• Sonuç bulunamadı

Nazım Hikmet'in gizli sevgilisi ortaya çıktı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım Hikmet'in gizli sevgilisi ortaya çıktı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-H - PAZAR, 13 Ocak 2002

IIN O M IN

Nazım Hikm etin gizli

sevgilisi ortaya çık tı

Nazım ile ilgili anılarını kaleme alan ve Türkiye’de bir kitap halinde basılması için çaba gösteren Adile Hüseyinova, Nazım’la tanınmış akademisyen Ekber Babayev aracılığıyla 1961’de tanıştığını söyledi. Müzik eğitimi almış olan, o dönemde Moskova’daki Lenin Kütüphanesinde çalışan ve bu­ yandan da Edebiyat Enstitüsü’nde öğrenimine devam eden Hüseyinova, Nazım’m da katıldığı bir toplantıya halk şarkıları söylemesi için davet edildi. Nazım, Azeri kökenli olan şarkıcının babaannesinin Türk olduğunu öğrenince, memleket hasretinin de etkisiyle daha fazla etkilendi ve dostlarma onu, “İstanbul kızlarını andıran Adile H anım ” şeklinde takdim etti. Hüseyinova, ilk karşılaşmaları­

nı anlatırken “Onu görünce ağzım açık kaldı. Çok yakışıklydı. O da bana uzun süre şaşkınlıkla baktı. Yüzümü avuçlarının içine aldı, gözleri buğulandı. Sonradan anladım ki Türk kadmma benzerliğim onu çok etkilemişti. Beni annesine de benzetirdi” dedi.

Doğumunun 100'üncü yıldönümü kutlamalarına hazırlanılan dünyaca ünlü şair Nazım Hikmet ile ilgili 39 yıldır gizli kalan büyük

bir sır ortaya çıktı. 73 yaşındaki Adile Hüseyinova, ünlü şairin gizli sevgilisi olduğunu, Vera'yla evliyken bile buluştuklarını söyledi.

N

AZIM Hikmet'in özelyaşamıyla ilgili bilinmeyen bir gerçek ortaya çıktı: Nazım, 60'lı yaşlarına doğru aşık olduğu “saçları saman sarısı, kirpikleri mavi” karısı Vera ile yaşadığı evi, tam da öldüğü gün, 3 Haziran 1963 tarihinde terk edecek ve o sıradaki gizli sevgilisi Adile Hüseyinova'nın evine yerleşecekti. Evi terk etme planının nedeni ise Vera'nm eski kocasıyla gizlice buluşmakta olduğunu öğrenerek büyük bir psikolojik darbe yemesiydi.

OTORİTELER DOĞRULADI

Bu sırrı açıklayan gizli sevgili Adile Hüseyinova, hukuk fakültesinde okuyan torunu Andrey ile Moskova'da zor koşullarda yaşadıkları tek odalı evinde, konuyla ilgili açıklamalar

yaptı. Hüseyinova'nın açıklamaları, o dönemde Nazım Hikmet'e yakın olan ve artık sadece birkaçı hayatta kalmış dostları tarafmdan da doğrulandı. Nazım hakkında eserleri bulunan ve önceki yıl ölen ünlü Türkolog Radi Fiş'in eşi Valda Valkovskaya Fiş, Moskova Devlet Yabancı Diller Üniversitesi Türk Dili veEdebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tofik Melikov, Nazım hakkında arşiv çalışması yapmakta olan genç şair Mustafa Öztürk, Hüseyinova'nın anlattıklarını doğruladılar.

Hüseyinova, öncelikle yıllardır

neden sustuğunu ve neden şimdi konuşmaya başladığını açıkladı. Hüseyinova, “Nazmı, 1963’te öldü. Hiç kimsenin onun hakkında kötü düşünmesini istemedim. Vera da yaşıyordu. Ben bir Müslümanım ve ilişkide olduğum Nazım da evliydi. Kimsenin bu durumu yanlış yorumlamasmı istemedim. Bu aynı zamanda Nazım'm da sırrıydı. Bunu bozmaya hakkım yoktu. Şimdi açıklıyorum, çünkü yaşım 73.

Yakında ölebilirim ve sırlarımı mezara götürmek istemiyorum. Ayrıca herkesin Nazım'm insancıl yönünü

bilmesini istiyorum“ dedi.

Prof. Melikov da Hüseyinova'nm susmasını kendisinin de istediğini belirtti ve “Geçmişte açıklansaydı, büyük gürültüler kopardı. İnsanlar birbirine düşerdi” diye konuştu.

Adile Hüseyinova, Nazım Hikmet'in Vera ile birlikte yaşadığı evlerine defalarca gittiğini, Vera'nm çoğu zaman evde olmadığını, ya akrabalarını ziyaret, ya akademik çalışmalar ya da özel işleri için genellikle evden uzak kaldığım, ancak Nazım'm o evde kendisiyle asla yakınlaşmadığım belirtti. Nazım ile iki yıl boyunca, şairin ölümüne değin süren tanışıklıkları sırasında iki kez Bakü‘de buluştuklarını belirten Hüseyinova, “Birbirimizle yalnızca orada yakın olduk, birlikte olduk” dedi.

■ MOSKOVA (a.a)

Dostum Hemingway

çok cesur davranaı

Nazım, Moskova'da “Leningradskaya Şose” adlı caddenin başmda bir dairede yaşayan Hüseyinova’nın evine hiç gelmemişti. 1963 yılında,

Hüseyinova'nm anlatımına göre “ölümüne yakın günlerde” birdenbire bu eve geldi. Bir yurtdışı seyahatinden

dönmüştü. Adresi Babayev’den almıştı. Nazım, Hüseyinova’nın anlatımına göre, bitkin, psikolojik olarak çökmüş bir durumdaydı. Her zamanki o neşe saçan hali tamamen gitmişti."Yoruldum. Kalbim yoruldu, ağrıyor” dedi. Yaklaşık iki yıl önce intihar etmiş olan yazar dostu Ernest Hemingway’den söz etti. “ İntihar ederek çok cesurca davrandı. Bir şey yapı.mıyorsan, gitmelisin” dedi. Hüseyinova, Nazım'm bu sözlerini, “Sanki Hemingway için değil, kendisi için söylediğini hissettim” diye konuştu.

VERA'NIN ESKİ EŞİYLE BULUŞMASINI ÖĞREND

Hayattaki en zor

şey aldatılmak

Nazım, 31 Mayıs günü, ölümünden üç gün önce ikinci kez Hüseyinova'nm evine geldi. Hüseyinova, Nazım’m yine sustuğunu, hiçbir şikayette bulunmadığını ve dalıp gittiğini belirtti ve sonrasını şöyle anlattı: “Başımı göğsüne koydum. Çarpan kalbini duyuyordum. Onu küçük bir çocuk gibi bağrıma basmak, bütün sorunlarını unutmasmı istiyordum. Bir süre sonra da ‘Yaşamdaki en zor, en korkunç şey aldatılmak. Daha zoru yok' dedi. Bu sözleri işitmek çok ağırdı.”

“Senin için ne yapabilirim” sorusuna Nazım'm “Benimle ağlaman bana yeter” karşılığını verdiğini belirten Hüseyinova şöyle devam etti:

“Gözlerimi öptü ve ‘Bu bizde veda anlamına gelir’ dedi.”

“Nazım hiç şikayet etmezdi. Hiç kimse hakkında, kendisi hakkında hiç kötü konuşmazdı. Gerçek bir erkek gibi davranırdı” diyen Adile Hüseyinova, o gün akşama kadar suskun oturduklarını belirtti. Hüseyinova, rahatsız etmemek için ışığı bile yakmadı. Karanlıkta belki de Nazım kendi kendisine ağlamıştı. Nazım'm ayrılmasından sonra hemen Babayev'e telefon ettiğini belirten Hüseyi­ nova, Nazım'm bu halinin nedenini o za­ man öğrendi. Babayev şunları söyledi: “Evlerinde büyük bir skandal var. Vera, eski kocasıyla buluşuyor, onu aldatıyor. Nazım bunu öğrendi. Çok kötü durumda. Birkaç gündür evine gitmiyor, benim evimde kalıyor...”

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

I ye giden Fikret Mualla, Münih Akademisi afiş ve desinatör- lük bölümünde bir yıl çalıştık­ tan sonra Berlin Güzel Sanat­ lar Akademisl’nde Prof. Arthur Kamph

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

DİİH hastalığının tanısı lateral servikal grafi, la- rengoskopi, özofagoskopi, bilgisayarlı tomografi, man- yetik rezonans inceleme, baryumlu faringo-özefageal pasaj

BEN DE FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUM — Sami Güner’e göre Yunus Emre’den Tlırgut Uyar’a şairler, insanın ve doğanın şiirini yazıyor, kendisi de fotoğrafını

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Kassing ve Avtgis [11], içsel kontrol odağına sahip çalışanların orta derece ya da dışsal kontrol odağına sahip çalışanlardan daha fazla açık muhalefet

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal