• Sonuç bulunamadı

Rotator kaf kaslarının anatomisine genel bakış ve kinezyolojik bantlama tekniği ile ilişkilendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rotator kaf kaslarının anatomisine genel bakış ve kinezyolojik bantlama tekniği ile ilişkilendirilmesi"

Copied!
65
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ROTATOR KAF KASLARININ ANATOMİSİNE GENEL BAKIŞ

VE KİNEZYOLOJİK BANTLAMA TEKNİĞİ İLE

İLİŞKİLENDİRİLMESİ

DR. BURCU MEÇ

ANATOMİ ANA BİLİM DALI UZMANLIK TEZİ

TEZ DANIŞMANI : Prof. Dr. Z. Aslı AKTAN İKİZ

İZMİR 2018

(2)

TEŞEKKÜR

Asistanlığım süresince ve tez çalışmalarım sırasında benden deneyim, olanaklarını ve bilgisini esirgemeyen, her türlü yardımı sağlayan değerli hocam Sayın Prof. Dr. Lokman Öztürk’e, tez konusunun belirlenmesinde, çalışmalarımın her aşamasında büyük emeği olan, bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım, desteğini hep sağlayan tez danışman hocam Sayın Prof. Dr. Z. Aslı Aktan İkiz’e, tez çalışmam esnasında bilgilerini paylaşan ve yardımını her zaman sağlayan destek olan hocam Sayın Prof. Dr. Hülya Üçerler’e, verilerin istatistiksel analizlerin yapılmasında yardımcı olan Sayın Prof. Dr. Mehmet Orman’a, daima yanımda olan eşime, aileme, tüm değerli hocalarıma ve çalışma arkadaşlarıma içtenlikle çok teşekkür ederim.

(3)

İÇİNDEKİLER GİRİŞ………. MATERYAL VE METOD……… BULGULAR……….. TARTIŞMA………... ÖZET……….. KAYNAKLAR………..

(4)

GİRİŞ:

Articulatio humeri etrafındaki m. supraspinatus,.m. infraspinatus, m. subscapularis ve m. teres minor tendonlarıyla birlikte bir manşet (rotator kaf) meydana getirdikleri için bu dört kasa rotator manşet ( kaf ) kasları denir. (1) Omuz eklemini üst taraftan m. supraspinatus, arkadan m. infraspinatus ve m. teres minor, ön taraftan ise m. subscapularis destekler ve kuvvetlendirir. (2 )

M. supraspinatus, m. infraspinatus ve m. teres minor tuberculum majus’ta sonlanırken; m. subscapularis tuberculum minus’ta ve eklem kapsülünde sonlanır. (3) M. supraspinatus dışındaki kaslar kola rotasyon hareketini yaptıran kaslardır. (1)

M. supraspinatus: Fossa supraspinata’nın medial 2/3’ünden ve bu kası örten fasia’nın medial bölümünden başlar. Laterale doğru uzayarak tendonu acromion’un altından geçerek omuz ekleminin üstünden devam eder. M. infraspinatus’un tendonu ve eklem kapsülü ile kaynaşarak tuberculum majus’un en üst kısmında sonlanır. (1, 4)

Kolun ilk 15 dereceye kadar abduksiyon hareketeni yaptırır. 15 derece ile 90 derece kola abduksiyon hareketini m. deltoideus devam ettirir. (5) M. supraspinatus’un omuz ekleminin üst tarafında olması ve eklem kapsülüne yapışık olması m. supraspinatus’un omuz eklemini kuvvetlendirmesini sağlar. Kola abduksiyon hareketiyle birlikte çok az olarak da dış rotasyon ve fleksiyon yaptırır.(1)

N. suprascapularis (C5,C6) tarafından innerve edilmektedir.(4)

M. infraspinatus: Üçgen şeklinde ve kalın olup multipennatus grubunda olan bir kasdır. Fossa infraspinata’nın 2/3 medialinden ve üzerini örten fasiadan başlayarak laterale doğru daralır ve spina scapulae’nin lateral kenarından geçer. Eklem kapsülüne yapışık olan kasın tendonu tuberculum majus’un orta kısmında sonlanmaktadır.

Kola dış rotasyon yaptırır. Bu kasın da diğer omuz kasları gibi omuz eklemini kuvvetlendirici etkisi vardır ve caput humeri’nin omuz eklemi içerisinde kalmasına yardımcı olur. (1,2)

(5)

M. teres minor: İnce silindirik şekli olan bir kas olup tuberculum infraglenoidale’nin altından scapula’nın 2/3 dış kenarının üst bölümünden başlayarak yukarıya ve dışa doğru devam eder. Tuberculum majus’un alt kısmında sonlanarak kasın tendonu eklem kapsülüne yapışıktır.

Kola dış rotasyon ve zayıf olarak da adduksiyon yaptırır. Diğer omuz kasları gibi omuz eklemini kuvvetlendirir ve caput humeri!nin cavitas glenoidalis’te kalmasına yardımcı olur. (1,5) Siniri, n. axillaris (C5,6)dir. (1,4)

M. subscapularis: Axilla’nın arka duvarının büyük bileşenlerindendir. Scapula’nın ön yüzündeki fossa subscapularis’i kaplayan geniş, üçgen şeklinde bir kastır. Fossa subscapularis’in medial 2/3’ünden başlar. Kas lifleri laterale doğru toplanır ve kasın tendonu humerus’un tuberculum minus’u ve eklem kapsülüne yapışarak sonlanır. (1,4)

Fonksiyonu kola iç rotasyon ve adduksiyon yaptırmaktır. Diğer önemli bir fonksiyonu humerus’u cavitas glenoidalis’e doğru çekerek omuz eklemini kuvvetlendirmektir. (1,3)

(6)

lig. coracoclaviculare lig. acromioclaviculare clavicula m. supraspinatus

clavicula acromion

lig. coracoacromiale acromion m. supraspinatus proc. coracoideus humeus m. teres minor m. subscapularis m. infraspinatus scapula

Şekil 1: Rotator kaf kasları, m. infraspinatus, m. teres minor, m. supraspinatus, m. subscapularis (6)

m. supraspinatus acromion

proc. coracoideus

m. infraspinatus

m. teres minor m. subscapularis

capsula articularis

(7)

Omuz eklemi vücutta en geniş hareket yeteneğine sahip olan ve bu nedenle de travmalara en açık eklemlerden biridir. (8) Rotator kaf kasları omuz eklemini kuvvetlendiren ve omuz eklemine destek görevi gören kas grubunu oluşturmaktadır. (2)

Omuz patolojileri günlük yaşam aktivitelerinin büyük çoğunluğunu önemli ölçüde etkilemekle beraber omuz ağrısı genellikle anksiyete, depresyon ve uyku bozukluğu ile ilişkilidir. Böylece kişin ruh halini ve konsantrasyonunu da etkiler. (9)

Kronik omuz ağrısının prevalansı %7-25 tahmin edilmektedir. Rotator kaf patolojileri yaşla birlikte artmaktadır. 20 yaş ve üzeri hastalarda genel olarak b 9.7, 80 yaş ve üstü hastalarda %62’yi bulmaktadır. (9)

Rotator kaf patolojilerini tanımlamak için birçok terim kullanılabilinmektedir. Örneğin, subakromiyal sıkışma sendromu, rotator kaf tendiniti, kısmi veya tam rotator kaf yırtığı, kalsifik tendinit, subakromiyal bursit gibi tanımlar karşımıza çıkmaktadır. Subakromiyal sıkışma sendromu, rotator kaf tendiniti kronik omuz ağrısının en yaygın nedenlerindendir. (10)

Subakromiyal boşluk, altta caput humeri ve tuberculum humeri, üstte acromion (acromion’un 1/3’lük ön bölümü), lig. coracoacromiale, proc. coracoideus, art. acromioclavicularis ve lig. acromioclaviculare ile sınırlanan bölgedir. Bu bölgeden rotator kaf kasları geçer ve içinde hareket ederler. Omuz eklemine abduksiyon hareketi yaptırılmadan çekilen AP grafilerinde acromion ve caput humeri arasındaki mesafe ortalama 1,1 cm’dir (1-1,5cm). Bu iki yapı arasında kalan rotator kaf kaslarının tendonları (çoğunlukla m.supraspinatus tendonu), m. biceps brachii çaput longum’u , bursa ve lig.

(8)

coracoacromiale bulunur. Bu yapılar arasında uyumsuzluk gözlendiğinde subakromiyal yapılarda sıkışma görülür. (11)

subakromial sıkışma sendromu clavicula

bursa rotator kaf yırtığı

: aşırı kullanım tendiniti

Şekil 3: Rotator kaf patolojileri (12)

Rotator kaf kasları omuzun üç temel hareketinden sorumludur: Bu hareketler abduksiyon, iç rotasyon ve dış rotasyondur. M. supraspinatus’un abduksiyonu başlatmada, m. infraspinatus ve m. teres minor’un dış rotasyonda, m. subscapularis’in ise iç rotasyonda fonksiyonları vardır. Rotator kaf kasları omuz abduksiyonunun %45’inden ve dış rotasyon gücünün %90’ından sorumludur. Diğer yandan, rotator kaf kasları, caput humeri’nin fossa glenoidalis içinde stabilizasyonununu sağlar. M. deltoideus’un humerusu eleve eden gücüne karşı caput humeri’yi fossa glenoidales’e doğru bastırarak ‘güç çifti’ oluşturur. (Şekil 4) Rotator kaf kaslarındaki yırtıklar sonucunda m. deltoideus’un gücüne karşı konulamadığı

(9)

için caput humeri’de proximal migrasyon ve dolayısıyla subakromiyal sıkışma görülmektedir. (11)

m.supraspinatus’un güç yönü

abduksiyonda

m. deltoideus gücü caput humeri

cavitas gleonidalis’e doğru bastırır

Şekil 4: m.deltoideus ve m. supraspinatus kaslarının oluşturduğu güç çifti (11)

Kinezyolojik Bantlama Tekniği

Son yıllarda etkin bir tedavi yaklaşımı olarak fizyoterapi ve rehabilitasyon tedavi yöntemleri arasında kinezyolojik bantlama tekniği yer almaktadır. Bu yöntem giderek daha popüler olmaktadır. (13)

Kinezyolojik bantlama tekniği (şekil 5) ve kinezyolojik bant 1973 yılında Japon kiropraksi ve akupunktur uzmanı Dr. Kenzo Kase tarafından geliştirilmiştir. Yöntemin çıkış felsefesi eklem hareketlerini sınırlamaksızın insan derisinin yapısal özellikleri ve esnekliğine benzer bir bantlama tekniğinde daha başarılı sonuçlar alınabilineceğine dayanmaktadır. (14)

(10)

Gerçek boyunun %140’ına kadar uzayabilen, yapışma özelliği olan, renkli elastik koton bir bant ile yapılan özel bir bantlama tekniğidir. Longitudinal yönde istirahat boyutunu %55–60’ı oranında esneyebilme yeteneğine sahiptir. Hareket olduğunda ciltte oluşan gerilme ve gevşemelere uyum sağlayabilme özelliği varıdır. Derinin kalınlığını ve esnekliğini taklit etmektedir. Epidermis kalınlığı ile benzer kalınlıktadır ve kalınlığın %30-40’ı kadar uzayabilme özelliğindedir. (15) 24 saat ile 3 gün arasında, uygulama tekniğine bağlı olarak epidermis üzerinde kalabilir. (14)

Kullanım süresi 25 yılı aşmakla birlikte 2008 Pekin yaz olimpiyatları sırasında farklı branştaki pek çok sporcu tarafından kullanılması uluslararası düzeyde tanınmasını sağlamıştır. Daha sonra yine elit ve tanınmış profesyonel sporcuların maç ve yarışmalar sırasında bu bantları kullanmaları bandın popülerliğini arttırmıştır . (16)

Şekil 5: Kinezyolojik bant örneği (17)

Kinezyolojik bantlama tekniğinin mekanizması

Dr. Kase’ye göre kas iskelet sistemi kaynaklı sorunların başında kasın fonksiyon bozuklukları gelmektedir. Dr. Kase kasın bantlanmasının daha etkili olduğunu, kasta zedelenme veya aşırı kullanım sonrası elastikiyetin bozulduğunu savunmaktadır. (14)

(11)

Kinezyolojik bantlar uygulandıkları deri üzerinde kaldırıcı etkiye sahip ve deri ile dış ortam arasında hava dolaşımına izin verebilecek özellikte tasarlanmıştır. Etki mekanizması net olmamakla beraber bantlamanın deri üzerinde basınç oluşturarak kutanöz reseptörleri uyardığı ve bantlanan bölgede kas, eklem, deri, fasia ve dolaşım sistemi üzerinde fizyolojik değişikliklere neden olduğu belirtilmektedir. Kase ve ark. banda uygulanan gerilimin derecesine bağlı olarak bazı pozitif etkilerin olduğundan bahsetmektedirler. Bu etkiler cilt aracılığı ile mekanoreseptörleri uyararak santral sinir sistemine sinyal gönderilmesiyle uygulanan bölgede bir uyarı yaratmak, fasiayı düzeltmek, ağrılı ve enflamasyon olan bölge üzerindeki cilt, cilt altı yumuşak dokuları kaldırarak daha fazla alan yaratmak, hareketi sınırlamak veya arttırmak üzere duysal uyarı oluşturmak, eksüdayı lenf yollarına yönlendirerek ödemin azaltılmasını sağlamak olarak sıralanabilir. (18)

Enflamasyona bağlı yaralanmış dokuda lenfatik sıvı akışı engellenir ve baskı nedeniyle cilt altındaki ağrı reseptörleri uyarılır. Kinezyojik bant, ciltte mikro düzeyde kıvrımlar yaparak cilt dokusunu yukarı kaldırır; böylece kas ile interstisiyel alan arasındaki alan arttırılır ve böylece gergin dokular üzerindeki basınç azaltılır. Lenfatik sıvı hareketi için serbest alan sağlanır. Hareket açıklığının kazanıldığı, harekete engel olmadan mekanik destek sağlandığı, lenfatik drenajın uyarıldığı, ağrı reseptörlerinin uyarılmasının önlendiği savunulmaktadır.(13,18)

Kinezyolojik bantlama, kas-iskelet sistemi yaralanmalarında (19,20,21), sportif performansın geliştirilmesinde (22), pediatrik problemlerin tedavisinde (23,24,25) ve yaralanmaların önlenmesinde (26,27) kullanılması ile son 10 yıldır literatürde yerini almıştır. Konu ile ilgili Türkiye’den de pek çok çalışmanın yer aldığı klinik uygulamalar (28,29,30,31,32,33,34,35) birçok tekniğin birleştirilmesi ve tıbbi tedavi ile kombine kullanılan özel bir eğitimle yapılması beklenilen uygulamalardır.

(12)

Kinezyolojik bantlama tekniği klinikte fizyoterapistler tarafından özellikle ağrının, şişliğin, ödemin azaltılmasında çok sık uygulanmaktadır. Tekniğin etkisi çalışmalarla desteklenmeye devam etmektedir ancak tekniğin etkisinin olmadığını gösteren çalışmalar da mevcuttur. (36) Kinezyolojik bantlamanın etki mekanizması ve etkinliği konularındaki bilimsel veriler sayıca yetersizdir ve çalışmalar devam etmektedir.

Kinezyolojik Bantlamanın Endikasyonları ve Kontrendikasyonları Kinezyolojik bantlama başta kas iskelet sisteminde olmak üzere çok geniş bir endikasyon alanına sahiptir. Bandın ilk kullanıldığı yıllardaki teknik, endikasyon ve bant özellikleri zamanla modifiye edilmiş ve güncelleştirilmiştir. Günümüzde de bandın temel uygulama tekniklerine sadık kalınarak her geçen gün farklı uygulama şekilleri ve endikasyonları geliştirilmekte ve çalışma sayısı artmaktadır. (Tablo 1, Tablo 2) (37,38,39,40,41,42)

m. Boyun, sırt, bel ağrısına neden olan mekanik sorunlar n. Kas spazmları

o. Miyofasyal ağrı sendromu

p. Kas iskelet sisteminde yumuşak doku travmaları q. Spor yaralanmaları

r. Eklem burkulma ve zorlanmaları s. Postür bozuklukları

t. Skolyoz

u. Bazı ortopedik cerrahi girişimler sonrası v. Dejeneratif artrit , tendinit, bursit

w. Plantar fasiit

x. İnaktivite, immobilizasyona bağlı kas güçsüzlükleri y. Ayak deformiteleri

•Fiziksel aktive ve sportif faaliyet öncesi kas ve eklem çevresi dokularına destek vermek suretiyle koruyucu amaçla

Tablo1: Kinezyolojik bantlama uygulamasının kas iskelet sistemi sorunlarında endikasyon alanları ( 14)

(13)

1. Periferik Sinir Sistemi Hastalıkları ve Lezyonları • Tuzak nöropatileri

• Torasik çıkış sendromu • Nöraljiler

• Periferik sinir yaralanmaları

• Doğumsal brakial pleksus lezyonları

Santral Sinir Sistemi Hastalıkları ve Lezyonları • Serebrovasküler olay

• Multipl skleroz

• Merkezi sinir sistemi yaralanmaları • Serebral palsi

• Spina bifida

Tablo2: Kinezyolojik bantlama uygulamasının santral ve periferik sinir sistemi sorunlarında endikasyon alanları (14)

Sezeryan operasyonu sonrası bel bölgesinde yağ oranının arttığı ve abdominal kas kuvvetinin azaldığını belirterek, sezeryan geçirmiş kadınlarda randomize kontrollü yapılan bir çalışmada sadece egzersiz programı ve egzersiz programına ek olarak kinezyolojik bantlama yöntemi uygulanmış. Egzersiz programıyla beraber kinezyolojik bantlama yapılmış grupta m. rectus abdominis kas kuvvetinde olumlu gelişme gözlenmiş. Sezeryan sonrası kadınlarda abdominal kas gücünü geri kazanmada kinezyolojik bantlamanın fayda sağlayacağı belirtilmiş. (35)

Kinezyolojik bantlama tekniğinin diğer bir uygulama alanı lenf sistemiyle ilgilidir. Üst ve alt ekstremitelerde farklı etiyolojiye sahip primer veya sekonder lenfödem durumlarında farklı teknikler, diğer tedavi yöntemleri ile birlikte veya tamamlayıcı olarak kullanılabilir. (29,43)

Kasawara ve arkadaşları postmastektomiyle ilgili lenf ödem üzerinde kinezyolojik bantlamanın etkilerini araştıran metaanaliz çalışması yapmışlar ve bantlamanın olumlu etkilerini tartışmışlardır. (43)

(14)

Serebral palsili çocuklarda postür kontrolü ve oturmaları ile ilgili Karabay ve arkadaşları kinezyolojik bantlama etkinliğini gösteren bir çalışma yapmışlardır ve kinezyolojik bantlamanın olumlu etki gösterdiğini belirtmişlerdir. (25)

Bahsedilen endikasyonlar dışında tortikollis, başağrısı, temporomandibüler eklem disfonksiyonları, astım gibi değişik endikasyonlarda bandın kullanımını öneren uygulayıcılar bulunmaktadır. (14, 44)

Kontrendikasyonları

Sellülit, enfeksiyon riski taşıyan açık yaralar, alerjik reaksiyonlar, ciddi kardiak sorunların varlığı kinezyolojik bantlamanın başlıca kontrendikasyonlarını oluşturmaktadır. (14)

Yan Etkileri

Allerjik reaksiyonlar veya lokal irritasyon şeklinde cilt reaksiyonları görülebilir. Bu durum çok az ihtimal de olsa banda rengini veren boyaya karşı da olabilir. Allerjik reaksiyonla karışılaşıldığında bant çıkarılmalıdır. Bandın kenarında lokal irritasyon, bandın fazla basınç veya gelirimle uygulanması, cildin hassasiyeti, yanlış teknik uygulaması sonucu görülebilir. Uygulamaya bir süre ara verildikten sonra bant tekrar uygulanabilir. (14,18)

Kinezyolojik Bandın Özellikleri

Cildin yapısına uygun, esnekliği cildin elastik özelliğine benzemektedir. Kalınlığı epidermis tabakası kalınlığındadır. Uygulandıktan 10 dakikadan sonra genellikle hastalar bandı algılamazlar. Longitudinal olarak istirahat halinin % 55-60’ı kadar uzayabilmektedir. Kalınlığı %30—40’ı kadar genişleyebilir. Enine esneme özelliği yoktur. %100 pamuk lifleriyle sarılı polimer elastik liflerden oluşan bantlar 3-7 gün süreyle esnekliğini korurlar. Lateks içermezler ve ısı ile aktive olurlar. (14,15,18)

Uygulamadan önce cilt yağ ve nemden temizlenmeli, gerekirse traş edilmelidir. Banyo yapmak veya yüzmek sırasında bandın çıkarılmayacağı ve birkaç gün bandın kalacağı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. (14)

(15)

Bandın siyah, beyaz, mavi, pembe, bej renkleri bulunmaktadır. Renkli bantların birbirinden farkı yoktur. (45)

Kinezyolojik bant tipinin seçimi

Y, I, X, tırmık, ağ ve halka şeklinde şeritler kullanılabilir. Hastalığın akut, subakut veya kronik oluşuna , etkilenen kasın boyutuna, uygulanacak tekniğe ve istenilen tedavi etkinliğine göre bandın tipi seçilir. (18)

Y şeridi en sık uygulanan tekniktir. (Şekil 6) Kası inhibe yada stimule etmek amacıyla kası çevreleyek uygulanır. Y tekniği kasın origosundan insersiyosuna uzanır ve kasdan 2 inç (5,08cm) daha uzun uygulanmalıdır. (18,45)

Şekil 6: Kinezyolojik bant Y şekli (46)

I şeridi kas zedelenmelerinde kullanılır. (Şekil 7) Amaç ödem ve ağrıyı azaltmaktır. Akut dönem geçtikten sonra Y şeridi uygulanabilir. (14,18)

(16)

Şekil 7: I bandı (46)

X şeridi harekete bağlı kasın origo ve insersiyosu değiştiği durumlarda kullanılır. (14,18)

Tırmık şeridi (Şekil 8) ödemli alana lenfatik drenajı desteklemek amaçlı uygulanır.(18)

Şekil 8: Tırmık şeridi (47)

Ağ şeklindeki şeritte bandın ortası tırmık şekli gibi kesilir. Uç kısımları bozulmamış olarak bırakılır. Çok hareketli bölgelerde örneğin dirsekte uygulanır.(14,4)

Halka şekli (şekil 9)şerit özellikle fokal ödem olan bölgede kullanılır. I şeridinin ortasında bir delik kesilir. Boşluk istenilen alana yerleştirilir. %25-50 arası germe uygulanır.(14,18)

(17)

Şekil 9: Halka şerit (46)

Farklı tedavi amaçlarına göre şeritler farklı gerginliklerde uygulanır. Maksimal germe %100, submaksimal germe %75, orta derece germe %50, hafif germe %25, çok hafif germe %10-15 ve germe yapmadan uygulama olarak belirtilmektedir. (18,48)

Kinezyolojik bantlama teknikleri

Kas Teknikleri: Kasları stimüle veya inhibe etmeye yönelik uygulamalardır. Bandın başlangıcı kas tendon bileşkesi üzerinde yer almalıdır. Kası inhibe etmek amacıyla yapılan yöntemde bant insersiyodan origoya doğru uygulanır. %15-20 germe önerilir. Gerektiğinden fazla germe uygulanırsa istenilen sonuç alma olasılığı azalmaktadır. Kasın fonksiyonunu desteklemek ve stimüle etmek amacıyla yapılan stimülasyon tekniğinde ise genelde origodan insersiyoya doğru uygulama ve %25-50 oranında önerilir. Özellikle stimulasyon amaçlı uygulamada Y şeridi kasın etrafını saracak şekilde uygulanması önerilir. Amaç ağrıyı azaltmaktır. (14,18,48)

Fasia Düzeltme Tekniği: Amaç fasyanın hedeflenen pozisyonunda tutulmasını sağlamaktır. Fasyanın istenilen konumda tutulması yada fasiaya

(18)

destek olunması amacıyla bant uygulamasında germe önerilir. İki teknik kullanılır:

m: Fasiayı elle konumlandırdıktan sonra fasiayı yerinde tutmak için bant kullanılır

n: Bant uygulaması sırasında titreşim hareketi yapılarak yapışıklıkların azaltılması sağlanır.

Genellikle fasia seviyesinde %25-50 germe uygulanabilir. Genelde Y şeridi kullanılır. (18,48)

Alan Düzeltme Tekniği: Enflamasyon, ağrı,şişme veya ödem olan alanın üzerinde daha fazla boşluk alan yaratmak amaçlanır. Cilt kaldırılarak boşluğun arttırılmasıyla o alandaki basıncın düşmesi sağlanır. Elle alan hedeflenen şekilde konumlandırıldıktan sonra bantla yerinde tutulması sağlanabilir veya fasia düzeltme tekniğinde kullanılan titreşim hareketi uygulanabilir. Genellikle I şeridi kullanılır. Orta 1/3’lük kısmına gerilim uygulanır. %25-50 oranında germe uygulanabilir. (14,18,48)

Fonksiyonel düzeltme tekniği: Uygulayan kişi hareketi destekleme veya sınırlama amaçlı duyusal uyarım olmasını amaçlar. Hastaya aktif hareket yaptıralarak uygulanan bir yöntemdir. Tamamen ya da %50-100 arasında germe uygulanabilir. Mekanoreseptörlerin uyarımının arttırılmasıyla kasın kasılması sırasında daha az miktarda gücün harcanmasını sağladığı savunulmaktadır. (14,18)

Nöral teknik: 2,5 cm eninde I şeritler kullanılır. Sinirin seyri boyunca %50 germe uygulanarak yapılır. (14,48)

Bağ tekniği: Ligament veya tendon üzerindeki stimulasyonun arttırılmasıyla mekanoreseptörlerin uyarılması sağlanır. Ligament üzerinde %50-75 germe uygulanır, istenildiğinde maksimal düzeye çıkarılabilir. Bandın başlangıç ve

(19)

son kısmına germe uygulanmaz. Origodan insersiyoya ya da insersiyodan origoya doğru uygulamayı yapan kişi belirler. Genelde insersiyodan origoya doğru yapılması savunulmaktadır. Amaç ligamentlerin yükünü azaltmak ve desteklenmesidir. (14,18,48)

Lenfatik Düzeltme tekniği: Bandın alandaki baskıyı azaltmasıyla eksudanın en yakın lenf kanalına yönlendirilmesi hedeflenir. Eksudanın yönleneceği en yakın lenf noduna uygulanır. Tırmık şeridi kullanılır. Ya hiç germe uygulanmaz yada %0-15 oranında hafif germe önerilir. Bant 4-6 şerite ayrılır, tabanındaki 2,5 cm’lik kısım kesilmeden bırakılır. Uygulama sırasında lenf akım yönünün dikkate alınması önerilir. (18)

AMAÇ

Rotator kaf kaslarının anatomisinin detaylı bir şekilde tanımlanması, morfometrik ölçümlerin yapılması ve kasların başlangıç ve sonlanma yerlerinin değerlendirilmesiyle kinezyolojik bantlama tekniğinin daha etkin bir şekilde uygulanmasına yardımcı olmaktır.

(20)

MATERYAL VE METOD

Bu çalışmada, rotator kaf kaslarının başlangıç sonlanma yerleri, tendonları, m. infraspinatus’un bölümlerinin birbirleriyle açıları, varyasyonları, lig. coracoacromiale’nin şekli, acromion uzunluğu, scapula uzunluğu, omuz dirsek mesafesi, omuz bilek mesafesi incelendi. Bu amaca yönelik, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’nda bulunan belirgin makroskopik patoloji gözlenmeyen sağ ve sol olmak üzere %10’luk formalin ile tespit edilmiş 30 üst ekstremite kadavra örnekte çalışıldı.

Kadavra üst ekstremite örnekleri değerlendirildi. Üst ekstremitelerin durumuna göre rotator kaf kaslarının etrafındaki yapıların kaldırılması belirlendi. M. deltoideus başlangıç noktalarından kaldırıldı. M. biceps brachii’nin caput longum’unun tendonu kaldırıldı. Etraftaki artık parçalar kaldırıldı. Fascia superficialis ve fascia profunda temizlendi. Rotator kaf kasları görünür hale getirildi.

(Resim 1)

A

(21)

A: M. deltoideus başlangıç kısmı

Rotator kaf kasları ortaya çıkartıldı, fascia superficialis ve fascia profunda temizlendi. Rotator kaf kaslarının tendonları temizlendi ve görünür hale getirildi.

Rotator kaf kaslarının (m.infraspinatus, m. teres minor, m. supraspinatus ve m. subscapularis ) kas uzunlukları ve tendon uzunlukları ölçüldü, varyasyon olup olmadığı değerlendirildi.

M. SUPRASPINATUS

(22)

M. supraspinatus görünür hale geldikten sonra fascia superficialis ve fascia profunda temizlendi. Kas ve tendon uzunlukları ölçüldü ve kaydedildi. (Resim 2, Resim 3) SS AC SP tendon uzunluğu SPT Kas uzunluğu

Resim 2: SP: m.supraspinatus SPT: m. supraspinatus tendonu SS: spina scapulae AC: acromion CL: clavicula

(23)

SS AC

SP

(24)

M.INFRASPINATUS

IFP

Şekil 11: IFP: M. infraspinatus’un anatomik yerleşimi (50)

Çalışma materyali olarak kullanılan tüm üst ekstremitelerde m. infraspinatus fasiaları temizlendi. Kas ve tendon uzunlukları ölçüldü ve kaydedildi. Kas ve tendon yapıları ile ilgili bir varyasyon olup olmadığı değerlendirildi.

(25)

( Resim 4)

IFPT tendon uzunluğu

IFP kas uzunluğu

Resim 4: IFP: m. infraspinatus kası IFPT: m. infraspinatus tendonu

(26)

M.infraspinatus kas liflerinin yüzeyel ve derin planda olmasına göre kranial, santral ve kaudal bölüm olarak 3 bölüme ayrılarak incelendi. (51) (Şekil 12) Kranial ve kaudal bölümleri yüzeyel, santral bölümü ise derin planda seyrettiği gözlemlendi. Kranial ve kaudal bölümlerinin santral kısımla yaptığı açılanmaya pennasyon açısı denildi. (Şekil 13) (51)

spina scapulae

kranial

kaudal santral

m. teres minor

(27)

Şekil 13: Aº ve Bº : Pennasyon açısı, kas uzunluklarının ölçüldüğü bölümler kırmızı çizgi ile, tendon uzunluklarının ölçüldüğü bölümler yeşil çizgi ile gösterilmiştir. (51)

Pennasyon açısı yani kranial ve kaudal kısımların santral kısımla olan açıları ölçüldü ve değerlendirildi. ( Resim 5)

[Belgeden yaptığınız güzel bir alıntıyla okurlarınızın dikkatini

a CR S çekin veya önemli bir

c CD noktayı vurgulamak için bu alanı kullanın. Bu metin kutusunu sayfada herhangi bir yere DT

yerleştirmek için

sürüklemeniz yeterlidir.]

(28)

Resim 5: M. infraspinatus’un kranial, santral ve kaudal kısımları ve pennasyon açısı CR: Kranial kısım S: Santral kısım CD: Kaudal kısım a: Kranial kısım ile santral kısım arasındaki açı b: santral kısım ile kaudal kısım arasındaki açı

DT: m. deltoideus

M. TERES MINOR

TM

(29)

TM

m. teres minor’un kas uzunluğu

z. teres minor’un tendon uzunluğu TMT

DT

Resim 6: m. teres minor TM: m. teres minor

TMT: m. teres minor tendonu DT: m. deltoideus

Kas uzunluğu kırmızı çizgiyle, tendon uzunluğu mavi çizgiyle belirtilmiştir M. teres minor fasiaları temizlendi. Kas ve tendonlar ortaya çıkarıldıktan sonra uzunlukları ölçüldü ve değerlendirildi.

(30)

M. SUBSCAPULARIS

(31)

ST

m. subscapularis’in tendon uzunluğu

[Belgeden yaptığınız

S

güzel bir alıntıyla

m. subscapularis’in kas uzunluğu

Resim 7: M. subscapularis S: m. subscapularis

ST: m.subscapularis tendonu

Kas uzunluğu kırmızı çizgiyle, tendon uzunluğu mavi çizgiyle belirtilmiştir.

M. subscapularis fasiaları temizlenerek kas ve tendon yapıları ortaya çıkarıldı. Kas ve tendon uzunlukları ölçüldü ve değerlendirildi. ( Resim 7)

(32)

LIG. CORACOACROMIALE

Lig. coracoacromiale’nin morfolojik tiplendirilmesi değerlendirildi. 5 morfolojik subtipi esas alındı. Subtipleri: (53)

2. Y şekilli: Acromion kısmında birbirine karışan fakat proc. coracoideus kısmına doğru ayrık biçimde

3. Geniş bantlı: Proc. coracoideus ve acromion kısımlarında kabaca eşit genişlikte tek bant

4. Dört köşeli bant: Tek banttır fakat proc. coracoideus’daki kısmı acromion’daki kısmından 1,5 kat daha geniş

5. V şekilli: Hem acromion hem de proc. coracoideus kısmında bant ayrıktır. 6. Çok bantlı: 2’den fazla parçaya ayrıktır. Genelde acromion kısmında

birbirine karışıktır, proc. coracoideus kısmında çok bantlıdır. (Şekil 11)

Tip I Tip II Tip III

Tip IV Tip V

Şekil 16: Tip I: Y şekilli, Tip II: geniş bantlı Tip III: dört köşeli bant Tip IV: V şekilli Tip V: çok bantlı

(33)

AC

LC

m l

g

C

Resim 8: Lig. coracoacromiale

LC: lig. coracoacromiale C: proc. coracoideus AC: acromion o: lig. coracoacromiale’nin medial kenarı

l: lig. coracoacromiale’nin lateral kenarı

g: lig. coracoacromiale’nin genişliği ( proc. coracoideus’a tutunan bölümünde)

(34)

m AC

LC

C g l

Resim 9: lig. coracoacromiale AC: acromion LC: lig. coracoacromiale m: lig. coracoacromiale’nin medial kenarı

l: lig. coracoacromiale’nin lateral kenarı g: lig. coracoacromiale’nin genişliği

Lig. coracoacromiale subtipleri değerlendirildi. Medial,lateral kenarları, genişlikleri ve kalınlıkları ölçüldü. (Resim 8, Resim 9)

(35)

SCAPULA

[Belgeden yaptığınızAS güzel bir alıntıyla okurlarınızın dikkatini

SU

AI

(36)

Scapula uzunluğunu ölçmede angulus superior ve angulus inferior arası olarak esas alındı. (54)

ACROMION

Acromion uzunluğu

(37)

Acromion uzunluğu ölçüldü ve değerlendirildi. (55)

OMUZ-DİRSEK VE OMUZ-BİLEK MESAFESİ

E D

(38)

Omuz dirsek mesafesi acromion-olecranon olarak, omuz bilek mesafesi acromion- proc. styloideus( radius) olarak esas alındı ve ölçümleri yapıldı.

Ölçümlerde dijital kumpas kullanıldı ve milimetre cinsinden ölçüldü.

SONUÇLAR

Alınan ölçümlerin standart sapması bilgisayar Excel programında hesaplandı. Elde edilen verilerin istatiksel analizlerinde SPSS (Statistical Package fort he Social Sciences) programı kullanıldı. Veri analizlerinde Pearson korelasyon testi uygulandı.

Pearson korelasyon testine göre çıkan anlamlı sonuçlar şu şekildedir: M. infraspinatus’un kas uzunluğu ve m. infraspinatus’un tendon uzunluğu arasında ters orantı P=0,00 (P<0,05) bulundu. (Grafik 1)

Grafik 1: m. infraspinatus’un tendon uzunluğu- m. infraspinatus’un kas uzunluğu arasındaki ters orantı

(39)

M. supraspinatus’un kas ve tendon uzunluğu arasında ters orantı P=0,014 (P<0,05) saptandı. (Grafik 2)

Grafik 2: M. supraspinatus’un kas uzunluğu-m. supraspinatus’un tendon uzunluğu arasındaki ters orantı

(40)

M. subscapularis’in kas uzunluğu ve m. subscapularis’in tendon uzunluğu arasında ters orantı P=0,011 (P<0,05) saptandı. (Grafik 3)

Grafik 3: M. subscapularis’in kas uzunluğu-m. subscapularis’in tendon uzunluğu arasındaki ters orantı

M. infraspinatus ve m. teres minor tendon uzunlukları birbiriyle ve kas uzunlukları birbirleriyle doğru orantılı P=0,00 olarak saptandı. (P<0,05) (Grafik 4, Grafik 5)

(41)

Grafik 4 : M. infraspinatus’un tendon uzunluğu- m. teres minor’un tendon uzunluğu arasındaki doğru orantı

(42)

Grafik 5: M. infraspinatus’un kas uzunluğu- m. teres minor’un kas uzunluğu arasındaki doğru orantı

M. infraspinatus tendon uzunluğu m. supraspinatus tendon uzunluğu ile ters orantılı P=0,026 (P<0,05), m. supraspinatus kas uzunluğu ile doğru orantılı P=0,001 (P<0,05) olarak saptandı. (Grafik 6, Grafik 7)

(43)

Grafik 6: M. infraspinatus’un tendon uzunluğu- m. supraspinatus’un tendon uzunluğu arasındaki ters orantı

(44)

Grafik 7: M. infraspinatus’un tendon uzunluğu-m. supraspinatus’un kas uzunluğu arasındaki doğru orantı

M. teres minor tendon uzunluğu m. infraspinatus kas uzunluğu ile ters orantılı P=0,032 (P<0,05) olarak saptandı. ( Grafik 8)

(45)

Grafik 8: M. teres minor’un tendon uzunluğu- m. infraspinatus’un kas uzunluğu arasındaki ters orantı

M. supraspinatus tendon uzunluğu m. subscapularis tendon uzunluğu ile doğru orantılı P=0,002 (P<0,05) saptandı. (Grafik 9)

(46)

Grafik 9: M. supraspinatus’un tendon uzunluğu- m. subscapularis’in tendon uzunluğu arasındaki doğru orantı

Lig. coracoacromiale’nin lateral kenarı ile m. supraspinatus kas uzunluğu arasında (+) korelasyon P=0,003 (P<0,05) bulundu. (Grafik 10)

(47)

Grafik 10: Lig. coracoacromiale’nin lateral kenarı- m. supraspinatus’un kas uzunluğu arasındaki (+) korelasyon

Lig. coracoacromiale genişliği ve medial kenarı arasında (-) korelasyon P=0,003 (P<0,05) saptandı.( Grafik 11)

(48)

Grafik 11: Lig. coracoacromiale’nin genişliği- lig. coracoacromiale’nin medial kenarı arasındaki (-) korelasyon

Lig. coracoacromiale genişliği ve kranial kısmın pennasyon açısı arasında doğru orantı P= 0,024 (P<0,05) bulundu. ( Grafik 12)

(49)

Grafik 12: Lig. coracoacromiale’nin genişliği- kranial kısmın pennasyon açısı arasındaki doğru orantı

M. supraspinatus tendon uzunluğu ile caudal kısmın pennasyon açısı arasında (+) korelasyon P= 0,032 (P<0,05) saptandı. (Grafik 13)

(50)

Grafik 13: M. supraspinatus’un tendon uzunluğu- kaudal kısmın pennasyon açısı arasındaki doğru orantı

Lig. coracoacromiale genişliği ile m. supraspinatus tendon uzunluğu (P= 0,043) ve m.subscapularis tendon uzunluğu (P= 0,01) arasında ters orantı bulundu. (P<0,05) (Grafik 14, Grafik 15)

(51)

Grafik 14: Lig. coracoacromiale’nin genişliği- m. supraspinatus’un tendon uzunluğu arasındaki ters orantı

(52)

Grafik 15: Lig. coracoacromiale’nin genişliği- m. subscapularis’in tendon uzunluğu arasındaki ters orantı

Scapula uzunluğu ile m. infraspinatus tendon uzunluğu (P= 0,016) ve m. teres minor tendon uzunluğu (P= 0,019) arasında (+) korelasyon saptandı. (P<0,05) (Grafik 16, Grafik 17)

(53)

Grafik 16: Scapula uzunluğu- m. infraspinatus’un tendon uzunluğu arasındaki (+) korelasyon

(54)

Grafik 17: Scapula uzunluğu- m. teres minor’un tendon uzunluğu arasındaki (+) korelasyon

M. teres minor kas uzunluğu ile lig. coracoacromiale kalınlığı arasında doğru orantı P= 0,043 (P<0,05) saptandı. (Grafik 18)

(55)

Grafik 18: M. teres minor kas uzunluğu- lig. coracoacromiale kalınlığı arasındaki doğru orantı

Omuz-dirsek mesafesi ile omuz-bilek mesafesi doğru orantılı P=0,00 (P<0,05) saptandı.

Çalışılan 30 kadavra örneklerinin tümünde tek bant görüldü ve proc. coracoideus’a tutunan kısmı acromion’a tutunan kısmından geniş olarak değerlendirildi. Bu nedenle lig. coracoacromiale’nin subtipini quadrangular tip ( Tip II) olarak değerlendirildik. (Resim 12)

(56)

AC

LC H

CL

C

Resim 12: AC: acromion LC: lig. coracoacromiale C: proc. coracoideus CL: clavicula C: proc. coracoideus

Kadavra örneklerimizdeki çalışmamızda rotator kaf kaslarına baktığımızda kasların başlangıç ve sonlanma noktalarında, tendonların veya kasların seyirlerinde varyasyon saptanmadı.

(57)

ÖZET

M. supraspinatus, m. infraspinatus, m. subscapularis ve m. teres minor tendonlarıyla birlikte articulatio humeri etrafında bir manşet (rotator kaf) meydana getirdikleri için bu dört kasa rotator manşet ( kaf ) kasları denir. Omuz eklemini üst taraftan m. supraspinatus, arkadan m. infraspinatus ve m. teres minor, ön taraftan ise m. subscapularis destekler ve kuvvetlendirir.

M. infraspinatus, m. teres minor ve m. supraspinatus tuberculum majus’ta sonlanırken; m. subscapularis tuberculum minus’ta sonlanır. M. supraspinatus dışındaki kaslar kola rotasyon hareketini yaptıran kaslardır.

Omuz eklemi vücutta en geniş hareket yeteneğine sahip eklem bölgesi olmakla birlikte travmalarada en açık bölgelerden biridir. Rotator kaf kasları omuz eklemini kuvvetlendirir ve omuz eklemine destek görevi görmektedir.

Omuz patolojileri günlük yaşam aktivitelerinin büyük çoğunluğunu önemli ölçüde etkilemektedir. Rotator kaf patolojilerini tanımlamak için subakromiyal sıkışma sendromu, rotator kaf tendiniti, kısmi veya tam rotator kaf yırtığı, kalsifik tendinit, subakromiyal bursit gibi tanımlar karşımıza çıkmaktadır. Subakromiyal sıkışma sendromu, rotator cuff tendiniti kronik omuz ağrısının en yaygın nedenlerini oluşturmaktadır.

Son yıllarda popülerliği de artan etkin bir tedavi yaklaşımı olarak fizyoterapi ve rehabilitasyon tedavi yöntemleri arasında kinezyolojik bantlama tekniği yer almaktadır.

Kinezyolojik bantlama tekniği ve kinezyolojik bant 1973 yılında Japon kiropraksi ve akupunktur uzmanı Dr. Kenzo Kase tarafından geliştirilmiştir. Eklem hareketlerini sınırlamaksızın insan derisinin yapısal özellikleri ve esnekliğine benzer bir bantlama tekniğinde daha başarılı sonuçlar alınabilineceği amaçlanmıştır.

Kinezyolojik bantlar uygulandıkları deri üzerinde kaldırıcı etkiye sahip ve deri ile dış ortam arasında hava dolaşımına izin verebilecek özelliktedir. Etki mekanizması net olmamakla beraber bantlamanın deri üzerinde basınç oluşturarak kutanöz reseptörleri uyardığı ve bantlanan bölgede kas, eklem,

(58)

deri, fasia ve dolaşım sistemi üzerinde fizyolojik değişikliklere neden olduğu belirtilmektedir.

Kinezyolojik bantlama, kas-iskelet sistemi yaralanmalarında, sportif performansın geliştirilmesinde, pediatrik problemlerin tedavisinde ve yaralanmaların önlenmesinde kullanılması ile son 10 yıldır literatürde yerini almıştır. Etki alanlarındaki çalışmalar halen devam etmektedir.

Kinezyolojik bantlamanın bant tipleri X, Y, I, tırmık, halka veya ağ şeklinde şeritler halinde olarak sınıflandırılmıştır. Kas teknikleri, fasia düzetlme tekniği, alan düzeltme tekniği, fonksiyonel düzeltme tekniği, nöral teknik, bağ tekniği ve lenfatik düzeltme tekniği olmak üzere kinezyolojik bantlamanın uygulama teknikleri tanımlanmaktadır.

Çalışmamızdaki amacımız, rotator kaf kaslarının başlangıç ve sonlanma noktalarının değerlendirilmesi, morfometrik ölçümlerinin yapılarak kinezyolojik bantlama tekniğinin daha etkili bir şekilde uygulanmasına yardımcı olmaktır.

Bu çalışmada, rotator kaf kaslarının başlangıç sonlanma yerleri, tendonları, m. infraspinatus’un bölümlerinin birbirleriyle açıları, lig. coracoacromiale’nin şekli, acromion uzunluğu, scapula uzunluğu, omuz dirsek mesafesi, omuz bilek mesafesi incelendi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’nda bulunan belirgin makroskopik patoloji gözlenmeyen sağ ve sol olmak üzere %10’luk formalin ile tespit edilmiş 30 üst ekstremite kadavra örnek üzerinde çalışıldı.

M. supraspinatus, m. infraspinatus, m. teres minor ve m. subscapularis kaslarının kas ve tendon uzunlukları ölçüldü ve değerlendirildi. M. infraspinatus’un pennasyon açısı değerlendirildi. Lig. coracoacromiale iç ve dış kenarları, genişliği ve kalınlığı ölçüldü. Lig. coracoacromiale subtiplendirilmesi yapıldı. Scapula ve acromion uzunlukları, omuz-dirsek ve omuz- bilek mesafesi ölçümleri yapılarak değerlendirildi. Varyasyonların olup olmadığı gözlemlendi.

Kaydedilen ölçümler SPSS kullanılarak istatistik analizi yapıldı ve Pearson Korelasyon testi uygulandı. Çıkan anlamlı sonuçları özetlersek, m.

(59)

infraspinatus’un, m. supraspinatus’un ve m. subscapularis’in kas ve tendon uzunlukları birbirleriyle ters orantılı sonuçlandı.

M. infraspinatus ve m. teres minor tendon uzunlukları birbiriyle ve kas uzunlukları birbirleriyle doğru orantılı , m. infraspinatus tendon uzunluğu m. supraspinatus tendon uzunluğu ile ters orantılı, m. supraspinatus kas uzunluğu ile doğru orantılı olarak saptandı.

M. teres minor tendon uzunluğu m. infraspinatus kas uzunluğu ile ters orantılı ,m. supraspinatus tendon uzunluğu m. subscapularis tendon uzunluğu ile doğru orantılı saptandı.

Lig. coracoacromiale’nin lateral kenarı ile m. supraspinatus kas uzunluğu arasında (+) korelasyon, lig. coracoacromiale genişliği ve medial kenarı arasında (-) korelasyon, lig. coracoacromiale genişliği ve kranial kısmın pennasyon açısı arasında doğru orantı bulundu. Lig. coracoacromiale genişliği ile m. supraspinatus tendon uzunluğu ve m.subscapularis tendon uzunluğu arasında ters orantı, m. teres minor kas uzunluğu ile lig. coracoacromiale kalınlığı arasında doğru orantı karşımıza çıktı.

M. supraspinatus tendon uzunluğu ile kaudal kısmın pennasyon açısı arasında (+) korelasyon saptandı.

Scapula uzunluğu ile m. infraspinatus tendon uzunluğu ve m. teres minor tendon uzunluğu arasında (+) korelasyon, omuz-dirsek mesafesi ile omuz-bilek mesafesi doğru orantılı olarak saptandı.

Çalışılan 30 kadavra örneklerinin tümünde tek bant görüldü ve proc. coracoideus’a tutunan kısmı acromion’a tutunan kısmından geniş olarak değerlendirildi. Bu nedenle lig. coracoacromiale’nin subtipini quadrangular tip ( Tip II) olarak değerlendirildik. Anatomik olarak rotator kaf kaslarında, tendonlarında, kas seyrinde varyasyon saptamadık.

Çalışmamız sonucunda rotator kaf kaslarının kas ve tendon uzunluklarının birbirleriyle oranları, lig. coracoacromiale ile olan ilişkileri, scapula’nın m. infraspinatus ve m. teres minor’un tendon uzunlukları ile oranı ve saptadığımız bulgular, rotator kaf kaslarına yönelik kinezyolojik bant uygulamasında başlangıç noktalarının belirlenmesinde, kası veya tendonu kaplama yerinin belirlenmesinde, uygulanacak germenin saptanmasında

(60)

yardımcı olabilir. Ortak insersiyo noktası ve fonksiyonları olan kaslara bant uygulanırken benzer yöntem kullanılabilmesi yönteme destek olabilir.

Kinezyolojik bantlamanın etki mekanizması net olmamakla birlikte etkinliği ile ilgili çalışmalar halen devam etmektedir. Kinezyolojik bantlama yönteminde doğru tekniğin yapılması önemli olup, rotator kaf kaslarına yönelik yaptığımız ölçümlerin bu kaslara kinezyolojik bant uygularken dikkat edilmesi gerekli noktalar olabileceğini düşündürmek yöntemin doğru yapılabilmesi konusunda ışık tutacaktır.

Yöntemde doğru yolu izlemek, doğru yöntemi kullanmak kinezyolojik bant uygulamasının başarısını, etkinliğini arttıracaktır. Spor hekimlerine, fizyoterapistlere, bu konu alanında uzman kişilere rotator kaf kaslarına yönelik kinezyolojik bant uygulamasında etkinlik kazandıracağını ve yol göstereceğini düşünmekteyiz.

(61)

KAYNAKLAR

1.Anatomi, Prof. Dr. Kaplan Arıncı, Prof. Dr. Alaittin Elhan 1. Cilt Güneş Tıp Kitabevleri 2014

d Fonksiyonel anatomi Ekstremiteler ve Sırt Bölgesi, Prof. Dr. Doğan Taner, HYB Basın Yayın, Ankara 2014

e Klinik Temelli Topografik İnsan Anatomisi, Salih M. Akkın, Tania Marur sayfa 393, 2010 f Gray’s anathomy for Students Third Edition, Richard L. Drake, A. Wayne Vogl, Adam W. M. Mitchell

g Her Yönüyle Anatomi, Prof. Dr. Yasin Arifoğlu

h https://saveyourhealthh.blogspot.com.tr/2015/08/omuz-sksma-impingementsendromu.html ( 4.05.2018)

i https://lifesworkpt.com/2017/04/rotator-cuff-injuries-treatment/(11.05.2018) 8. Dr. Ernur Ergöz, Omuz rotator manşet parsiyel rüptürlü hastalarda fizik tedavi ve subakromiyal aralığa kortikosteroid enjeksiyonu etkinliğinin karşılaştırılması ,uzmanlık tezi 2005

aa. Gianola S, Andreano A, Castellini G et al; Kinesiotaping for rotator cuff disease (Protocol), Cochrane Database of SystematicReviews, 2017

10.Burbank KM, Stevenson JH, Czarnecki GR, Dorfman J. Chronic shoulder pain: part I. Evaluation and diagnosis. American Family Physician 2008;77:453–60

7. M. Hakan Özsoy1, Onur Fakıoğlu2, Nevres H. Aydoğan1, Subakromiyal sıkışma sendromu, TOTBİD Dergisi 2013; vv:340–352 doi: 10.14292/totbid.dergisi.2013.42

8. https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/rotator-cuff-injury/symptoms-causes/syc-20350225

13. Volga Bayrakcı Tunay, Gül Baltacı, Kinezyo bantlama yumuşak doku yaralanmalarında etkili midir?, TOTBİD Dergisi 2017; 16:238–246 doi: 10.14292/totbid.dergisi.2017.33 p: Reyhan ÇELİKER, Zeynep GÜVEN, Tolga AYDOĞ ve ark, Kinezyolojik Bantlama Tekniği ve Uygulama Alanları, Türk Fiz T›p Re hab Derg 2011;57:225-3537.

q: Thelen MD, Dauber JA, Stoneman PD. The clinical efficacy of Kinesio tape for shoulder pain: a randomized, double-blinded, clinical trial. J Orthop Sports Phys Ther 2008;38:389-96 r: Osborn K. Tape it up: Kinesio taping facilitates movement, while offering support. Massage Body 2009;24:52-8.

s: http://centralhospital.com/Haberler/agri-tedavilerinde-bantlama-teknigi--kinezyo-bant-/ (16.03.2018)

t: Kase K, Wallis J, Kase T. Clinical therapeutic applications of the Kinesio taping method, 2nd ed. Tokyo, Japan: Ken Ikai Co. Ltd.; 2003.

(62)

19. Morris D, Jones D, Ryan H, Ryan CG. The clinical effects of Kinesio® Tex taping: a systematic review. Physiother Theory Pract 2013;29(4):259–70

m: Gonzalez-Iglesias J, Fernindez-de-Las-Perias C et al, Short-term effects of cervical kinesio taping on pain and cervical range of motion in patients with acute whiplash injury: a randomized clinical trial. J Orthop Sports Phys Ther 2009;39(7):515–21

n: Wu WT, Hong CZ, Chou LW. The Kinesio Taping Method for Myofascial Pain Control. Evid Based Complement Alternat Med 2015;2015:950519

o: Ozmen T, Aydogmus M, Dogan H ve ark, The Effect of Kinesio Taping on Muscle Pain, Sprint Performance, and Flexibility in Recovery From Squat Exercise in Young Adult

Women. J Sport Rehabil 2016;25(1):7–12.

p: Orhan C, Kaya Kara O, Kaya S ve ark, The effects of connective tissue manipulation and Kinesio Taping on chronic constipation in children with cerebral palsy: a randomized controlled trial. Disabil Rehabil 2016;28:1–11

q: Kaya Kara O, Atasavun Uysal S, Turker D ve ark The effects of Kinesio Taping on body functions and activity in unilateral spastic cerebral palsy: a single-blind randomized

controlled trial. Dev Med Child Neurol 2015;57(1):81–8

r: Karabay İ, Doğan A, Ekiz T ve ark, Training postural control and sitting in children with cerebral palsy: Kinesio taping vs. Neuromuscular electrical stimulation. Complement Ther Clin Pract 2016;24:67–72

s: Park YH, Lee JH. Effects of proprioceptive sense-based Kinesio taping on walking imbalance. J Phys Ther Sci 2016;28(11):3060–2

t: Yeung SS, Yeung EW. Acute Effects of Kinesio Taping on Knee Extensor Peak Torque and Stretch Reflex in Healthy Adults. Medicine (Baltimore) 2016;95(4):e2615

28. Pekyavaş NÖ, Tunay VB, Akbayrak T ve ark, Complex decongestive therapy and taping for patients with postmastectomy lymphedema: a randomized controlled study. Eur J Oncol Nurs 2014;18(6):585–90

h: Dandinoglu T, Dandin Ö, Karadeniz M, Onay A. Comment on “Safety and tolerability of Kinesio® Taping in patients with arm lymphedema: medical device clinical study”. Support Care Cancer 2016;24(8):3275–6.

i: Azatcam G, Atalay NS, Akkaya N ve ark, Comparison of effectiveness of

Transcutaneous Electrical Nerve Stimulation and Kinesio Taping added to exercises in patients with myofascial pain syndrome. J Back Musculoskelet Rehabil 2017;30(2):291–8. 31. Öztürk G, Külcü DG, Mesci N ve ark, Efficacy of kinesio tape application on pain and muscle strength in patients with myofascial pain syndrome: a placebo-controlled trial. J Phys Ther Sci 2016;

n: Figen Kocyigit, Merve Acar, Mehmet Besir Turkmen ve ark, Kinesio taping or just taping in shoulder subacromial impingement syndrome? A randomized, double-blind, placebo-controlled trial, Physiotherapy Theory and Practice, 32:7, 501-508, DOI: 10.1080/09593985.2016.1219434 28(4):1074–9

(63)

m: Ay S, Konak HE, Evcik D, Kibar S. The effectiveness of kinesio taping on pain and disability in cervical myofascial pain syndrome. Rev Bras Reumatol 2016. [Epub ahead of print]

34. Dilek B, Batmaz I, Sarıyıldız MA ve ark, Kinesio taping in patients with lateral epicondylitis. J Back Musculoskelet Rehabil 2016;29(4):853– 8.

