• Sonuç bulunamadı

Neveser Aksoy ve nesne-pencereler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Neveser Aksoy ve nesne-pencereler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(( S À (V) A T q .E \/R E S İ

' j

Mg

20 É> Ai~^(,L$s

NEVESER AKSOY VE

NESNE— PENCERELER

NEVESER AKSOY - “Anadolu'ya bakı?" 1995. Assamblaj 47x92 cm.

CATHERINE NEGRE

Neveser Aksoy bu sergisinde gene izleyiciye pencereler üzeri­ ne yorumunu sunuyor.

Bu konu onun yönlendiren ana ilke. “ Pencere görünümleri üzerine kurulu çalışmalarımda “ Tablo nedir?” , “ Pencere tablo olarak kabul edilebilir m i?” so­ rularını düşünüyorum. Sanatçı­ nın İstanbul’da yaşadığı sem tte­ ki pencerelerin yaşamının önemi­ ne dönüp bakmak, bize onunla katedeceğimiz yolun başlangıç noktasını oluşturabilir.

Neveser A ksoy’un pencereleri yaşamın davetine açık değü, on ­ lar sanatçının iç dünyasının ser- güendiği mekânlar. Pencereler en yalım mimarî özelliklerine in­ dirgenmiş olabiliyor: duvarı ışık­ lı delinmeden ayıran çerçeve. Neveser Aksoy o zaman onlarca, yarım daireli dikdörtgen, ya da pencere alanını sınırlayan çerçe­ veleme etkisinin, ton farklarıyla belirginleştirildiği, basit kemer kovam gibi geometrik bir biçim veriyor. (Pencerede otoportre)

Bu bizi başka bir seçeneğe g ö­ türüyor: titizce işlenmiş dekora­ tif motiflerin etkisi, bazüarı kırık camlı, parvana-perde arkasında saklı gizemi, bakışın çözem iye- ceği gizli düşleri çağrıştırıyor. (Amavütköy penceresi)

Neveser Aksoy’un penceresi, kapalı dünyadan açık dünyaya bir geçiş yeri değil: “ Bu kapalı pencereleri izlemek, benim pencerelerin anlamı üzerine dü­ şünmemi sağladı” . “Kapalı ke^ penkler" ve “ Kapalı perde" her zaman mesajım üetme kaygısın­ da olan sanatçının, iç gerilim ve iletişim zorluklarının tanıklan değü mi?

özgür, aydınlık, çok etküeyici,

çarpıcı görünümüne rağmen

kontrol altına alınmış olgun renkler aracılığıyla, Neveser Ak- soy izleyicüeri düşünmeye yö­ neltiyor. Heyecan rengin kuvve­ tiyle telkin ediliyor. Bu m em le­ ketinin simgesi olan turkuvaz ve mavinin bütün tonlarının sürekli varlığıyla ritünli.

Onun penceresi, Vermeer'deki gibi, ev yaşamına ışık zerafeti- nin fırça vuruşlarıyla geçiş yeri değü. Onun ışığı, rengin yoğun­ luğunda hapsedilmiş durumda

NEVESER AKSOY - “Nesne Pencereler" 1993. 20x15x5 cm. SANAT ÇEVRESİ 28

ve pencere sevgisine rağmen, onda hiç bir ışık-gölge oyunu yok. Çünkü gerçekten renk, ça­ lışmalarımın temelini oluşturan malzemenin esiri kalıyor. Kum, tahta, çakü taşı ve ip gibi tüm üave elemanlar, rengi fikse edi­ yor ve ona artık perspektifin ge­ rekmediği, duvar etkisini oluştu­ ran bir yapı veriyor.

Sanatçının nesne-pencereleri- ne gelince, üç boyutlu olnjalan- na rağmen, her zaman duvardan soyutlanmış çerçeveler, içlerine giremeden etraflannda dönüyo­ ruz. Pencere kutu oluyor, içinde çalı çırpı, tahta parçalan, taşlar gibi elemanların yığüdığı, sanat­ çının iç dünyasını yansıtan ku- tu-pencere oluyor. Böylece onun repertuan, Türkiye kimliği, d o ğ ­ duğu toprak kaynaklanyla birle- şiyor: İstanbul’u simgeleyen al­ tın boynuzlar, mavi nazar taşla­ rı, kalp biçiminde sayısız grafiti- ler, ağaçların üzerlerinde görü­ len duygu tanığı anonim gravür­ ler. Nesne pencerelerinin üç b o ­ yutu sayesinde, bakışımız sanat­ çının bize emopze ettiği kapalı

dünyayı aşıyor. Ama bu kapak­ lık daha çok, onun pencereleri­ nin kenarlanma konan, tinsel kuşlarında anlatmak istediği gi­ bi, bizim zevkle izlediğimiz ka- tettiği uzun yolda, kendi iç ara­ yışının uçuşu değü mi?

