• Sonuç bulunamadı

Basın Açıklaması: "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu"nun 30.06.2012 Tarihinde Resmi Gazete`de Yayımlanmasına Karşın İş Cinayetleri Can Almaya Devam Ediyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Basın Açıklaması: "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu"nun 30.06.2012 Tarihinde Resmi Gazete`de Yayımlanmasına Karşın İş Cinayetleri Can Almaya Devam Ediyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cilt: 53 Sayı: 634 Mühendis ve Makina

11

Cilt: 53

Sayı: 634

10

Mühendis ve Makina

Basın açıklaması

“İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu”nun

30.06.2012 Tarihinde Resmi Gazete`de

Yayımlanmasına Karşın İş Cinayetleri

Can Almaya Devam Ediyor

TMMOB Makina

Mühendisleri Odası Yönetim

Kurulu Başkanı Ali Ekber

Çakar, değişen iş sağlığı

ve güvenliği mevzuatına

rağmen artarak süren iş

kazaları hakkında 27 Kasım

2012 tarihinde bir basın

açıklaması yaptı.

Bilindiği üzere son birkaç gün içerisin-de iş kazalarında yine onlarca işçi ha-yatını kaybetti, Samsun‘daki bir bakır işletmesinde meydana gelen iş kazasın-da ise 5 işçi birden hayatını kaybetti, 14 işçi yaralandı. Aynı iş yerinde sendikal mücadele nedeniyle işten çıkarılan 20 civarında işçi uzunca bir zamandır fab-rika önünde direnmektedir.

Ülkemizde iş kazaları her yıl artan bir şekilde can almaya devam ediyor. Ör-neğin 2008 yılında iş kazalarında ha-yatını kaybeden işçi sayısı 865 iken, ölümler, 2009 yılında 1171‘e, 2010 yılında 1444‘e, 2011 yılında 1573‘e ulaşmıştır. 2012 yılında bu sayının daha

fazla olacağını öngörmek içinse kâhin olmaya gerek yoktur.

Bir yılda 1573 kişi, bir günde 5 kişi hayatını kaybediyorsa bunun nedeni, önlem alınmamasıdır ve bu durumdan işveren ile devlet sorumludur. Zira iş-yerlerinde önlemlerin alınması ile ge-rekli araçların işverenlerce sağlanması ve devletin etkin denetim yapması du-rumunda iş kazaları meydana gelmez. Önlemler alınmıyor, iş kazaları can almaya devam ediyorsa, devlet yasa yapma-denetleme görevlerini doğru bir şekilde yerine getirmiyor demektir. Denetim açısından baktığımızda Ça-lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş

Teftiş Teşkilatlanması, Grup Başkanlık-ları şeklinde örgütlenmektedir ve olay yeri olan Samsun‘da İş Teftiş Grup Baş-kanlığı bulunmakta ise de bu gruba 10 il (Samsun, Sinop, Çorum, Ordu, Rize, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Amas-ya, Artvin) bağlıdır. Ancak bir tane bile teknik iş müfettişi bulunmamakta, yani işyerleri denetlenmemektedir. “Müfet-tişin nerede olduğunun ne önemi var, önemli olan işyerlerinin denetlenmesi” denirse, Türkiye‘deki iş yerlerinin an-cak yüzde 3-5‘inin denetlendiği, dene-timsizliğin egemen olduğu gerçeğine karşı yetkililerin nasıl manevra yapaca-ğı, duyarlı kamuoyunun dikkatle değer-lendirmesi gereken bir konudur.

Kaza olmadan iş yerleri denetlenme-diği gibi, kazadan sonra da müfettişler devrede değildir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete‘de yayımla-narak yürürlüğe girdiği dönemde, yasa-nın kamuoyuna “her şeyi çözecekmiş” gibi yansıtıldığı hatırlanacaktır. Oysa yasanın getirdiği yeniliklerden birisi, iş kazalarının artık Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine bildirilmeyecek ol-masıydı. Denetlemenin, yaptırımın, yol göstericiliğin olmadığı bir ortamda iş kazaları/iş cinayetlerinin artarak sürme-sinden daha acı bir gerçek olabilir mi? Kısaca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş yerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasında gerçek anlamda devrede değildir.

Diğer yandan edindiğimiz bilgilere göre, Samsun‘da 5 işçinin ölümü ile sonuçlanan olay, taşeron firmanın hat-ta hat-taşeronun-hat-taşeronu olan firmanın amonyak kazanı kapağını montajı sıra-sında meydana gelmiştir. Bilinmektedir ki taşeronlaşma, asıl işverenleri yüküm-lülüklerden kurtarmak için yaygınlaştı-rılmaktadır. Araştırmalar gösteriyor ki, iş kazalarının artmasının nedenlerinden birisi olan taşeronlaşma, AKP iktida-rı döneminde dört kat artmıştır. 4857 sayılı Yasa, her ne kadar taşerona ve-rilebilecek işler konusunda bazı sınır-lamalar getirmekte ise de pratikte buna uyulmamaktadır. Eğer kamuoyuna yan-sıyan bilgiler doğru ise, birçok iş yeri gibi söz konusu işletmede de bu kısıtla-malara uyulmamıştır.

Samsun‘daki olay, 34 m çapında, 24 mm kalınlığında kesik küre şeklindeki Amonyak Tankı kubbesinin yerdeki son donanımı üzerine (yaklaşık 6 m yük-sekliğinde) reglaj (puntalama) ve mon-tajına geçilecekken, kubbe altındaki desteklerin yetersiz, emniyetsiz olması nedeniyle yükü taşıyamaması ve çalı-şan personelin üzerine düşmesi şeklin-de meydana gelmiştir.

Bu cinayettir, tonlarca yükü bir yere indirirken altındaki onlarca işçinin ya o an işlem bölgesinde

bulundurulma-ması yanı sıra Proses çalışan bu-lunmasını gerektiren bir durum varsa yük düştü-ğünde çalışanla-rın üzerine gelmemesi için düşen parça ile işçiler ara-sına kafes yapılması gerekir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-lığına soruyoruz:

• Samsun Bakır İşletmesinde Amon-yak Tankı imali işi, hangi işverenin/ iş yerinin işidir, bu iş yerine ilişkin olarak Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirimde bulunul-muş mudur?

• Samsun Bakır İşletmesindeki cina-yette hayatlarını kaybeden işçiler hangi işverenin işçileridir?

• İşyeri, İş Müfettişleri (teknik) tara-fından en son ne zaman denetlen-miştir?

• Denetimde ne tür eksiklikler bulun-muştur?

• Asıl işveren-alt işveren ilişkisi ko-nusunda bildirimde bulunulmuş mu? Bildirimde bulunuldu ise bu ilişkinin muvazaa olup olmadığı konusunda, müfettişler tarafından inceleme yapıldı mı?

• Samsun Grup Başkanlığınca de-netlenecek kaç iş yeri vardır, bu iş yerleri ne kadarı işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından denetlenmiştir? • Olayın meydana geldiği işletmeye ilişkin risk değerlendirmesi yapıldı mı?

• İşyerinde iş güvenliği uzmanı çalış-tırma zorunluluğu var mı, bu zorun-luluk yerine getirilmiş mi?

• 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu işverenlere yeni yükümlü-lükler getirmek için değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını de-netim mekanizmasından çıkartmak ve işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin sorumlulukları iş güvenliği uzmanının sırtına yük-lemek için çıkartılmıştır. Mesleki bağımsızlığı olmayan uzmanlarla iş kazalarının önleneceğine inanıyor musunuz?

• Son 8 yılda söz konusu fabrikadaki iş kazaları sonucu 14 işçinin haya-tını kaybettiği doğru mudur? Doğ-ru ise bu kazalar bildirilmiş midir, incelenmiş midir, ne sonuca varıl-mıştır? İlgili mevzuatta “hayati teh-like” bulunan iş yerlerinde işin dur-durulacağı hükmü yer almaktadır, bu iş yerinde hayati tehlike tespit edilmiş ve iş yerinde iş durdurma yaptırımı uygulanmış mıdır? • Son 4 yılda iş kazaları sonucu

Tür-kiye genelinde ölen içi sayısının yüzde 100 artmasını neye bağlıyor-sunuz?

• İş kazalarının artmasında, denetim-sizliğin yani bakanlığınızın rolü var mı?

Ali Ekber ÇAKAR

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Referanslar

Benzer Belgeler

Çok tehlikeli sınıfta yer alan ve (A) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı çalıştırması gereken işyerleri için, bu işyerlerinde Kanunun yürür- lüğe

(2) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı

sınıfı göz önünde bulundurularak asgari çalışma süreleri, işyerlerindeki tehlikeli hususları nasıl bildirecekleri, sahip oldukları belgelere göre hangi işyerlerinde

a) İlgili bakanlıkların görüşü alınarak, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, sürdürülmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi amacıyla; iş yeri bina ve

b) ĠĢyerinde çalıĢanlar arasından görevlendirme yapılması durumunda, iĢyeri hekimi ile Ek-4a, iĢ güvenliği uzmanı ile Ek-4b, diğer sağlık personeli ile

a) OSGB ile iĢveren arasında Ek-3’teki örneğine uygun sözleĢme düzenlenir ve nüshalardan biri iĢveren tarafından, biri OSGB tarafından saklanır. Son nüsha beĢ

b) ĠĢyerinde çalıĢanlar arasından görevlendirme yapılması durumunda, iĢyeri hekimi ile Ek-4a, iĢ güvenliği uzmanı ile Ek-4b, diğer sağlık personeli ile

görev, yetki ve yükümlülükleri, belgelendirilmeleri ve yetkilendirilmeleri ile sunulacak hizmetler kapsamında yer alan sağlık gözetimi ve sağlık