• Sonuç bulunamadı

Kalabalığın nereye gittiğini Abidin de bilmiyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kalabalığın nereye gittiğini Abidin de bilmiyor"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kalabalığın nereye gittiğini Abidin de bilmiyor

MEHMET BASUTÇU

PARİS - Güz ılık geçti bu yıl Paris’te. Doğa, sarının ve yeşi­ lin tüm tonlarıyla birlikte har­ manladığı o güzelim kırmızı renklerin devingenliğini uzun uzun izlememize, ıslak ve diri sonbahar havası eşliğinde dolu dolu koklamamıza olanak tanı­ dı.

Abidin Dino, yıllar boyu sü­ regelen o duyarlı bakışlarıyla belleğinde biriktirdiği bin bir insan yüzünün, her baharda içinde yeniden filizlendiğini

du-yumsuyordu kuşkusuz. Ardın­ dan, her yaz güneşin kıvılcımlı yansımaları içinde olgunlaşan bu binlerce, on binlerce, belki de milyonlarca insan yüzünü; birbirlerine benzeyen, ancak yi­ ne de her biri diğerinden çok farklı olan bu yüzleri, tuvale dökerek kalabalıklaştırdı. Pa­ ris'teki atölye evinin içi doğa anayı kıskandıracak renk ve bi­ çimlerle doluvermişti.

Bir kasım öğleden sonrasının alaca karanlığında, çok mutlu bir Abidin vardı karşımda.

■ Arkası Sa. 14, Sü. 1 'dr Dino'nun Paris atölyesi, doğayı kıskandıracak renklerle dolu. (Fotoğraf: K ER EM SA LTU K )

(2)

n-Kalabalığın nereye

■ Baştarafi /. Sayfada

Gözleri ışıl ışıl, yüz çizgileri gep- gençti. İki tabloya daha son fır­ çayı vurmuştu o gün. Yepyeni iki kalabalık daha yaratmıştı son sergisi için. Uyumlu, bilinç­ li, devingen kalabalıklar mıydı bu kalabalıklar? Hangi yöne dikmişlerdi gözlerini? Nereye gidiyorlardı?

Abidin Dıno ile bu konular­ da söyleştik.

-Bu serginizde ve sergi sıra­ sında yayımlanacak olan Yaşar Kemal ile bir söyleşi biçiminde­ ki kitabınızda, yüzler ve imgeler söz konusu. Birtakım yüzlerin tekrarıyla kalabalıkların yüzle­ ri oluşuyor. Figüratif ve non- figüratif yaklaşımda bunu nasıl bağdaştırıyorsunuz?

Çocukluğumdan beri

“ Kalabalık konusu beni ol­ dum olası uğraştıran bir konu­ dur. İstanbul'un kaynaşması, kalabalıkları kavrama isteğini uyandırıyor insanda. Çocuklu­ ğumdan beri en çok hatırladı­ ğım imgeler, örneğin, Galata köprüsünün kaynaşmasıdır; Yüksek Kaldınm’ın kaynaş­ masıdır.

Bir hayli erken yıllardan baş- .layarak o kalabalığı çizmeye koyuldum. Yan yana suratlar beni çok ilgilendirdi oldum ola­ sı. Bu, işin bir tarafı, ama aslın­ da kalabalıklar her ülkede beni ilgilendirdi.

Mesela Rusya'da çalışırken sinema alanında da bu kalaba­ lık konusu önemli bir konuydu. Biliyorsunuz Eisenstein’in film­ lerinde kalabalık ne kadar önemli bir yer alır. Yani başka çeşit bir kalabalıkla karşılaştım orada. Sonra tekrar Türkiye’ye döndüğümde, epey kalabalık ¡resimler çizdim. Liman sergi­ sinde de o kalabalık tekrar or­ taya çıktı. Derken Anadolu’yu da buna kattım. Anadolu’da tam tersine, yani çok büyük bo­ yutlarda ufacık insanlar çizdirr konu uzun yürüyüştü. Kurtu­ luş Savaşı’nın da bir uzun yürü­ yüş olduğunu düşünüyorum. Onun da birtakım resimleri or­ taya çıktı. Ayrıca Çin uzun yü­ rüyüşü beni çok ilgilendirdi. Kalabalık, mesafe, insim...

Bir öm ür boyunca hep beni ilgilendirdi bunlar. Sonra Pa­

ris’te yıllar boyu, bütün büyük yürüyüşlerde, sokakta resim çizdim. 68 olayları bunun bir örneği, ama ondan önce de son­ ra da insan kalabalıkları çiz­ dim.

-Biraz önce kalabalıklardan ve sinemadan söz ettiniz. Tab­ lolarınıza baktığım zaman dik­ katimi çeken nokta şu: Kame­ ra, bazı yerlerde sanki bu kala­ balıkların içine zum yaparak dalıyor, bazen ise tümüyle yu­ karılara çekilerek kalabalığın oluşturduğu bir deseni gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Ne­ dir bu desenler? Nasıl bakıyor­ sunuz kalabalıklara. Nereye gidiyor bu kalabalıklar? İnsan­ lar bireysel farklılıklarını unu­ tup tek vücut mu oluyorlar? Nasıl yönlendiriliyorlar?

Resim ve hareket_______

"Bir tür nakış çiziyor bu ka­ labalıklar. Tabii o büyük nakış­ lar da hareket halindeki nakış­ lar, bu nedenle onları resimle vermek çok zor. Resmin dina­ miği içinde tekrar bir hareket yaratmak söz konusu. Resim dural bir şey aslında, ama dural olan resmin içinde birtakım ha­ reketleri canlandırmak, bir kaynaşma sağlamak müm­ kün... Ayrıca şunu da belirtme­ liyim: Her kalabalık mutlaka bir erdem taşımaz, ama her ka­ labalığı da görebilmek lazım. İster olumlu, ister olumsuz ol­ sun, kalabalık kalabalıktır ve bu da çağımızın bir gerçeğidir. Kalabalıkları daima içine gire­ rek çizmişimdir. Ama içine gir­ dikten sonra da eğer onu bir bütün olarak vermek istersem, dışına çıkmak zorundayım. Yani iki tutıîm söz konusu: Hem içinde olmak hem de dı­ şından seyretmek. Eğer kalaba­ lıkları çizeceksem, ister istemez bu ikili davranışı yürütmek zo­ rundayım... Sanıyorum ki kala­ balık, eninde sonunda yolunu buluyor; ister resimde, ister ger­ çekte, bu böyle... Kalabalıkla­ rın nereye gittiklerine gelince; bunu peşin hükümlerle söyle­ mek gayet yanlış. Nereye gidile­ ceği konusunda ben kalabalık­ lara öğüt veremem: olsa olsa kalabalıklar bana öğüt verir... Biraz da doğanın koşullarına uymak lazım.”

Referanslar

Benzer Belgeler

Geriye, griye dönmü ş yüzlerce dönüm orman alanı, orman köylüsünün yarını için duyduğu umutsuzluk,kavrulmuş nar çiçe ğinin külü, ters yüz olmuş bir

Japonya'da geçtiğimiz yıl meydana gelen deprem ve tsunami felaketinde zarar gören, Fukushima nükleer reaktörünün ardından ülke genelinde kapatılan tüm reaktörlerden

Kolombiya’da on binlerce yerli, daha fazla toprak, yaşam haklarına saygı ve Kolombiya Devlet Başkanı Alvaro Uribe ile diyalog istemiyle Cali kentine yürüyü şe

Mustafa Petek, Haramidere’nin denize döküldü ğü bölgeden alınan örneklerde yapılan incelemenin kirliliğin vahim boyutlarını gösterdiğini belirten Petek,

Türkiye’nin stoklarda bulunan mayınları 2008 yılına kadar imha edip, toprağa döşeli mayınları da 2014 yılına kadar temizlemesi gerekti ğini kaydeden

Bu arada Atatürk Parkı- Balıkçı Barınağı önü, Vakıf Teras önü, Kültür Park- Beşiktaş Meydanı önü, Kültür Park- Barış Meydanı önü, Kültür Park-

Anmaya ABF Genel Ba şkanı Selahattin Özel, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Urfa Milletvekili

Polis, aralarında DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Başkanı İsmail Hakkı Tombul'un da bulunduğu grubun gelmesinin