• Sonuç bulunamadı

Neler neler izledik...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Neler neler izledik..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S İ N E M A

NELER NELER İZLEDİK...

UMUT BARIŞ DÖNMEZ

Sinema yazılarına özel işlerim dola­ yısıyla iki aylık bir ara vermek zorunda kaldım. Son olarak Nisan sayısında İs­ tanbul Film Festivali'ne hazırlık amaçlı bir yazı yazmıştım. Gönül isterdi ki Ma­ yıs sayısında da bir festival değerlendir­ mesi kaleme alabileyim. Olmadı, kısmet değilmiş. Bu arada iki ay içerisinde sine­ ma aleminde yazılacak pek çok başka şey de oldu. Festivallerin festivali Can­ nes mesela. Ünlü yönetmen Roman Po­ lanski 'The Pianist' ile Altın Palmiye'nin sahibi oldu. Fin yönetmen Aki Kauris- maki de ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü ka­ zandı. Aslında bu yıl Cannes, Türk sine­ ması için ayrı bir önem taşıyordu. Zeki Demirkubuz iki filmiyle birden 'Belirli Bir Bakış’ bölümündeydi ve söylenenle­ re bakılırsa filmleri de bir hayli beğenil­ di. Bu sezon vizyonda da izleme olanağı bulduğumuz 'Yazgı' ve 'itiraf' dolayısıy­ la Zeki Demirkubuz tek başına ayrı bir yazıyı hak ediyor doğrusu. Onun sine­ ması üzerine basında yazıldı, çizildi, üs­ telik tartışmalar da yaşandı; ama bence bunlar yeterli sayılmaz. İleriki sayılarda umarım karanlık öyküler anlatan bu yö­ netmenimizle ilgili ayrıntılı bir yazı da ben yazabilirim. Ayrıca iki ay içinde bu­

ralarda da iki festivalin birden gerçek­ leştiğini unutmayalım. 5. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nin sürprizi bu­ gün artık yüz yaşında olan ama hâlâ elinden kamerayı düşürmeyen Leni Re- ifenstahl'di. Üstelik Leni bu yaşında şa­ şırtıcı biçimde su altına pek meraklı ve son belgeseli de yaptığı dalışları konu alıyor. (Şaka değil!) Uçan Süpürge'de ise bugün onun hâlâ tartışılan bazı film­ leri Türkiye'de ilk kez gösterildi. Re- ifenstahl'İn Hitler dönemi Almanya'sın­ da çektiği bu propaganda filmleri ‘Kadın ve İdeoloji' başlığı altında izleyiciyle bu­ luştu. Türsak’ın düzenlediği Uluslararası Çevre Filmleri Festivali’nde ise bir baş­ ka yaşı geçkin ama ruhu genç kadın yö­ netmen 'Belgesel Film Yarışması'nın ga­ libi oldu. Agnes Varda’dan söz ediyo­ rum. ‘Rençberler ve Köylü Kızı' adlı bel­ geseliyle toplayıcılığın hayattaki çeşitli yansımalarını kendi gözlüğünden akta­ ran yetmiş dört yaşındaki Varda dina­ mizminden, Marksist bakışından ve mi­ zah duygusundan hiçbir şey yitirmediği­ ni herkese gösteriyordu. Film çevre so­ runlarından piyasa ekonomisinin çelişki­ lerine kadar pek çok değinmelerle do­ luydu ve üstelik son derece de kişiseldi. Kesinlikle bunların hepsi başlı başına ayrı bir yazı konusu. Ama bunların bazı­

larını atlayarak, bazılarını da erteleye­ rek bu yazıda geride bıraktığımız kış se­ zonunun bir özetini yapalım diyorum. İşe sinema yazarlarının seçtiklerine bir göz atarak başlayalım...

Haziran başında toplanan SİYAD üyesi yazarlar bir kez daha yılın en iyile­ rini seçtiler. Yapılan oylama sonucu 1 Haziran 2001 ile 1 Haziran 2002 arası gösterime giren filmler arasından en iyi ilk on listesi şu şekilde belirlendi: 1- Aşk Zamanı 2- Mulholland Çıkmazı 3- Akıl Defteri 4- Paramparça 5-Yüzüklerin Efendisi 6- Amelie 7- Piyanist 8- Kırmızı Değirmen 9- Tarafsız Bölge 10-Diğerleri.

Seçilenlere bir sözümüz yok. Velha­ sıl sinema tutkunlarının kendi yapacak­ ları ilk on listelerine girme potansiyeli yüksek başka sıkı filmler de izledik bu sene. Patrice Chereau'nun Berlin'de A l­ tın Ayı alan filmi 'Mahremiyet' ve Nanni Moretti'nin Altın Palmiye'li 'Oğul Odası’ bunların en başında geliyor. Birincisi iki insanın en mahrem anlarını sinema tari­ hinde görülmemiş bir gerçekçilikle yan­ sıtırken, İkincisi ise oğullarını trajik bir kazada kaybeden bir İtalyan ailesinin bu acı kayıp ile başa çıkmaya çalışmasını arı bir dille perdeye getiriyordu. Mira Nair'in Venedik'ten Altın Aslan alan filmi 'Mu­ son Düğünü' ise izleyenleri ikiye ayırdı. Bazıları filmi son derece oryantalist bu­ lup filmin hesapçılığına kızarken, bazıları ise gayet eğlenceli ve amacına ulaşmış sayıyordu. Şüphesiz sezonun izleyenleri ikiye bölen filmleri arasında başı 'Yüzük­ lerin Efendisi' çekiyordu. Film kadar, filmle ilgili olarak Fatih Özgüven, Tuna Erdem, Bülent Somay ve Ümit Kıvanç gi­ bi entelektüellerimizin birbirleriyle tar­ tıştıkları yazılar da ilgi çekiciydi. 'Yüzük­ lerin Efendisi' bir milyon yedi yüz bin ki­ şiye yaklaşan izleyici sayısı ile sezonun en çok gişe yapan filmi oldu.

Son dönemde izlediğimiz iki Ameri­ kan bağımsız yapımı 'Monster's BalI’ ve 'İn the Bedroom', Amerikan taşrasından grift manzaralar sunan başarılı yapım­ lardı. Sezonun atlanan, herkesin sevebi­ leceği unsurlar taşıyor olmasına karşın

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Günümüzden 200 milyon y›l önce flimdiki gibi alt› tane de¤il, tek ve çok büyük bir k›tan›n var oldu¤u söyleniyor... göre farkl› bölümlere ayr›lan mantonun

yumuşadıkları (ay evet o yeni çıkma- ya başladıkları sert dönemi hatırlıyo- rum, çok kötüydü) ve 2. yılın sonuna doğru da artık tam olarak şekillerini almaya

III. Tam dolu orbital sayıları eşittir. Hund kuralına göre elektronlar, eş enerjili orbitallere dol- durulurken önce boş orbitallere ve aynı spinli olacak şekil- de birer

2) Yazıt, Ögedey Kaan zamanında yani 1229-1241 yılları arasında bulun- muştur. 3) Ögedey Kaan zamanında; Ordu Balık’ta âdeta arkeolojik bir kazı yapıl- mış, bir taş

A) Döküm parça çok güzel temizlenir. B) Parçaların sağlam olması sağlanır. C) İş parçalarının taşınması kolay olur. D) Zımpara taşının kırılıp ufalanmasına

bedenim mumyalanmış bu yüzden kekemeyim çakıl taşlarıyla nehirde deniyorum kendime bir batık bir rüya çenesi oluyor kafatası konuşurken sıçratarak gevişini zamkın

EĞİTİ Mİ N T OPLU MSAL TEMELLE Rİ.. Eğitim Sosyolojisinin Tanımı,

Türkiye Cumhuriyeti'ni anlayabilmek için tarihin gördüğü en büyük imparatorluklardan biri olan Osmanlı İmparatorluğu ’ nun * 1 son iki yüz yılını çok iyi tahlil