• Sonuç bulunamadı

Başlık: ÖZETLER: ZOOTEKNİ, HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARIYazar(lar):DİLMEN, Sabri Cilt: 2 Sayı: 1.2 Sayfa: 089-104 DOI: 10.1501/Vetfak_0000002350 Yayın Tarihi: 1955 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ÖZETLER: ZOOTEKNİ, HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARIYazar(lar):DİLMEN, Sabri Cilt: 2 Sayı: 1.2 Sayfa: 089-104 DOI: 10.1501/Vetfak_0000002350 Yayın Tarihi: 1955 PDF"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZETLER

ZOOTEKN

İ

, HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTAL

İ

KLAR

İ

R1PPEL, K.: Virus molekiiıiü bir Gen kompeleksi midir?/st das Virusmolekül ein Gen

-Komplex?, Landvvirtschaftliches jahrbuch für Bayern, No. 5/6, S. 348-355 (1954).

Kaltım taşıyıcı Genlerle insan, hayvan, ve bitkilerde bir çok enfeksiyon hastalıklara sebep olan Viruslarm ayni karekteri taşıyan bir tema içine alı na-rak incelenmesi birdenbire şaşırtıcı bir etki gösterime de aktüel bir soru ola-rak Gen ve Viruslan biyokimya bakımından bir arada incelemek mümkündür. Bugün biyokimyanın en yeni bir dalı olan Genetik biyokimyasl yani Chem o-g e n e t i k, Genlerin kimyasal strüktürüyle birlikte kalıtınaa bağlı alaınetlerle meşguldür. Yanda Genler veya Kromozomlarm kimıyası açıklanarak hücre Plastid'lerindeki Nucleouroteid'ler yani bir 'protein ve bir protein olmayan pros-tetik gruptan ibaret fosforlu proteinlerin önemi üzerinde durulınaktadır:

Nucleoproteid

Protein Protein olmayan grup

(Taşıyıcı grup)

Nuklein asid

I I

Fosfor asid Karbonhidrat N - Bazları

(lbboz) (Pürin ve pi- midir! bazları)

Etkili grup

Bu komplex diğer organik moleküllerle karşılaştırıhrsa molekülünün çok-büyük olduğu görülür. Bir mononucleotid olan bu molekül Gen molekülünün iinitesini teşkil eder. Bu gibi iinitelerin bir araya sıralanmasından Polynucleotid yani gerçek bir Gen teşekkül eder. Gen komplelcsinde etkili grupta bulunan Nuclein asid'in spesifik önemi vardır. En son araştırmalara göre Gen ünitlerinin Nuklein asid üzerinden zincirleme şekilleri kalitlında önemli rol oynarlar.

Pro-tein yalnız taşıyıcı bir gruptur. Yeni araştırmalara göre her bir gene bir ferment bağlanmıştır. Bu fermentler kalıtım biyolojisine bağlı olayları ayarlar ve bu olaylarda katalitik rol oynarlar. Muhtelif alarnetlerin teşekkülüne yalnız bir

(2)

OZETLER

si alt

ı

nda zuthur ederse buna da fenlerin Polygenie'si derler. Mutasiyonlarda.

genlerin rolü önemlidir. Mutasiyonlarda hücrelerde bulunan Genler, zincir s

ı

-rasmdan ayrilarak "V i r u s"

ş

eklinde tezal

ı

ür edebilirler. Bunlara biyolojide

Gen toplulu

ğ

undan ayr

ı

lm

ış

"Serseri Genler" denilir Bu gibi Genlere atipik

Genler de derler.

İş

te bu bakandan atipik ,genlerin yani Viru

ı

slar

ı

n kimyasal

ya-p

ı

s

ı

, genlerin yukar

ı

da belirtilen kimyasal yap

ı

s

ı

n

ı

n ayni oldu

ğ

u kabul edilebilir.

İş

te Virusaann molekülünden yaln

ı

z eikli grup Nuklein asid, protein gruptan

ayr

ı

larak kom

ş

u hücrelere geçer. Böylece etkili grup enfekte etti

ğ

i hücrede bu-

lunan tipik hücre proteiniyle birle

ş

mek suretiyle ço

ğ

al

ı

rlar. Bu olaya biyolojide

identik Reduplikation derler. Gen ve Viruslarm biyokimyasl üzerinde enteresan

bulu

ş

lar

ı

bir araya getiren bu yaz

ı

y

ı

ilgililerin orijinalinden okumalan tavsiye

olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

HEIM, E. : Et kalitesi prohlemleri.Prob/eme der Fleischqualitaet, Züchtungskunde 25, S. 249.257 (1954).

Yazar taraf

ı

ndan et kalitesi, biyolojik ünite olarak de

ğ

erlendirilmekte ve

etin görünü

ş

ünün bir çok fiziyolojik proçes'ler etkisi alt

ı

nda bulundu

ğ

u

belir-tihnektedir. Etin gevrekli

ğ

i, su ba

ğ

lama yetene

ğ

i, rengi ve ya

ğı

üzerindeki

bi-limsel görü

ş

ler aoklananakta ve bilhassa et kelitesine o e s t r o g e n

Hormonlann etki: makanizmas

ı

üzerinde durulmaktad

ı

r.

Sabri DİLMEN (Ankara)

BRONSCH, K.: Evcil hayvanların Beslenme Fiziyolajisi ve Fatolojisi.Zur Ernaehrunsgs- physiologie und .Pathologie der Haustiere, Der praktische Tierarzt, S. 306.309 (1954).

Yazar taraf

ı

ndan hayvan besleme tarihine k

ı

sa bir temasdan sonra

yeniler-deki protein miktarlar

ı

üzerinde durulmaktad

ı

r. Yemlerdeki ham protein m

ı

k-tar

ı

, proteinin yap

ı

s

ı

ve muhtelif amino asid'lerin nisbetleri hakk

ı

nda bir ölçü

de

ğ

ildir. Baz

ı

amino asitlerin

önemi,

hem protein yap

ı

ta

ş

lar

ı

olmas

ı

bak

ı

m

ı

ndan

hemde arametabolizmasm

ı

n önemli birle

ş

imleri için temel iskeleti te

ş

kil etmele-

rinden ileri gelir. Yemin kalitesini tayin eden toprak strüktürü ço

ğ

unlukla

dikkate almmad

ığı

ndan yem de

ğ

eri ve yemleme normlar

ı

hatal

ı

say

ı

labilir.

Iz elementler, mineral madde ve Vitaminler belli s

ı

n

ı

rlar içinde vücuda

soku-labilir. Hayati önemi bulunan bir k

ı

sm

ı

eaernentlerin sürekli eksikli

ğ

i evvela

vücut taraf

ı

ndan ko

ı

npanze edilebilirse de hastal

ı

klara kar

şı

dayan

ı

kl

ı

k k

ı

r

ı

l

ı

r.