1953 yılında İzmit’te doğdu. 1962-1973 “ Üstün Yetenekli Ço­ cuklar Kanunu” bursundan ya­ rarlandı. Prof. Zeki Faik İzer ve Cevat Dereli’den özel resim dersleri aldı. 1970 yılında burslu olarak gönderildiği Paris’te, Devlet Güzel Sanatlar Yüksek Okulundan 1972'de bir yüda diploma aldı. 1973’te yurda dön­ dü. 1975’te İstanbul Devlet Tat­ bik! Güzel Sanatlar Yüksek Oku­ lundan mezun oldu. 1981’de y e­ niden döndüğü Paris'te, Sorbon­ ne Üniversitesinde ‘‘ Türkiye’ de camaltı resm i” üzerine master tezi verdi. 1990'da Paris Sorbon- fte Üniversitesinde “ Tablo-Pen-

cere/Pencere-Tablo” konulu

plastik sanatlar doktora tezini, Prof. René Passeron idaresinde verdi. Yaşamım halen Paris'te sürdürmektedir.

1974 yılından bugüne açtığı 27 kişisel sererinin onsekizini, Paris, Lüksemburg, Lyon, Ce­ nevre, Nancy, Rotterdam ve Ja­ ponya'm a 7 kentinde (Tokyo, Onaka, Hiroşima, Sapporo, Kus- hiro, Obihiro, Nügata) gerçekleş­ tirdi. Türkiye’de sergüerini İs­ tanbul, Ankara ve İzmir'de açtı. Yurt içi ve yurt dışında ödülleri olan sanatçı, pek çok karma ser­ gi, salon ve bienallere katüdı.

Yapıtları Daubigny Müzesi, Senart Artoteki, Paris Belediye­ si, Paris ve Tokyo’daki Türk Bü­ yükelçiliği, Paris Türk Turizm Bürosu, Paris Türk Kültür Ataşe­ liği New York Türkevi, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, İzmir Resim ve Heykel Müzesi, Türk Dışişleri Bakanlığı, Türk Maliye Bakanlığı, İş Bankası, Akbank ve Emlak Bankasının yamsıra yurtiçi ve yurtdışında pekçok özel koleksiyonda bulun­ maktadır.

Ankara İş Bankası Sanat Galerisi (4-.17 Aralık 1995)

NEVESER AKSOY- “ özgürlüğe uuçuş" 1992. Tuval üzerine kanşık teknik. 61x46 cm.

NEVESER AKSOY- “Pencerede otoportre” 1993. Tuval üzerine karışık teknik. 61x50 cm.

SANAT ÇEVRESİ 29

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

This was the prime motivation in doing the present study, which applied the exergy, cost, energy, and mass (EXCEM) method to a heat pump system for drying of plums slices, and

萬芳醫院消化內科吳立偉醫師,以歐洲頂尖肝臟腫瘤電燒技術服務患者

[r]

Hazineli koğu­ şundan sonra ve dağ tarafında bulunan Hazine K ethüdası ağa yerine gitm eden evvel üzeri ça­ tılı, geniş saçaklı b ir çeşme b u

y a lI fesede ile sık sık görüşmekte olup ba­ husus Halil ve Derviş Hima’nın ve dalka­ vukluk ile Ahmed Beye çatarak parasını ye­ mekte ve akıl

kanun yolunun detaylıca düzenlenmesi gerekliliğini açıkça göstermek- le birlikte, mevcut durum itibariyle temyizin usul ve şeklini konu alan 48., 49. maddede yer alan

Çalışma alanları; genel olarak şehir sosyolojisi özel olarak da, uluslararası göç, yoksulluk, me- kânsal ayrımlaşma, çocuk ve şehir ilişkisi şeklindedir..

Ve bu eserin intişarını haber vermek münasebetiyle, üs­ tadın bir zamanlar gazete sütunlarında ta­ kip etmiş olduğumuz Saray ve Ötesi serlev- halı