• Sonuç bulunamadı

Şehir mektubu:Eyyup'dan Aşiyan'a

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şehir mektubu:Eyyup'dan Aşiyan'a"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

24 ARALIK 1961

¡I ŞEHİR MEKTUBU :

Eyyub’dan Âşiyan’a

B u c ü n 24 A ra lık . 1961, T e v fik F ik r e t’in k em ik leri 19 A ğ u s ­ tos 1915 d en bcri göm ü lü old u ğu E y ü b S u lta n 'd a k l k ab rin d en a lı­ n a ra k A s iy a n ’a götü rü lecek tir. . . . .

Şair, sağ lığ ın d a bu nu v a siy e t etm işti, k ırk altı y ıl son ra - teği yerin e getirilebiliy or.

Zaten , onun istekleri hep böy le g e ç g erçek leşm iş d eğil m i7 T e v fik F ik r e t’in k ab rin in üzerin e, m erm ere, su m ıs r a la r y azılı idi.

S ükû t-ü h â b : ezelî ih tiy a c -ı fâ n iy e t N ü y işte cep h e-i hüzn ün de b ir “ h ü v elb â k i” B u ih tiy a c -ı fen an ın şu taş nişânesidir, Şu se rv ’ler m üteh âşi birer telâ k a tle O kur g eçen lere ait m en a k ib -i ibret.

TEVFİK FİKRET VE HUZUR

O nun her isteğ i g eç g erçek leşiy ord u dem iştik. İste tam y a ­ rım a sır ön ce y a zd ığ ı " R ü b a b ın Cevftbı” nda, sair m em leketin

hâlâ a ra m a k ta olduğu hu zfır için söy le d em işti: B a ğ r ım ! d iy o r vatan, acıy ın , bin y ılan dişi B a ğ rım d a saplı, K a rh a n la rın en m u h a rrişi Y o rg u n ciğerlerim de, m edît öksü rü klerim , H u m m alarım la ben y in e sin em de beslerim , B esler v e sak larım sizi sin em de b! fü tû r L âk in b ira z nefes bana, bir p a r ça cık h u z û r !

Z a v a llı s a ir ! B a h a d oğ ru su v e asıl za v a llı bizler. O huzftra k a v u şm a k için neler, neler v e r iy o r u z ! A m m a y in e de k u la k la rı­ m ız onun sesin de, yü reklerim iz m anzum elerin de v erd iğ i üm it iç in ­ de ça r p ıy o r :

E v et, sa b a h olacak tır, sa b a h olur, g eceler T u lû -ü haşre kad ar sü rm ez....

TEVFİK FİKRET VE NAMIK KEMAL

T e v fik F ik re t isim li kitabın da R ız a T e v fik h er ikisinden bahsederken şöy le d iy o r :

Î888 senesi 15 A ra lık gün ü N am ık K em a l Sakız ad asın d a v e ­ fa t etti. T e v fik F ik ret o sene şeh ad etn âm esini alıp G a la ta sa ra y ’­ dan çık ıyord u . Ne garip te sa d ü f eseridir k i, T ü rk ed ebiy atı âlem ine N am ık K em al g ib i bir y iğ it şair pek v a k itsiz ola ra k k ırk sekiz y aşın da d ü n y a ya veda etm esiy le bizleri öksiiz b ıra k ı- y ork en , F ik re t nam iyle şöh ret a la ca k olan b a şk a bir y iğ it şair o r ta y a çık ıy o r v e hak m ü d a fa a sı için m ü ba reze m eyd a n ın a a tı­ lıy ord u . Y in e ne g arip bir te sa d ü f cilv e s id ir ki, F ik re t de N am ık

K em al g ib i v ü cu d u y ıp ratan ve ruhu in citen m uhitim izde a n ca k kırk sekiz sene y aşa ya bild i ve K em al g ib i elem ler, ez iy etler için d e

te le f v e lıeder oldu gitti.

ABES — MUKTEBES

E d ebiyat-tf C edîde’nin bu iki k elim eden d oğd u ğu n u , y a h u t bu k elim eler o n a vesile verdiğ in i söy lersek m ü b a lâ ğ a etm iş o l­ m ay ız san ırım . A ltm ış beş yıl k a d a r o lu y o r, R ica izâ d e E krem bu iki kelim enin k a fiy e ola b ileceğ in i söy lem iş, o tarih te çıkan “ M alû m at” gazetesin de aleyhin e şiddetli y a z ıla r ç ık m a ğ a ba şla ­ m ıştı. R ica izâ d e buna k arşılık v erm ek üzere öğ ren cilerin d en olan A h m et Ih s a n ’ m y ay ın la d ığ ı “ Servet-I F ü n û n ” u seçm iş yin£ ö ğ ­ rencilerin den olan T e v fik F ik re t’i d ergin in b a şın a g eçirm işti. “ E d ob iy a t-ı C edide” bu d ergid e toplan an H a lit Z iy a , Cenap Şe- h abettin , H ü seyin Sîret, H ü seyin C ah it, M ehm et R a u f, Süley­ m an N a z if, A h m et H ikm et, Süleym an P a şa z â d e Sezai g ib i im ­ z a la rla m eyd a n a geldi.

A b es ile m u k tebes k a fiy e olıır m u d iy e ta r tışm a y a girişm ek abesti. O lm az d iyen ler eskiyi, olur d iyen ler y e n iy i sa v u n u y or v e batı ed ebiy atın ı “ ik tib a s” ed iy or “ P a rn a s se ” ! ben im siy orlardı. B aşların da T e v fik F ik re t vardı, m em leketim izde a rû zu “ tü r k çe - len d iren ” ilk şair o oldu denilebilir.

ATATÜRK VE TEVFİK FİKRET

T e v fik F ik ret y a şa sa y d ı bu gü n d ok sa n d ört y a şın d a ola ­ ca k tı. O sm anlı İm paratorlu ğ u n u n y ık ılışın ı g örm ed i, M u sta fa K em a l’ i tan ım ad ı. F a k a t M u sta fa K em al üzerinde b ü y ü k b ir e t­ kisi olm uştu. Su an latacak larım ız bu n u g österiy or, b en de, “ T e v ­ fik F ik ret D e rn eğ i’ ’ ku ru cu ların d an İsm a il H ik m et E r ta y la n ’ dan dinledim .

B ir akşam toplan tısınd a, A ta tü rş, “ F ik re t b ü y ü k şa ir d eğ il­ d i” diyen birine can ı sıkılm ış, so rm u ş:

— “ M ilyon la ba rın dırd ığın eesât arasın dan — k a ç n â sly e v a r ­ d ır çık a ca k p ak ü d ira h şân ” d iyen şair bü y ü k d eğil de n ed ir? O bu m ısra larla m illeti irşât ederken siz nerede İdiniz? H a n g i­ niz b öy le bir şiir y a z m ıştır? B en k endisin i ta n ım a k onu nla g ö ­ rüşm ek şerefin e m azh ar olm adım . B u n da n d ola y ı k end im i b ed ­ baht say a rım . F a k a t bütün şiirlerini okudu m , bir ç o ğ u n u d a ez­ bere bilirim .

P ro fe sö r E rta y ia n , bu hâtırasın dan son ra , A ta tü rk ’ün A şi- y a n ’ ı ziy a ret ettiğini ve yan ın d akilerin i “ t a v a fa g eld im ” d e d iğ i­ ni sö y lü y or. Onıın için, bugün, T e v fik F ik re t’ in cen â zesi n a k le­ dilirken T ak sim âbidesin e, A ta tü rk ’e, F ik re t adına, bir çelenk k on u la ca k tır.

ŞAİR İN KADRİ

B ilim izin geçirm ek te olduğu d evrim , T e v fik F ik re t’in şiirle­ rini, bu günün g ençleri için bir “ S is” a rk a sın d a bırak m ıştır. B atı dillerin in klâsik leri için old u ğu gibi, F ik re t’ i seven v e o ay a rd a b ir şair ta ra fın d a n m ısraları y en ilen m ed ik çe de öy le kalm ağa m ah k û m d u r, v e a n la sılam ıy acak tır,

F ik re t, bilm em ne m ünasebetle su m ısra ları sö y le m iş ti: S ersem b ey in ler an lay am az k a d r-i şâiri

B ir b oş ça n a k alır m ı b ir u m m an -ı z â h ir i?

A la m a z ! A m m a ikinci m ısraın son kelim esini de sezm ek k a ­ bil de, anlam ını çık a rtm a k değil. B irisin e okud u m , Z â h ir G ü­ v e m i! san d ı am m a, d eğil "C o ş k u n ” d em ek tir, fa .

Kişisel Arşi ilerde İstanbul Belleği T ah a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ve kasabalarda, ve ülkelerde ço­ cuklukları, ilk gençlikleri geçmiş olanlar, eğer şair ve romancı - yahutta ressam - iseler, oralara ait hâtıralarım

Hatiboğlu, nesne, dolaylı tümleç, zarf tümleci ve edat tümlecini, tümleç olarak değerlendirir.. Vardar yönetiminde hazırlanan Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü'

Küçük lokallere, gazinolarda bile, bazan tek, bazan ikili ve üçlü müzik toplulukları müşterilerine biraz neşe, biraz yaşamak zevki vermek için d u r m a d a n çalar ve

Bilkent Uluslararası Müzik Festi­ vali’nin 24 Ağustos günü Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu ile Yunus Em- re’nin Sivrihisar’daki külliyesiıide baş­ laması

Mevlâna, who was respected and loved by everyone o f the period in which he lived, died in Konya on December 17, 1273.. His funeral was attended by a large crowd o f

Son sınıf ol­ duğumuz için yüzlerce arkadaş­ larım beni temsil ederek evine koştuk, yalvardık, yakardık, ellerini önlük, o sırada Maarif Nezareti de

O zaman bu okulun başında y a n ümmî, yani okuma­ sı var, yazması yok, fakat emsalsiz bir terbiyesi olan müdür merhum Halil Rüştü Bey vardı.. Bakınız, okulun

Bugün Dağlarca adı “yaşayan en önemli Türk ozanı” olarak geçmekte ve hiç de yanlış, eksik ya da haksız bir saptama sayılmamakta bujfakat yanı­ na bir