• Sonuç bulunamadı

Öğrencilerin imam-hatip ortaokullarını tercih nedenleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Öğrencilerin imam-hatip ortaokullarını tercih nedenleri"

Copied!
61
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

EĞİTİM YÖNETİMİ, DENETİMİ, PLANLAMASI VE EKONOMİSİ BİLİM DALI

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJESİ

ÖĞRENCİLERİN İMAM-HATİP ORTAOKULLARINI

TERCİH NEDENLERİ

Mehmet ÖZYİĞİT

Danışman

(2)

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Mehmet ÖZYİĞİT tarafından hazırlanan “Öğrencilerin İmam-Hatip Ortaokullarını Tercih Nedenleri” başlıklı Tezsiz Yüksek Lisans Projesi tarafımdan okunmuş, kapsamı ve niteliği açısından Tezsiz Yüksek Lisans Projesi olarak kabul edilmiştir.

.

Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Meral TANRIÖĞEN

Danışman

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun …………..tarih ve ………….. sayılı kararıyla onaylanmıştır.

Prof. Dr. Mustafa BULUŞ Enstitü Müdürü

(3)

TEŞEKKÜR

Bu çalışmada “Öğrencilerin İmam-Hatip Ortaokullarını Tercih Nedenleri” üzerine literatür bilgi birikiminin oluşturulması ve öğrenciler üzerine yapılan saha araştırması sonuçlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Proje çalışmalarında büyük bir sabır ve özveri örneği gösteren eşim Nurcan ÖZYİĞİT’te, kızlarım Melike ÖZYİĞİT ve Hatice Nisa ÖZYİĞİT’te, anketin uygulanmasında gerekli kolaylığı gösteren Beyağaç İmam-Hatip Ortaokulu Müdürü Musa Ak’a, anketi cevaplayan Beyağaç İmam-Hatip Ortaokulu öğrencilerine ve çalışmada bizden yardımlarını, desteğini, sabrını ve bilgisini esirgemeyen değerli hocam Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Meral TANRIÖĞEN’e teşekkürü bir borç bilirim.

(4)

ETİK BEYANNAMESİ

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, proje yazım kurallarına uygun olarak hazırladığım bu proje çalışmasında;

 Proje içindeki bütün bilgi ve belgeleri akademik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi,  Görsel, işitsel ve yazılı tüm bilgi ve sonuçları bilimsel ahlak kurallarına uygun

olarak sunduğumu,

 Başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda ilgili eserlere bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunduğumu,

 Atıfta bulunduğum eserlerin tümünü kaynak olarak gösterdiğimi,  Kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı,

 Bu projenin herhangi bir bölümünü bu üniversitede veya başka bir üniversitede başka bir proje çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim.

İmza :

(5)

ÖZET

ÖĞRENCİLERİN İMAM-HATİP ORTAOKULLARINI TERCİH NEDENLERİ Mehmet ÖZYİĞİT

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ EGİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı

Proje Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Meral TANRIÖĞEN Aralık 2018 54 Sayfa

Türk Milli Eğitim Sisteminde içeresinde yer imam hatip ortaokuluna, konumu ve işlevleri uzun suredir tartışılan kurumlardan birisidir. Bu anlamda bu kurumlarımızla ilgili bilimsel araştırmalara daha çok ihtiyaç vardır. Bu çalışmada Beyağaç örneğinde imam hatip ortaokulu öğrencilerinin bu okulu tercih nedenleri çeşitli boyutlarıyla ele alınmıştır. Beyağaç’ta yaptığımız Araştırmaya 54 öğrenci katılmış, veriler anket yoluyla toplanmıştır. Bu araştırmada öğrencilerin imam hatip ortaokulunu seçme nedenleri ile çevre, cinsiyet, gelir düzeyi ve akran grupları arasında ilişki olup olmadığı araştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, kişisel bilgi formu ve tercih nedenleri ölçeklerinden oluşan anket formu, 2014- 2015 eğitim öğretim yılında Denizli ili Beyağaç ilçesinde yer alan İmam-Hatip Ortaokullarında öğrenim gören öğrencilerin tamamını (54 öğrenci), İmam Hatip Ortaokulunu seçme nedenlerini belirleme amacı taşıyan 34 kişisel sorudan oluşan bir anket formu uygulanmıştır.Anketlerden elde edilen veriler bilgisayar ortamında SPSS 17.0 istatistik paket programı aracılığıyla çözümlenmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin tercih nedenlerinin belirlenmesinde ortalama ve standart sapma istatistiklerinden faydalanılmıştır. Öğrencilerin tercih nedenleri üzerinde cinsiyet, gelir durumu ve çevrenin etkileme düzeyinin belirlenmesinde ise t-test belirlemeden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda, İHO’nda öğrenim gören öğrencilerin tercih nedenlerinde cinsiyet ve gelir durumu istatistiksel açıdan anlamlı etkilerinin olmadığı, öğrencilerin İHO’yu tercihlerinde bu faktörlerin etkili olmadığı, ailenin isteği okul idaresinin ve öğretmenlerin olumlu yaklaşımlarının etkisiyle öğrencilerin üst öğrenime daha iyi hazırlanacakları ve daha iyi bir okula kazanacakları inancı etkili olduğu saptanmıştır.

(6)

... ... ... ... ... ... İÇİNDEKİLER

Proje Onay Sayfası ... iii

Teşekkür ... iv

Bilimsel Etik Sayfası ... v

Özet ... vi İçindekiler ... vii BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ 1.1. Problem Durumu ... 4 1.2. Problem Cümlesi ... 4 1.3. Alt Problemler ... 4 1.4. Amaç ... 4 1.5. Önem ... 5 1.6. Sayıltılar ... 6 1.7. Sınırlılıklar ... 6 1.8. Tanımlar ... 6 1.9. Kısaltmalar ... 6 İKİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2.1 Giriş ... 7

2.2 Türkiye Cumhuriyetinin Başlangıcından Günümüze Din Eğitimi Ve Öğretiminin Kuramsal Temelleri ... 9

2.2.1 İmam-Hatip Liselerinin Tarihi ... 9

(7)

2.2.3 Yeni Bir Dönem ve Yeniden açılmaya başlanan İmam Hatip Liseleri ... 17

2.2.4 İmam Hatip Liselerinin Kurulmasında Emeği Geçen Âlimlerden Birkaçı ... 21

2.2.5 İmam Hatip Okullarının Müfredatı ... 22

2.2.6 İmam-Hatiplerin Tercih Edilmesi ve Önemi ... 23

2.2.7 İlgili Çalışmalar ... 24 ÜÇÜN BÖLÜM YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Modeli ... 27 3.2. Evren ve Örneklem ... 27 3.3. Verilerin Toplanması ... 27 3.4. Verilerin Analizi ... 27 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR ve YORUM 4.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 28

4.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 38

4.3. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 45

BEŞİNCİ BÖLÜM SONUÇ ve ÖNERİLER 5.1. Sonuçlar ... 47 5.2. Öneriler ... 48 KAYNAKLAR ... 50 EKLER ... 51 ÖZGEÇMİŞ ... 54

(8)

GİRİŞ

İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük özelliği toplumsal bir varlık olanmasıdır. Bu nedenle insan, özgür yaşamak ve kişisel tercihlerinde bağımsız yapmak ister. Fakat özgürlüğün sınırlarını kendisi belirleyemez. Şunu çok iyi bilmeli ki başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde kişinin özgürlüğü biter.

Kişilerin özgürlüklerini belirlerken genellikle ahlaki ve dini kurallar, özgürlüğün sınırlarını belirler ve kanunlarda bu kabul edilmiş ölçütlere göre yapılır.

İnsanlık için Özgür olmak çok kolay değildir. Tarih boyunca uluslar başka uluslara savaşlarda yenip; tercihlerini sınırlandımış, hatta katletmişlerdir. Günümüzde de bu süraç hala devam etmektedir.

Bireysel tercihler de bir ölçüde özgürlüktür. Başkalarının özgürlük sınırlarını engellemediği sürece, dilediği manevi inancını, hayat felsefesini veya inançsızlığı seçmekte özgür olsada; çoğu zaman insanlar kişisel tercilerini içinde yaşadığı toplumun genel ahlak ve dini inanıçlarına uydurmak zorunda kalır. Bir müslman olmayan birisinin, islam memleketinde ramazan ayı içersinde, Ramazan Ayı boyunca (kendi rızası ile açıktan yiyip-içmemesi) bazı toplumsal kuralları ve normlara uyma zorunluğu da bir nevi özgürlüğün dolaylı kısıtlanmasıdır.

İnsan, kişisel tercihlerini toplumun genel anlayışına uydurmakta her zaman aynı başarıyı göstermez. Bu durumda, ayıplanmak ve kınanmak kaçınılmaz olacaktır.

Toplumusal yargı her zaman doğru olabilir mi? Bazen önyargılı ve yanlış yorumlarla, kişilere haksızlık yapılabilir. Suçlu bulunup asılan bir kişiyi, yıllar sonra masum olduğunun anlaşılarak haklarının iade-i itibar edilmasi.

Toplumu yönlendiren aydınlarla sivil toplum önderlerine çok ciddi görevler düşüyor.

(9)

Kişisel tercihleride özgür olan insan istediği dine de girmiş olabilir. Katoliğe seçmiş bir çift; evliliğini (Katolikte boşanmak yasak olduğundan) ölene dek sürecek bir nikâhla yapar. İslam dininde, boşanmak hoş karşılanmamakla birlikte; daha büyük sıkıntıları önlemek için serbestir.

Toplum adına hareket ettiğini söyleyen bazıları, şahsi düşüncelerini eksik bilgileriyle değerlendirme yapıp; hatalara düşürmektedir. Kişisel istekten bahsediyoruz; bu konularda bireylere haksız baskılar yapılmamalı, yol gösterici olunmalıdır. İnsan tercihlerini teknik olarak, zorunlu ve isteğe bağlı olmak üzere iki bölümde değerlendirilir.

1-Zorunlu tercihler; Erkek-kadın, anne-baba, ırk, renk tercihlerde zorunluluk vardır.

2-İsteğe bağlı tercihler; Arkadaş, komşu, eş, okul ve meslek seçiminde bazı kısıtlamalar olsada isteğe bağlıdır.

Kanunlara göre çocuklar 18, dinimize göre reşit olana kadar çocuk adına karar verme yetkisi olmadığından kanunen ve dinen karar verme yetkisi aileye aittir dememiz yanlış olmaz.

Tercih etmek insane bazen zor gelebilir. Bundan için birçok isteğimizi hayatımızda ertelemek zorunda kalabiliriz. Ne istediğimizi karar verdikten sonra tercihte bulunmak çok kolaydır. Ama ne istediğimizi karar veremediysek çok zordur. Ufacık bir eşya da olsa alacağımız kararlarda mızmızlanır dururuz, karar vermekte zorlanırız. Bunlarda bile problem yaşayan bir toplumun insanları olarak, düşünün, hayatınızın dönüm noktasını oluşturacak kararlar alırken ya da alamazken ki halimizi. İçimizde, bir yerlerde ne istediğinden gayet emin, nereye nasıl varılacağını bilen, kaygısız, huzurlu, akla dayalı tercih kriterleri olmalı ki istedimiz sonuca varabilelim.

İnsanoğlu hayatı boyunca iyi veya kötü davranışları seçimlerden ibarettir. Biz insanlar farkında olsak da olmasak da her an seçim yapmak durumundayız. Yapacağımız seçimler hayatımıza yön verir. Dolayısı ile yaptığımız seçimlerin sonuçlarına katlanmak zorunda kalırız.

İşte hayatımızın dönüm noktalarından biri olan eğitim hayatımızda bizim tercihimizin bir sonucudur. Kendi görüşümüzün yanında ailemizin, arkadaş grubumuzun ve çevrenin etkisiyle hangi okula gideceğimize karar veririz. Gelecekten beklentimiz bizim

(10)

tercihimizi etkiler.

Baktığımız zaman bazı tercihlerimizin sonuçları bize o an için çok zor görünür, karşımıza geldiğinde seçmekten korkarız. Bazen sadece seçmek için seçeriz. Sadece yapmak için yaparız, sadece o anı kurtarırız. Ama sonuç hiç bir zaman değişmez, her zaman ortada tek bir sonuç vardır: Tercihlerimizin sonuçlarına biz katlanmak zorunda kalırız. Kaybederiz ya da kazanırız. Ama tartışmasız her zaman sonucunu biz yaşarız ve zaman zaman da etrafımızdakilere yaşatırız.

Her insan için tercih istekleri farklı da olsa, genel olarak herkese yardımcı olabillecek tercihten söz edelim.

a- Hedefleri iyi belirlemek gerekir. Ne yapılmak istediğimizi iyi karar verilmesi gerekir. Yaşantımızdan beklentilerimiz nelerdir? İyi bir eğitim alıp iyi bir makma sahip olmak mı istiyoruz? Hayatta çok zengin olmak mı istiyoruz? Çok arkadaşımızın olmasını mı istiyoruz? Bu soruların yanıtını, en çok neyi istediğimizi bilirsek, hedefe ulaşmak için kullanacağımız yöntemleri daha kolay seçeriz.

b- Bu amacımıza niçin ulaşmamız gerektiğine bilirsek isteyerek hayal etmek gerekir. Bu nokta çok önemlidir. İstediğimiz gibi zengin olduk. Peki, ne yapmak istiyoruz? Amacımıza ulaştıktan sonraki adımları ve amacımıza ulaşmanın bize getireceği yararları hayal edelim. Bu hayallerimizdeki gerçeklik payını da ortaya çıkaracaktır.

c- Bu hedefe ulaşmak için çalışıp ve çalışmalar sonucunda bazen kendimizi ödüllendirmemiz gerekir. Çalışmalarımızda karşımıza gelebilecek zorluklar karşısında nefes almak için kendimize ödül vermemiz, yaptığımız tercihlere kendimizi verebilmek açısından çok büyük önem arz etmektedir. Bu yüzden tercihimize uyum sağlayacak şekilde kendimize küçük ödülleri layık görmemizde hiç bir sakınca yoktur.

(11)

1.1 Problem Durumu

Çevremizde bütün bireylerin gelecekle alakalı eğitim tercihlerini belirlerken, genellikle; Ailesi (anne, baba, kardeşleri ve yakınında okumuş kişiler), çevre (özendiği meslek grupları, medya vb.), akran grubu (arkadaş grubu, çevresinde okuyan öğrenciler), eğitim ve yetenek seviyeleri düzeyleri belirler. Bizim eğitimimizle alakalı mevcut seçeneklerden en iyisini tercih etmede bizimle beraber bizim dışımızda ki etkenlerde önemli paya sahip olabilmektedir. Tercih etmek, başarı için şarttır ama tek başına olmassa olmaz değildir. Kısaca yeterli değildir. Hepimiz hayatta daha başarılı olmak isteriz, başarılı olmak için neleri seçmemiz gerektiğini ve nelerden vazgeçebileceğimizi bilmemiz gerekir. Yapmakla neler kazanacağımızı, yapmamakla neler kaybedebileceğimizi bilmemiz gererkir.

Bu sebeplerden dolayı İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerimizin ailesinin, arkadaş ortamının, gelir durumlarının, yaşadığı çevrenin ve eğitim ortamının vb durumların tercihlerini nasıl ve ne düzeyde etki ettiğini araştırmak için bu çalışma yapılacaktır.

1.2 Problem Cümlesi

Öğrencilerin imam hatip okullarını tercihinde ailenin, akran gruplarının, gelir durumlarının, yaşadığı çevrenin cinsiyetin ve eğitim ortamları arasındaki ilişki,

1.3 Alt Problemler

3.1 Öğrencilerin İmam Hatip Ortaokulunu tercih nedenleri nelerdir?

3.2 Öğrencilerin İmam Hatip Ortaokulunu tercih nedenleri cinsiyete göre farklı mıdır? 3.3 Öğrencilerin İmam Hatip Ortaokulunu tercih nedenleri gelir durumuna göre farklı mıdır?

1.4 Amaç

Araştırmanın amacı, İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinin tercih nedenlerini bilimsel yöntemlerle objektif olarak tespit etmek, sonuçlarını açık bir şekilde ortaya koyabilmektir. Bu amaçla aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:

4.1 Öğrencilerin İHO’na tercih nedenlerinin neler olduğunu?

4.2 Öğrencilerin İHO’na tercih nedenleri cinsiyete göre farklık gösteriyor mu? 4.3 Öğrencilerin İHO’na tercih nedenleri gelir durumuna göre farklık gösteriyor mu?

(12)

1.5 Önem

Tercih etme, tüm hayatımıza yön veren en önemli ve en etkili etkenlerden birisidir. Toplum yaşantısını düzene koyan hangi türde olursa olsun bütün kurumların ortak hedefi, insanları; Amaçları, istekleri ve çabalarını gerçekleştirmeye doğru yoğunlaştırmaktır. Yapılması istenen iş ne olursa olsun asıl amaç bu işin yapılmasıdır. Bu işin yapılabilmesi de insanın istekli olabilmesini, yeterlleri doğrultusunda çaba göstermesini gerektirir.

Hayatın her anında karşılaştığımız seçeneklerle ilgili tercihte bulunmak zorunda kalırız. Hayatımıza yön verecek ve temelden etkileyecek Eğitim-öğretim hayatımızı değiştirecek tercihimiz de bunlardan en önemlisidir. Tercih ettiğimiz okul türüde, eğitim yaşantımızın o çizgide ilerlemesine neden olacaktır. Öğrenim görmek istediğimiz okulu tercih etmeden önce her türlü araştırmanın yapılması gerekir. Önemli olan istediğimiz mesleğe ve bu eğitimi alabileceğimiz en iyi okula gidebilmektir. Bu aşamada bilinçli tercih dönemi geçirmek çok önemlidir. İHO’yu tercih eden bir öğrencinin de daha sonra İHL’ye devam etmesi ihtimali kuvvetlidir. Artık tercihini İmam Hatiplerden yana kullanan öğrencinin, bu alanda istihdam edilen İmam, Müezzin, Vaiz, Kur’an Kursu öğreticisi v.b. yanında diğer meslek alanlarından birisini seçerek hayatını devam ettireceği ileri sürülebilir.

Eğitimde öğrencilerin tercihleri için okul yönetici ve öğretmenlere de bir takım görevler düştüğünü unutmayalım. Peki, ne yapmalılar? Okullarının amacını ve gerçekleştirmek istediğimiz hedefleri net bir şekilde okullarını tercih edecek öğrencilere duyurmalılar. Okulun sosyal aktivitelerin de önemli olduğunu, öğrencilerin sosyal yönden gelişmeleri için gerekli çalışmaların yapıldığını öğrencilere ve ailelerine anlatmalılar. Bütün öğrencilerin, neyi nasıl yapacaklarını ve ulaşacakları hedefe nasıl gideceklerini bilip bilmediklerinden emin olmalılar. Bütün öğrencilerin azda olsa saygınlık kazanabilecekleri birö ğrenme yaşantısı düzenletebilmeliler. Her öğrencinin takdir edilme ihtiyacını karşılayacağı ders içi ders dışı etkinlikler düzenlemeliler. Olumlu benlik kavramı geliştirmelerine yardımcı olmalılar. İhtiyaç duyan öğrencileri, öz güvenlerini ve başarı ihtiyaçlarını geliştirmeleri için çalışmalar yapmalılar.

Örnekleri daha çok arttırmak mümkündür. İHO öğrencilerinin ailesinin, arkadaş ortamının, okuldaki yönetici ve öğretmenlerin yaşadığı çevrenin ve en önemlisi de eğitim ortamlarının bu okulu tercih etmelerinde nasıl ve ne derecede etkilediğini ortaya koyması açısından eğitim çalışanlarına ve öğrenci velilerine önemli katkılar sağlayacaktır.

(13)

1.5 Sayıltılar

Bu araştırmada aşağıdaki sayıtlılardan hareket edilmiştir.

