• Sonuç bulunamadı

Mini mini valinin ardından

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mini mini valinin ardından"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

7 AĞUSTOS 1987 CUMA

POLİTİKA VE ÖTESİ

Mehm ed KEMAL

MİNİ MİNİ VALİ NİN ARDINDAN

S

iyasal iktidarın en bunalımlı günlerindeydi. İstanbul Gazeteciler Sendikası, 1955 yılının nisan ayının 18 ve 20’nci günlerinde, gene İstanbul’da, 'Türkiye Gaze­ teciler Konferansı’nı düzenlemişti. Ankara, İzmir, Bur­ sa, Eskişehir sendikaları ile bazı kuruluşlar bu konfe­ ransa katılmıştı. Konferans başladı. Başkanlığa, iktida­ rın pek hoşlanmadığı, üstat Hüseyin Cahit Yalçın se­ çildi. Konferansta gazetecilerin sosyal hakları, basın özgürlüğünü engelleyen yasalar, basınla ilgili türlü ko­ nular ele alınıyordu. Gerek Hüseyin Cahit Yalçın’ın kon­ ferans başkanlığına seçilmesi, gerekse basınla ilgili ço­ ğu konuların ele alınması iktidar ileri gelenlerini sinir­ lendirmişti. Oldum olası basın mevzuatında eleştiriler yapılmasını siyasal iktidarlar sevmezler. Hele bu top­ lantıyı ise siyasal iktidar yanlısı kimseler kimi yerlere fiştekliyorlar, toplantıyı solcuların düzeni olarak göste­ riyorlardı.

İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay, hem toplantının açılmasına katılmıştı, hem de kimi oturumlarını izlemişti. Bu açıdan toplantının ger­ çek niteliğini biliyordu. Ancak toplantı Ankara’ya nasıl yetiştirilmişse, Ankara sinirleniyor, toplantının bir an ön­ ce dağılmasını istiyordu. Bununla da yetinmiyor, top­ lantının düzenleyicilerinden Hıfzı Topuz, Ihsan Ada, Mehmed Kemal, daha birkaç kişinin gözaltına alınma­ sını istiyordu. Fahrettin Kerim bir denge adamıydı. Bu emrin verildiği saatlerde üstadın toplantıya katılan ga­ zetecilere kokteyli vardı. Ne olacaktı? Üstat öyle bir kıv­ raklık göstermiş olacak ki, ne toplantı dağıtıldı, ne de bir kimse gözaltına alındı, işler, bir denge adamı tara­ fından, tereyağdan kıl çeker gibi kolaylıkla çözümlen­ di. işler çözümlendi ama, bir süre sonra da İstanbul Gazeteciler Sendikası süresiz olarak kapatıldı.

Fahrettin Kerim Gökay’ı tanımam böyle bir zaman­ da oldu. Gerçi İstanbul Üniversitesi profesörü, türlü derneklerin başkanı, özellikle Yeşilay Derneği başkan­ lığı çok ünlüydü. Fakat asıl yaygın üne İstanbul Vali ve Belediye Başkanı olduktan sonra erişmişti. Gazete ve dergilerde karikatürleri çıkıyor, her gün gazetelerin baş sütunlarında yer alıyordu. Hattâ mini mini vali diye bir de karikatür dizisi vardı. Sebze ve meyve fiyatlarını ar­ tıran kabzımallara kızdı mı, ’’Eminönü’ne çıkar, doma­ tes satarım” diye tehdit ederdi. Halkın içindeydi, halk onu seviyordu. Öyle ki ufak tefek oluşundan ötürü, halk, küçük rakı şişelerinin adını Fahrettin Kerim koymuş­ tu. Bakkala gider, "Ver şurdan bir Fahrettin Kerim!’,’ meyhaneye uğrar ’ Getir şurdan bir Fahrettin Kerim!” der, efkâr dağıtırdı. Kalabalık bir yerde, törenlerde gö­ rülmesin, “ Mini mini valimiz/Ne olacak halimiz?” di­ ye bir ağızdan tempo tutarlardı. Hiçbir şeye sinirlen­ mez, her şeyi hoşgörü ile karşılardı.

Tek parti döneminde İstanbul Valisi olmuştu. 1950 genel seçimlerinde ister istemez partinin buyruğu al­ tındaydı. Seçimin kazanılmasını istiyorlardı. Valiye bü­ yük işler düşüyordu. İsmet Paşa, trene binsin İstanbul’a gelsin isteniyordu.

İsmet Paşa, trene bindi ve İstanbul'a geldi. Izmit: ten beri yol boyu salkım saçak doldurulmuştu. Haydar­ paşa garında ise iğne atsan yere düşmezdi. Bu kala­ balık, bu coşku partiyi sevindirmişti. Elbette valiyi de. Kalabalığı göstererek, "işte Paşam İstanbul!..” demişti. Bu söz çok tutmuştu. Çok tutmuştu ama seçim sonun­ da da parti İstanbul’da seçimleri yitirmişti. Bundan ola­ cak, hangi olay olumsuzlukla sonuçlanırsa, “ İşte pa­ şam İstanbul” denilmeye başlanmıştı.

Üstadın çok renkli bir biyografisi vardır: Gelen ikti­ dar da 6/7 Eylül olaylarına değin onu vali olarak tuttu. Sonra büyükelçi oldu. Yassıada mahkemelerinde yar­ gılandı. ismet Paşa’nın kurduğu koalisyon hükümetle­ rinde Imar-lskân ve Sağlık Bakanı oldu. Her türlü ik­ bali gördü.

Son zamanlarda vakıf ve hayır işleriyle uğraşıyordu. Bir faninin erişebileceği doruk noktalara değin yüceidı. Kendini gazeteci bilir, gazetecileri çok severdi. Bizim cemiyetin de fahrî üyesi değil miydi?

Tanrı rahmet eylesin!

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca yaprak damarlarının bilgisayar görüntüleri incelendiğinde, küçük yapraklardaki ana damarlar birbirlerine çok yakın olduğu için, birim yaprak alanı başına

Her yönden arkadaşlarına örnek olan Zobu’- ya sahnemizde daha uzun yıllar hizmet imkânı vermesini Ulu Tanrıdan niyaz eder, bu büyük San’at

yen, burada doğan, doğmıyan, yerli ve yabancı, daha doğmamış yeni nesle kadar herkese vasiyet ediyor!. Demek istiyor ki İstanbul’da oturmak İçin kendisinde

Fazlullah Divane imzasını taşıyan bu eser, Türk minyatür sanatının başlangıç üslûbunu tetkik etmek istiyenlere pek kıymetli bir vesikadır j sol taraftaki

Fıansızcadan çevirdiği eserler ve 1940’tan sonraki yeni Türk Ede biyatıyle ilgili eleştirme yazıla* rıyle tanınan Sabahattin Eyüb­ oğlu, K öy

Daha düne kadar çöplük durumun­ da olan Arasta'nın, freskleri iyi ko­ runamadığı için dökülme tehlikesi ile karşı karşıya olan bir Aya Eup- hemia'nın,

Sa¤ ya da sola bakan maymunlar›n resmi gösterildi- ¤inde, di¤er üst-düzey maymunlar›n bakt›¤› yöne bakmay› ye¤leyen maymunlar›n, al›fl›k oldu¤umuz ve

Profiterolün mucidi ve İnci Pastanesi’nin sahibi Arnavut asıllı Luka Zigori, böyle lezzetli bir yiyeceği Türk mutfağına kazan­ dırmaktan gurur