• Sonuç bulunamadı

Sade vatandaş gibi bir mega star:İktidarlar sayemde ayakta

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sade vatandaş gibi bir mega star:İktidarlar sayemde ayakta"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye

T ü rk le rin d ir

3 Mart 1995 Cuma

SE Ç TİK LE R İM İZ

Bayram Özel Eğlence Programı KANAL D

LAF LAFI AÇIYOR /Cem Özer

KANAL D

BİR BAŞKA GECE TRT 1

Bayram Özel Eğlence Programı

atv

Güllü Geliyor Güllü SHOW TV | Ahmet Turhan Altıner, Hürriyet okurları için özel bayram K u ru c u s u : S e d a t S im a v i 1 8 9 6 -1 9 5 3 İ S testleri hazırladı

UNUTULMAZ

KARAKTERLER

ÇARIKLI

MİLYONER

Kemal Sunal bu filmin konusunu “köyden kente gelip milyoner olan bir taşralının güldürüsü” diye özetledi, ancak aynntılannı hatırlayamadı. Çarıklı Milyonerde Kemal Sunal, -sanayici amcasından kendisine kalan miras üzerine kente gelir ve görkemli bir malikaneye yerleşir. Haberi duyan gazeteci Necla Nazır, bu milyonerle röportaj yapabilmek için türlü numaralar çevirir. Milyoner, kıza aşık olur, ama daha sonra gazetede “Çarıklı milyoner" haberini görünce göçer. Olaylar da böyle gelişir, gider.

SABANIYE

3

Şabaniye'nin konusu, kan davalısından kaçmak için kadın kılığına giren Şabandır. Adı Şabaniye olur. Şabaniye'ye kan davalısı aşık olur, o da davalısının kız kardeşine. Kemal Sunal bu filmde çok zorluk çektiğini söylüyor. Sunal, “Sete çok erken gidiyordum, çünkü hazırlanmam 2-3 saat sürüyordu. Çok gayret sadettik, erkek olduğum çakılmasın diye. Dikkat edin, orada gerçekten kadına benzediğim kareler çoktur” diyor.

ZUBUK

Sunal'ın “çok kaliteli” diye tanımladığı bir film. Tam bir çarıklıyı anlatıyor. Sunal'a göre, film, şimdiki devirJe olduğu gibi politikacılarımızı hicvediyor, insanların bir yarışa girdikleri zaman yapamayacakları işin olmadığını gösteriyor. Sıradan bir vatandaşken, çeşitli üçkâğıtçılıkla sınıf atlayarak çirkin bir politikacı Zübük. Dalavereci, her haltı yiyen, kendi menfaati için her dümeni çeviren bir insan.

“Olur olmaz zamanda röportaj vermeyen” Kemal Sunal

Hürriyet okuyucuları için bayram sürprizi yaptı...

E L İM D E D E Ğ İL, ÖZEL H A Y A T IM D A G A YE T S O Ğ U K B İR A D A M IM !

Film setlerinin dışında soğuk bir tipsem, bu benim elimde olan bir şey değil... Sinemada sıcağım, sevimliyim, bilmem neyim, ama özel hayatımda da ben böyleyim, elimde değil ne yapabilirim. Ben bunun dışında davranmaya çalışırsam, sahtekârlık yapmış olurum. Özel

hayatımda gayet soğuk bir adamım, ama sinemada başka türlüyüm. Ama o sıcaklık, o hoşgörü, o duygusal yanım olmasa, yansır mı sinemaya, asla yansımaz!... Yapım itibariyle, o yönlerimi normal hayatımda gösteremeyen bir insanım, yoksa içim dışım herşeyim sinemada gözüküyor.

Televizyondaki filmleri

dava açıp durduracağım

Benim beş kuruşluk bir kazancım yok televizyonlarda

gösterilen filmlerimden. Olsa, müthiş para kazanırım.

Manevi açıdan yıpranması var ayrıca bu işin. Filmlerden sırf

yapımcı para alıyor. Yapımcı ya kiralıyor ya da kökten

satıyor filmleri. Halen oyuncuya bu halikı sağlayan bir yasa

yok. Belki ben tek başıma bir hukuk savaşı vereceğim. Dava

açacağım, bu filmleri durdurtacağım. Ondan sonra gerekli

işlemleri yapacağız ve bekleyeceğiz mahkeme ne karar

verecek diye. Şu sıralarda hukukçularla görüşmelerim var.

Röportaj: Hürriyet UYMAZ

Fotoğraflar: Ertuğrul BALIKÇIOGLU

Cumhurbaşkanını halk

seçerse ben de aday olacağım

Halk seçerse reisi-cumhurluğa aday olacağım. Şimdi

parlamento seçiyor biliyorsunuz. Halk seçtiği zaman

başkanlık sistemi oluyor. Bu şene haziran ayında

üniversiteyi de bitiriyorum. Üniversite tahsili aranıyordu,

o koşulu da yerine getiriyorum. Halk seçerse adayım.

Kemal Sunal Türkiye’yi niye yönetmesin? Reagan’lar

yönetti ABD’yi. 17. sınıf oyuncular. Star da değil bunlar.

Bir star çok daha rahat yönetebilir Türkiye’yi. Kemal

Sunal filmlerinde sevgi, hoşgörü vardır. Çözüm vardır.

SİNEMALARDA BUĞUN... TV PROGRAMLARI VE AYRINTILI HABERLERİ... KENT REHBERİNİZ... IC SAYFALARDA

ÎŞ®

+

(2)

c

¿Sacaste

HurrıyeJ BAYRAM,

1 9 9 5 CUMA

3

Sade vatandaş gibi bir MEGA STAR

Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı.

okteyllerde boy göstermez. Gösterişe prim vermez. Medyaya ise hiç yüz vermez. Teklifsiz mikrofonları elinin tersiyle iter geçer, ertesi gün hakkında yazılacaklara hiç aldırmadan. Kalabalıklardan nefret eder. Özel hayatında son derece ketum ve titizdir. Ailesini tanıyan yoktur, çünkü buna izin vermez. 1972 yılında evlendiği eşi

Gül, oğlu Ali ve kızı

Ezo'yla birlikte oldukça kapalı bir hayat yaşar, İstanbul'un Anadolu yakasında. Stardır, ama sade bir vatandaş gibi yaşar. İçkisi, sigarası, kumarı, gece hayatı yoktur. Pek çok kişi gibi uçağa binmekten korkar, hatta vapura binerken tedirgin olur.

Bunu da

“Hatırlamıyorum, çocukken sallandık, m allandık galiba” diye

açıklar. 11 Kasım 1944 yılında Kiiçükpazar semtinde doğmuş. Çocukluğu yoksulluk içinde geçmiş. Migros'tan emekli olan babasma yardım a olmak için çok çalışmış. “Ben yoksul bir

ailede büyüdüm ve yetiştim . Filmlerimdeki birçok karaktere benzer yanlarım oldu” der.

Vefa Lisesi'nde öğrenciyken, tiyatroya başlamış. 1966 yılında felsefe öğretmeni onu elinden tutup Kent Oyunculan'na götürmüş. Daha sonra Ulvi Uraz ve

Devekuşu Kabare

Tiyatrosu. Bir gün hoş bir tesadüf hayatını değiştirmiş. D evekuşu Kabare'de oynarken, yönetm en Ertem Eğilmez'in dikkatini çekmiş. 1972 yılında

Eğilmez'in çektiği bir

filmde ilk rolünü almış. 1974 yılında da ikisi bir arada yürümediği için tiyatroyu tamamen bırakmış. Şöhret basamaklanm hızla tırmanırken, başı dönmeyenlerden o. Özel hayatında asık suratıyla, soğukluğuyla, cimriliğiyle tanımyor. Yaşamında en önemli şeyleri, “Filmlerim, aüesirn, yakınlarım ve Türkiye” diye tanımlıyor. Bugün onu Edirne'den

Kars'a kadar herkes tanıyor. Hatta yurt dışında bile. Nerede Türk varsa orada filmleri izleniyor.

Bugüne kadar 80 filmde oynadı. Komiklikleri, saflığıyla, milyonların gönlünü fethetti. Son yıllarda da Saygılar

Bizden, Şaban Askerde

ve Bay Kamber adlı televizyon dizilerinde boy gösterdi. Tabii, anladınız kimden söz ettiğimizi. Bu

“kom ik adam”la sizin

için söyleştik.

KANALLAR BANA

ENDEKSLİDİR

Ben o filmleri televizyon için yapmadım ki sinema için yaptım. 35'liktir o filmler. Televizyon yoktu ki o zaman.

Kemal Sunal'ın bu

filmlerinden bir para alması lazım. Bugün bütün kanallar

Kemal Sunal'a endekslidir.

Yine bugün yeni kurulan kanallar, ayak alışsın diye

Kemal Sunal filmi satın alıyor,

koyuyor.

ÜNİVERSİTEYİ

BİTİRİYORUM

Hayatım çok normal, ' sade bir vatandaş gibi devam ediyor. Bu sene çok önemli bizim ailemizde. Ben mezun oluyorum. Oğlan, kız mezun oluyor. Kız ilkokulu, oğlan liseyi, ben de

üniversiteyi bitiriyorum.

► Köşeyi Dönen Adam...

KEMAL SUNAL

FİLMOGRAFİSİ

ç ;

¡nemadaki kriz, son yıllarda Kemal SunaPı W dizilerinde rol almaya zorladı. Ancak, Saygılar Bizden (1992), Şaban Askerde (1993) ve Bay Kamber (1994) adlı bu diziler, sinema filmleri kadar ilgi görmedi. Sunal'ın, tekrar tekrar izlenen filmleri ise şöyle:

► Televizyon dizisi Bay Kamber. ► Fedakâr, cefakâr ve kahraman bir öğretmen. ► Bir köy hikayesi: Ibo ile Güllü.

1972: Tatlı Dillim (Ertem Eğilmez), 1973: Oh Olsun (Ertem Eğilmez), Canım Kardeşim (Ertem Eğilmez), Yalancı Yarim (Ertem Eğilmez) 1974: Hasret (Zeki Ökten), Mavi Boncuk (Ertem Eğilmez),

Salak Milyoner (Ertem Eğilmez), Köyden İndim Şehire (Ertem

Eğilmez), Salako (Atıf Yılmaz) 1975: Hababam Sınıfı (Ertem Eğilmez), Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (Ertem Eğilmez), Hanzo (Zeki Ökten), Şaşkın Damat (Zeki Ökten) 1976: Hababam Sınıfı

Uyanıyor (Ertem Eğilmez), Kapıcılar Kralı (Zeki Ökten), Meraklı Köfteci (Ergin Orbey), Sahte Kabadayı (Natuk Baytan), Süt Kardeşler (Ertem Eğilmez), Tosun Paşa (Kartal Tibet) 1977: Çöpçüler Kralı (Zeki Ökten), Hababam Sınıfı Tatilde (Ertem

Eğilmez), Sakar Şakir (Natuk Baytan), Şabanoğlu Şaban (Ertem Eğilmez) 1978: Avanak Apti (Natuk baytan), İnek Şaban (Osman F. Seden), İyi Aile Çocuğu (Osman F. Seden), Kibor Feyzo (Atıf Yılmaz), Köşeyi Dönen Adam (Atıf Yılmaz), Yüz Numaralı Adam (Osman F. Seden) 1979: Bekçiler Kralı (Osman F. Seden),

Dokunmayın Şabanıma (Osman F. Seden), Korkusuz Korkak

(Natuk Baytan), Şark Bülbülü (Kartal Tibet), Umudumuz Şaban (Kartal Tibet)

1980: Devlet Kuşu (Memduh Ün), Gerzek Şaban (Natuk Baştan), Gol Kralı

(Kartal Tibet), Zübük (Kartal Tibet) 1981:

Davaro (Kartal Tibet), Kanlı Nlgar

(Memduh Ün), Üç Kağıtçı (Natuk Baytan)

1982: Doktor Civanım (Kartal Tibet), Yedi Bela Hüsnü (Natuk Baytan) 1983: Çarıklı Milyoner (Kartal Tibet), En Büyük Şaban (Kartal Tibet), Kılıbık (Ahmet

Sezerel, Musaffer Hiçdurmaz), Tokatçı (Natuk Baytan) 1984: Atla Gel Şaban (Natuk Baytan), Ortadirek Şaban (Kartal Tibet), Postacı (Memduh Ün), Şabaniye (Kartal Tibet) 1985: Gurbetçi Şaban (Kartal Tibet), Katma Değer Şaban (Kartal Tibet), Keriz (Kartal Tibet),

Sosyete Şaban (Kartal Tibet), Şaban Pabucu Yarım (Kartal Tibet), Şendul Şaban (Kartal Tibet) 1986: Davacı (Zeki

Ökten), Deli Deli Küpeli (Kartal Tibet),

Garip (Memduh Ün), Tarzan Rıfkı (Natuk

Baytan), Yoksul (Zeki Ökten) 1987: Japon İşi (Kartal Tibet), Kiracı (Orhan Aksoy), Yakışıklı (Orhan Aksoy) 1988: Bıçkın (Orhan Aksoy), Düttürü Dünya (Zeki Ökten), Öğretmen (Kartal Tibet),

Polizei (Şerif Gören), Uyanık Gazeteci (Kartal Tibet), İnatçı (Kartal

Tibet) 1989: Gülen Adam (Kartal Tibet), Talih Kuşu (Kartal Tibet),

Zehir Hafiye (Orhan Aksoy) 1990: Abuk Sabuk Bir Film (Şerif

Gören), Boynu Bükük Küheylan (Erdoğan Tokatlı), Koltuk Belası (Kartal Tibet) 1991: Varyemez (Orhan Aksoy).

İKTİDARLAR

SAYEMDE AYAKTA

► Hemen h e r akşam gösterilen

film lerinizi izliyor musunuz?

- Her akşam seyredemiyorum, çünkü o kanaldan o kanala dolaşıp duruyoruz. Herkes başka bir şey istiyor evde. Ama ara sıra gene kendimizi kaptırıp seyrediyoruz. Filmlerimin TV kanallarında her akşam oynaması, arz-talep meselesi. İnsanlar istiyor ki, her akşam bir ya da iki kanalda Kemal Sunal filmi oluyor aynı saatlerde. Benim kaşımın, gözümün güzelliğine koymuyorlar. Para kazanıyorlar demekki.

► Televizyonlarda gösterilen film lerinizden hak istemek için geç kalm adınız mı?

- Çok geç kaldım. Filmlerim binlerce kez televizyonlarda gösterildi, ama ben bir şey tutturabileceğimizi zannetmediğim için hiçbir başvuruda bulunmadım. Ama görüştüğüm hukukçular mahkemeye verip, hakkımızı alabileceğimizi söylüyorlar. Zannediyorum onların doğrultusunda hareket edeceğim. Bir zamanlar afişlerim değiştirip yeni bir filmmiş gibi Kemal Sunal filmlerinin bir kısmım sundular. Halbuki o isimde bir filmim yok. Mahkemeye verdim, “Halkı aldatıyorlar, haksız kazançtır, benim böyle bir filmim yok, böyle b ir afişim yok” dememe rağmen hiçbir şey tutturamadım.

► Yasal mücadele yüriitseniz, kazandığınız tak tird e, diğer

sinem acıların durum unda bir iyileşme olmaz mı?

- Olabilir. Ama alın, telif yasası çıkıyor, gene oyuncuları koymuyorlar. Birtakım müesseseleri görmezden geliyorlar. Bugün bir oyuncu, bir star olmadığı zaman o film yoktur. Siz üzerine “Bu bir .... film idir”

yazdıklarına bakmayın. Onları sokağa çıkardığınız zaman halk tanımaz. Halkla direkt muhatap olan bizleriz. Dünyada da böyledir, bizde de böyledir, bir film starıyla vardır, yahut bir ekip filmidir. O da başka türlü bir filmdir, o ekiple var olur, ama stara dayalı filmler, starın başım çektiği, starın götürdüğü filmlerdir. Bunun aksi söylenemez.

TR İL Y O N LA R IM GİTTİ

► Yapım cılar, çok iş yapan film ler için oyunculara pay verse...

- Yok, bunlar vermez. Yardım

etmediler, etmeyecekler de. Televizyonlar aldıkları reklam gelirinin yüzde 5 ile 10’unu bile verseler yeter oyuncu için. Bu para, mesela yapımcıdan da alınır. Yapımcı kökünü saüyor filmlerin, milyonları alıyor, ama bu işe emek verenlere bir kuruş vermiyor.

► Siz kendi hakkınızı bile

aram ıyorsunuz. Nasıl oluyor da adınız “cimri” ye çıkıyor?

- Onu söyleyeceğim, ben nasıl cimriyim? Bu kadar cimri olan bir adam, seneler öncesinden televizyon kanallarını mahkemeye verirdi. O kadar bonkörüm ki hiç vermedim. Trilyonlarım gitti benim. Bugün 80 tane filmim 80 bin keredir dönüp dolaşıp oynuyor televizyonlarda.

Hiçbirinden, bırakın parayı “Senin sırtın d an para kazanıyoruz” diye bir teşekkür, bir iane gül almadım. Kemal Sunal, bir de çıksın çatıya cebindeki parayı ini savursun cimri olmadığım göstermek için! Haa, Kemal Sunal’a tutumlu diyebiliriz. Kemal Sunal zor duruma düştüğü zaman kim yardım

edecek? Bir kişi bile olmaz yanında. Bu nedenle parasım belli bir şekilde harcamaya, tutmaya mecburum. Neyse ben takmış değilim cimriliğe.

► Medyaya da hiç prim vermiyorsunuz?

- Önemli bir şey olduğunu ya da zamanı geldiğini hissettiğimde yapan bir

oyuncuyum. Yani olur olmaz zamanda röportaj yapan biri değil. Zaten medyanın yarattığı bir oyuncu değilim, tırnaklarımla kazıyarak geldim bulunduğum yere. Halk sevdi, onların içinden çıktım. Röportajım az çıkar, televizyonlarda görünmem filmlerimin dışında. Televizyon olmadan, hiç röportajı yokken, oynayacak filmi için insanların kuyruk olduğu, karaborsada filminin biletleri satılan bir oyuncuyum ben. Nereden biliyorlardı da benim filmlerime gidiyorlardı o zaman. Halka yalansan halk seni bırakmaz. Öyle şişirilip çıktığın zaman balondur, o günün birinde patlar. Halk çıkarmıştır beni zirveye. Her gün resmi çıkan, her gün lafi çıkan, konuşulan bir adam olmayı hiçbir zaman istemedim. Kemal Sunal’ın buna ihtiyacı yok. Ayrıca medyaya o kadar çok çıkan inşam halk beğeniyor mu beğenmiyor mu onu da soruşturmak lazım.

T EŞİLÇAM İN HALİ

► Ne olacak bu T ü rk Sineması’m n “h ali”ne gelelim...

- Halk, televizyonunda seyrediyor herşeyi. O yüzden sinema sektörü felç durumda. Ama bu bir geçiş dönemidir. Dünyada, ABD ve Avrupa’da bu olayı yaşadılar, küçük salonlara döndüler, şimdi

+

<4

oralarda sinema yeniden canlandı. Bizde de canlanacaktır. Ama işin bir de ekonomik yönü var. Bugün bir kişi film seyredebilmek için 100-150 bin lira veriyor. Bizim sinemamızın seyircisi de orta halli vatandaşlarımızdır. Bir de orta halli halkın anlayacağı filmler çekilmiyor. Benim bile anlayamadığım filmler var. Anlaşılmazı oynayarak kendilerine paye çıkarmak, bir şey olduklarım zannettirmek istiyorlar, bunu da kimse yemez. O eski Yeşilçam filmlerinin tabiiliğini yakalayamıyorlar.

► Film lerinizde daha çok “saf ama cin” k a ra k te rin i oynadınız. Bir trajedide, dram da da oynamak, değişiklik yapm ak ister miydiniz?

- Bu arz-talep meselesi. Böyle isteniyor, böyle filmler yapılıyor, bundan sonra da yapılacaktır. Ben tipimi değiştirmeyi hiçbir zaman düşünmedim. Değiştirmeye de gerek yok. Sinemada Jo h n Wayne 70 yaşmda kovboy oynuyor, 20 yaşında da oynuyordu aynı kovboyu. Hiçbir zaman değiştirmedi. Onlar mı daha iyi biliyor, biz mi daha iyi biliyoruz. Değiştirmeye, halkı şaşırtmaya gerek yok. Ne lüzumu var, halk her gün dram yaşıyor, niye dramı

oynayayım ki. Ağlatmak çok kolay insanları, güldürmek çok zor.

► Siyasi partilerden tek lif aldınız mı?

- Aldım tabu. Birkaç partiden aldım, ama bir oyuncu oyunculuk yapıyorsa, tarafsız olmaya mecburdur.

► 7 - 8 çocuğu okuttuğunuz söyleniyor.

- Bunlarm söylenmesinden hoşlanmıyorum. Ben çok kapak bir adamım. Bunları birileri beni duysun, alkışlasın diye yapmıyorum. Birilerini

okuttuk, şu an okuttuğum kimse yok ama böyle müesseselere yardımlarım devam ediyor.

► Ü niversitede nasıl karşılandınız? - Derslere ara sıra giriyorum. Ben Radyo TV Sinema bölümü öğrencisiyim. Artık okulun talebeleri bana alıştılar. Bana davranışları çok güzel. Bazıları Kemal Bey diyor, bazıları da Kemal abi. Öğretim görevlisi olarak sinema hakkında bildiklerimi gençlere aktarmak istiyorum. Bir niyet olarak var.

► Burcunuz Akrep, içinde fırtın a la r kopsa da hiç belli etmez, derler.

- Bu doğru. Kopan tek bir fırtına var son yıllarda içimde. Dünyaya açılabilmek. Bir Türk’ü dünyaya kabul ettirmek istiyorum. Bunun çok zor olduğunu da biliyorum.

ENİ PROJELERİM

► İleriye dönük projeleriniz neler? - Bu sene iki projemiz var. İtalyanlarla ortalı çekilecek bir sinema filmi. Komedi olacak çok güzel bir proje. Ayrıca burada bir film çekeceğim. İki senedir film çekmiyorum. Hazır senaryom var. Muzaffer Abayhan’ın kendi yazdığı kitabından özgün bir hikâye. Mayıs ayında çekebilirim onu. Ayrıca, birtakım

kanallarla sinema filmi çekilmesiyle ilgili görüşmeler var ama daha tam karar verebilmiş değilim. Finansım yapmak istiyorlar çekilecek sinema filmlerinin.

► Televizyonlardan talk show teklifleri de geliyor m u size?

- Geliyor, ama o benim yapacağım iş değil, sevmiyorum. Böyle öneriler çok oldu, ama kabul etmedim.

Referanslar

Benzer Belgeler

- ULUSLARARASI FONETİK SANATLAR/PİYANO DÜET RESİTALİ Yer:Liberal Arts Concert Hall. Düzenleyen(ler):Maria Elena Sciaretta, Zeynep Eğilmez

Müziğin bugünkü gibi şov yahut gürültü değil &#34;m üzik&#34; olduğu günlerde dillerden düşmeyen şarkıların, meselâ &#34;Güle sor, bülbüle sor, hâlimi

Üstelik ne de iyi aile babasıdır Sabahattin Ali, nasıl titrer ailesinin üzerine... Serüven

Bu yazıda, PHN tanısıyla kliniğimize kabul edilen, yatışı sırasında bilinci kapanan, viral ensefalit ve serebrovasküler hastalık ön tanılarıyla takip

Prova aşamasında dramaturg, dansçıların duruşu, hareket edişi, dansın genel kompozisyonu, salondaki farklı göstergeler arasındaki ilişkiler gibi

Araştırmaya katılan aile bakım vericilerin bakım ile ilgili değişkenlerde, %36.1’inin eşine bakım verdiği, %69.6’sının hasta ile birlikte yaşadığı,

ro ve sinema oyuncusu Attan Erbulak dün bir arkadaşının evinde geçirdiği kalp krizi sonucu.. 59 yaşında aramızdan

- “Efendim sadece kardeş olarak değil, aynı zamanda hemen hemen aynı dünya görüşünü pay­ laşan iki kardeşin arasında bir siyaset farkı var mı. Ya da uygulanan