27 EKİM 1999 ÇARŞAMBA
SÖYLEŞİLER
KORKUT BORATAV
Ahmet Taner Kışlalı
Ahmet Taner Kışlalı ile tanışıklığımız aşağı yukarı yirmi beş yıl öncesine uzar. Mülkiye kö kenli idi; fakat akademik mesleğe Hacettepe Üni- versitesi’nde başlamıştı. Ne var ki Doğrama- cı’nın Hacettepe’si ile Kışlalı’nın bilim anlayışı ara sındaki uyuşmazlık, 1970’li yıllarda Ahm et’i Si yasal Bilgiler Fakültesi’nin özgürlükçü, hoşgö rülü, demokrat çatısı altına taşıyacaktı.
Siyasal Bilgiledin Fakülte Kurulu’nda birkaç yıl birlikte yer aldık. O yıllarda fakülte kurulları, üniversite ve ülke sorunlarının tartışıldığı canlı forumlar idi. Bilim özgürlüğü, üniversite özerk liği, öğrenci hareketleri üzerinde ve siyasa! ikti- darlann anti-demokratik uygulamalarına karşı alın ması gereken tavırlarda çoğu kez birlikte hare ket ettiğimizi hatırlıyorum.
Araya 1977 seçimleri sonrasında Kışlalı’nın mil letvekilliği ve Kültür Bakanlığı girdi. 12 Eylül dar besinin ardından, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne de ğil, bizim fakülteye bağlı olarak kurulmuş olan Basın-Yayın Yüksek Okulu’na (sonraki adıyla İletişim Fakültesi’ne) öğretim üyesi olarak dön dü. 1993’te “sakıncalı" öğretim üyelerinin üni versiteden atılmaları sırasında ona dokunmadı lar. Ancak, sessiz kalmayı kabul edemeyerek aka demik hayat üzerindeki baskıları açıkça kınayan, bu uygulamalara karşı tavır alan birkaç öğretim üyesinden biri de Kışlalı idi. Alçak gönüllüydü. Bu nedenle o karanlık döneme gösterdiği yü rekli tepkileri bir aydının doğal görevi olarak gördü ve hiçbir zaman bunlardan pay çıkarma dı.
Son yıllarda Kemalistleri demokrasinin doğal düşmanlan olarak göstermek kimi çevrelerde mo da oldu. Ahmet de bu saldırılardan nasibini al dı. Gerçekte ise Kışlalı’nın aydın kimliğinde sağ lam bir demokrasi mayası olduğunu o yıllardan biliyorum.
Sonraki yıllarda Cumhuriyet gazetesinde bir araya geldik; fakat sık görüşemedik. Basın ha yatında köşeli, sert, zaman zaman kavgacı bir üslupla polemikçiliği yeğleyen bir yazar olarak yer edindiğini herkes biliyor. Kendisiyle görüş tüğüm ender vesilelerde ise ben, hâlâ insan iliş kilerinde kadife kadar yumuşak olan, hoşgörü lü, karşısındakini dinleyen, eleştirilere karşı g ö rüşlerini süzgeçten geçirmekten kaçınmayan bildiğim Ahm et’i görüyordum. Kışlalı’nin bu ta rafını en yakından bilenler, öğrencileridir. Ve bu yüzden, cenaze töreninden bir gün önce ileti şim Fakültesi’nde (solcusu, sağcısı, mini-etek- lisi, başörtülüsü) bir araya gelerek, O ’nu karan lık güçlerin kurbanı olan bir aydınlanma sem bolü olarak değil, gerçekten sevdikleri, yeri dol durulamayacak bir insan, hocaları Ahmet Taner Kışlalı olarak andılar.
Ancak, ödünsüz olduğu bir alan vardı. Bun lar, Kemalizmin özgün ve geleneksel ilkelerin den ve ayrıca sembollerinden oluşmakta idi. Sadece ş e rh lile rd e n ve içeriksiz klişelerden olu şan ilkesiz “A tatürkçülük" ile kavgalı idi. Ve kÖ- çük, güncel çıkarları veya korkulan nedeniyle kar şı saflarla uzlaşma yolunu seçen yol arkadaş larına karşı da insafsızdı.
Kışlaiı’nın temsil ettiği Kemalizmi benimseyen ve yaşayarak kavgasını veren seçkin aydınla rın sayısı, artık iyice azalmıştır. Cuma sabahı An kara’da gerçekleştirilen “operasyon", birkaç kez daha tekrarlanırsa, Kışlalı-türü Kemalist Türk aydınlarının köküne kibrit suyu dökülm üş olacaktır.
Cinayetin ardından yazılan ve söylenenlerin bende yarattığı bir izlenimi açıkça söylemek zorundayım: Kışlalı’nın ölümünü içten içe, “çağ
dışı, saplantılı, saldırgan b ir kalemden kurtul duk; ancak inşallah ölüm ü gereksiz gerilim le- re neden olm az” diye karşılayan bir “aydın ” çev
renin var olduğunu sa nıyorum. Bu çevredeki insanlar, Kışlalı’nın tem sil ettiği anlamdaki Ke malizmin son tem silci leri de ortadan kaldırılır sa, onların değerini, ge ride bıraktıkları boşlu ğu fark edeceklerdir. Ve belki o zaman onların yokluğunun kendilerini de vahim bir yalnızlığa m ahkûm ettiğini ka v rayıp hayıflanacaklardır. S E R B E S T D Ö V İ Z CİNSİ A U Ş SATIŞ nenkan Dolan 478250 479000 m an Markı 258900 259600 ınçre Frankı 315000 317000 ansız Frank 76906 77350 u fta n d a fta ri 228800 230300 ?Sz S te rin 787500 791500 'usturva Şilini 36600 36900 Kİ hal. Lireti 26000 26200 Arab. Riyaü 126400' 127400 p o n Y e n ı 4520 4580 26 EKİM 1999
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi