• Sonuç bulunamadı

Sami Güner

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sami Güner"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)
(4)
(5)

Sayın Cumhurbaşkanı

KENAN EVREN

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Yüce Atatürk'ün do­ ğumunun 100'cü yıldönümünde, tarihi kalıntılar, kültür değerleri ve doğal güzellikleri ile eşsiz zenginliklere sa­ hip ülkemizi etkileyici bir şekilde tanıtan bu kitabın ha­ zırlanmasında emeği geçenleri kutlarım.

KENAN EVREN

President o f the Turkish Republic

I would like to congratulate all those who have contribu­ ted to the preperation of this book, which presents in a most effective way, the matchless cultural, natural and historical heritage of Turkey, on this, the hundredth an­ niversary of the birth of the founder of the Turkish Re­ public. Atatürk.

Ahmet AYDIN BOLAK

Muhterem sami Bey,

“ Aşık Veysel bir şiirinin beytinde:" Güzelliğin on para etmez, Bu “ ben” deki aşk olmasa," diyor

Güzellik gören göz, duyan kulak ve gördüğünü tespit ede­ bilen kabiliyet için vardır. Kısacası güzellik sevgi için var­ dır. Aşk için vardır, diyorlar ki; bence doğrudur. Her maddenin ve hatta kainatın başlangıcını “ Işık" olarak gö­ ren kadim feylezofların ışığa verdikleri değer, belki de ışığın rü’yete dayanan güzelliklerin kaynağı olmasından­ dır. Siz Allah'ın yarattığı ışığın ve ışığın yarattığı güzel­ liklerin keşfisiniz. Herkesin biteviye baktığı ağaca, kuşa, denize doğa ve insana baktığımız zaman, sizdeki güzel­ likler onlardaki güzelliklerle bir oluyor, bir olmanın he­ yecanını yaşıyor. Sizi tebrik etmek haddimi aşan iştir. Ama fotoğraflaıınızı,onlardaki renk ve şekil ahengini bir araya getirme ve tertipteki şiiriyeti idrak edebildiğimi söy­ lememe izninizi rica ediyorum.

Dear Sami Bey, "In one of his verses, the poet A$ik Veysel says: "Beauty has no meaning, but for the love of the "one'',.

Beauty is in the eye of the beholder, the hear of the lis­ tener. It is the perception of the cognizant. In short it is the prerogative of the devoted. Light has long been re­ garded by philosophers and theosophers alike as of ele­ mental importance in the creation of matter, indeed of the universe, perhaps in relation to light as the source of spiritual beauty. You have discovered the beauty of real, God-given light and the beauties created by that light. The ordinary trees, birds, sea, nature and people, things we see everyday, are seen in a different light thro­ ugh your work, one shares their beauty through the be­ auty of your work. It is not my place to congratulate you, I merely beg leave to say that I am able to appreciate the poetry of your photography in the way in which it har­ monises the colours and forms of its subject matter.

Ayhan HÜNALP

işlemleriyle, işlevleriyle her şeyini insanlığa, dünyaya ada­ yan güneş bundan böyle biraz da senin objektifinle ölüm­ süzleştiği için, hiç kuşkusuz daha da mutludur. Seni ve seni tanıyanları bundan ötürü yeniden kutlarım. Usta el­ lerin, insancıl yüreğin, dilerim, hiç dert görmesin.

The sun, whose movements are centred around man- king, is surely the happier for immortalisation in your lens. My congratulations to you and your associates. May yo­ ur masterful hands, your loving heart know no reversal.

HALİT KIVANÇ

Sami Güner yurdumuzun güzelliklerini sık sık objektifiy­ le yakalar. Bunları bir araya getirip “ TURKEY” adlı bir görkemli kitap da yapmış. Bizim burnu havada sosyete dilberlerinden biri kitabın kapağındaki Turkey’i görüp için­ deki yazıların da İngilizce olduğunu fark edince “ işte" demiş "Fotoğraf böyle çekilir” . Ya Amerikalı'dır bunları çeken ya AvrupalI. Adamlar biliyor bu işi canım!... Ve tabii etrafındakilerin “ Bu Türk, Sami Güner'in demesiyle....”

