• Sonuç bulunamadı

İstanbul'da yeraltı treni yapılamaz mı?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul'da yeraltı treni yapılamaz mı?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

— —•

L _

M y iı

a

H

m

(b @

J

Istan b u ld a y e ra ltı

treni yapılamaz mı?

Avrupa merkezlerindeki metrolar müstakbel

harblerde

sığmak

vazifesini

görecekler,

İstanbul da bu kolaylığa kavuşabilir

Bundan otuz sene evvel Parişe ilk git­ tiğim zaman en çok beğendiğim şey a- caba ne oldu dersiniz? Eyfel kulesi m i? «Louvre» müzesi m i? Bulonya ormanı m ı? M illî kütübhane m i? Hayvanat bah­ çesi m i? «Pantheon» m u? «Pere - La- chaise» mezarlığı m ı? Hayır, hayır bey­ hude yorulmayın, bilemiyeceksiniz ve bi­ lemezsiniz! Söyleyim : «M etro» dedik­ leri yeraltı şimendiferi! inanır mısınız, ben bu yerin dibinden giden sür’at kata­ rına bindikçe bayramlarda atlıkaracalara binen çocukların zevkini duyardım.

Koskoca «M etro» levhasını görünce methalin geniş merdivenlerinden acele a- cele inen kalabalığa karışır, gişeye 25 santimi verir, biletimi alır, istasyona gi­ rerdim. Elektrik ziyaları içinde apaydın­ lık, tertemiz, birkaç yüz kişi alır ge­ niş bir beklenti mahalli. İki dakika geç­ meden yıldırım sür’atile tren gelir, oto­ matik kapılar kendiliğinden açılır, bir ko­ valamaca oyunudur başlar. Vagonların boşalıp dolması yarım dakikada olur bi­ ter. Şırak, şırak! kapılar kapanır, denize dalar gibi tünele girilir. Tünel dediğim de yedi sekiz metrelik geniş bir yeraltı sokağı. Baş döndürücü bir sür’atle o ka­ ranlıklar içinde birkaç dakika gittikten sonra yavaş yavaş artan aydınlıktan bir istasyona gelindiği anlaşılır. Gene elektrik ziyalarile tenvir edilmiş bir gara girilir. Her tarafta büyük harflerle yazılı; işte okuyorum: «P lace de la nation». Gel­ memizle kalkmamız f*ir olur. Sıra ile saydım, tam on altı istasyon. Saate bak­ tım ve şaşa kaldım : «Porte Vincennes»- den «Porte M aillot» ya yani Parisin bir ucundan öbür ucuna otuz beş dakikada gitmişiz! Bir başka sefer «Etoile» mey­ danından yeraltına girdim, yirmi istas­ yon sonra «P lace d’Italie» de yeryüzü­ ne çıktım. Bir üçüncü seferde «Poıte DaupKine» den girdim, tam yirmi beş- istasyon sönra «P lace de la Nation» da kendimi buldum. Bu ayrı ayrı hatlar durmadan, sabahın karanlıklarından gece yarılarına kadar yığınlarla insanlara P a ­ risin dört bucağında mekik dokutuyor. 1924 te Parisi ziyaretimde bu hatlar da­ ha çoğalmıştı. Yeraltına ikinci bir kat ilâve etmişlerdi. 1932 de gittiğimde ü- çüncü bir kat daha yapmış olduklarını gördüm. Diyebilirim ki Paris şehrinin al­ tından gidenler, üstünde gezenlerden faz­ ladır.

Paris «M etro» sunu yapm aya 1898 de başlamışlar, ben on bir sene sonra gittiğimde beş yeraltı hattı tesis edilmiş­ ti. Bu hatların herbiri vasati on kilomet­ re dahilinde idi. Bugün bu hatlar on misli artmıştır.

Berlin yeraltı şimendiferi Paristan son­ ra yapılmıştır. 1910 da Berlinden geçti­ ğim zaman mahdud bir mesafeye işliyen küçük bir hattan ibaretti. Şimdi A lm an­ lar da Paris gibi yeraltında yeni bir âlem meydana çıkarmışlar. İstasyonların şık­ lığı, temizliği bütün duvarları boydan bo­

Yazan: SELİM SIRRI TARCAN ya kaplıyan çinilerin zarafeti hakikaten emsalsizdir. Berünin «Unter - Ghıîid»- ları da fevkalâde sür’atli gidiyor. Orada da bu nakil vasıtalarile dolaşmak başlı- başma bir zevktir.