Bu gibi durumlarda Göze çarpan karans belirtilerinden

önoe

Metabolizma

proçesleri dengesinde yava

ş

yava

ş

artan bozukluklar mü

ş

ahede edilir Ancak

organizman

ı

n kornpanzasiyon yetene

ğ

inin tamamiyle sona ermesinden karans

belirtileri zuhur eder.

(3)

OZETLER

SIMONIS, W. : Metabolizma fiziyakıji araştırmalarında radkıaktil .izotopların önem. Die Beaeutung radioaktiver lsotope für stoffwechsel-physiologische Untersuchungen » Dtsch. Tieraerztl. Wschr. 60, S. 396 (1953).

Yazar tarafından suni radioaktif izotoplarn imali ve bunlardan çıkan ışı

n-ların ölçülmesi açıklanmaktadır. Gerek bitkisel gerekse hayvani organizmada

metbolizma araştırmalarında radioaktif izotoplarm kullanılması misallerle açı k-lanmaktadır.

Sabri DİLMEN (Ankara)

LENNEBTS, L. : Koyunlarda deneylere göre muhtelif miktarlarda kaba yemlerin ve protein ilkvesinin yemin hazan' üzerine eskisi. Der Einfluss verschiecien hober Rauh-futtermengen und Eiweisszunlagen auf die Verdaulickkeit des Futters, rwch Versuchen

an Schafen, Arch. f. Tierernaehrung 4, S. 79 (1954).

Bu araştırmada ortalama 66 kg canlı ağırhkta bulunan iki grup koyunla yapılan

hazım denemesinde geviş getiren hayvanların optima beslenmesinin hem yeter

ölçüde besin maddesi verilmesine hem de hazım kanalınm yeteri kadar

doldu-rulmasına bağlı bulunduğu tesbit edilmiştir. Bu araştırma daha önceki araştı

r-maları teyid eder karakterdedir. Ortalama kaba yem miktarının 800-1200 gram

kuru madde arasında bulunduğu tesbit edilmiştir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

LIEBSCH, : Vitamin B 12 ve andbiyotikler. Vitamin B 12 und Antibiotika, Der prak- .

tische Tierarzt No. 8, S. 193-194 (1954).

Vitamin B12 nin organizmada rezorpsiyonu, değerlendirilmesi, depo

edil-mesi ve atılması hakkında bugünkü bilgilerimiz oldukça eksiktir. Vitamin B12

hazım kanalına yemierle bilhassa hayvani proteinle birlikte sokulan Vitamin

B12 nin . rezorpsiyonu, mide, Duedenum ve ince barsağın ilk kısımlarında vukua

gelir. Rezorpsiyon çok azdır. Rezorpsiyonu yükseltmek için Vitamin B12

mik-tarını arttırmak yahut ta yemlerle birlikte antibiotikler vermek lâmındır. Eksik

beslenme, barsak hareketlerinde bozukluk ve bir kısım barsak bakterilerinin

mevcudiyeti -insan hekimliğinde olduğu gibi- Vitamin B12 nin rezorpsiyonunu

düşürür. Yazar tarafından muhtelif rasiyonlarla dört grup domuzlarla yapılan

deneylerden alınan sonuçlar açiklanınakta ve bilhassa rasiyonlannda orijini hay:.

yani yem ve antibiotik bulunan grupun ağırlıklarının diğerlerinden daha

yük-sek seviyeye ulaştığı bildirilmektedir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

FISCHER, H.: Yemlerde iz eleınentlerden demir, bakır, rrıanganez ve koball'ın kolori- metrik olarak tayini hakkında.Zur kolorimetrischen Bestimmung der Spurenelementen Eisen, Kupfer, Mangan und Kobalt in Futtermitteln, Vet. Dissertation, München (1953).

(4)

ÖZETLER

lardan pek azı yesinler için elverişlidir. Çünkü bu iz maddeler miktar ve tür bakımından çok değişik şekilde bulunmakta ve bu durum reaksiyonun doğru

olarak işlenmesini önlemektedir. Buna rağmen iz maddelerin mıktazı çok az ol-duğundan tayin metodunun hassasiyetine daima güvenilebilir. Diğer bir zorluk ta çoğunlukla yüksek konsantrasiyonda bulunan diğer iz maddelerin verdiği reaksiyon, esas aranmakta olan eleanentin vereceği reaksiyonun hassasiyetine etki göstererek gerçek değerden daha yüksek bir sonuç alınabilir. İşte bütün bu mahzurlar göz önüne alınarak belli metodlar kontrol ve tadil

Araştırmada bilhassa Weissbeeker'e göre tadil edilmiş kobalt tayini üzerinde durulmuştur. Eserde bu metodun organik maddelere uygulanabilceğini iş a-ret edilmektedir. Metodlarm ayrı ayrı kritiği yapılmakta olup ilgililerin orjonalin-den okunıaları tavsiye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

SCIIREIBER, R. : Hayvan beslenmesinde AntibiyMfider-Vitamin B i2 .1>reparatlarmın kullanma ve etkileri haldunda bugünkü bilgimiz. Der derzeitige Stand unserer Erkennt-

nisse über Anwendung und Wirkung von Antibiotilca-Vitamin B -Praeparaten in der Tierernaehrung , Landwirschafliches Jahrbuch für Bayern No. 7/8, S. 473.480 (1954).

Yazar

tarafından Penicillum, Streutoanycet ve diğer bakterilerle mantarla-rm yaptığı kimyasal maddelerin diğer bakterilere etkileri belirtilmekte ve anti-biotiğiıi anlamı açıklanmaktadır. Hayvani protein =APF = Animal Protein

Factor'un beslenmede yeri belirtilerek Vitamin B12 ile anürıasebeti açıklanrrı ak-tadır: Vitamin B12 nin hayvan fiziyolojisinde sentez ve Medıy1 kökünün metabo-lizmasma etkisi aydmlatılinaktadır. Vitamin B12, igelişken ,geviş getiren hayvan-ların mide-barsak kanalndaki.milcroorganizınalazın etkisiyle sentezlenmekte ol-duğu için bu hayvanların yemlerle dışarıdan Vitamin B12 almalarına lüzum yok-tur. Ancak Vitamin B12 nin kimyasal yapısında Kobalt bulunduğundan Vita-min B12 nin organizmada sentezlerıebilnıes•için geviş getiren (hayvanların yem-lerinde bu mineral maddenin bulunması önemli bir konudur. Yazıda ayrıca an-tibiyotikler üzerinde duruhnakta ve hayvan ‘beslenmesinde btı maddelerin öne-mi belirtilmektedir. Bu arada hayvan beslenmesinde Antibiyatik-Vitaöne-min B12 preparatlarmın ekonomik önemi üzerinde durulmaktadır.

Sabri DİLMEN (Ankara)

BRÜGGEMANN, JOHS. : Etkiçil maddelerin ağız yolu ile verilmesi ve bunların hay-van beslennaesinde önemi. Die perorale Verabreichlung von Wirkstoffen in ihrer Bedeu.

tung für die Ernaehrung unserer Hau.stiere, Forpflanzung, Zuchtygiene und Haustier. besamung 4, S. 47 (1954),

Araştırıcı tarafından her 'bir etkiçil madde grubunun beslenmesindelci öne-mi üzerinde durulmuştur. Yemlemede bir eksiklik görüldüğü ve verim azaldığı

(5)

ÖZETLER

ler katılır. Bu maddelerin ırnuayyen dozajları hayvanlara zararlı değildir. Nor-mal hayvanlara hornıonlarm gerek yenileri° gerekse damar yolu ile verilmesi uygun değildir Amino asidlerin hayvanlara yedirilmesi bilhassa nekahat deve- 3 relerinde uygun bir etki gösterir. Gerek ekonomik gerek diğer herhangi bir se-bepten dolayı yemle seviyesi düşükse yem için antibiyotikler katılması uygun bir tedbir olur. Yernler içinde antibiyotiklerin kullanılmasında sağlık bakımından her hangi bir zarar görülmez.

Sabri DİLMEN (Ankara}

WIESNER, E. : Gübre yedirme ile Vitamin B 12 verilmesi. Vitamin 13 12 Zufuhr durch Kotfütterung, Monatshefte für Veterinaermedizin S, S. 184 (1953).

Yazar tarafından hayvanlara gübrenin Vitamin 12 kaynağı olarak yedi-rilmesi problerrıi üzerinde duruIrnakta ve hayvan gübresinin yedirilmesiyle has tank âmillerinin (Tbe) nakli kolaylaşacağı belirtilm-ektedir. Yazara göre hay-vanlara gübre yedirme metodu tehlikelidir. Gübreyi hastalık yapan mikroplar-dan tamamen serbest hale getirecek basit bir metod buluncaya kadar evcil hay-vanlara gübre yedirmenin Veteriner helcıInlik bakınından uygun olmayacağı bil-dirilmektedir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

JAHN, W. : Yerde anttibiyodder. Antibiotica im Futter, Tieraeztliche Umschau 8, S. 249 (1953).

1. VII. 1953 denberi gerek Alman ziraat ,cemiyeti ,

(DLC)

gerekse Alman Federal 'Hükümeti tarafından hayvanlara antibiyotik yedirilmesine müsa-müsaade edilmiştir. Birleşik Amerika'daki,iyi sonuçlara dayanılarak kümes hay-vanları, domuz, buzağı ve kuzuların semirtilmesinde yea-nlere çok az miktarda antibiyatik katılması ile- kesim- ağırlığı % 10-25 nisbetinde arttığından Alman-lar tarafından da kullanılması tavsiye edilmektedir. Besi hayvanlarında antibi-yotiklerin gelişme ve besi temposunu hızlandırması, yemden daha iyi istifade, hayvani proteinden tasarruf, bazı yetiştirme hastalıklarının azalması ve böy-lece daha az ölüm olayları gibi ekonomik faydaları vardır. Bugün yemiere ka-tılan antibiyotiklerin organizmadaki etki makanizanası hakkında kesin bilgimiz- bulunmamasından bir çokları. tarafından antibiyotiklerin tehlikesine işaret edil-mesine rağmen, yazara göre uygun şekilde makinelerde mütecanis şekilde yem-lere karıştırılan antibiyotiklerin ekonomik faydaları çoktur. Birleşik Amerika-- da milyonlarca hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden alman sonuçlarda et -kalitesinin bozuknadığı ve antibiyotiklerle beslenen hayvanların etlerinin istih-lakinele insan sağlığına zararlı bir etkisi olmadığı düşünülürse .antibiyotiklerie hayvan besisinin ihmal edilmemesi lazırrıdır.

(6)

öZETLER

BRUNE, H. : Silolanıons ve kurutulmuş (Troblako) pancar yaprağı ile hatalı beslenme; Koyunda deneysel olarak pancar yaprağı ishali. ı1. Bildiris: Yemin organik maddesi.

Fehlenaehrung mit Rübenblattsilage und Troblako; Experimenteller Rübenbalttdurch-fail beim Hammel unter Berücksichtigung Adsorbentienbeifütterung 1. Mitteilung: Die organische Substanz des Futters, Archiv für Tierernaehrung 3, S. 281 (1953).

Koyunlarda tek taraflı olarak pancar yaprağı silosu ve kurutulmuş pancar

yaprağı yedirme ile deneysel olarak pancar yaprağı islhali meydana getirilmiş

ve Bolus alba, aktif kömür, Cholesterin, kalsiyum karbonat ve kuruot ya ğı

(ku-ru çayır eter ekstraktı) gibi rasiyondan ileri gelen zararları önleyici maddeler

verilmiştir. Bu maddelerin etkisiyle gührenin yüzdeki

kuru

maddesi miktarı ve

besin maddelerinin hazmoIrrıa derecesi değişmiştir. Bundan başka serum

ko-lesterin aynasında fark bulunduğu gibi kalsiyum, nitrogen ve oksalat

bil'anço-sunda değişiklik tesbit edilmiştir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

MEİER, H. : En yeni bilgilere göre antibiotiklerin eski makanizması.

Wirkungsme-chanismus der Antibiotika nach neuesten Erkenntnissen, Deutsche tieraerztliche Wo. chensehrift 81, S. 347 (1954).

Yazar tarafından antibiyotiklerin oral etkesi üzerinde durulrnaktadır.

Sabri DİLMEN (Ankara)

BRONSCH, K.: Vitamin A nm enrdokrin sisteme etkisi. Zur Wirkung des Vitamin A

auf endo1crine Systeme, Zentralblatt für Veterinaermedizin 1, S. 439 (1954).

Metabolicınada yağda eriyen vitaminlerin rolü henüz tamamiyle açı

klan-mamış-tır. Vitamin A nın Thyroid bezi funksiyonu ile yakın bir münasebeti

bu-lunduğu ve sağlam organizmada her ikisi arasında bir denge mevcut olduğu

belirtilmektedir. Belli bir dereceye kadar her ikisi de karşılıklı birbirlerinin

ek-sikliğini açıklanmaktadır.

Sabri DİLMEN (Ankara)

ECKMANN, H.: Antibiyotiklerle yemleme problemi. Zur Frage der Antibiotica

Tieraerztliche Umschau, S. 138 (1954).

Bu çalışmada içerinsinde "Aurofac Lederle" bulunan -Bi-Phosphoral" ile

yemleme deneylerinden aman sonuçlar açıbklanmaktadır. Hem besi hem de

ye-tiştirme deneyleri uygun sonuçlar vermiştir. Bu deneylerde hayvanların ağı

r-hklarmda % 20 artış tesbit edildiği gibi patates yeminden % 10,5 ve kuvvetli

yemden % 17.5 daha az istihl'ak edildiği tesbit edilmiştir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

WUSSOW, H. : Aygırlarda yaşın döl tutma üzerine etkisi. Der Einfluss des Alters auf

die Befruchtungsergebnisse bei Hangsten, Tierzucht 8, S. 301 (1954).

(7)

ÖZETLER

TRAUTWEIN, K.: Evcil hayvanlarda karans bozuklukları. Mangelstörungen bei

Haus-tkren, Der praktische Tienzrzt, S. 243 ve 277 (1954).

