• Sonuç bulunamadı

Acaba ne hatası?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Acaba ne hatası?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

14 EKİM 1953

A caba

ne

hatası?

1946 senesinde yeni yeni e* sen hürriyet rüzgârının ha­ kikatleri arama şuuru telkin eden havasında, vatan için gerçek kurtuluşların yolunu arayanlar içinde eyyamcı si­ yasetin mideye dayanan ra­ hatını reddedenlerden çoğu­ nun yolu, Mehmet Sabahat­ tin Beyin piyoniyesi olduğu şâhrahtart geçti. O tarihte Millet mecmuasındaki bir ya­ zımda, vicdanımdan ve şuu­ rumdan süzülmüş bir tabir halinde (Büyük Türk Müte­ fekkiri) teşhisini kullanmış­ tım.

Bugün aradan sekiz sene geçmiştir, Türkiye halkı oli- garşdk istibdadın mümessili addedilen zümre idaresini yık mıştır, Sabahattin Bey fâni hayata vatancüdâ olarak ve­ da etmiştir ve ancak n'aaşı memleket topraklarındadır. Sekiz seneye sığan bu hâdise­ lerden sonra, yine aynı Ben, (Büyük Türk Mütefekkiri) teşhisini koyduğum insanın hayatı ve savunduğu fikirle­ ri bir araya getirecek eseri hazırlama emeklerine g iri­ şince, yolun daha yarısına varmadan yanlış bir tesbitin azabını duydum: Sabahattin Bey, sadece (Büyük bir mü­ tefekkir) değildi. Bu vasıf onun, benimsediği ideallerin nazariyelerini ortaya koy­ mak için engin ilmine isti- j nat ederek vücut verdiği i premsiblerinin hakkı idi. Sa- j bahattin Bey. bu fikirlerinin neticelerini de riyazi kat’iy- yet ifade edecek vüzuhla devrinin önüne süren çapta bir (Devlet adamı) idi de.. Nihayet, temsil ettiği fik ir­ lerin tatbiki halinde meyda­ na çıkacak netice, müreffeh, ileri seviyeli, hakka hörmet kâr, müstakil fikirli, medenî cemiyet olarak da (İnsanî . mürşit) ti..

i Bu hakikatlerin isbatını j Sabahattin Beyin mümtaz 1 şahsiyetini izaha imkân ve- I recek hacımda olacağını um- duğum eserin neşrine bırakı- ] yorum- Benim burada, umumi 1 efkâr huzurunda izahını is­

tediğim bir hâdise var: “ Kal "j masın Allahım âlemde hiç bir hakikat nihân..” diyerek.

* • «

Mesele şudur: Sabahattin» Beyin naaşım n anavatana ge tirihnesi dolayısiyle yazılan­ ları bir araya topjıyarak, hü­ küm ifade eden pasajları tes- bit etmek istedim. Bu terkıb sırasında, en sarih hükümler den birisisin- B. Ahmet Emin Yalman tarafından ileri sü­ rüldüğünü hayretle gördüm: Bu hüküm, Sabahattin Beyi: “— Takib ettiği siyasetten dolayı hatalı bir adam” ha­ linde vasıflandırıyor.

M t

Halbuki tfifim tetkiklerim, Sabahattin Beyin Politikacı olmadığı için (Siyaset takib etmediğini) ortaya koymak­ tadır: (Ynun tesis ettiği fi­ kirlerin, mücerret politika içinde mütalâasına imkân yoktur. Bu, Sabahattin Beyi kavrryamamaktan ileri ge­ len mukadder haksızlıklara yol açar- Geri de Sebahat- tin Beyin devrindeki siyasi hâdiseler karşısında aldığı durum kalıyor. Bunlara kısa­ ca göz atarsak, rahmetlinin, bilhassa iki nokta üzerinde Siyasi Doktrin olabilmiye yaklaşan tez üzerinde ısrarla durduğunu görürüz:

1 — İmparatorluğun bekası için konfederasyon (Mahalli otono’müer halinde! fikri.

2 — İmparatorluğun Birin­ ci Cihan Harbinde tarafsız kalması- Eğer, harbe girme yi zaruret} mutlaka haline getiren beklenilmiyen hâdi- satrn cebri bahis mevzuu olur sa, merkezi devletler safında değil, fakat itilâf devletleri yanında harbe girilmesi. (Çün kü bu takdirde Kus tehlikesi daha çok uzaklaşmış olacak­ tı. Lenin İhtilâli yetişip de Rusya, kendisini toparlamak için dahili keşmekeşi ve rejim meselesiyle karşılaşmamış ol­ saydı, Allah saklasın, bugün ortada kalır m ıydık?)

Sabahattin Beyhı devrinin siyasi hâdiseleri içinde ileri sürdüğü bu iki esas nokta ta­ hakkuk etmiş olsaydı, ne im­ paratorluğun çöküşü, ne de, bu çöküşü emrivaki haline getiren o korkunç hezimetler vukua gelir m iydi?

(Sabahattin Beyin Hatası) iddiasının B. Ahmet Emin Yalman’dan gelmesi, bu ba­ histe ittihad-ı terakki mace­ rasına maddî manevî iştiraki olanların, memleketi felâkete sürüklemiş kumar oyunun­ daki mes’uliyetin araştırıl­ ması gibi kendileri için teh­ likeli bir muhasebenin baş­ laması manâsına geleceğin­ den, bir sürç-ü lisan olarak kabul edilebilir- Sabahattin Bey, ileriyi görebilecek kud­ retteki bütün insanların neti­ ceyi tahmin edebildikleri 1916 da, Atinaya kadar gelerek son ikaz vazifesini yaparken, aralarında Ahmet Emin Be­ yin de bulunduğu bir nevi er- bab-ı kalemin iştirak halin­ de müdafaaya mecbur kaldığı kısır görüşlüler, Sulh-Ü mün- ferid fırsatını da çinlediler.. Ortada kaybolan koskoca bir imparatorluk değil, insanın babasından kalan çiftlik ol­ sa, daha dûrendiş olurdu-

* • *

Maddi manevi vebalimiz olan neticeleri ifşa edeme­ mek, diyelim ki insanlığın zaafıdır. Fakat, bu kötü ne­ ticeleri ortaya koyabilmek uğruna, binbir haksızlığa uğ­ ramış. hâttâ vatanını terlcet- mek zorunda bırakılmış ma- sûm ölülere suç isnadı

ne-N o t : Bu fıkram, Sayın Ah­ met Em in Yalman’dan bah­ settiği (hatalar) ı lütfen açık laması için bir ricadır. Ken­ disini, tarih devresini tesbit

için kaleme alınmış eserleri, hatadan koruyacak rapta ha- kikatçi olarak tanıdığımdan, bu izah zahmetine katlanaca­ ğım umarım,. — K, __

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

• Deri veya merkezi sinir sistemi ile ilgili rahatsızlıklar • Renk körlüğü veya diğer görsel bozuklukları olması  Kötü diş hijyeni veya diş eti iltihabı bulunması.

ÇalıĢmamızda katılımcıların plastik materyaller içinde bulunan besinleri tüketme sıklığı ve plastik madde/ürün kullanım alıĢkanlığı ile idrar BPS ve

doğru yürürlerken söz Aziz Nesin’den açılmış, Necip Fazıl, Haşan Çelebi’ye:. - Biliyor musun, demişti, bu adam mizahta

Bu yıldızın kütlesi Güneş’inkinden sadece %30 daha fazla olsa da şu sıralar Güneş’ten 400 kat daha fazla ışık yaydığı için buz bölgesinin sınırları. 40

Fakat Ay dolunaya yaklaflt›¤› için gökyüzü ayd›nl›kt› ve o nedenle tüm görüntüler 30 saniye poz süresi verilerek al›nd›.. Kuyrukluy›ld›zlar›n çok az

Nazım, üçüncü kez, I930’da ni­ şanlandığı Piraye Hanım ile ilk ha­ pisliğinin ardından 1935 yılında ev­ lendi.. Calina ile

Ancak baflar›l› bir flekilde tedavi edilmifl kriptokok menenjiti olan AIDS’li hastalara idame tedavisi yap›lmazsa, hastal›¤›n yineleme oran› oldukça

Sair günler bir adım atarsanız Münir Nurettin, öteki adamınızda Tino Rossi, bir adım daha at­ mayın sakın!. Hareket etmeyin, yoksa hemen Sa­ fiye Ayla