• Sonuç bulunamadı

17 AĞUSTOS 1999 MARMARA DEPREMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "17 AĞUSTOS 1999 MARMARA DEPREMİ"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cilt: 57 Sayı: 679 Yıl: 2016 Mühendis ve Makina

9

Cilt: 57 Sayı: 679

Yıl: 2016

8

Mühendis ve Makina

Basın açıklaması

17 AĞUSTOS 1999

M

ARMARA DEPREMİ

Ü

lkemiz topraklarının, sanayinin ve barajların büyük kısmı aktif deprem kuşağının üzerinde yer almakta; ancak deprem, çok disiplinli bir mühendislik, mimarlık, şehir plan-cılığı alanı olmasına karşın bu disiplin-ler rant çıkarları için dışlanmaktadır. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi son-rasındaki yapı denetimi düzenlemele-rinde kamusal denetim ticarileştirilmiş, meslek odalarının önerilerini dışlayan bir yaklaşım egemen olmuştur. Yapı Denetim Yasası'nda kamu yapıları

de-netim dışı tutulmuş; TMMOB'ye bağlı ilgili odaların yasa ve yönetmeliklerce tanınmış görevleri içinde bulunan mü-hendislik, mimarlık hizmetlerinin mes-leki yeterlilik, eğitim, belgelendirme, denetleme gereklilikleri dışlanmıştır. Bu durum ile Gezi Parkı Direnişi'nin ar-dından TMMOB'ye bağlı odaların mes-leki denetim yetkilerinin kısıtlanmaya çalışılması birbiriyle ilişkili neoliberal baskıcı bir politika hedefidir.

Planlama, mühendislik, mimarlık,

ya-pılaşma ve denetime ilişkin sistemik sorunlara ayna tutan ve yüzyılın afeti olarak da anılan 1999 Marmara depre-minden hiçbir ders alınmadığı; Deprem Şurası, Ulusal Deprem Konseyi gibi oluşumların devre dışı bırakılması ile, 2011 yılındaki Van depremi sonucu oluşan sosyal yıkım tablosu ile, yeni mevzuat düzenlemelerinin rant eksenli kentsel dönüşüm programları ve bütün ülkenin imara açılması ile tekrar tekrar ortaya çıkmıştır.

“17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 17. Yılı ve Yapı Denetimi” üzerine Oda Yönetim

Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar 16 Ağustos 2016 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

Depremlerden Rant Uğruna Ders

Çıkartılmamakta, Sosyal Afet ve

Yıkım Tehlikesi Artmaktadır

2011 yılındaki Kanun Hükmünde Ka-rarnameler (KHK) ile Çevre ve Şehir-cilik Bakanlığı yerel yönetimlerin yapı, ruhsat vb. yetkilerini de üstlenmiş, TOKİ'ye çok özel yetkiler verilmiş, "kentsel dönüşüm" iktidarın elinde mer-kezileştirilmiş, TMMOB'nin merkezi vesayete tabi kılınması istenmiştir. Aynı KHK'ler ile bütün ülke imara açılmış, Yapı Denetimi Yasası'nda denetim dışı yapıların sayı tür ve dağılımında önemli değişiklikler yapılmış, yasanın denetim kapsamı daraltılmış, denetimsiz yapı-laşmanın sınırları genişletilmiştir. Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2012-2023 (UDSEP) aynı kap-samdaki yeni mevzuat ve uygulama sistemine dair önemli ipuçları sun-muştur. Neoliberal serbestleştirme politikalarında önemli bir yer tutan "kamu-özel sektör işbirliği" yöntemi ile deprem gibi kompleks ve tamamen kamusal düzlemde olması gereken bir alanın özel sektöre terk edilmesi için yeni adımlar öngörülmüş, bölgesel kalkınma ajanslarına depremle ilgili sorumluluk verilmiştir. "Serbestleştir-me, özelleştir"Serbestleştir-me, sivil toplumu güçlen-dirme ve yerelleşme" bağlamlı, kamu kaynaklarını ve kamu erkini ayrıcalıklı biçimde kullanan, yasama-yargı dene-timini dışlayan, özel sektör ve uluslara-rası sermaye kuruluşlarıyla iç içe olan bu ajansların, yerel kaynaklar ile kent-leşme-yapılaşma alanını sermayeye na-sıl sunacağı, önümüzdeki yıllarda daha net olarak görülecektir. TMMOB'nin tüm uyarılarına karşın mühendislik, mimarlık uygulama, hizmet ve örgütle-ri bu strateji belgesinde de dışlanmıştır. Onuncu Kalkınma Planı'nda da, "Kent-sel dönüşümün doğurduğu değer artış-larından kamuya kaynak sağlanması" ve "Özel sektör tarafından geliştirilen kentsel dönüşüm proje sayısının artı-rılması" amaçlanmıştır. Planda ayrıca, "teknik müşavirlik firmalarının inşaat sektörünün tüm üretim süreçlerinde ve kamu-özel işbirliği projeleri ile kent-sel dönüşüm gibi alanlarda daha etkin

faaliyet göstermeleri temin edilecek-tir" denilerek mühendislik, mimarlık hizmetlerinin kamusal niteliğinin özel sektör lehine tasfiyesi açık bir şekilde yer almıştır.

Onuncu Plan, "yaşam mekânlarının ekonomik gelişme ve rekabetçiliği destekleme"ye tabi kılınmasını hedefle-miştir. "Batıdan doğuya ve gelişmekte olan ülkelere kayan üretim yoğunluğu ile uluslar üstü boyut kazanan yer se-çimleri ve şehirlerin rekabetçiliğini öne çıkaran yeni bir bölgesel gelişme ve şehirleşme" yaklaşımı "kentsel imaj yö-netimi ve markalaşma" ile cilalanmıştır. Planın mantığı, "kentsel dönüşüm ihti-yacının büyüklüğüyle ortaya çıkardığı iş hacmi" yaklaşımıyla belirlenmiştir. Plan, "meslek örgütleri, odalar, STK'lar ve özel sektör örgütlerinin hizmet kapa-sitelerinin geliştirilmesi ve kendi arala-rındaki ağ yapılarının güçlendirilmesi" belirlemesiyle, bu kuruluşların yeni sermaye birikimi-rant politikalarına tabi kılınmasını da hedef olarak belir-lemiştir. Plan, doğal afetler konusunu, iktidar ve sermaye çevrelerinin sınırsız kâr-rant amacına tabi kılmıştır.

İktidar, birçok kez değiştirdiği İmar Yasası ve Yapı Denetimi Yasası'nda yaptığı değişikliklerle, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa'nın devamı niteliğin-deki düzenlemelerle, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde De-ğişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile yapı üretim ve denetim sürecindeki mühendislik-mimarlık projeleri arasın-daki bağları bilimsel-teknik gereklilik-lerden koparmaktadır. Bu hizmetlerin kamusal niteliği, teknik müşavirlik kuruluşları aracılığıyla büyük ve bü-yümesi istenen sermaye güçleri lehine tasfiye edilmek istenmektedir.

Türkiye'deki yapı stokunun büyük bir kısmı ruhsatsız ve kaçak, büyük bir kısmı 20 yaş üzeri konutlardan

oluş-makta, yarıya yakını oturulamaz ve depreme karşı güçlendirilmesi gerekir durumdadır. Bu noktada yapı deneti-mi konusu birinci derecede önem ta-şımaktadır. Ancak bu konu afet, risk, kentsel dönüşüm, imar, kamu arazileri kavramlarını da içeren mevzuat deği-şiklikleri ile kentlerden başlayarak tüm ülke topraklarını yeni sermaye birikimi politikaları kapsamında kâr-rant unsuru haline getirilerek istismar edilmektedir. Yargı kararlarına karşın yapılan plan ve dönüşümlerle, kentlerimiz, kırlarımız, kıyılarımız, ormanlarımız ve tüm doğal çevremiz yoğun rant projeleri ablukası altına alınmıştır. Hemen her ölçek için kullanılan dönüşüm kavramı, bugün finansal olarak "arazi geliştirme" anla-mında kullanılmaya başlanmış, özel-likle peyzaj alanları olan bölgelere rant amaçlı yönelim artmıştır.

Depremlere karşı bütünlüklü, sağlıklı, insanca bir yaşam ve çevre için alın-ması gereken önlemler ivedi bir öne-me sahiptir. Bunun için, öne-mevcut Yapı Denetim Yasası'nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi ve öngörülen teknik müşavirlik şirketi mo-deli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planla-ma, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir.

Yapı denetimi uygulamasını yönlendi-ren kararlar ve ilgili tüm mevzuatın, TMMOB ve bağlı odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzen-lenmemesi durumunda ülkemizi yeni büyük sosyal afetler, sosyal yıkımlar beklemektedir. Depremlere karşı ön-lemler bütünlüğü, güvenli yapılaşma ve halkın kent ve çevre hakkı için ne-oliberal piyasacı yaklaşımlar reddedil-melidir 

Ali Ekber Çakar TMMOB

Referanslar

Benzer Belgeler

MADDE 8. — Yapı denetim kuruluşlarından, bu Kanunda öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmedikleri anlaşılanların veya son üç yıl içerisinde üç

şantiyelerde kalite kontrol amaçlı olarak taze betonun kıvamının kontrol edilebilmesi için çok uygundur... Hazır beton taşınması sırasında kıvam kaybına neden olan

30 Haziran 2012 Tarihinde Sona Eren Altı Aylık Ara Hesap Dönemine Ait Özet Konsolide Finansal Tablolara İlişkin Açıklayıcı Notlar.. (Tutarlar aksi belirtilmedikçe Türk

“d) 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesine istinaden iş mahkemelerince veya özel hakem tarafından verilen kararlar uyarınca, göreve iadesine karar verilen

%10’unun altına düşecek şekilde, üçüncü şahıslara satılacağı karara bağlanmıştır. Koç Finansal Hizmetler A.Ş. ile Çukurova Holding A.Ş. arasında Çukurova

⎯ SGK Merkez Teşkilatı/Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından tebliğ edilmesi gereken evrak elektronik ortamda imzalanacak ve

MADDE 16 – (1) Yapılan inceleme ve araştırma sonucunda tespit edilen aile içinde kişi başına düşen gelirin aylık tutarı, prime esas kazanç alt sınırının üçte

5- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili Bakanlıkların toplumun ihtiyaçla- rı yerine beton lobisinin istem ve çıkarları yö- nünde imar, planlama,