2
İlk Meclisi M ebusun Reisi
A H M E T R IZ A Beym
HATIRALARI=
13
—Büyük ziyafet ve
mühim ziyaretler
Ayasofyadaki Adliye Dairesi Meclisi Mebusana ve Ayana dar geliyor, olmuyordu. Millete lâ yık bir Mebusan ve Ayan Dairesi yapılması düşünülüyordu. Hal buki Hâzinede, meycud binaları tamir edecek para yoktu. Dü ğündüm. Çırağan sarayı boş du ruyordu. Orası mebusana, ayana tahsis edilecek olursa cüz’î bir masrafla mükemmel bir parlman olacağı şüphesizdi. Bu mütaleamı etrafımda bulunanlara açtım, onlar da tasvib ettiler. Kalktım Saraya gittim. Sultan Mehmed Reşad bahçede imiş, büyük ağa cın altında oturduk, orada Çıra- ğanm mebusana tahsis buyrul- masını rica ettim. Bana: «Lüzumu yok ama, bilmem nasıl olur» de di. Pekâlâ olacağını arzettim, razı oldu. Geldim Meclise tebşir et tim. Mecliste bilmem ne için bü yük bir sevinçle telâkki edilme di.
Tamir ve tezyini için yirmi bin lira tahsisat taleb edildi, alındı. Kalfaları bedava olmak üzere işe başladık. Ayan ve Mebusan kes- törleri münavebeten bulundu lar. Muhasebeciler hesabata bak tılar. Ben hepsine riyaset ve-ne zaret ettim, her gün gittim. Tatil
zamanım Çırağanda geçirdim, kestörlerile Yıldız sarayına git tik, tablo gibi, vazo gibi bazı şeyler aldık. Çırağanın alt katın tâki odalarından birini güzel bir cami yaptık. Mükemmel abdest- haneler, musluklar yaptık. Zatı- şahaneye mahsus bir oda döşe dik. Ayana, mebusana gayet hey
betli kürsüler yaptırdık. Su yol larım tamir ettirdik, elektrikle tenvir ettik.
(Meclisi Milli ikinci içtima devresine 2 kasım 1325 tarihin de yeni binası olan Çırağan sa rayında başlamıştı.
Bu münasebetle V. Mehmed Reşad beraberinde Veliahd Y u suf İzzeddin ve Şehzade Vahi- deddin Efendiler olduğu halde Meclisi Millîye gelmişti. Mera simle karşılandı.
Sarayın salonunda ecnebi se firlerle görüştü. Tahtının sağın da Şehzadeler ve maiyet erkânı, solunda vükelâ yer almışlardı. Padişahın nutku Sadrâzam Paşa tarafından okundu.
Ahmed Rıza Bey hâtıralarında Çırağan yangınına da temas et miş ve bu hâdise hakkında et
raflı malûmat vermiştir. Bu kı
sım evvelce 17 aralık 1941 ta rihli Akşam gazetesinde neşre- dildiğiııden ayrıca buraya alın madı.)
Ziyaretler ve ziyafetler Bulgar Prensi İstanbula gel diği vakit Yıldızda bir ziyafet verilmşti. Vükelâ sırasında Â- yandan, Mebusandan bazıları salonda sıra ile dizilmiştik. Prens
Zatışahane ile birlikte salona girdi. Evvelâ Ayan Reisinin ö- nünde durdu. Bir kaç söz söy ledi. Sonra benim önümde dur du. Uzun uzadıya konuştu. Meb- usanın sureti intihabından baş layarak müzakerata kadar sordu, cevab verdim. Ertesi günü Pa
dişahla birlikte Meclise geldi, celseyi dinledi.
Azimeti esnasında garda bu lunuyorduk. Padişahla vedadan sonra beni gördü, doğru yanıma gelerek, «Biz elele çalışmalıyız, düşmanımız birdir, Meclisi bu yolda idare etmenizi sizin dira yetinizden beklerim» dedi.
Sırp Kralı geldiği vakit. Yıl dızda verdiği ziyafette Ayan Reisi, gelmemişti. Ben Padişahın sağ tarafına tesadüf ettim. Ka dehlere şarablar dolduruluyor du. Hürmeten içmiyordum. Pa dişah yavaşça: «Yuvarlayıver» dedi, ben de sağlığına içtim.
Sırp Kralı vükelâya vesaireye nişanlar verdiği sırada benim nişan kabul etmediğim söylen miş, gümüş bir çerçeve içinde resmini verdi, teşekküre gitti ğimde: «Bizde de öyle bir Na zır vardı, hiç nişan kabul etmez di» dedi. Bulgar Prensi de bir altın tabaka vermişti.
Hürriyet tepesinde askerin res mi geçidinden dönerken araba beygirleri ürktü, araba devrildi. Ben Babanzade ile b;rl’kte idim altında kaldım bir şey olmadık, ertesi günü gazeteler yazdı. Geç iniş olsun demeğe gelenlerin had ve hesabı yoktu.
(Bulgar Kralı Ferdinand ve Kraliçe şerefine Dolmabahçe sa rayında 9 mart'1326 akşamı dok san kişilik bir ziyafet verilmiş ve ziyafette vükelâ ve zevceleri ile beraber Hıristiyan Nazırlar, sefirler ve zevceleri hazır bulun muşlardı.
Sırp Kralı Petro Karayorge- vlç’e 23 mart 1326 tarihinde Yıl
dız sarayı merasim dairesinde bir ziyafet verildi. Her iki Kral şerefine Hürriyet tepesinde as keri geçid resmi de yaptırılmış tı >
Maçkada bulunduğum zaman bir Ramazan, Mebusanı iki defa iftara çağırmıştım. Bir gün de Şirketi Hayriyenin yeni vapur larından birini tutarak Ayanı Mebusanı, heyeti vükelâyı Bey- koza götürdüm. Orada gündüz taamına davet ettim. Beykoz köşkünün bahçesinde sofralar kurulmuş, yemekler yennyşti.
Taamdan sonra nutuklar irad edildi. Mabeyni Hümayun mu- sıkası terennüm ediyordu. Fe- büs tarafından fotoğraflar alın dı. Taamdan sonra aşağı çayıra ' inildi. Beykoz Teavün Cemiye tinin jimnastik talimleri seyre dildi. Sonra yukarıda zuhuri
kolu oynatıldı. Lâkin tayfaları eksik idi, bir şeye benzemedi. Tablusgarb mebusu Şetvan B e yin vâdine aldanmıştım.
Bunlar bittikten sonra gene vapurla Boğazdan dışarı çıktık Bir tenezzüh yaptık, vapurda müzika çalıyordu. Dondurma ye niyor, şerbet içiliyordu.
Bu ziyafetler ve haftada bir vükelâya, bazı mebuslara Mali ye Encümeni gibi cemiyetlere verdiğim akşam taamları, benim zengin olduğuma hükmettirdi. Bâhusus Beykoz ziyafeti.
Bu ziyafette sarayı. Ayan ve Mebusana mesiregâh yaptığım muaheze edildi. Gazetenin biri yazdı.
(Ahmed Rıza Beyin 21 mayıs 1326 tarihinde Beykoz kasrında vükelâya, Ayan ve Mebusana verdiği ziyafette Padişah namı na Başmabeyinci, Başkâtib ve Seryaver de hazır bulunmuşlar dı.)
Ayan ve Mebusana ve vüke lâya Beykoz kasrında verdiğim ziyafetten sonra Ayan Reisi de bir ziyafet vermeğe mecbur ol muştu. Tokatlıyan otelinde top landık. Dar ve sıkıntılı yerde ye mek yedik.
Bir müddet sonra Zatışahane de Beylerbeyi sarayı bahçesinde Ayan ve Mebusana bir ziyafet verdi. Vapurla oraya gittik, ta amdan sonra akşam üstü Boğaz dan dışarı çıkarak bir gezinti yaptık. Hüseyin Hilmi Paşa, Sa- id Paşa, Nuri Bey* ve ben dört kişi bir sofrada yemek yemiş tik. Alaturka takım çalgı çalı yordu.
Taamdan sonra Zatışahane bi zi kabul etti. Ben bir nutuk söy ledim, teşeycür ettim. Bir gün de Zatışahane beni Hüseyin Hil mi Paşa ve Mahmud Şevket Pa şa ile birlikte Küçüksu köşkün de taama davet etmişti. Padişah la birlikte taam ettik. Bir gün de gene Hüseyin Hilmi Paşa ile birlikte beni Beylerbeyi sarayı na çağırmıştı, orada da üçümüz birlikte taam etmiştik.
Dört sene zarfında verilen res mî ziyafetlerin hepsinde bulun muştum. Ecnebilere verilen zi yafetlerde alaturka sofrayı ilti zam etmiş, Padişaha da söyle miştim, yaptıramadım. Meselâ süferaya verilen ziyafette taam lar hep alafranga idi. Halbuki memleketlerinde ve evlerinde bu Tokatlıyanda yaptırılan y e meklerin daha âlâsını yiyorlar, onlara sarayın enfes alaturka yemekleri yedirilecek olursa da ha makbule geçeceğini söyledim, anlatamadım. Çalgı da öyle idi, alafranga parçalar çalıyorlardı. Alafrangayı ne kadar iyi çalsa- lar, süferanın memleketlerinde dinlemiş oldukları kadar iyi ça- lamıyacaklarından alaturka mu siki hem hoşlarına gider ve hem de kusurlu da olsa anlamazlar dı.
(Ahmed Rıza Bey siyasî ha yatının bazı vakalarını son za manlarında muhtdlif kâğıdlara küçük notlar halinde tesbit et miştir. Bir sıra v e tarih bulun- mıyan bu notlarda unutulmuş veya eksik kalmış taraflar da bu lunabilir.
Bahsedilen ziyafetlerden Sul tan Reşadm Beylerbeyi sarayın da verdiği ziyafet 28 mayıs 1326 ve Ayan Reisi Said Paşanın To-
kathyanda tertib ettiği ziyafet
de 30 mayıs 1326 tarihlerine rast lamaktadır.)
(Arkası var)
Bir mektub
31 Mart vakasında Talât ve Doktor Nazım Beyler tarafından Ahmed Rıza Beye gönderilen sonra da Ahmed Rıza Beyi topçu mülâzlml Süleyman Remzi Beyle beraber Edirnekapısı yolundan Yeşllköye götüren ve hâtıralarda İsim leri geçen sayın Bay Sudi Kartaldan bir mektub aldım. Mektubda aynen şöyle denilmektedir: (Ahmed Rıza Be ye aid neşredilmekte olan hâtıraları okuyorum. Merhumun 31 Mart ihtilâ linde geçirdiği günlerde beraber bu lunduğum cihetle 9 numaralı yazıda bir sehiv olduğu kanaatindeyim. Tah min ederim ki bu yazısını sonradan yazmış olacaktır.
Tarihe hakikatin geçmesi İçin bil. diklerimi yazmak zorundayım.
Talât Bey. Nazım Efendi hep bera ber bulunduğumuz evden vakanın ikin ci günü çıkmış değildirler. Ve Ahmed Rıza Beyle beraber bulunmak korku sundan çıkmamışlardır, esasen 31 Mart günü Ahmed Rıza Beyi behemehal kurtarıp yanlarına getirmemi Talât ve Nazım Beyler benden istemişlerdi. : Hem bu adamlar öyle his taşır adam lar değildi ki.
Talât ve Nazım Beyler, gelmekte olan Hareket Ordusuna iltihak etmek ve Meclisi Mebusan ve Ayan âzalarını Ayastafonosta toplıyabilmek için ha reketin üçüncü günü Ayastafoııosa git-
J
mişlerdlr. Ahmed Rıza Beyle benim j kendilerinden gelecek habere kadar melceimizde beklememiz kararlaşmıştı. Bir hafta sonra haber geldi. Ahmed Rıza Beyle ben ve topçu mülâzlml Sü. leymaıı Remzi Bey sivil olarak. Edir- nekapısı yolundan Ayastafonosa git tik Ahmed Rıza Beyi Talât Beye tevdi ettik... )• y lg 'JC I O ly lS tC ıü C İJIUI lu u ı u»s-..>_yı