• Sonuç bulunamadı

Dünyayı küçültmek için:Hıfzı Topuz, iletişim araçlarının geşiltirilmesi yolunda 40 yılını harcadı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dünyayı küçültmek için:Hıfzı Topuz, iletişim araçlarının geşiltirilmesi yolunda 40 yılını harcadı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-

\>'J i İ)

( umhuıiyvı Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi atlına Dı> Haberini: IrRiııı Balcı. K o m im i: Cengiz Turban. KtıllUı: Celal IJsIer, Spor D anışm anı Abdulkadir U m u t Yuum tuınhunyeı Maıbaatılık >t< adi • Genel Yayın Mudilin: Hayan Cemal, Müessese Mudurıı 1 inine Yiicelman. Du/cllıııe: Belik Durtmş. Aıayııı ıııa: Şahin Alpay, İş. Sendika Şükran Kelemi, Yıırı H aberleri: 34334 Isı PK. 246-lsiaııbııl İd: '12 03 t, il, Yazı İşlen M üdürü: Okay Gönensin, • Haber Merkezi Müdııru: Necdet İkonan. Dizi Yazılar: Kerem Çalışkan, 0 Koordinatör: Ahmet Korulsan. 0 Mali Işk ı Kral I rkın. Bürolar Ankara: Ziya Gokaip Ulv, inkılap :

tüyer, Sayla Düzeni Yönetmeni: Ali Acar, 0 İcmalliler: ANKARA: 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Biliyi' 1'lani.ıına: Sevgi Osıııaııbeyeııglu 0 Reklam: Ayye lorun. 0 i k Yayın 133 ÜS «S 0 timin H Zıya Ulv 1352 S.2 lan, İZMİR: Hikmet Çelinkava, ADANA: C elal Başlangıç. lar: Hülya Aksrıl 0 İdare: Hüseyin C.urer, • İşletme: Önder ( elik, • Bilgi-lşlenı: Nail İııııl, • Adana: İnönü Cad. 119 S. No: I Kai I, r

İM: 18 EYLÜL 1989 İmsak 5.13 Güneş 6.40 öğle 13.03 İkindi 16.32 Aksam 19.16 Yatsı2 0 .3 7

H ıfzı Topuz, iletişim araçlarının geliştirilmesi yolunda 40 yılını harcadı

ünyayı küçültmek için

Hıfzı Topuz

— Afrika’da gazetecilik seminerleri.

P O R TR E

D r. HIFZI TOPUZ

K ırsal basın projesi

1923’te İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni (1942), İÜ Hukuk Fakültesi’ni (1948) bitirdi.

1947-58 yılları arasında Akşam Gazetesi’nde muhabir, istihbarat şefi, yazı işleri müdürü ve genel yayın müdürü olarak çalıştı. Strasboürg Universitesi’nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans yaptı (1957-59). Strasboürg Hukuk Fakültesi’nde gazetecilik doktorası verdi (1960). Paris’te UNESCO Genel Merkezi’nde “ İletişim araçlarının geliştirilmesi ve gazetecilik eğitimi” uzmanı olarak görev aldı (1959-83); Hindistan’da, Filipinler’de, Afrika ülkelerinde gazetecilik eğitimi seminerleri düzenledi; Kara A frika’da “ kırsal basın” projesini oluşturdu, uyguladı. Çeşitli gazetelerde çok sayıda araştırma ve incelemesi yayımlanan Hıfzı Topuz’un, 5’i yabancı dilde olmak üzere,

18 kitabı var. Başlıcaları şunlar: Kongo Kurtuluş Savaşı (1965), Kara Afrika (1970), Türk Basın Tarihi (1973), Uluslararası İletişim (1985), Kara A frika’da İletişim (1986), Lumumba (1987)

“ Dünyada çok büyük

çaplı bir teknoloji

patlaması var. Teknoloji

ekonomik, siyasal ve

kültürel amaçlarla

kullanılıyor. Üçüncü

Dünya ülkeleri büyük bir

saldırıya uğramış

durumda. ”

“ Basında tekelleşme,

çoğulculuğa, basın

özgürlüğüne karşı.

Türkiye’nin geleceğini

tehlikeye atan bir durum.

Muhalefet partilerinin

konuyu Meclise getirmeleri

gerekir. ”

alpa

F

kabacau

“ Sömürgecilik çöküyordu, A f­ rika, bağımsızlık heyecanı için­ deydi. Herkes, büyük bir coşkuy­ la bağımsızlığa hazırlanıyordu.... Yazar, şair, müzisyen birçok dos­ tum oldu. Birlikte toplantılara ka­ tıldık, o heyecanı ben de yaşa­ dım ... Afrika’da gazetecilik yok­ tu. Gazeteciler, Fransız, İngiliz, Belçikalı beyazlardı. Sömürgeci­ ler kadro yetişlirmemişlerdi. Dü­ zenlediğim gazetecilik seminerle­ ri geniş ilgi gördü, İlk olarak Za­ ire’ye gittim, başkent Kinşasa’da bir yıl kaldım. Pek çok kişi baş­ vurdu; cumhurbaşkanının basın ataşesi, yayımlanmakta olan iki gazetenin başyazarları, genel ya­ yın müdürleri... Hepsi de heye­ canla bu işe sarıldılar.”

Hıfzı Topuz, UNESCO adına Afrika’da düzenlediği gazetecilik seminerlerini anlatıyor.

UNESCO’da “ iletişim araçla­ rının geliştirilmesi ve gazetecilik eğitimi” uzmanlığına getirildiği tarih 1959. A frika’yla özellikle il­

gileniyor. İlk kez 1960’ta gidiyor kara A frika’ya. Zaire’de, Ugan­ d a’da, Senegal’de seminerler dü­ zenliyor; “ kırsal basın” projesi­ ni ortaya atıyor, uygulanmasına katkıda bulunuyor. Sonuç: Afri­ ka’nın çeşitli bölgelerinde yerel dillerde yayımlanan, başkentteki yayın organlarına benzemeyen kırkı aşkın gazete... Hıfzı To- puz’a kalan da, bu gelişmelerden çıkardığı övünç payı... Ve kara A frika’da yaşanmış nice zaman­ ların birbirinden ilginç anıları... İşte bunlardan biri:

“ Paris’e Yukan Volta’dan (bu­ gün Burkina) bir arkadaşım gel­ di, gazetecilik semineri düzenle­ mek istediklerini söyledi. Daha sonra ilgili bakam getirdi. Sivil kı­ lığa alışamamış bir yüzbaşıydı.

Saatlerce konuştuk. Sömürgecili­ ğe karşı yeni bir iletişim düzeni kurulmasından söz ettim. Bakan çok heyecanlandı.... Seminer gü­ nü kararlaştırıldı; belirlenen gün­ de başkent Ougadougaou’ya git­ tim. Havaalanında arkadaşım karşıladı, ‘Sana kötü bir haberim var’ dedi, ‘bakan düştü.’ Bakan, ‘Sömürgeciliğe paydos’, ‘İletişim­ de ulusallık istiyoruz’, ‘Basınımı­ zı, radyomuzu kendimiz kura­ cağız’ gibi sloganlar yazdırıp so­ kaklara astırmış. Devlet başka­ nı da, ‘Bu adam kim oluyor, kış­ lasına dönsün’ deyip bakanlık gö­ revine son vermiş... Altı ay son­ ra yeni bir hükümet darbesiyle devlet başkanı ve giderek Lu- mumba’dan sonra Afrika’nın en çok sevilen lideri oldu. Adı,

Tho-mas Sankara’ydı. Devlet başkan­ lığına gelince bir telgraf çekerek kutladım. Hemen cevap verdi: ‘Kara A frika’da yeni iletişim dü­ zenini birlikte kuracağız,’ diyor­ du. Ne yazık ki, iki yıl önce bir karşı darbe sırasında öldürüldü.”

Yalnızca anılar değil, Hıfzı To- puz’a kalan. 250 dolayında par­ çadan oluşan, evinin küçük çatı katına yayılmış bir “ mask ve fe­ tiş koleksiyonu” da var. Kara Af­ rika sanatının bu ilginç ürünleri­ ni 1985’te İstanbul, Ankara ve İz­ m ir’de sergiledi, tanıtıcı konuş­ malar yaptı. Şimdi de koleksiyo­ nunun bir kataloğunu hazırlama çabasında...

Hıfzı Topuz, UNESCO’daki görevi sırasında uluslararası gaze­ tecilik meslek örgütleri arasında

kopukluğun giderilmesi yolunda çaba harcıyor. Artık gazeteci fe­ derasyonları, örgütleri arasında diyalogun geliştiğini, yılda bir ya da iki kez düzenlenen toplantılar­ da meslek sorunlarının ele alındı­ ğını, bunun Doğu-Batı bloklarıyla Latin Amerika, Afrika, Asya ül­ keleri arasındaki yakınlaşma yö­ nünden de önem taşıdığını belir­ tiyor. Yine haklı olarak, bundan da bir övünç payı çıkarıyor kendine...

A ncak... Türkiye’ye dönüp UNESCO Milli Komitesi’nde gö­ rev alınca, ülkemizde örgütün amaçlarına uygun çalışmalar ya­ pılmadığını görüyor. Ona göre bu komite, “ Milli Eğitim Bakaniığı’- na bağlı bir büro halinde çalışı­ yor. İçinde iyiniyetli birkaç kişi var, öbürleri Milli Eğitim müste­ şarı, genel müdürler filan ... UNESCO’nıın ilkelerini bilme­ yen, programını izlemeyen bürok­ rat kişiler... Örgütün dünyada ne­ ler yaptığından burada kimsenin haberi olmuyor. Oysa Milli Ko- misyon’un, bağımsız kişilerin, kültür adamlarının, sanatçıların oluşturduğu, yön verdiği bir ku­ rul olması gerekir.”

Paris’e gitmeden önce Akşam’- da on iki yıl çalışan, muhabirlik­ ten genel yayın müdürlüğüne ka­ dar gazetecilik mesleğinin her ka­ demesinde görev yapan Hıfzı To­ puz, o dönemin renkli anılarını yedi yıl önce (Eylül-Ekim 1982) Cumhuriyet’te yayımlanan “ Es­ ki Akşam ’ın Son Yılları” başlık­ lı yazı dizisinde anlatmıştı. 1954’te arkadaşlarıyla birlikte Türkiye’­ nin ilk gazeteciler sendikası olan Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın tüzüğünü hazırlayışı ve yönetim kurulunda görev alışı, 1956’da TGS’nin genel sekreterliğine, 1958’de genel başkanlığına getiri­ lişi, o dönemin unutulmayan acı- tatlı anıları arasında...

C H P ik tid a rı d önem inde TRT’nin radyolardan sorumlu ge­ nel müdür yardımcılığına getirilen Hıfzı Topuz, radyo yayınlarının çağdaşlaşmasını da sağlıyor. TRT 1, TRT 2 ve TRT 3 (son Radyo 1, 2, 3...) programlan onun tam bir yıl süren görevi sırasında baş­ latılıyor, 24 saatlik yayınlar ve ku­ şak programlan ilk kez o dönem­ de hazırlanıyor...

Hıfzı Topuz, geçen yıl arkadaş­ larıyla İletişim Araştırmaları Der- neği’ni (İLAD) kurdu ve dernek başkanlığına seçildi. Önümüzde­ ki günlerde çalışmalarını hızlan­ dıracağını belirttiği İLAD’ın ama­ cını açıklarken şunları söylüyor: “ Basın yayın okulları, hâlâ ken­ di kadrolarını kuramadı. Sanırım kurulması da istenmedi. Üniver­ siteler, iletişim alanında araştırma yapanlara yardımcı olabilecek du­ rumda değil. Dernek, bu boşluğu doldurmak için kuruldu. Amacı araştırmaları örgütlemek ve araş­ tırma yapanlara yardımcı olmak. Bu yıl, ‘Basında Tekelleşmeler’ ve ‘Türkiye’de Alternatif Bir Radyo- TV Düzeni’ konulu iki araştırma gerçekleştirdik.”

Kitle iletişimi alanında dış dün­ yada yer alan gelişmeleri Hıfzı Topuz’dan dinleyince, derneğin önem ve işlevine gerçekten inanı­ yorsunuz. İşte bir örnek:

“ Dünyada çok büyük çaplı bir teknoloji patlaması var. Teknolo­ ji, ekonomik, siyasal ve kültürel amaçlarla kullanılıyor. Üçüncü Dünya ülkeleri büyük bir saldırı­ ya uğramış durumda... Birkaç yıl­ dan bu yana özellikle televizyon alanında önemli atılımlar yapıldı. Television High Definition (TV HD) denilen yeni sisteme yakın­ da geçilecek. Buna geçince alıcı­ lar, vericiler, her şey değişecek: kameralar, videolar ona göre ola­ cak. Biz, bu yenilikleri izleyeceği­ miz yerde, hâlâ modası geçmiş şeyleri almaya çalışıyoruz."

Ya basın ne durumda? Türki­ ye’de basının teknolojik açıdan gelişme gösterdiğini, buna karşı­ lık içerik yönünden ilerleme sağ­ lanamadığını, gazete tirajlarının da artmadığını vurguluyor Hıfzı Topuz: Diyor ki: “ Geniş bir ke­ sim, televizyonu izlemekle yetini­ yor. gazete okumuyor. Demek ki gazeteler halkın ihtiyacına karşı­ lık vermiyor. Oysa halkı aydınlat­ manın, geniş kitlelerin ihtiyaçla­ rına karşılık vermenin yollarını aramak gerek. Bu konuda, gaze­ te okumayanların neden okuma­ dığını ortaya koyan bir araştırma yapılmış değil.”

Basında tekelleşme eğilimine bütün dünyada rastlandığım, bu­ na çeşitli kuruluşların tepki gös­ terdiğini ve daha tekeller kurul­ madan yasalarla tekelleşmeye sı­ nırlar getirildiğini anlatan Hıfzı Topuz, örnekler de veriyor... Türkiye’de ise, bu yöndeki geliş­ melere karşın, dedikodu çerçeve­ sini aşan girişimlere rastlanmadı­ ğını söylüyor:

“ Bu, çoğulculuğu, basın özgür­ lüğüne karşı, Türkiye'nin gelece­ ğini tehlikeye sokun bir durum. Şimdiki görünümde, hükümet te­ kelleşmeye karşı değil. Hatla işi­ ne geliyor bıı. Başbakan iki bııçuk gazeteden söz etmişti; şimdi onu bir, yarım gazeteye indirmek is­ tiyor. Ama kendisi kalıcı değil. Ben, olayın ardında başka ekono­ mik güçler olmalı, diye düşünü­ yorum. Muhalefet partilerinin, konuyu M eelis'e getirm eleri, Türkiye’de çok sesliliği ortadan kaldıracağı anlaşılan gelişmelere karşı önlemler alınması yolunda çaba harcamaları gerekiyor.”

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

“Aveuglant Aveugle” adlı şiir kitabı için renkli gravür ve kabartma baskılar, Jean-Claude Renard’ın “D itsd’un Livre de L’Amour” adlı kitabı için renkli

— Bu çeşme Istanbulun eıı güzel çeşmelerinden biridir; fa ­ kat kimse onunla meşgul olmaz; seneierdenberi tftmir görmemiş­ tir; bir gün Reşit S affet Bey

Küpler, testiler, saksılar, güveçler almak veya özel sipariş vermek için Rıfat Togay’ı arayabilir ya da web sitesini de ziyaret edebilirsiniz.. (www.hasanustaseramik.com /

Adnan Saygun qui lui a donné une renommée internationale, est l’ora­ torio de Yunus Emre qu’il a com­ posé en 1946, alors qu’il était inspecteur des Foyers

GÜNGÖR DİLMEN —Yerli oyun yazarlığının küçümsenmesi beni çok üzüyor.. PO RTRE

Takım sporları yapan kadınlar ile spor yapmayan kadınların karşılaştırılmasında takım sporları yapan kadınların daha güvenlik, enerjik, maceracı, risk almaya

Bulgular: Işık mikroskobik incelemede sol böbrekte iskemi yapılan grupta, kontrol grubuna göre anlamlı olarak hasar tesbit edildi.. En

Zaten bu yasakla birlikte, ilk biraraya gelen birkaç mekandan biridir Kaktüs; hatırlayın, bir süre sonra öyle bir örgütlenme olur ki, Beyoğlu'ndaki tüm mekanlar aynı