Haşan  li Y iiceî]
Yücel'in yedi yıllık B a k a n l ı ğ ı n ı
inceleyecek, araştıracak olan tarihçi
Milli Eğitim tarihimizin en şerefli
sayfalarını ona ayıracak
C evat Dursunoğlu
İHi LÜ M Ü N D EN beş on gün
önce idi. Yücel’in, huzuru nu samimiliğinden alan evinin holünde oturmuş Sohbet ediyor duk. Bu hole açılan kitap oda sının kapısının üstünde eski ün lü hattatlarımızdan birinin kale ininden çıkmış, usta bir tezhip- çinin eliyle süslenmiş bir yazı vardı. Bu levha «Rütbelerin en yükseği ilim rütbesidir.» anlamı m taşıyordu. B ir kitap odasının kapışma bundan daha uygun bir yazı çizilemezüi. Bu yazıyı çı
kış kapısının üstündeki başka
b ir yazı tamamlıyordu. Büyük
sanatçı İsm ail Hakkı Altınbe- zer’in kaleminden çıkmış olan bu yazı da «iy ilik ettiğin kimse lerin yapacakları kötülüklerden sakrn» anlamında idi. Yücel iyi
lik ettiği bir takım kişilerden
çeşitli kötülükler gördüğü için
b ıı levha da yerini bulmuştu.
Bu iki yazının dikkatimi çeken yönlerini kendisine söyledim. Ve dedim ki, «Altmışbeşine basaca
ğm günü daha önceden bana
söylersen bu yazıların, senin ya şayışrn bakımından anlamlarını yazarım .» Gülüştük. Şimdi, bu satırları yüreğim kanayarak ya zıyorum. Ben ne istemiştim ne olmuştu. Çarkın bu ters dönüşü ne yuh!
y
ÜC EL’I ilk defa 1925yılın-si artıyordu. En bol meyveyılın-sini yedi yıl süren bakanlığı günlerin de verdi. M illî Eğitimin her da lında başarılı çalıştı. Ama Onu
M illî Eğitim tarihimizde şeref
sayfasına yazdıracak olan başa rıları köy Enstitülerinin kurul masında, Teknik Öğretimin ge lişmesinde, Klasiklerin yayının da aramalıdır. Çünkü M illi E ği timin ])U üç alanı üç yönden çok önemli idi.
T T LUSUN ekmek kadar hak- kı olan ve Devletin sağla ması, gereken bir hizmet bulu nan ilk öğretim, Türk Köyünde ancak bu Enstitülerin yetiştire
ceği; köyden kaçmağı düşün
meyen öğretmenler eliyle yayıla caktı.
Teknik öğretimle. Cumhuriye tin kurulduğu ilk yıllarda Türk öğretimine amaç olarak gösteri len» Eğitim i yurttaşa hayatta ba şanyı sağlayan bir cihaz haline gctirmeirtir.» Esasına dayanıldı-
ğı gibi memlekette gelişmeğe
başlayan Endüstriyi de bilgili
Türk çocukları ile beslemek de sağlanacaktır.
da tanımıştım. İzm ir Lise sinde felsefe öğretmeni idi. Bu lisenin en genç fakat en «şahsi y etli» öğretmeni olarak dikkati çekiyordu. Tanıştığımız günden buyan» onun hayatını izledim.. H er gittiği yerde, her aldığı gö
rev de; Müfettişliğinde, Genel
Müdürlük görevlerinde de bu üs tünlüğü gösterdi. Bu, Onun ki şisel değerinden geliyordu. Yet- kişi büyüdükçe başarısı ve etki
di. Bu işde Ana düşüncede, uy gulama da O’nundur.
Yücel’in yedi yıllık bakanlığı nı inceleyecek, araştıracak olan tarihçi M illî Eğitim tarihimizin en şerefli sayfalarını O’na ayı racak, hakkım verecektir.
y Ü C E L’in etkisi çok derin-
lere giden bu başarılarım
anarken Ona bu alanlarda en
büyük yardımları yapmış olan Rüştü TJzel ile rahmetli Hakkı Tonguç’u anmak O’nun kadirbi
lir ruhunu sevindirecektir. Yücel yedi yıl bu iki iş arka
daşı ve gönüldeşi ile birlikte
çok emek harcamış ve üstün ba sarıya varmıştı. Eğitim tarihi m iz O’nun bu hakkını verecek - tir.
D
E V L E T görevlerinden vepolitikadan çekildikten
sonra Yücel kendisini tamamen düşünce ve sanata vermiş, öm ril nün son yıllarını yazıları, kitap ları ile süslemişti.
Bence Yücel’in en değerli e- seri öm rü boyunca, bir düşün ce ve sanat eser adamı olarak usta bir kuyumcu gibi İşlediği ve günden güne olgunlaştırdığı
kişiliğidir. Yücel insan olarak-
ta her gün bir az daha olgun laşmıştı.
T> A T I uygarlığına inanmış
^ bir düşünür olarak ana
kaynaklara gitmenin ilk şartı gö ren yücel klasiklerin çevrilme ve yayınlamasına büyük önem ver
Y ÜCEL bu olgunlaşmanın öı 1 neğini, politikadan ve Dev let görevlerinden ayrıldıktan son ra uğradığı haksızlıklara ve if tiralara rağmen kendi kendisi ni yenerek bütün bunları bağış lamakla geniş bir hoşgörürlüğe vararak gösterimi »tir. Yücel, son yıllarında kuvvetli insanın ba ğışlayabilin insan olduğu gerçe ğine ermiş ve iç huzuruna ka vusmuştu.
N ur içinde yatsın.
■ ç e - i