• Sonuç bulunamadı

Kur'an-ı Kerimde insan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kur'an-ı Kerimde insan"

Copied!
33
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İSTANBU~L

YUKSEir

i~,LAM ENSTİTUSU

DERGiSi

Revue de l'lnstitut des Hautes Etudes Islanılques

SAYI II

iSTANBUL EDEBİYAT FAKÜLTESi BASIMEVİ

(2)

KUR'AN-I KERiMDE İNSAN

Y.

i.

E. Öğı·encileri

*

Insan hakkında sorulacak suallere en güzel ve en mukn! ce-vapları, şüphesiz ki, Kur'an-ı Kerim vermektedir. Hiç bir kitap, in-san oğlunu bu kadar güzel izah ve ifade edememiştir. Zira Kur'an-r Kerim Allah kelamıdır, her şeyin en doğrusunu ve hakikatını söyler.

Kur'an-ı Kerim, insan oğlunu bütün cepheleri ile ele almış ve muhtelif sılreterde muhtelif vesilelerle, beliğ ve veciz bir ifade ile dile getirmiştir. Bu bakımdan insanı mevzu olarak inceleyen bir çok ilimler için Kur'an-ı Kerim en kıymetli bir me'hazdır. Eğer basit tecrübelere istinaden insan hakkında bir takım nazariyyeler ortaya atan Avrupalı ilim adamları, Kur'an-ı Kerim'in insan husu-sundaki izahlarını görmüş olsalardı ve bu zaviyeden tetkike baş­

lasalardı bu kadar yekdiğerine zıd fikirler meydana gelmezciL

Bunun içindir ki hiç bir nazariyye, nazariyye olmaktan

kurtula-mamış ve kanun hükmünü iktisab etmemiştir. Asırlar geçtikçe ilim,

Kur'an-ı Kerim'in ifade ettiği manaya yaklaşmaktadır.

Şurasını hemen arzetmek lazımdır ki, <<Kura'n-ı Kerim'de in--sam mevzuunu tetkik etmek oldukça güçtür. Hassaten henüz ta-lebe olan kimseler için daha da güçtüc. Bu mevzuda tatminkar izahlarda bulunabilmek, insan hakkındaki ayetlerin tefsirlerini yapabilmek ve yapılan tefsirleri Kur'an-ı Kerimin ruhuna uygun bir surette telif edebilmek için Tefsir ilmine, Psikolojiye,

Biyolo-ııye, Antropolojiye... şidddetle ihtiyaç vardır. Binaenaleyh, bu

" Bu araştırma, Edebiyat Öğretmenleri Nibad Sami Banarlı tarafından verilen-o konu ve gösterilen metodla, Yüksek İslam Enstitüsii HJ62-63 öğretim yılı son sınıf

Öğrencilerinden Muhammed Eroğlu. Salim Kılaç, Ali Tanrı verdi, Nedim Kılıçkıran,

Süleyman Aşıkkaya, Rıza Tosun, Şerafeddin Keskin ve Mustafa Özcırık tarafından­ kollektif bir çalışma ile hazırlanmış ve Mıohammed Eroğlu tarafıncan kaleme

(3)

alınmıştır..-gibi ilimlerde kafi derecede kültür sahibi olamayan bir kimsenin

yapacağı inceleme satıhda kalır, hele İslam'ın şiarlarını

anlama-yanların vereceği malfımat pek sönük olur. Bu gün, geçmişe

nis-betle kültürlü ve imanlı bir müfessire daha çok muhtacız. İnşaal-lah bu sahadaki boşluğu, mazisi pek yakın olan Yüksek İslam Enstitüleri dolduracaktır. Yukarıda da belirtmeye çalıştığımız gibi biz mükemmel, ilmi bir eser hazırladığımızı iddia etmemekte-:yiz. Bizim burada yapacağımız şey, «insan» mevzuundaki ayetleri

izah etmek ve unları kendi aralarında tasnife tabi tutmak sure-tiyle kısırnlara bölmek olacaktır. Binaenaleyh «Kur'an-ı Kerim'de :insan» mevzuunu üç kısım altında incelerneyi münasip bulduk:

1 - Hilkat-i beşer=İnsanın yaratılışı 2 - İnsan oğlunun vasıfları

3 - İnsan oğlunun diğer mahlukat arasındaki üstünlüğü. Ancak bu kısımları da münasip bazı başlıklara ayırmış bulu-nuyoruz. Bu şekilde hem izahı kolaylaştırmış hem de okuyucunun "dikkatini celbetmiş olacağını sanıyoruz.

KlSlM: 1

HİLKA T-İ BEŞER = iNSANIN YARA TILIŞI 1 - İnsanın geçirdiği istihaleler:

Kur'an-ı Kerim'de insan oğlunun en güzel bir surette yaratıldı­

~ğı ve en güzel bir kıvamda olduğu bildirilmiştir. Nitekim bir aye-. t-i kerimede şöyle buyurulmaktadır.

f.~-;; .:,r->1

j

0U'Yil:..4l> -Gl <<Biz, hakikaten insanı (bütün insanları) en güzel bir biçimde (boyu bosu yerinde) sureti güzel, kainatın bütün hassalarını cami'

yarattık.» 1 Bütün bu maddi güzellik ve mükemmeliyetlerin

ya-nında hatta bunlardan daha da kıymetli bir takım nimetierin .sahibi olmuştur. Bu husus, Kur'an-ı Kerim'in muhtelif ayetlerinde

~sarahaten zikredilmiştir:

0Lii'<~.J.ı:.

-:;U 'YI ~;,_ '-«İnsanı yarattı, ona konuşmayı öğretti.;. 2

1 Tin Suresi, Ayet 4. 2 Rabman Suresi, Ayet 3-L

(4)

KUR'AN-I KERİMDE İNSAN 219

,) YI

d.; J 1)1

0

.~ 0.4

0uYIJi>

0

.l>

<->~' d_; r-~ 1)1

~} .JLiY~.JI '>ı(~~

tl.

.JU'ı'ı,~ ~w~

("

s~\

<'Oku, ismi ile o Rabbının ki yarattı. İnsanı bir alaktan yarat-tı. Oku o keremine nihayet olmayan Rabbındır, kalem ile öğreten de. O insana bilmediği şeyleri öğretti. Sakın okumamak etme, çünkü insan muhakkak tuğyan eder. 1 Misal olarak aldığımız bu

ayetlerde yalnız insana mahsus olan bir iki vasıf zikredilmiştir. Acaba, malılukatın en şerefiisi ve en mükemmeli olan insan

nasıl yaratılmıştır.? Ne gibi İstihaleler geçirmiştir? Bu sQallerin

cevaplarını Kur'an-ı Kerimde rahatca bulmak mümkündür. Şimdi kaydedeceğimiz ayet-i kerimede, insanın mebdeinin ne olduğu,

sonunda ne olacağı ve bu ikisi arasında -ne gibi İstihaleler geçir-diği hülasa edilmiştir:

. J<::c. ,))

j

"'~i ~l~

f .

.:,~

jA

}'>\""

jA

.jLi'Y\l:.C.l>

..ı.A)J

,~

.. n v_,_)j

Llb:.

~

.aıı

l:.il;.J

~-~ ~.c.ı

..

ı1 l:.Al~~ "'~" ~.:.ll i.:.a~

r

..:us

~

rC1 ( .

-:_~ll2..1

0

_>, ~~ .!l)~:; .)>T

LAl>

cL·Lıı

{

'\J-.

.J~; ~A ~ı,,~-

re'

r"

.j_,::l-(<şanım hakkı için biz, insanı çamurdan bir süluleden yarat-tık. Sonra onu oturaklı bir karargoalıda bir nutfe yaptık. Sonra o nutfeyi bir aleka yarattık, derken o alekayı bir mudga

yarat-tık, derken o mudgayı bir takım kemik yarattık, derken o kemik-lere bir et giydirdik, sonra ona diğer bir hilkat neş' eti verdik. Bak ne şan h O Allah; Yaratanların en büyüğü. Sonra siz, bunun

arkasından muhakkak öleceksiniz. Sonra siz kıyamet günü mulıak­ kak ba' s olunacaksınız» 2Ayet-i k erimedeki hall er, başka bir ayeti

kerimede de zikredilmiştir. 3 Yeri geldiği zaman ileride izah

edi-lecektir.

Yukandaki ayet-i kerimede insan için mukadder olan dokuz halden bahsedilmektedir. Bu hallerden birincisi yalnız Hz. Adem'e

mahsusdur. Çünkü O, topraktan doğrudan doğruya yaratılmıştı.

Diğer insanlar, bir anadan ve bir babadan yaratılmış olduklan için ancak asıl itibariyle toprağa atfetmekteyiz. Binaenaleyh Hz.

İkra) Suresi: Ayet 1-6 •.

2 El Mü'minfin Sfiresi, Ayet 12-16. 3 Hacc Sfiresi, Ryet 12-16

(5)

Adem müstesna, her insan için bu dokuz halden sekizini geçirmek mukadderdir. Fakat Hz. Adem için dokuzu da mukadderdir. Şim­ di bu dokuz hali sırası ile görelim :

1 M Çamur veya toprak hali

Cenabı Allah yeminle çamurdan bir sülaleden yaratıldığımızı

beyan buyurmuştur.

"Şanım hakkı ıçın biz insanı çamurdan bir sülaleden yarattık.»"

Sülale, bir şeyden sıyrılıp çıkanlan netice, bir şeyi bir şeyden.

kolaylıkla sıyırıp çıkarmak demektir. İşte insan da böylece çaM

murdan sıyrılıp çıkarılan sülaleden yaratılmıştır.

insanın topraktan yaratıldığı hususunda daha bir çok ayetl~r vardır:

0.J~-.4

\,.._

~,.o J~.l...,

r:f' 0U'Y\L:;:.l>. ..\;:.J_,

:? p '§11

"And olsun biz, insanı kuru bir çamurdan, suretlenmiş bir balçık­

tan yaratmışızdır." ı

. 0.J:.-.o "tr

c:..ı.o

._.!l....:J...,

c:..ı.o

Tr=-!

..;..ıtı;..

,;'1

~C:L

..

~

ci) J\:9 ,;1 J

.p ~ ..,:,-

"Hatırla o vakti ki, Rabbın meleklere: Ben demişti, kuru bir ça-murdan, suretlenmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım." 2

. 0 • .:_.. \,.._ 'oA Jl..al..., ·,.4 -..:.~.b- ...

.:..J

..\:><.~·'Y ;,)\ ,l J\:9

~ ~ ~ u ~ ı;,_; ../ • • '-'

"Şeytan dedi ki, kuru bir çamurdan, suretlenmiş bir balçıktan

yarattığın bir beşer için secde edeyim diye (var) olmadım. 3

. ):..ıi.ll{ Jl..a.l...,

u ..

0U'YI

Jl>-r

"İnsanı (çınlayan) bardak gibi kupkuru bir balçıktan yarattı 1

. 0.f) ·'"

.. 4-.Y 4.l Jt; ; 1 ? " ...

J;· ...

' - '

w>- ...

"Allah onu (Adem'i) topraktan yarattı. Sonra ona ''ol" dedi, o d<l' (can gelip) oluverdi. "5 Bu gibi ayetler insan oğlunun aslı

itiba-ri ile nereden geldiğini, hangi şeyden yaratıldığını göstermektedir. Mezkilr ayet·i ker'imelerde insanın yaratılmasında esas rolü oy-ı Hoy-ıcr sfoy-ıresi, Ayet 26.

2 Hıcr surı•si, Ayet 28.

3 Hıcr .Suresi, Ayet 38.

4 Rahman Suresi, Ayet H.

(6)

KUR'AN-I KERİMDE İNSAN 221 nayan toprağın hususiyetleri de bildirilmiştir. Nitekim ayetlerin tercümelerinde bunları görmüş bulunuyoruz. Hıcır suresinin 26,28,

33. ayetlerinde (

J

LaL .. ) , ( \.?-) ve ( 0 .. ;-A ) kelimeleri,

Ralı-r ? ~ _,

man suresinin 14. ayetinde keza ( JLJ...,) ve ( }:>.:9) kelimeleri

,

'

El-Mü'minun suresinin 12. ayetinde sülale ve ( ~1) kelimeleri geç-mektedir. Bütün bu kelimeler toprağın hususiyetlerini açıkça göster-mektedir. Bakabildiğimiz bazı lügatiann yardımı ile bu kelimelerin

manalarını açıklamaya çalışalım.

Salsal:

EL SALSAL : (Bilfethi) Şol kuru balçık ki kumla karışmış ola. Alıter-i Kebir, Cild: 1; Sayfa 590, Sad maddesi .

• .::.ı~ .>\ "~- 0"' ,)..a~ .>.:V\ ü~~l\ -:,~]\ : JL.:ı1.a.ll "Kuruluğundan dolayı ses çıkarılabilecek bir hale gelen çamur. EI-Müncid, Sayfa 446.

e::~1 \.5~ '.._A:;-\.5\

,J.aL.aJ.;,

J\..a!

J.o)4

.k.,l;.. ..,J-1 -:,~l\ : JL.alall

.

)~\~;

"Kuruduğu zaman ses çıkaran, kumla karıştırılmış sıcak çamur. . Ateşle pişirince Fahhar ismini alır. Muhtar-ı Sıhah, Sayfa 290, De-mek oluyor ki salsal kelime~i pişmemiş, kuru ve çiğ çamur

mana-sınadır.

Hame':

El Hameü: Bilfethateyni; Velham'ü: Bisükunil mimi ve bil kesri fihima, kara balçık, tin-i esved manasına. Ahter-i kebir Cild

1 Sayfa 319.

(~J

....

\'1

~Wl ~U-1_, l.aı_l ~U-1)

El Hame' etü ve-1 ham'etü siyah çamur. El-Müncid Sayfa 148.

- / 71 71 •

. (->)""\'ı ~ll : r.ı .JJ).-! ~~ri_, ~:~:Aı-'~rı_ı

r

c)

siyah çamur. Muhtar'us-Sıhah, Sayfa 117. Mesnun:

;.

0

_,.:-1 \

l.aı_ 1 J

0

.f---"

\.?-

:.r

j

l ..

i 4.1 _,; w J ._;_; J;.,o .;:•:... ;

0

_,.:-ı. 1

(7)

Mesnfın kelimesi hakkında Elmalılı M. Harndi Yazır, muhtelif tefsirlerden şu nakilleri yapmıştır: a) Mütegayyir, b) Suretlenmiş, kazılmış, bilenmiş, c) Dökülmüş, d) Mesm1n bir suret ve misal üzere müsavver demektir. Daha sonra şu izahatı vermiştir: "Bu

<

surette (

.J.i--"' \...-)

insan suret-i neviyyesi için sünnet olan bir suret-i mahsusa ifrağ edilmiş bir balçık demek olur. Sonra

( .J.f.-"" \...-

0 ,.) terkibinde de iki vecih

vardır

: Birisi salsal'e

sıfat olmasıdır ki, bir surct-i mahsusada tasvir edilmiş,

ta-bir-i aharla kalıba dökülmüş bir balçıktan mütehassıl bir

"salsal" den demek olur. Bu takdirde "salsal" hame-i

mes-nün'dan yapılmış demek olur. Ebu-I Beka ve Zemahşeri

bu-nu tercih etmişler ise de müfid değildir. Zira kuru. çamuru,

yaşından husule geldiğini anlatmak lüzumsuz olduğu gibi, insan hamurunun salsal halinde iken insan suretinde bulunduğu da umu-miyetle müsellem değildir. İkincisi bedel olmasıdır ki, salsal'den,

bir hame~i mesnundari demek olur. Ebu Hayya'nın zikrettiği vech

ile çoğu, bedel olmasını tercih etmiştir. Biz de bunda ısrar etmek isteriz.

Evvela salsal, sonra da ondan bir suret-i mahsusaya ifrağ olu-nup insan mayasını teşkil etmiş olan hame-i mesm1n yapılmış ve insan ondan halk u tesviye edilmiş demek olur. Ve şu halde salsal, su ile ihtilat ettikten sonra süzülüp kuru çamur haline gelmiş bu-lunan, arzın rutubetten hall olan tarotakır halini irae eder ki ta-biat itibariyle bunda hayattasavvur olunamaz. Ve bunun bilhassa "Salsal" tabiri ile ifadesi, insanın arzdan bir eseri tabiat olarak zuhuru mümkün alamıyacağını kemali vüzuh ile anlatmak içindir. Öyle ya, tamtakır bir kuru çamurun tabiatı, hayata ne kadar zıt­ tır. Tabiata kalsa bunda insan veya hayvan şöyle dursun, bir ot bitmek imkanı bile yoktur. Fakat şu muhakkak ki bundan insan

yaratılmıştır. Bu ise doğrudan doğruya Allah tealanın sun'ı

kud-retine, ilmü hikmetine delll-i bahirdir ... " 1

Fahhar :

EI-Fahharü : Bilfethi ve't-teşdidi, balçıktan düzülen çanak ve tesdi ve bardak manalannadır. Alıter-i Kebi'r Sayfa 757,

Sülale kelimesi hakkında yukarda bahsedilmişti.

(8)

KUR' AN-I KERİMDE İNSAN 223· Bütün bu izahatımızdan anlaşıldığı vechile insan oğlunun

ge-çirmiş olduğu İstihalelerin birincisi, tavsife çalıştığımız kuru bir~ balçıktır.

2 -Nutfe hali :

( ~ ) ,; j ~Rkı .u~

(,)

? .. , _,

Sonra onu oturaklı bir karargahda bir nutfe yaptık. . . . De-~

rnek ki hilkat-i beşerin ikinci mertebesi nutfedir. Nutfenin karar

kıldığı yer, İstihale geçirdiği mekan; oturaklı bir karargah olan ana rahmidir. Binaenaleyh her nutfeden değil ancak rahimde karar

kılan nutfedendir. O rahim öyle bir rahimdir ki mekin, sağlam,.

oturaklı, yerli yerinde ...

Nutfe kelimesinin, Kur'an-ı Kerimin muhtelif ayetlerinde muhte-lif vesilelerle zikredilmiş olduğunu görüyoruz :

.. )~9 ~ ~~ki ÜA • .t,il;... ~r.S;_ ~\ jA •. }s'\ l. ,)Li)/\

J:!

"'

"

.• v" \

ı.. if;ı_

ll.

'% •

.~.:ı

\

J;.

\j \ ( ••

.;:;~ ~·ı.. ı

(, .

"f..J_

J:~ '~'

''0 kahrolası . insan ne nankör şey! O yaradan, onu hangi şeyden. yarattı? Bir nutfeden. Yarattı da onu biçime koydu. Sonra ona yolunu kolaylattı. Sonra onu öldürdü de kabre gömdürdü. Sonra dilediği vakit ona nüşur verecek. Hayır hayır, doğrusu o, O'nun emrini hiç tam etmedi." 1

o

\_,-..2)

t ... _...,

ol:.b~ o_J~" 7."

L.:.Ai

~~hi ;,A .Jl-i'Yil4.l;... L"l - • " • " • 1.:.. " '-'

.. Hakikat biz insanı, birbiri ile karışık bir damla sudan yarattık,. Onu imtihan ediyoruz, bu sebeple onu işitici, görücü yaptık." 2

Ayet-i Kerimeyi, Elmahlı M. Harndi Yazır şöyle tefsir etmiştin· "Ragıb'ın beyan ettiği üzere nutfe esasen safi suya denir. Erkeğin" suyuna da nutfe denilmiştir. Örfde nutfe ile meniy müteradif g-ibi addedilmiştir. Lakin sure-i kıyame'nin ahirinde de geçtiği vechile·

(& ~ d' ~~hi) diye nutfenin meniyden bir cüz olduğu

ifa-de olunmuştur. Sahibi Müslim'de rivayet olunduğu üzere:

( j ~\ .)

S:;'

~ll\ \{ ;,_. ,...d_,) 3 hadisi şerifinde de küll-i ifradi ile min.

_; .J .. '-" ... u ...

ı Abese Siiresi. Ayet 17-23.

2 Dehir Suresi, Ayet 2.

(9)

küll-i main değil, küll-i mecmui ile min küliii mai huyurulmuş ol-. masından veledin husule geldiği o suyun, mecmuu ma' olan bütün

bir meniy değil, onun bir cüzünden ibaret olduğu anlatılmış

bu-lunduğundan nutfe, meniyden bir cüz olan halis tohumun adı

ol--duğu anlaşılır. Sonra insan cinsinin bir nutfeden yaratılmış

oldu-ğunu ifade eder. Şu kadar ki, o nutfenin bir insandan gelmemiş

olmasını istilzam eyler. ( ~\)t .•. 0"') • ( c,~1 0"') de hu olmak ge-.rektir. Gerçi ( '-:"'

1;

0,4 <~Ai>) ile Ade m 'in buradan istisnasına da

istidlal edilebilir. Lakin (

()_,_Ç!

0)-J J\! {) • ( .:;:1

ı)A

4.1){...- 0"')

gibi diğer ayetler, türabdan, tlyn'den hilkatin, mebde' itibariyle

-olduğunu gösterdiği

gibi, (

.:..~1

0"'

~>)

( ('-;-'\ _;·

0"'

rs:'a>)

gibi . um uma hi tab eden ayetler de mebde' noktai nazarından bunlann bütün insanlar hakkında sadır olduğunu anlattığından Adem'in bir insan ile mesbuk olmayan bir nutfeden yaratılmış olmasına müna· fi olmayacağı cihetle ()~Alt( Jlal..., 0"' .)U 'YI._;l> ) de olduğu gibi burada da cins mebde'i olarak varid olan (~..ibi 0"') ıtlakın­

.dan hiç bir insan istisna edilmemek daha zahirdir." "Emşac" kelimesi hakkında da aynı eserde uzun uzadıya bahsedilmiştir 1

... .J...J\

ı.JI• ··"' 77 :.c. • ;.!b ~L. ·,, . ;.l> .. ;,l>

1{ .JUY\ t:..·::-19

•' u ~.;.../.. ,.v "" ... u ...

~--. ':"";\;ll_,

"Şimdi insan hangi şeyden yaratıldı? (ibretle) baksın. O, atı­ lıp dökülen bir sudan yaratılmıştır ki o su sulp ile sineler

ara-sından çıkar 2 ". K ina ye yolu ile sulp kadına ve tera i b erkeğe ·ıtlak edilir. Hz. Peygamber "Kadın ve erkekten hangisinin suyu kuvvetce galebe çalarsa çocuğun ona müşabeheti galip olur" bu-yuruyor. Buhari şerifden de anlıyoruz ki, çocuk erkekle kadının

suyunun birleşmesinden meydana gelmektedir, Ancak yukarda

da zikretmiş olduğumuz gibi, erkek suyunun hepsinden değil bir

-cüz'ünden ve kadının da bütün suyundan değil yumurtacığından

meydana gelmektedir.

1 Hak Dini Kur'an Dili, M. Haındi Yazır, Cilt 7, Sayfa 5493-5494, 19:18. 2 Tarik Suresi, Ayet 5-7.

(10)

KUR' AN-I K ERI MDE İNSAN 225

\.)~:ı ·i: -.,. .u ... ı

:.x"

..ı . L·"ı ı .) 0~::>--t·

""'İnsanı bir damla sudan yarattı. (Öyle iken) bakarsın ki o,

apa--çık bir hasım kesilmiştir 1 ". Bu Ayet-i Kerim e bir taraftan insanın

nutfeden yaratıldığını açıklamakta diğer taraftan da insanın

en mühim vasıflarından birine temas etmekte ve onun her şeyi unutmak sureti ile kendi HıUikına karşı apaçık bir düşman

kesit-diğini, hakir bir sudan yaratılmış olmasına rağmen benliğini kay-betmiş bulunduğunu bildirmektedir. ilerde, insanın iyi ve kötü

ta-raflarını anlatırken bu hususu daha geniş olarak izah edeceğiz.

3- Aleka hali :

,(

"'~.l'" ~~k.:.l\

LL.::--

f ) :

Sonra nutfeyi aleka olarak

yarattık."

Ale-ka, kan pıhtısı gibi bir tutuk, yani telkihin vukuu ile rahimde mey-·dana gelen ulukdur. Alıter-i Keblr'de "uyuşmuş kan" olarak tarif

edilmektedir.

Keza ikra' suresinde de insanın aleka'daıı yaratılmış olduğu 'beyan edilmiştir. (

Jl.:.

uA

.)U \11Jl> ) "İnsanı kan pıhtısın­ ·dan yarattı.'> Ayrıca Hacc Suresinin 5. ayetinde toprak ve nutfe

kelimelerinden sonra da "Aleka" zikredilmiştir. 4- Mudga hali

( ";_...a.., ~~ ... l\U\;.,..9) : "Derken O aleka'yı mudga yarattık." Mudga et parçası demektir. Görülüyor ki telkihden sonra rahimde mey• dana gelen kan pıhtısı yani aleka, inkişaf etmek sureti ile, daha henüz insana ait her hangi biremaresi olmayan bir et parçası ha-line ta ha vvül ediyor.

5- Kemik hali :

( \.,.U;.ç.

";....aı.ı

l:.Q.l::..r.9) : "Derken

mudgayı

bir

takım

kemik yarat-tık." Böylece beşinci halde artık insanın iskeletini teşkil eden ke-mikler meydana geliyor. Bu keke-miklerin ana rahminde iken

yumu-şak olması ve doğumu müteakip sertleşmesi ne büyük ve ne latif bir hikmeti ilahiyyedir.

6- Et hali :

(tl-

1lb..J\ L'>-(9): "Derken kemiklere et giydirdik.'' Ancak et

ı Nahl Sfiresi, Ayet 4.

(11)

giydirme, gelişi güzel olmamıştır. Kemiklere münasip surette etler·

giyd'rmiştir. Nitekim bu hususu kendi vücudumuzda da müşahac'e

etmekteyiz. Kemiklerimizin etrafındaki etierin az veya çok olması onların vazifelerine göredir.

7- Canlanma hali ve doğum :

( __.;. T

~~).;...

cL·\...:; 1

r·): "Sonra onu

bambaşka

bir halk olarak in--· şa eyledik." İnsan oğlu için Lu hal yepyeni ve fevkalade bir hal-dir. Daha önceki hallerde nihayet insanın meydana gelmesinde roL oynayan maddi unsurlar olan toprağı, nutfeyi, alekayı, kemiği ve eti görüyoruz. Fakat yedinci halde bütün bu maddi unsurlara ye-·· ni bir unsur daha ilave ediliyor ki o da ruhtur, candır. Artık o eL ve kemikler ruh ile cihazianmış bir çocuk, küçük bir insan örne-· ği olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim ayet-i kerimede de bambaşkat

bir hilkat neş'etinin verildiği beyan edilmektedir. Evet, bambaşka bir mahlfık, ahsen-i takvim'de bir dilberi Onu en güzel bir ~ekilde yaratan Allah ne kadar kudretli ve ne kadar mübarek! Nasıl ol--masın ki, balı,:ıktan, hakir bir sudan dilber insan yarattı, ona ru--hundan üfledi, onu mahlukatuı en güzeli yaptz, .:_,->-1 ~\

.!1

)l

7

:~) ( -:_~~llJ.-1 ''İmdi, yaratanın en güzeli Allah, çok t üyük, çok yüksek."'

Hacc Suresinin 5. ayetinde r ahirnde bir müddet kaldıktan son--ra çocuk olason--rak doğuş, gençlik ve sonra ihtiyarlık halleri anlatılı-­ yor. Keza ayet-i kerlmede, El-Mü'minfın Sfıresi, ayet 12-16 da te-mas edileıı noktalara beşerin dikkati çekiliyor ve aslının toprak_

olduğu hatıriatılıyor :

1_,.-ı::l

(

"'~..i.b ,s:::-_;~·

(

~...~-"'

,-..

J:;-1 jl

~l.:.il.

i b-

/:;ı

j __.;,·_,

1 "ı (i ı 1 ı . \ ı 1 ,....-: ğ - ,....-:

<:", •

1 ' ...\.•) ,"tA \.a) _;ı. ... .-.. ... "-'J) ~ ~..f ~)"~ (":-'.:.Aj !,; 6._, jA ~~.:...oj i. - - .

' - ' , . - _, .. \ ...1,, 1 <

.•. L.:.

lç.-- 1

... Sizi dinleyeceğimiz muayyen bir vakte kadar rahimlerde · durduruyoruz, sonra kuvvetinize (yiğitlik çağına) ermeniz için (bü- ·· yütüyoruz.) Kiminiz öldürülüyor, kiminiz de evvelki bilgisinden _ sonra (artık) hiçbir şey bilmernek üzere örnrün en fena devresine

doğru gerisin geriye itiliyor ... "1 1 Hacc Suıesi, Ayet 5.

(12)

KUR'AN-I KERIMDE İNSAN 227

8- Ölüm hali :

(~J=:i

...:..U..i

~

1

G1 ():

"Sonra

şüphesiz

bundan sonra muhakkak

öleceksiniz." Ana rahminde miadını dolduran çocuk, dünyaya aciz bir mahlı1k olarak gözlerini açar. Bu acizlik, yerini gençlik çağın­

da cesareteve itimada bırakır. Ne yazık ki örnrün sonlarına doğ­

ru bu acz hali tekrar avdet eder. Artık bu avdeti mukaddtr olan, çaresi bulunmayan ölüm takip eder. Ve hükmünü yerine getirir. Zaten her canlı mahlı1k için olduğu gibi insan için de doğmak, yaşamak ve ölmek vardır. Bu sünnet-i ilahiyyedir. Bunun baricine

çıkmak imkan ve ihtimali yoktur. Binaenaleyh ölüm, insanların geç-mek mecburiyetinde oldukları bir köprüdür. Nitekim ayet-i kerime-de bu husus iki kerime-defa te'kid

edilmiştir:

(

.:.ı _,tl~~\_; ı-~;

,.~.,.;

.§)

"Her nefis ölümü tadıcıdır" 1

Sekizinci hal olarak gösterdiğimiz ölüm haline Kur'an-ı Kerim-de sık, sık temas edilmiştir. Bu kadar tekrar edilmesinin sebep-lerinden biri belki de en mühimi, insanların Allahı ve ölümü unutmak sureti ile dünya hayatını sevrneleri olsa gerektir. Ne kadar gafildir bu insan: Ölümü unuttukça sapar, saptıkca

hay-vantaşır ve hatta hayvandan da aşağı bir" mevkiye düşer. Buna mukabil ölümü düşündükçe ve her şeyin yok olacağını hatırla­

dıkça kemal bulur ve Allah'a yaklaşır. İşte ölüm dünya hayatı­ na son veren, sonu olan dünyayı hiçe saydıran bir merhaleden ibarettir. Ne mutlu ölümü anlayan insana! ( ·~·~ ..;·1..1 {-)«Sonra onu öldürdü de kabre gömdürdü» 2•

9- Ba's veya yeniden dirilme hali:

(

~_,:

..

~· ~A:~l\i ~.

1G 1

r">

<'Sonra da yevm-i

kıyamette

ba's

olu-nacaksınız». Evet, İlahi adiiletin tecelli edeceği gün muhakkak

gelecektir: Her mahhik yok olacak, fena bulacak, o gün insa-n

oğlu arneli nisbetinde karşılık görecektir. Artık o gün insan için son merhaledir. Bu hususda Kur'an-ı Kerim'de nice ayetler vardır.

(~>

c_ __

.>l

~_,_J

.::.. ..

!..

Uıi 01-iYIJ_,~.-') «İnsan

der ki, ben

öldüğüm

zaman mı her halde diri olarak çıkarılacağım? 3 •

ı Al-i im ran, Ayet: 185, Enbiya Siiresi, Ayet 35, Ankebı1t Su resi, Ayet 57.

2 Abese Siiresi' Ay,!lt 21,

(13)

(<~..olkc. !'~-!-,:.)

.j\ .jUYI

'-:".J:.i)

«İnsan sanır mı

ki derlemeyiz ke miklerini? 1 Ayrıca Hacc Suresinin beşinci ayetinde de

Ba'sde-bahsedilmektedir.

Yukarda vermeye çalıştığımız izahattan anlaşılıyor ki, insanın hilkati, ani bir oluş hali değildir. Asıl olan nutfe, bir takım

tavırlardan ve merhalelerden geçtikten sonra insan haline

gelmektedir. İnsan haline gelmek, ahsen-i takvlmde bir dilber olmak için atiatılan merhaleler ve tavırlar pek de. kolay olma-mıştır. ( .J.._('

j

.)U 'Y\W,l;.. ~ ) : tHakikaten biz insanı bir

"'

.

meşakkat içinde yarattık·) 2 buyurulmaktadır. Yaratılış'ın bu

kadar meşakkatli olması, gayeye vuslat uğrunda mihnet ve sıkın­

tı çekmeyi tabii kılmaktadır. Bu mihnetler ve meşakkatlere

katlananlar, yaratılışındaki hikmeti bilip sabredenlerdir.

HZ. ADEM, HAVVA VE iSA'NIN HİLKATİ

1 - Hz. Adem:

Kur'an-ı Kerim'de Hz. Ademiçin sarih olarak dik insandındiyen.

bir ayet-ikerime mevcut değildir. Lakin hadis-i şerif-i vardır. Resı1lü Ekrem : « En-Nasu küllühum veledu Adem ve Ademü min türabin t

yani «bütün insanlar Ademin çocukları, Adem ise topraktandır »

buyurmuştur. Binaenaleyh bu gün yaşamakta olan insan nesiinin

babası yani ilk insan Hazreti Ademdir. Zaten ayetlerden de bu

mana kolaylıkla çıkmaktadır. Zira madem ki Allah insanları bir nefisden, Adernden yaratmıştır. O halde ilk insanın (o) olması zaruridir. Fakat topraktan yaratıldığı açıkca bildirilmiştir. Meryem Suresinin 59. ayetinde olduğu gibi, şeytan dahi secde etmediği zaman sebep olarak Hz. Adem'in topraktan, kendisinin de ateşten

yaratıldığını ve binaenaleyh şeref ve izzet bakımından ondan üstün olduğunu iddia etmiştir.

Müfessirin-i Kiram, ayet-i kerimelerden Hz. Adem'in insan

oldu-ğunu . istihrac etmişlerdir. Mesela: ~;..

.,;jj\f.J

1_,;;·1 ulll\""-' ~)

( ö.J..>IJ v-~ iJ"' ~Ey insanlar: Sizi tek bir nefisten yaratan

..

"'

1 Kıyame Siiresi, Ayet 3.

(14)

KUR'AN-I KERİMDE İNSAN 229

Rabbinizden korkunuz.>> 1 Ayet-i kerimesindeki mefs) kelimesinin

Hz. Ade m olduğu hususunda ittifak ve icma' bulunmaktadır.

Aksinin iddia edilmesi, kuru bir inatdan ve inkarcılıktan başka

bir şey değildir. Nitekim Elmalılı M. Harndi Yazır, «Hak Dini

Kur'an Dili adlı eserinin 127 3. sayfasında bu hususu belirmiştir.

\_;~

. ._ '-"J

~.:-.4

b- ·,..,

lı,../

J~L."

' - ' ·1.., 1 .... ..,1

.:ı ~)\;.

• \..,; J.l

.\..(:1~ dı

. - ' ,

J~ .;ı

J

. .: ..

ı::·~

1

r*.'{ .\..(:_u

1

...ı..:-_j

,

u: .

...ı..::-

\_ <1.1 1

-'""'~ ı.r

J) 0 .., ...

:~ ..:...~~-

J

A..~.J'""'

j_,C;·

YI

c~L. v-~·l:l

k

J~

.

U: .

...ı..::-UIL

0_,(

.JI 0_1 ,

v-~!1

YI

~

. j_,.:_.., \.i- d' ,..1\.a.l"'"" 0"" ... :.:b- .r:.~ ..ı..:;---

y .:_,)\

~

..

J~

. Ü: .

...ı..::-UIL

•Hani Rabbin Meleklere demişti ki; ben salsal'den, mesnun bir

balçıktan bir beşer halk edeceğim. Binaenaleyh onu tesviye

etti-ğim ve içine ruhumdan üflediğim vakit derhal onun için secdeye kapanın. Onun üzerine Melekler hepsi toptan secde ettiler. Ancak

şeytan, secde edenlerle beraber olmaktan i'ba eyledi, secdeye

gitmedi. Allah dedi ki: Ya İblis ! Sen neye secde edenlerle

bera-ber olmadın? Şeytan cevaben dedi ki, ben bir salsal'den, bir

balçıktan yarattığın beşere secde edeyim diye olmadım ı· 2

2- Hz. Havva:

Ayet-i Kerlmede Hz. Havva'nın, Hz. Adem'den yaratıldığı

zikredilmiştir. ( \4-::-J.)4-:., ._;.l;...

J)

"O'ndan da zevcini yarattı» 3

Huyurulmaktadır ki, bu da Hz. Havvadır. Hz. Adem'in bizzat

nefsinden yaratılmıştır. Havva, Aderiı'in bir dıl'ıridan yaratıldı.~ diye haberler de varid olmuştur. Şöyle bir had~s- de rivayet edilir: «Kadın bir dıl' (kaburga kemiği) gibidir~ Kadın bir dıl'dan

bir d~l~ı a'vecden (eğri kaburga kemiği) halk olundu. Onu doğ­

rultınaya kalkarsan kırarsın, kınlması da taliik'dır.»

Hz. Adem'in yaratılmasından sonra hemen Havva'nın yaratıl­

ması vak'ası erkek ile kadın arasındaki alakanın ehemmiyetini

göstermektedir. Kadın erkek için bir nimet, hayattaki yalnızlığı gideren bir yoldaş ve erkeği yok olmaktan kurtaran bir

yardım-1 Nisa Siiresi, Ayet 1.

Hıcr Siiresi, Ayet 28·:i3.

(15)

cıdır. Hz Peygamberin, ,;dünya meta'ının en hayırlısı s~Uiha kadın­

dır.» buyurduğu mervldir. Bu hususta daha geniş mah.1mat

edin-mek isteyenlerin Hak Dini Kur'an Dili, M. Harndi Yazır, C. 2 S. 1272-1276 ya bakmaları şayanı tavsiyedir.

Bütün insanlar bu iki insandan türemiş ve çoğalmışlardır.

("'.uJ

f.;:::f'

"oy~ J 1.-+~ 0~J) «Ve o ikisinden bir çok erkekler

ve kadınlar türetti» 1

• 1_,9 }a:J

J;[~;

_,

b•..:,

fu .. ::; _,

;.$·\_,

~·(::, ı,r

f

Ul:.- L.\

'-"'Uil+~\ ~

«Ey insanlar: Hakikaten biz, sizi bir erkek ve dişiden yarat-tık. Ve tanışasınız diye sizi kabileler ve şa'blar kıldık» 2• Ayet-i kerimesindeki «zeker>> ve «Ünsa» kelimelerini «Adem» ve «Havva~ olarak tefsir edenler de çoktur.

3 - Hz. Isa:

Hz. İsa, babasız bir resfıldü. Onun içindir ki, anasının adı ile zikredilir, «Meryem oğlu İsii» diye bilinir. Cenabı Allah'ın, Hz. İsa'yı babasız olarak yaratması, kudret-i İlahiyyesinin bir misalini

teşkil eder. Bunu inkar etmek Allah'ın kudretini inkar etmek demek olur. Halbuki Allah her şeye kadirdir. Hz. Adem'i nasıl top-raktan yaratmaya kaadir olmuş ise Hz. Isa'yı da babasız olarak Rahm-i Meryem'e düşürmeye kaadir olmuştur. Bunda şaşılacak bir

şey yoktur. Zira bunun misalini Hz. Adem'in yaratılmasında

görmekteyiz. Nitekim ayet-i kerlmede de bu husus tasrih e~il­

miştir:

«Muhakkak ki İsa'nın hali de (babasız dünyaya gelişi de), Allah indinde, Adem'in hali gibidir. Allah onu topraktan yarattı. Sonra ona «Ol» dedi, o da (can gelip) oluverdi 3

Filhakika, İsa'nın (A. S.) babasız olarak yaratılması. diğer

insanların yaratılmasındaki hale zıd olabilir. Fakat bu zıddiyet,

Hz. İsa'nın babasızlığını vesile ittihaz edip Hz. Meryem'e

1 Nisa Sfıresi, Ayet 1.

2 Hücürat Suresi. Ayet 13.

(16)

KUR'AN-I KERIMDE İNSAN 231

1:isnadda bulunmak imkanını veremez. Zira tabiat kanunu zarfiri

<değildir. Bazan tabiat kanunları hükmünü yerine getiremez. Ve

~işte o zaman mucize dediğimiz harikulade hal olur. Daha geniş

nzahat için z,Hak Dini Kuran Dili M. Harndi Yazır, C. 2 S. 1118-'1119» tavsiye edilir. Hulasa, Cenabı Hak Hazreti İsayı yalnız

~anadan yaratmakla bu babdaki mantık! taksimi itmam eylemiştir.

:Mantıki taksim şudur:

A) İnsan ya cansızlardan yaratılır idi, ya canhlardan. :B) Canlıların da ya sade erkeğinden yaratılırdı, ya sade dişisinden ; yahut her ikisinden. İşte Cenabı Hak Hazreti Adeın'i 1 cansız

top-':raktan Havva'yı 2 canlıların sade erkeğinden yani babadan; Hazreti ~isa'yı 3 canlıların sade dişisinden yani anadan. Diğer insanları da

~hem ana ve hem babadan yaratmak suretiyle bu mantık!

ihtimal-ilerin hepsine kadir olduğunu göstermiştir. Hz. Adernden önce insan var mı idi?

. (TJ_,).i,.,

t~.:.

0

(~ ~ v='-111..:,,., ~,._ .JUYIJ.:.

.JT

~.-ı_.,.)

~insan üzerine dehirden öyle bir zaman gelip geçti ki, o,

anıl-•maya değer bir şey değildir.) 4 ·

Alemin hilkati ile insan cinsi arasında geçen bir zaman

var-'dır. Ayet-i Kerimede geçen «insam kelimesi için müfessirin-i Kirarn iki türlü tefsir yapmışlardır. Bir kısmı Hz. Adem'dir, diğer bir ~.kısmı da insan cinsidir demişlerdir. Elmalılı M. Harndi Yazır her ·iki tefsiri de nazarı itibara alarak şu ızahati vermiştir: «Yani insan namı ile anılan, anlaşılan insanlık mahiyeti ile düşünülen 'rbir şey olmamış, bu gün insan ünvanı ile tasavvur olunup zikrolunan 'dns vücud bulmamıştı. Ancak insan ünvanı ile tanınmayan bir

.şey olmuştur. Bidayetinde ilk maddeleri olan anasır, meadin,

·sonra onlardan tavır tavır yaratılıp mütevassıt roaddeli ol~n

nebiUi,. hayvanı gıdalar ( ,.-:.~1

0,., ..,:ıJ)L) sonra onlardan

süzü-len ve yakin maddesi olan nutfeye doğru peyderpey etvar ve

;meratip içinde gelen bir şey olmuş lakin insan diye mezkur olan .:şey olmamıştı. Hakikaten insanın her ferdi gibi cinsi de kadim

değil-.ı Hacc Suresi, Ayet 26.

2 Nisa Suresi. Ayet 1.

:ı Ali İmran Suresi, Ayet 59.

(17)

dir, hadisdir. Hem dehrin başlangıcından, alemin bilkatinden çok sonra vücuda gelmiştir 1

Kur'an-ı Kerim'de insan oğlunun yaratılmasına dair bir çok

ayetleri zikrettik. Bu kadar aşikar olan hakikatı görmeyip de: ilk insan hakkında batı! nazariyyeler ortaya atmak, ilim zihniye-ti ile asla bağdaşmaz. Şimdiye kadar insanın yaratılması husu--sunda bir çok nazariyyeler ortaya atıldığı halde hiç biri hakikat[ ifade etmiş olamadı. Hele Darwin'in nazariyyesi kısa zamanda_ iflas etti.

Kur'an-ı Kerim ne bir fen ne de bir biyoloji kitabıdır. Fakat gerek fen ve gerekse biyoloji sahasında olsun, insanın kolay

ko-lay halledemiyeceği bazı meselelere temas etmiş ve kısa kısa~

bilgiler vermiştir.

Cenab-ı Allah, ayetlerinde insanın yaratılmasını izah

huyu-rurken daima düşündürücü bir üslup kullanmakcia ve öyle bir ne-ticeye vardırmaktadır ki, artık onun kudreti Lllahiyyesini kabut etmemek mümkün olamaz. Her akıl ve fikir sahibi, bu ayetler

karşısında mutlaka tefekküre dalar; bir zamanlar hiç iken şimdi: alısen-i takvimde bir dilber olduğunu nazan itibara alarak bumL kendisi için en büyük bir nimet bilir. Filhakika toprak, m1tfe,. aleka, mudga gibi İstihaleler geçirdikten sonra dilber bir mahlı1k

olarak yaratılmak ilahi bir kudreti istilzam eder. Bu ilahi kud-· reti düşünen bir kimse, hakir bir su iken malılukatın en şereflisr

olduğunu bildiği için daima bir teslimiyet içinde olur. İnsanlığın. şerefi, insanlığı bilenler içindir. Şerefli bir mahluk olduğunu bil--mey~nler _ve insanlığın şerefi ile mütenasip olmayan fiil ve hare-ketlerde bulunanlar hayvanlardan da aşağıdır.

Hiç yoktan insan yaratmak büyük bir kudrettir. İşte bu kud-rete inanan, topraktan insan olarak yaratıldığını düşünen, nasıl olur da öldükten sonra tekrar dirileceğini kabul etmez? Niçin,

yarat-mak, İlahi kudrelin muhteviyatından olsun da tekrar diriltmek

ol-masın? Şu ayetler şayanı dikkattir:

oli.l;.. L'l .:,U'YI

§1

}!_,i

L ..

c~·;,..l ._;->_ı

.::_. ... L.U\i

_;U}!I J_>~.J)

. (

l=~-=- ._i' ~ _, J~ .j-">

(18)

KUR'AN-I KERIMDE İNSAN 233

<<İnsan der ki: ben öldüğüm zaman mı, her halde, diri olarak

çıkanlacağım? İnsan hiç düşünmez mi ki, o bir şey değil iken

ke·.ıdisini biz yarattı k~. 1 ( 4..All<ı.c

t:f

0

ı 01 0U YI'-:"'JJ) : .:İnsan

sanır mı ki derlemeyiz kemiklerini» 2

( J.JA_(l

0U~'U

.

iÇ:t:. (

rC::~

(.

f\,..1

ı.s~IJ~

J)

<<Ü (önce) size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da gene sizi diriltecek olan odur. Hcı,kikat şu insan, çok nankördün 3

4..ibi 0"'

f

":-'\j' 0 "'

?\.:b ...

L'\! .::.-..

~11-:_r~ '-:""~J

j

p

~) ._rUI\f~\ ~

.

._L:.ı

/ l. 1b.)

j

..)~·)

1

...

d

.)\d

w?

j,c.

J.uı;:. ;~.a"'

··"'

~"

,., ... ;

.,o H ' - ' " - " •

~'~"'

J

j _,::. : •"'

.. '-'

,..C ...

1 J

~;,i

\ 1 ,.;.L:l ./ . \

~

')\A1 ...

~

,i. (• .

~-"'

'-b-1

j

1

1 • .-' '-" •

;;..~~lll>

if

J

YI

ı.sj·J l:~..:. ~~..c ...~..,.: 0 ... ~,.~ )\:CJ ~ ... ll J.;J\ jl ~~~-

-:.r"

• r-·f' "?';' )j , ( ,-, ... ..::...:.1.:\J ..::..., •J ..::_,~~~~

JU

lfJc l.:.lj\ \.)\! ·

\.:..· . \.:...

-

'-' . . ./ ..

«Ey insanlar eğer siz öldükten sonra tekrar dirilmek hususun-da her hangi bir şüphede iseniz şu muhakkakdır ki, biz sizin

as-lınızı topraktan, sonra (onun zürriyetini) insan soyundan, sonra

pıhtılaşmış bir kan, daha sonra da hi! kati belli belirsiz bir çiğ-·

nem etden yarattık (ve bunları) size (kudretimizi) apaçık göste-relim diye (yaptık). Sizi dileyeceğimiz muayyen bir vakte kadar rabimierde durduruyoruz. sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz, daha sonra da kuvvetinizi (yiğitlik çağına) ermeniz için (büyütü-yoruz). Kiminiz öldürülüyor, kiminiz de (evvelki) (bilgisinden) son-ra (artık) hiç bir şey bilmeme k üzere örnrün en fena (devresine)

doğru gerisin geriye itiliyor. Sen yer yüzünü kupkuru ve ölü

görürsün. Fakat biz onun üstüne suyu .(yağmuru} indirdiğİrniz za-man o harekete gelir, kabanr, her güzel çiftten nice nebat bitirin 4

Umumi' olarak:

KlSlM II

iNSANIN V ASIFLARI

Kur'an-ı Keriınde insanın vasıflarını bildiren ayet-i kerimeler·

1 Meryem Suresi, Ayet 66-67. 2 Kıyame Suresi, Ayet 3.

3 Hac Suresi, Ayet 66.

(19)

.çoktur. O veciz ve beliğ ifadelerle insan ne kadar güzel tasvir ve tavsit edilmiştir. Ayetıerin manatarı, izaha ve tefsire lüzum göstermeyecek kadar vazıhtır. Ancak anlaşılmasında kolaylık olur mülahazası ile bazı noktaları ta vzih edeceğiz. Fakat diğer ayet-i 'kerimelerin yalnız manalarını verip geçeceğiz.

Ayetlerin çokluğunu nazarı itibara alarak manaca birbirlerine yakın olanları bir araya getirip diğerlerinden ayırdık. Böylece .ortaya dört vasıf çıkmış oldu :

1 - Refah veya fakr u zarfıret halinde insan. 2 - Nankör insan.

3 Cidalcı insan.

4 - Aceleci insan.

1 - Refah veya fakr u zaruret halinde insan:

Umumiyetle, refah halinde olanlar, iktisaden ilerlemiş bulu-:nanlar maddeye karşı daha çok muhteristirler; dünya zevkine

·-düşkündürler, gayesiz ve idealsizdirler. Allah'a ve onun nimetine

karşı mes'fıliyet hissetmezler. Daima hal-i refahda kalacaklarını

·ve binaenaleyh kimseye muhtaç olmayacaklarını zannederler. Malik olduklan malların bir anda yok olacağını hiç düşünmezler. Acaba :insanlar neden böyle bir halet-i ruhiyyenin içindedirler? Niçin .ibret almazlar? Neden mevcut nimetierin kadr u kıymetlerini bil-,mezler? Halbuki mazide, ibret alınması icabeden, bir çok mi-· saller gösterilmiştir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de bir çok misallerin . açıklandığı bildirilmektedir .

• '--l.:A u'C j..,

u

l~U _:.l._..:.J \ \...\:.

j

[j f~ ...\..Q.)

j

1And olsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her çeşit misali tekrar tekrar açıklamışızdın 1 Evet bir çok misaller açıklanmıştır .

. Fakat insan oğlu bu misallerden ibret almamakta, nimetin tadı:pıı

bilmemekte, Allaha meyletmemektedir.

Fakr u zan1ret halinde olanlar ise etraftan imdad beklerler . . Allah' a, kendilerini bu kötü şartlardan kurtarması için dua

eder-ler: Duaları müstecap olur. Lakin ihtiyaçları giderildiği zaman .:gene Allah'dan yüz çevirirler, çabucak fakr u zaruret halini

(20)

KUR' AN-I KERİMDE İNSAN 235)

turlar. Artık kimseye muhtaç olmamanın gururu içinde insanlıktan

yavaş yavaş uzaklaşırlar. Ve çevresindeki muhtaç olanların

var-lığını bile hissetmezler. Nimete şükr, Allah'a ibadet gibi mefhum-lar sineden silinir gider.

