• Sonuç bulunamadı

Dorsay'ın "Yılmaz Güney Kitabı"nın gündeme getirdiği gerçek:Yılmaz'ı seyretmemiş bir kuşak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dorsay'ın "Yılmaz Güney Kitabı"nın gündeme getirdiği gerçek:Yılmaz'ı seyretmemiş bir kuşak"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

12 M A R T 1988_________________________________________________ KÜLTÜR

D orsay’ın “Yılmaz Güney K ita b ın ın gündeme getirdiği gerçek:

Yılmaz’

“ Y ılm az Güney’in bugün

bulunup okunamaz olan

kitapları, görülemez olan

filmleri var. A sıl sağlıklı

değerlendirmeyi, onun

filmlerini görme olanağına

kavuşan genç kuşakların

yapabileceği

düşünülebilir. ”

CELAL ÜSTER

~~

Yıl 1982. Gazetelerden birinde bir başyazı: “ (Yılmaz Güney’in) koşa

koşa Yunanistan’a gidip Papandreu ve Meiina Mercouri gibilerle kucak­ laşmasını da izah etmekte zorluk çe­ kiyoruz. ‘İçimizden biri’nin Türk düşmanlığını gaye edinen bir politi­ kacıyla sarmaş dolaş olmasını aca­ ba halkımız nasıl karşılamıştır?”

Aradan yalnızca altı yıl geçti. Da- vos’ta “ Türk düşmanlığını gaye edi­

nen bir politikacıyla sarmaş dolaş olan” Başbakan Turgut Özal, No-

bel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Sinema yazarımız Atillâ Dorsay’- ın yeni yayımlanan “ Yılmaz Güney

Kitabı” nı karıştırırken, Onat Kut- lar’m en çok dikkatini çeken işte bu

ürkütücü karşıtlık olmuş. Gerçekten de, Dorsay’m kitabında yalnızca kendi yazılarıyla yetinmemesi, deği­

şik dönemlerde çok farklı yazarların

yazılarına da yer vermesi, “ Yılmaz

Güney KitabT’na belgesel bir nitelik

de kazandırıyor.

Dorsay, bugün saat 16.00’da Mo­ da Sineması’nda sinemaseverlerle Yılmaz Güney üstüne bir söyleşi ya­ pacak ve yeni çıkan kitabını imzala­ yacak. Biz de, hiç değilse Dorsay’la haftanın bir iki günü aynı çalışma odasını paylaşmanın ayrıcalığından yararlanalım, sinemaseverlerden ön­ ce ona birkaç soru soralım dedik.

— Yılmaz Güney’in çeşitli yönle­ riyle toplumumuzda bir “ mitos” ol­ duğu söylenebilir. Bu mitoslaştırma- yı nasıl değerlendiriyorsunuz?

DORSAY — İnsanların

mitoslaş-ı seyretmemiş bir kuşak

HAPİSTE SÖYLEŞİ — Atillâ Dorsay. Yılmaz Güney in uzun süren hapis yaşamında onunla bir İki kez görüşme olanağı bulmuştu. “ Yılmaz Güney Kitabı "nda yer alan “ İmralı'da Son Konuşma" da bu söyleşilerden birinin ürünü. (Fotoğraf: Ömer Pekmez)

tırıiması, aslında olumlu olmayan, ama bir ölçüde de kimi isimler için kaçınılmaz bir şey. Yılmaz Güney ge­ rek çok boyutlu sanatçı kişiliği, ge­ rek çok özel trajik figür niteliği, ge­ rek siyasal bir önder olmaya soyu­ nan etkinlikleri dolayısıyla bizim top­ lumda mitos katına yükseltilen kişi­ liklerden biri oldu. Ama nasıl bir

Marilyn Monroe veya James Dean’i

mitoslaşmış yanlarından arındırıp gerçek kişiliklerine indirgemek zor- laştıysa, Güney için de ayni durum söz konusu. Onu elbette artık daha yansız bir biçimde, gerçek sanatçı ki­ şiliğiyle görmeye çalışmalıyız. Ama bunu yaparken, geçenlerde bir yayın organının giriştiği “ mitosları

yıkalım” kampanyasına benzer, glo­

bal ve kaba çizgili bir girişimde bu­ lunmak da bu kişiliklerin özdeğerle- rine zarar verebilir sanıyorum.

— 12 Eylül sonrası konulan yasak­ lar sonucu Güney’in yapıtlarını şu sı­ ralar Türkiye’de izlemek mümkün değil. Oysa genç kuşakların Güney’i nesnel bir biçimde değerlendirebil­ meleri için en azından filmlerini sey­ retmeleri gerekmez mi?

DORSAY — Mitoslaşmış kişilik­

lerin elbette yaşamöyküleri de ilginç­ tir. Zaten, Cahide Sonku veya Yıl­ maz Güney örneklerinde olduğu gi­ bi, onların mitos katına yükselmesi­ nin asıl ipuçları bu öykülerdedir. An­ cak Yılmaz Güney gibi yaratıcı, yo­ ğun bir biçimde üretici bir sanatçı söz konusu olduğunda, asıl olan, kuşku­ suz eseridir. Yılmaz Güney’in bugün bulunup okunamaz olan kitapları ve daha da önemlisi görülemez olan 'filmleri var. Asıl sağbklı değerlendir­ meyi ve bizim, yani benim kuşağımın belki kaçınılmaz biçimde sahip oldu­

ğu belli bir duygusallıktan arındırıl­ mış, nesnel bir yaklaşımı filmlerini görme olanaklarına kavuşan genç kuşakların yapabileceği düşünülebi­ lir.

— “ Yılmaz Güney Kitabı" nasıl ortaya çıktı?

DORSAY — Kitap, kısa bir süre­

de oluştu, ama aslında çok uzun sü­ redir bende bilinçaltında yatan, hatta önemli ölçüde bilinç üstüne de fırla­ mış kimi dürtülerin sonucuydu. Yo­ ğun bir taramadan (çünkü arşivim­ de birçok yazar arasından bir seçme yapmak söz konusuydu) bantlarda kalmış kimi konuşmaları kâğıda dökme çabasından ve kitaba son bi­ çimini verebilmek için yine özenli bir kafa yoğunlaştırmasından sonra ki­ tap ortaya çıktı. Kitapta özellikle genç okurların belge niteliği bulacak­ ları, dolayısıyla kendilerine birçok şey öğretecek olan yazılar bulundu­ ğunu sanıyorum. Yılmaz üzerine yal­ nız kendi yazmış olduklarımdan de­ ğil, Elia Kazan’dan Marcel Martin’e,

Onat Kutlar’dan Murat Belge’ye, Nazlı Ilıcak’tan İlhan Selçuk’a ka­

dar çok çeşitli kalemlerin yazıların­ dan örnekler aldım. Elbette asıl ama­ cım bu değildi, ama birçok kajemin Güney olayı karşısındaki çok deği­ şik ve giderek zıt tepkilerinin bu ki­ tap aracılığıyla somut bir belge ha­ line gelmesi de bana bu kitabın ikin­ cil, ama azımsanamayacak yararla­ rından biri olarak gözüküyor...

— “ İmralı’da Son Konuşma” başlıklı bölüm, belki de kitabın en il­ ginç bölümü. Aslında 1980’de yapıl­ mış bir konuşma, ama ancak bugün yayımlanabiliyor...

DORSAY — Bence de kitaptaki

en ilginç bölüm, “ İmralı’da Son Ko­ nuşma” . Konuşmanın tarihi 31 Ağustos 1980. Yeri: İmralı Yanaçık Cezaevi. Bu konuşmanın çok kısa bir özeri, Fransız “ Cinema 80” dergisin­ de çıktı. Ancak 12 Eylül’den sonra Türkiye’de yayımlama olanağım bu­ lamadım. Oysa bu konuşma bence Yılmaz Güney’in kişiliği, mitoslaşmış Yılmaz görüntüsünün ardındaki ger­ çek insan yanları, kimi saplantı ve tutkuları, filmleri ve sanatı üzerine oldukça ilginç ipuçları içeriyor.

Dorsay’m kitabı, gerçekten de tü­ müyle Yılmaz Güney olayına birçok ipucu getiriyor, yalnızca genç kuşak­ lara değil, olayı başından yaşamış çok kişiye derli toplu bir döküm su­ nuyor. Bir de çok önemli bir gerçe­ ği gündeme getiriyor: Yılmaz Gü­ ney’in yapıtları nerede? Kendi ülke­ sinin insanları onun filmlerini neden göremiyor, kitaplarım neden okuya­ mıyor?

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Merkür, sabah gökyüzünde ve ay bafl›nda Günefl’e çok yak›n görü- nür konumda.. Do¤u ufku üzerinde bu- lunan gezegen, ilerleyen günlerde Gü- nefl’ten

It was clear that the tissue response in group A revealed good biocompatibility.Otherwise, it was showed that there was no difference in weight loss until 12 weeks, and the

Onun için Atatürk her fanî gibi ölebilir, fakat, bütün dünyanın hür­.. met ettiği en büyük adam ancak bir kere

Two patients’ hearing losses were bilateral; so 30 ears of 28 patients were included in the study.. The degree of hearing loss ranged from mild to profound at the first

Üretilen malzemelerin birçoğu fiber şeklinde üretildiği için kullanılan fiber miktarına bağlı olarak çok farklı dayanım özellikleri verebilmektedir.. Fiber

Yüksek polifenollü zeytinyağı, metabolik sendroma sebep olan risk faktör- lerinin ortaya çıkışında etkisi olduğu bilinen genlerin ifadesini olumlu yönde etkileyerek

İçerisinde küf mantarları bulunan bazı peynir türleri ile soya sosu gibi gıdaları sağlık tehdidi olmaksızın tüketme- miz küflü ekmek yemenin de zararsız

Rahmi Koç'un Şeref Başkanı seçildiği Koç Holding 39'uncu Olağan Genel Kurulu'ndayeni yönetim şu isimlerden oluştu: Mustafa Koç (Yö­ netim Kurulu Başkanı), Suna