Evcil hayvanlarımızda muhit ve bakım faktörleri geniş ölçüde insanların etkisi altında bulunp hemen tabii şartlara uymaz. Ilayvanlarm sağlık ve veri-mi üzerine bilhassa beslenmenin etkisi çok büyüktür. Bunun için hayvanların sağlık bozukluklarmda yahut hastalıklarında daima yemlerde Vitamin, iz ele- ► mentler yahut amino eskiler gibi maddelerin yetersizlik ve eksikliği göz önünde bulundurulmalıdır. Toprak strüktürü ve su şartları yemin kalitesinde önemli rol oynayan fa[ktörlerdendir. Topraktaki her kangi bir besin maddesinin

eksikli-ği yemin kalitesine aks ederek etkisini hayvanlar üzerinde gösterir. Mineral maddeler bir çok vücut funksiyonlarmm normal gidişinde önemli rol oynarlar. Mineral maddelerin miktarından daha çok birbirlerine olan nisbetleri önem-lidir. Ot yiyen hayvanlar sağlık bakımından asidd-hazik durumlarda daha çok bazik istikâmete giden rasiyona ihtiyaç duyarlar. -Genç hayvanlarm.beslenmesin-de vitaminlerin yanında yeter miktarda fosfor, demir, manganez ve bakır gibi mineral maddeler de önemlidir. Besleme batalariyle sığırların ön midelerinde bulunan Protozoa, maya ve ibakterilerin harmoriisi bozulur. Bunun sonuncu ola-rak hazım bozukluklariyle birlikte bitkisel proteinin yüksek değerli hayvani proteine çevrilmesi durduğu gibi Vitamin sentezi de mümkün olamaz. En önem-li vitaminler yağda eriyen. A, D, E, K vitaminleriyle suda eriyen Vitaminlerden

B,

B2, B6, B12, NikOtin asid arrıid, Vitamin C ve Panthaten asididir. Bunlar nor-mal şekilde hazırlanan yemlerde yeteri kadar bulunurlar, yahut organizmada

sentezlenebilirler. Vitamin eksikliği bir çok hastalık ıbelirtilerine sebep olur. Me-sera X e r ophtbalmi e ve K e r a t o m a 1 a c i e, döl tutma bozuk--hıldarı; yetiştirme hastalıkları vitamin A yetersizliğinden, kemik yapısındaki

bo-zuklukları Vitamin D eksikliğinden ileri gelir. Yem, içinde bulunan iz 'element-lerin miktarı toprak kalitesine ve' bitkinin gÜbrelenmesine göre de ğişir. Bitki-lerde bakır, kobalt, manganez ve iyod eksikliğinden ileri gelen karans hastalı k-ları bugün geniş ölçüde incelenmiştir. Exogen asid'lerle antibiyotikler de Et-kicil maddelerden sayılır. Antibiyotikler bilhassa yetiştirmede büyük

bir

rol oy-narlar.

Sabri DİLMEN (Ankara)

ALMASY, F. : ıSiğir ve Koyunda kobalt eksikliği ve Vitamin B 12 ihtiyacının kapatıl.

masıKobbaltmangel und Vitamin B i , -Versorgung beim Rind und Schaf, Schweizer Archiv tür Tierheilkunde 96, 630 (1954).

Son üç yıl içinde denemeler bütün memleketlerde kdbalt eksikliğinin ger-çekten bir Vitamin B12 eksildi:gine sebep olduğunu göstermiştir. Geviş getiren hayvanlar rumende bulunan mikroorganizmalar yardımı ile Vitamin B12

sen-tezlenir. Vitamin B12 ancak kobalt muvacehesinde sentezlendiğinden kobalt ba-kımından fakir yeniler hayvan organimnasında Vitamin Bi2 eksikliğine sebep

(8)

ÖZETLER

olur. Vitamin B12 eksikliğinden ileri gelen hastalık belirtileri Kobalt tuzları ye-dirmekle (günde sığırlara 4 mg, koyunlarda 0.4 mg CoC1 2 . 6H20) yahut Vitamin B12 preparatı deri altı olarak verildiği zaman hastalık belirtileri önlenir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

MAYNARD, L. A.: Animal Nutrition, McGraw-Hill Book Company, Inc. New York,

3. Edition, 474 sayfa (1951).

Birleşik Amerika'da Ithaca C o r n e 11 Üniversitesi beslenme okulu di-rektörü bulunan M a y n a r d 1937 yılında ilk defa yayınladığı bu eserinin üçüncü lbaskısım çıkarmıştır. Hayvan besleme alanında 1951 yılına kadar görü-len bir çok yenilikleri bir araya toplayıp basılan bu kitap muhtelif bölümlere ayrılmıştır. Birinci bölüm beslenme prensipleriyle meşgul olmakta ve hayvan vücudunu ve bunun beslenme temellerini incelemektedir. Bu bölümde organiz-mada hayati proçesler bugünkü F iz i k o- şmi k görüşlerin süzgecinden geçirilerek incelenmekte ve beslenme araştırmalarında Izoto p'ların önemi üzerinde geniş ölçüde durulmaktadır Yazara göre bu alandaki gelişmeler y a ğ, protein, mineral ni dd e metabolizmasında yeni bir devrimin başlandığını göstermektedir. İkinci bölümde, besin maddeleri ve bunların me-tabolizması üzerinde durulmaktadır. Müellif besim maddelerini klâsik görüş -lere göre gruplandırmakta (organik - inorganik) sırasiyle karbon hidrat, yağ ve proteinlerin metabolizması üzerinde modern görüşlere temas et-mektedir. Bu arada S c h o en h e i m er tarafmdan ileri sürülen görüşlere göre yağların viicutta sürekli bir akış halinde olduğu yâni depo yağ -ları= devamlı bir değişim içinde bulunduğu problemi geniş ölçüde aydı nla-tılmaktadır. Protein kimyası amino asid kimyası.olarak ele almmaktadır. M a y-rı a r d haklı olarak saf protein tayini için kullanılan Stutzer metodunu yeter-siz bulmakta ancak ham protein tayininde total N x 6.75 fakıtörüniin kullanı lma-sım daha elverişli görmektedir. Yemlerdeki ham protein faktörü problemiyle F in g er lin g, Z u n t z gibi araştırıcılar meşgul oldukları gibi Amerikalı

bilginler de bu konu üzerinde durmuşlardır. Eserde inorganik elementler ve bunların metabolizması oldukça geniş bir yer almaktadır. Birleşik Amerika'da mineral elementlerin eksik bulunduğu bölgelerin ayrıca haftası verilerek bu problem üzerinde de gereği gibi durulmaktadır. Ca, P ve Vitamin D birlikte incelenmekte ve bunların birbirleriyle odan ırrrünasebeti açiklanmaktadır. Ayrı -ca Mg'un kalsiyuma olan miinasebeti incelenmektedir. Na, K, CI, Fe ve Cu ayrı

bir bölümde ele alınmıştır. Vitamin B12 nin yapısında yer alması bakımından Co üzerinde önemle durulmuştur. Amerika'da oldukça geniş bir Goitre alanı

bulanduğundan eserde iyoda geniş bir yer ayrılmıştır. S, Mm Sn, Al ve Si gibi elementlerin beslenmedeki rolü etraflıca ele alınmıştır. Eserde Fluor'un Ame-rika'da büyük zararlara sebep olduğunu görüyoruz. Bundan sonra Vitaminler ele alınmakta ve vitaminlerin hayvan beslemnesinde önemi aydınlatılmaktadır.

