• Sonuç bulunamadı

Yahya Kemal'in şiir yaşamında "ruhun ölmezliği" düşünüşü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yahya Kemal'in şiir yaşamında "ruhun ölmezliği" düşünüşü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I

1

5

SAYFA

15

BU AŞAMADA

ŞÜKRAN KIJBDAKUL

Yahya Kemal'in Şiir

Yaşamında "Ruhun

Ölmezliği" Düşünüsü

Yahya Kemal’in birçok şiirinde “ben"; kişiliğini, top­

lum ve evren karşısındaki davranış ve düşünüş bi­ çimlerini kabul etme olarak değerlendirilebilir. Şair, daha genç yaşlarında bile çok yaşamış, çok görmüş, çok duyarak sanki olağanüstünün sınırlarına ulaş­ mış bir kimliğe sahip olduğuna inandığını belli eden dizeler yazarak bunu sezdirmek ister. Giderek, şiir­ leri toplumun değişik sınıf ve tabakalarına açılıp onaylandıkça “ben", güçlü olduğunun bilincine va­ rarak -öteki insanların mutlaka paylaşacağını var­ saydığı- düşünce ve duyarlıkları özgürce söyleme­ ye başlar.

Bu defa farkına vardım ki ihtiyarlam ışım , Hayatı b ir camın ardında gösteren tılsım Bozulmuş anlıyorum , çıktığım seyahatte.

(Yol Düşüncesi)

Ü lfet belalı şey, fakat uzlet sıkıntılı

Bilm em nasıl geçirm eliyim son beş on yılı?

(Düşünce)

Şafaktan önce uyandım. Bahar odamdaydı.

(Moda’da Bahar)

Sevdiklerim göçüp gidiyorlar b irer b irer A y geçm iyor ki almayayım gam lı b ir haber.

(Duyuş ve Düşünüş)

Gördüm ölüm diyarını rüyada b ir gece, Sessizlik ortasında gezindim kederlice.

(O Taraf)

Günlerce ne gördüm , ne de b ir kimseye sordum.

(Ses)

Kolay çoğaltılabilecek olan bu gibi dizelerin ön­ cülüğü ile geliştirilen şiirlerde, öteki insanlara, ula­ şamadıkları ve hiç ulaşma olanağını bulamayacak- lan bir “m ertebe”den sesleniyor havasındadır.

"O ” ise kimi kez sevgili, kimi deniz, bir İstanbul semti ya da ölüm korkusunu aşmaya yardımcı olan evren düşüncesi halinde görünür. “B en" bireyseli,

“o ", dışı -genellikle de evrensel- simgeler. Ama be­

lirttiğimiz gibi şair kendinde insanüstü’nü amaçla­ dığı için “b en ” ve “o ” bir bütünün parçaları duru­ mundadır. Örneğin,

Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum Her lahza b ir alev g ib i hasretti duyduğum.

biçiminde bir öykü anlatımıyla başlayan “Açık De­

n iz" şiirinde, “ben"e özgü duyarlıklar kimi tarihsel

gerçeklerle zenginleşirken, ikinci bölümde "o " de­ niz olarak karşımıza çıkar.

Garbin ucunda, son kıyıdan en gürültülü B ir m ed zamanı, gökyüzü kurşunla örtülü Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi.

dizeleriyle betimlenen deniz, giderek bir bütünleş­ me amacına dönüştürülür.

"O " ister sevgili, ister evren olsun, Yahya Kemal

bireysel duyarlıkların ağır bastığı şiirlerinde, hep bir bütünleşmenin peşine düşmüş görünür.

Sürekli sevgiyi duydukça anne topraktan İçinde korku nedir kalm ıyor yok olmaktan.

(Moda’da Bahar)

Birdenbire hissettim ufuktan b ir atılm a Baktım ki deniz insanı durgun suyu yardı B ir dev g ib i munis ve yosun saçları vardı. Durdum, dedi:

Madem ki deniz ruhuna sır verdi sesinden Gel kurtul o dar varlığının hendesesinden. Ummana çıkar burda bugün beklediğim yol, A t kalbini girdaba, açıl engine, ruh ol.

(Deniz)

Sonbahar, Düşünce, Sessiz Gemi, Rindlerin Ölü­ mü, Rindlerin Akşamı, Geçiş, Deniz Türküsü, Uçuş gibi şiirlerinde ise Yahya Kemal, ölüm-ölümden son­ ra yaşam, ebedileşme kaygılarını bir felsefe haline getirmeye çalışır. Ölüm korkusunu “dindar adam te­

vekkülü” ile karşılama aşamasında yazdığı parça­

larda evrene kanşmanın yerini bilinmez bir dünya (ah­ ret) düşünüsü alır.

“Fani öm ür" nasılsa bitecek, kişi serviliklere yol

göründüğünü anlayacaktır. Dünyanın ufku karar­ mış, her gün sürüklenip yaşamak ağırlık vermeye baş­ lamıştır (Sonbahar). Hülyası kalmayınca hayatın zev­ ki yoktur. O halde bu beyhude sonbahar bitmeli; ki­ şioğlu, ölmeden önce öldüren korkulardan kurtul­ malıdır (Düşünce).

Şair, “ruhun kıyışız b ir denizde" uçarak “yıldızlar

ülkesinde” yükseğe açıldıkça hayal edilen âlemi gö­

receğine inandığı zaman (Uçuş) umutlu ve korku­ suzdur. Ancak bu inançla ölümü “asude bahar ül­

kesi" sayar ve "dindar adam tevekkülü" ile kendi­

ne cesaret verir: “Rahatça dal, ölüm sonu gelmez

b ir uykudur. ” (Geçiş)

Ölüm korkusu ağır bastığı zaman, çok sevdiği bi­ linen, Gérard de N erval’in El Desticado adlı şiiri­ nin, "le soleil noir de la m élancolie” dizesindeki “si­

yah güneş "ten esinlenerek, “siyah ufuk", “hicranh hayat" gibi hayata özgü gerçekleri sık sık kötüm­

serlik ifade eden niteliklerle yansıtan Yahya Kemal, ölümden sonra yaşama düşünüsüne bağlandığı za­ man iyimser ve “sürekli bulutlar, hür gök, hür de­

niz, hür ufuk, asude bahar” gibi hayata özgü ger­

çeklerle bilinmeyen bir dünya kurma coşkusu için­ dedir. Nedir ki yukarda adlarını andığımız şiirler -de­ ğişik yıllarda yazılmış olmalarına karşın- kavram ve sözcük bakımından zengin sayılmazlar.

Bu şiirlerde deniz, bahçe, yıldız, toprak, mavilik, ufuk, rüya, hülya, âlem, gök, kader, dünya, ölüm -özellikle ay ve mevsim adları- bolca kullanılır. Bu nedenle kimi benzetmelerde birbirine yakınlık gö­ rülür. "Kendi Gök Kubbem iz"deki şiirleri ele alına­ rak yapılan bir araştırmada, çok kullandığı sözcük­ ler arasında, başta 21 şiirde -kimi üç kez- geçen rü­ ya olduğu anlaşılmıştır.

Demek ki “toen’le evren arasındaki bütünleşme isteğinde umutsuzluğa düştüğü zaman ancak "rü­

ya âlem i”ne bağlanmakla kötümserlikten kurtulabi­

len şair, "ruhun ölüm süzlüğü" düşünüsüne inana­ rak huzura kavuşmuştur. Bu düşünüşün felsefede­ ki karşılığı “ruhun asıl, m addenin ise tali olduğu" il­ kesinden hareket eden idealizmdir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Eski Yunandaki dört temel unsur (toprak, hava, ateş ve su) gibi unsurlar Çinde de kabul görmekteydi.. Yalnız Çinliler beş temel unsur (su, metal, odun, ateş ve toprak)

Daha zor bir şey düşünemiyorum, titriyorum her rolü elime aldığımda, onun için kolay kolay da oynamak istemiyorum artık.. Bundan sonra Edremit’in Çamlıbel köyüne

el-Hayat kelimesine sıfat olan dünyâya, dünyâ adının verilmesi, âhirete göre dünyanın bize yakın olması (içindeyiz), dünyanın âhiretten önce olması ya da

Dinî ve siyasî açıdan İslâm dünyasının bunalımlı, mezhep çekişmelerinin yaygın olduğu bir dönemde yaşayan İhvan, dönemlerindeki felsefe ve bilim düzeyini,

Yaprak yüzeysel kesitinde üst stoma hücrelerinin boyuna ait tanıtıcı istatistik değerleri ve karşılaştırma sonuçları.. Tür Ortalama

Daha önemlisi neden Doğuda zaman zaman, yer yer olu­ şan bilim ocakları, bilimciler topluluğu dar ha da güçlenerek sürüp gelmemiştir?. Bu kötü bir yazgı

İstanbul Belediyesi tarafından devralındığı 1937yılından beri boş kalan ve harabeye dönen İlidir Kasrı, 1982yılında Kurum tarafından onarılmaya başlanmış

Ethnomusicologist Etem Ruhi Ungor, whose research in this field is known worldwide, has travelled thousands of miles over the years, from city to city and