Sami Güner’s lens constantly catches the beauties of this country in the camera frame. His book "TUR KEY'' has brought some of these photographs together. A Turkish deb saw the book, opened it, and seeing it was written in English, said "See, this is how to take photographs, they must have been taken by an American or a Euro­ pean photographer. These people know how to do this sort of thing. ” When she was told they were the work of Sami Güner...

*

SEYİT ALİ AK

Sinan Architect of Ages için:

Kitaba renk ve can veren yapı türlerinden su yolu ve köp­ rüler özellikle yüksekden çekimlerde doğal nakışın bir parçası olduğu izlenimini vermekte, büyük kapalı mekan­ larda aydınlatma ve sınırlı açı seçeneklerinin değerlen­ dirilmesi, detay çekimlerinde rölyef etkisinin sağlanması, parlamanın kesilmesi gibi teknik çözümler, çalışmanın yapı taşlarıdır. Etkileşme ağı içinde bilgi deneyimi ve ye­ teneğin yönlendirilmesi çok zaman almaktadır. Siz, dur, durak bilmeden kırk beş yıldır fotoğraf çeken "Sami Güner” in sabrını ve tutkusunun büyüklüğünü düşünün.

For 'Sinan-Architect of Ages':

Aerial views of some o f the most attractive and fascina­ ting structures in the book, namely aquaducts and brid­ ges are among the finest photographs in this work, which allow the reader to appreciate them as part o f the natu­ ral fabric. Among the key merits of the photography are the optimal use of light, of a limited range o f views wit­ hin large enclosed spaces, and the minimalisation of gla­ re. It is not easy to reach the level of technical skill and to channel one's talents in the tvay one sees in this work. It is a monument to Sami Güner’s years o f determinati­ on and application to his craft.

(6)

Büyük fotoğraf sanatçımız Değerli ağabeyim Sami Güner, Türk sanat geleneğini, doğadaki renkleri ve biçimleri özenle, hünerle ve sevgiyle kağıda yansıtmadaki en bü­ yük ustamızdır.

Sami Güner, our expert of photographic arts and my dear friend has distinguished himself by his precious talent of carrying the colours of the nature, being mixed with

Turkish tradiotions. on to the paper.

#

ZAHİR GÜVEMLİ

Şöyle bir slogan yanlış olurdu: "Fotoğraf demek, Sami Güner demektir." Ama bunun tersi tam bir gerçek. "Sami Güner demek, Fotoğraf dem ek..." Gerçek, çünkü sana­ tını meslek edinip de onu hayatının merkez noktası hali­ ne getirebilen, ondan başka bir şey düşünmeyen pek az insan vardır. Sami Güner'in batılı sanatçılara özgü san­ dığımız en büyük özelliği bence budur Yani onun adıy­ la sanatçının İsmi birbirine karışacak kadar koyu bir beraberlik için de bulunuyor.

Geçen sonbahar ılık bir akşam üzeri Kandilli Kız Lisesi arkasındaki platforma kadar gittik: teşkilatını kurdu. Gü­ neş. Bebek sırtlarında batmak üzereydi ve hafif çırpıntılı deniz de son ışıkları altınlı türemen yakamozlar yapıyor­ du Tek kelime söyledi; "B a k ", Baktım; 6x6 karede de­ nizin ortasında dalgacıklarla parlayan gün ışığından başka bir şey yoktu. Ve bu adam, soyut ressamları kıs­ kançlıktan deli edecek konusuz bir tekstür için, yalnız ma­ vi ve turuncu bir doku için Taksim'den kalkıp Kandilli tepelerine tırmanmaya üşenmemişti.

O gün tek bir kare çekti. "Üşenmek ne kelim e" Anado­ lu topraklarında kaç kereler vahşi hayvanlar boğuşmuş kaç kereler başını, elini, ayağını kırmış, amma gönül ver­ diği mesleğine, sanatına bağlı olan bu adamı hiç bir şey ııe durdurabildi, ne yıldırabildi. Yıllarca yurdun her kö­ şesini, dünyanın bir çok ünlü merkezlerini dolaşmış, kendi eserlerini sergileyerek, içerde tanıtıcı, dışarda adeta bir propagandist olarak çalışmıştır.

It would be perhaps mistake to say 'photography me­ ans Sami Güner", but not on the other hand, to say that “ Sami Güner means Photographpy". Here is a man who has devoted himself to his art. as a true professional, a man whose life evolves around his art, in a way that few may claim. It is this attitude to his art which singles out Sami Güner, placing him in a catagory which we had tho­ ught reserved for western artist. It is almost as though the name of the artist is inextricable from his art. One warm evening last autumn I accompanied him to the ter- race o f Kandilli Girls School, on the Asian slopes of the Bosphorus. He set up his exuipment. The sun was abo­ ut to set over the slopes of Bebek and its last golden rays were reflected in the glistening, slightly choppy waters below. He simply said:- "Look". I looked. There was not­ hing to be seen through the objective but the sun's rays shining on a wavy sea in a 6 x 6 cm frame This man was devoted enough to go all the way from Taksim to a Kandilli hilltop just to capture an image of blue and bronze, of a texture to make an abstract artist green with envy. He took only one picture that day. Not that he is exactly workshy. He has struggled with nature, battled with wild animals, suffered broken bones and various in­ juries in Anatolia, in pursuit of his chosen metier. Not­ hing could draw him from his work, no obstacle too great. For many years he has travelled throughout the country, and abroad, exhibiting his work. He has informed his co­ untrymen and provided almost regular national propa­ ganda abroad.

OKTAY DURAN - Cem Ofset

Hiç bir yazı fotoğraf kadar kalıcı ve gerçek değildir.

No words can be as permanent or as real as a pho­ tograph.

*

SABAHATTİN BATUR

Doğayı, tarihi öteki varlıkları ve olayları tek başına algı­ lamak, onların İçine girerek birlikte yaşamak insanoğlu­ na yetmiyor. Başkalarına da duyurmak, seslenmek, "bakın Allah aşkına, bakın, şu güzelliklere bir göz atın" diyeceği geliyor. Nice gözler bir objektifin ardından gü­ zeli yakalama sevdasına tutulmuştur. Baştan beri tuttur­ duğu, bir görüşün içinde sessiz ve derinden yürüyen, ilerleyen Sami Güner Türk fotoğraf sanatının en büyük­ lerinden biri. Doğayı olduğu gibi, tarihi kendi gerçeği için­ de, olayı oluşum zinciri içinde görmeyi, göstermeyi seviyor. Bunları nasıl algılamış nasıl yaşamışsa bizlere de öylece sunmak, duyurmak istiyor. Objektifin ardından kurduğu dengeyi bozmadan, zorlamadan bizlere ak­ tarıyor.

It is not sufficient to experience nature, history or any specific object or activity in our environment individually nor is our own perception of events totally satisfactory. Human beings also feel the need to share their feelings and perceptions, to show others what they have seen and experienced. We want to say: "Look, just look at how beautiful that is". Many have tried to capture beauty thro­ ugh the camera lens. Sami Güner is one of Turkey's fo­ remost photographers He developed his art through methodical, painstaking practice. His forte is capturing nature and history as they are. framing activités within their context. His work suggests the spontaneity of an event as he sees it. His strength is in communicating that spontaneity, but without disturbing the balance set by the objective itself.

*

MÜKERREM TAŞÇIOĞLU

Çeşitli uygarlıkların beşiği olan ülkemizin, tarihin derin­ liklerinden bize intikal etmiş olan zengin taşınır ve taşın­ maz kültür varlıklarının gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında tanıtılması amacıyla uzun bir zamandan beri hem Bakanlığımız için yaptığınız hem de özel çalışmalarınız sonucu ortaya çıkan eserlerinizin yurt içi ve yurt dışında büyük takdir gördüğü bir gerçektir. Bilhassa Bakanlığı­ mız için yapmış olduğunuz sergilerden "Anadolu Uygarlıkları” nı tanıtan sergi, dünyanın çeşitli ülkelerin­ de ve "British Museum" gibi dünyanın belli başlı müze­ lerinde teşhir edilmiş ve büyük bir ilgi görmüştür. Kırkıncı sanat yılınızı bitirdiğiniz bu mutlu gününüzde siz değerli sanatçımızı yaptığınız çalışmalardan dolayı takdir eder, başarılarınızın devamını dilerim

Your services to the conservation and recognition of teh cultural and historical heritage of this country, seat of so many ancient civilisations, is considerable. Through your publications both at home and abroad, some pub­ lished for ihe ministry, you have achieved international recognition. Your exhibition of " Anatolian Civilisations", mounted under the auspices o f this ministry, was parti­ cularly we 11 received in several countries, being exhibi­ ted in important museums abroad, such as the British Museum. I would like to congratulate you for your suc­ cess, and hope that you will have much future success in this field, on this the occasion of your fortieth year in the profession of photographer.

(7)

Bir mektupdan....Özellikle Sami Güner’in harika kitabı­ na kalpden teşekkürlerimi sunarım. Buna bununla bü­ yük sevinç kaynağı yarattınız. Sabırsızlıkla bulabileceğim birkaç saati, eserin derinliklerine girebilmek için bek­ liyorum.

From a letter. . . "M y heartfelt thanks tor Sami Güner's wonderful book. It has given me great pleasure. I can­ not wait for a few quiet hours to be able to read it in depth. "

*

BURHAN FELEK - Milliyet Gazetesi

Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir hizmet olan bir şa­ heserden bahsedeceğim. Bu eser dünya çapında fotoğ­ raf çekme ustası olan meşhur fotoğrafçı, Sami Güner Beyefendinin yabancılar anlasın diye İngilizce izahlı, Türkiye'nin tabii ve tarihi bütün güzelliklerini renkli fo­ toğraflar. daha doğrusu her biri bir şaheser olan yüzler­ ce tablolarla gösteren muazzam “ Turkey" adındaki albümüdür. Ben pek çok Avrupa ülkesinin kendisini ta­ nıtmak için yayınladığı bu türden kitaplar görmüşümdür. Lâkin bu emsalsiz Türkiye albümü yanında boy ölçüşe- miyecek kadar cüce kalır... Ne kadar sevindim, ne ka­ dar dua ettim; bu arada Türkiye'de ne büyük sanatkarlar yetiştiğim de bir kere daha göğsüm kabararak müşaha- de ettim. Ben Türkiye'de hâlâ hayatta olan bir yaşlı foto muhabiri ve fotoğrafçı olduğum için bu eser hakknda sa­ lahiyetle konuşacağımı düşünerek bu satırları sizlere su­ nuyorum

I am going to mention a great work which is a major ac­ hievement and service to the Turkish Republic. This is the photographic album of the world-renowned photog­ rapher Sami Güner. This work, a study in colour pho­ tography of the natural and historical heritage of Turkey, in which each photo is a work o f art. is published in Eng­ lish. to make this heritage available to the wider public. This monograph of Turkey is of superior quality, surpas­ sing all the works of similar ilk that I have encountered so far I was extremely heartened to see this book and proud to think that Turkish craftsmanship could be of such quality.

As an photographer and photo-journalist of long stan­

ding myself. I may safely say that this is a work of outs­ tanding merit.

Prof.Dr.M.Gazi YAŞARGİL

IRAK KÜLTÜR MERKEZİ

Ünlü ve seçkin Türk fotoğraf sanatçısı Sami Güner kişi­ sel sergilerinden birini “ Türkiye Irak Uluslararası Dost­ luğunu Geliştirme Adına" açıyor. Sami Güner'in sanat yeteneğinin son ürünü olan Irak Uygarlığı fotoğrafları, sa­ natçının sanat değerini bir kez daha belgeliyor.

The well-known Turkish photographer, Sami Güner is hol­ ding an exhibition of his work for the promotion of fri­ endship between Turkey and Iraq. His photographs of Iraqian civilisation, the latest in his oevre are further evi­ dence of his artistic mastery.

Eli Y.Acıman

Sami Paşa Aziz dostum

Sinan "Architect of Ages" senin unutulmayacak eser­ lerinin yeni bir halkası... Harika!

Fotoğrafların her zaman olduğu gibi sihirli apayrı, dur­ durucu ve etkileyici... çok iyi bildiğim biyografini okur­ ken “ Sami'nin Merkez Bankası'nda geçirdiği günlere ne yazık" dedim. Allah senden sağlık ve mutluluğu esir­ gemesin.

My dear friend, Sami Paşa

Congratulations on your new work, ' ‘Sinan, Architect of Ages". An unforgettable addition to your oevre. The pho­ tographs are, as ever, fascinating, compelling, magical. Reading your greatly familiar biography, I thought of the years you spent working in the Central Bank, "What a waste". I said. May I wish you all the best.

