• Sonuç bulunamadı

En yaygın keyif kahve

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "En yaygın keyif kahve"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FO TO ĞR AF : K UT UP D AL GA KIR AN Í 16 Kasım 1 9 9 7

KÜLTÜR Y

ım

vki w

V

l ■

i

G

azete

P

azar

37

YAKLAŞIK 500

YILDIR TO PLUM SAL

• • M

VE KÜLTÜREL

HAYATİMİZİN

ÖNEMLİ BİR

PARÇASI, İHRAÇ

ETTİĞ İM İZ NADİR

• • ••

KÜLTÜREL

DEĞERLERDEN,

ÜSTELİK YASAL

O

smanlI'da ilk kahvehane 1514 yılında açılmış. Ve dünyada Türk kahvesi olarak tanınan kahve İstanbul'a Habeşistan'­ dan gelmiş. Kahve bugün hâlâ damak tadımızın önem­ li bir unsuru. Üstelik, görü­ cüye gidildiğinde, misafirlikte, komşu zi­ yaretlerinde yemek ve içkiden sonra hâ­ lâ kahve ikram ediliyor, kahve içiliyor. Falı da cabası!

içilmez m i k i yem ek üstüne de şöyle bir kahve

A z şekerli çok kaynamış veya sade Konuşulsun fiskos edilsin

Sürülsün bir yandan da havagazma cezve

Hayal vericidir gönül açıcıdır Isınmış suda höpürdedikçe telve Kalmaz bu fokurdamayla köpük kalmaz ama

Başka olur H A C İV A T a başka lezzet verir

Sonunda KAMER HANIM 'ın eliyle uzatılan kahve

(Salah Birsel)

sonra kahvesiz yapamaz, kimisi günde fincanlarca içer. Kimisi ayılmak için kah­ veden medet umar, kimisi uyumamak için. Kimisi ise sırf fal kapatmak için içer kahveyi. Kahve başlı başma bir kültür­ dür. Sabahlan kahve kokan bir şehrin so- kaklanna çıkmak, insanın başını döndü­ rebilir. Uzun bir yürüyüşün, zahmetli bir çalışmanın ardından içilen yorgunluk kahvesi vardır, uzun yoldan gelen yol­ cuya ikram edilen ve kırk yıllık hatırı olan kahve vardır. Kahve türküleri var­ dır, kahve atasözleri vardır, kahve fıkra- lan vardır. Kısacası, sadesi, az şekerlisi, ortası, şekerlisi; nes'i, espresso'su, filtresi ile kahve iyi ki vardır!

NERDEN NEREYE

Osmanlı topraklarına ilk kez 16'ncı yüzyılda Habeşistan (Etiyopya) Valisi Özdemir Paşa tarafından getirilen kahve özellikle 17 ve 18'nci yüzyıla kadar dün­ yayı bir baştan bir başa katederek Meksi­ ka ve Kolombiya'ya kadar ulaştı, bura­ larda da üretilmeye başlandı. Ancak da­

da belirttiğimiz gibi kahve haram sayıla­ rak yasaklandı.

Osmanlı’nm kahveye koyduğu ilk ya­ sak ise 1500'lü yılların sonunda, III. Mu- rad döneminde geldi. Ancak yasak ne kahve içenlerin sayısını azaltabildi, ne de kaçak kahvehanelerin açılmasını. Bunun sonucunda da bir süre sonra zaten delik deşik olmuş kahve yasağı kaldırılmak zorunda kalınduBu arada tüm Osmanlı topraklarına olmasa da belli merkezlerde kahve alışkanlığı yayılmaya başladı. Kahve içme alışkanlığıyla birlikte kahve­ haneler de toplumsal yaşamda ciddi bir biçimde varlığım hissettirir oldu. Her ne kadar ilk iki kahvehane İstanbul'da 1514'de açılmışsa da, çok kısa bir süre içinde sayıları hızla artı. Evliya Çelebi, 1630 yılında İstanbul'da 55 kahvehaneyi bizzat kendi gözleriyle görmüş. Gerisini siz düşünün. İkinci kahve/kahvehane v yasağı da zaten yeniçerilerin sık sık ocaklarından kaçıp kahvehanelere git­ meleri nedeniyle geldi. III. Mehmed ve I. Ahmed dönemlerinde (1617'ye kadar) keyif verici maddeler, kahve ve tütün

ilk kahvehaneyi açtı.

Kolschitzky'nin açtığı yoldan ilerle­ yenler kısa bir sürede Avrupa'da kahve­ yi vazgeçilmez içecekler arasına soktu­ lar. Şimdi gelelim kahvehaneler mesele­ sine. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi Avru­ pa'da da kahvehaneler edebiyatçıların, muhaliflerin ya da belli meslek grupla­ rındaki insanların buluştukları mekânlar oldu. Örneğin şu Paris kahvehaneleri. Cafe de Deux Magots, Cafe de Flore ve Brasserie Lipp, Paris'te Boulevard St. Germain üzerinde yazar, çizer, düşünür taifesinin gittiği üç meşhur kafe.

