• Sonuç bulunamadı

Laikliğe yan bakanlar...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Laikliğe yan bakanlar..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 H A Z İR A N 1993 SA LI

ANKARA NOTLARI

MUSTAFA EKMEKÇİ____________

Laikliğe Yan Bakanlar...

İsmet İnönü, 1960’larda yeniden başbakanlığa gelin­ ce, sabah sabah MİT yöneticisi, Başbakanlığa gelir, Paşa’ya bir dosya sunar:

- Efendim, size solcuların dosyasını getirdim! Paşa, MİT yöneticisini tersler:

- Bana irticanın dosyasını getirin, irticanın!

Gericilerin dosyası, o gün bugün bir türlü getirilmez. İsmet Paşa, gericiliği en büyük tehlike saymıştır.

İsparta’da bir MİT ilgilisi, birine şöyle der:

- Bizde Nurcularla ilgili her türlü bilgi var; kimin ne

yaptığını biliyoruz, izliyoruz. Fakat harekete geçmemiz için bize bir emir verilmiyor!

Köprülerin altından çok sular geçti; gericiler, laiklik düşmanları, gazete, yayınevi basacak duruma geldiler. İşte en son, Kaynak Yayınevi’ni basıp Turan Dursun’un kitaplarını parçalayıp yaktılar. Bu olayların başlangıcı yeni değildir. Bir başbakanın cami avlusunda takke giy­ mesinden başlar, bir başkasının Nakşibendi müridi ol­ masıyla sürer, din dersleri zorunlu olur.

İsmet İnönü’ye Abdi İpekçi sorar:

- Bugün için en tehlikeli meselenin yine irtica olduğu­

nu söylersiniz. Bugün maziye baktığınızda bu tehlikenin hâlâ halledilememiş olduğunu gördüğünüz vakit, zama­ nında eksik kalmış tedbirler alındığını düşünüyor musu­ nuz?

- Eksik kalmış tedbir yok. Bunlar, memleketin anlayışı­ nın ve aydınlarında uyanıklığın ve ilerlemiş olmanın te­ siriyle hallolunacak meseleler.

Necmeddin Hoca’nın laikliğe yan bakan yayın organı

‘Milli Gazete' dincileri kışkırtmış; Salman Rüşdü’nün 'Şeytan Ayetleri’ yapıtından bölümler yayımlanan “Ay­ dınlık" gazetesinin telefonlarını vererek, yobazları sal-

dırtmıştı. Necmeddin Hoca da, gazete de bunun sorum­ luluğundan kurtulamayacaklardır.

Onların bu kışkırtmaları, çabaları ancak İslamlığın yı­ kılmasına yarayacaktı. Bakalım bu tutumlarının altından nasıl kalkacaklardı?

Uzunada’da yatarken, kendisiyle telefonla konuştu­ ğum Necmeddin Hoca şöyle demişti:

- Muhterem kardeşim, askerleri tanıyorsanız, görüşü­

yorsanız söyleyin, bizi buradan çıkarsınlar, kendilerine yardımcı olalım!

Askerler, sizin yardımınız olmadan yapacaklarını yap­ tılar hocam! İslamlığı yıkmak için siz daha neler yapa­ caksınız, onu söyleyin! Laikliğe yan bakmak, İslamlığın yıkılmasıdır bilesiniz. Bilmeyenler de bilsin bunu. Ha gayret!

Necip Fazıl Kısakürek’in ölümünün 10. yılı dolayısıyla

“İlkyaz" dergisi bir özel sayı çıkardı. Dergiyi, Necip Fa-

zıl'a ayırdı. Derginin genel yayın yönetmeni, “Ankara

Notları"n\ izleyenlerin yakından tanıdıkları, taşlama us­

tası, ozan Haşan Çelebi. 1940’11 yıllarda Aziz Nesin,

“TAN” gazetesinde Necip Fazıl’a ağır bir dille çatmış,

Necip Fazıl için, “Şeyhleribunun ağzına tükürmüşler, bu

daağzına tüküreceği müritler arıyor!” diye yazmıştı. Ha­

şan Çelebi o yıllar Necip Fazıl’la birlikte çalışıyor, “Bü­

yük Doğu"nun sanat sayfasını hazırlıyordu. Yerebatan’a

doğru yürürlerken söz Aziz Nesin’den açılmış, Necip Fazıl, Haşan Çelebi’ye:

- Biliyor musun, demişti, bu adam mizahta bir deha­

dır.

Necip Fazıl, Haşan Çelebi'ye şunları söylüyordu: - Tanrı, yarattığı kuluna, kendini inkâr etme özgürlü­

ğünü sunmuştur. Bu özgürlüğü insanın kısıtlama hakkı yoktur. Akıl ile özgürlük, insana Tanrı’nın en büyük ar­ mağanıdır. Bu iki yeteneğin dengesi, insanı öbür yara­ tıklardan ayıran başlıca çizgidir. Bağnazlık ve yobazlık, İslam düşüncesine aykırı, zıt iki olumsuzluktur. Bağnaz­ lığın ve yobazlığın, İslam düşüncesinin altına konmuş bir dinamitten farkı yoktur...

Necip Fazıl, Haşan Çelebi’ye daha sonra imam Rab- bani’nin (1564-1624) şu öyküsünü anlattı:

- İmam Rabbani, sokak ortasında bir çifti uygunsuz

durumda görünce ellerini göğe açar, “Ulu Tanrım, bun­

ların sığınacak bir yeri yok mu?” deyip, üstünden çıkar­

dığı cüppeyi onların üstüne örter, görünmesinler diye. İşte İslam budur, böyle olmalıdır!

(Bu olayların geniş olarak anlatıldığı “İlkyaz" dergisi­ ni arayanlar, P K 113 Bakanlıklar-Ankara adresine yaza­ rak sağlayabilirler. Ya da Ankara’da 467 38 69 numaraya telefon edebilirler.)

Necip Fazıl’ı, Haşan Çelebi, on iki yıl kısa uzun aralık­ larla birlikte olmalarına karşın ne namaz kılarken ne de oruçlu gördü. Necip Fazıl’ı yobazlar şimdi “bayrak" ola­ rak kullanmak istiyorlar. Belki onun “Kadın Bacakları" şiirini hiç okumamışlardı. Şiir şöyle:

“Bir kadının içinden ağlayışı gülüşü / Gözlerinden zi­ yade bacaklarına yakın / Bir edadır onların duruşu, bü­ külüşü, / Kadınlar, onlar varken konuşmayınız sakın.

İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe, / Bacakların ruhudur şekil veren diyorum, / Bacakları bir kalın örtüde saklı di­ ye, / Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.

Boynuma doladığım güzel putu görseler / İnsanlar öğrenirdi neye tapacağımı / Kör olsa da açılır, gözüm ona sürseler! Isa 'nın eli diye bir kadın bacağını."

Necip Fazıl, "Kadın Bacakları" şiirini ilk yapıtları

“Örümcek Ağı" ile “Ben ve Ötesi"ne almış, ancak son

kitabı “Çile "de çıkarmış, “Bu şiiri, evladımı reddeder gi­

bi reddettim. Kim alırsa alsın!"demişti.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Şu sıralar gösterimde olan "M ektup" ve "H am am " filmlerinde izlediğimiz Necdet Mahfi Ayral, 89 yaşında ve aktörlükte 65 yılını geride bıraktı.. Yedi

Osmanlı musikisinin en önemli kurumların- dan olan mehterhane, görüldüğü gibi savaş ve yürüyüş havaları çalan askeri bir bando olmak­ tan öte, ilahiler

Etraf tarafından görünmek için buralara gelen insanlar başka bir mekana alışmaya başladıklan zaman, ki galiba bu grup yavaş yavaş TIKE’ye kaydı bile, buranın işi çok

nazesi Çarşam ba günü Şişli ca-“ miinde öğle namazı kılındıktan sonra gazetemize getirilecek ve burada kendisine son saygı du­ ruşu yapıldıktan sonra

doğmuş, Bahriye mek­ tebinden mülâzım ola­ rak çıkmış, sonra İs­ tanbul Sanayii Nefise Mektebini de

Şimdiye kadarki tutumları ile, Ermeni terörist­ lere cesaret vermekten başka bir şey yapmamış olan bazı Avrupa ülkelerinin de, özellik­ le Ermeni

Konakla virus arasında süregiden etkileşimde ortaya çıkan doğal nötralizan antikor yanıtları ve sitotoksik T hücre cevapları yeni ortaya çıkmış olan bu varyantların

Gü- ney Kore’de yapılan diğer bir çalışmada klinik Candida izo- latlarının tür düzeyinde tanımlanmasında VITEK ® 2, Phoenix otomatize idantifikasyon sistemleri, iki