(Dünya edebiyatına toplu bakış lar) koleksiyonunu terkip edecek cilt lerin sırasına bakarken Fransız, İngi liz, Alman ve Rus edebiyatları yanma
muharrir isimlerinin de şimdiden kon muş olduklarını görüyorum. Fakat he nüz meseiâ İtalyan, İspanyol, Macar e- debiyatlavını yazacakları isimleri belli veya bildirilmiş değil. Doğrusunu söyle mek lâzımsa, ben büyük Garb edebi yatlarının tarihlerinin telif şeklinde ya zılabilecekleri kanaatini beslemiyorum. Çünkü bu edebiyatların her birinin bî- hakk'” tetkikine, yani f c r < - 'eri ve o eserler için vasılmış bütün şeyleri okuduktan sonra bütün o edebiyatı ku caklamak şartile bir eser yazmağa bir ömrün kifayet edemiyeceğinden emi nim. Kaldı ki, böyle 150 sahifelik kü çük kitaplar vücude getirmek de on iki ciltlik muazzam bir eser yazmak kadar hazırlığa ve şahsiyete muhtaç bir dâva olabilir. Yani, Garb edebiyat ları, tarihleri mevcut en uygun eserle rin tercümeleri olmalı idi. Yine bir is- ! titrad açarak söyliyeyim ki, bu kolek siyonda Fransız edebiyatını üzerine al mış olan Doçent Cevdet Perin’în Nu- rullah Ataç gibi bir mütercimin dili mize çevirdiği (Kırm ızı ve Siyah) ı iki üç sene sonra tekrar tercüme etmesi ni hiç değilse lüzumsuz bir iş saymış tım. Moliöre'le Fransız komedisi hak kında bir kaç ciltlik bir eser hazırla makla meşgul olmasını da yersiz bir zahmet bulmaktayım. Molière için ve bütün Fransız komedisi için Fransızlar ı o kadar derin incelemeler yapmış, o |
j derecede engin érudition eserleri vüeu- I de getirmişlerdir ki, biz ilim dünyası
na bu mevzulara dair artık yeni hiç bir şey veremeyiz. Ve Molière hakkında yazacağımız tek orijinal şey, Türk ti yatrosunda onun nüfuzlarını araştırıp bulmaktan ve kendisinin Le Bourgeois gentilhomme piyesindeki Türk taklit lerini ve uydurma türkçeyi nereden dü şünüp nasıl tertip ettiği hakkında bir küçük denemeden ibaret kalabilir. Ben de vaktile Garb edebiyatları hakkında ufak tefek karalamalar vücude getirdi ğimden, bunları daha korkusuz söylü yorum. Sayın Cevdet Perin’le diğer ba zı arkadaşlarına bu tarzda erişseler eriş seler DanimarkalI mukayeseli edebiyat âlimi Brandès’in tilmizliğine erişebile ceklerini söylemek isterim. Bilindiği veçhile o zat her memleketin edebiya tından bahseden kalın kalın ciltler yaz mıştı da, her memleketin üdebası ken di memleketleri haricindeki memle ketlerin edebiyatile alâkalı ciltleri be ğenmişlerdi, ve adamcağızın kendi ede biyatlarından bahseden cildinin veya cütlerinin zayıflığını ileri sürerek sa lâhiyeti dışına çıkmamasını kendisin den rica etmişlerdi...
% li E c Ç t i r 1 s t ğ z c r « 1 1
v>—
I
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi