■ simlerini on yılı aşan bir zaman * önce duymuş olduğum iki şa ir - lütfen yolladıkları kitabın kapağındaki sıraya göre îdris Ahmet Pura ve Ziya Ilhan Zaim- oğlu, iç sayfadan itibaren ki sı raya göre de Ziya Ilhan Zaim- oğlu ve îdris Ahmet Pura - bu son günlerde (Memleket havası) isim li bir şiir kitabı neşrettiler. 61 sayfalık, yani şiir kitaplarımızın mutad hacimlerine göre âdeta ka lınca bir eser. Ziya ilhanın tarz ve eda « nisbeten eski ve kendi hemşehrisi Yaşar Nabi gibi (ço cuğum) diye hitaba meraklı, Id- ris Ahmet ise tamamile son nesil şairlerinin tesirleri altında ve ta mamile onlardan biri. Fakat ben bu iki şairin tahlillerine girmiye- rek eserlerinin beni başka bir yönden mütehassis etmiş olduğu nu söylemek arzusundayım. Ge rek bu iki şair|, gerek kitapları na bir ön söz yazmış olan Yaşar Nabi ve resimleyen Sabri Berkel, hep Rumelinde, Üsküpte doğup büyüyerek Balkan harbi felâket leri neticesi ve ayrı zamanlarda yuvalarından kopup gelmiş kim selerdir, bu da - Uskübii maalesef birkaç manzumede hatırlıyan - kitaba müeessir bir hüviyet ve bava vermektedir.
Bu münasebetle, küçük ve ha sis renkli İstanbul ueviza.iiarile
—t f / O *T Q /
' 7
eski ülkelerimiz
natürmort’a dadanmadan evvel, Sabrinin Üskübe ait nefis gravür ve desenler yapmış olduğunu ve uzun yıllar önce Yaşar Nabi Na-j yırın bana, Usküpteki ük gençli ğini anlatan (Kükürt kokusu) isimli ve bitmemiş bir büyük hi kâyesinden sayfalar okuduğunu hatırlıyorum.
Evet, Avrupada sade dün kay bettiğimiz bu Üsküp, Selânik, Ma nastır, Yanya, Işkodra ve 93 den dolayı elimizden çıkanlar: Sofya, Niş, Filibe, Rusçuk, Tesalya Yeni- şehri, bütün Girid, ve zaman için de geri geri gidince tâ Nazlı Bu- dini aşan hudut. Ve Asya ile A f- rikadaki sayısız şehir ve kasaba lar, ülkeler! Geçen gün de dediğim gibi, bunlardan çoğunun adlarını bile edebiyatımızda bulmak yazık ki mümkün olmuyor.
Böyle olduğu için de, bu şehir . ve kasabalarda, ve ülkelerde ço cuklukları, ilk gençlikleri geçmiş olanlar, eğer şair ve romancı - yahutta ressam - iseler, oralara ait hâtıralarım kıskanç ve âdeta ıstıraplı bir itina ile muhafaza et meli ve bunları eserlerile bize mal etmeğe çalışmalıdırlar. Gerek kay bettikleri özel vatana ve gerek kendisine sadık kalıp geldikleri büyük ve umumî vatana karşı, bu, kendilerinin borçlarıdır.
N a h M i i R İ K