"TT-S
Beyoğlu Belediyesi,Hacopulo Ceçidi'ni
kültür ve sanat merkezi yapmalı
Namık Kemal,
Ahmet Mithat ve Beyoğlu
M e tin ER K SAN
1929'da d o ğ d u . 19 5 2 'd e I.Ü. E d e b iy a t F a k ü l te s i S a n a t T a rih i B ö lü m ü ’n ü b itird i. S in e m a da yazar-yö n e tm e n o la ra k ç a lış tı. U lu sla ra ra sı film fe s tiv a lle rin d e ö d ü lle r a ld ı. H a le n Ista n -, b u l Ü n iv e rs ite s i'n d e ö ğ re tim ü y e s id ir...
A
HMET M ithat romanlarından ve uzun hikâyelerinden bazıları olan: Felatun Bey ile Rakım Efendi (1875), Bekârlık Sultanlık mı De din (1877) Yer Yüzünde Bir Melek (1879), Henüz Onyedi Yaşında(1880), Karnaval (1881), Dürdane Hanım (1882), Esrar-ı Cinayet (1883), Bahtiyarlık (1884), Bir Töv-
bekâr (1885), Para (1886) ve Müşahedat (1890)’ta; Beyoğlu yaşamını ve Beyoğlu insanlarını yazar.
HACOPULO ÇARŞISI
Yazarlığının yanı sıra, 1871 ’den beri basımevi sahibi olan Ahmet M ithat’ın önce Tahtakale’de, sonra Eminönü Asmaaltı Camlı H an’da bir bası mevi vardır. Ahmet Mithat 1872 başlarında Gala- ta ’da Çimnaki basımevini de satın alır. Her iki ba- sımevini Beyoğlu Hacopulo Çarşısı veya geçidin deki 13 numaralı daireye taşır.
Bu dönemde Namık Kemal devreye girer. İb ret gazetesinin yönetimi Namık Kemal’e geçmiştir. İbret’in basıldığı Sultanhamam’daki Ebüzziya Tev- fık’in basımevi de Beyoğlu Hacopulo Çarşısı 13 nu maraya taşınır. İbret gazetesini basmak için iki ba sımevi birieşir. Namık Kemal, yazar arkadaşları Ebüzziya Tevfık, Menapirzade Nuri, Kayazade Re şat ile birlikte İbret’i 13 Haziran 1872’de tekrar yayınlamaya başlar. İbret’te Ahmet Mithat da ya zı yazar.
Türk politika, devrim, gazetecilik ve edebiyat tarihinde ayn ve seçkin bir yeri olan İbret gazete sinin yönetim yeri artık Beyoğlu Hacopulo Çarşısı veya geçidi 13 numaradır. Yeni Osmanhlar Beyoğlu insanı olmuşlardır. Gecelerini, gündüzlerini bura da geçirirler. Yazılarını yazarlar, tartışırlar, içki lerini içerler, politik yetkeye karşı savaşlarını bu rada sürdürürler.
HER GİDİŞİMDE...
Beyoğlu Hacopulo Çarşısı’na veya geçidine her gidişimde, 13 numaralı dairenin tozlu camları ar kasında Namık Kemal’i, Ahmet M ithat’ı, Ebüzzi ya Tevfik’i, Menapirzade Nuri’yi Kayazade Reşat’ı görür gibi olurum. Bu insanları düşünürüm. Ar tık şimdi hiçbir taş ustasının döşemediği siyahlı, beyazlı podima taşlarıyla kaplı Hacopulo Geçidi avlusunun ortasında bir yerde, bu Yeni OsmanlI ları oturmuş konuşurken hayal ederim. Namık Ke mal ayakta coşkulu konuşmasıyla bir şeyler anla tır. Diğerleri gölgeli avludaki tahta kanapelere otur muş onu dinlerler. Ben de yavaşça yanlarına yak laşıp, Namık Kemal’i ve bu olağanüstü insanların konuşmalarını dinlerim. Beyoğlu’nda Hacopulo Ge- çrdi’nin ruhunda ve tarihinde bu insanların yara tışları, düşünceleri, duygulan, kıvançlan, acıları, dostluklan, devrim ve düşünce savaşları, özgün ve ayrıksı kişilikleri vardır. Bir şehrin ruhunu, bir şeh rin zenginliğini, bir şehrin tarihi yapısını; bu in sanlar, bu insanların manevi varlığı, bu hatıralar, bu geçmiş unutulmaz günler oluşturur.
Hacopulo Geçidi şimdi aşağı yukan metruktür. Hüzünlü bir bırakılmıştık içinde, kendi haline terk edilmiştir. Kimin malı, kimin tapulusudur bilmem. Duyduğuma göre kimsenin malı değilmiş. Acayip bir biçimde sahipsiz bir malmış. Sahipli olsa ne olur? istimlak müessesesi, kamulaştırma işlemi di ye yasal bir olgu vardır.