5.1 Bütün öğrenciler, kendilerinin verilen araştırma anket sorularını içtenlikle yanıtlamışlardır.

5.2 Araştırma amaçlı kullanılan anket formu, araştırmanın konusu hakkında veri toplamak için yeterlidir.

1.6 Sınırlılıklar

6.1 Araştırma bulguları 2014-2015 eğitim-öğretim yılında, Beyağaç İlçe Merkezinde yer alan “Beyağaç İmam Hatip Ortaokul” beş, altı ve yedinci sınıf öğrencilerinin kendilerine uygulanan anket sorularına verdikleri cevaplarla sınırlıdır.

6.2 Beyağaç İHO’lu öğrencilerine uygulanan araştırma anket verilerine dayanmaktadır. Dolayısıyla anket tekniğine özgü sınırlıklar bu çalışma için de geçerlidir

1.7 Tanımlar

Tercih: Bir şeyi öbürüne göre daha iyi, üstün veya önemli sayma, yeğ tutma, yeğleme İmam Hatip Ortaokulu: 30 Mart 2012 tarihli 6287 sayılı “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la birlikte yeniden açılan ikinci kademe eğitim kurumudur.

1.8 Kısaltmalar

İHO: İmam Hatip Ortaokulu İHL: İmam Hatip Lisesi

(14)

2.

KURAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde “tercih nedenleri” konularında ülkemizde yapılmış bazı çalışmalara yer verilmiştir.

2.1. Giriş

Günümüzde insanların çoğu, mesleğini küçük yaşlarda seçme şansına sahip olamıyor. Bunun iki temel nedeni bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, ailelerin, çocuklarının değil, kendilerinin istediği mesleği onlara dayatarak, etkisizleştirmesidir. İkincisi ise, tamamıyla ilgisiz kalıp, çocuklarını yönlendirmemesidir. Meslek seçiminde ailenin fonksiyonu o kadar önemlidir ki, ailelerin en önemli görevi olarak belirtilebilecek bir önceliği ifade etmektedir.

Meslekler, gerektirdikleri nitelikler ve sağladıkları olanaklar bakımından belli zamanlarda bireylere değişik derecelerde çekici veya itici gelebilir. Bir kimsenin belli bir anda tercih ettiği meslekler, o bireye o anda en yüksek düzeyde olumlu özelliklere sahip görünen yani, çekici gelen mesleklerdir. Meslek tercihi, meslekleri, istenirlik derecesi bakımından sıraya koymaktır. Bir meslek ilgi ve yeteneklerine uygun oluşu nedeni ile kişiye çekici gelebildiği gibi, sağladığı toplumsal saygınlık ve kazanç gibi faktörler nedeni ile de çekici gelebilir. “Yani kişi ya yapısına uygun olduğu için ya da kendisi için önemli kişilerce beğenilir olduğu için şu ya da bu mesleği tercih listesine alabilir”(Koç, 2013:59-9) Toplumlar açısında ailenin en temel görevi, yaşadığı toplum için, her yönüyle gelişmiş, olgun, ne istediğini bilen, önüne hedefler koyabilen ve yaşama ve yaşatma sevgisi ne sahip bireyler yetiştirmektir. Bunun için, sevdiği işi yapan ve yapabilen bireylerin var olmasıdır. Karar verdiği meslek ne olursa olsun, yapacağına karar verdiği mesleği, istekle işine bağlanmış kişileri topluma kazandırmak ailenin en temel görevidir. Sonuçta toplumların gelişmişliği de, tek tek bireylerin gelişmişliğinin doğru orantılı olacaktır. Böylece mesleğini sevgi ve saygıyla yapan istekli insanların varlığı da, gelişmiş ve etkin toplumları ortaya çıkaracaktır.

Ailelerin, bireyin meslek seçimi sürecinde bir kaç kritik etkisi vardır. Öncelikle olumlu-olumsuz koşullandırmalarla ve sosyal yaşamda örnek olma görevleriyle bireylerin bir mesleğe olan ilgisini artırabilir veya yok edebilirler. İkincisi bireye sağlayabilecekleri olanaklarla onun daha fazla seçenek arasından kendisine en uygun mesleği seçmesine,

(15)

doğrudan veya dolaylı bir yardımları olabilmektedir.

“İşte İHO’ da öğrenim görmekte olan öğrencilerin, bu okulları tercih nedenleri değişiklik arz etmektedir. Çoğunluğu okulun ibadetlerini aksatmayacağı için, kendi isteğiyle ve ailelerinin tercihleri doğrultusunda bu okullara gelmektedir. Normal derslerin yanına dinî ağırlıklı dersleri de görmesini isteyen aileler çocuklarını bu okullara yollamakta, çocuklar da ailelerinin bu tercihlerine uyum göstermektedir. Bu okullarda öğrenim gören öğrenciler de ilerleyen yıllarda meslek seçimlerini bu doğrultuda yapmaktadır. Lise hayatını da İmam Hatipte tamamlayan erkek öğrenciler genelde imam-hatipliği veya müezzinliği, kızlarda Kur’an kursu öğretiliğini tercih etmektedir. Ama öğrencilerin meslek tercihleri sadece bu mesleklerle sınırlı değildir. Tabi ki bunun yanında üniversiteye gitmek isteyen öğrenciler de ilgi ve yeteneklerine göre değişik alanları tercih etmekte ve öğretmenlikten hukuka, mühendislikten tıp öğrenimine kadar geniş bir alanda öğrenimlerini devam ettirmektedirler.

İmam Hatip Ortaokulları da kişinin hangi mesleği seçmesi gerektiğine karar vermede küçük yaşlardan itibaren yardımcı olmaktadır. Kendisine büyük hedefler koyan öğrenciler bu okulları bilgi ve becerilerini arttıran bir basamak olarak görmekte, öğrenim hayatlarına farklı yollarda devam etmektedirler. Ailelerinin tercihi, çevresinden yönlendirmeler, sosyal hayatta bu okullardan çıkıp önemli mevkilere gelmiş kişiler, öğrencilerin bu okullarda gerçekten öğrenim görme veya görmeme yönündeki kararlarını etkilemektedir.

Erken yaşlarda bireyin bir mesleğe yönelmesi ve bu mesleğini sevmesi yaşamının sonraki kısımlarında pek çok avantajı kendisine getirecektir. Öncelikle seçtiği alanda daha fazla deneyim ve bilgi kazanacağı için, becerilerini erken yaşta geliştirecek ve başarı şansını artıracaktır. İmam Hatip Ortaokulları da bu bilgi ve beceriyi küçük yaşlardan itibaren kazandırmaya başlamaktadır. Hedefini erken yaşta belirleyen bireyler, kendi yaşamının sorumluluğunu almayı öğrenerek, daha bilinçli kararlar verecek, iç disiplini ve içsel isteklenmeyi daha fazla gelişecektir. Sevdiği mesleği yaptığı için de, iş doyumu ve yaşamdan sağlayacağı tatmin daha yüksek olacaktır. Sonuçta hayattan beklentileri daha net hale gelecek, özgüveni artacak, önceliklerini erken yaşta belirlediği için kaynaklarını etkin şekilde kullanacak, finansal gücünü daha fazla geliştirecektir.

Özetleyecek olursak İmam Hatip Ortaokullarına devam eden öğrencilerin bu okulları tercih nedenleri farklıdır. Çünkü öğrencilerden bazısı sadece ailesinin veya kendi

(16)

isteğiyle, bazısı toplumun yönlendirmesiyle, bazısı da arkadaşları orada olduğu için okulu tercih etmiştir. Ailesinin veya kendisinin isteğiyle İHO’yu tercih eden öğrenciler, bulunduğu ortama çabuk adapte olup gerekli olan bilgi ve beceriyi çabuk alacaktır. Farklı nedenlerle orada olan öğrenciler ortama alışma ve kendisinden bekleneni verme konusunda daha fazla emek ve zaman harcayacaktır. Aşağıda konumuzla ilgili yapılmış bazı çalışmalara yer verilmiştir.

2.2 Türkiye Cumhuriyetinin Başlangıcından Günümüze Din Eğitimi Ve Öğretiminin Kuramsal Temelleri

2.2.1 İmam-Hatip Liselerinin Tarihi

İmam Hatip Okullarının ilk örnekleri Osmanlı devletinin son dönemine dayanmaktadır. 1912 yılında genel eğitim yapan medreselerden farklı olarak Tevcihi Cihat Nizamnameleriyle vaizler yetiştirmek amacıyla Medresetü’l-Vâizîn adı altında öğretim kurumları açılmıştır. 1913 yılında ise imam ve hatip yetiştirmek amacıyla Medresetü’l-Eimme ve’l-Hutebâ kurumları öğretime başlamıştır.

Medresetü’l-Vâizîn (Vaiz Yetiştiren Eğitim Kurumu)1

5 Şubat 1912 tarihinde yayımlanan bir nizamname ile İslam’ın medeniyet kurup geliştiren bir din olduğu ifade edilmiş, onun faziletlerini ve güzelliklerini insanlık âlemine anlatabilecek kâmil insanlar, başka bir ifadeyle ‘İslam tebliğcileri’ yetiştirmek amacıyla Medresetü’l-Vâizîn kurulmasına karar verilmiştir. Medresetü’l-Vâizîn ’in ders içeriği dini yoğunlukta olmasına rağmen edebiyat, tarih, coğrafya, matematik, geometri, hukuk bilgisi, sağlık bilgisi, felsefe, astronomi, sosyoloji, iktisat gibi gerek fen bilimleri gerek sosyal bilimler de bu medreselerde önemli bir yekûn tutmuştur. Medresetü’l-Vâizîn ’den mezun olanlar Askeri birliklerin imamlığı ile vaizlik görevlerine atanabiliyordu. Fakat bu kurumlardan beklenen netice elde edilememiştir. Vaizlerin iyi yetişememiş ve yetersiz olmasının sebebi olarak ülkenin içinde bulunduğu siyasi, sosyo- ekonomik durum, öğrencilerin askere alınması, hocaların yetersizliği gibi durumlar gösterilebilir.