Gerek refah ve gerekse fakr u zarfıret halinde, insanların halet-i ruhiyyelerini en veciz ve beliğ bir surette belirten şu ayet-i kerlmelere ibret nazariarı ile bakılmalıdır. Görülecektir ki;

insanoğlu ne kadar şaşkın ve ne kadar unutkandır.

'

" .\ "

, -:_~ .•. 1..all J\ k _J:.A ~;:....~ 4,-A \_) \ J k J )":"

f.:.J \ .... _... \.) \

«Kendisine şer dokundu mu feryadı basar. Hayır dokununca da cimrilik eder. iman edenler müstesna» 1• Bu ayet-i kerimeyi

El-malılı M. Harndi Yazır şöyle tercüme etmiştir. Şer dokundu mu mı­

zıkçı. Hayır dokundu mu kıskanç. Müstesna ancak o musallilep 2

Tercümede zikrettiğimiz kelimelerden «şen hastalık, sıkıntı, kötü-lük, zarar, ve «hayın ise servet, sıhhat, bolluk, refah gibi mana-ları tazamınun eder.

c_.._, .ı..:.ı:. U..:..(~.t~ , '(;ı.;J\ f...\ı:.I!J\ ...._;_i, ~-b ..-all .)UY\ ... \.)IJ

..1 • • ..1 ' - '

.).Jl~

..

~

ly'\(1..

i.-~~

f_..JJ

U')

ü-0 .... _ ...

f;;

jı lı:.--':. ~.)~\(

v-<,İnsana sıkıntı dokunciuğu zaman yani üstü, yahut olururken veya ayakta iken (her halinde, o sıkıntının giderilmesi için) bize dua eder. Fakat biz onun sıkıntısını açıp giderdik mi, sanki .. kendisine dokunan bir sıkıntıya bizi çağırmamış gibi (gene eski yoluna döner) gider. İşte haddi aşanların yapar olduklan aıneller böyle süslenmiş, (kendilerine hoş gösterilmiş) tir 3·Hasan Basri

Çantay ayet-i kerlınedeki dnsam kelimesini <<kafir» ınanasında alınıştır 4

• Ayrıca (yapar oldukları aınellen i biiresinin «Hazim

tefsirinde 'muslbet zamanında dua etmek, o geçince şükrü bırak­

mak gibi» bir tefsir yapıldığını da nakletmiştir 5•

~l:.;..;\

:}J .

J.Ja._( ....r >:l

..:1.ı..:.

...

l~l:.ı:...:,:

f

~A'"

J l:. ..

.:.ıUY\

lj.)\

0

:ıJ

)}·::.:.~

c__.R.J

..:1

..S" .. :.A:~_ıı ._,.~,)

0 ; _,.4;:.1 .... :_A Jf;; ...~. .. !

A ..

l

1 Mearic Suresi, Ayet: 20-22. 2 Hak Dini Kur'an Dili c. 7, s 53.5().

3 Yunus Siiresi, Ayet: 12.

4 Kur'an-ı Hakim ve Meali Kerim c. 1, s. 306.

(21)

«İnsana, bizden bir rahmet (ve ni'met) tattırıp da bunu ken-disinden soyup ah verirsek, and olsun (o anda) o, (Allahın

faz-lından) ümidini kesen bir adam (evvelki nimetleri tamamen unutan)

bir nankördür. Şayet kendisine dokunan bir dertten sonra ona ni'meti tattırsak and olsun diyecek ki: <<Benden kötülükler (bir daha gelmernek üzere) uzaklaşıp gitti>>. Çünkü o (bu anda) şıma­

rıktır. (Hakka karşı böbürlenendir) 1

• f{" 1 .. ..-

,Cll

d • • .1

.!5~

L. .:_,U 'YIL'"' 1 6 .. ..

'ıEy insan ! Ne mağrur etti seni, o kerim Rabbına ?» 2 Evet, kerim olan, verdiklerinin karşılığında ivaz beklemeyen ulu Allah'a

karşı gurur, ne büyük hürmetsizliktir. Allah'ın kereınİ karşısında

şükrü, saygıyı, taatı, ta'zimi, ihtiramı arttırmak ise ne büyük

ahi aklılı k tır.

.

.JJ~·:) 'YI ui'YI_, 0~\ .:.,il> L.__,

•Ben cinleri de insanları da (başka bir hikmetle değil) ancak bana kulluk etsinler diye yarattım :ı •

. l-j~ .:_,t(.r.:JI "-~)j]__, "'~lf

t:;_,

if~\ -JL. ... ;'YIJf l.: .... i 1 l..;\__,

dnsan nimet verdiğimiz zaman {zikrullahdan) yüz çevirip yan çizer. Ona şer dokunduğu zaman ise pek ümitsiz olur 4.>>. Zalim

insan odur ki, n!met verildiği zaman şükretmez, kendine şer

isabet ettiği zaman da ye'se düşer. İşte bu hal nefse en büyük bir zulümdür .

...UI

,J;

l:.-:·~1

j

;:..4

i"ı

U

r~-

...

J.r.;,. ...~. .. ! 0 ... ~.i-) ul.:l\ l.:;.;\ ı.; ı_,

.

.:_,_,__.~·t .:;_,~:_5(

l.:LJ

.:_,1

I___.C

t.r~l

«İnsanlara, kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) sıkın­ tılardan sonra, bir rahmet (bir bolluk bir sıhhat zevkini) tattır­

dığımız zaman bakarsın ki ayetlerimiz hakkında onların kötü bir

fikri vardır. De ki: Allah'ın (o kötü fikirlerine karşı olan) muka-ı Hud Suresi. Ayet: 9-10.

2 İnfitar Silresi, Ayet ö. a Zariyat Suresi, Ayet 53.

(22)

KUR' AN-I KERIMDE İNSAN 237 belesi, ikabı daha çabuktur. Elçilerimiz, sizin besiernekte oldu-ğunuz o kötü fikirleri şüphesiz yazıyorlar 1>>. Hasan Basri Çantay

<-N as~ dan murad «Mekkeliler» diyor 2 Fakat Elmalıh merhum, her

ne kadar sebebi nüzulü Mekkeliler ise de bütün şımarık insanlan tazammun eder diyor 3. Ayet-i kerimenin sebebi nüzfilü ri vayete

göre şudur: Cenabı Allah Mekke ahalisine yedi sene kıtlık ve

kurakhk vermiş, nerde ise helak olup gideceklermiş. Mekke'nin ileri gelenleri Hz. Peygambere baş vurmuşlar, Rasulüllah'dan faydalı

bir yağmur yağması için dua etmesini ve duası kabul edildiği

takdirde müslüman olacaklarını bildirmişler. Rasulüllah dua

etmiş, duası müstecab olmuş; bol ve bereketli yağmurlar yağmış.

Ne gariptir ki müşrikler gene iman etmemişler, üstelik yağmurun

verdiği bereketi putlarına nisbet etmişler. Hz. Peygambere karşı

da hile karlıklarını gene bırakmamışlar. Bu azgınlığı yapanların

çoğu da servet-i sa'man sahibi olan kimselerdi.

;:,'\

..

'

\;

r- ' - '

1 -./

. lu:; ı.:.ıu'Yı «De ki, Rabbimin rahmet hazinelerine sit malik olsaydınız o

ıaman harcamaktan tükenir korkusu ile muhakkak cimrilik

ederdi-niz. Çok cimridir bu insanlar »4•

Görülüyor ki insanlar, hal-i refahda maddeye karşı fazla muhabbet beslemektedirler. Fakat fakr u zaruret halinde ise daima mal ve mülk sahibi, servet-i sa'man sahibi olmayı arzu

etmektedirler. Halbuki insan malı ve diğer refah unsurları­

nı gayeye vasıl olabilmek için birer vasıta olarak kabul etme-lidir. O gaye de ancak Allah'ın nzasıdır. Bunu elde etmekten daha büyük ne vardır ?

Bütün kapitalist, sosyalist, komünist, liberalist, v.s. memleket-lerde maksadı asli, maddi refahı temin etmekten ibarettir. Eğe,r

iktisadi cereyanların gayeleri maddenin dışına çıkar ve bir mana hüviyet ve mahiyyetini alırsa işte o zaman beşeriyyet, bu elim biidireden kurtulma imkanını bulur. Hz. Peygamber devrinde ga-ye, madde değil de mana olduğu içindir ki insanlar İH1hi bir

1 Yunus Suresi, Ayet 21.

2 Kur'an-ı Hakim ve Meali Kerim c. 1 s. 309. 3 Hak Dini Kur'an Dili c. 4, s. 2697.

(23)

huzur ve sükı1n içinde idiler. Hz. Ebu Bekir ve Osman gibi ha-miyet ve yardımcı örnekleri, yalnız rıza-i Bariyi tahsil etmek için bütün maddi imkanlarını ulvi gayelerin uğrunda harcadılar. Allah onlardan razı olsun .

. ,l~4 jjJ .ı..UI_, .ı..UI ~l.::.v-- • .li::.;\ "'-~· ı.>_;.:..~ ı:y ul.:.J\ 0.4_, «İnsanlardan öyle kimseler vardır ki, Allah'ın rızasını isteye-rek nefsini satın alır. Allah kullarına çok merhametlidin 1

Ayet-i kerlmenin sebebi nüzı1lü hakkında üç rivayet vardır. Bun-lardan mevzuumuzla alak::ıh bulunan rivayeti zikretmekle iktifa edeceğiz Ş5yle ki: Mekke müşrikleri Suhayb b. Sinan-i Rumi hazretlerini bir gün tutmuşlar, dinden dönmesi için işkence yap-mışlar. Suhayb ise «ben verdiğim sözden caymam, size malımı verir, dini satın alırım'> diyerek onları bu işkenceden

vazgeç_ir-mişti. Bunun üzerine ayet-i kerime nazil olmuştur. Dini, bütün

mal ve efrada tercih etmek ne büyük bir dindarlıktır. 2 - Nankör insan :

İnsan nankördür. Ni'metin kadrini bilmez. Hak Teald kerem

ve lütuf sahibidir; fakat kul şükretmez. Allah rahmandır, rahim-dir. Fakat insan hamd-ü senada bulunmaz.

<<Allah'ın şükrünü yerine getirmek kimin elinden ve dilinden gelin 2 ( JJ(.:.J \ı.s,l~" 0.4 J:.l; J) : «Kullanmdan şükredenler

az-dın 3 buyuran yüce Mevla, şükretmenin ehemmiyetini bildirmiştir.

İnsanların nankör olduklarını bildiren ayet-i kerimelerden bir

kısmını, «refah veya fakr u zarı1ret halinde insan» başlığı altmda, mevzu ile olan alakası yönünden zikretmiştik. Tekrar ele almak ve izah etmek zaman kaybına sebep olacağı için sarfı nazar

edil-miştir. Binaenaleyh yukardaki ayetlerin manalan rla nazar-I itibara

alınacak olursa mevzu daha iyi anlaşılmış olur. (l.c

),e,

Jb-

0

U

'YI

.:_ı\)

~Hakikaten insan bırsına düşkün (ve sabrı kıt) yaratılmıştır» 4

1 Bakara Suresi, Ayet 207.

2 Gülistan Sa'di Şirazi s. 1

3 Sebe Suresi, Ayet 1:1. Bakara Suresi, Ayet 20i.

(24)

KUR' AN-I KERİMDE İNSAN 239-'

( ).J~-(J .Jl __ i}/1-J\) ( 0.),2_(\ l.. .Jl--i}

1\

Jj )·

«Şu kahrolası insan ne nankör şey 1». <<Hakikaten şu insan

çok nankördün 2

(.) ~.;, __:•A ._;:\..QÇ.

j (')

\r.l-> U"l~U '":"';,;\)' «İnsanların hesap günleri yaklaştı. Böyle iken onlar hala gaflet içindedirler. (Bunu tefekkürden) yüz çeviricidirler» ~.

vUI 1..> le. 1..> l~9

\J.:J -..u

u ; ..

~Jit _, ._.idi .. .. .

ul,

~

1c

.:ı-';·~. ı:;_.:JI.-.1 ı.._, ...

• j)_;C:_~}f ( ;(1 0(J_,

{Allah'a karşı yalan uydurmakta devam edenlerin kıyamet

günü (hakkındaki) zanları nedir? Şüphesiz ki Allah, insanlara fazi (u kerem) sahibidir. Fakat onların çoğu (bu ni'mete) şükr· etmezler;; 4•

J~~ _,~

...

u1 0

'>..JJ

J>J}I\ ..::.-...1.--'ı

if·-:.

i"'~-! u-lll ... u1 c!_~

}fj-'

. c_~ll-ll~ «Eğer Allah insanların bir kısmı ile önleyip savmasa idi yer (yüzü) muhakkak fesada uğrar idi. Fakat Allah alemiere karşı

fazl (u inayet) sahibidir» 5 ·

( '-f:'" (. .

.a>-

.Y" 1_;\! ~.:ki 0,4 :_;U }IIJl>- )

dnsanı bir damla sudan yarattı. (Böyle iken) bakarsın ki o,. apaçık bir hasim kesilmiştir 6 •

3 - Aceleci insan:

İnsanların diğer bir vasfı da aceleci olmalarıdır. Her şeyin en

kısa zamanda olmasını isterler. Halbuki öyle şeyler vardır ki,.

alelacele yapılmaları çok vahim neticeler doğurur. Nitekim Hz. Peygamber, müşriklere karşı aceleci olmamıştır. Her şeyi

yerinde-ve zamanında yapmasını bilmiştir. Şayet insanlar bazı hususlarda

1 Hacc Suresi, Ayet 66. 2 Abese SGresi, Ayet 17.

3 Enbiya SGresi, Ayet 1.

4 Yunus Suresi, Ayet 60. 5 Bakara Suresi, Ayet 251.

(25)

·.muvaffak olamıyorlarsa bunun başlıca sebebini aceleci olmalarına atfetmek lazımdır.

Kur'an-ı Kerim, insanların bu v_asfına yani aceleci oluşlarına temas etmiştir.

' 1

,..,,...\::,

...

1 • • 1 .. ~,ll 13.:ül

__,J ..

k i""ll~~: ... 1 .r:J \

u

L:.U --~ 1 ~,.i~,.~

J

J

. 0 __ .l ... ~ i""·t::A1

j

l:.,'üı 0 _, ... ::-.Y..'Y

u_

..:u 1

"Eğer Allah insanlara hayrı çarçabuk istedikleri gibi şerri de aletacele verse idi, elbette onlara ecelleri hükmedilirdi, (hepsi helak olup gider) di. İşte biz, bize kavuşmayı ummayanları böyle

azgınlıklan içinde serseri serseri dolaşmalarına meydan veriyoruz 1

Ayet-i kerimenin nüzul sebebi olarak Hasan Basri Çantay 1Cela-leym ve «Haziıh den şöyle bir nakl yapmaktadır: <Kafirlerde~

kimi, ~Ya Allah! Eğer bu Kur'an senin indinden gelen bir hak ise üstümüze taş yağdır~ diye kendi aleyhlerine beddua etmişlerdi. {El-Enfal Suresi, Ayet 32 bunun üzerine nazil olmuştur) 2

..

_

/

.

. ( 0

j=:-: ...

:....i· ">\~ ..; ~~

r-'-'_}...

~,..l~ :._,.,. .Jl...i

Yl._;.l>)

. "İnsanlar sanki aceleden yaratılmışlar. Size ayetlerimi göstere--ceğim. Hele o kadar acele etmeyin" 3•

, Y

~

.JUYI.J\SJ

..,}-~ .~b~ .r.:.l~

.)U YI

t~.J

"İnsan hayra dua ediyormuş gibi, şerre de dua eder. Pek acelecidir (bu) insan" 4 Evet, insanoğlu öyle fiil ve harf ketlerde

bulunuyor ki, bunlarla şerri, belayı, azabı, v. s. yi davet ettiğinin

farkında bile değildir. Bunun sebebi ise insanın aceleciliğidir.

Şu muhakkaktır ki, hayatta bazı şeyler için acele etmek

zaru-ı·eti vardır. Binaenaleyh aceleciliğin memnuniyetini her şeye teşmil etmek doğru olmaz. Acele edilmesi halinde korkunç neticelerin

doğması muhakkak veya melhuz ise o takdirde sabır ve

metanet-le hareket etmelidir.

1 Yunus Suresi, Ayet 11.

2 Kur'an-ı Hak'im ve Meali Kerim c. 1. s. 306

3 Enbiya Suresi, Ayet 37. 4 İsra Sfıresi, Ayet 11.

(26)

KUR'AN-I KERİMDE İNSAN 241

4- Cidalci insan:

İnsanların diğer bir vasfı da cidalci, münakaşacı, kavgacı

·olmalarıdır. Tarihde bunun misalleri çoktur. İnsanlar arasındaki

-Ihtilaflar, münakaşalar bazan o kadar büyür ki ihtilafı, ancak yüz binlerce insanların ölümü halleder. Nitekim Kur'an-ı Kerirrıde bu hususta bir çok misaller zikredilmektedir.

·~·~i ..ı.>-~.,;. . ~ ))\ jU\'Ij~J -.,1:.. \(,., ... u ... ı...J"\.:~

J

~ .,il\ 1~ j L; ... .., ~-\Al, J "And olsun ki, biz bu Kur'linda insanlar için her çeşit misali tekrar tekrar açıklamzşzzdır. İnsanın husiimeii ise her şeyden fazla-.dzr" 1

. J'L"

..,~.:... '-:"'tS

'l

1

J ...>-'" Y J ,..k. ..ı::;.! -.~1

j

J_,~. 0"' ı...J"U1

0

... J

-~ Jı_..,JI '-:-'ı~ ~ ... l~\·J~_ "'~·i,·J .s;> l:·...llıj 4.\ .. uı ""~"" 0ç_

-..La}

-.Al=

"İnsanlar içinde öylesi vardır ki, ne bir bilgisi ne istidlal edeceği bir senedi ne de aydıntatıcı bir kitabı olmaksızın, (sırf :insanları) Allah yolundan saptırmak için (kibir ve azametle)

ya-.nını eyip bükerek Allah hakkında kavga eder durur. Dünyada

ırüsvayhk onundur. Biz sana kıyamet gününde de yangın (cehennem)

azabını tattıracağız 2" •

... ::....\....,\ 0~ ~. jl:...11 ~~> "".l~ı

J;

...;.:>-

Jc.

.ı;U\-~.~ .. ~ 0"' '-'~"I.:J\.; ... _,

,0 ..

_,.ç.~

..

.:_~~l\

.Jifj .... \_,.,. CU..i

;..,.>-Yı_,

l:'...lllf-> "'r=:--J

~ '-::'"',\~\

.._.:;:,

·'-:"')l~f.;;..:_,t .J"~ . ..ı....-...11 j)\.ali.J" c.U..i

"'-.i..:.

\'L._,

~.ra.ı. YL. .ı;UI 0J-'

..ı::.!...l 1 ~ı J

j

_,.t 1 o-=·~ 4...~ :.)'~

"Nasdan kimi Allah'a, kıyıdan kıyı ibadet eder, eğer

kendisi-ıne bir hayır isabet ederse ona yatışır, eğer bir mihnet isabet

.ederse yüz üstü dönüverir. Dünyası da ahireti de ziyan olur. İşte

büsranı mü bin odur. Allah' ı bırakıp da kendine ne zarar ne ·de menfaat vermeyecek şeylere yalvarır. İşte dalal-i baid odur. Her halde zararı faydasından daha yakın zat diye yalvarıyor. O ne .fena efendi, o ne fena yoldaş.» 3

• .J..

v

jlk....;.

JS ,..._\,

J ~ç_ .. " ı._· .. \

1 Kehf Siiresi, Ayet 54. 2 Hacc Sfiresi, Ayet 8·9 .

. 3 « « 11-13.

(27)

"İnsanlardan kimi Allahı(n dini) hakkında bir bilgisi olmaksı­

zın münakaşa eder durur ve (bu hususta) her azgın şeytanın ar~

dına düşer.>ı 1

Acaba bu insanoğlu niçin cidalcidir? Neden hakikatı kabun etmez, neden ihtilfıfa düşer? Halbuki elde Kur'an gibi bir kitabc> vardır. Onda nice hikmetler ve misaller bulunurken ihtilfıfa düş-­

mek ve düşmanca yaşamak mümkün olur mu hiç ?

KlSlM lll

iNSANIN ÜSTÜNLÜGÜ

İnsan, malılukatın en şerefiisi ve azizidir. Çünkü Allah'ın yer yüzündeki halifesi insandır. Halife olana şeref ve izzet büyük bir-üstünlüktür. Kur'an-ı Keri'mde huyurulduğu gibi insan, aynı zamanda.,

yaratılmı~ların en güzelidir, absen-i takvim üzere yaratılmıştır.

Kendisinde, hiç bir malılUka nasip olmayan akıl ve fikir vardır.

Ona Cenabı Allah ruhundan üflemiştir. Onu yaratmış sonra da .. onu tasvir etmiş ve en güzel şekle sokmuştur. Her şeyi onun. emrine müsabhar kılmıştır.

Şair, Tin Suresinin 4. ayeti olan (~ .>;;· .:.,ı->1

j

.:;Li'J11l~il> ~

)'-ı

-"Biz, hakikaten insanı (bütün insanları) en güzel bir biçimde (boyu. bosu yerinde, sureti güzel, kainatın bütün hassalarını cami') yarat-' tık" ilahi kelamını en güzel şekilde (nazına) getirmiştir:

i

NSA N

Ey dil ey dil, yine bu rütbede pür gamsın sen. ·Gerçi vlrane isen genc·-'i mutalsemsin sen.

See de fermay-ı melek zat-ı mükerremsin. sen.

Bildiğiii gibi değil cümleden als.vemsin sen. Rubsun nefba-i Cibrll ile tev)emsin sen. Sırr-ı .ijals.sın meş~l~i İsa-yı Meryem'sin sen.

Ijoşca bals. ıatına kim zübde-i ca:ıemsin sen. Merdüm-i dlde-i ekvim olan ademsin sen.

Merteben aynı müsemmadadır; esma şanma~

Merdin Ijiilils.-ı eşyadadır; eşya şanma.

(28)

KUR' AN-I KERIMDE İNSAN

Gördüğün emr-i mui:ıa~~akları rü'ya şanma.

Baş~asın kendini şürette heyUla şanma.

Keşf ile ~abit olan ma'nayı dacva şanma.

l:faJ.<.J.<.ına söylenen evşafı müdara şanma. Hoşca baJ.<. ıatına kim zübde-i 'alemsin sen. Merdüm-i dicle-i ekvan olan ademsin sen.

İnieyüp sırrını faş eyleme agyara saJ.<.ın. Düşme bilmezlik ile varta-i inkara saJ.<.ın.

Degmesin ahiarın kaküı-i dildiira şaJ.<.ın. Şonra Marişür gibi çıkmal.< ·olur dara şaJ.<.ın.

'Arz-{acz etmeyesin yareden ol yare şal.<ın.

Bulduğun cevher-i 'allleri biçare şai.<ın.

!:loşca bal.<. ıatına kim tübde-i 'alemsin sen. Merdüm-i diôe-i ekvan olan ademsin sen. Sendedir mahzen-i esrar-ı mehairet sende. Sendedir ma'den-i envar-ı fütü.vvet sende. Gizli gizli dahi vardır nice J.ıalet sende. Ma'rifet sende, hüner sende, ~iJ.<.at sende. Na?:ar etseii yer ü gök, düzag u cennet sende

'Arş u kürsiyy ü melek-sendedir elbet sende.

Hoşca bal.<. ıatına kim zübde-i 'alemsin sen. Merdüm-i dicle-i ekvan olan ademsin sen.

tJayftır şah iken 'alemde geda olmayasın.

Keder alüde-i ümmld-i reca olmayasın.

Va'd-i ye'se düşüp hiç ü heba olmayasın.

Yanılup rehrev-i şahray-ı bela olmayasın.

Adem'e muttasıl ol ta ki cüda olmayasın. Secdeler eyle ki merdüd-i Hüda olmayasın. tJoşca bal.<. ıatına kim zübde-i 'alemsin sen. Merdüm-i dlde-i ekvan olan ademsin sen. Berk-i gatif gibi bü J.<.ayd-ı sivadan güzer et.

Erişen gar ü \Jiişe ateş-i 'ışJ.<.a siper et. Damenin tutmaya aşar-ı alayık hazer et.

(29)

Şems-veş halıi-I monla ile ca~m-i sefer et. Şaf !}ıl ayİne-i kabili cal}s-i su ver et.

Hele bir cemc-i Q.avaş eyle de Galib na=?ar et. tjoşca bal} ?;atma kim zübde-i calemsin sen. Merdüm-i dlde-i ekvan olan calemsin sen.

Şeyh Galib

lnsan oğlunun üstünlüğünü gösteren ayet-i kerimeler muhtelif surelerde muhtelif vesilelerle zikredilmiştir:

lı::;

---laf·\

\j\! ~.i~l>

.rJ

)il

j

'-'l.cl.::-- J.\ ~C;~....u cl_; J~

.;\_,

f.c\ ..;"\

J~ Cl.! (.)"J:;; J !.l...\....~ c-~-i 0-i. J ..

L.-1)\

d.i-ı_J lı::; ..ı.~ .

.:r

• 0

>:.l,.j

'YL.

<<Hani Rabbın Meleklere: Muhakkak ben yer yüzünde (benim

emirle~imi tebliğ ve infaza me'mur)- ··bir halife (bir insan, Adem)

yaratacağım».dem.işU. Melekler de: «Biz" seni hamdinle tesbih ve seni takdis (ayıplardan, şirkden eksikliklerden tenzih) edip durur-ken (y~rde) orada bozgunetiluk edecek, kanlar dökecek kimse mi

yaratacaksın?» demişlerdi. Allah (da) «sizin bilmeyeceğinizi her halde ben bilirim» demişti» 1

• 0}-o.Ai

._.if

ja:..J

rJI'-l.~ ıjA -f)'Y\j

._.i:)\>

ru~

;

«(Onlardan) sonra, arkalarından, sizi yer yüzünde halifeler

yaptık; bakalım nasıl hareket edeceksiniz diye'> 2

r.t>\.:..l..:.z;J ..::.ı\~11

0

..

1

J~>l:.tj)J ~\_, ... ~ll

j

1JbU.a--_,

1

~T ı.S.l:....J' ..\4JJ

• ~:.aA;"

L:.il>

d

p

J.c

«Yemin olsun ki, biz" Ade m oğullarını üstün bir i zzet ' ve şerefe mazhar kılmışızdır. Onlara karada, denizde taşıya­

cak (vasıtalar) verdik, onlara güzel güzel rızıklar verdik,

on-ları yarattığımızın çoğundan cidden üstün kıldık»3 öyle ise

(

(_...r(iı

cl..:.

!.l~L. 0U'Yilr;_1 ~)

«Ey insan! Ne

mağrur

etti seni o kerim Rabbına» 4

1 Bakara Sılresi, Ayet 30.

ll Yunus Sılresi, Ayet 14

ll İsra Siiresi, Ayet 70. 4 İnfitar Suresi, Ayet 6.

(30)

KUR'AN-I KERİMDE İNSAN 245

. .:.J.f)

~l.:. ı..

;, )

y.:ı

-s\

j

..:~..ı.

... ;

~.

,_;

dil>-

-s

j) \

O ki seni yarattı, düzenine koydu, . tenasüp ve ilidal verdi,

dilediği her hangi bir surelt ~ terkip etti» 1 •

..;lll \.,..\

ı{\.

.. l: J-Y\

..:.:L: ...,

. .

..b..l:>~ ~t.--li·,A

u Uj'\ , ( L.:..l)\ .. ;,U-\ ..

J~ lı:

.. l

ıJJJ~!!

1r·1 lr-.l;.\ .:_,1J .:..~)IJ lv-~ ... >-) J-JYI

..:.:i>\

\.;\ı_$> il .. ;YIJ

·c ~ •

J~· d..U VAy~ ~.; ~j i( l-l...a> l;.U~ IJ4.:J ~ı~·v-ı lıf.l l~.c

.JJ...ı~::.;.

i

>Al

.:.ık

YI

~.Dünya yaşayışının hali gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki,

onunla yer yüzünün-gerek hayvanların yiyeceği nebatları (ağ

gibi bir bir:ine örülüp) karışmıştır. Tam yer, ziynet ve ihtişa­

mını tanıtıp süslendiği, sahipleri de ona (biçmeye, yemişlerini,

mahsullerini toplamaya) her halde kadir olduklarını sandıklan

bir sırada geceleyin. veya gündüzün ona emrimiz (don gibi, kasır­ ga gibi, sel gibi bir afetimiz) gelivermiştir ki, sanki dün de yerinde yokmuş gibi onu

ta

kökünden koparılıp biçilmiş bir hale getirmişizdir. Işte biz iyi düşünecek bir kavim için ay~tleri böyle açıklarız» 2•

•·~ ·f~ ~l::., . · '11

t·· .. •

•l U\ l· l'l t 1 11 · L· ·''\ 1' ·J·

~>"'

...,.,

ı..f)) ~..:.:__, ( :...:ı ~ -:·:""' ' 0 ... A AP. i.> i,.) ) J _.•la•_ ' .

~

t .. i

~

)' J

r(ı

\c L:A

~

1 J

~r-~

1! J

l~

'-';' ..1.:>-J y\;? J L .

.,:::-.J

J l:..a; J l:.:..c J l:>

l~t

•Bir de insan taamına baksın. Biz o suyu bir döküş dökınek­

teyiz. Sonra o arzı bir yarış yarmaktayız. Bu suretle onda

daneler, üzümler, yoncalar, zeytinlikler, hurmalıklar, afaka ser

çekmiş dilher bahçeler, meyveler, çayırlar, neler yetiştirmek­

teyiz. Sizin ve davarlarınızın intifaı için» 3

.:_:..a!

r:::·'"~

..

~ 101 ._.ı"

u

1 0 .. J

JL)

~('..:u ı

0

.. Jk..aı_ 4.~

1

~Allah hem meleklerden hem insanlardan Peygamberler seçer,

şüphesiz Allah (her şeyi) hakkı ile işiten, kemali ile görendir 4,,

1 İufitar Süresi, Ayet 7-8. 2 Yunus Süresi, Ayet 24.

ll Abese Siiresi, Ayet 24-33.

Referanslar

Benzer Belgeler

“O’nun katında, kendisine izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez.” Bu ihtimale göre, putlardan şefaat uman müşriklere bir reddiye vardır ve onlara

Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Seçici Kurul Toplam Puanlama Formu A) Yarışma Bilgileri.

• İl/il içi bölge ve bölge yarışmalarının koordinasyonu il millî eğitim müdürlüğü ile birlikte koordinatör okul müdürlüklerince, Türkiye finalinin organizasyonu

(Bakara suresi, 98.ayet) D) “Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru

Terim olarak ise Allah (c.c.) rızası için yapılması gereken ibadetleri ve güzel davranışları, insanlara gösteriş için yapıp kendini ve ibadetini beğendirme isteği,

Peygamberlerin siyaseti ifrat ve tefritten uzak olduğu ve tüm insanların zahiri ve batini ıslahını amaçladığı için mutlak ve kamil siyasettir..

 Her şey ancak Allah’ın yardımıyla olur!. 

O da şöyle dedi: “O hâlde, eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormaya-