• Sonuç bulunamadı

Besteleri her zaman bir kuşağın anılarını süsledi:Fehmi Ege'den geride kalan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Besteleri her zaman bir kuşağın anılarını süsledi:Fehmi Ege'den geride kalan"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET 29 EKİM 197C

T T 5 2 8 2 8 2

-Besteleri her zaman bir kuşağın anılarını süsledi

Selmi A N D A K

M

üzik dünyamız Fehmi Ege'yi kaybedeli günler geçiyor. Özellikle yakın meslekdaşları, onun­ la birlikte çalışarak ondan cok şeyler öğren­ miş müzisyenler, sanatçılar, yazarlar ve dostlan Fehmi Ege'nin kaybından doğan üzüntüyü belirti­ yorlar. onunla olan anılarını anlatıyorlar ve sa­ natçı kişiliğini tanımlamaya gayret ediyorlar... Bü­ tün bunlar bir süre sonra arkada kalacak, belki Fehmi Ege de birçok yaratıcılar, müzik ustaları

gibi ölümsüzler arasına karışsa bile, unutulup gi­ decek...

Ne var ki, emekleme döneminden az cok oluş­ ma ve gelişme cağına ulaşmış bulunan «çok sesli müzik» yaşamımızda, Fehmi Ege’nin ölümüyle bı­ raktığı boşluk, ancak gün geçtikçe daha cok ay­ dınlığa çıkacak ve anlaşılacak belki!

Fehmi Ege. 76 yıllık ömrü içinde, üc yaşında- başicdığı ve dokuz yaşından itibaren ürünlerini verdiği bestecilik ve diğer çeşitli müzik ccbaları İle, cok yönlü ve «komple» bir müzisyendi.

Günümüzde gitgide gelişmekte olan ve etkisi geniş halk kitlelerine yayılmakta olan Türk Hafif Müziği’ne. Fehmi Ege'nin 60 yılı aşkın yaratıcı­ lık hayatında en önemli katkısı, tüm bestelerinde «halk a en yakın», «yerli havayı» verebiime vs duyurabüme- çabasıdır. Bu olumlu, hatta yüce emek doğrultusunda Fehmi Ege, özellikle «çok­ sesli müziği halka sevdirmek* amacında bazı prensiplere ve yöntemlere bağlı kalmak gerektiği­ ni daima savunmuştur. Hangi yolda yürümenin daha doğru ve sağlıklı olabileceğini, cok eskiden beri ve hastalanıp yatağa düştüğü ana kadar, mü­ zisyen arkadaşlarına, özellikle hafif müzik alanın­ da ileri hamleler yapmağa çalışan besteci dost­ larına hep şöyle önerirdi- «Cok sesli hafif müziğin hangi türünde olursa olsun, Türk besteleri sadecs Batı müziğini, Batılı melodileri ve armonizasyonu bilmekle yaratılamaz. Türk hafif müziğinin kişili­ ğim kazanması için, bestecilerimizin mutlaka oz cok geleneksel ve klâsik Türk müziğini bunun ya- nısıra Türk folklorunu bilmek gerekir... Klasik Türk Müziğinin ezgileri de kuşkusuz cok sesliliğe,

ken-fiS

O ’NU SADECE «TAN­

GO BESTECİSİ» OLA

RAK GÖRMEK, ONU

EKSİK

T A N IM LA ­

M AK VE DEĞERLEN

DİRMEK DEMEKTİR.

FEHMİ

EGE’DEN

GERİDE KALAN...

mm

dine özgün armonizasyonla kavuşturularak İleriye götürülebilir... Özellikle nafıf müzik düzenlemele­ rinde de kendi yöresel ve toplumsal karakterimize

de cok dikkat etmek gerekir.»

Fehmi Ege ile. hasta döşeğine uzanmasından kısa bir süre önce de. görüşmemizde eskiden ol­ duğu gibi tekrarladığı ve müziğimizin ilerlemesi için çalışmalarına yön verdiği ve önerdiği temel görüş böyle özetlenebilir...

Çocukluğumun yıllarında, *üm dünyayı saran ve ülkemizi de etkisi içine alan «Tango» asla es­ kimeyen, ölmeyen bir müzik turudur. Özellikle Edo- uardo Blanco. Francisco Canaro ve diğerleri gibi yaratıcı-yorumculorla filizlenen ve gelişen «Tan­

go» klasikten moderne büyük aşamasını günümü­ ze kodar ünlü Astor Piazzolo ile sürdürmektedir... Bu «tango kasırgası» içinde, ülkemizde «Tango Ustası» olarak dalma anılacak olan Fehmi Ege'yi,

beste çalışmalarım orasında tanımak sevincine varmış; onun insanlığına, dürüstlüğüne, İçtenliği­ ne tanık olmuş ve az do olsa, ona rastlamak, gö­ rüşebilmek. onun güleryüzlü. esprili sohbetinden yararlanmak fırsatını tatmıştım.

Aslında, tam «tangolarının tanınmasına, se­ vilmesine rağmen, o sadece bir «Tango ustası» aeğıldı... Sadece onu «tango bestecisi» olarak görmek, onu eksik tanımlamak ve değerlendirmek demektir. Çünkü Fehmi Ege, cocuk yaştan beri, tum müzik yaşantısında tiyatro, operet, Türk mü­ ziği topluluklarında. Gülcemal ve Ege vapurları orkestralarında, Cumhurbaşkanlığı Köşk Orkestra­ sında, İstanbul Şehir Orkestrasında İstanbul ve Ankara Radyoları orkestralarında keman çalarak, yorumculuk yönünü göstermiş, yaratıcılık gücünü ise, Cemal Sahir'in oynadığı «Meçhul» adlı ope­ reti, ilk cocuk opereti «Mavi Çocuk», Muhsin

Er-f l Er-f c

Tangoları ve operet besteleriyle ünlenen Fehmi Ege'nin popüler müziğimize büyük katkıları oldu.

tuğrul'un «Arzu» ve «Altın Bilezik» operetlerini, bale müziği türünde «Köy Düğünü», «Esir Dansı», «Perili Mağara». «Çobanın Aşkı», «Kâğıthane Rap­ sodisi», «Hoş Bilezik» ve «Tamzara» adlı yapıtları besteleterek kanıtlamıştır. Tüm «tango»larını ise ülkemizde hemen hemen bilmeyep, sevmeyen yok­ tur..

Çeşitli türlerde yazdığı besteler ve müzisyen­ lik mesleğinde fedakârca uğraşılarıyla, birlikte Fehmi Ege gene de «popüler bir tango bestecisi» olarak anılarda kalacaktır. Sadece Türkiye’nin de­ ğil. dünyaca değeri (ünlü Edouvardo Blanco or­ kestrasında bandoneón çalmasıyla) bilinen Orhan Avşar ve değerli yorumcu, Selçuk Kaskan’don «tango ustası» daha kaybettik diyebiliriz. Sonra Fehmi Ege’nin ölümüyle bir «tango ustası» daha kaybettik diyebiliriz.

Müzikte bir aşamaya ulaşmış ve başarılar e|. de etmiş Fehmi Ege, son konuşmamızda belirtti­ ği gibi, ülkemizde tüm bestecilerin elde edeme­ diği bir şeyden yakınmıştı: «Telif Hakları'nın ko- runmomasını»..

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

maddes nde, okul önces öğretmenler ve sınıf öğretmenler n n, genel b lg ve meslek dersler öğretmenler n n, atölye ve laboratuvar öğretmenler n n aylık karşılığı

Bunun yaklaşık yüzde 12'si, yani 3 milyon tonu geri dönüştürülebilir ambalaj atığı.. Bunların ekonomik değeri ise yaklaşık 150 milyon

M.KEMAL KÜÇÜKERSAN ANKARA ÜNIVERSITESI VETERINER FAKÜLTESI HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI.. ANABILIM

Camdan seken günü topluyor kızlar Bakma, bir ayağı topal günlerin Böyle giderse şarkısı da olur elbet Senin ve ötekilerin. Adımı yazdığım kitaplar Vedasız ve hiç

These are (i) descriptive analysis method, which includes direct quotes for highlighting and objectively reflecting the important points of the statements in the interview,

Aileyi,  batı  toplumlarında  sıklıkla  kavramlaştırıldığından  daha  geniş  bir  birim   olarak  anlamak  gereklidir.  Çekirdek  aile,  Türkiye’de 

yaşamış olan ti­ yatroculardan Vas­ fi Rıza Zobu, o günleri şöyle anlatıyor: — “ İnanışı bütün olan Müslümanlar için mübarek olan Ramazan ayında,

Japon bıldırcınlarında kuluçkalık yumurtaların de- ğişik ağırlık gruplarına ayrılarak kuluçka işlemine tabi tutulduğu araştırmalarda, kuluçkalık yumurta