h: Gürşen C, İnanoğlu D, Kaya S ve ark, Effects of exercise and Kinesio taping on abdominal recovery in women with cesarean section: a pilot randomized controlled trial. Arch Gynecol Obstet 2016;293(3):557–65

i: Patrícia do Carmo Silva Parreira, Lucíola da Cunha et al, Current evidence does not support the use of Kinesio Taping in clinical practice: a systematic review, Send to J Physiother. 2014 Mar;60(1):31-9. doi: 10.1016/j.jphys.2013.12.008. Epub 2014 Apr 24. N. Yoshida A, Kahanov L. The effect of Kinesio taping on lower trunk range of motion. Res Sports Med 2007;15:103-12

O. Frazier S, Whitman J, Smith M. Utilization of kinesio tex tape in patients with shoulder pain or dysfunction: a case series. Advanced Healing. 2006; Summer: p.18–20. P. Kaya E, Zinnuroglu M, Tugcu I. Kinesio taping compared to physical therapy modalities for the treatment of shoulder impingement syndrome. Clin Rheumatol 2011;30:201-7. Q. Walsh SF. Treatment of a brachial plexus injury using kinesiotape and exercise. Physiother Theory Pract 2010;26:490-6.

R. Ortiz-Ramirez J, Perez-De la Cruz S. Efficacy of the application of kinesio tape in patients with stroke Revista de neurologia 2017 Feb 16;64(4):175-179.

S. Jaraczewska E, Long C, Kinesio taping in stroke: improving functional use of the upper extremity in hemiplegia. Topics in stroke rehabilition 2006 Summer;13(3):31-42. T. Kasawara KT, Mapa JMR, Ferreira V et al, Effects of Kinesio Taping on breast cancer-related lymphedema: A meta-analysis in clinical trials Physiother Theory Pract. 2018 May;34(5):337-345. doi: 10.1080/0959

U. Abdülkerim Gökoğlu, Ali Dalgıç, Konjenital Müsküler Tortikollis, Türk Nöroşirurji Dergisi 2015, Cilt: 25, Sayı: 2, 189-1973985.2017.1419522. Epub 2018 Jan 8.

45. Çağlar A, Özünlü Pekyavaş N, Aytar Tığlı A ve ark, Are the Kinesio Tape colors effective for patient perception? A randomized single blind trial. J Exerc Ther Rehabil 2016;3(3):96– 101

46. http://bodrumfizik.com/kinezyo-bantlama/ (12.05.2018)

47. http://www.academicana.com/kurs/kinesio-taping-kursu/ ( 24.04.2018)

48.http://www.drsedatyildiz.com/FileUpload/ks109487/File/kinezyolojik_bantlama_fizik_ted avi_ve_rehabilitasyon_(kinesiotaping)_dr._sedat_yildiz.pdf ( 19.03.2018)

49. Sobotta Anatomi Atlası Cilt 1

(64)

51. Bacle G, Gregoire JM, Patat F et al, Anatomy and relations of the infraspinatus and the teres minor muscles: a fresh cadaver dissection study. Surg Radiol Anat. 2017

Feb;39(2):119-

126. doi: 10.1007/s00276-016-1707-9. Epub 2016 Jun 10.

52. https://tr.pinterest.com/pin/536843218062163391/ (3.04.2018)

53 Adam Rothenberg, Gregory Gasbarro, Jesse Chlebeck and Albert Lin, The

Coracoacromial Ligament Anatomy, Function, and Clinical Significance Investigation performed at the University of Pittsburgh Medical Center, Pittsburgh, Pennsylvania, USA Orthopaedic Journal of Sports Medicine April 27,2017

54. Muralidhar Reddy Sangam, Sattiraju Sri Sarada Devi, Morphometry of Suprascapular Notch and its Correlation with that of Scapula, Journal of Clinical& Diagnostic Research. 2014 Apr; 8(4): AM01–AM02. Published online 2014 Apr 15. doi:

10.7860/JCDR/2014/7730.4217

55. Susmita Saha, Neelam Vasudeva, Morphometric Evaluation of Adult Acromion Process in North Indian Population, , Journal Clinical Diagnostic Research. 2017 Jan; 11(1): AC08– AC11. Published online 2017 Jan 1. doi: 10.7860/JCDR/2017/21060.9312

56. http://www.tapingbase.nl/nl/utilization-of-kinesio-tex-tape-in-patients-with-shoulder-pain-or-dysunction-nl

57. Kaya E, Zinnuroglu M, Tugcu I. Kinesio taping compared to physical therapy modalities for the treatment of shoulder impingement syndrome. Clin Rheumatol 2011;30:201-7.

58. Hsu YH, Chen WY, Lin HC et al, The effects of taping on scapular kinematics and muscle performance in baseball players with shoulder impingement syndrome. J Electromyogr Kinesiol 2009;19:1092-9

59. Frassanito P, Cavalieri C, Maestri R, Felicetti G. Effectiveness of extracorporeal shock wave therapy and kinesio taping in calcific tendinopathy of the shoulder: a randomized controlled trial Eur J Phys Rehabil Med. 2017 Nov 29. doi: 10.23736/S1973-9087.17.04749- 9.

60. Şimşek HH, Balki S, Keklik SS ve ark, Does Kinesio taping in addition to exercise therapy improve the outcomes in subacromial impingement syndrome? A randomized, double-blind, controlled clinical trial. Acta Orthop Traumatol Turc 2013;47(2):104–10. 61. Kaya DO, Baltaci G, Toprak U, Atay AO. The clinical and sonographic effects of kinesiotaping and exercise in comparison with manual therapy and exercise for patients with subacromial impingement syndrome: a preliminary trial. J Manipulative Physiol Ther 2014;37(6):422–32.

62. Nihan Ozunlu Pekyavas, Gul Baltaci, Short-term effects of high-intensity laser therapy, manual therapy, and Kinesio taping in patients with subacromial impingement syndrome, Lasers in Medical Science, August 2016, Volume 31, Issue 6, pp 1133–1141

(65)

63. Göksu H, Tuncay F, Borman P, The comparative efficacy of kinesio taping and local injection therapy in patients with subacromial impingement syndrome, Acta Orthop Traumatol Turc. 2016 Oct;50(5):483-488. doi: 10.1016/j.aott.2016.08.015. Epub 2016 Sep 23

Şekil

Şekil 1: Rotator  kaf  kasları,  m.  infraspinatus,  m.  teres  minor, m.  supraspinatus, m
Şekil 3: Rotator kaf patolojileri  (12)
Şekil 4: m.deltoideus ve m. supraspinatus kaslarının oluşturduğu güç çifti (11)
Şekil 5: Kinezyolojik bant örneği (17)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Omuz uzantılarını mümkün olduğu kadar sert yapabilmek için boşluğu doldurmak üzere küçük açıklıktan içeri küçük polyester parçalar yerleştirin.. Boşluk sıkıca

• Kumaş tarafı yukarı doğru, kapalı dikdörtgeni bir eğriye bükün ve şeklin omuzun üstüne yerleştirin, boynu N ile eşleştirin.. Bezin ham kenarlarını S

• HUMERUSUN BAŞININ ROTASYONU İLE LABRUMUN ŞEKLİ DEĞİŞEREK GLENOİD ÇUKURUN KENARLARINA

• Steinder A: Kinesiology of the human body under normal and pathological conditions, Springfield, 1977. • Soderberg G.L.: Kinesiology-application to pathological motion, New

forequarter amputasyonlarında olduğu gibi ek omuz yapısını vermek gerekmez • Harnes yapısı bel kemerli ve kemersiz tasarlanabilir. • Bel kemersiz olan tasarımda alt kolu

olan 93 hastanın yaş ortalaması 45.8 yıl, omuz çevresi yumuşak doku yerleşimli tümörü olan 24 hastanın yaş ortalaması 52.0, skapula yerleşimli tümörü olan

Eksternal/internal rotasyon (antagonist/agonist) kuvvet oranlarının karşılaştırmasında, dominant kolda (D) tüm hızlarda zirve tork değerlerinde kontrol grubu lehine

Teniste omuz bölgesi (özellikle rotator kaf kasları-infraspinatus ve teres majör-minor), forehand, backhand ve vole gibi vuruşlardan sonraki raketin topu takip evresinde,