• Sonuç bulunamadı

Efsaneler:İçki müptelaları neden yalancıktan kuvvetli inadcı, geçici hevesli ve kindar olurlar?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Efsaneler:İçki müptelaları neden yalancıktan kuvvetli inadcı, geçici hevesli ve kindar olurlar?"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I Ü R K

F O L K L O R

ARAŞTIRMALARI

AYDA BİR DEFA İSTANBULDA ÇIKAR, HALKBİLGİSİ DERGİSİ

SAHİBİ VE YAZI İŞLERİNİ FİİLEN İDARE EDEN: İHSAN HINÇER

Sayı: 2

Eylül 949

Sene: 1

Efsaneler:

İçki Müptelâları Neden Yalancıktan Kuvvetli

İnada, Geçici Hevesli ve Kindar Olurlar ?

Ancak elli asır tarihini bildiğimiz insanlık ■henüz büyük bir devrim geçirmiş değildir. Y ani beşbin sene önceki bugünkü insandır. 500.000 senelik bir maziye sahip olan bugün­ k ü insan tipinin evolüsyon tarihinde beş bin sene bir gün bile olamaz. Bu kadar senelik devrede bazı üstün yaradılışta yani daha ke­ mâle ermiş dimağa sahip olanlar, insanların ileri ve geri huylarına dikkat etmişler ve b i­ raz da bunların sebeplerini düşünmek istemiş­ lerdir. Lâkin o sebeplere ancak b'ı asırda ce­ vap verilebilir. Görülecekti! ki mühim bir e k ­ seriyet daha henüz evolüsyonlarının antropoik zamanlarım yaşıyorlar ve bunu maalesef ne­ siller boyunca da devam ettireceklerdir. Bu cihetle beşeri/,tin sürüklendiği geri fikir vc jırensipier ve onları bilerek ve bil.m'./erek takip ve hatta istismar edenler olacaktır. Ne yapalım ki doğuş-ve itiyadın henüz .geri se- .bepleri ile ouıiua âmildir.

Biz beşeriyetin ilerlemesini ve nesillerin

ge-Yazan: Prof. Dr. A. Süheyl ÜNVER

> niş ve hayırlı bir seleksiyon geçirmelerini is- istiyoruz amma mahdud zümre ve kitlelerin maddî kazancı bahsına bir taraftan da bunu baltalıyoruz. Onlardan biri de resmî veya gayri resmî bütün vasıtalarla içkiye karşı gös­ terilen müsamahadır. Bir taraftan hastalıklar­ la mücadele ve dünyayı birbirine katan geri kalmış kafalar ve prensiplerle uğraşırken bün­ yemizi de sarsan içki gibi iptilâlara da göz yummak göz yumanların da maalesef kafaca geriliklerinden başka birşey değildir.

Tarih boyunca görüyoruz ki ilk vasıtalarla apılan tahammür elmiş içkiler medeniyetçe 'erlediğimizi zannettik ıiz ve bir çok sun’i ihtiyaçlar yaratarak hayatı tahammül olun­ maz bir yük haline sokan bugünki asri telâk­ kiler beşeriyetin umumî refahe yerine şahsî kazançlar peşinde koşarken eski içkilere de daha ağır ve sakim şekiller katıldı. Bunlar o kadar çoktur ki, saymak kabil değildir. Zira beşerin dimağının bu yola sürüklenebilmesi

(2)

(/é)^jr

11» r # 1 (/^:f

1

«

__________________________________________TÜRK FOLKLOR

zaafından istifadeye kalkan şeytan kafalılar ne­ ler neler icad etmişlerdir.

Tarih boyunca beşeriyetin bu za’fı sebe­ bini ve neticelerini bildiren elimizde bir ef­ sane vardır. Bunu bana 1943 de arkadaşım Dr. Edip Kızıldağlı öğretti. Gemisinin parçalarını, eğer kalmış ise araya dursunlar, efsanemiz Nuh zamanından gelmektedir:

— «Nuh Peygamber üzüm veren asma y e ­ tiştirmek istedi. Fakat şeytan diktiği asmaları bağa gelerek kurutuyordu. Birgün Nuh onu suç üstünde yakaladı. Şeytan Nuh’a:

— Bu bağlardan edeceğin kâra beni de or­ tak yaparsan senin asmalarına karışmam, de­ di. Nuh razı oldu.

Şeytan; arslan, keçi, maymun ve domuz kanlarını karıştırarak asmaları suladı. Üzüm­ ler yetişdi. Nuh; kendi payına düşen üzümle pekmez, şıra, pestil yaptı. Şeytan da kendi payile sirke ve şarap yaptı ve dedi ki:

— Yaptığım şaraptan her kim bir mik­ tar içerse arslan gibi kuvvetli olsun. İki mik- dar içen keçi inadlı, fazla içen maymun iş­ tahlı, pek fazla içen domuz kinli ola. İşte o günden beri şaraba bu beddua sindi.»

Demek içki müptelâlarının değişen huy­ larının nereden geldiğini bu efsane bize öğ­ retiyor. Bunun mutlaka bir aslı olmalıdır. Z i­ ra Şarkda uydurma efsane yapılmamıştır.

Demek yalancıktan kuvvetli, inadcı, ge­ çici hevesli ve kindar olmağı körükleyen ve beşeriyetin başına bu kadar felâket getiren bu içki imiş.

Ey sevgili okuyucularım görüyorsunuz ki hayatta ölçüsüz herşey fenadır. Hele içki gibi aslâ bizim memlekette ölçüye gelmez bir ip- tilâ olursa. Beşeriyetin bu iptilâsmdan yegâ­ ne kurtuluş yolu kafamızdaki kusurları düzelt­ meğe savaşmakla olur. Bu nasıl olur? Y ol­ ları vardır olur, elbette ki hekimlerimiz bu­ nun yolunu öğreteceklerdir. Yalnız hekimle­ rin taallûku olmıyarak herkesin yapacağı bir vatan, evet bir vatan vazifesi vardır ki o da şudur:

Madem ki kendisinin muhtaç olduğu ya­ lancıktan kuvvetli, inadcı olmak arzusunu ye­ nemiyor, bu dereceden ölçüyü kaçırarak may­

mun iştahlı oluyor, nihayet derecede kindar olabiliyor ve bundan da kendisini heder et­ mek bahasına vazgeçemiyor, bari başkasının kanma girmesin kendi bu itiyadiyle başbaşa kalsın ve ağzına koymamış herhangi bir in­ sanı bu yola teşvik etmesin. Her kafası iyi yapılı buna mümanaat eder amma kafası bozuk işleyenler de yeni bir hevese ve ilerde kendi­ sini felâkete sürükliyerek bir itiyada kaptı- rılabilir. İçenlerden beklediğimiz ilk iyilik bu­ na yeni bir kimseyi alışdırmamaktır.

Bu efsane bize bir hakikat daha öğretiyor ki şimdiye kadar içenlerin kanaatleri hilâfına- dır. İçmekle insan biraz neş’elenir. Hayır içki her insana neş’e vermez. Bü yanlıştır. Ch içmeden önce hangi halde ise onu arttırır. K e­ deri varsa o artar, yani hangi halde ise o hali içki arttırır. Biraz susmağı severse daha çok susar. Çok konuşan ise tahammül edilmez b ir geveze olur. O halde içmenin adâbına riayet edilmediğinin bir misâli de budur.

İnsan cemiyeti bu içki belâsından daha a~ sırlarca kurtulamıyacaktır. Bu insanlığın evo- lüsyonuna bağlıdır. Hiç olmazsa içkilerin al­ kolünü düşürmeli ve bunun içme adâbını öğ­ renmelidir. Dünyanın hiç bir yerinde kabaca sızmak ve münasebetsizlik için ölçüsüz içil­ mez. İçki ile mücadele içmiyenlerin adedinin arttırılmaşiyle kabildir. Her içen hastadır. Hem o içtiği için akimdan hastadır. Bunları hapis ve tecrid ile bu felâketten kendilerini ve ce­ miyeti korumalıdır.

Efsane burada izah etmek istediğim hu­ susları veciz bir şekilde bildirmektedir. Her Türk vatandaşı bir içen tanıdığını bundan vaz geçirmeği bir vatan borcu saymalıdır. İçme­ mek yalnız kâfi bir fazilet değildir. Ben içmi­ yorum demek de kâfi olamaz. Bütün ikna kuvvetini kullanarak başka birisini işretten herhangi bir suretle vazgeçirebilirse işte o in­ san en büyük fazileti göstermiş olur. Haydi her bucakta bulunan içmeyenler, az veya çok. iyi ve kötü içenleri vazgeçirmek için herşe- ye katlanarak seferber olunuz.

Prof. Dr. A. S. ÜNVER

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Macaristan'da üç gün içinde kuvvetli yağış beklerken çevreye yayılmasından korkulan 2,5 milyon ton zehirli atık için baraj in şa ediliyor.Macaristan, çatlamış

Oluşan yıkıcı depremler sırasında, özellikle yaklaşık iki fay boyu mesafesi olarak tanımlanan kaynak yakın bölgesi (near source region) boyunca, ciddi hasarlar meydana

Delici Karın Yaralanmalarında İlkyardım: Hastanın bilinci ve ABC’si kontrol

Anahtar kelimeler: deprem, kuvvetli yer hareketi, azalım ilişkisi, sismik tehlike, ivme-ölçer ağı, ivme kayıt cihazı, kayma dalgası hızı, pik ivme, çoklu regresyon Bu

Ayrıca kuvvetli k  uzaylara ilişkin elde edilen teorem ve sonuçlar, ön-açık kümeleri de kapsayan   açık kümelerin ailesi olan genelleştirilmiş

Anti-uzay kavramının literatüre girişi J. de Groot bu çalışmasında metriklenebilir ve yerel kompakt Hausdorff uzayları içeren bir T topolojik uzayının tüm

Kuvvetli baz zayıf asit karışımından oluşan tuzlar kuvvetli bazik özellik göstermektedir.. [OH - ] = K su /K a .C

Çal›flmaya al›nan olgularda burun mandall› ve man- dals›z uygulanan spirometrik testlerle elde edilen FVC, FEV 1 ve FEF % 25-75 de¤erleri karfl›laflt›r›ld› (Tablo 1, 2,