makalede Türkiye’dekilerin de içinde bulun- duğu yok olmakta olan bitkiler liste- si bulunuyor. Pek de iç açıcı olma- yan listede ülkemiz dördüncü sırada.

Yazıya göre dünyadaki bitki türleri- nin en az sekizde biri yok olma teh- likesi altında. Bu türlerden bazılarıy- la ilgili liste şöyle sıralanıyor. Gülle- rin % 14’ü, zambakgillerin % 34’ü, lalelerin % 14’ü ve palmiyelerin %

29’u risk altında. Pirinçlerden biraz önce bahsetmiştik. Çam türlerinin büyük bir kısmı da izlemeye alınmış durumda. Hayvan türleri daha çok göz önünde tutulsa da, bilim adam- larına göre besin zincirinde en önemli halka olan bitkilerin yok ol- ması diğer türleri daha çok etkileye- cek. Bitkiler güneşten gelen enerjiyi besine dönüştürerek bir iş yapıyor- lar. Ayrıca ilaç yapımında kullanılan birçok bitkinin ve tarımsal alanda üretilenlerin yok olması, insanlar için ayrı bir tehlike oluşturacaktır.

Tehlike altındaki bitkilerin "kır- mızı liste"si 750 sayfalık bir kitap oluştururken, bu gerçeği görmemez- likten gelmek Dünya’nın geleceğini yok saymaktır.

Özgür Ergin

Kaynaklar

http://www.iucn.org/wcc/press/animals_in_red.html http://www.amnh.org/welcome/press/feature/biofact.html http://www.well.com/user/davidu/plantextinction.html http://www.sierraclub.org/planet/199511/extinct.html

Kasım 1999 89

ABD 4669 % 29

Avustralya 2245 % 14,4 Güney Afrika 2215 % 9,5

Türkiye 1876 % 21,7

Meksika 1593% 6,1

Brezilya 1358 % 2,4

Panama 1302 % 13,1

Hindistan 1236 % 7,7

İspanya 985 % 19,5

Peru 906 % 5,0

Küba 888 % 13,6

Ekvator 824 % 4,3

Jamaika 744 % 22,5

Kolombiya 714 % 1,4

Japonya 707 % 12,7

Dünya’da Tehlike Altındaki Bitki Türleri Oranları

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha serin yerlere doğru göç/ler

[r]

Türlerin Kökeni kitabı ve evrim teorisiyle tanınan bilim adamı Charles Darwin'in çalışmaları, internet üzerinden yay ımlanmaya başladı.. Site

Elde edilen sonuçlara göre 2008 küresel krizinin evlenme üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu, 2001 ve 2008 krizlerinin boşanma oranlarını arttırdığı ve 1998 ve

Birbirleriyle işbirliği içinde çalışan siteler, Internet üzerindeki kişisel, aka- demik ya da türlere ilişkin sayfalara da bağlantı sağlayarak canlılara ilişkin tüm

Artık ilk çok hücreli canlıların tam olarak ne zaman ortaya çıktığını biliyo- ruz ve onların başına bela olan kitlesel soy tükenişlere ilişkin de kuşatıcı bir

Cum alı hem özgün metne titiz lik le bağlı kaldığı, ama yönetmen m üzikalin formunu kollam ak zorunda kaldığı için ne Zeyniler köyünün kasvetli havası

Öğretmen grubunda ise müfettişlerde var olan ve olması gereken 14 kişilik özelliği ile mesleki kıdem ve teftiş edilme sıklığı arasında anlamlı bir ilişki