• Sonuç bulunamadı

XI-XIII. yüzyıllarda Türk-Gürcü ilişkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "XI-XIII. yüzyıllarda Türk-Gürcü ilişkileri"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kitap Değerlendirme

İbrahim Tellioğlu, XI-XIII. Yüzyıllarda Türk-Gürcü İlişkileri,

Serander Yayınevi, Trabzon, 2009, 165 sayfa.

Erhan ATEŞ

Karadeniz ve Kafkasya tarihi üzerine çalışmalar yapan Ondokuz Mayıs Üni-versitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi İbrahim Tellioğlu tarafından kaleme alınan XI-XIII. Yüzyıllarda Türk-Gürcü

İlişkileri başlıklı kitap, Serander

Yayı-nevi tarafından 2009 yılında Trab-zon’da yayınlanmıştır.

Bu kitap Kaynaklar ve

Araştırma-lar kısmının yanında bir Giriş, üç

bö-lüm ve bir Ekler kısmından meydana gelmektedir. Her bölüm kendi içeri-sinde çeşitli ana başlıklara ayrılmıştır. Birinci bölüm Türk-Gürcü İlişkilerinin

Yeniden Başlaması, ikinci bölüm Gür-cistan’ın Kuruluşu ve Türkler, üçüncü

bölüm Moğolların Ortadoğu’ya

Yönel-diği Dönemde Türk-Gürcü İlişkileri

baş-lığını taşımaktadır.

Yazar, kitabın başındaki Kaynaklar ve Araştırmalar bölümünü (s.XV-XXIX) iki ana başlığa ayırmıştır. Bunlardan ilki olan “Kaynaklar” kısmında kitabın yazımı sırasında kullanılan kaynak eserler incelenmiş ve bunlar hakkında çeşitli değerlendirmelerde bulunularak, çalışma için hangi açılar-dan önem arz ettikleri ifade edilmiştir. Bu bölümün ikinci ana başlığı olan “Araştırmalar” kısmında ise en fazla kullanılan yerli ve yabancı araştırma eserlerinden bahsededilerek bunların sahip oldukları artı ve eksi yönler hakkında bilgiler verilmiştir.

Tellioğlu, kitabının Giriş (s.1-26) kısmında Gürcistan coğrafyası hak-kında bilgiler vererek ele almış olduğu bölgenin coğrafî sınırlarını çizmiş ve bu bölgede yaşayan en eski halklar hakkında bazı malumatlar vermiştir. Daha sonra milattan önceki devirlerden itibaren bu bölgeye yerleşen bazı Türk kavimlerinin (Kimmerler, İskitler, Buntürkler, Kıpçaklar, Hazarlar) Gürcüler ile olan münasebetleri hakkında bilgiler veren yazar, bu münase-betlerin çok eski dönemlerden itibaren var olduğunu ve bölgedeki Türk varlığının milattan önceki dönemlere kadar dayandığını ortaya koymuştur.

(2)

Kitap Değerlendirme

249

Türk-Gürcü İlişkilerinin Yeniden Başlaması adını taşıyan birinci bölüm

(s.27-66), iki ana başlık altında incelenmiştir. Müellif “Kafkasların Güneyin-de Türk Akınları Dönemi” adını taşıyan ilk kısımda, XI. yüzyıl başlarında Gürcülerin içerisinde bulundukları durum hakkında genel bilgiler vermekte ve Selçukluların 1016 yılında Çağrı Bey kumandanlığında Anadolu’ya ger-çekleştirdikleri akınlarından bahsetmektedir. Bu kısımda ayrıca, Bizans İm-paratorluğu’nun Kafkasya ve Doğu Anadolu bölgesine yönelik askerî ve si-yasî faaliyetleri ile Selçukluların Tuğrul Bey (1040-1063) döneminde bölge üzerine gerçekleştirdikleri akınlar hakkında bazı malumatlar verilmektedir. Tellioğlu, “Gürcülerin Selçuklu Hâkimiyeti Altına Alınışı” adını taşıyan ikinci başlık altında ise Sultan Alp Arslan (1063-1072) ve Melikşah (1073-1092) dönemlerinde Kafkasya’ya gerçekleştirilen seferler hakkında bilgiler ver-mekte ve Malazgirt Savaşı’ndan sonra başlayan Anadolu’nun Türkleşme sürecini ve Türkmenlerin bölgedeki faaliyetlerini açık ve anlaşılır bir şekil-de anlatmaktadır.

Kitabın Gürcistan’ın Kuruluşu ve Türkler başlıklı ikinci bölümü (s.67-109), üç ana başlık altında ele alınmıştır. Bunlardan ilkinin adı “IV. David’in Gürcü Birliğini Sağlaması”dır. Tellioğlu bu kısımda IV. David’in (1089-1125) Gürcü Krallığı’nın başına geçmesiyle birlikte başlayan Gürcü yükselişini, bu yükselişte ülkesine bizzat getirdiği ve büyük bir ordu kurduğu Kıpçakların oynadıkları rolü, Gürcülerin Selçuklulara karşı yürüttükleri askerî seferleri ve birleşik Gürcistan’ın kuruluş sürecini ayrıntılı bir biçimde anlatmaktadır. Bu bölümün ikinci ana başlığı ise “Kral David’in Ölümü ve Gürcistan’da İç Karışıklıklar”dır. Burada IV. David’in hayatını kaybetmesinin ardından Gür-cistan tahtına geçen varisleri döneminde gerçekleştirilen askerî, siyasî faa-liyetlere ve ülke içerisinde ortaya çıkan isyanların bastırılmasında Kıpçak-ların oynadıkları rollere değinilmiştir. Müellif, “Kraliçe Tamara Dönemi (1184-1213)” adını taşıyan üçüncü başlık altında ise devletin önemli kade-melerine kadar yükselen Kıpçakların yürüttükleri askerî-siyasî faaliyetlere, Gürcü feodal beyleri ile Kıpçaklar arasında yaşanan güç mücadelelerine ve Kraliçe Tamara’nın Anadolu Selçuklu ordularına karşı Doğu Anadolu ve Azerbaycan’da yürüttüğü askerî faaliyetlere yer vermiştir.

Kitabın üçüncü bölümünün (s.110-132) adı ise Moğolların Ortadoğu’ya

Yöneldiği Dönemde Türk-Gürcü İlişkileri’dir. Bu bölüm iki ana başlıktan

oluşmaktadır. “Türk-Gürcü İlişkilerinde Celaleddin Harzemşah Faktörü” adını taşıyan ilk başlık altında Celaleddin Harzemşah’ın (1220-1231) Kaf-kasya’ya geliş süreci, bölgeye geldikten sonra Gürcülere karşı giriştiği aske-rî faaliyetleri, Kıpçaklar ile olan temasları, Tiflis’in hâkimiyet altına alınışı ve Alâeddin Keykubad (1220-1237) ile olan mücadeleleri ele alınmıştır. Bu bölümün ikinci ana başlığı ise “Moğolların Ortadoğu’da Etkili Olmaya Baş-laması”dır. Bu kısımda ilk kez 1220’li yıllarda Kafkasya’ya gelen Moğolların, 1230’lu yıllardan itibaren ikinci kez Kafkasya’ya gelişleri ve Gürcistan ile Doğu Anadolu bölgesinde gerçekleştirdikleri askerî faaliyetleri hakkında

(3)

Kitap Değerlendirme

250

bilgiler verilmiştir. Akabinde Moğolların bölgeyi tamamen hâkimiyet altına alışları, Gürcistan’ın parçalanma süreci, İlhanlılar devrinde yaşanan Türk-Gürcü münasebetleri ve Ortodoks Kıpçakların kurmuş oldukları beyliğin Gürcülerle ve İlhanlılarla ilişkileri kısa bir şekilde ele alınmıştır.

Yazar kitabın Ekler (s.137-140) kısmında ise bölgenin farklı yüzyıllar-daki siyasî durumunu gösteren dört adet harita kullanmıştır.

Sonuç olarak, hem dönemin şahidi olan Ermeni, Gürcü, Süryani, Bizans ve İslam kaynaklarından hem de çeşitli dillerdeki araştırma eserlerinden faydalanılarak kaleme alınan bu kitap, XI-XIII. yüzyıllar arasındaki Türk-Gürcü ilişkilerini bilimsel bir bakış açısı ile ele alan ve değerlendirmelere tabi tutan önemli bir eserdir. İbrahim Tellioğlu, Gürcülerin o dönemde içe-risinde bulundukları askerî, siyasî vaziyeti, Kıpçakların Gürcü tarihinde oy-nadıkları rolü, Gürcistan’ın bölgesel bir güç haline gelme sürecini ve Moğol istilası sonrasında hem Gürcistan’ın hem de bölgenin içerisine düştüğü si-yasî durumu çok açık ve anlaşılır bir şekilde ortaya koymuştur. Bütün bu özellikleri kitabı önemli hale getirmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

The expected result in this research is to know whether the sense of belonging and self-awareness have an influence on professionalism of teacher work.. To know the relationship

Kalkış rota açısı 110°, varış rota açısı 60° olan bir büyük daire seyri vertex noktası için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?. A B C

Araştırmaya katılan öğretmenlerin İş Yerinde Yalnızlık Ölçeği (İYYÖ) Sosyal Arkadaşlık alt boyutu puanlarının okul dışında sosyal etkinlik yapıp yapmama durumu

Yüzyla Kadar Gerçekleen Tarihsel Depremleri Historical Earthquakes of Ancient Perinthos (Marmara Erelisi) until the 15th Century.. Serdar AKYÜZ 2 , Namk

D-B Uzanml zmir Fay le KD-Uzanml Seferihisar Fay’nn Birlikte Çaltna Dair Veriler: zmir Körfezi’ni Oluturan Aktif Faylarda…1. Türkiye Jeoloji Bülteni Cilt 51,

Bilge Kağan hükümdar olması gibi yaptığı diğer icraatları da yine Tanrı‟nın yasamasına bağlamaktadır ve şöyle demektedir: “Ondan sonra Tanrı yarlık verdiği

Studies on the photodegradation pathway of shikonin 中文摘要 第一章 緒論 第二章 紫草成份 Shikonin 的製備與鑑定 壹、前言 貳、實驗材料與儀器 A.材料 B.儀器