*

Dr.Ziya ERALP

Her sabahın “ Gün Aydın'ın" Sizin fotoğraflarınızda bul­ mak mutluluğun ta kendisi inanın... Bu kuşkusuz çoğu sanatçıya nasip olmayacak bir anlatım gücü... Hem gıp­ ta, hem de övünç kaynağı. Ne mutlu size... Ne mutlu bi­ ze. Sanatınızla tanıştığımız için.

It gives me so much pleasure to see the dawn through your pictures ... they have an expressiveness which is rare. Both a source of pride and of envy. How lucky you are. How lucky we are, to have known you through yo­ ur art.

*

Mehmet BAYHAN

Türkiye'de fotoğrafın yaygınlaşmasında ve sevilmesin­ de emeği geçenlerin başında gelir, “ Sami Güner” . Bir ömre sığmayacak kadar çok fotoğrafı basılmıştır; evin­ de bir oda tavana kadar takvimler, afişler, broşürler ve kitaplarla doludur. Türk kültürü ve sanatını aktaran fo­ toğrafları Sami Güner'e ait elliden fazla kitap, son bir yılda dört ve baskı halinde iki kitap daha, bu yıl içinde seçil­ miş fotoğraflarından oluşan bir albüm de baskıya hazır- lanmakta...

Ender kocaman yüreklilerden biridir Sami Güner. Her iliş­ kisinde coşkuludur. Dertliyle dertlenir, güler ve güldürür, bir isteyene bin verir. Sergi açtığı ülkelerin ve kentlerin sayısını kendisi de bilmez.

Esfiap unvanına sahiptir. Fotogen kurucu başkanı ola­ rak çalışmalara katılır. Genç neslin bilinçli fotoğraf yap­ tığını ve bir atılım içinde olduğunu söyler.

Sami Güner is one of the forerunners of turkish popular photography. He has had inummerable photographs pub­ lished. His house contains a roomful of graphics, pos­ ters. brochures and books of his work. He has to his credit, more than fifty books, four completed in the last year and two in publication and an album of his selec­ ted works in preparation now, all showing aspects of Tur­ kish art and culture.

Sami Güner is one of those rare artist whose work is in­ spired by an inherent joie de vivre. He is extraordinarily sympathetic as a person, and prolific both in life and work. He cannot count the number o f countries in which exhibitions of his work have been shown.

He has received many awards an is a founder president of Fotogen o f which he is an active member. He speaks encouragingly of the young Turkish generation of pho­ tographers.

(8)

1915 yılında Priştıne'de doğdu. İstanbul Erkek Lisesi'ni bitirdi.

Ödülleri: Cumhurbaşkanlığı Takdirnamesi. 1983: Türk kültür ve turizmine yaptığı değerli hizmetlerden dolayı 1981 100. Yıl Armağanı ve dört ayrı plaket. Torıno'da bir bir altın madalya, Islamabad'da gümüş ödül. Çekoslo­ vakya Karlovy-Vary'de fotoğraf ödülü ye 12 FIAP renkli baskı Hürriyet Gazetesi ödülü. 1987 TÜT AV ödülü. Onur üyelikleri: Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölümü. İF- SAK, Türk Tanıtma Vakfı. Yıldız Sarayı Vakfı, Photograph Society of Japon: Esfiap ünvanı. Fotogen Kurucu Başkanı.

Eserleri: Turkey: Sinan, iki cilt. İstanbul. İzmir kitapları: ayrıca kişisel fotoğraflarından oluşan Türk turizmini. Türk kültür ve sanatını yansıtan elliye yakın kitap. Çeşitli der­ gi ve yayın organlarında yazı ve fotoğraflar, otuzu aşkın dış ülkede Türkiye'yi tanıtıcı sergi ve projeksiyon göste­ rileri.

Rabat-Le Matin

Tahran - Tahran Jurnal. II Lahat ? Kayhan International Tokyo - Asahi Evening News

Kualalumpur - Nan Yang Stang pan Islamabad - Daily News

Cezayir - El Mondjahid, Jumea Kanton - Yangeheng

Floransa - La Nazione, La Citta Pekin - Ouangnmuine. Xinghua Bülten Helsinki - Hetsingen Sanomat Viyana - Perspektiven

Mexicocity - El Solde Mexico. Et Universal Mexico. El Herald Mexico city

Amman - News paper Jordan Times Granada - ideal

Budapeşte ■ Daily Bulletine Doha - Daily gulf times. AI sharq Üsküp - Veçer. Nova Makedonya

Bağdat - Observe. Elsevre. El Cumhuriye. El Kadiriye Mostar - Politika

Madrid. Granada, Valencia - A B C Pristine - Tan

Değişik tarihlerde, değişik ülkelerin gazetelerinde ve der­ gilerinde övgü dolu yazılar.

Samı Güner was born in Pristina in 1915 He was later educated at the Istanbul Erkek Lisesi.

Awards: Presidential Recommendation. 1983: Award and four shields in 1981 for his services to Turkish culture and tourism, on the 100th Year Anniversary: Gold me­ dallion. Turin: Silver medal Islamabad. Karlovy-Vary prize for photography. Chekoslovakia: and 12th FIAP colour print prize. Hürriyet: 1987 TÜT AV prize: honorary mem­ berships: Mimar Sinan University Photography depart­ ment: IFSAK: Türk Tanitma Vakfi: Yildiz Sarayi Vakfi: Photographic Society of Japan: Esfiap: Founding presi­ dent ot Fotogen Published works: Turkey: Sinan (two volumes): Istanbul. Izmir: and almost fifty books, artic­ les and photographs in vorious publications reflecting Turkish tourism, culture and art. Exhibitions of photog­ raphs and slides in over thirty countries of his work on Turkey.

Rabat-Le Matin

Tehran - Tehran Journal. Itlahat Kayhan International Tokyo - Asahi Evening News

Kualalumpur - Nan Yang Stang pan Islamabad - Daily News

Algiers? - El Moudjahid. Jumea Canton - Yangcheng

Florence - La Nazione. La Citta

Peking - Ouangnmuine. Xinghua Bulletin Helsinki - Hetsingen Sanomat

Vienna - Perspectiven

Mexico City - El Soled Mexico. El Universal Mexico. El Herald Mexico city

Amman - Jordan Times Granada ■ Ideal Budapest - Daily Bulletin Doha - Daily Gulf Times. Al sharq Skopje - Veçer. Nova Makedonia

Baghdad - Observe. Elsevre. El Jumhuriye. El Kadiriye Mostar - Politika

Madrid. Granada. Valencia - A B C. Pristine - Tan

Columns praising Sami GÜner appeared in the pages of the above dailies and periodicals in various different countries

Taha Toros Arşivi

CEM O F S E T A .Ş ® 5 ^ 4 3 1 3

Referanslar

Benzer Belgeler

ıBen, işini, Kendi czkayııaklanyla yapm asını seven bir adam ım Şimdiye kadar bütün yadnm tanm ı, özkayıiaktan yaptım Bu y ıl İlk defa biraz açıldım

1960 son­ rasının ileriye dönük şairleri Nâzım Hik­ met’in ve genel olarak toplumcu Türk şi­ irinin mirasçısı, devam ettiricisi oldukla­ rı gibi, Türk şiirinin

İzmir’de de Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü tarafından düzenlenen Muhsin Ertuğrul Semineri sona

Core conversion calculations have been carried out for different core loadings of the TR-2 reactor in order to find out the optimum design for the radioisotope production.. Using

It was revealed that the oil-gas-condensate filtrate samples did not contain significant Pu isotopes content (<0.02 Bq/1), and this enables to suppose Pu isotopes to be

BizanslIlar tarafından tesis edilmiş olan Hiyeron mevkiini hükümdar Prosyas Milâddan 192 sene evvel zaptetmiş, az sonra buradan çekilme­ ğe mecbur olmuştu.. Çok

Bu yalı bilâhare Haşim Paşaya in­ tikal edince, Paşa tabiatı iktizası bü­ tün emlâkinde yaptığı gibi bunu dahi aşı boyası rengine boyatmış­

Surphiraşdagabet Kilisesi bugün çevresinde ibadet edecek Ermeni vatandaşların sayısı azaldığı için haftanın sadece iki günü kapılarını açıyor: Perşembe ve