• Sonuç bulunamadı

Ahmet Taner Kışlalı'nın öğrencilerine

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ahmet Taner Kışlalı'nın öğrencilerine"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

17

/

h ,

(

v '

J?

GORUŞ

AHMET CEMAL___________ ^

Ahmet Taner Kışlalı'mn

Öğrencilerine...

Bu yazım, aslında Ahmet Taner K ışlalı’mn bütün

öğrencilerine seslenen bir mektup. Yalnızca onun An­ kara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki şimdiki öğ­ rencilerine değil, fakat yakın geçm işteki öğrencile­ rine, hatta onun hiç öğrencisi olmamış, ama olma­ ya layık bütün gençlere yönelik bir mektup.

Birkaç gün önce, bu korkunç cinayeti konu alan

“Siyaset Meydanı” programında söz alan bir öğren­

cisi: “Bizlere şimdi sanki kimsesiz kalmışız gibi dav­ ranılıyor" dedi, “ama bu doğru değil, bu programda önce bu dile getirilmeli... ”

Bu bence, çok genç bir ağızdan çıkmasına kar­ şın, bilgece bir sözdü. Çünkü öldürülen bir hocanın arkasında bıraktığı öğrencilerin kendilerini kimsesiz hissetmeleri, yalnızca böyle bir cinayetin amacına ulaş­ tığının göstergesi olabilir. Gerçek anlamdaki hoca­ lar ise arkalarında ancak onları kendi benliklerinde, tüm düşünceleri ve eylemleriyle çoğaltacak ve da­

ha zenginleştirilmiş bir miras biçim inde gelecek ku­ şaklara aktaracak öğrenciler bırakabilirler.

Öğrencilerini ölüm gibi bir nedenle dahi kimsesiz bırakmak, yaşamı boyunca genç kuşaklara hep ay- dınlıklann yolunu göstermiş hiçbir hocanın yazgısı ola­ maz.

Ahmet Taner Kışlalı da bu hocalardan biriydi.

Öte yandan böyle hocaların öğrencilerine bırak­ tıkları, layıkıyla taşıması ve değerlendirilm esi çok güç, çok sorum luluk isteyen miraslardır.

Bu yazımla, Kışlalı’mn bütün öğrencilerine ses­ lenmek isteyişimin nedeni de işte bu.

Korkunç cinayetin hemen ardından kendi fakültem­ de derse girdiğimde, sevgili öğrencilerim den biri:

“İçimde çok büyük bir intikam duygusu var, Hocam!”

dedi. Bu, sanırım sınıftaki bütün öğrencilerimin or­ tak duygusuydu. O gün onlara söylemeye çalıştık­ larımı, ama her an içimden yükselen ağlama isteği yüzünden tıkanmam nedeniyle belki de tam olarak aktaramadıklarımı, şimdi Kışlalı’mn öğrencileri olan sizler için yinelemek istiyorum.

İçinizdeki bu intikam duygusu hiç sönmesin, ama bu intikamı, eskiye oranla çok daha fazla bilgilene­ rek ve düşünerek alın! Çünkü yıllardır bu ülkenin en

değerli düşünce adamlarının canına kıyanların birin­ cil hedefleri hep aynı: Sizin düşünmenize engel ol­ mak!

Öldürmelerle sizleri düşünmekten bezdirmek ve yıldırmak.

Düşünceleriniz için çıkış noktası olarak, 1919- 1938 yılları arasında şimdi yaşamakta olduğunuz topraklarda bir Işık-Adam’ın, adı Mustafa Kemal,

soyadı Atatürk olan bir adamın bir imparatorluğun

yıkıntıları arasında çaresiz kalmış bir avuç insanı ta ­ rihte eşi az bulunur bir Milli Mücadele’yle bağımsız bir ulus’a dönüştürerek, ardından da onları laik ve

dem okratik bir cumhuriyetin temeline oturtarak na­ sıl bir mucize yarattığı sorusunu alın.