(17)

Medresetü’l-Eimme ve’l-Hutebâ2

Osmanlı Devleti 1913 yılında Medresetü’l-Eimme ve’l-Hutebâ’yı açmıştır. O dönemde mevcut imam ve hatip sayısında eksikliğin olması, yeterli nitelikte imam ve hatip bulunmaması gibi durumlar söz konusuydu. Daha nitelikli, bilinçli ve bilgili imam ve hatip yetiştirmek amacıyla bu kurumlar açılmıştır. Bu Medreselerde yalnızca dini ağırlıklı eğitim uygulanmıştır. Fakat bu kuruma ilginin yetersiz olduğu görülmüştür. Gerekçe olarak buradan mezun olacakların mali destekten ve istihdam edilme garantisinden mahrum olmaları gösterilmektedir. Bir başka sebep olarak da o sıralarda devletin Birinci Dünya Savaşına girmiş olması söylenebilir.

Evkâf-ı Hümâyûn Nezâreti’ne bağlı olarak açılmış Medresetü’l Vâizîn ile Medresetü’l-Eimme ve’l-Hutebâ’dan beklenen netice alınmayınca bu kurumlar Medresetü’l-İrşâd adı altında iki şube halinde birleştirilmiştir. Medresetü’l-İrşâd, medreselerin kapatılış tarihi olan 1924 tarihine kadar açık kalabilmiş bu tarihe gelindiğinde diğer medreselerle birlikte kapatılmıştır.

Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu3

Osmanlı Devletinin son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yılında öğretime açık olan medreseler iki isim altında toplanmıştır. Biri Medâris-i İlmiye diğeri İstanbul merkezli Dârü’l-Hilâfe Medreseleri olmak üzere bunlar iki gruptur. 3 Mart 1924 tarihinde TBMM’den geçirilip 6 Mart’ta yayımlanan Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu ile tüm medreseler Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmış olmasına rağmen nakledilen tamimle Medâris-i İlmiye olarak bilinenler kapatılmıştır. Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu eğitim ve öğretim kurumlarını kapatmaya yönelik değil, yönetim ve denetimin tek elde toplanmasına yönelik bir kanundur. Bu kanunla yönetim ve denetim Maarif Vekâleti’ne verilmiştir. Buna rağmen daha sonra Maarif Vekili olan Hüseyin Vasıf 11 Mart 1924 günü ilgili makamlara gönderdiği telgrafla kanunun 2. maddesiyle Maarif Vekâleti’ne bağlanmış olan medreseleri kapatmıştır. Diğer okullara ise dokunmamıştır. Dârü’l-Hilâfe Medreseleri ise 1924 yılında İmam ve Hatip Mekteplerine dönüştürülmüştür.

2 timav.org.tr/imam-hatip-okullari-tarihcesi

(18)

2.2.2 İmam Hatip Mektepleri 4

Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu kabulüyle İmam Hatip Mektepleri fiilen öğretime başlamıştır. Türkiye’nin çeşitli illerinde bu mektepler açılmıştır. Ders programı Medresetü’l-Vâizîn ’in geliştirilmiş biçimine benzeyen İmam Hatip Mekteplerinde dini ağırlıklı derslerin yanında hüsn-i hat, fransızca, tarih toğrafya, cebir, nebatat, fizyoloji, musiki, ruhiyat (psikoloji), içtimaiyat (sosyoloji) gibi ilimler de imam hatip lisesinde okutulmaktaydı. Ancak bu mekteplerin ömrü de uzun olmamıştır. Bazı kesimlere göre bu mektepler yeterince öğrenci bulamamış ve bundan dolayı kendiliklerinden kapanmışlardır. Bu ise yersiz bir iddiadır. Şöyle ki;

 Daha açılışlarının ilk yıllarından itibaren Bakanlık tasarruf tedbirleri adı altınddiğer mekteplere değil yalnızca İmam Hatip Mekteplerine tahsisat ayırmamış, yani maddi yardımı kesmiştir.

 Mektepler açılmış fakat devletçe mezunlarına istikbal vaat edilmemiş, yani devlet resmi ve maaşlı görev vermemiştir.

 Birtakım bahanelerle hocalar görevlerinden alınmıştır.

Tüm bunlara rağmen İmam Hatip Mektepleri yeterli öğrenci sayısını elde etmiş, hatta diğer okullara göre fazla mevcut bile oluşturmuştur. Fakat çeşitli gerekçeler gösterilerek Eylül 1930 yılında İmam Hatip Mektepleri de kapatılmıştır.

İmam Hatip kursları4

1930-1948 yılları arasında din eğitimi, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde açılan Kur'an kurslarında verilmiştir. Kur'an kurslarının “aydın din adamı” yetiştirmede yetersiz kaldığı bir raporla belirtilince, 1949 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı “imam hatip kurslarında” din hizmeti görevlisi yetiştirme uygulaması başladı.

İmam Hatip Yetiştirme Kursları4

Müslüman vatandaşların imamlık ve hatiplik gibi dini hizmetleri ifa edecek elemanlara da ihtiyaçları olduğu ve bunları yetiştirecek öğretim müesseselerinin kurulması lazım geldiği tespit edilmiştir. Bunun neticesinde 21 Mayıs 1948 tarihinde İmam Hatip Yetiştirme Kursları açılması önergesi kabul edilmiştir. Bu kursların süresi 10 aydır. Türkiye genelinde toplamda 10 tane de kurs merkezi açılmıştır. Kursun programı Fıkıh

(19)

hariç dini dersleri içerirken, bunun yanında tarih, coğrafya, Türkçe gibi kültür derslerine de yer verilmesine rağmen matematik ve fen grubu dersleri hiç verilmemiştir.

İmam-Hatip Yetiştirme Kursları samimi olarak ve gerçekten had safhaya gelmiş bulunan din görevlisi ihtiyacını karşılamaktan ziyade demokrasiye geçişte siyasi bir yatırım gerekçesiyle açılmıştır. Zira daha baştan İmam Hatip Okulu olarak düşünülüp daha uzun süreli ve gerçekçi bir program hazırlamak yerine kurs olarak faaliyete geçirilmiştir. Hocalara yeterli ücret verilmemiş, öğrencisine de istikbal vaat edilmemiştir. Bu yüzden tamamen göstermelik ve sembolik olarak açılan kurslar birkaç yıl içerisinde tarihe mal olmuşlardır.

İmam Hatip Okulları5

1950 siyasal seçimleri sonrası iktidar Demokrat Partiye geçmiştir. İmam Hatip Okulları (İHO) açma konusu uzun süre tartışıldıktan sonra açılması zaruretine kani olduklarını açıklamışlardı. 17 Ekim 1951 günü Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin onaylamasıyla İmam Hatip Okulu açma kararı yürürlüğe girmiştir. Kararnameye göre yedi ilde birer İHO açılmıştır. İHO, 1954-1955 öğretim yılı sonunda ilk mezunlarını verdikten sonra 3 yıllık lise kısmı da açılmıştır. Böylece 4+3=7 yıllık bir ortaöğretim kurumu haline gelmiştir. İmam Hatip Okullarının ilk hukuki dayanağı, Tevhîd-i Tedrisât Kanununun 4. Maddesidir. Resmi kuruluş amacı; Türk Milletine hitap edecek, olgun, kültürlü hatip ve imamların yetişmesini sağlamaktı. Halkın beklentisine göre bu kurumların amacı insanların dini ve manevi alanda içine düşürülmüş bulunduğu sefaletten ve perişanlıktan kurtulmasına yardımcı ve destek olmak, kendilerine ve çocuklarına dini öğretecek, mihrapta namaz kıldıracak, minberde hutbe okuyacak, kürsüde vaaz edecek, cenazesini dini kurallara göre kaldıracak, öldüğü zaman arkasından Fatiha okuyacak kısaca kendisine dini yönden hizmet edecek elemanların yetişmesini sağlamaktı.

İmam Hatip orta kısmının müfredatı genel ortaokulların programına göre hayli yoğun ve ağır bir müfredata sahipti denilebilir. Toplam 38 ayrı dersten oluşan ve %60’ı kültür ve fen, %40’ı dini ağırlıklı derslerin oluşturduğu bir müfredat izlenmiştir. Lise kısmının müfredat ağırlığı da orta kısmıyla aynıydı. Genel liselerde altı yılda 21 çeşit ders okutulurken İmam hatip Okullarında yedi yılda 38 ders okutulmaktaydı.

İmam Hatip Okulları eğitime devam ederken Türkiye’nin geçtiği siyasal

(20)

süreçlerden de etkilenmişti. 1960 İhtilali sonrasında İmam Hatip Okulları mevcudiyetini korumuş, olumlu veya olumsuz herhangi bir gelişme olmamıştır. Süleyman Demirel liderliğinde Adalet Partisinin iktidara gelmesiyle İmam Hatip Okullarının sayısında artış olmuştur. Yurt genelinde toplam İHO sayısı 71’e ulaşmıştır. Bununla beraber daha sonrasında çıkarılan çeşitli genelgelerle mezunların iş imkânı kısıtlanmış ya da İHO açılması koşulları zorlaştırılmıştır. Değişen hükümetlerle beraber İHO müfredatında farklı uygulamalara gidilmiştir. 1972 yılında üç yıla indirilen İHO orta kısımdan dini dersler çıkarılıp genel ortaokul müfredatı uygulanmaya konulmuştur. Üstelik alınan bir kararla İHO’nun birinci devresinden mezun olup da liselere geçiş yapmak isteyenlere doğrudan geçiş hakkı yasaklanmıştır. Bu ise İHO’nun hızlı bir öğrenci kaybı yaşamasına neden olmuştur. Dört yıla çıkarılan İHO lise kısmı için 11 Aralık 1972’de yeni bir program hazırlanmıştır.

Ekim 1972 tarihinde mevcut hükümet ortaokullar ile ilgili yayımladığı kararnamede “her çeşit orta öğretim kurumuna ‘lise’ adı verilecektir” demiştir. Daha sonra bu 15 Nisan 1973’te kanun haline getirilmiştir. Kanunun 32. Maddesinde ise İHO şöyle tanımlanmıştır:

“İmam-Hatip liseleri imamlık, hatiplik ve Kuran Kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere Milli Eğitim Bakanlığınca açılan orta öğretim sistemi içinde hem mesleğe, hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır.”

Bu kanunla İmam hatip okulları da liseye dönüştürülmek suretiyle Yüksek İslam Enstitülerinin yanında üniversitelere giriş kapısı da aralanmıştır.

İmam Hatip Liseleri6

Siyasal gelişmelere paralel olarak İHL’de birtakım gelişmeler olmuştur. CHP+MSP koalisyon hükümeti döneminde bir taraftan yeni iHL’ler açılırken diğer yandan İmam Hatip Ortaokullarının seçmeli dersleri arasına Kur’an-ı Kerim ve Arapça gibi dersler de konulmuştur. Bu gelişme ile İmam Hatip Okulları 3+4=7 yıllık bir okul haline dönüştürülerek yeniden bütünleştirilmiştir. Bu değişim orta kısımlara olan teveccühü yeniden arttırmış, öğrenci sayısı her geçen yıl katlanarak artmıştır. Demirel’in kurduğu koalisyon hükümeti döneminde 150 İHL öğretime açılmış ve toplam sayı 251’i bulmuştur.

(21)

Daha sonra yine Süleyman Demirel tarafından 1979’da kurulan azınlık hükümeti döneminde 36 yeni İHL daha açılmıştır. Böylece 1951’den 1980’e kadar açılan toplam İHL sayısı 374’ü bulmuştur.

Bu gibi gelişmeler neticesinde İHL’ye 1977-1978 yıllarında rekor bir yöneliş olmuştur. 1973-1974 eğitim öğretim yılından itibaren 5 sene içerisinde öğrenci sayısında %904,5luk bir artış gözlenmiştir. Bu artışın önemli sebeplerinden birisi de orta öğretim seviyesinde İmam Hatip Okullarının, yükseköğretim seviyesinde İslam Enstitülerinin güvenli bir ortama sahip olmasıydı. Zira o dönemlerde anarşi ve terör diğer öğretim kurumlarında çokça yaygındı. Anarşi ve terörün girmediği, velilerin çocuklarını müsterih biçimde gönderdikleri yegâne eğitim kurumları İmam Hatip Okullarıydı.

İHL’nin imam, müezzin, müftü gibi muhtelif din hizmetlerini ifa etmek üzere eleman yetiştirmek amacıyla kurulduğu göz önüne alındığında kızlar bu okula bir şekilde alınmamıştı. İHL 1960’a kadar sadece erkeklerin öğrenim gördükleri kurumlardı. Veliler kız çocuklarının hem lise seviyesinde tahsil yapmalarını hem de dini eğitimlerini almalarını sağlamak istiyorlardı. O tarihte ilk kez Yozgat İHL’ye kız öğrenci kaydı yapılmıştır. Bu mevcut tabuları yıktı ve İHL’lerdeki kız öğrenci sayısı giderek arttı. Daha sonra bir İHL’de sadece erkeklerin okuyabileceğine dair bir program çıkmışsa da bir velinin Danıştay’a başvurması neticesinde bu iptal edilmiştir. Kızların mezun olduklarında imam olamayacakları söylenmiş bu yüzden İHL’de okumalarına yönelik çeşitli tartışmalar yapılmıştı. İmam olamadılar; fakat mezunların bir kısmı İlahiyat Fakültelerinde dini yüksek tahsil de yaparak Kuran Kursu öğreticisi oldu. Bir kısmı Diyanette vaize oldu, diğerleri de imam Hatip Liselerinde meslek dersi öğretmenliği, ilköğretim ve ortaöğretimde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği görevi üstlendiler.

1980 darbesinin ardından İHL açılması durdurulmuş, ancak mevcut sayıda azaltma yoluna da gidilmemiştir. 1983 yılında hükümet Turgut Özal’la birlikte yeniden sivillerin eline geçmiş, fakat yeni İHL açılmamıştır. Sebep olarak askerin gölgesinin hala hükümetin üzerinde oluşu gösterilebilir. İHL sayılarının arttırılamamasına bir çözüm olarak mevcut liselere yan şube açılarak genişleme yoluna gidilmiştir. Bu şekilde gelişme ve genişleme ile İHL şubelerinin 1990’larda sayısı yüzleri bulmuştur. 1991-1992 öğretim yılında bir ara kredili sisteme geçilmiş ancak 4 yıl sonra tekrar kaldırılarak sınıf geçme sistemine dönülmüştür.

(22)

Anadolu İmam Hatip Liseleri7

Turgut Özal’ın kurduğu ilk hükümet döneminde ilk kez Anadolu İmam Hatip Lisesi (AİHL) açılmıştır. Bunlar Almanya’daki işçilerimizin çocuklarının Türkiye’ye getirilip buralarda yetiştirildikten sonra geldikleri yere din görevlisi olarak gönderilmesini sağlamak amacıyla kurulmuştu. İlk defa 1985’te Beykoz AİHL açılmış, 1990’da Kartal İlçesindeki yerine taşınmış ve adı Kartal AİHL olmuştur. Mezunlarının Türkiye derecesi yapması ilginin bu okullara yönelmesini sağlamıştır. Kuruluş amacının tersine ilk yıllar Almanya’dan öğrenci gelse de sonraki yıllarda öğrenci gelmez olmuş ve tamamen yurt içinden sınavla kazanıp kayıt yaptıran öğrencilerle eğitime devam edilmiştir. 2000 yılına kadar açılan AİHL sayısı bağımsız yedi, bağlı müdürlük halinde 100 olarak toplamda 107 AİHL mevcuttu.

AİHL üç kısımdan oluşuyordu; hazırlık kısmı, orta kısmı, lise kısmı. Hazırlık sınıfında ders programı yabancı dil ağırlıklı olmak üzere türkçe, kur’an’ı kerim, beden eğitimi gibi dersler de mevcuttu. Orta kısım ve lise kısmın müfredatı bazı derslerin saat açısından farklılık göstermesi dışında klasik İHL ile aynıydı. AİHL’de yabancı dil klasik İHL’ye göre sekiz saat daha fazla idi.

28 Şubat 1997 sürecine kadar İHL sayısıyla beraber halkın teveccühü artmaya devam etmiştir.

28 Şubat Süreci ve İmam Hatip Liseleri:7

Toplumun bazı kesimlerine göre İHL mezunlarının kendi alanları dışında yüksekokul ve fakültelere gitmeleri Cumhuriyet rejimi ve laiklik açısından sakıncalı idi. Bunlar İHL mezunlarının başka alanlara yönelmelerini devleti ele geçirme planı olarak nitelemişlerdir. Bu tartışmaların yoğun olduğu bir dönemde Haziran 1996’da Necmeddin Erbakan başkanlığında 54. Hükümet kurulmuştur. Türkiye yeni bir döneme girerken tartışmalar daha da şiddetlendi. 28 Şubat 1997 tarihinde toplanan Milli Güvenlik Kurulunda alınarak kamuoyuna açıklanan kararlar Erbakan Hükümetini sarstı. Sonradan 28 Şubat süreci olarak anılacak toplantıda irtica ile ilgili ortaya konulan görüşler yıllarca tartışma konusu oldu. İlk kuruluşundan beri İmam Hatip Liselerinde, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi, 12 Mart 1971 muhtırası ve 12 Eylül 1980 askeri darbesi neticesinde görülen kısa süreli duraklama ve gerileme dönemleri hariç, fasılasız devam eden pozitif gelişmeler bu kararla negatif gelişme sürecine girdi. Peki, neden böyle olmuştu? Bazı kesimlerce bu

(23)

okulların varlığı bir türlü benimsenememiş, sürekli aleyhte propaganda yapılmışken yine bunlar yetkili kurum ve kişileri bu okullara karşı aleyhte şartlandırdılar. Ve bu kurumların kapanması için çeşitli yöntemler icat ettiler.

28 Şubat 1997 sürecinde alınan iki karar İHL’yi olumsuz yönde etkilemiştir. Bunlarda birincisi sekiz yıllık kesintisiz eğitim, ikincisi ise mezunların kendi alanları dışında üniversiteye girmesinin engellenmesidir.

18 Ağustos 1997 tarihinde yürürlüğe giren yasayla diğer okullarda ve bilhassa İHL’de yaşananları şöyle maddeleştirebiliriz;

 O yıllarda müstakil ortaokul olarak eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdüren okullarla bazı mesleki ve teknik okulların bünyesindeki orta kısımları ve İHL’nin orta kısımları kapatılmıştır. Yani bu kanunla bütün meslek liseleri çok ciddi darbe yemiştir.

 MEB Talim ve Terbiye kurulunun kararı ile 1+3=4 yıllık bir lise haline dönüştürülmüştür.

 Milli Eğitim Bakanlığınca İHL’nin orta birinci ve üçüncü sınıfına geçmiş bulunan öğrencilerine öğrenimlerini bu okullarda tamamlama zorunluluğu getirildi. Özellikle lise kısmında öğrenim gören öğrencilerin sırf üniversitelere girişlerini engellemek için başka liselere geçişleri kesin kararlarla engellendi.

 İHL’ye arapça öğretmeni olarak İlahiyat mezunlarını değil artık Dil-Tarih ve Coğrafya Fakülteleri ile Fen-Edebiyat Fakültelerinin Arap Dili ve Edebiyatı mezunları görevlendirilmeye başlanmıştır.

 Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin yürürlüğe girmesiyle önceki yıllarda kayıt yaptıramam korkusuyla yorgan battaniye sabahlayan veliler haber konusu olurken, bu uygulamayla birlikte yeni kayıtlarda büyük düşüş gözlendi ve hatta bazı imam hatipler öğrenci bulamaz hale geldi.

İHL mezunlarının üniversiteye girişinin engellenmesi için başvurulan ikinci bir yöntem de katsayı uygulaması olmuştu. Sekiz yıllık zorunlu eğitim kararıyla sarsılan İHL, en büyük darbeyi 1998 yılında YÖK ve ÖSYM’ce belirlenen bir kararla almıştır. Bu, Lise mezunlarının orta öğretim başarı puanları belirlenirken 0,5 ile meslek lisesi mezunlarının puanlarının hesaplanmasında 0.2 ile çarpılması kararıydı. Bu karar meslek lisesi mezunlarının diğerleriyle arasında yaklaşık 30 puanlık bir fark oluşturdu.

(24)

İHL’nin önü kesilmiş oldu. Bu uygulamanın sonucu olarak 1999-2000 öğretim yılı içinde ÖSYM’ce yapılan Yabancı Diller sonuçlarına göre 100 sorudan 99’unu cevaplayan İHL mezunu öğrenciler uygulamaya konulan yeni sistemin azizliğine uğrayarak istedikleri bölümlere giremediler.

Bülent Ecevit’in beşinci defa kurduğu hükümet döneminde YÖK tarafından alınan bir kararla meslek lisesi mezunlarının önündeki engel biraz daha yükseltilmiştir. 2003 yılı üniversitelere giriş sınavında Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) belirlenmesinde genel lise öğrencilerinin puanları 0,8, meslek liseleri mezunlarının 0.3 ile çarpımı esas alındı. Bu uygulama ile arada 50 puanlık bir fark meydana getirildi. Netice olarak o yıl yapılan 1,5 milyon öğrencinin katıldığı üniversiteye giriş sınavında AİHL mezunu bir öğrenci Türkiye 21.si olduğu halde istediği bölüme girememiştir. Bu yüzden evvelce 601.000 olan öğrenci sayısı 28 Şubat sürecinde 65.000’e kadar düşmüştür.8

2.2.3 Yeni Bir Dönem ve Yeniden açılmaya başlanan İmam Hatip Liseleri7

3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerde kendisi de bir İHL mezunu olan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan AKP hükümeti göreve geldi. Kurulan bu ilk hükümet döneminde İHL yönelik bir girişim olmamıştır. 22 Temmuz 2007’de yapılan genel seçim sonrası AKP tekrar iktidar olmuş; Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 60. Hükümet kurulmuştur. Bu hükümet döneminde 37 yeni İHL açılmıştır. Katsayı uygulamasının kaldırılmasına yönelik girişimler olmuştur.

Eski yıllarda uygulanan sayısal, sözel, eşit ağırlık gibi alanlar kaldırılmış, bu şekilde meslek liselerinin alanları dışında tercih yaptıklarında puanlarının kırılmasının önüne geçilmek istenmişti. 21 Temmuz 2009 tarihinde katsayı uygulamasının kaldırıldığı resmen açıklanmıştı. Ancak İstanbul Barosu kararın iptali için Danıştay’a başvurdu. Karar iptal edilince YÖK aradaki katsayı farkını azaltmaya yönelik bir uygulama kararı aldı. Bu karara göre üniversite adayları alanlarına yönelik tercihlerinde puanları 0.15 alan dışı tercihlerinde 0.13 ile çarpılacaktı. Bu düzenleme ile meslek lisesi çıkışlı öğrenciler yıllar sonra kendi alanları dışında tercih yapma imkânı bulmuştu. 2011 yılında yapılan sınavda İHL mezunları aradaki puan farkını kapatarak üniversitelerin çeşitli bölümlerine yerleşmeyi başardılar.

1 Aralık 2011 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer yeni bir karar alındığını açıkladı ve bu son uygulanan puan sisteminin de kaldırılarak artık herkesin puanının 0.12

(25)

ile çarpılma yoluna gidileceğini belirtti. Bu kararlara göre artık 1980 ve 1990’lı yıllarda olduğu gibi bütün okulların mezunları eşit şartlarda üniversite sınavlarına girebilecekler.

Günümüzde uygulanan İHL müfredatına bakıldığında derslerin ortak dersler ve meslek dersleri adı altında toplandığı görülmektedir. Ortak dersler adı altında matematik, fizik, kimya, biyoloji, edebiyat, dil ve anlatım gibi dersler verilirken meslek dersleri adı altında tefsir, hitabet, fıkıh, siyer gibi dini içerikleri dersler okutulmaktadır.

İmam Hatip Ortaokullarının yeniden açılması8

28 Şubat sürecinde millete rağmen çıkarılan 8 yıllık kesintisiz eğitim yasasıyla birlikte kapatılan İmam Hatip orta kısmı kamuoyunda 4+4+4 kademeli eğitim yasası olarak bilinen 30 Mart 2012 tarihli 6287 sayılı “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la birlikte yeniden açılarak İmam Hatip Ortaokulu statüsü kazandı. Anılan yasa dört yıllık ortaokulları normal ortaokullar ve İmam Hatip Ortaokulları olarak iki eşit türe ayırmakta; esnek ve kademeli yapısıyla İmam Hatip Ortaokullarından mezun olanlara istedikleri lise türüne gitme hakkını da vermektedir. İlgili yasa çerçevesinde yapılan düzenlemelerle bundan böyle dördüncü sınıfı bitiren öğrencilere yürüme mesafesinde İmam Hatip Ortaokuluna gidebilme imkânı getirilmiştir.

Günümüzde Yeni Statüdeki İmam Hatip Liselerinin 9

Fen ve Sosyal Bilimler Programı Uygulayan Anadolu İmam Hatip Liseleri

Anadolu İmam Hatip Liselerinin tamamında öğrenciler Fen Bilimleri veya Sosyal Bilimler alanında olabildiğince fazla ders

11. sınıflarda 17 saat, 12. sınıflarda 18 saat

Ders alarak bir üst öğrenime hazırlanmaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında Anadolu İmam Hatip Liselerindeki dersler spor, sanat ve yabancı dil derslerindeki biraz eksikliler dışında Anadolu Liseleri ile tamamen aynıdır. İlave olarak öğrenciler imam hatip okullarına özgü Kur’an, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Siyer, Kelam, Akait, Dinler Tarihi gibi dersleri almaktadır.

Fen ve sosyal bilimler programının uygulandığı Anadolu İmam Hatip Liselerinde ise öğrenciler, fen bilimleri veya sosyal bilimler alanında yukarıda belirtilen ders saatlerine

(26)

ilave olarak 6 saat daha fazla ders alabilmektedir. Ayrıca okulların üniversitelerle protokoller yaparak ortak çalışmalar yapması öngörülmektedir. Bu programın amacı; Anadolu İmam Hatip Liselerinde öğrenim görüp fen bilimlerine ve sosyal bilimlere ilgi duyan öğrencilerin kabiliyetleri doğrultusunda gelişmelerine destek vermek, rasyonel ve analitik düşünme becerilerini geliştirmek, bilim ve medeniyet tarihimizde öne çıkan bilim insanlarını ve düşünürleri tanımalarını, onların hayatları, eserleri ve etkileri hakkında bilgi edinmelerini sağlamak, öğrencilerin fen bilimleri ve sosyal bilimler alanında ilgi ve kabiliyetleri doğrultusunda daha donanımlı, özgüvenleri yüksek, kendi medeniyet değerlerinin farkında olarak yetişmelerine ve onların yükseköğrenime hazırlanmalarına katkı sağlamaktır.

Fen ve Sosyal Bilimler Programı uygulayan okullarımızda okutulan derslerin haftalık ders saatleri Fen Liseleri ve Sosyal Bilimler Liseleri ile oldukça yakın olup pek az bir fark vardır. Bu fark da daha çok dil, spor ve sanat derslerindedir. Bu okullarda öğrenciler az bir eksiklikle fen liseleri ile sosyal bilimler liselerinde okutulan alan derslerini almakta ilave olarak imam hatip okullarına özgü dersleri okumaktadırlar. Öğrenciler 10. sınıftan itibaren fen bilimleri alanı veya sosyal bilimler alanında ders seçebilmektedir. Bu dersler, öğrencinin devam edeceği alan, öğrencinin ilgi ve istekleri, derslerdeki başarı durumu ve hedeflediği yükseköğretim programı doğrultusunda öğrenci, veli ve okul tarafından ortaklaşa belirlenmektedir. Öğrenciler belirledikleri alan doğrultusunda fen veya sosyal bilimler alanı ile ilgili dersleri 10. sınıfta iki saat, 11. sınıfta 19 saat, 12. sınıfta 20 saat almaktadırlar.

Fen Bilimleri alanında seçilen ve okutulan dersler; Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Bilim Tarihi ve Uygulamaları, Matematik Tarihi ve Uygulamaları dersleridir. Fen liselerinde ilave olarak Bilgisayar Bilimi dersi vardır. Fen ve sosyal Bilimler programlı AİHL’de fen bilimleri alanını seçen öğrenciler, dört yıl boyunca fen bilimleri alanındaki derslerin yanısıra üniversitelerden akademik destek almakta ve alan akademisyenleri tarafından verilen seminer ve konferanslara katılmaktadır. Ayrıca her yıl için Fen Bilimleri alanında belirlenen okuma kitapları olmaktadır. Ayrıca okulların farklı bilimsel etkinlikleri ve projeleri de olmaktadır.

Sosyal Bilimleri alanında seçilen ve okutulan dersler; Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Coğrafya, Matematik, Mantık, Psikoloji, Sosyoloji, Sosyal Bilim Çalışmaları, Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersleridir. Sosyal bilimler liselerinde fark olarak Sanat Tarihi ve Osmanlı Türkçesi dersi okutulmaktadır. Türk Kültür ve Medeniyeti Tarihi dersi ile İslam Kültür ve Medeniyeti dersi programları birbirine çok yakındır. Fen ve sosyal

(27)

Bilimler programlı AİHL’de sosyal bilimleri alanını seçen öğrenciler, dört yıl boyunca sosyal bilimleri alanındaki derslerin yanısıra üniversitelerden akademik destek almakta ve alan akademisyenleri tarafından verilen seminer ve konferanslara katılmaktadır. Ayrıca her yıl için Sosyal Bilimleri alanında belirlenen okuma kitapları olmaktadır. Ayrıca okulların farklı bilimsel etkinlikleri ve projeleri de olmaktadır.

Anadolu İmam Hatip Liseleri sosyal-kültürel ve sanatsal etkinlikler açısından oldukça zengin bir geleneğe sahiptir. Fen ve Sosyal Bilimler Programlı okullarda eğitim alan öğrenciler de bütün imam hatip okullarında gerçekleştirilen sosyal kültürel faaliyetler ve eğitim etkinliklerinden yararlanmaktadır. Kendilerini geliştirecekleri birçok sosyal ve kültürel faaliyette yer almaktadırlar. İmam Hatip Liselerinde uygulanan “Okuyan 7’ler (kitap okuma takımları)”, “Kırk Şair-Şiir Etkinlikleri”, “Kırk Hadis-Ayet etkinlikleri”, “Öğrenci Panelleri”, “Münazaralar”, “Müze ile Eğitim”, “Genç Bilginler Bilim Çalışmaları”, “Mûsikî Koroları”, “Tematik Yaz Eğitim Etkinleri”, “Genç Hatipler”, “Kur’an-ı Kerim ve Ezan Okuma Yarışmaları”, “Arapça Bilgi ve Etkinlik Yarışmaları” gibi birbirinden farklı özgün çalışmalarla öğrenciler mânevî, ahlâkî ve kültürel yönden gelişmekte, sosyal sorumluluklarının farkında olmaktadır.

Bu okulların üniversitelerle işbirliği yapmaları, protokoller imzalayarak çalışmalar yürütmeleri esastır. Bu bağlamda öğrenciler akademik camia ile tanışmakta, üniversitelerin birikiminden yararlanmaktadır. Araştırma ve inceleme yöntemleri hakkında bilgi edinmektedirler. Belirli başarıları olan öğrenciler tematik yaz etkinlikleri bağlamında “Bilim ve Teknoloji” etkinliklerine katılma imkânına sahiptir. Öte yandan İmam Hatip Liseleri ile ortak çalışmaları olan kamu kurumları, mezun dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla da farklı projeler gerçekleştirilebilmektedir.

Okulların üniversitelerle protokollerinin olması ve ortak çalışmalar yapılması, seminer ve konferanslar ile öğrencilerin akademisyenlerle birlikte eğitim faaliyetlerinde bulunması onları üniversite ortamına güçlü bir şekilde motive etmektedir. Öte yandan öğrenciler okudukları kitaplar, aldıkları seminerler ve katıldıkları konferanslar ile yükseköğrenimde eğitim görecekleri fen bilimler alanı veya sosyal bilimler alanı ile ilgili kültür ve medeniyetimizin birikimlerinden yararlanmış olmaktadırlar. Tercih ettikleri alanla ilgili imam hatip okullarının verdiği kazanımlarla birlikte güçlü bir hazır bulunuşluk imkânı elde etmektedirler. Bu okullardan diğer ortaöğretim kurumlarına geçişler ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde belirtilen nakil ve geçişlere göre kontenjan boşluğu ve puan üstünlüğüne göre olmaktadır.

(28)

Bu okulların yönetici ve öğretmen atamaları tıpkı Fen Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinde olduğu gibi normal tayin ve atama usulüyle olmaktadır. Bu konuda fen liseleri ve sosyal bilimler liselerinden hiçbir farkı yoktur. Fen ve Sosyal Bilimler Programını uygulayan fakat “Proje Okulu” olan okullarımızda ise durum farklıdır. Bu okulların öğretmen ve yöneticilerinin görevlendirmesi doğrudan Bakanlıkça yapılmaktadır.

2.2.4 İmam Hatip Liselerinin Kurulmasında Emeği Geçen Âlimlerden Birkaçı10 Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu (1888-1960)

Bu zat hem Konya İmam Hatip okulunda Arapça ve tefsir derslerine girmiş hem de bu okulların kurulması ve yaygınlaştırılması için etrafındaki insanları yüreklendirmiştir. Onlardan maddi manevi fedakârlıkta bulunmalarını isteyerek bu okulların açılmasının tarihi önemini sürekli vurgulamıştır. Hocanın kişisel himmeti zamanla toplumsal himmet haline gelmiş ve halk bu okullara sahip çıkmıştır.

Celalettin Ökten (1882-1961)

İstanbul İmam Hatip Okulu’nun kurucularından olup okulun ilk müdürü olan “Celal Hoca” diye şöhret olan Celalettin Ökten, bu okulların kurulmasında gösterdiği emek kadar burada okuyan öğrencilere verdiği değerle de İmam Hatip neslinin oluşmasına ön ayak olmuş birisidir. Okulun açıldığı ilk yıllarda hizmetli olmadığından okulun tuvaletlerini bizzat kendisi temizlerken kendisini ziyarete gelen dönemin önemli düşünce adamlarından olan Nureddin Topçu’nun “Hocam sen koskoca müdürsün bu işi talebelere yaptır. Gençler yapsınlar” dediğinde hoca “hayır, gençler yaptığı işlerle şahsiyetleri arasında bir irtibat kurarlar. Onların şahsiyet teşekküllerini tehlikeye atmamalıyız. Bu işi yapacak bir eleman temin edilinceye kadar bu işi biz yapmalıyız” der.

Mahmut Bayram (1914-1997)11

1914 yılında Gönen’in Bayramıç köyünde doğdu. 1930 yılında 16 yaşında iken Gönenli Mehmet Efendi’den hafızlık eğitimi alarak tahsil hayatına başlayan hafız Mahmut Bayram Hoca, daha sonra dönemin ünlü bilginlerden Hüsrev Hoca’dan Arapça, Hasan Basri Çantay’dan da Tefsir dersleri alarak tahsil hayatını tamamladı. 1951 Yılından itibaren İstanbul İmam Hatip Lisesinde 20 yıl süre ile Arapça Hocası olarak görev aldı, imam hatiplik, vaizlik, Kuran Kursu öğreticiliği görevlerini yerine getirdi. Ömrünün tamamınıtalebe yetiştirmeye adayan hoca efendi, emekli olduktan sonrada görevliymiş gibi hizmetlerine vefatına kadar devam etti.

10 http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0mam_hatip_lisesi

(29)

2.2.5 İmam Hatip Ortaokullarının Müfredatı

İmam Hatip Ortaokullarında okutulan derslere ait çizelge aşağıda verilmiştir. Tablo 2.1

İmam Hatip Ortaokullarında ders çizelgesi

DERSLER SINIFLAR

5.SINIF 6.SINIF 7.SINIF 8.SINIF

Z O RUN L U D E R S L E R Türkçe 6 6 5 5 Matematik 5 5 5 5 Fen Bilimleri 4 4 4 4 Sosyal Bilgiler 3 3 3 - T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük - - - 2 Yabancı Dil 3 3 4 4

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1 1 1 1

Görsel Sanatlar 1 1 1 1

Müzik 1 1 1 1

Beden Eğitimi ve Spor 1 1 1 1

Teknoloji ve Tasarım - - 2 2

Bilişim Teknolojileri ve Yazılım 2 2 - -

Rehberlik ve Kariyer Planlama - - - 1

Kur’an-ı Kerim 2 2 2 2

Arapça 2 2 2 2

Hz. Muhammed’in Hayatı 2 2 2 2

Temel Dini Bilgiler 1 1 1 1

ZORUNLU DERS SAATİ TOPLAM 34 34 34 34

Din, Ahlak ve Değerler Seçmeli Kur’an-ı Kerim(4) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) Dil ve Anlatım Okuma Becerileri(1) (2) (1) (2) (1) - (1) Yazarlık ve Yazma Becerileri(4) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) Yaşayan Diller ve Lehçeler(4) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) İletişim ve Sunum Becerileri(1) - - (2) (1) (1) Yabancı Dil Fen Bilimleri ve Matemetik Bilim Uygulamaları(4) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) Matematik Uygulamaları(4) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) Çevre ve Bilim(1) - - (2) (1) (1) Bilişim Teknolojileri ve Yazılım(2) - - (2) (1) (1)

Sanat veSpor Görsel sanatlar (Resim, Geleneksel Sanatlar, Plastik Sanatlar vb.)(2) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) Müzik(4) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) Spor ve Fiziki Etkinlikler (Alanlara Göre Modüller Oluşturulacaktır)(4) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) Drama(2) (2) (1) (2) (1) - - Zeka Oyunları(2) (2) (1) (2) (1) (2) (1) (1) Sosyal Bilimler Halk Kültürü(1) (2) (1) (2) (1) -

Medya

Okuryazarlığı(1)

- (2) (1) (1)

Hukuk ve Adalet(1) - (2) (1) (2) (1) - Düşünme Eğitimi(2) - (2) (1) (1)

(30)

2.2.6 İmam-Hatiplerin Tercih Edilmesi ve Önemi

İmam Hatip Okulları, İmamlık, Hatiplik ve Kur'an Kursu öğreticiliği gibi dinî hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirir. Öğrencileri hem mesleğe hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygular. Din görevlisi yetiştirmek için açılan meslek lisesi statüsündeki İHL’ler niçin en çok tercih edilen meslek okulları oldu? Meslek liselerinin arasından sıyrılmasının ötesinde 1990’lı yılların ortalarında bu okullar lise çağındaki her 10 öğrenciden birinin devam ettiği okullar haline geldi. İmam Hatip Lisesi adı üstünde imam ve hatip yetiştirmek amacıyla kurulmuş meslek okulları. Oysa hiçbir meslek okulu İHL’ler kadar çekim merkezi olmadı. Hiçbir meslek lisesindeki öğrenci sayısı İHL’ler düzeyine yaklaşmadı. Bunun sebebi neydi? Bu sebepler dört başlık altında toplanabilir:

1. Din eğitimi talebi,

2. Pansiyon ve Burs olanakları, 3. Kız öğrencilerin devam edebilmesi,

4. Halkın özellikle de dindar muhafazakâr kitlelerin sahiplenmesi (Bozan, 2007:22) Bu konuda Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCI verdiği demeçte de şunları söyledi: "HALKTAN İMAM HATİP TALEBİ VAR"

Pek çok öğrenci ve aile için meslek liseleri ve imam hatipleri birinci tercih. Halktan ciddi bir imam hatip talebi var. Özellikle kız imam hatip okulları için bir talep var. Açık lise için de toplumdan bir talep var. Bazı aileler ancak böyle bir düzenleme içinde çocuklarını okula göndermeye razı oluyorlar.12