Cafe de Deux Magots'nun en ünlü müdavimleri arasmda J.P. Sartre ve Si­ mone de Beauvoir de var. Hatta Boris Vian bir kitabında (Günlerin Köpü­ ğü/L'Ecume des jours) Sartre'ın (tabu is­ mini zikretmeden) çıtır hayranlarına ki­ taplarını Cafe de Deux Magots’da imza­ ladığını ve küçük kaçamaklar yaptığmı yazar.

Kahvehaneler sadece böyle ego tat­ minlerine yaramadı kuşkusuz. Örneğin Sabiha Sertel 1919-1923 yıllarında eşi

Ze-En yaygın key i

Kahveye ilk yasak (bilinen) 1511 'de Mekke'de geldi. Bir yandan hekimler kahvenin insan sağlığı üzerindeki etkilerini tartışırken, bir yandan da İslam bilginleri bu kendiliğinden muhabbet doğuran maddenin haram olup olmadığını tartıştılar.

Bunun sonucunda da, yukarıda belirttiğimiz gibi kahve haram sayılarak

yasaklandı.

k a h v e

keriya Sertel'le birlikte bulunduğu Ame­ rika'da Türk işçilerine yönelik olarak yü­ rüttüğü sosyal yardım ve danışmanlık görevinde kahvehaneleri mesken tut­ muş. Yıldız Sertel annesinin bu dönem­ deki faaliyetlerini şöyle anlatıyor:

"Göçmenlerin dosyalarını tutmak, ya­ şantılarım incelemek yeterli değildi. Sa- biha'nm bir konu seçip, bilimsel bir sos­ yal araştırma yapması gerekiyordu. Onun için en iyi konu, Amerika'da çalış­ makta olan Türk işçileriydi. Ne var ki, kadm olması işçiler arasmda çalışmasına bir engeldi. İşçiler, New York'ta bir takı kahvehanelerde toplanıyorlardı. Bir ka­ dm olarak bu kahvehanelere gitmesi mümkün değildi. Nihayet, eşi Zekeriya nispeten kültürlü, uyanık iki işçiyle te­ mas kurup, onlan eve getirmeyi başardı. Onların yardımıyla, Sabiha bir işçi kah­ vehanesinin yolunu tutabildi." (Yıldız Sertel, Annem Sabiha Sertel Kimdi Neler Yazdı, Yapı Kredi Yayınlan, sf. 101)

Bu arada Osmanlı'dan kalma 'Türk kahvesi kültürü'nün hâlâ İliç değişmeden devam ettiği kahveler de var. Zagreb'te heykeltraş Mestrovic'in yaptığı 'Hayat Kuyusu' heykelinin bulunduğu ana mey­ dandaki kahve örneğin; bu son derece kendi halindeki kahvehanede, şekerle aranızdaki ilişkiye göre ısmarladığınız Türk kahvesi yarımda bir bardak su ve lo­ kumla birlikte servis yapılıyor.

YERLİ KAHVEHANELER

19'ncu yüzyıl sonlan ile 20'nci yüzyıl ilk yarısı arasmda Uzunkahve, Fevziye Kıraathanesi, Mehmet Efendi Kıraatha­ nesi, Küllük, Eftalapulos, Kanun-i Esasi, Köşe, Darüttalim, İkbal, Meserret ünlü kahvehanelerden sadece birkaçı. Bu kah­ vehanelerde dönemin ünlü yazar çizer takımı ve hayranlan derin tartışmalara girdiler. 1500'lü yıllarda toplumsal haya­ tımıza giren kahve, bugün hâlâ gündelik hayatımızın bir parçası olarak önemini koruyor. Hala "kırk yıl hatın var"; hâlâ görücülere gelin adayları kahve yapıp ikram ediyor, kahvehaneler nitelik de- ğiştirseler de hâlâ toplumsal hayatımızın önemli bir parçası, sabah kahveleri, ye­ mekten sonra keyifleri ve akşam kahve­ leriyle yuvarlanıp gidiyoruz.

Bugün dünya nüfusunun üçte ikisi kahve içiyor. Çayın birinci sırada bulun­ duğu içecek listesinde kahve ikinci. Yaklaşık 500 yıl önce Etiyopya'dan yola çıkan bu mucize içeceğin tüm dünyada hakimiyet kurmasına aslında şaşmamak gerek. Kahve sadece bir tat değil, aynı zamanda bir muhabbet aracı. Bugün gir­ diği her ülkede, o ülkenin damak zevki­ ne göre bir tarifle yapılıyor. Ama kahve­ nin en eski tiryakilerini barındıran Os- manlı döneminde geliştirilen, ağır ateşte pişirilen kahve -en azından bizim için- en makbullerinden.