Bir kez daha anımsayın. O Işık-Adam, kurduğu

Cumhuriyeti sîzlere armağan etmekle kalmamış, ay­ nı zamanda da emanet de etmişti; yani o Cumhu­

riyeti bütün ilkeleriyle birlikte ayakta tutm a görevini, sîzlerin gencecik, ama isterseniz çok güçlü olabile­ cek omuzlarınıza yüklemişti.

Bunu yaparken, yeterince güçlü olabilmeniz için aşmanız gereken yolları size göstermeyi de unutma­ mıştı.

Sizleri “fikri hür, vicdanı hür nesiller" olarak göt-

mek istediğini söylemişti.

Yaşamınız boyunca en hakiki aydınlatıcının an­

cak bilim olabileceğini söylemişti.

Ve bütün bunların yalnızca bütün batıl inançlardan, hurafelerden, içi boş dogmalardan arınmış bir iklim ­ de gerçekleşebileceğinin bilinciyle, laiklik ilkesi’ni

sizler için kurduğu Cumhuriyetin temel ilkesi yapmış­ tı.

O’nun ölümünden bu yana geçen yıllar boyunca, O ’nun koyduğu ilkelere hangi ihanetlerin yöneltildi­ ğine sizler de tanık oldunuz.

O’nun kurduğu ve Milli M ücadele’yi zafere g ö tü ­ ren ordunun, onun ilkelerinin arkasında nasıl kaya

gbi durduğuna da, sevgili Ahm et Taner Kışlalı’mn ce­ nazesinde bir kez daha tanıklık ettiniz.

Şimdi sıra, bugüne kadar bütün meydanlarda yan­ kılanan, coşkularınızı bilgiyle beslenmiş düşünce­ nin yenilmez silahlarına dönüştürmenize geldi.

Düşüncenin bir salgın gibi yayılabileceğini, sınır­ sız bilgiyi tem el alan düşüncelerin ve eylemlerin önünde hiçbir karanlığın dayanamayacağını düşün­ cenin bütün düşmanlarına gösterin!

Kışlalı’mn arkasından: “Yolun, ışıklar içinde olsun!”

diye seslendiniz.

Onun ve bugüne kadar düşünceyi savunmak adı­ na canlarını feda etmiş bütün değerlerimizin ölüm ­ süzlüğe uzanan yollarını, düşüncelerinizin ışığıyla siz aydınlatın!

e-posta: ahmetcemal(& superonline.com acem20@hotmail.com

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Doğum eyleminin, ikinci evresi ve bu evrede kullanılan ıkınma tipleri eylemin seyri açısından önemlidir ve kullanılan ıkınma tipinin maternal ve fetal sağlığı

• Hamileliğin ilk üç ayı için TSH’nin üst limiti 2,5mIU/L olarak kabul edilmelidir.. • Hipotiroidi vakalarında antitiroid antikorlarına (antitiroglobulin,

Bu tedaviye başlamadan önce depoların doldululması için çocukta yarım ampul D vitamini, erişkinde 1 ampul D vitamini yine akşam yeşillik ve yoğurt yedikten sonra kırıp

Tanı: İntraperitoneal kalsifikasyonlar, dilate barsak ansları, asit, polihidramnios, mekonyum pseudokistleri, scrotal

When successful, the Misgav-Ladach technique was associated with a shorter incision to birth interval in patients with no previous cesarean section compared with patients with one

Öğrenicilerin ilgisini kaybetmemek ve farklı öğrenme stilleri olan kişilere hitap etmek için duruma ve hedef kitleye uygun eğitim ve sunum yöntemleri kullanılmalıdır..

• Sesin konuşma esnasında doğru kullanılması güzel ve doğru şarkı söyleyebilmek için önemlidir.. • Diksiyon, Türkçede genel olarak güzel konuşma ve kendini iyi ifade

12 Eylül dar­ besinin ardından, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne de­ ğil, bizim fakülteye bağlı olarak kurulmuş olan Basın-Yayın Yüksek Okulu’na (sonraki adıyla