Y B Î T Î Î S T A N B U C
Î vv
c tPazartesi Konuşm aları:
Reşad Nuri
Dünyanın son durağından geçtiğini gazetelerde gördü ğüm vakit — hayatta birbi rimizi az görmüş olmamıza rağmen — içimde çok acı bir eksiklik duydum.
Ben seni, dünyanın ilk du rağına ayak bastığın zaman tanımıştım... Âdeta karşı laştım. Sen Selimiyede Y a ver Paşamn konağında doğ muştun. Büyük annem de karşısındaki İbrahim Paşa- konağmın selâmlığım bir yaz için kiralamıştı.
Sen doğduğun zaman, bü yükannem, annemin lohusa- hğım tebrik için beni elim den tuttu götürdü.
Ben de annesini kaybet miş, ondan hafızasında sol gun bir yüzle, uzun siyah kirpikli bir genç kadın ha yali zaman zaman beliren anasız bir çocuktum. Kapı nın önünde ayakkablanmı- zı çıkardık. Odanın resmini, altmış küsur yıl geçtiği hal de hâlâ kafamda çizebüi- rim.
“Hadi elini öp” diye
bü-Halide Edib - M ıvar
... ıı ı ... —i—ı— — m
vimli parçalarım temsil e- derler.
Derler ki, toprağın altın da kemikleri dahi kül olan, bir zerresi kalmayan ölüler arasında, bir takım hiç ölt meyenler de vardır. Bunla rın arasında, hattâ önünde, arkasında asırlarca eser bı rakanlar gelir.
Bunlardan biri sensin. Dilimize ne kadar sevimli, canlı bir çeşni verdiğini bi lir misin Reşad Nuri? İnanı yorum ki, nesilden nesle, yaşadığı çağın hayat sahne lerini, karakterlerini sözle ve yazı ile resmedeceklerin kafasında ve kaleminde -
bi-yükannem lohusamn kar yolasına yaklaştırınca, bana orada yatan kadın annem: miş gibi bir his gelmiş ola cak ki, karyolaya tırman dım, lohusamn boynuna sa rıldım. Büyük annem anlı- yarak “ Annesi zannetti za vallı” diye beni yataktap aşağı çektiğini hiç unut mam.
Ne kadar zaman sonra bilmiyorum, senin annen de benimkinin şifa bulmaz has talığından göçtü. Seni on dan sonra uzun yıllar gör medim, fakat bende ayni anadan dünyaya gelmişiz gibi bir his bırakmıştın. _
îşte bu küçük kardeşi on dan sonra meşhur bir yazar oluncaya kadar hiç görme dim. Fakat eserlerini okur ken, piyeslerini büyük bir haz ile seyrederken hep o günü hatırlar, Türk mületi- ne kıymetli eserler vermesi içimde daima bir iftihar u- yandırırdı.
“ Çalı Kuşu” nu okuduğum zaman, seni bu defa nesli mizin, en önde yer alanla rın, isimleri unutulmayacak lann arasında görmek bu iftiharı haz şâhikasma eriş- tirmişti.
Evet, Reşad Nuri Türk di linde en sevimli ve tatlı bir üslûpla ne kadar hakikî ha yat sahneleri, ne kadar re aliteye dayanan karakterler yarattın! Bunlar sahnemi zin ve kültürümüzün en
se-lerek veya bilmiyerek - eser, lerin tesirlerini göstefecek- tir.
Şimdi, Ergeç hepimizin geçmesi muhakkak olan son durağın başında seni se lâmlarken düşünüyorum ki, asıl acınması, ellerini tutup göz yaşlarına, kalb sızıları na iştirâk edilmesi lâzım ge len arkanda bıraktığın eşin ve evlâdındır.
Sen, artık dünya sahne sinde rolünü muvaffakiyet le oynamış perde arkasma çekilmiş bulunuyorsun. K a fandaki, ruhundaki sanat özünü son damlasına kadar verip gittin. Allah bütün meslekdaşlarına ayni mu- vaffakiyeti nasip etsin!