İnce porselen fincanın içindeki, adım rengine veren sıvı, çoğumuz için vazge­ çilmez bir tattır. Kimisi kahve içmeden güne başlayamaz, kimisi yemeklerden

ha 15'nci yüzyılda Arabistan'ın güneyin­ de yetiştirildiği ve bu bölgedeki haİkın kahve içme alışkanlığına sahip olduğu tarihçüerin verdiği bilgiler arasmda. Yani kahve her ne kadar Yemen’den gelir de­ se de türküler, aslında kahvenin yolu çok başka yerlerden geçmiş geçeri 500 yıl içinde.

KAHVE VE YASAKLAR

Kahveye ilk yasak (bilinen) 1511'de Mekke'de geldi. Bir yandan hekimler kahvenin insan sağlığı üzerindeki etkile rini tartışırken, bir yandan da İslam bil­ ginleri bu kendiliğinden muhabbet do­ ğuran maddenin haram olup olmadığmı tartıştılar. Bunun sonucunda da,

yukan-jgr

T

birlikte yasaklandı. Ancak kuşkusuz en ciddi yasak IV. Murad zamanında kon­ du. IV. Murad, kahve, tütün, afyon ve şarap gibi tüm keyif verici maddeleri ya­ sakladığı gibi, bunları kullanırken yaka­ lananları da idam ettirdi. (Bu dönemde üretilen fıkralann versiyonlarının halen anlatıldığına dikkatinizi çekmek isteriz.

IV. Mehmed döneminde ise kahve üzerindeki yasak, "Kömürleşmemiş oranda kahve haram değildir" yollu bir fetva ile kahve tekrar hayranlarıyla bu­ luştu. 1826'da yeniçeri ocağının kaldırıl­ ması sırasında her ne kadar kahvehane­ ler kapatıldıysa da bu kez kahve pa­ çayı kurtardı ve yasaklanmadı. Za ten kimsenin uymadığı kahveha­ ne yasağı da 1830'da çıkarılan yeni bir yasayla kaldırıldı.

KAHVEHANELER

İlk iki kahvehane­ nin 1514'de İstanbul'da Tahtakale'de açılmasın­ dan sonra bir yandan keyif maddelerine bir yenisi kah­ inken bir yandan da toplum­ sal hayatta ciddi bir hareketlen­ menin yolu açıldı. Üstelik sadece Osmanlı'da da değil. Bilindiği gibi 1683'te Viyana Kuşatması hezimetle sonuçlanıp Osmanlı geri dönerken fazlalıkları geride bırakmıştı. Tarihçi­ lerin verdiği bilgiye göre de, OsmanlI­ lar arkalarında Avusturyalılarin 'deve yemi' sandıklan bir takım torbalar bı­ raktılar. Tüm bu kuşatma sırasmda

Avusturya lehine casusluk faali­ yetleri sürdüren Kolschitzky

adlı bir PolonyalI her şey bittikten sonra hizmetlerine karşı­ lık bu torbaları istedi.

Kolsc-HABER

Harap

Bosna'da

sanat

Sayfa 3 8

STİL

Paul

Sim o n 'dan

m üzika l

Sayfa 3 9

En

nostaljik

kumaş

Sa yfa 59

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünya’n›n veya gökkürenin ku- zey kutbundan bak›ld›¤›nda, Dünya kendi etraf›nda da, Günefl’in etraf›nda da ayn› ve saatin tersi yönde dönüyor.. Bir baflka

îşte o tekne ile, mumaileyh, denizin de müsaade- sizliğine istinat ederek, alessabah saat beş buçukta, Kavaktan hareket eylemiş ve tam on dört saatte, ya­ ni

Topal Sıdıka ve Arap Ahmed Gene plâklarda (Memo), (Kuzu), (Kesik kerem) gibi dağîleri; semai, koşma, destan kabilinden soloları bu­ lunan bir ahbar vardı ki

Günümüzün en popüler değerlendirme sistemi olarak kabul edilen 360 derece değerlendir- me sistemi gücünü, farklı kaynaklardan elde edilecek olan sonuçların daha objektif

Viyana’ daki kahve evleri iki resimde de görüldüğü gibi restore yeniden boyama ve içindeki yazılar hep değiştirilmiştir. İçindeki yazılar ve sözler Kolschitzky’ a ait

MABEYN BEKLEME SALONU — Muayede Salonu ve Veliaht Dairesin'den sonra sarayın en önemli bölümü olan Mabeyn Dairesi, büyük salonlardan meydana gelmiş­

[r]

Yıldızına çok yakın yörüngelerde dolanan gezegenler aşırı sıcak, yıldızına çok uzak yörüngelerde dolanan gezegenlerse aşırı soğuktur.. Bir yıldızın etrafındaki