• Sonuç bulunamadı

STATIC FACIAL REANIMATION FOR ELDERLY PATIENTS

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "STATIC FACIAL REANIMATION FOR ELDERLY PATIENTS"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

65

‹LER‹ YAfiTAK‹ HASTALARDA STAT‹K FAS‹YAL

REAN‹MASYON

STATIC FACIAL REANIMATION FOR ELDERLY

PATIENTS

Turkish Journal of Geriatrics

2007; 10 (2): 65-68

Ozan Ba¤›fl ÖZGÜRSOY

Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Kulak Burun Bo¤az ve Bafl Boyun Cerrahisi ANKARA

Tlf:0312 508 20 30 Fax: 0312 310 50 58 e-mail:ozanozgursoy@yahoo.com Gelifl Tarihi: 19/03/2007 (Received) Kabul Tarihi: 30/03/2007 (Accepted) ‹letiflim (Correspondance)

Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Kulak Burun Bo¤az ve Bafl Boyun Cerrahisi ANKARA

A

BSTRACT

Introduction: The purpose of this study was to present static facial reanimation procedure that were performed for the patients with permenant unilateral facial paralysis and to comment on the indications and long term results of this treatment modality.

Materials and Method: The patients who have permenant peripheral facial paraly-sis due to total parotidectomy with radical neck dissection were included in the study. The treatment of choice for all patients was facial suspension with autologous fascia lata and gold-weight implant to upper eyelid. The oral and ocular sphincteric functions and symmetry of the face were evaluated postoperatively.

Results: Patients were followed up between 6-52 (average: 35.16) months. The corners of the mouth were at the same level in all patients while all of them could close their eyes at the last visit.

Conclusion: Static facial reanimation is an effective treatment option with minimal morbidity for the patients with permenant peripheral facial paralysis that could not be treated by dynamic surgical procedures or for those who are not suitable candidates for dynamic procedures.

Key words: Facial paralysis, Facial reanimation, Gold-weight implant, Elderly.

Ö

Z

Girifl: Bu çal›flmada unilateral kal›c› periferik fasiyal paralizili hastalara uygulad›¤›m›z sta-tik fasiyal reanimasyon yönteminin sunulmas› ve bu cerrahi yöntemin endikasyonlar› ile uzun dönem sonuçlar› tart›fl›lmas› amaçland›.

Yöntem ve Gereç: Çal›flmaya geçirdikleri total parotidektomi ve radikal boyun diseksi-yonuna ba¤l› kal›c› periferik fasiyal paralizisi olan hastalar dahil edildi. Bütün hastalara a¤›z köflesinin otolog fasya lata ile süspansiyonu ve üst göz kapa¤›na alt›n implant yerlefltirilmesi uyguland›. Postoperatif dönemde oral ve oküler sfinkterik fonksiyonlar ile yüzdeki simetri de-¤erlendirildi.

Bulgular: Hastalar 6-52 (ortalama: 35.16) ay takip edildi. Postoperatif son kontrolle-rinde tüm hastalarda her iki a¤›z köflesi ayn› düzlemdeydi ve hastalar›n hepsi gözlerini kapa-tabiliyorlard›.

Sonuç: Statik fasiyal reanimasyon, dinamik cerrahi yöntemlerin uygulanamad›¤› ya da bu yöntemler için uygun aday olmayan kal›c› periferik fasiyal paralizili hastalar›n tedavisinde düflük morbiditeli ve efektif bir tedavi seçene¤idir.

Anahtar sözcükler: Fasiyal paralizi, Fasiyal reanimasyon, Alt›n implant, Yafll›.

R

ESEARCH

A

RAfiTIRMA

Ozan Ba¤›fl ÖZGÜRSOY

Babür KÜÇÜK

(2)

G

‹R‹fi

S

ir Charles Bell 18. yüzy›lda fasiyal sinir anatomisini tarifetmifl ve bu sinirin devaml›l›¤›ndaki bozulman›n fasiyal pa-raliziye yol açaca¤›n› ifade etmifltir (1). Fasiyal paralizinin hem kozmetik hem fonksiyonel hem de psikolojik sorunlara neden oldu¤u bilinmektedir (1,2). Unilateral kal›c› periferik fasiyal paralizili hastalarda yüzdeki asimetriye ba¤l› olarak kifliye özel yüz ifadesi de¤iflmekte, göz kapa¤›n›n tam kapanmamas› ve a¤›z kösesinin afla¤› düflmesi nedeniyle üzgün bir yüz ifadesi ortaya ç›kmaktad›r (3, 4). Bunlara ek olarak üst göz kapa¤›n› tam olarak kapatamayan hastada korneal lubrikasyon azala-ca¤› için keratit, kornea ülseri ve görme kayb› geliflebilmekte-dir (1-4). Bu hastalarda orbikülaris oris kas›ndaki güçsüzlük ve a¤›z köflesindeki düflüklük nedeniyle oral kompetans›n bozul-du¤u ve bu durumun hastalar›n yemek esnas›nda g›dalar› a¤›z kenar›ndan kaç›rmas›na neden oldu¤u bildirilmifltir (5). Orta-ya ç›kan kozmetik ve fonksiyonel bozukluklar hastalarda psi-kolojik sorunlara yol açmakta ve hastalar›n sosyal hayatlar›n› ve yaflam kalitelerini olumsuz etkilemektedir (4-5).

Kal›c› periferik fasiyal paralizinin tedavisinde biri estetik, di¤eri fonksiyonel olmak üzere iki temel hedef belirlenmifltir: 1) yüze yeniden simetri kazand›rmak, 2) oküler ve oral sfink-terik fonksiyonlar› normale döndürmek (1,3,4). Bu hedeflere ulaflmak amac›yla dinamik ve statik cerrahi tedavi yöntemleri gelifltirilmifltir (1-6). Bu tedavi yöntemlerinin periferik fasiyal paralizili hastalarda belirli düzeylerde kozmetik ve fonksiyonel iyileflme sa¤lad›¤› ancak hiçbir yöntemle fasiyal sinir fonksi-yonlar›n›n tam olarak normale dönmedi¤i bildirilmifltir (1-6). Fasiyal reanimasyon için cerrahi tedavi yöntemi seçilirken hastan›n yafl›, paraliziye neden olan hastal›k, efllik eden siste-mik hastal›klar, hastan›n paraliziye ba¤l› flikayetleri ve tedavi-den beklentisi göz önüne al›nmaktad›r (1,3). Hastan›n yafl› göz önüne al›nd›¤›nda, genç hastalar için dinamik cerrahi yöntemler önerilirken yafll› (> 55 yafl) hastalarda statik fasiyal reanimasyon tercih edilmektedir (5). Bu çal›flman›n amac›; unilateral kal›c› periferik fasiyal paralizili seçilmifl hastalara uy-gulad›¤›m›z statik fasiyal reanimasyon yöntemimizi sunmak ve bu cerrahi yöntemin endikasyonlar› ile uzun dönem sonuçla-r›n› tart›flmakt›r.

Y

ÖNTEM VE

G

EREÇ

B

u çal›flmaya tümör rezeksiyonuna ba¤l› kal›c› periferik fa-siyal paralizisi olan alt› hasta dahil edildi. Yafllar› 58 ile 69 aras›nda de¤iflen hastalar›n befli erkek biri kad›nd›. Bu hasta-lardan üçüne adeno-kistik karsinom, di¤er ikisine mukoepi-dermoid karsinom tan›s›yla total parotidektomi ve radikal bo-yun diseksiyonu uygulanm›flt›. Hastalar›n hepsinde gözünü kapatamama ve özellikle s›v› g›da al›m› esnas›nda g›dalar› a¤›z

kenar›ndan kaç›rma flikayeti vard›. Hastalar göz hekimi tara-f›ndan önerilen göz koruma ve kapama tedavisi al›yordu. Ay-r›ca hastalar›n ikisi tip II diabetes mellitus, biri de hem diabet hem hipertansiyon tan›s›yla düzenli ilaç tedavisi al›yordu. Hastalara alternatif olabilecek tedavi yöntemleri anlat›ld› an-cak hiçbir hasta önerilen dinamik cerrahi tedavi yöntemlerini kabul etmedi. Bütün hastalara ayn› seansta ve genel anestezi alt›nda a¤›z köflesine fasya lata ile süspansiyon ve üst göz ka-pa¤›na alt›n implant uyguland›. Alt›n implant hep ayn› kifli ta-raf›ndan 24 ayar alt›ndan, 3 delikli ve 1 gr. a¤›rl›kta olacak flekilde imal edildi.

Cerrahi Teknik. A¤›z köflesinde vermillion hatt›ndan

yap›-lan ‘C’ fleklinde 2 cm. insizyonla cilt ve cilt alt› doku geçildi. Orbicularis oris kas› hem alt dudak hem üst dudak lateralinde ortaya kondu. Daha sonra yüzün ayn› taraf›nda preauriküler 2-3 cm. insizyon ile zigoma periostu ortaya kondu. Ard›ndan e¤ri bir pens yard›m›yla her iki insizyon aras›nda subkütan do-ku alt›nda bir tünel aç›ld›. Zigomadan bafllay›p a¤›z kenar›na uzanan bu tünel konkavitesi buruna bakan bir yay fleklinde ta-sarland›. Bu arada hastadan yaklafl›k 3 cm eninde ve yeterli uzunlukta, flerit fleklinde fasya lata al›nd›. Fasya latan›n bir ucu küçük bir kesi ile pantolon baca¤› fleklinde haz›rland›. Bacak-lar›n biri di¤erinden k›sa olacak flekilde tasarland›. Sonra fas-ya latan›n her iki baca¤› a¤›z köflesinde orbicularis oris kas›na sütüre edildi. Bu ifllem esnas›nda k›sa baca¤›n üst dudak sevi-yesinde, uzun baca¤›n alt dudak seviyesinde olmas›na dikkat edildi. Daha sonra fasya latan›n serbest ucu cilt alt›ndaki tü-nelden geçirilerek tünelin zigoma ç›k›fl›na getirildi. Bir ucu or-bikularis oris kas›na sabitlenmifl olan fasya lata, tünel içinden yukar› do¤ru çekilerek düflük olan a¤›z köflesi zigomaya do¤-ru yükseltildi. Ard›ndan uygun gerginlikte tutulan fasya lata, zigoma periostuna sütüre edilerek veya zigomaya vidalanarak sabitlendi. Fasya latan›n zigoma taraf›nda artan k›sm› kesildik-ten sonra insizyonlar anatomik planda kapat›ld›. Fasyan›n gevfleme pay› göz önüne al›narak a¤›z köflesi normal konu-mundan daha yukar›ya çekildi. Yaln›zca kad›n hastada farkl› olarak yüzün ayn› taraf›nda malar eminensin hemen postero-lateralinde, zigoma üzerindeki belirgin skar dokuya uygun ya-p›lan 2 cm. insizyonla zigoma periostuna ulafl›ld› ve bu hasta-da ayn› seansta skar revizyonu hasta-da yap›ld›.

A¤›z köflesindeki ifllemler tamamland›ktan sonra göz ka-pa¤›na alt›n implant yerlefltirilmesine geçildi. Üst göz kapa-¤›nda cilt k›vr›mlar›na uygun yap›lan 1.5 cm. horizontal insiz-yonla cilt geçildi. Cilt alt› doku diseke edilerek tarsal plaka or-taya kondu. Tarsal plaka düzlemi üzerinde alt›n implant›n bo-yutlar›ndan birkaç mm büyük ancak alt s›n›r› kirpiklere en faz-la 2 mm yakfaz-laflacak flekilde bir cep haz›rfaz-land›. Sonra hasta için özel olarak imal edilen alt›n implant bu cebe yerlefltirile-STATIC FACIAL REANIMATION FOR ELDERLY PATIENTS

TURKISH JOURNAL OF GERIATRICS 2007; 10(2) 66

(3)

rek tarsal plakaya sütüre edildi. Insizyon anatomik planda ka-pat›ld›.

Yaklafl›k 1 saat süren cerrahi ifllemden sonra hastalar bir-kaç saat gözlem alt›nda tutuldu. Bütün hastalar antibiyotik ve analjezik tedavisi verilerek ayn› gün taburcu edildi. Bir hafta sonra tüm dikiflleri al›nan hastalar 3 ayda bir kontrole ça¤r›l-d›.

B

ULGULAR

H

astalar 6-48 ay takip edildi. Hiçbir hastada peroperatif yada postoperatif komplikasyon geliflmedi. Fasya lata veya alt›n implanta karfl› yabanc› cisim reaksiyonu gözlenmedi. Hastalar›n a¤›z köflesindeki afl›r› gerginlik postoperatif 6. ay-da geçti. Postoperatif 6. ayay-dan itibaren tüm hastalaray-da her iki a¤›z köflesi hemen hemen ayn› düzlemdeydi ve hiçbir hasta-n›n son kontrolünde bu simetri bozulmam›flt›. fiekil 1’de bir hastan›n preoperatif ve postoperatif üçüncü y›ldaki görüntü-sü sunulmufltur. fiekil 1A’da hastan›n sa¤ gözünü kapatama-d›¤› ve a¤›z köflesinin sa¤da belirgin düflük oldu¤u görülmek-te, fiekil 1B’de ise postoperatif dönemde hastan›n her iki gö-zünü de tam kapatabildi¤i ve a¤›z köflelerinin ayn› düzlemde oldu¤u izlenmektedir. Bu görüntü tüm hastalar›m›z için geçer-liydi. Ameliyattan sonra s›v› g›dalar› a¤›z kenar›ndan kaç›rma flikayeti devam eden hasta olmad›. Hastalar›n hepsi postope-ratif dönemde gözünü kapatabiliyordu. Ara ara gözünde bat-ma olan bir hastan›n bu flikayeti suni göz yafl› damlalar› ile geçti. Son kontrolünde alt›n implant eksteriyörizasyonu tespit edilen hasta olmad›. Postoperatif erken dönemdeki uyluk a¤-r›s› ve yürüme güçlü¤ü d›fl›nda fasya lata donör bölgesiyle il-gili flikayeti olan hasta yoktu.

T

ARTIfiMA

K

al›c› periferik fasiyal paralizili hastalar›n tedavisi için dina-mik ya da statik çeflitli cerrahi yöntemler uygulanmaktad›r (1,3,4,6-8). Bütün yöntemlerin hedefi mimik kaslar›n›n fonk-siyonlar›n› normale döndürmek ve fasiyal asimetriyi düzelt-mektir (1-6). Kal›c› periferik fasiyal paralizili hastalarda önce-likle oral ve oküler sfinkter fonksiyonlar›n geri döndürülmesi hedeflenir, çünkü bu fonksiyonlar›n kayb› hastalar›n yaflam kalitesini olumsuz etkilemektedir (1,3). Fasiyal sinirin frontal, bukkal ve servikal dallar›na ait fonksiyon kayb›n›n ise tedavi gerektirmedi¤i düflünülmektedir (4).

Fasiyal sinirin marjinal mandibular dal› travmatik olarak çok s›k yaralanmakta ve bu daldaki hasar›n sinir gretfleri ile onar›m› nadiren baflar›l› olmaktad›r (4). Marjinal mandibular sinirin tamam›na yönelik direkt cerrahi yaklafl›mlar çok uzun insizyon skar›na sebep olaca¤› için kabul görmemifltir. Direkt yaklafl›m yerine sa¤lam taraftaki fasiyal sinir dallar›ndan

çap-raz greftleme, sa¤lam marjinal mandibular dala nörektomi, sa¤lam tarafa myektomi, paralitik tarafa kas transpozisyonu ve otolog ya da alloplastik materyallerle fasiyal süspansiyon yöntemleri uygulanm›flt›r (4).

Orbikülaris oküli kas›n›n paralizisi göz kapa¤›n›n tam ola-rak kapat›lamamas›na sebep olur. Bu durumda korneal lubri-kasyon azal›r, keratit; kornea ülseri ve görme kayb› geliflme riski artar. Bu komplikasyonlar›n geliflmesini engellemek için kal›c› periferik fasiyal paralizili hastalar›n göz kapaklar›na çe-flitli cerrahi yöntemler uygulanm›flt›r: 1) tarsorafi, 2) kantop-lasti, 3) implantlar, 4) fasya transplantlar›. Bunlar aras›nda gü-nümüzde en popüler olan› üst göz kapa¤›na alt›n implant yer-lefltirilmesidir (4). Bu yöntem, teknik olarak pratiktir ve k›sa ‹LER‹ YAfiTAK‹ HASTALARDA STAT‹K FAS‹YAL REAN‹MASYON

TÜRK GER‹ATR‹ DERG‹S‹ 2007; 10(2) 67

fiekil 1— A. Kal›c› periferik fasiyal paralizili bir hastan›n statik fasi-yal reanimasyondan hemen önceki görüntüsü, B. Ayn› hastan›n pos-toperatif üçüncü y›ldaki görüntüsü.

(4)

sürede uygulanabilir. Efektif oldu¤u bilinen bu yöntemin uygu-land›¤› hastalarda nadir görülen implant eksteriyorizasyonu d›fl›nda son y›llarda önemli bir komplikasyon bildirilmemifltir (1,4,5).

Statik fasiyal reanimasyon yöntemleri minimal morbidite-ye sahiptirler ve k›sa sürede uygulanabilirler (7,8). Bu yöntem-lerin uygun endikasyonlu hastalarda oldukça baflar›l› oldu¤u gözlenmifltir (7). Bununla birlikte alloplastik materyaller (poli-tetrafloroetilen) ile fasiyal süspansiyon uygulamalar›nda, pos-toperatif ilk 6-12 ay içinde, allogreft laksitesine ba¤l› baflar›-s›zl›k bildirilmifltir (8). Dinamik fasiyal reanimasyon yöntemle-ri do¤ala yak›n bir yüz ifadesi sa¤larlar ancak genellikle uzun sürede uygulan›rlar ve birkaç seans gerektirebilirler (9). Ayr›-ca hem al›c› hem de donör sahada belirgin morbidite yarat-maktad›rlar (2,3,5,6). statik ya da dinamik hangi yöntem uy-gulan›rsa uygulans›n, hiçbir tedavi yöntemi ile fasiyal sinir fonksiyonlar›n›n tamamen normale dönmedi¤i bildirilmifltir (4-6).

Fasiyal paralizili hastalara uygulanacak cerrahi tedavi yön-temi belirlenirken üzerinde durulmas› gereken önemli unsur-lardan biri hastan›n yafl›d›r (1). Gençlerde fasiyal paralizi ge-liflti¤inde, do¤al doku elastisitesi bu hastalar›n yüzünde yerçe-kimine karfl› stabil bir pozisyon sa¤lar ve istirahat halinde fa-siyal paralizi fark edilemeyebilir. Ancak yafl ilerledikçe yüzde-ki doku elastisitesi azal›r. Yafll›larda kal›c› periferik fasiyal pa-ralizi geliflti¤inde yüzün paralitik taraf› yerçekiminin etkisi ile belirgin olarak sarkar ve bu gevflek dokulara yeniden tonus kazand›rmak oldukça güçtür (5). Bu nedenle fasiyal paralizi sonras› yüzde statik olarak zaten belirgin deformasyon gelifl-meyen gençlere dinamik cerrahi tedavi yöntemleri uygulan›r-ken yafll› hastalara sosyal hayatlar›n› idame ettirecek düzeyde yüz simetrisi sa¤layan statik fasiyal reanimasyon önerilmekte-dir (5). Ayr›ca, ileri yafltaki hastalarda yara iyileflmesi ve sinir rejenerasyonunu etkileyebilecek sistemik hastal›klara daha s›k raslanaca¤›n› öngörerek statik fasiyal reanimasyon önerisinde de bulunuldu.

Bu çal›flmaya dahil edilen hastalar›n uzun süreli takibi so-nunda, uygulanan statik fasiyal reanimasyon yöntemi, efektif ve düflük morbiditeli bir ifllem olarak de¤erlendirildi. Bu yön-temi uygulad›¤›m›z bütün hastalarda istirahat halinde hedefle-nen yüz simetrisi elde edildi. Ayr›ca bu hastalar›n oküler ve oral sfinkterik fonksiyonlar›nda tatminkar art›fl sa¤land›. Uy-gulad›¤›m›z yöntemin hastalar›n sosyal hayat› ve yaflam kali-tesi üzerindeki etkileri de yüz güldürücü oldu. Hastalar›m›zda kullan›lan materyallere karfl› yabanc› cisim reaksiyonunu en aza indirgemek amac› ile fasiyal süspansiyon için otolog fas-ya lata ve göz kapa¤›na a¤›rl›k uygulamas› için mümkün olan en saf alt›n implant› kullan›ld›. Hep ayn› kifli taraf›ndan 24 ayar alt›ndan imal edilen implanta ba¤l› bir komplikasyon

ge-liflmedi. Kolay haz›rlanan ve minimal donör saha morbiditesi-ne morbiditesi-neden olan otojen fasya lata, allogreftlere oranla daha ucu-za mal oldu. Ayr›ca, hiçbir hastada allogreft uygulamalar›nda bildirilen greft laksitesiyle karfl›laflmad›k. Postoperatif erken dönemdeki geçici flikayetler d›fl›nda fasya lata donör bölgesiy-le ilgili flikayeti olan hasta yoktu.

Sonuç olarak, dinamik cerrahi tedavi uygulanamayan, yafll›, genel durumu uzun süreli anestezi almaya uygun olma-yan, sinir rejenerasyonunu olumsuz etkileyebilecek sistemik hastal›klar› olan, morbiditesi yüzünden dinamik fasiyal re-konstrüksiyonu kabul etmeyen veya yüzünün sa¤lam taraf›na müdahale edilmesini istemeyen kal›c› periferik fasiyal paralizi-li hastalar›n tedavisinde statik fasiyal reanimasyon uygulama-s›n›n uygun bir seçenek olaca¤› düflünülmektedir. Ayr›ca cer-rahi tedavi yöntemi seçilirken hastalara tüm alternatiflerin su-nulmas› ve bu yöntemlerin avantaj ve dezavantajlar›n›n anla-t›lmas› gerekmektedir. Böylece uygulanacak tedavi yöntemi, hasta ile birlikte kazanç-yararl›l›k hesab› yap›larak belirlenmifl olacakt›r.

K

AYNAKLAR

1. Hoffman WY. Reanimation of the paralyzed face. Otolayngol Clin North Am 1992; 25: 649-667.

2. Chuang DC. Technique evolution for facial paralysis recons-truction using functioning free muscle transplantation – experi-ence of Chang Gung Memorial Hospital. Clin Plastic Surg 2002; 29: 449-459.

3. Galli SKD, Valauri F, Komisar A. Facial reanimation by cross-facial nerve grafting: Report of five cases. Ear Nose Throat J 2002; 81: 25-29.

4. Ferreira MC. Aesthetic considerations in facial reanimation. Clin Plastic Surg 2002; 29: 523-532.

5. Harrison DH. The treatment of unilateral and bilateral facial palsy using free muscle transfers. Clin Plastic Surg 2002; 29: 539-549.

6. Magliulo G, D’Amico R, Forino M, Marcotullio D. Facial reani-mation: A proposal to reduce postoperative morbidity. Lary-ngoscope 2002; 112: 183-186.

7. Spector JG, Thomas JR. Slings for static and dynamic facial re-animation. Laryngoscope 1986; 96: 217-221.

8. Constantinides M, Galli SKD, Miller PJ. Complications of sta-tic facial suspensions with expanded polytetrafluoroethylene (ePTFE). Laryngoscope 2001; 111: 2114-2121.

9. Frey M, Giovanoli P. The three stage concept to optimize the results of microsurgical reanimation of the paralyzed face. Clin Plastic Surg 2002; 29: 462-482.

STATIC FACIAL REANIMATION FOR ELDERLY PATIENTS

TURKISH JOURNAL OF GERIATRICS 2007; 10(2) 68

Referanslar

Benzer Belgeler

durumuna göre sağlık (rehabilitasyon, fizyoterapi, post operatif bakımı) veya sosyal hizmetlere (alış veriş, temizlik, yemek, kişisel bakım) ihtiyacı olabilmektedir..

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Kliniği’nde cerrahi rezeksiyon uygulanan 39 (23 erkek, 16 kadın; ort. yaş 25.6 yıl; dağılım 5-63

Hasta grubu- nun ço¤unda görülen iyileflmeye karfl›n, iki hastada uzun dönemde kötüleflme göstererek ölüme neden olan pulmoner vasküler hastal›k olmas›, ameliyat

b) Tekrarlama uzun süreli bellekte bilgi depolama yöntemidir (İnsanlar sık tekrarladıkları şeyleri daha az tekrarladıkları.. şeylerden daha iyi hatırlarlar) (Atkinson ve

Burr-down tekniğiyle nidus eksizyonu yapılan femur boyun yerleşimli 1 olguya ise, patolojik kırık riski nedeniyle 15cc spongioz allogreft kullanılarak greftleme yapılması

Diz lateralinden kesici alet ile yaralanma sonra- sı total kommon peroneal sinir hasarı gelişen ve sural sinir grefti ile tedavi edilen hastanın klinik takibi ve cerrahi

Primer testosteron yetmezliği saptanan, inmemiş testis öyküsü, Klinefelter sendrom tanısı, bilateral orşiektomi öyküsü, prostat veya meme kanseri tanısı olan, parmak ile

He- modinamik de¤iflimler aç›s›ndan gruplar aras›nda ista- tistiksel anlaml› farklar bulunmamas›na karfl›n, kardiyo- pulmoner bypass öncesi dönemde bir önceki ölçüme