• Sonuç bulunamadı

Başımızda o varmış gibi...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başımızda o varmış gibi..."

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BOTON DONYA ANIYOR..

D U R U M

m m m o

BAŞIMIZDA O VARMIŞ GİBİ...

4 A Kasım, bir fâninin ölüm yıldönümü, bir yaş günü olma-

/ İ l malıdır. Bu, asırlık bir milleti, yepyeni bir hayat düzeni­

ne getirmek, ondan yepyeni bir devlet kurmak isteyen

dehanın, mazide kalmış hatıralariyU değil, halde yaşayan ve istik­

balde yaşaması gereken felsefesi ile anıldığı bir giin olmalıdır•

Başka bir deyimle her 10 Kasım'da, mazide kalmış Atatürk'ü

tekrarlamak yerine, Atatürkçülüğü bugünün ve yarının şartla-

riyle mütalea etmek, bu felsefeye ve bu ideale ne derece sadık

kalabildiğimizin muhasebesini yapmak çok daha yerinde bir dav­

ranış olur.

Nedir Atatürkçülük?

Şimdi, bâzı çıkarcıların kendi arzularına göre yorumlamaya

çalışıp, soysuzlaştırmaya kalkıştıkları bu felsefenin en doğru ta­

rifi şu olacaktır:

Türk milletini asırlardanberİ uyuşturmuş ve geri bırakmış

şarklılıktan ve dogmatik inançlardan kurtaracak* onu batı me­

deniyetinin en ileri, en şerefli ülkeleri arasına yükseltecek

bir

batılılaşma hareketi...

Atatürk bu harekete, fesi fırlatıp, arap harflerini

kovup,

çarşafları çıkartıp, şeriatı reddedip, tekkeleri kapatıp, takvimleri

değiştirip, batıdaki kanunları kabul ederek Önce sosyal ve hu­

ku k alanında başlamıştı. Sonra güzel sanatlara geçmiş, heykel ve

resim yapmayı günah addeden, bu gibi sanat eserlerine değer ve­

renleri kâfir ilân eden, batı müziğini dinlemek istemeyen zihni­

yeti değiştirmişti. Cumhuriyetle başladığı siyasî batılılaşmayı ise

çok partili demokratik düzen ile tamamlamak istemiş, fakat er­

ken giriştiği teşebbüsünü tekrarlamaya hayatı yetmemişti.

Atatürkçülüğün nasıl bir batılılaşma hareketi olduğunu or­

taya açıkça koyan bu kısa hatırlatmanın iki sonucu

üzerinde

durulabilir:

Q Atatürk'ün sosyal alanda, siyasette ve sanatta yaptığı devrim-*

lerin milletçe benimsenmediği, bunların zorla kabul ettiril­

meye çalışıldığı ve ilk fırsatta hepsinin yıkılacağı iddia edilmîştk

Aradan uzun yıllar geçti. Bugün başımızda fes yok şapka var.

Arap harfleriyle değil lâtîn harfleriyle yazıyoruz. Tekkeler açıl­

madı, takvimler değiştirilmedi, şeriat geri dönmedi. Heykel

ve

resim sergileri yurdun dört köşesinde açılıyor, batı müziği her \

tarafta çalmıyor. Başımızda ne bir halife var, ne de bir salta- i

nat... Şu halde Atatürk’ün batılılaşma devrimlerinin

milletçe i

benimsenmediği, zorla kabul ettirildiği ve ijk fırsatta yıkılacağı :

konusundaki iddialar iflâs etmiştir. Gerçi, özellikle demokratik \

düzene geçildikten sonra bâzı kıpırdanışlar ve bir takım tavizci

davranışlara rastlanmıştır. Fakat bunlar devrimi erin temeline

inmek şöyle dursun, her defasında karşılarına çıkan Atatürkçü

hüviyetler karşısında sinmişler, ezilmişlerdir.

Bu husus, Atatürk devrimlerinin kökleştiğini ve değiştirile­

meyeceğini gösterdiği gibi, şarkın yobazlığından kurtulmuş, batıya

yönelmiş ilerici kuşakların Atatürk'ten aldıkları emaneti başarı

ile savunmaya muktedir olduklarını da ortaya koymaktadır.

Atatürk’ün hayatta kaldığı kısa süre zarfında başardığı dev­

rimler, batı medeniyetinin en ileri ülkeleri arasında yer al­

mamızı sağlayacak batılılaşma hareketinin başlangıcıydı. Amaç,

onlara ulaşmak ve onlarla beraber ilerlemekti.* Bu

bakımdan

Atatürkçülük Atatürk’le beraber başlayan ve biten bir

hareket

değil, dinamizmini ilelebet muhafaza edecek bir felsefedir.

Duruma bu açıdan bakınca, bugün batılı ileri

ülkelerden

hangi alanlarda geri kaldığımızı tesbit etmek ve eksikliklerimizi

tamamlamak için ne yaptığımızı, ne yapmamız gerektiğini bilmek

lâzımdır. Batı medeniyetinin bugünkü temel vasıflarından biri,'

} Devamı Sa. 7, Sil. 2 de

Kemal A ta tü rk 'ü n v e fa tın ın 25 İnci y ıld ö n ü m ü n ü anm a tö ren in e iştirak edebilm ekten şeref d u y ­ m aktayım . A tatü rk ad ı insana b u yüz y ı ­ lın büy ü k in sa n la rın d an b irin in ta rih i başa­ r ıla r ın ı, T ü rk h alk ın a ilham v e re n lid e rli­ ğini, m odern dü n y ay ı ileri görüşlü a n la y ı­ ş ın ı ve b ir askerî lid er o larak k u d re t ve y ü k se k cesaretini h a tırla tm a k ta d ır... Ç ökün­ tü h alin d e bulunan bir im p arato rlu k tan lıür bir T ü rk iy e ’n in doğm ası, y eni T ü rk iy e ’n in

/ O B ü tü n dünya 10 K asım da, biz A lm a n la rın da dostluk ve saygı ile bağlı olduğum uz b ir in san ın , h a y a tın ı v e eserlerin i tak d irle an m ak tad ır... A tatü rk b ir a s k e r olarak, am ansız ve h a ttâ bâzı a n la rın d a üm itsiz gözüken b ir m ü ca­ deleden m u z a ffe r ç ık m ış ve sonra da devlet soru m lu lu ğ u n u ü zerin e alm ıştır. 29 Ekim 1923 te T ü rk iy e C um h u riy etin i ilânı, onun diplom atik d e h â s ın ın b ir eseridir. Bundan başka, T ü rk D e v le tin in dem okratik gelişm

e-M ustafa K em al A ta tü rk ’ün Ölü- B ü n n ıü n ü n 25. y ıld ö n ü m ü dolayı- siy le h â tır a s ın ı tazim le anarım . A tatü rk ’ün ad ı bizce, h em en hem en 50 yıl önce p arlak b ir T ü rk ask erî k u m a n d a n ı ola­ rak biliniyordu. B a rış ı ta k ib e n ona büyük m illî lid erle r a ra sın d a ta rih te k i daim î ye­ rin i k a z a n d ıra n d evletçilik s ıfa tla rıy le A ta­ tü rk 'ü ta n ıd ık . B ugün, T ü rk iy e , B a tı İ tti­ fa k ı içinde İn g iltere ile o rta k lık y ap m ak ta-/ O Y irm ibeş sene evvel e b ed iy ete İn-tik a l eden b ü y ü k lid e r v e T ü rk i­ y e C um huriyetinin k u ru c u su A ta ­ tü rk için m illetim ve kendim n â m ın a size ve T ü rk m illetine en sıc ak h islerim izi ifa ­ de e tm e k te n b ü y ü k b ir zevk ve g u ru r d u y ­ m a k ta y ım ... K em al A tatü rk , y a ln ız b u a srın en b ü y ü k a d a m la rın d a n b iri değildir. Biz P a k is ta n ’d a O’n u , gelm iş geçmiş b ü tü n çağ ­ la r ın en b ü y ü k ad a m la rın d a n b iri olarak görüyoruz. A sk erî b ir dehâ, doğuştan b ir

li-/ * > T u n u s m illeti bugün, a sırlık bağlarla bağlı bulunduğu kardeş ve asil T ü rk m illeti ile, M ustafa K em al’in u n u tu lm az h â tır a s ın ı canlandırm ak ve tazim etm ek üzere h ü rm e tk a r bir d ü şü n ­ ce İçinde b irleşm ektedir.

M illetim iz «Gazı» niıı ölm ez eseri İçin en büyük h a y ra n lığ ı du y m ak ta, h â tıra sın a da en büy ü k h ü rm eti beslem ektedir. Biz O 'nun şahsında, savaş m e y d an ların d a, büy ü k bir asker olduğunu ispat ettik ten sonra, h erşe- yin tam am en kaybolduğu zannedildiği bir

K em al A tatü rk v ey a bizim O ’n u o zam anlar ta n ıd ığ ım ız a d 'y - la Kem al P aşa, gençlik g ü n le­ rim de, benim k a h ra m a n ım d ı. Biz o ta rih ­ lerde kendi b ağ ım sızlık h arek etim izle son derece m eşguldük ve ben, diğer birçok kim ­ selerle b irlik te hapishane h a y a tım a başla­ m ıştım . K em al P a şa ’n ın T ü rk iy e ’yi yabancı hâkim iyet ve n ü fu zu n d an k u rta rm a k

yolun-Bu a sk er - devlet ad am ı, çağ ım ı- zın en b ü y ü k lid erle rin d en biri İdi. K endisi, T ü rk iy e ’n in d ü n y a ­ n ın en ileri m em lek etleri a ra sın d a h a k e t­ tiği y eri alm asın ı sa ğ lam ıştır. Keza O, T tirk - lere, b ir m illetin b ü y ü k lü ğ ü n ü n tem el ta ş ı­ n ı teşkil eden, k e n d in e güvenine ve d ay an

-h ü rriy e t ve b a ğ ım sız lığ ın ı şerefli b ir şekil­ de ilân ve o zam andan beri m uhafaza e t­ mesi A ta tü rk ’ün v e T ü rk h a lk ın ın işidir. Şüphesiz ki, T ü rk iy e C um h u riy etin in doğu­ şu ve o zam andan b eri A ta tü rk 'ü n ve T ü r­ k iy e’nin giriştiği derin ve geııiş devrim ler

} Devamı S a. 7, Sü. 4 de

Amerika

Cumhurbaşkanı

KENNEDY

“ 9

sini engelleyen, m aziden k alm a b âzı gele­ nek, örf ve âdetlerin de d eğiştirilm esi v e ­ ya b e rta ra f edilmesi gerekiyordu. Cesurâne ve azim kârane ideallere sa h ip ti ve yılm ak bilm eyen b ir y a ra tıc ılık la eserlerin i gerçek­ leştirm eğe b aşlad ı... A tatürk, biz A lm

anlar-} Devamı Sa. 7, Sü. 4 de

Batı Almanya Başbakanı

ERHARD

9 9

d ır... M utlu işbirliği; Miyiik anlam da A ta­ tü rk 'ü n çalışm a la rın ın neticesidir. A ta tü rk ’­ ün ölüm ünün 25. y ıldönüm ünde, O ’n u k a h ­ ram an asker olarak saygı ile yâd eder, m o­ d ern T ü rk iy e’nin A ta’sın ı, d ev let adam ı A tatü rk 'ü , ta k d ir ve şü k ran la anarız*

İngiltere Başbakanı

HOME

9 9

d er ve b ü y ü k bir v atan p erv er olan Kemal A tatürk, m em leketinizi yeniden büyüklük yoluna koydu. O, y aln ız sizin m illetinizin sevgili lideri değildi. D ünyadaki b ü tü n Mtis- lüm anlar gözlerini sevgi ve h a y ra n lık İlişle­ riy le O’na çevirm işlerdi. O. M üslüm an

dün-} Devamı Sa. 7, Sü. 4 de

Pakistan

Cumhurbaşkanı

EYÜP HAN

9 9

anda, m illetinden üm idini kesm eyi ve m ağ­ lûbiyeti kabul etm eyi şiddetle reddeden T a n rın ın seçtiği b ü y ü k insanı tebcil ediyo­ ruz. O, güçleri birleştirm eyi, k ır ılm ış cesa­ retleri yükseltm eyi bilmiş ve talih i zorlaya­ rak, milli ülkenin b ü tü n lü ğ ü n ü te k ra r tesis ve m em leketinin bağım sızlık ve eğem enliğl-

â Devamı Sa. 7, Sii. 6 da

Tunus

Cumhurbaşkanı

BURGİBA

§ 9

daki faaliyetleri ve m ücadelesi ile İlgili h a ­ b erleri hapishanede dahi büy ü k b ir alâk a ve h eyecanla takip etm ekte İdik. A nadolu’da Y unanlılara k arşı k azan ılan b ü y ü k zaferin h ab eri hapishanede bize geldiği zam an bun

^ Devamı Sa. 7, Sil. 6 da

Hindistan Başbakanı

NEHRU

m a d uygusunu verm iştir. Ben A ta tü rk 'ü n sadık a rk a d a şla rın d a n biri olm akla büy ü k İftih ar d u y u y o ru m .'

Emekli Orgeneral

MAC ARTHUR

9 9

TÜRKİYE MİLLÎ TALEBE

FEDERASYONU

TEMSİLCİLERİ,

ATATÜRK'ÜN EN YAKIN

ARKADAŞI BAŞBAKAN

İNÖNÜ'YÜ ZİYARET

EDEREK, KENDİSİNE

SAĞDAKİ RESM

GÖSTERMİŞLER VE

FOTOĞRAFIN YANINA

DUYGULARIN

YAZMASIN

DİLEMİŞLERDİR

İNÖNÜ ŞU CÜMLEY

YAZMIŞTIR

BAŞBAKAN İNÖNÜ'NÜN

ATATÜRK HAKKINDA

KALEME ALDIĞI BİR

MAKALEYİ BUGÜN

İKİNCİ SAYFAMIZDA

«DÜŞÜNENLERİN

DÜŞÜNCELERİ»

SÜTUNUNDA

BULACAKSINIZ.’

H V t ' r i , ' i, ^ <;»<■. -a

(2)

*

*

*

*

*

SAYFA i 2

M İ L L İ Y E T *

10 K A SIM 1983 9 * 9 9

-D U S U N E N L P R I N -D Ü Ş Ü N C E L E R !

AZİZ A TA TÜ R K

A

YRILIŞININ 23 Ilu l y ıld ö n ü ­m ünde büyük A ta tü rk ’ü yal- nız m illetçe değil diînyac* anıyoruz.

in sa n lık tarltıinln m üstesna »İması A ta tü rk 'ü bugün tıep b e rab er h a tır ­ lam ayı, bütün m illetler kendiler) H in ödev sa y m a la rd ır. Bu asil d u y . « u lard an dolayı T ü rk h a lk ı a d ın a d e rin ve samimi Ş ü k ra n larım ızı su n ­ m ay ı kendim ize k ıy m e tli b ir bor*

dayarız.

C um huriyetim izin k u ru cu su , in san ­ lık tarihinin seçkin sim ası A tatü rk h a k k ın d a UNESCO’n u n tesebbiisü İle m edenî âlemce gösterilen bu âlicenap ilgi, T ü rk m illeti o larak hepim izi m in n ettar etm iştir. Bu 25 İnci y ıld a in sa n lık âlem inde A ta tü rk ’e gösteri­ le n sevgi İle teselli b u lu y o r v e h e - y eean duyuyoruz.

A tatü rk ’ü bugün, m illi m ücadele­ m izin tem eli ve baş k o m u tan ı olarak yüreğim izin biilün m îıınell ile a n ı­ yoruz. Milli m ücadele dediğim iz k u r ­ tu lu ş destanım ız, ne k a d a r an latılsa, z ih in lerd e vücut bulm ası g ereken b ü tü n u n su rla rı İle ca n la n d ırıla n la r.

A tatü rk in k ılâ p la rın ın geniş m and­ a m ı ve m illi bünyedeki derin te s ir­ le rin i kavram ak İse, ancak 23 y ıld an » eri geçirdiğim iz o lay ları h e r "safha­ sın d a k ısaca gözden geçirm ekle m üm kündür.

Milli m ücadele, düşm an İstilâsın ın güçlüklerinden fazla, m em leketin iç Çekişmeleriyle Önem k azan m ış bir olaylar d evridir. Bu savaşın, üm itsiz b ir çaba olduğunu İddia edenler çok­ tu r. Galip devletler bundan em indi­ le r ve bizim kendi aram ızd ak i k a v ­ g a n ın T ü rk iy ey i çökerteceğine kesin o larak İn a n ıy o rla rd ı, H esap e d iy o r­ la rd ı kİ, k en d ilerin in silâha sa rılm a ­ la r ın a liizum k alm ak sız ın bizim için h a z ırla d ık la rı âklbet, y aln ız içim iz­ d ek i vuruşm a ile gerçekleşecekti.

İyice h a tırla rım , h a ttâ B üyük M il­ le t Meclisi h ü k ü m eti k u riılu p işe baş­ la d ık ta n sonra bile, galip dev letlerin tem silcileri m em leketin h er köşesin­ d e m ücadele siyasetinin anarşi g ird a­ b ı İçinde sönüp biteceğini sö y le rler­ di. Ben A ta tü rk 'ü n em rin d e ve Bıi- yttk M illet Meclisi k a rşısın d a d o ğ ru ­ d an doğruya sorum lu G enelkurm ay B aşkanı o larak İtilâf dev letlerin in o rd u la rı tem silcileri İle görüşm iişüm - d ü r. B ir d efasın d a k a rşım ız d a k i te m .

sllcl m illi o rd u n u n üniform ası olm ak lâzım geldiğini bize söyledi. A tatürk k en d isin e derhal, silâ h lıla rın s ır tın ­ daki elbisenin Ü niform aları olduğu cev ab ın ı Verdi.

B ir başka seferinde, b ir büyük devlet, askeri tem silcisinin a ram ızd a­ k i m eseleleri görüşm ek üzere A

nka-k e ri zaferim iz de, hem en üm itsiz b ir h a y a l o larak İzlenm iştir. Bu zafer, hiç »İr h o ib în ş a rtla rın a uym ayan, m üstesna zo rlu k lar İçinde K azanıl­ m ıştır. B irinci D ünya H arbi soııün. da silâh larım ız ve cephanem iz geniş ölçüde m üsadere edilm işti. K a ç ırıla ­ bilen m a h d u t ölçüde silâh tar ve

cep-Yazarı :

İSMET İNÖNÜ

/ a ’y a gelm esin« İzin v erip verm iye-

ceğtm lzi K ız ıla y ’ın a ra c ılığ ı ile sor­ d ular. Ü m ide k a p ıla ra k hem eıı m u ­ v afak at cevabı verdik. T em silci İn e ­ b o lu 'd an A n k ara'y a k a d a r itib a r ve ik ra m içinde geldi. A ltı, y edi giın •tire n geliş seyahatinde h e r y a ttığ ı köyde A nkara İle görüşüp m eselele­ ri h alled ecek lerin i söyledi ve bir üm it dalgası içinden geçerek bizim baş­ kentim ize geldi. Temsilci, kendisi ile k a rşı k arşıy a bulunduğum uz ilk o tu ­ ru m d a G enelkurm ay Başkanı olarak, bana ne görüşm ek istediğim i sordu. H ayret ifade ettim . Bizimle görüşm e­ y e istek gösterenin k en d ileri o ld u ğ u ­ nu, bizim d âv âm ızın belli b u lu n d u ­ ğunu, o n ların bu hususta bir anlaş- ‘ m a tek lifi getireceklerini beklediği­ m izi söyledim . Tem silci g ülerek ve y a rı eğlenir bir eda ile, b eyhude ıığ- ra ştığ ım ız ı bildirdi. K endilerinin konuşm a ed asın ı pek güzel a n la d ı­ ğ ım ı, başka tü rlü konuşm aya sıra gelinceye k a d a r beklem ek g erek tiğ i­ ni ifade ettim . O gün adam A n k ara- dan a y rıld ı, inebolu’ya k a d a r u ğ ra ­ d ığ ı h e r köyde, bütün m eseleleri halletm ek için geldiğini, fak at A nka­ ra 'd a bir görüşm e ve anlaşm a istid a­ dı görm ediğini belirtti. Bu geliş ve gidişi, Anadolu İçinde üm itleri k ıra n b ir ustaca propaganda fırs a tı olarak k u llan m ışlard ı.

İstan b u l'u n bâzı a y d ın la rı ve he­ m en b ütün yetkilileri, d ü n y a n ın en büyük k u d retlerin e karşı uğraşılm az d iy o rla rd ı. A tatürk onlara hiçbir za ­ m an in an m am ıştır. A tatü rk bu ü m it­ siz sa y ıla n m iieadeleyi m illete m alet- m iştir.

Milli m ücadele a ç ıld ık ta n sonra

as-h an e m uas-harebe m e y d a n la rın a sırtta ta ş ın a ra k , k ağ n ı arab ası ile g ö tü rü ­ lüyordu. M illi m ücadele boyunca, hiç b ir yerde, bu a srın bir m eydan mu*^ h arebesini id are edecek m ik tard a cephane b u lu n ıtu ru lam am ıştır. En m uvaffak bir seferin ta b ia tın d a bile m evcut olan b a şa rısız lık ve aksi olay g ü n leri k arşısın d a, b ir kısm ı a y d ın diye bilinen k aram sar çevre­

ler, İşte adam lar hayal peşindedir­ ler, d iyorlardı. Kesin netieeli büy ü k m eydan m uharebeleri bu m alzem e ile k a z a n ılm ıştır. A tatürk, zaferi sağla­ yan bu ord u n u n teşkilinde ve sefer­ lerin acı g ü n lerin e d ayanm akta, n e ­ tice g ü n lerin d e kesin v uruşlu sevk-I idarede, h a k k ıy le b aşkom utanlık e t­ m iştir. Üm itsizlik a n la rım yenm iş, v a s ıta sız lık ve im k ân sızlık u n su rla­ rım tesirsiz b ıra k m ıştır.

A tatü rk , bu m illî ve ask eri b a şa rı­ yı C um huriyetle miihürlfemiştir. Ha­ life olm ak, Padişah olm ak, kendisi için kolay bir şey olduğu halde b u n ­ la ra İltifat etm em iştir. C um huriyet ilâ n ım ay n ı a y d ın çev re le r şa şk ın ­

lık la k a rşıla m ışla rd ır. O ta rih le rd e bâzı İstanbul g azetelerinin, bâzeıı iyi niyetle a ld ık la rı vaziyet u n u tu lm a ­ m ıştır. P ad işa h lık tan vazgeçip C um ­ h u riy e te geçtiğim izde perişan olacağı­ m ızı, m ahvolacağım ızı, karg aşalık la haşa çıkam ayacağım ızı, henüz bu se­ viyede o lm ad ığ ım ızı, bizim için b u ­ n u n bir liiks olduğunu, hâzen hulûs ile y azıp çizm ekte idiler. A tatürk b u n lara da a ld ırm a m ıştır. Milli m ü ­ cadelenin b ü tü n bu devreleri, ay rı a y rı, z ay ıf irad eli çev relerin önem li tesirleri içinde ve b u n la r yenilerek b a ş a rılm ıştır.

İstanbul ATÂ'yı

böyle uğuriamışlı

1 9

*

*

*

*

*

*

*

+

5*

*

*

*

*

*

*

*

*

K&aıtn 1938. Sisli, puslu, Ağlayan bir İsta n b u l s a ­ bahı. İsta n b u l b u g ü n

Ata na vedâ edecek.

Fedîiten, yetm işe herkes

sokakta... Boğazlarda dti~ tü m le n e n ve birazdan çözülecek olan h ıç k ır ık ­ lar... Saat 7.58. B üyük blünün ta b u tu b aşında silâh ark ad aşla rı el b ağ ­ la m ış d u ruyor. O rgene­ ral F a h re ttin Altay, K or­ general H alis B ıy ık ta y , Salih O m ıırtak, K urtcebe N oyan, Ekrem B aydar, Osman Doğan, H akkı O zgener, Zeki E rkoçay, M ustafa H ayri Ertoy, Salim Cevad Ayalp, K e­ m al B alık esir, Enis E r­ koçay, Ziya Ekinci, Is- h ak Avni A kdağ ve N u ­ ri Y am ut. M eşâleler a r ­ tık to n ış ık la rım sa ç ı­ yor, k u m an d an lar a ğ lı­ yor. T abut k o lların d a n

tu tu la ra k salonun o rta ­ lın a getiriliyor. Cenaze n am azı k ılın a c a k , imam Islâm T etkikleri E n sti­ tü sünden Ord. Prof. Şe- ra fe ttin BalKaya. M üez­ zin H afız Y aşar O kur. M eşalelerin a y d ın la ttığ ı •âlonda giir ve lâhûtl •es yükseliyor: '«Tanrı U ludur, T a n rı U ludur, T a n rı U ludur.» Nam aa k ılın ırk e n d u ­ y u lan te k ses çözülen h ıç k ırık la rd ır. T abut g e­ n e ra lle rin elleri üstünde.

M erdivenler a ğ ır ağıı iniliyor. Sessizliği btı k o m u t »esi bozuyor î

«— Süngü ta k l T üfek asi Selâm durU

Y arattığ ı O rdu, Ata'-

tın ı selâm lıyor. Tubut

top a rab asın a konuyor. 43. ATâym, 18. b ataiy ı k u m an d an ı Teğm en Ke­ mal A ta’s ım ıı n â ’şını teslim alıy o r. D enizden top sesleri, gökten uçak g ü rü ltü leri geliyor. M e­ rasim k u m an d an ı O rge­ neral F a h re ttin Altay K ortej h a re k e t etti. Dol- m ahahçe S a ra y ın ın d ıı bahçesinde, m erd iv en ­ lerde gözlerinden sicim gibi y aşlar a k a n b ir K u ­ leli selâm d u ru y o r. Bu K ulelili A ta tü rk ’ün «Sı­ ğ ırtm a ç M ustafa» sid ir. A ltı slyalı k ataııam n çektiği top arabası S ara­ yın k ap ıs ın d a n çık ark en kuledeki saat dokuz b u ­ çuğu çalıyor, ik i h ad e­ me geleneğe u y arak k a ­ p ın ın önünü sü p ü rü y o r­ lar. Sonra ağlayarak k a ­ p ın ın İki btiyük k a n a d ı­ n ı k ap ıy o rlar. A rtık İsti­ kam et S ara y b u n ıu 'd u r.

İstanbul, İstan b u l olalı böyle b ir k a la b a lığ ı, böy le b ir göz y a ş ın ı görm e­ m iştir. «Atam! Atam!» f e rta d la r ı y eri göğü in ­ letiyor. \ raşlı, nine, iki b ü klüm dede, çocuğu genci hepsi ağ lıyor. Ata gidiyor! B ir daha İs ta n ­ bul A ta’y ı görem iyecek- tir. T ophanede bir nine

Böyle ağladık

Ê ÊË

ok gibi fırlıy o r, O’nun tabutuna sarılıy o r, beş yaşında b ir çocuk ta b u ­ tu n üstündeki atlas b ay ­ rağı öpüyor.

Saat 12.17. B üyük ölü ­ yü taşıy a n to p arab ası G iilhane P a rk ın d a n iç e ­ ri giriyor. Z a fe r m u h ri­ bi S a ra y b u m u r ıh tım ın a bağlı d u b ay a yanaşıyor. D enizciler A ta’la rım tes lim alacak lar. T abut el­ le r ü stü n d e Z afer m u h ri­ bine gidiyor. Saat tam 13 te Z afer m uhribi h a ­ rek et ediyor. Saat 13.27. Z afer açık ta bekleyen Yavuz'a yanaşıyor. A t­ lastan albayrağa sarılı tab u t Yavuzda m or k a ­ dife İle kaplı sehpaya “konuyor. YaVuz 101 p a ­ re top a tışm a başlıyor. O 'nu yabancı D evletlerin

Böyle yandık

savaş gem ilerinden a t ı ­ lan to p la r ta k ip ediyor. Boğaz... A sırlık Boğaz! G ü m b ü r güm b ü r s a rs ılı­ yor. Ve saat 15.40 da Y avuz su la rı y a ra yara yola ç ık ıy o r. YavuzTın düm en suyunda H am idi- ye v ar. H am idiye’yi In ­ g iltere 'n in Malaya, R us­ ya’n ın Moskova, A lm an­ y a’n ın Emden, Y unaııis- ta n ın Hiro, F ra n san ın Emil B ertin, Rom aııya- nın Recina M aria savaş gertıilerl tak ip ediyor.

Havada m a rtıla r u ç u ­ yor ve ölüm süz A ta h e ­ pimize sesleniyor: «— B enim nâçiz v ü c u ­ dum elb et b ir g ü n to p ­ ra k o la c a k tır. F a k a t T ü rk iy e C u m h u riy eti ilel ebet p ây id ar k alacak tır.»

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

- ¥

- 1

ROCHE

M Ü ST A H Z A R L A R I

SANAYİ LIMITED ŞİRKETİ

Propaganda teşkilâtı için, İstanbul veya taşrada istihdam edilecek

KALİTELİ ELEMANLAR ARAMAKTADIR.

— Akademik sıfatı olan,

— Akademik sıfatı olmamakla beraber, pıodem

çalışma metodlarına intibak edebileefek vasıflan

haiz biılunan,

<

\

— Genel iş tecrübesine’ sahip,

— Tercihan yabancı dil bilen,

— Azamî 35 yaşında ve dinamik karakterde,

— Askerlik hizmetini ifa etmiş

namzetlerin müracaatlarını münhasıran yazılı olarak, mufassal tercüme! hal, fotoğraf! ve net ücret

talepleri ile P.K. 272 Şişli adresine .KALİTE, rumuzu altmda yapmaları rica olunur. (Müracaatla­

r ı n

gizliliği firmanın teminatı altındadır.)-

İLANCILIK 6167 - 16298

OKULA GİTMİYENLERE j SENE BEKLİYENLERE

İN G İLİZ C E v< D A K TİLO

Ayrıca MEKTUPLA EĞİTİM

H

/a

e

L

gr a p h o

-

e n g l i s h

İNGİLİZCE

FRANSIZCA

broşür isteyiniz

Sıraselviler cad. No.

50

TAKSİM

RFKI.AM CIl.IK 5094 — 16319

POLYSTYRENE

Antichoc alıcılarına

Tel: 22 54 87 - 22 96 12

İLANCILIK 6123 - 16300

SEKRETER ARANIYOR

B ir A nonim Ş irk e tin sekreterliğini yapacak, İngilizce m uhaberata b ih a k k ın v a k it elem an aran ıy o r. T aliplerin k ısa h al tercüm eleriyle talep ettik le ri ü c re ti PJC. 22 TOPHANE adresine y azm aları ric a olunur.

MİLLİYET: 16318

BALLY KROM

TEPSİLERİ PASLANMAZ. K u ru tu , 1944 — Tel: 22 60 76 İLANCILIK 6168 - 16299

ALKOM

ALÜMİNYUM MUTFAK EŞYALARI MERKEZ: Bakırcılar. Fual Paşa Cad. No 60 Kat 1

8EYAZIT - İSTANBUL Tal 23 26 26 $UB* î AHMET SîNDAR Ketenciler Sabuncu Han

No. 14 • 16 Tal 22 76 68

İL A N C IL IK 5264 — 16305

Bütün b u -fe v k a lâ d e işler, İçerde ü m itsizlik ten gelen büyük endişeler ve çekingenlikler arasın d a y ü rü rk en , B üyük M îllet M eclisinde çetin b ir m u rak ab e m evcuttu. Çok //am an bu m u rak ab e ve onun neticesi ofarı şid ­ detli çatışm alar, m u harebelerin 1da- fesi Ve neticesi üzerinde y a p ılırd ı. A tatü rk ’ün tu tu m u b âzılafın ea so n u ­ cu olm ayan hayaller için ve y alnız k e n d i hâk im iy etin i y ü rü tm e k hevesi İle İnat etm ekten başka bir »ebehe bâğlanm azdı. Millî m ücadele, zafer, C um huriyet, A ta tü rk ’ün şahsında, iradesinde ve bütün zahm etlerinde b ir ideal gayreti şeklini alm ıştır.

D aha İzm ir’e girdiğim iz günlerde A tatü rk büy ü k siyasi ve içtim ai İs­ lâh at görevine sıra geldiğini bize söylüyordu. Mîllî m ücadeleye, zafere ve C um huriyete inanm am ış bulunan-» la r elb ette *ki gözlerinin önünde ve kendi İd d iaların a rağm en b aşarılm ış bu eserler k a rşısın d a şa şk ın d ıla r, ama in a tla rın d a İsrar ediyorlardı. A tatü rk , İslâhata sü r'atle girişti ve ilk y ılla r a ra lık verm eksizin devanı etti.

\

B undan sonra, iç h ay atım ızd a, in ­ k ılâ p la rı tu ta n la rın ve b u n ları y a ­ d ırg a y a n la rın gizli aşikâr çatışm ası devri devam etm iştir. G erçekten de A ta tü rk ’ün m ücadelesi ve İslâhatı, b ir m illet için anlaşılm ası kolay o l­ m ayan esaslı m eselelerdir. Bugün h arflerin i değiştirm ek isteyen yüz . m ilyonlarca insan v a rd ır ki, h a rf devrim i gibi bir fevkalâde teşebbüsü söylem eye dahi cesaret edem ezler. N itekim bizde, h arf devrim îndeıı son ra, onun lüzum una in an an lar bile, onu kendi nefislerinde tatbik edem e­ m işlerdir. Her devrim gibi ve h er devrim den çok h arf devrim i y en il­ mez savunucusunu yeni yetişen genç n esillerde bulm uştur. Ama bu nesil­ ler k u v v et ve k u d re t sahihi oluncaya k a d a r devrim ler asıl teh lik elerin i ge­ çirm işlerdir.

O ta rih le rd e g eleneklere tabiî ve beşerî olarak bağlanm ış bu lu n an iyi niyet sahipleri bile devrinıleri haz­ m etm iş ve h er m ukavem etten vaz­ geçmiş değillerdi. D evrim ler g erçek ­ leştirild ik ten sonra, A ta tü rk ’ün k u v ­ vetli ve k a ra rlı idaresinden k u r­ tulunca b u n ların ne olacağı ve m em ­ lek etin nasıl bir k arg aşalığ a s ü rü k ­ leneceği iyi n iy et sahipleri ta r a fın ­ dan endişe İle hususî m aksat sahip­ le ri ta ra fın d a n ise üm itle d ü şü n ü l­ m ekte idi. Fski hanedan ve ta ra fta r­ la rı, A tatürk devrinin köksüz bir h â ­ dise olduğuna, o a y rıld ık ta n sonra geçmişe dönüleceğine, h er yeni şeyin sona ereceğine, A ta tü rk ’ün yeni r e ­ jim i zor k u llan arak ay ak ta tu ttu ğ u n a in a n ıy o rla rd ı. Bu h esap ların hiçbiri doğru çıkm am ış, bir A tatü rk m ace­ ra sın ın değil, bir A tatü rk G ençliği­ nin m evcudiyeti bir defa dalıa ispat edilm iştir.

M em leket 1938 den sonra d e v rim ­ le r, rejim değişikliği, m edeni k anun üzerinde bir m ünakaşaya girm edi. D enilebilir kİ, T ü rk iy e'd e k i tem el İs­ lâ h a tın ilk çetin im tih an ı bu olm uş­ tu r. B undan 1938 senesine k a d a r ge­ çirilm iş olan çetin çekişm elerin ve ilk günlerin silâh a rk ad aşla rı a r a s ın ­ da belirm iş siyasî k ırg ın lık la rın , d er hal yüksek ve derin bir v atan sev er­ lik duygusu ile, A ta tü rk ’ün idealle­ rin in fesat gayesi güdenlere karşı sav u n u lm ası için, ortadan k a ld ır ıl­ m ası başlıca rolii o y n am ıştır. C um ­ h u riy e tin ilân ın d a, sam im iyetle h a ­ rek etin aleyhinde vaziyet alınış olan­ la r bile Cum huriyetin e tra fın d a bir­ leşm işlerdir.

A tatürk’ün a y rılışın d a n k ısa b ir süre sonra, İkinci D tiiy a H arbi pak­ ladı. A ta tü rk ’ün b ıra k tığ ı C um huri­ yet, bünyesinde ve an lay ışın d a u k a ­ d a r sağlam İşledi ki, altı sene sü ­ re n D ünya H arbi birçok devleti u ç u ­ ru m a götürdüğü halde, T ü rk iy e bu hengâm eden selâm etle ç ık tı. Eğer rejim sağlam tem ellere dayanm ış o l­ m asaydı, eğer devrim ler köksüz b u ­ lunsa idi, böyle bir netice alınm az, başgösteren ve başgösterecek çeşitli cerey an lar, m em leketi m utlaka fe lâ ­ kete sü rü k ler, ona ve buna gülen sa ­ vaş şa n sları te h lik eli k a rışık lık la r doğ u ru rd u . Ama Cum huriyet, A ta­ türk ilkeleri e tra fın d a birlik ve be­ rab erlik le devam etm iştir.

B undan sonra Cum huriyet, dem ok­ rasi h a y a tın a kendisine güvenerek girm iştir, in a n ıy o rd u k ki. A ta tü rk '­ ün tem el İslâhatı ile C um huriyet devrim i kendisini koruyacak gürbüz hale gelm iştir. Bu inanç, n eticede İsabetli ç ık m ıştır. 1945 ten itib are n geçen d evirde çok p artili siyasî h a ­ yat, siyasi re k a b e t alanında, eski y e ­ ni h e r polem ik v asıta sın a kendisini k a p tırd ığ ı zam an A tatürk İslâhatına da d o k u n u ld u ğ u olm uştur. A ncak, cem iyette k u d retli bir tepki g ö rü l­ müş, siyasî polem iklerin bu konuda k â rlı olm aları ih tim a li' gittikçe azal­ m ış, hiçbir zam an açık tan açığa A tatü rk ve İslâhatı aleyhinde b u lu n ­ m aya kim senin gücü yetm em iştir. Z a­ m an, A tatü rk İslâhatı aleyhindeki si­ yasî te lk in le ri istifadeli bir y a tırım olm aktan ç ık a rm ıştır. Bu, devrim le- rin başarı ile sonuçlanan asıl Çetin im tih a n ıd ır.

27 M ayıs d evrim i ile m eydana ç ı­ k an gerçek, yeni nesillerin T iıhların- da A tatü rk İslâ h a tın ın , dem agojile­ rin üstü n d e d erin bir kökü o ld u ğ u ­ d u r. A tatü rk devrim leriııin ve O’nun eserlerin in B a tılı m ânâda h u k u k n i­ zam ı ve d em o k ratik idare ile devam etm esi fik ri, b ü tü n k a rşı' g ay retleri y en erek , bu 27 M ayıs devrim inln zafere ulaşm ası felsefesi ve ideali olm uştur.

Şim di m illetçe, yeni hayat ta rz ı­ n ın ta tb ik a tı içinde yaşıyoruz. Bu ta tb ik a t, sosyal adalet ve sosyal k a l­ k ın m a n ın ta rtış m a la rı ve tü rlü b a ­ k ım d an ö lçüleri ve tefsirleri içine girm iştir. Bu ta rtışm a la r, isabetli ve m illet ih tiy a c ın a , m izacına uygun h u d u tla r içinde b aşarı istikam eti tu tm u ştu r. T ü rlü aksi gay retleri, ciddî veya yapm a a şırı tem ay ü lleri gittikçe d ah a k o lay lık la seçip a y ıra n b ir sağduyu cem iyetim ize h e r gün biraz d ah a fâzla hâkim o lm ak tad ır. N asıl M illî M ücadelenin olanııvacağı, z aferin k aza m la n ııy a e a ğ ı. C u m h u ri­ y etin yürüm iveceği, devrim ler!» y a - çam ıvacağı, bazen sam im iyetle en d i­ şe konusu olm uş ve bu endişe y en il­ mişse, A ta tü rk ’ü n sağlam tem ellere dayanan ic ra a tın ın m utlaka bir des­ tek le ay ak ta tu tu lm a sı, açık te j itti in usulleri k a rş ıs ın d a z a rar göreceği fik ri de iyi n iy etlilerin y ü re k le rin ­ den silin ece k tir. Bu hususta geçirdi­ ğimiz g üçlükleri alt etm ekle h e r gün a rtan b ir isabet görm ekteyiz.

Bugün b ü tü n dünya, eserinin 25 y ıld an sonra sapasağlam ay ak ta d u r ­ m asın ı görm ekle A ta tü rk 'e k arşı k a d ir du y g u ları ile doludur. G erçek­ ten nice b ü yük eserler v a rd ır kİ, sahibinin h a y a tın d a çökm üşlerdir. Bir k ısm ı da sahiplerinden sonra n a ­ d ire n y aşıy ab ilm işlerd ir. A ta tü rk 'ü n eseri dim dik ayakta d u rd u k tan başka devam lı b ir tekâm ül h alindedir. Ve gelişme y o lu n d ad ır. Bu, in san lık ta ­ rih in d e m üstesna örn ek lerd en d ir.

A ta tü rk ’ü n yıld ö n ü m ü n ü n dünya ölçüsünde bir tak d ir ile anılm ası k arşısın d a teselli ve iftih a r d u y u y o ­ ruz. A ta tü rk ’ün m ücadele n eticeleri­ ni m illetlerarası sabada m akûl ölçü­ ler içinde tu tm ası ve d u rd u rm a sı, onun cesaretidir. Ve h a y ra n lık u y a n ­ d ıran b ir başka ta ra fıd ır. A tatürk, z a f e r i' k a z a n d ık ta n sonra, esaslı bir nokta olarak, b ü tü n h ay atın d a in sa n ­ lığ ın b a rış içinde yaşam ası idealinin sam im î ve sarsılm az savunucusu ol­ m uştur. B ugün dünya O’na, b u ndan dolayı da h a y ra n d ır.

Milletçe, A tâ tü rk 'lt bir defa daha övüuliyoruj«

nıııııııiMiıiiiıııllımııııııııılııiHiıııııııııiMiiii ıııımııımntuniihiut ııuıiımıı ıııııııın ıııımıııııııııııuıuıııımımııııııı mıı tnmııımMimııiMiımıııımmıııııiMiııını,

Kadıköyde şehirler

Arası otobüslerin

Hareket yeri

Değiştirilecek

K ad ık ö y K aym akam lığı, K ad ık ö y ’deki tfapıır iskelesinin ç ık ış ve giriş yerinde bu lu n an «Şehirler arası otobüslerin» h a rek et y erin i, K aym akam lık b in a sın ın a rk asın d a b u lu n an kum luğa nakletm ek k a ra rın ı alm ıştır.

İskeleye g iren ve vap u rd an çıkan yolcular b a k ım ın d a n sık ış ık b ir durum ineydana getiren otobüs gişeleri ile, hem en iskele önüne p ark edilen oto­ büsleri kum luk k ısm ın a alınca, b uradaki ¿aha n isb eten genişliyeeÇk ve yolcular ra h a ta kavuşm uş o lacak tır.

S E Y H A N

ŞİLEBİNİN

DURUMU İNCELENİYOR

Deniz N akliyat Genel M üdürlüğüne ait «Seyhan» şilebindeki y an g ın söndü­ rü lm ü ş ve gemi, F ra n sa ’n ın Bone lim a­ n ın d a r ıh tım a a lın m ıştır. A nbardâki ktisbeleriı» k ız ışm asın d an m eydana ge­ len y an g ın ta h k ik a tın a b aşlan m ıştır. Gemi m uayeneden sonra ya tam ire a lı­ n acak. y a h u t da yoluna devam ede­

cektir.

-*$• f'/uıı

Atatürkçülük

ve

içyüzü

STOCKHOLM

M

İLLİ buyıamlartla yolların

bir yanından

öteki y$uuna üstü ktrumı yazılı beyaz bez­

ler asarlardı. Bunlardan bir tanesi de suy­

du: «Düne iyi bak, bugünü iyi anlarsın,.

Bakmasını bilmedikten sonra düne bak, bu­

güne bak, yarına bak, neyi anlıyacaksın?

Osmanlı İmparatorluğu

niçin yıkıldı, niçin

Atatürk devrinin

özlemi

hâla içlinizde titri­

yor, niçin bugün bir şaşkınlık ve bocalama için­

deyiz?

Bunun bize kalırsa bir tek sebebi vardır; biz

parlak sözler söylemesini pek iyi beceriyoruz da,

istatistiklerle diişünmselni kat iyen sevmiyor ve

bütün derdin fakirliğimizden geldiğini bir türlü

anlamak istemiyoruz.

Memleket olarak gerekli üretimi yapamıyo­

ruz biz. Osmanlılıktan kalma bir hantallık bu.

Osmanlılar bir çeşit yağmayı teşkilûllandımıış-

lardı. Başlan sıkıştıkça akına çıkar, kuşattıkları

şehirler için askerlere:

— Yağma payı sizin, vergi payı bizim der­

lerdi.

Yağma bittikten ve krallık vergiye bağlan­

dıktan sonra geri dönerlerdi. İmparatorluk as­

lında fazla bir kalkuıma

gösteremediği halde,

bundan genişleyip büyüdü. OsmanlIlarda yarat­

ma ve alıp satma; yâni ne üretme, ne de tica­

ret fikri pek yoktu.

İkinci Viyana’dan sonra akınlar netice ver­

mez olunca gayet tabiî çöküntü başladı.

Atatürk, Osmanlı talancılığını

yaratıcılıkla

değiştirmek istemiş insandır. Bizce onun devri­

nin kudreti aslında buradan gelmektedir. Ne ça­

re ki bu yaratıcılık

çağımızın modem iktisat

metodlariyla geliştirileceğine, on sekizinci yüz­

yılın köhneleşmiş sınıflaşma zihniyetine yöneldi.

O devrin şartlarıyla bu devrin şartları aynı ol­

madığı için, çıkmaza girdik.

Biz fakiriz ve üretim gücümüzü

gerektiği

h

gibi kuvvetlendirip değerlendiremiyoruz. Bunu

gerçekten anlayıp boşarıncaya

kadar da daha

biııbir tlirlü mânâsız ve faydasız sıkıntılardım

geçip duracağız.

Politikacılar ikide birde:

— A tatü rk re fo rıh la n tam nfânâslyle h alk a h iç btr zanıaıı m al o lm am ıştır, dtye lcfdia ederler.

Bu İddianın a rk a sın d a k i sinsi g erçeği İM kims* bulup ç ık a rm a k İstemez.

K azançlar h a lk ın güzünden dalm a sa k lan m ıştır. S erm aye, k â r ve spekülâsyon h esapları Üzerinde T ü rk a y d ın la rı ıızun zam an k o m îstu rn lm a m tşttr. Ancak m u ­ ayyen çev relerin sa rfiy a tın ı h alk tan gizlem ek m ü m ­ k ü n o lam am ıştır. H alk İse bu sa rfiy a tın doğurduğu d an slı, şam panyalı üstünlüğü ten k ld etm ek İçin k ıv ­ ra n ırk e n , o lay lara İktisadı açılard an b ak m asın ı bil­ m ediği İçin, elindeki te k k ita b ı olan K ıtr’âna d ayan­ m ak zorunda k alm ış Ve:

— B u n la rın y a p tığ ı gâvurluk, dem iştir.

Uö.vlece halk gerici v e h e sa p la rın ı h a lk ta n sa k tı- y arak daha itıce b ir h ay at y a s ıy a n la r da m edeni va AVrnpalı addedilm işlerdir.

A ta tü rk ç ü lü k , h a lk ın , sa rfiy a tı da «gâvurlukla. İtham etm ek ten vazgeçerek m uhatı görm esi İçin âlet edilm ek İstenm iştir.

P o litik a c ıla r b ir y andan İnce h a y a t y a ş ıy a n sın ıfa m ensup o ld u k ları halde, bir y andan da h a lk ın bu, İster İstemez dine siayanarak yapm ak zorunda k ald ığ ı ten k id i d em agojilerle desteklem işlerdir.

H alk ın h ak lı ten k id in i, dinî k ıstaslard an k u rta ­ rıp İktisadi k ıstaslara çevirecek btr k ad ro çık m am ış­ tır.

Bu kadro ç ik tığ ı zam an A tatü rk 'ü n refo rm ları da, A tatü rk çü lü k dg, dem okrasi de, ü re tim gücünü ııasıl a rttırm a k gerek tiğ in in y o lları da y eril yarin* o tu ra c a k tır.

Mesele sapı sam anı b irb irin e k a r ış tır ıp h e r yıl 1« K asım 'da A tatü rk , dlve y a n ıp yak ılm g değil, bu k ad- ruyu m eydana getirebilm edir.

IIIIIIIIİUIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIflilllllllllllllllflIllllllllllllllllllllllllllllIIIIIIIII f ||| 11111111111111111111111 ( 11 11 111 f i 1111111 II 1111111111111111 f İlil II 11111III llimiltlâtl û

* U J

oe

< N U J

TALİHİNİZ

ELİNİZDEDİR...

APARTMAN DAİRESİ

1 Kişiye

l O O O O O

Lira

3

«

1 0 0 0 0

.

1

«

6

«

5 0 0 0

e r «

AYRICA ZENGİN ÇEŞİTLİ PARA İKRAMİYELERİ

S Ü T Ü N B U N L . A H .

ANADOLU

B A N K A S I N

TALİHLİLERİNİ B EK LİYO R

REKLAMCILIK 5050 — 16287

Ö L Ü M

Mtilga D ahiliye N ezareti V ilâyet Umum M üdürü m erhum Mehmed L ûtfi ,Mostar ile Meliha M ostarTn oğlu, Ayşe (M uhaddis) M ostarTn eşi, Ahmed ve Zevneb'lıı babası, Dr. Sarnim M dstar ve Ayşe Ç erlk- cioğlu’nuıı ağabeyi. Z iya Çerikcioğlu’n u n d a y ısı, D âne M ostarTn am cası, OECD nezdindekl T ürk D elegasyonu başkam ,

İBRAHİM MÜNİR MOSTAR

4 I I ''1983 günü k alb ln fa rc tu s'ü neticesi fini olarak P a r ls ’t* vefat etm iştir.

Aziz n â ’şı, 11 '11 '1963 P azartesi günü, öğle n am azın ı m ü teak ip Şişli Cam iinden a lın a ra k E dlrnekapı Şehitliğine defnedilecektir.

(BASIN: 20048) 16297

M E V L İ D

M E M D U

1

A Y G Ü N

ve

V E C İ H E A Y G Î İ N ' ü n

Aziz ru h la rın a 13.11.1963 Çarşam ba günü İkLndi n a n a z ın ı m üteakip Şişli Cam iinde k ıra a t e d ilecek 'M ev lid i Ş erife akraba, dost ve d in d aş­ la rım ız ın teşrifin i rica ederiz.

İLÂNCILIK 6194 - 16327

SALİH - VECAHAT

Zemin katta 800 M2 lik beton arme depo

boş olarak satilıktir. ’

Kamyonla -girilip tâhmil - tâhliye yapılabilir.

T E D İ Y A T T A K O L A Y L I K

Telefon 22.57.75

REKLAMCILIK 5071 - 16291

İ Ü ^ v ; ■

t

V, i ffi a

■ ■■ i % ■ f S ® 1 3 I t i f f ...,, ...J ■

m

U f!

sliiyf ? Mg|

¿ffffff liffim siü

‘İ İ ®

İ İ ! * İ iiii! İ | İ

„. fi fifi-líá»

N C R ş i r k e t i n i n , e l e k t r o n i k e k i p m a n l a r ı n d a n b a z ı f â r i n ı t a n ı t m a k g a y e s i y l e , H i l t ü n ' d a t e r t i p e d e c e ğ i

s e r g i y e a it m a k i n e l e r A t i n a d a n ş e h r i m i z e g e lr n i ş t i r .

A v r u p a n ı n m u h t e l i f ş e h i r l e r i n d e t e r t i p e d i t e n s e r g i l e r d e e l e k t r o n i k . m u h a s e b e p n a k i h e l e r l v e

elektronik

k o m p ü t e r ( E l e k t r o n i k b e y i n ) ler a l â k a l ı iş a d a m l a r ı n ı r u b ü y ü k ilgileriyle k a r ş ı l a n m ı ş t ı r .

A m e r i k a n H a v a K u v v e t l e r i n i n d ü n y a d a k i belli b a ş l ı ü s l e r i n e y e r l e ş t i r i l m e k t e o l a n 174 a d e t N C R 39C

K o m p ü t e r ’d e n b i r i n d e d e b u s e r g i d e t a t b i k a t y a p ı l a c a ğ ı m e m n u n i y e t l e ö ğ r e n i l m i ş t i r . B u ü n i t e l e r d e n J k i s .

T ü r k l y e d e k i h a v a ü s l e r i n d e n b i r i n e y e r l e ş t i r i l e c e k t i r .

G ü n d e ü ç s e a n s o l a r a k t e r t i p e d i l e n s e r g i , H ilto n O te li K a r a d e n i z D a i r e s i n d e b ir h a f t a m ü d d e t l e d e v a m

e d e c e k , B a n k a c ı , S a n a y i c i , T ü c c a r v e i ş a d a m l a r ı n ı n z i y a r e t v e t e t k i k l e r i n e a m â d e b u l u n a c a k t ı r .

fs

s

3! ■> 3

.

n 3

M M

ımtiıtHn

Referanslar

Benzer Belgeler

Boşluklu döşeme sistemi, kirişsiz (mantar) döşemenin performans özelliklerinden ödün vermeden döşeme plağının ağırlığını azaltan, yapının deprem

Üstün sertlik ve tokluğu bir araya getiren Hardox ® aşınma plakası, en zorlu ortamlarda her türlü ekipman, parça ve yapının servis ömrünü uzatmak için tercih

Hepsinden “daha fazla” ve “daha yakın” olarak planladığımız Nest Bornova; otobanın hemen yanında olma- sının avantajıyla, şehrin kalbinden çok kısa sürede

Rakiplere göre daha dü şük enerji ile daha yüksek lümen değerleri verebilme ile ViewSonic DLP projeksiyon cihazları DynamicEco teknolojisi sayesinde sa ğladığı 15:000

Rakiplere göre daha dü şük enerji ile daha yüksek lümen değerleri verebilme ile ViewSonic DLP projeksiyon cihazları DynamicEco teknolojisi sayesinde sa ğladığı 15:000

Korando Sports, her vücut tipine uyum sağlayan elektrikli, ısıtmalı ön koltuklar ve sınıfında tek, 29º açıya sahip arka koltuklarıyla rahat yolculuklar için

PREMIUM Yüksek standartları ile sürüş konforu ve zevkinizi en üst seviyede yaşatacak olan Premium donanım, görsel destekli arka park sensörü, Suedia - Kumaş koltuk

Terlik sistemlerine yönelik tüm ihtiyaç ve proseslere özel onlarca farklı çözüm sunan Kimpur, Ar-Ge çalışmaları ile sert ve yumuşak terlik sistemleri için yeni