BEYOĞLU BELEDİYESİ
Beyoğlu Belediyesi, Hacopulo Geçidi’ni; Na
mık Kemal, Ahmet Mithat, İbret, Yeni Osmanlı- | | lar müzesi, kültür ve sanat merkezi yapmalıdır. Ba- | | kın nasıl? Müze yapılacak yer ayrıldıktan sonra, §§ Hacopulo Geçidi’ni çevreleyen hanlarda küçük top- | | lantı, kütüphane, tiyatro, sinema salonları yapı- §§ lir. Giriş kapısı, geçidi ve avluyu çevreleyen dük- | | kânlar; kitapçı dükkânları, sahaf dükkânları, çay- §ğ hane, kahvehane, pastane, meyhane, içkili lokan- | | ta olurlar. Avlunun ortasına Namık Kemal, Ah- |Şİ met Mithat, Ebüzziya Tevfik, Menapirzade Nuri, | | Kayazade Reşat’ın heykellerinden oluşan büyük bir ; | | heykel grubu konur. Avluya bir de fıskiyeli havuz § || yapılmalıdır.
Fakat bu kültür merkezinin bir de yasası, yö- | | netmeüği yapılacaktır. Kültür merkezinden tüm in- | j f sanlar yararlanabilmen ama, buradaki pastane, çay- § | hane, kahvehane, meyhane, içkili lokanta gibi yer- | | lerde, ancak yazar, çizer, boyar, düşünür, sinema, p tiyatro, müzik yapan yaratıcılar oturabilmelidir. | |
Türkiye, İstanbul ve Beyoğlu için bu kültür mer- p kerinin kesin gerekliliğinin yanı sıra, yalnız bir de f | Hacopulo Geçidi’ndeki han odalarında, giriş ka- | | pisi geçidi ve avluyu çevreleyen dükkânlarda çalı- | | şan, ticaret yapan, ekmek parası kazanan ve bu | | olgu sonunda yerlerinden olacak insanları düşün- | | mek gerekir.
KREPEN PASAJI
Beyoğlu’nda Hacopulo Geçidi’nin çok yakınında §§ Galatasaray sapağı ve Çiçekpazan arasındaki eski p Krepen Geçidi, şimdiki Aslı Geçidi en aşağı Haco- pulo Geçidi kadar ticari bir yer ve eski deyim ile | | “ ayakaltı” bir çarşıdır. Aslı H an’ın veya geçidi- | § nin zemin katında, düzayak bir yerde, bir sahaflar §1 çarşısı ve kitapçılar var. İlk iş olarak bu sahafları Ü ve kitapçıları Hacopulo G eçidinde avluyu çevre- : leyen dükkânlara yerleştirmeli. Hacopulo Geçidi’- | | ndeki dükkânlarla ticaret yapanları da A dı Geçi- M
dindeki zemin kat dükkânlara taşımalı. Hacopu- | | lo G eçidinde han odalarında çalışan ve ticaret ya- | | panlan da ya Ash Hanın odalarına veya Aşmalı- | § mescit’te bir yığın boş ve metruk duran hanların | | odalarına aktarm ak. Tabii bu hanları ve odaları f |
tamir ederek. | |
Yazımı uzun yıllar İstanbul milletvekilliği yap- mış olan ve kültür merkezi yapılmasını önerdiğim | Hacopulo Geçidi’nin asıl sahibi olan, şimdi vefat §;§; etmiş ve malı sahipsiz kalmış bulunan Aleksand- | ros Hacopulos’un bir sözü ile bitirmek isterim: “Ta- . rih boyunca her millette olduğu gibi, büyiik Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devteti’nin de geçmişi ile ilgisi ve ilişkisi bulunmadığını kimse §|j iddia edemez. Geçmişi ne kadar iyi bilirsek, bu- | | günün iyilik ve fenabklannı da o kadar yakından | | tanır ve ilerisi için ona göre hazırlanmış oluruz." § | (Türkiye Büyük Millet Meclisi. Zabıt Ceridesi. Dev- | | re: XI, Cilt: 12, Sayfa: 596, 25 Şubat 1960).
GERÇEK İSTANBULLU
A.Hacopulos, TBMM’deki bu uzun konuşma- | | sında; Namık Kemal, Ahmet Mithat, Ebüzziya Tev- " " fık, Menapirzade Nuri, Kayazade Reşat ve İbret | § gazetesinden övgüyle, sevgiyle, saygıyla ve hayran lıkla söz etmiştir.
Türk milletine ve Türk tarihine bilinçli bir bağ- t
tılığı olan gerçek İstanbullu Aleksandros Hacopu- | los’un, Hacopulo Geçidi’nin bir tarih ve kültür mer kezi yapılmasını, yıllar öncesinden istemiş olduğu nu kimse inkâr edemez.
Kişisel A rşivlerde İsta nb u l Belleği Taha Toros Arşivi