Londraya ilk gittiğim zaman tabiî o- rada da bu zevkimi tatmin için ilk işim «M etro» yu aramak oldu. Ingilizler ]îu

yeraltı şimendiferine «Tube Railvays» veya sadece «Tube» diyorlar. Bu yeral­ tı trenlerine neden «tube» dediklerini içi­ ne girdikten sonra anladım. Evvplâ bîr asansöre yirmi otuzTişi girdik. Bir ku­ yuya düşer gibi otuz kırk metre yerin dibine hızla indik. Orada bir istasyondan trene girdik ve kalktık. Ben böyle gürül­ tü ömrümde işitmedim! Sanki bir kaza­ nın içine bir çuval çakıl taşı döküp şiddet­ le çalkalıyorlarmış gibi bir çangırtıdır koptu. Meğer bizim tren muazzam bir demir silfndirin içinden .geçiyormuş. Aj Bundan kırk yıl evvel Fransızların,-5 Almanların, Ingilizlerin birkaç kat yerin dibini oyarak açtıkları bu muazzam tü­ neller ne isabetli bir iş olmuş. PIiç şüp­ he etmiyorum ki yeni harblerde hava hücumlarına karşı bu «M etro» 1ar, bu «Tube» 1er halk için mükemmel birer sığınak vazifesi görecektir.

Bir de kendimizi düşündüm. Hep bi­ liriz ki îstanbulun büyük kusurlarından biri sokaklarının darlığıdır. Avrupaya şöyle bir seyahat edenler avdetlerinde der­ hal farkına varırlar. Bu darlığın sıhhî mahzurlarını bir tarafa bırakalım; nakil vasıtalarının sür’ati daima birçok kaza­ lara sebebiyet vermektedir. Biz de aca­ ba bir himmet edersek bir taşla iki kuş vuramaz m ıyız? Yani hem halkın işine gücüne kolaylıkla ve sür’atle gitmesini tmin etmek, hem de bir harb vukuunda halka bir melce olmak bakımından böy­ le bir hayırlı eser vücude getirilemez m i? İstanbul için bir «Metro»--ehem 'vb -el­ zemdir sanırım.

Bunun ne şekilde yapılması mümkün­ dür bilemem; bu, mütehassısların düşü­ neceği bir iştir. Yalnız Eminönü ile Fa­ tih, Karaköyle Şişli arasında böyle bir tünel yapılabilirse çok mühim bir ihtiya­ ca tekabül eder sanırım.

Yeni Valimizin gösterdiği büyük alâ­ ka ile îstanbulun yer yer çehresi az za­ man içinde değişmeye başladı: Meğer Taksimde mükemmel bir millet bahçesi varmış da bizim haberimiz yokmuş; me­ ğer Taksim meydanı kendini göstermek için ufak bir himmete muhtaçmış.

Bu kadar hüsnüniyetle, bu kadar fera­ gatle çalışan Doktor Lûtfi Kırdara bu yeraltı şimendiferi meselesini de hatırlat­ mak istedim. İstanbul halkının ileride vu­ ku bulacak bir hava tehlikesine karşı ba­ rınacak bir sığınağı yoktur. Halbuki böy­ le bir tünel, hem münakalâtın çabuklu­ ğunu ve kolaylığını temin etmeye, hem halkın icabında hayatını korumaya yarı- yacaktır sanırım.

Selim S ırrı TARCAN

Referanslar

Benzer Belgeler

near: yanında (birbirine temas yok.) The book is near the apple. next to: bitişiğinde (birbirine temas var.) The cat is next to

www.barnat.com.tr Cilt 9, Sayı 2 : 2015 Bilimsel Tamamlayıcı Tıp, Regülasyon ve Nöralterapi Dergisi | v Sonuç olarak hekimiz ve hedefi miz öncelikle hekimleri başta

jenli solunumla enerji üreten organel) say›s› daha yüksek, daha fazla besin tü- ketiliyor; ve bunu karfl›layabilmek için de çok daha s›k besleniliyor ve daha bü- yük

·Yasak bir yiyeceği yediğimde açlık ve doygunluk seviyemden bağımsız olarak istediğim her şeyi büyük porsiyonlarla yerim. ·Akşam yemeğini dışarıda yemeyi

Samsun Millet Bahçesi kullanıma açıldığında, içerisinde barındırdığı çeşitli faaliyet alanları ile şehir halkının, özellikle de Canik ve İlkadım

Toprak altında kalan yumrular veya üretim için toprağa atılan yumrular üzerinde gözler bulunur.. Bu gözlerden kök ve sürgünler

Çocuk kendi bedeni içinde koordinasyon eksiklikleri gibi nedenlerden ötürü bedenini bütün olarak değil, parçalanmış beden, koparılmış, eksik, yetersiz beden

hizmetçi odası, helâ, v e banyolar binanın derinliği içinde açı- lan aydınlıklara nazır yerlerde tertip edilmiştir.. Sokak cephesi üzerinde iki yatak odası ve yanında banyo