• Sonuç bulunamadı

Şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların değerlendirilmesi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Adli Tıp Dergisi 2009; 23(1): 24-29

Journal of Forensic Medicine

ŞİDDET

İÇERİKLİ SUÇ İŞLEYEN KADIN OLGULARIN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Doç. Dr. Sefa SAYGILI1,2, Uz. Dr. F.Süheyla ALİUSTAOĞLU2

1 Sağlık Bakanlığı Bezmi Alem Valide Sultan Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul 2 Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu, İstanbul

Özet

Kadınlarda suç işleme oranları erkeklerden daha düşük olduğu için kadın suçluluğu konusu genellikle ihmal edilmiştir. Çalışma, şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların sosyodemografik özelliklerini, adli psikiyatrik değerlendirme sonuçlarını ve kriminolojik özelliklerini tanımlamak amacıyla planlanmıştır.

Çalışma 01 0cak 2008 – 31 Aralık 2008 tarihleri arasında, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesine mahkemeleri tarafından ceza sorumluluklarının değerlendirilmesi için müşahede amacıyla gönderilen, şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların (n:45) retrospektif değerlendirilmesi ile yapılmıştır.

Suçların %66.6 (n:30)’sı birinci dereceden bir yakına karşı işlenmiştir. Suçlu ile mağdur/ maktül ilişkisinde ilk sırayı; %24.4 oranı ile çocuklar almakta, bunu %22.2 oranı ile eşler izlemektedir.

Olguların birimde değerlendirilmesi sonrası; %73.3(n:33) oranındaki olguda ceza sorumluluğunu etkileyecek mahiyet ve derecede psikopatolojik bulgu saptanmamıştır. %17.8 (n:8) olguda şizofreni, %4.4 (n:2) olguda bipolar affektif bozukluk, %4.4 (n:2) olguda hafif mental retardasyon ve %2.2 (n:1) olguda hezeyanlı bozukluk tespit edilmiştir.

Olguların % 22.2 (n:10)’sinin ceza sorumluluğuna haiz olmayıp, 5237 sayılı TCK’nun 32/1. maddesi kapsamında bulunduğu ve %4.4 (n:2)’sinin kısmi ceza sorumluluğu olup 5237 sayılı TCK’nun 32/2. maddesi kapsamında olduğu tespit edilmiştir.

Bu çalışmadan elde ettiğimiz temel çıkarım; kadınların, aile içi çatışmaların tetiklediği, aile içinden bireylere karşı suç işledikleridir. Bu nedenle kadınların aile içi sorunlarını çözmeye yönelik sosyal destek sağlayabilecek yapılanmalara önem verilmelidir.

Anahtar Kelimeler: Kadın suçluluğu, şiddet, ceza sorumluluğu

EVALUATION OF WOMEN COMMITTED CRIME INCLUDING VIOLENCE Summary

Since the rates of crime among women is lower than men, the topic of women’s being criminal has been ignored. This study is planned to determine sociodemographic features, results of forensic psychiatric evaluations and criminological features of women committed crime including violence.

The study is the retrospective evaluation of women who committed crime with violence and sent to the Psychiatric Observation Department of the Ministry of Justice Council of Forensic Medicine in order to be observed about their criminal liability between the dates of January 1, 2008 and December 31, 2008.

66.6%(n:30) of the crimes were against a first-degree relative. About criminal-victim coupling, the most frequent one is against children with 24.4% and the second frequent one is against husbands with 22.2%. After the observation of Psychiatric Observation Department in 73.3%(n:33) of women no psychopathological evidence with a degree and nature to impair criminal liability was found;

(2)

in17.8%(n:8) of women schizophrenia; in 4.4%(n:2) of women bipolar affective disorder ; in 4.4%(n:2) of women mild mental retardation and in 2.2%(n:1) of women paranoid syndrome has been found.

22.2%(n:10) of women were found not to have criminal liability and to be within the extent of paragraph 32/1 in Turkish Criminal Code of number 5237 and 4.4%(n:2) of women were found to have partial criminal liability and to be within the extent of paragraph 32/2 in Turkish Criminal Code of number 5237.

The most important outcome of this study is that women are committing crime against first-degree relatives because of conflicts in the family. Thus, enough importance should be given to units which may give women social support to solve their problems in the family.

Key words; women committed, violence, criminal liability

Giriş ve Amaç

Suç; hukuksal olarak yasalarda korunması güvence altına alınmış, mevcut toplum kurallarının yıkılmasına ve sarsılmasına yönelik fiil ve davranıştır (1). Kadın suç işleme oranları erkeklerden daha düşük olduğu için bilimsel çevreler ve kamuoyunda genellikle kadın suçluluğu konusu ihmal edilmiştir. Kadın suçlu oranı ülkeden ülkeye sosyokültürel yapıdaki farklılıklara göre değişmektedir (2-4). Suçta cinsiyet farklılığı evrensel bir nitelik taşıdığından, kadın suçluluğu ile erkek suçluluğu arasındaki farkların belirlenmesi önem taşımaktadır. Kadınlardaki agresyon daha kişiseldir ve aile içinde meydana gelmektedir. Toplum içindeki kadının annelik vasfı, kadın şiddetindeki sosyal tabular ve inkar mekanizmaları yüzünden, bu fenomen olduğundan muhtemelen daha az olarak tanımlanmaktadır. Adam öldüren kadın suçlular ile ilgili bazı çalışmalar vardır. Ancak özellikle şiddet suçlusu kadın ile kurbanı arasındaki ilişkiyi içeren çalışmalar, diğer kadın şiddet suçlarını içeren çalışmalardan daha seyrektir. Kadınlardaki öldürme eylemleri büyük ölçüde yakın kişisel ilişkisi bulunduğu ve çatışması olduğu bireylere karşı gerçekleşmektedir. Kadın suçlularda aile üyeleri, özellikle erkek arkadaşlar sıklıkla kurban olmaktadır. Kadınlar yabancı kişileri daha nadir olarak öldürmektedirler (2, 5).

Bu çalışmanın amacı, şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların sosyodemografik özelliklerini, adli psikiyatrik değerlendirme sonuçlarını ve kriminolojik özelliklerini tanımlamaktır.

Gereç ve Yöntem

Çalışma 01 0cak 2008 – 31 Aralık 2008 tarihleri arasında, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesine mahkemeleri tarafından ceza sorumluluklarının değerlendirilmesi için müşahede amacıyla gönderilen, şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların retrospektif değerlendirilmesi ile yapılmıştır. Çalışmanın gerçekleştirildiği dönemde müşahedeye alınan 1198 olgudan şiddet suçu işleyen 45 kadın araştırma evrenini oluşturmuştur.

Olgular, sosyodemografik verileri, muayene bulguları, IQ testleri, suç cinsi, suç aleti gibi kriminolojik verileri ile ceza sorumlulukları açısından ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Veriler ortalama, standart sapma, ortanca, frekans, ki-kare gibi testler kullanılarak SPSS 11.0 yardımıyla tanımlanmıştır.

Bulgular

Çalışmaya alınan 45 olgunun yaş ortalaması 30,76±10,25 (16-58) ; medeni hal yönünden %77.8 (n:35)’i evli, %17.8 (n:8)’i bekar ve %4.4 (n:2)’ü boşanmış; meslek açısından %73.3 (n:33)’ü ev hanımı, %8.9 (n:4)’u memur, %4.4 (n:2)’ü emekli işçi, %4.4 (n:2)’ü esnaf ve % 2.2 (n:1)’si işçi idi. Üç vaka (%6,7) suç işlediği dönemde öğrenci idi.

Olguların %51.1 (n:23)’i ilkokul mezunu, %13.3 (n: 6)’ü ortaokul mezunu, %26.7 (n:12)’si lise mezunu, %6.7 (n:3)’si üniversite mezunu olup, %2.2 (n:1)’si eğitim almamıştı.

(3)

Olguların %24.4’ü Marmara Bölgesi’nden, %20’si Karadeniz Bölgesi’nden, %17.8’i İç Anadolu Bölgesi’nden, %15.6’sı Ege Bölgesi’nden, %11.1’i Akdeniz Bölgesi’nden, %8.9’u Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden, %2.2’si Doğu Anadolu Bölgesi’nden gelmişti.

Şiddet içerikli suç işleyen kadın olgularda ilk sırayı %48.9 (n:22) oranı ile adam öldürme suçu almaktadır. Bunu %26.7 oranı ile müessir fiillerin izlediği, üçüncü sırada da mağdurlarının daha ağır düzeyde yaralanmaları nedeni ile mahkemeleri tarafından adam öldürmeye teşebbüs kapsamında dava açılan suçların yer aldığı görülmektedir. Olguların işlediği suçun cinsine göre suç dağılımları Tablo1 de gösterilmiştir.

Suçların %66.6 (n:30)’sı birinci dereceden bir yakına karşı işlenmişti. Suçlu ile mağdur/ maktül ilişkisinde ilk sırayı; %24.4 ile çocukların aldığı, bunu %22.2 oranı ile eşlerin izlediği gözlenmektedir. Olguların mağdur/maktül ile ilişkisi Tablo 2’de gösterilmiştir.

Suçların %33.3 (n:15 )’ü kesici delici alet yaralanması , %17.8 (n:8)’i müessir fiil ,15.6 (n:7)’sı ateşli silah mermi çekirdeği yaralanması, %13,4 (n:6)’si künt cisim yaralanması, %11 (n:5 )’i boğma (4 olgu bağla boğma, 1 olgu ağız burun tıkanması), %8.9 (n:4)’u ilaç ve toksik madde kullanımı yöntemi ile işlenmiştir. Suçun cinsi ile suç işleme yöntemi arasındaki ilişki Tablo 3’de gösterilmiştir.

Suç cinsi ile maktül veya mağdurun suçluya yakınlık derecesi incelendiğinde; adam öldürme suçunun hepsinin aileden birine veya tanıdığı bir kişiye karşı işlendiği saptanmıştır. Adam öldürmeye teşebbüs suçunun ikisi çocuğa karşı, ikisi yabancıya karşı, biri arkadaşa karşı işlenmişti. En sık işlenen ikinci suç olan müessir fiillerin üçü eşe, dördü akrabaya, ikisi çocuğa, ikisi arkadaşa karşı işlenmişti. Çocuk öldürme olgularının ikisinde şizofreni, birinde hafif derecede zeka geriliği saptandı. Suç cinsi ile mağdur/maktül ilişkisi Tablo 4’e gösterilmiştir.

Olay yeri %80 (n:36 ) olguda ev, %11.1(n:5) olguda açık alan, %8.9 (n:4) olguda farklı yerler olarak bildirilmişti.

Suçların %35.6 (n:16)’sı ilkbaharda, %24.4 (n:11)’ü sonbaharda, %22.2 (n:10)’si yaz aylarında, %17.8 (n:8)’i kış aylarında işlenmiştir. Suçların mevsimlere göre dağılımı herhangi bir özellik göstermemektedir (p:0,378).

Çalışmamızda kadın suçlularda alkol ve madde kötüye kullanımı saptanmadı.

Olguların; %73.3 (n:33)’ünde olay öncesi tıbbi antesedan bulunmamaktaydı. Tıbbi antesedanı bulunan 12 olgunun dördü depresyon, üçü şizofreni, ikisi bipolar affektif bozukluk, ikisi mental retardasyon, biri kişilik bozukluğu tanısı almıştı. 14 olgu olaydan sonra, birimimize başvurmadan önce çeşitli sağlık birimlerince değerlendirilmişti. Bu olguların yedisinde şizofreni, üçünde bipolar affektif bozukluk, ikisinde depresyon, birinde hezeyanlı bozukluk, birinde temaruz tanısı konmuştu.

Olguların Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesince yapılan müşahede, muayene ve psikometrik tetkikleri sonrası; %73.3 (n:33) oranında ceza sorumluluğunu etkileyecek mahiyet ve derecede psikopatolojik bulgu saptanmamıştı. %17.8 (n:8) olguda şizofreni, %4.4 (n:2) olguda bipolar affektif bozukluk, %4.4 (n:2) olguda hafif mental retardasyon ve %2.2 (n:1) olguda hezeyanlı bozukluk tespit edilmişti.

Rorschach testi sonuçlarının değerlendirilmesinden elde edilen bulgular Tablo 5’te gösterilmiştir. Ceza sorumluluğu açısından değerlendirildiğinde; olguların %73.3 (n:33)’ün ceza sorumluluğunun tam olduğu, % 22.2 (n:10)’sinin ceza sorumluluğuna haiz olmayıp 5237 sayılı TCK’nun 32/1.maddesi kapsamında bulunduğu ve %4.4 (n:2)’ sinin kısmi ceza sorumluluğu olup 5237 sayılı TCK’nun 32/2. maddesi kapsamında olduğu tespit edilmiştir.

(4)

Tablo 1. Olguların suç dağılımı

Olay cinsi n %

Adam öldürme 22 48.9

Müessir fiil 12 26.7

Adam öldürmeye teşebbüs 5 11.1

Mala zarar verme 4 8.9

Gasp 2 4.4

Toplam 45 100.0

Tablo 2. Olguların mağdur/maktül ilişkisi

Mağdur/maktülün yakınlık derecesi n %

Çocuk 11 24.4 Eş 10 22.2 Arkadaş 9 20.0 Yabancı 6 13.3 Akraba 5 11.1 Anne 4 8.9 Toplam 45 100.0

Tablo 3. Suç aletleri ile suç cinsi arsındaki ilişki

Suç İşleme Yöntemi Suç Cinsi Kesici Delici Alet Yaralanması Ateşli Silah Yaralanması Künt Cisim Boğma Müessir Fiil İlaç - Toksik Madde Kullanımı Toplam Adam öldürme 6 5 3 5 2 1 22 Adam öldürmeye teşebbüs 2 1 0 0 0 2 5 Müessir fiil 5 0 0 0 6 1 12 Gasp 2 0 0 0 0 0 2 Mala zarar verme 0 1 3 0 0 0 4 Toplam 15 7 3 5 8 4 45

Tablo 4. Suç cinsi ile mağdur/maktül ilişkisi

Suç cinsi Eş Çocuk Anne Akraba Arkadaş Yabancı Toplam

Adam öldürme 7 %31.8 7 %31.8 4 %18.2 1 %4.5 3 %13.7 0 %0 22 %100.0 Adam öldürmeye teşebbüs 0 %0 2 %40.0 0 %0 0 %0 1 %20 2 %40 5 %100.0 Müessir fiil 3 %25 2 %16.7 0 %0 4 %33.3 2 %16.7 1 %8.3 12 %100.0 Gasp 0 %0 0 %0 0 %0 0 %0 0 %0 2 %100 2 %100.o Mala zarar verme 0 %100 0 %0 0 %0 0 %0 3 %75 1 %25 4 %100.0 Toplam 10 %22.2 11 %24.3 4 %8.9 5 %11.1 9 %20.0 6 %13.5 45 %100.0

(5)

Tablo 5. Rorschach Testi Değerlendirmesi. Test Sonuçları n % Dissosiasyon yok 18 40.0 Depresif bulgular 9 20.0 Psikotik bulgular 7 15.6 Şizoid kişilik 3 6 .7 Agresif kişilik 3 6.7 Narsistik kişilik 2 4.4 Simulasyon 2 4.4 Oligofrenik sendrom 1 2.2 Toplam 45 100.0 Tartışma ve Sonuç

Kadın suçluluğu, aile içi şiddet, parçalanma sosyal yıkım gibi pek çok boyutu olan önemli bir hukuksal ve biyopsikososyal problem olarak kendini göstermektedir (6).

Çalışmaya alınan 45 olgunun yaş ortalaması 30,76±10,25 (16-58) idi. Benzer çalışmalarda suçlu kadınların yaş ortalamaları 30 ile 37 yaş arasında dağılmaktadır (5,7,8).

Olguların %77.8 (n:35)’i evli, %17.8 (n:8)’i bekar ve % 4.4 (n:2)’ü boşanmış idi. Yourstone ve arkadaşlarının çalışmasında evli kadın oranı %66 olarak bildirilmiştir (7).

Çalışmamızda şiddet içerikli suç işleyen olguların kriminolojik değerlendirilmesinde olguların % 48.9’unun adam öldürme suçunu işlediği; bu suçların %31.8 oranında eşe karşı, %31.8 oranında ise çocuğa karşı işlediği saptanmıştır. Bu bulgulara benzer şekilde, Weizmann-Henelius ve ark’nın 61 kadın şiddet suçlusu üzerinde yaptıkları çalışmada 76 tane kurban tanımlanmış, kurbanların 1/3 den fazlasının suçlularla yakın ilişkisi bulunmuştur. Yazarlar kurbanların 1/3’ünün kadının tanıdığı kişiler ve kurbanların büyük kısmının erkek olduğu bildirilmiştir (5).

Kadın suçluların yakın ilişki içinde oldukları kişilere karşı işlenen suçlar sırasında madde kötüye kullanımının ya da alkolün etkisi altında oldukları saptanmasına rağmen çalışmamızda kadın suçlularda alkol ve madde kötüye kullanımı saptanmamıştır (4,9,10). Bu durum; ülkemizin kültürel yapısı nedeni ile kadınlarda alkol ve madde kullanımı diğer ülkelere göre daha düşük düzeyde olması ile açıklanabilir.

Çalışmamızda ceza sorumluluğunu azaltan ya da ortadan kaldıran düzeyde akıl hastalığı vakaların %26.6’sında görülürken, Weizmann-Henelius G.ve ark.’nın yaptıkları çalışmada 61 olgunun 45 tanesinin adli psikiyatrik olarak değerlendirildiği, yabancı kişilerin kurban olduğu grupta %58.3 oranında ceza sorumluluğunu azaltan veya kaldırılmasına yol açan bir psikiyatrik hastalığın saptandığı bildirilmiştir (5).

Olguların Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesince yapılan müşahade, muayene ve psikometrik tetkikleri sonrası; %73.3(n:33) oranındaki olguda ceza sorumluluğunu etkileyecek mahiyet ve derecede psikopatolojik bulgu saptanmamıştır. %17.8 (n:8) olguda şizofreni, %4.4 (n:2) olguda bipolar affektif bozukluk, %4.4 (n:2) olguda hafif mental retardasyon ve %2.2 (n:1) olguda hezeyanlı bozukluk tespit edilmiştir.

Çalışma, ceza sorumluluğu açısından değerlendirildiğinde; olguların %73.3 (n:33)’ünde ceza sorumluluğunun tam olduğu, % 22.2 (n:10)’sinin ceza sorumluluğuna haiz olmayıp durumunun 5237 sayılı TCK’nun 32/1. maddesi kapsamında bulunduğu ve %4.4 (n:2)’ünün ise kısmi ceza sorumluluğu olup, durumunun 5237 sayılı TCK’nun 32/2.maddesi kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 57. maddesi gereğince TCK’nın 32/1. maddesi kapsamında değerlendirilen akıl hastalığı bulunan olgular muhafaza ve tedavileri için akıl hastanelerine yatırılmaktadır. Yourstone ve

(6)

arkadaşları akıl hastanesinde kalmayı gerektiren bir psikiyatrik bozukluğun kadın olgularda %31 oranında olduğunu belirlemişlerdir (7).

Çocuk öldürme olgularının ikisinde şizofreni, birinde hafif derecede zeka geriliği saptanmıştır. Weizmann-Henelius’un çalışmasında, çocuklarına karşı bu suçu işleyen olgularda psikopatik özellikler ve alkol kötüye kullanımı nadir iken; psikiyatrik hastalık öyküsü daha sık bulunmuştur (5).

Kadınların özellikle adam öldürme ve yaralama gibi suçları kendilerini korumak amacıyla işledikleri görülmektedir. Kadınlar genellikle organize suçlara katılmamakta daha çok tek başlarına suç işlemektedirler. Kadınlar suçun mağdurları ile genellikle birinci dereceden ilişki içindedir. Evli kadınlarda evlilik yaşantısındaki sorunlara bağlı olarak suç işleme oranları daha yüksektir (11). Çalışmamızda suçların % 66.6 (n:30)’sı aileden birinci dereceden bir yakına karşı işlenmişti. Suçlu mağdur/maktül ilişkisinde ilk sırayı; %24.4 ile çocukların aldığı, bunu %22.2 ile eşlerin izlediği gözlenmiştir. Adam öldürme suçu işleyen kadınların % 31,8’i kurbanın eşi olup, kadın olgularda suçlu kurban ilişkisinde kadın suçluların %56’sının birlikte oldukları erkekleri ya da eski erkek arkadaşlarını öldürdükleri saptanmıştır (7). Hakkanen’in çalışmasına göre de kadın suçlular erkek suçlulardan daha fazla oranda kurbanlarını aile üyelerinden seçmektedirler (9).

Çalışmamızda, olay yeri %80 (n:36 ) olguda ev, %11.1(n:5) olguda açık alan, %8.9 (n:4) olguda farklı yerler olarak bildirilmiştir. Benzer şekilde Yourstone ve arkadaşlarının çalışmasında da kadın suçluların çoğunun suçlarını kalıcı ikametlerinde işledikleri ifade edilmiştir (7).

Bu çalışma Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesine mahkemeleri tarafından ceza sorumluluklarının değerlendirilmesi için müşahede amacıyla gönderilen kadınlar üzerinde gerçekleştirildiğinden, elde edilen sonuçlarını ülkemizdeki tüm suçlu kadınlara genellemenin çok iddialı bir yaklaşım olacağını düşünmekle birlikte; sonuçlarımızın literatür bilgileri ile desteklenmesi dikkat çekici bulunmuştur. Bu çalışmadan elde ettiğimiz temel çıkarım; kadının aile bireylerine yönelik şiddet uygulamasının temelinde aile içi çatışmaların yattığıdır. Bu nedenle kadınların aile içi sorunlarını çözmeye yönelik sosyal destek sağlayabilecek yapılanmalara önem verilmelidir.

Kaynaklar

1. Soysal Z, Çakalır C. Adli Tıp, İstanbul Üniversitesi Basımevi, İstanbul 1999; cilt III:1415. 2. İçli GT. Kriminoloji, Seçkin Yayınevi, 7.Baskı, Ankara 2007; 336-337

3. Balcıoğlu İ. Kadın Suçluluğu ve Kişilik. 9. Anadolu Psikiyatri Günleri Tam Metin Kitabı 2000; 348-356. 4. Polat O. Adli Tıp. Der Yayınevi, İstanbul 2000; 64-73.

5. Weizmann-Henelius G., Viemerö V., Eronen M., The Violent Female Perpetrator and her Victime, Forensic Science İnternational 133 (2003);197-203

6. Stone JH, Roberts M, O’Grady J,Taylor AV, O’Shea K. Faulk’s Basic Forensic Psychiatry. Third Edition. Blackwell Science 2000; 232-233

7. Yourstone J, Lindholm T, Kristiansson M, Women who kill: A comparison of thepsychosocial background of female and male perpetrators. İnternational Journal of Law and Psychiatry (2008) ; 31: 374-383.

8. Vandiver DM, Kercher G. Offender and Victim Characteristics of Registered Female Sexual Offenders in Texas: A Proposed Typology of Female Sexual Offenders. Sexual Abuse: A Journal of Research and Treathment, Vol. 16, No:2. April 2004; 121- 137.

9. Hakanken-Nyholm H, Putkonen H, Lindberg N, Holi M, Rovamo T, Weizmann-Henelius G, Gender differencesin Finnish homicide offence characteristic Forensic Science İnternational (2009); doi : 10.1016/j.forsciint.2009.02.001

10. Putkonen H, Komulainen E, Virkkunen M, Eronen M, Lönnqvist J. Risk of Repeat Offending Among Violent Female Offenders with Psychotic and Personality Disorder, Am.J.Psychol, (2003); 160:1-5.

11. Eronen M. Mental Disorders and Homicidal Behavior in Female Subjects. Am J Psychiatry 1995; 152: 1216-1218.

Yazıda geçen kısaltmalar İletişim Adresi: Doç. Dr. Sefa SAYGILI

TCK :Türk Ceza Kanunu Sağlık Bakanlığı, Bezmi Alem Valide Sultan Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul

Referanslar

Benzer Belgeler

Sporda hareket ve müsabaka analizi konusunda temel torik bilgi paylaşımı sonrası, branşlara özgü olarak farklı tekniklerde, pratik uygulamalar yoluyla bilgi ve

Özelleştirme yüksek kurulu kararında, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile Edirne-Ankara, Pozantı-Tarsus, Tarsus-Gaziantep, Toprakkale-İskenderun, İzmir-çeşme

Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde çıkar.. Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde

Dini eğitim almadığını belirten katılımcı sayısı oldukça düşük ol- masına karşın, din eğitimi aldığını ifade eden hükümlülerin din eğitimine yükledikleri

Son başvuru tarihi itibarıyla geçerlilik süresi dolmamış özel güvenlik görevlisi kimlik kartına (silahlı ibareli) sahip olmak. a) Yapılacak sınavın son başvuru tarihi

Şirket, UMS 18 mal satışı ile ilgili “mal satışının hasılat olarak kaydedilebilmesi için malların sahipliğiyle ilgili önemli       risk ve getirilerin alıcıya

Şirket’in yukarıda detaylı olarak anlatılan yönteme göre 31 Aralık 2008 tarihi itibarıyla hesapladığı ve ekli finansal tablolarda muallak hasar

( BİLGİ BELGE YÖNETİMİ ) MERKEZ TEŞKİLATI (İSTANBUL) 2 LİSANS KPSS P3 4099 Bilgi ve Belge Yönetimi, Dokümantasyon ve Enformasyon, Arşivcilik, Kütüphanecilik, Kütüphanecilik