(9)

C.>ZETLER

Kitabın üçüncü bölümü, hayvan organizmasmm besin maddeleri ihtiyacı üze- rinde durmakta ve yemlerin organizmada değerlendirilmesini incelenmektedir. Hayvanlar tarafından yemlerin değerlendirilrne deneyleri tekniği açıklanmakta • bilhassa raspirasiyon deneyleri önemle ele almmaktadır. Yazar eserinde Ar ınsb y ve K e 1.1 n er görüşlerine yakından temas etmektedir. Kitabın dördüncü bölümünde ise verim payındas açlık, ve büyüme metabolizmasında, süt ve iş veriminde hayvanın besin maddeleri ihtiyacı üzerinde duruhnakta

oldu-ğunu görüyoruz. Bu ihtiyaçlar, bilhassa enerjetik görüşlere göre belirtilmektedir. Kitabın sonunda ise otor ve terimler endeksi verilmiştir. Hayvan besleme prob-lernlerinin bilhassa kimyasal -fiziyolojik cephesini derinliğine doğru aydı nla-tan bu kitabı ilgililere tavsiye ederiz.

Sabri DİLMEN (Ankara)

KÜHNAIT, J.: Preteinle besleme problemleri. Probleme der Eiweissernaehrung. 5' Son-derherft sur Zeitschrift "Landwirtschaftliche Forschung". Forschungen im Dienste der Tierernaehrung S. 29-33 (11953).

W. C. Rose'un ar4tırmalariyle 25 kadar amino asidden aylnız bir kısmının vücutta sentezlediği diğer bir lasmının ise dışarıdan vücuda sokulması= ge-rektiği tesbit edilmişitir. Dışarıdan vücuda sokulması şart olan ekzogen amino asid sayısı sekiz kadar olup bunlar (T hreoni n, M ethon n; n, L eucin, Isoleucin, Pfrenylalanin,.Tryptophan ve L y s i dir. Protozoa'lardan insana kadar bütün canlılar bu amino asidlere mulıtaçtır. Bir kısım hayvanlar için H i s t i d i n ve kuşlar için Clyk o-koll ekzogen karakter gösterirler. Yanı bunlar da endagerı olarak sentezlene-mezler. 1910 yılında Karl Thomas yiyecek proteinlerinde "B i y o 1 o j i k değerlilik" terimini besleme ibilimine soktuğu zaman hayvansal proteinlerle bitikisel proteinler arasındaki önemli farkı belirtmiş oldu. Yazar proteinlerin kalitesini belirten ekzogen amino asid'Ierin biyoşimik karakterleri üzerinde dur-makta ve proteinlerde biyolojik değerliliği sağlayan bu amino asidgerin bes-lenmedeld yerini aydndatmaktadır. Bu arada APF= Animal Protein F a c t o r 'görüşlerine temas edilmekte ve bu faktörün arninonasidlerle mü-nasebeti üzerinde duruhnaktachr. Yazıda ekzogen amino asil eksikliğinden ileri gelen organizma bozukluklarına işaret edilmektedir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

LENKEIT, W. Laktasiryou esnasında kasiymn-Posfor ilıtyiacıren kapatılması. Zur Cal-cium .Phosphrversorgung waehrend der Laktation, Beihefte zum Archiv für Tierernaeh-rung Heft 4, Festschrift zum 75. Geburtstag von, Prof. Dr. Dr. Dr. h. c, Dr. h. c. Dr. h. c. Ernst MANGOLD, S. 11-18 (1954).

Araştırıcı tarafından süt ineklerinde mineral madde deposu da göz önünde bulundurularak yaşama payı için kalsiyum ve fosfor ihtiyaç normalleri üzerinde 97

(10)

Ö Z E T L E R

durulmaktadır. Bir ineğin mineral madde bakımından ihtiyacının hesaplanması

için yaşama payı süt verimi payı rasiyonda bulunan haanolabilir ham pro-tein miktarı göz önünde tutulur. Bu bakımdan her 100 gr. hazımolabilir ham protein için 5-61g kalsiyum ve 4-5 ,g fosfor hesaplanm,alıdır. Yazıda bir çok zi-rai işletmeler sağlanan yemlerdeki mineral madde araştırm,alarından elde edilen. sonuçlar bildirilmektedir. Kalsiyum ihtiyacı her hangi mineral madde karma yemi katılmadan rasiyonlarla kapatılabilmekte ve bazı durumlarda büyük bir fazlalık bile görülmektedir. Buna karşılık fosfor miktarı, hemen bütün rasiyon-larda ihtiyacı karşılayacak yeterlikte görülmemiştir. ,Hattâ rasisonlara karma mineral yem katılsa bile fosfor ihtiyacının kapatılması mümkün değildir. Çün-kü karma mineral yeniler içinde Ca/P daima 1, 5-1 oranına yaklaştığından kal-siyumı fazilalığı ihtiyacı arttırır. Magneziyum, yapılan analizlere göre rasiyon-larda ortalama olarak 25-40 ,g arasında bulunmuştur. Rasiyonlarda pancar yap-rağının artırılması ile bu miktar 80-100 grama kaar yükselir. Rasiyonlarla alı -nan Kalium miktarının ise 300 gramı bulduğu ve ınera çaynlariyle yemlemede ise 500 gra= üzerinde olduğu bildirilmektedir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

KOCH, W. -HEIM, E.: Koyun besisine ve koyun etinin kalitesine östrogen hı mmm-ların etkisi. Der Einfluss der östrogenen HormOne auf die Schafmast und die Qualitaet

des Schaffleisches, Züchtungskunde 26, S. 343-354 (1954).

Araştırıcılar tarafindan Dienoestrol "Foragynol" ile kuzu, kısır koyun ve burulmuş koyunlarda Muhtelif süreli hormon deneyleri yapılmıştır. Kısır ko-yun ve burulmuş koyunlar, denemelerde besi sonunda ağırlıklarmın kontrol hayvanlara nazaran daha düşük olduğu halde hormon verilen kuzular kontrol-lara nazaran besi ağırlıklarında 2, 1-3, 4

kg.

bir artış gösterrnişlerdir. Hormon-ların denemeye aman hayvanların et kalitesine her hangi bir etkisi tesbit edile-memiştir. Erkek kuzuların bazdarmda O e s t r o g e n verilmesinden sonra Testis'lerde iltihaplar görüldüğü bildirilmektedir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

USUELLI, F. - PLANA, G. : Zootekni alanında Vitamin araştirmalarmın on yıllık müşahede ve tecrübeleri. Zehn Jahre Erfahrungen und Becbachtungen in der Vitamin.

forschung auf zootechnischen Gebiete, Beihefte zum Archiv für Tierernaehrung Heft

4, Festschrift zum 75. Geburtstag von Prof. Dr. Dr. Dr, h. c. Dr. h. c. Dr. h. c. Ernest MANGOLD, S. 87-106 (1954).

Yazarlar tarafından hayvan yetiştirme bakımından çeşitli vitaminlerin et-kileri incelenmektedir. ilgililerin orijinalinden okumaları tavsiye olunur.

(11)

ÖZETLER

MÖLLGAARD, H.: Müşterek bir Avrupa yem biriminin bilimsel şartları.

Wissenschaft-liche Grundbedingungen ainer gemeisamen Futtereinheit, Wissen.schaftWissenschaft-liche Abhand-lungen der Dt. Akad. d. Landwirtschaft swissenschaf ten zu Berlin Bd. V/2, S. 43.70 (1954).

Bugüne kadar muhtelif Avrupa milletleri tarafından kullanılan yem

birim-leri ele alınarak incelenmektedir. Bu konu ile ilgililerin bu önemli yazıyı orji-nalinden okumaları tavsiye edilir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

BREEREM, K. : Yemlerin değerlendirilmesinde temel olarak netto enerji. Die

Netto-energie als Grundlage der Bewertung de Futtermittel, Wissenschaftliche Abhandlungen der Dt. Akad d. Landwirtschaftswissenschrf ten zu Berlin Bd. V/2, S. 91-116 (1954).

Yazar tarafından türlü yem birimleri ele alınarak incelenmekte ve bir çok

otoritelerin görüşleri karşdaştırdmaktadır. Bilhassa K ellner prensipleri

etraflıca aydınlablrnakta ve bazı bakımlardan Nişasta değeri'nin beslenmede yetersizliği üzerinde cturıihnaktadır. ilgililerin orjinaline baş vurrnalan tavsi-ye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

NEIERING, K. : Kellner birimine göre yem değerinin ökülmesi. Absolute Futterwert.

messung anch Kellner .Einheiten, Wissenschaftliche Abhandlungen der Dt. Akad. d. Landwirtschaftswissenschaften zu Bd. V/2, S. 195-200 (1954).

Nettokalori ile Kellner birimini karıştıran yazar bilhassa besleme

ba-kımından birim olarak netto kalori üzerinde durmaktadır.

Sabri DİLMEN (Ankara)

SCHARRER, K. : Hayvan ve insan 'beslenmesinde Vitaminlerin ve diğer etkiçl mad_ liderin önemi. Die Bedeutung de Vitamine und anderer Wirkstoffe für die tierische

und menschliche Ernaehrung, Wissenschaftliche Abhandlungen der Dr. Akad. d. Landwirtschaftswissenschaften zu Berlin Bd. V/2, S. 385- 406 (1954).

Yazar tarafından besin maddelerinin enerjetik ve koruyucu karakterleri

et-raflıca belirtildikten sonra Vitamin araştırmaları= tarihçesi üzerinde

durul-maktadır. Muhtelif Vitaminlerin hayvan ve insan beslenmesindeki önemi

ay-dınlatılmakta ve muhtelif Avitarniminosis'in sağlık ve ekonomik bakımdan

du-rumu üzerinde durulmaktadır. ilgililerin orrijinalinden okumaları tavsiye

olununr. Sabri DİLMEN (Ankara)

FRANKE, E. -R. Atta muhtelif yemlerin bazmolabilmesi. Die Verdaulichkeit

verschie-dener Futtermittel beim Pferd, Wissenschaftliche Abhandlungen der Dt. Akad. d. Landwirtschaftswissenschaften zu Berlin Bd. V/2, S. 441.472 (1954).

(12)

OZETX,ER

yeseli olarak incelenmiştir. Araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre bulunan değerler bundan 50-60 yıl önce bulunan hazinolma değerlerinden farlklı

değildir. At öküz ve domuzlarm karşılaştınlmasından elde edilen sonuçların atların öküz domuz arasında bulunduğu tesbit edilmiştir. Bu arada bilhassa atların konsantre yemlerden daha iyi faydalandıklan görülınüştür. Ham

şellülozca zengin yemleri, atlar diğer hayvanlara nazaran daha az hazmetmek-tedir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

SVANBERG, O.: Mineral madde ile beslenme problemleri. Probleme der Mineralstof-fernaehrung, 5. Sonderheft zur Zeitschrift "Landwirtschaftliche Forschung", Forschun-gen im Dienste der Tierernaehrung, S. 38-45 (11953).

Yazar tarafından hayvan ve bitki beslenmesinde mineral maddelerin öne-mi belirtilmekte ve son yiröne-mi yıl içinde bu alanda yapılan geniş araştırmalara işaret edilmektedir. Kalsiyum, fosfor, kükürt, kaliyum, natriyum, magneziyum, demir gibi elementlerle daha çok mikro veya iz elementler grubunda yer alan kobalt, bakır, rnanganez, molibden, çinko, iyod ve bor gibi mineral maddelerin beslenme fiziyoloji bakımından önemi aydınlatılrnaktadır.

Sabri DİLMEN (Ankara)

KARSTEN, G. BECKER, M.: Cevi§ getiren hayyanlarda uzun süreli yağsız rasiyon ile besleme deneyleri. Versuche mit langlristier fettfreier Ernaehrung an Wiederka-euern, Beihefte zum Archio für Tierernaehrung No. 5, Festschrift zum 75 Geburtstag von Prof. Dr. h. c. Dr. h. c. Dr. h. c. Arthur SCHEUNERT, S. 195.102 (1954).

Bir yaşında 45-50 kg canlı ağırlıkta bulunan üç merinos koyunu ekstrak-siyonla yağ alınmış rasiyonla besleme deneyine alınmıştır Her hayvana günde 300 gram kuru çayır otu, 350 gram kurutulmuş patates posası ve 50 gram soya kırmasından ibaret bir rasiyon verilmiştir. Bu deneme 162 gün siirmiiştür. Tek-mil yem içinde analitik olarak % 0.099 yağ tesbit edilmiştir. Buna göre her hay-vanm günde aldığı yağ miktarı 0.697 hamyağ olup bunun 0.174 gramı sabunlaş -mayan (% 25) ve 0.328 gramı ise doymuş ve 'basit doymannş yağ asidinden iba-ret bulunuyordu. Linol asidi gibi çok doymamış yağ asidleri tesbit edilmiştir. Hayvanların Vitamin ihtiyacının kapatılması için rasiyonlara Vitamin A, D3, E,

K ve Cholin preparatları katılmıştır. Tekmil deneme süresince hayvanlarda her-hangi bir eksik beslenme belirtisi görülmemiştir. Ayni zaman yapağının gelişme ve kalitesinde de her hangi bir değişiklik tesbit edilmemiştir. Üç döneme ay-rılan metabolizma deneyleri esnasında gübre ile çıkan L i p o i lerin tür ve miktarı tesbit edilmiştir. Bu dönemlerde gi1brede 2-3 gram ham yağ tesbit edilmiştir. Bu miktar ise rasiyonla verilen yağ miktarının çok üstündedir. Dene-menin sonunda bir hayvan kesilerek mide ve barsak muhteviıyatında yağ mik-tarı tesbit edilmiştir. Bundan başka gövdenin muhtelif bölgelerinden alınan

(13)

ÖZETLER

numunelerde yağ miktarı ve bilhessa doyrnamış yağ asidleri miktarı araştırı l-rmştır. Rumen mulıteviyatının kurumaddesinde tesbit edilen ham yağ miktarı -nın rasiyonda bulunan yağ miktarına nazaran 10 kat daha yüksek olduğu görül-müştür. ,Analizde çok doymamış yağ asidleri hiç tesbit edilmemiştir. Bu duruma göre Rumende diğer besin maddelerinin yüksek derecede hazmolması

ve erimesi dolayısiyle yerndeki lipoidlerin bir çoğalmasma sebep olduğu kabul edilebilir. Gerek rumende gerekse tekmil hayvan organizmasında Linol asidi sentezi mümkün görülmektedir. Depo yağlarm yani böbrek etrafından yahut deri altı dokusu yağından veya omurilik yağından alınan numunelerde yapılan analizlerde Linol asidinin miktarının sıfıra kadar düştüğü tesbit edilmiştir, Bu-na karşılık organ yağlarında bilhassa beyinde oldukça önemli maktarda çok doymamış yağ asidi bulunmuştur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

LINTZEL, W. : Ot yiyenlerle et yiyen hayvanlarm yasama ve verim paylarmda protein kalitesi problemleri. Probleme der Eiweissquiditaet im Erhaltungs und Leistiunsfulter beim Pfalnzenfresser und beim Fleischfresser, Beihefte zum Archiv für-Tierernae' rung Heft 5, Festschrift zum -75. Geburtstag von Prof. Dr. Dr. Dr. h. c. Dr. h. c. Dr. h. c. Arthur SCHEUNERT, S 127-134 (1954).

Yaşama ve verim paylarımn birbirinden ayrılması hayvan besleme bilminin temel problemlerinden biridir. Ot yiyen hayvanlar et yiyen hayvanlara nazaran karbon hidratça daha zengin veprotein, yağ bakımından daha fakir rasiyonlarla beslen-diği halde et yiyenler aksine protein ve yağca zengin ve kaıbon hidratca fakir yemlerle beslenirler yazar tarafından protein metabolizmasmdan elde edilen sonuçlara göre ot yiyen hayvanlarda bilhassa geviş getirenlerde yiyecek amino asidleri sürekli olarak doğrudan doğruya harcanacak yere giderler (Buna tek fazlı protein metabolizması) derler. Halbuki et yiyen hayvanlar rosiyonlarım periodik olarak aldıklarından yiyecek amino asidleri intermediyer olarak vücut proteini şeklinde birikir. Buna da (iki fazlı protein metabolizması) derler. Ot yiyen hayvanlarda yaşama payı proteini olarak lysin bakımından fakir proteinler yani tahıl ve patates proteini elverişli olduğu halde et yiyen hayvanların

ya-şama payı proteini için tüz özelliği gösteren proteinler elverişlidir. Bu gibi pro-teinler intermediyer parçalanma için uygundur. Herbivor, omnivor karnivorlar-de gelişme, et, süt ve yapağı produksiyonu için ekzogen amino asidier bilhassa Lysin bakımından zengin yeniler elverişlidir. Bu bakımdan yazar yemleri

ya-şama payı ve verim payı için elverişli olmak üzere iki grupta toplanmakta-dar:

(14)

ÖZETLER

Verim payı proteini Yaşama payı proteini

(Lysin'ce zengin) (Lysin'ce fakir)

Orijirti hayvani yeniler , Yeşil yemler, kuru ot Soya fasulyası

Yemlik mayalar Lupen

B ezelye

Tahıllar ve bunlardan elde edilen yemled Patates

Küspeler Fasulya

Sabri DİLMEN (Ankara)

HILL, : Mikrobiyolojik amino asil tayini metodu. Zur Methodik der mikrobiologis.

chen Aminosaeurebestimmung Bihefte zum Archiv für Tierernaehrung Heft 5, Festsch-rift zum 75. Geburtstag von Prof. Dr. Dr. Dr, h. c. Dr. h. c. Dr, h. c. Arthur SCHE-UNERT, S. 135.145 (1954)

Proteinlerin yapı taşları sayılan amino asidlerin milcrobiyolojik metodle tayinini aydınlatan bu yazıyı ilgililerin orjinaline baş vurmaları tavsiye olu-nur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

BELLER, K. : Verim yemlemesini etkiçil madde karmalariyle tamamlama problemi. Zur Frage der Komplettierung der Leistungsfütterung mit Wirkstoffgemischen, Beihefte

zum Archiv für Tierernaehrung Heft 5, Festschrift zum 75. Geburtstag von Prof. Dr. Dr. Dr. h. c. Dr. h. c. Dr. h. c. Arthur SCHEUNERT, S. 216.222 (1954).

Sabri DİLMEN (Ankara)

ROI „LE, M.: Barsaldta sembiyotik bakterderin biyolojik önemi.Die biologische Bedeu.

tung der Dermsymbionten, Gesundes Land .Gesundes Leben, S. 123-132 (1953).

Bir türün hayatı daima başka bir türün yaşamasına bağlıdır. Her canlı, büyük canlı topluluğu= bir halkasıdır. Sağlam insan ve hayvanların kalın barsak-larında -kobaylar hariç- Bact. coli önemli sembiyotik bir rol oynar. Bu bak ı m-dan Bact. coli canlı vücudun ayrılmaz se,rnbiyotik bakterilerinden sayılır. Bu bakteri belli şartlar altında çoğunlukla yanlış ve düzensiz beslannede toksik karakter kazanır. Toksik karakterde koli bakterileri ölmüş bile olsalar septise-miye bağh organ hastahldarma sebep olurlar. Bu arada koli bakterileri barsak kanalından iç organlara doğru göç ederler. Hekim daima organ bastalıklarının tedavisinde barsak kanalındaki biyolojik olayları göz önünde bulundurmandır. Uygun diyetle ve diğer biyolojik tedavi metodlarının kombine edilmesiyle bar-sakta tekrar denge sağlanaıbilir.

(15)

ÖZETLER

HERIN, F. -KUBLITZ, M. : Merada süt inekleri için ek yem. Kakao kabuldari sibo- lanımış patates ve çok taraflı kuvvetli karma yem. Beifutter für Milckühe auf der

Wei-dek.Kakaoschalen; Sauerkartoffeln und vielseitige Kraftfuttergemisch, Zeitschrift für

Tierernaehrung und Futtermittekunde 10, S.211.223 (1955).