İmam-Hatip Okullarının maddi olanaklardan yoksun öğrencilere birtakım olanaklaedan sunması da bu okullara tercihin bir başka sebebidir. İmam Hatip Okullarına ilk olarak 1963-1964 yılında parasız yatılı öğrenci alındı. Bu sayede özellikle kırsal kesimden gelen, düşük gelirli ailelerin çocuklarının öğrenim görme şansı arttı. Yıllar içinde İHL’nin pansiyon ve burs olanakları belirgin şekilde arttı. İHL’lerin en yüksek öğrenci sayısına sahip olduğu öğrenim yılı olan 1996-1997 öğrenim yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na ait okullardaki “Öğrenci Pansiyonları Sayıları” tablosuna bakıldığında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü çatısı altında faaliyetlerini sürdüren İHL’nin yüzde 28’lik pansiyon olanağıyla, diğer okul türleri içinde bir üstünlüğü olduğunu söyleyebiliriz. (Bozan, 2007: 25 - 8)

(31)

Tablo 2.2

1996-1997 Öğretim Yılında Öğrenci Pansiyonları ve Öğrenci Kapasiteleri

Öğretim Dairesi Pansiyon

Sayısı

Yüzdesi

İlköğretim Genel Md. 169 16,3

Ortaöğretim Genel Md. 216 20,8

Erkek Teknik Öğretim 102 9,8

Kız Teknik Öğretim Gen. Md. 24 2,3

Ticaret ve Turizm Öğr. Genel Md. 20 1,9

Öğretmen Yetiştirme Genel Md. 68 6,5

Din Öğretimi Genel Md. 291 28,1

Özel Eğitim Rehberlik ve Danışmanlık 50 4,8

Özel Eğitim Kurumları Genel Md. 94 9

Toplam 1034 100(99-5)

Kaynak: MEB Eğitimle İlgili Bilgiler, s. 56 Aktaran: Sarpkaya, 1998, s. 85.

2.2.7 İlgili Çalışmalar

Kuruluşundan bugüne Kadar sosyal bilimlerin siyasetle paylaştıkları önemli konulardan birini teşkil eden İmam-Hatipler daha çok siyasetin elinde şekillenerek günümüze kadar gelmiştir. Konunun bilimsel zeminden ziyade daha çok siyasal boyutta ele alınması, bu kurumların pek çok tartışmanın konusu haline gelmesine ve bir sorun olarak algılanmasına yol açmıştır. Ancak bu kurumlar müstakil bir mesele olmaktan ziyade Cumhuriyetin din politikasının, din anlayışının ve din eğitimi yaklaşımının bir sonucu olarak ortaya çıkan ve bunlara bağlı bir mesele görünümündedir. Diğer bir deyişle İmam-Hatipler Cumhuriyet döneminde dinin birey ve toplum hayatında yerinin ne olması gerektiğine dair sürdürülen tartışmaların ve bu tartışmalar çerçevesinde toplumda oluşan farklı tarafların ideolojik mücadele araçlarından birisi olmuştur.

Cumhuriyet dönemi boyunca kesintilerle birlikte günümüze kadar gelen İmam-Hatipler, haklarında çok tartışılan ve görüş bildirilen kurumlar olmalarına rağmen buna paralel olarak yeterli sayıda ve nitelikte bilimsel çalışmaların yapılıp yapılmadığını tespit eden, yapılan çalışmaların durumlarının ne olduğunu ortaya koyan çalışmaları aşağıda verilmiştir.

(32)

Cebeci (1989) tarafından “İmam Hatip Liselerinden Mezun Olanların Yönelişleri ve Sebepleri” başlıklı ve Sakarya, Zonguldak, Ereğli ve Karasu’daki İmam Hatip Liselerini örnekleme alarak yaptığı araştırmasında, öğrencilere İmam Hatip Liselerini niçin tercih ettiklerini sormuştur. Araştırma sonuçlarına göre, öğrenciler İmam Hatip Liseleri’ni aşağıda belirtilen nedenlerle tercih etmişlerdir:

Dini bilgileri daha iyi öğrenmek için % 71 Ailem istediği için % 15 Din görevlisi olmak için % 9 Başka % 5

Yıldız (1999) 1995-1996 öğretim yılında Bursa ve ilçelerindeki 14 İHL’de gerçekleştirdiği araştırmasında öğrencilerin İmam Hatip Okulları’na ilişkin memnuniyet derecelerini belirlemeye çalışmıştır. 565 öğrencinin katılımıyla yapılan araştırmada öğrencilerin, % 83.93’ü İHL’de öğrenim görmekten memnun olduğu bulunurken, öğrencilerin memnuniyet gerekçesi olarak %69.57 oranında “Bir lise eğitiminin yanında dini bilgiler de veriliyor” nedenini belirttikleri saptanmıştır. Gül (1998) tarafından yapılan araştırmada Bursa ve civarındaki 9 ilçede 1993-1994 öğretim yılında 500 İHL öğrencisi üzerinde çalışmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin %72,4’ünün İHL’ne gelme nedeni olarak “Bir lise eğitiminin yanında dini bilgiler de veriliyor,” seçeneğini tercih ettikleri bulunmuştur.

Altunsaray (2000) tarafından Ankara’daki yedi İHL’den 379 öğrenci üzerinde “İmam-Hatip Liselerinin Türk eğitim sistemi içerisindeki yerini saptamak ve bu okullara olan talebi etkileyen etmenleri ortaya çıkarmak” amacıyla bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada İmam-Hatip Liseleri Cumhuriyetin kuruluşundan planlı döneme ve planlı dönemde nasıl bir gelişim gösterdiği; bu okulları talep eden öğrencilerin sosyal, kültürel ve ekonomik özelliklerinin neler olduğu; ayrıca İmam-Hatip Liselerine talebin cinsiyet, anne- babanın eğitim düzeyi ve ailenin aylık gelir düzeyi açısından görüşlerin farklılaşıp farklılaşmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:

1. Araştırmaya katılan erkek öğrenciler mesleki etkenlerden dolayı İmam-Hatip Lisesini daha fazla tercih etmişlerdir. Ailesinin eğitim düzeyi ve aylık gelir düzeyi düşük olan erkek öğrencilerde etki düzeyinin daha yüksek olduğu saptanmıştır.

(33)

2. İmam-Hatip Liselerinin tercih edilmesinde arkadaş çevresinin, bir önceki okuldaki öğretmenlerin ve okulun eve yalan olmasının hiç etkisi olmadığı görülmüştür.

3. Araştırmada İmam-Hatip Liselerinde öğretmenlerin daha nitelikli olduğu, nitelikli bir eğitim öğretim yapıldığı, disiplinli bir eğitim verildiği, sınıf mevcutlarının az olduğu, öğrencilerin okulda inançlarına uygun bir yaşam ortamı bulduğu, okulda dini bilgilerin öğretildiği görüşleri bu okulun talep edilmesinde çok etkili olduğu saptanmıştır.

4. İmam-hatiplik mesleği sosyo-kültürel düzeyi düşük ailelerin çocukları tarafından daha fazla tercih edilmiştir.

5. Gelir düzeyi düşük olan öğrenciler bu okulu tercih ederken komşularının etkisi altında daha fazla kalmıştır. (Altunsaray, 2000: 93)

Güleç (2014) tarafında Denizli Serinhisar Yatağan İmam Hatip Ortaokulunda yapılan İmam Hatip Ortaokuluna Öğrencilerin Tercih Nedenleri Araştırma sonucunda elde ettiği sonuçlara göre öğrencilerin İHO’ya dinlerini en iyi şekilde öğreneceklerini düşündüklerinden, kendi istekleri ile geldikleri ve İHO’yu okul saatleri içinde ibadetlerini aksatmayacağı için tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Maddi tercih nedenleri ile manevi tercih nedenlerini karşılaştırdığımızda öğrencilerin tercihlerinde manevi ihtiyaçlar daha ağır basmaktadır. Araştırmaya göre öğrenciler için dinlerini öğrenmek, ibadetlerini vaktinde yapmanın okulun sunduğu burs olanaklarından, yemek hizmetlerinden; bu okullardan mezun olanların başarılarından ve bu okuldaki demokratik ortamdan daha önemli olduğu ortaya çıkmıştır. (Güleç 2014: 51)

Literatürde bulunan araştırmalarda, öğrencilerin İmam Hatip Okulları’nı tercih nedenleri araştırılmıştır. Yukarıda özetlenen araştırmaların bir kaçı hariç genellikle şehir merkezlerinde yapılan araştırmalar olduğu gözlenmektedir. Bu araştırmada, literatürdeki araştırmalardan farklı olarak, ilçelerde ve kasabalarda bulunan İmam Hatip Ortaokul’larını öğrencilerin niçin tercih ettikleri sorusuna cevap aranmaya çalışılmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ziyaret edilmesi planlanan müze, ören yerleri, bilim merkezleri, gezegen evleri ve planetaryumlardan daha aktif ve verimli bir şekilde yararlanılabilmesi için;

284 öğrencilerin eğitim ortamlarında karşılaştığı sorunların neler olduğu, İHL’lerdeki din eğitimi ile ilgili müfredatın Suriyeli öğrencilerin Türk Eğitim

ŞAHİN Sınıf Öğretmenliği Şehit Mehmet Özbek İlkokulu Merkez Gazi İmam Hatip. Ortaokulu

Kuruluş içinde hijyen ve sanitasyon kaynaklı salgın hastalık için alınmış genel tedbirlere uygun hareket edilmesi sağlanmalıdır.. Fiziki mesafenin korunması

Çalıştırıcıları ve Beden Eğitimi öğretmenleri Fatma TÖREHAN ve Erdal ERDEMCİ olarak öğrencilerimizi ve ailelerini kutluyor, başarılarının

Hafızlık belgesini almış olan öğrenciler LGS puanıyla okulumuzun Fen ve Sosyal Bilimler programına devam edebilir, hafızlık pekiştirme projesiyle de lise sonuna kadar

Milli Eğitim Bakanlığı mesleki gelişim programları, hizmet içi eğitim faaliyetleri ve başvuru süreci. Etkili iletişim becerileri (ben dili ve sen dili,

İstanbul ili Pendik ilçesinde, 2018-2019 eğitim-öğretim yılının sonunda, üçü puanla öğrenci alan PAİHL beşi de AİHL olmak üzere toplam sekiz farklı