Üç grup halinde 21 süt ineği merada kakao kabukları, silolanmış patates ve çok taraflı kuvvetli karma yem ile denemeye almmıştu. Kakao kabukları

verilen grupta süt yağı artışı maksimal olarak % 1 dir. Süt miktarı ise 2.0 kg. kadar azalmıştu.. Her hayvan günde 1810 gram kadar kakao kabuğunu istekle yemiştir. Silolannm patatesin gerek süt yagırun yüzdeld mıktarma gerekse süt artışında bir etkisi tesbit edilmemiştir. Çok taraflı kuvvetli karma yemin süt yağı ve süt mıktarma artırıcı bir etkisi görülmüştür. Hiç bir ek yemde zararlı

etki müşahede edilmemiştir.

Sabri DİLMEN (Ankara) STAFRANN, W. : Modern tavuk yemlermesinde gelişme ve Problemler. Entwicklung

und Probleme der neuzeitlichen Hühnerfütterung, Deutsche Wirtschaftsgeftzucht 7. S.

463-464 (1955).

Tavuk beslemesi üzerinde son yıllarda görülen gelişmeleri açıklayan bu Konu ile ilgililerin orijinalinden okumalan tavsiye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

ACKER, L. : Birlegik Amerika'da Besin kontrolu. Die Überwachung der Lebensmittel in USA, Deutsche Lebensmittel Rdsch 51, S. 135-139 (1955).

Sabri DİLMEN (Ankara)

BECKER, M. : Hayvan beslemnesinde balık umumun önemi. Die Bedeutung des Fisch-mehls in der Tierernaehrung Kraftfutter 38, S. 24-28 (1955).

Balık ununun hayvan beslenmesindeki rolünü etraflıca açıklayan bu yazı- yı ilgililerin orijinalinden okumalan tavsiye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

BRONSCH, K. : Karan hastalddarı ve Beslenme. Mangelkrankheiten und Ernaehrung, Kraftfutter 37, S. 243-244 (1 1954).

Yazar tarafından düzensiz ve hatalı rasiyon tertip edilmesinden hayvan-larda görülen çeşidi beslenme hastalıkları üzerinde durulmaktadır. Bilhassa bu gibi eksik beslenme hastalıkları zamanunızda endüstri yemlerinin geliş me-sinden dolayı daha önemli bir konu olmuştur. Bundan başka hayvanlarda ve- rim seviyesinin yıldanyıla yükselmesi de karans hastalıklarına sebep olur. Bu bakımdan hayvan beslenınesinde önemli probkımlerden biri de hayvanların verim seviyesine göre rasiyonlann tertiplenmesidir. Karan hastalıklarında bas-

(16)

ÖZETLER

uca profilaksi, hayvan verimin göre beslenme durumunu optimal sınırlar için-de tutabilmektedir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

SCHNEIDER, B. H. : istifade edilen enerjinin total hazaanlabilir besin maddeleri sis- temi ile üleülmesi. The total Digestible Nutrient System of Measuring, Nutritive

En-ergy, Wisenschaftliche Abhandlungen der Dt. Akad. d. Landwirtschaftswisesneschaften zu Berlin Bd. V/2, S. 233-250 (1954).

Derin ve etraflıca araştırmaların sonucu olarak hazırlanan bu önemli yazı -yı şöylece özetliyebiliriz: 1. -Bir yemin Total hazinolabilir besin maddeleri (TDN) sisteminde bilhassa kimyasal yapının ve enerji değerinin önemi büyük-tür. Yemlerin değerlendirilmesinde kimyasal yapının bilinmesi, ziraatte yararlı

hayvanların beslenmesi için bir ölçü değildir. Çünkü yalmz başına kimyasal yapı hayvan organizmasmda besin maddelerinin değerlenme ölçüsünü sağ la-yamaz. Çünkü gübre ile atılan besin maddeleri zayiatı nisbeten, büyük olup bu zayiat yemin türüne göre oldukça değişik sınırlar gösterir. Bu bakımdan Hazmolabilir besin maddelerinin bilinmesi, yerlilerin değerlendirilmesinde ol-dukça önemli bir ölçü kabul edilebilir. Yazar tarafından hazım denemeleri me-todu kısaca aydınlatılmakta ve hazmolabilir besin maddeleri mıktarinclan TDN'-nin hesaplanma prensibi açıklanmaktadır. 2. -TDN- sisteminde hayvanların •ra-siyondaki TDN ihtiyacı gram veya % olarak belirtilebilir. Yeniler için genel olarak % TDN miktarı kabul edilir Bu arada kaba yemlerdeki TDN miktarı

% 50, bir çok kuvvetli yemlerde ise. % 75 kadardır. 3. - Burada bir. 'beslenme siteminde gelişme, hazmolabilir enerji esasına dayandığına işaret etmek lâzı m-din 4. - Birleşik Amerika'da bilhasa insan beslenmesinde fiziyolojik enerji değ e-rikullanılmaktadır. TDN sisteminin fayda ve mahzurları üzerinde duran bu yazıyı ilgililerin orijinalinden okumaları tavsiye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara) WÖHBIER, W. : Merada ek yem yedirmenin esasları. Die Grundlagen, der

Weidebei-fütterung, Wissemchaftliche Abhandlungen der Dt. Akad. d. Landwirtschc&ftswissensc-haften zu Berlin Bd. V/2, S. 427-440 (1954).

Merada süt inekleriyle genç sığırların beslenmesinde kuru madde (Balast madde)' protein, nişasta değeri ve mineral madde ihtiyacını eksiksiz karşı laya-cak bir rasiyum sağlanamaz. Bu bakımdan mera yeminin porsiyonlara ayrı la-rak günü belli saatlarında meraya çıkarılması ve ek yeniler de verilmesi lâzı m-dır. Muhtelif hayvanların meralanrna prensipleri üzerinde duran bu yazıyı il-gililerin orjinalinden okumalarl tavsiye edilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

The average risk premiums might be negative because the previous realized returns are used in the testing methodology whereas a negative risk premium should not be expected

Tümay İpekçi, Mustafa Burak Hoşcan Başkent University, Faculty of Medicine, Department of Urology, Alanya Practice and Research Center, Antalya, Turkey Iatrogenic Urethral

As is evident, a substantial body of research has demonstrated that organizational ethical climate could very well be an important factor in influencing employee

Thus, in patients with primary and secondary osteo- arthritis and, within the latter, rotator cuff arthropathy of the shoulder joint, we sought to determine 1) the typical degree

Because the children with syndromic craniosynostosis may have mid-facial hypoplasia, narrow oro- pharyngeal area, pathologies related to upper respiratory tract, and problems with

The prevalence of adrenal insufficiency (AI) has been reported to be 66% in decompensated cirrhosis, 33% in acute liver failure, 72% in patients in transplantation centers, 51%

Sensitivity was determined using Tigecycline and Colistin E-test MIC method performed in the Clinical Microbiology laboratory of Baskent University, Medical Faculty between 2010

Toksik şok sendromu genellikle, farklı yollarla vücuda giren et yiyen bakterilerin cilt altı dokularda, kas kılıfların- da tahribat yapmasının ardından, yani nekrotizan