• Sonuç bulunamadı

Bodrum'dan bir uluslararası portre

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bodrum'dan bir uluslararası portre"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BODRUM'DAN BİR ULUSLARARASI PORTRE

Avni Arbaş, şimdi de taş üstüne

9

9

'f'7ccLc

ioiy L

resim

yapıyor

Arbas'ın, taşlar üzerine çizdiği

resimlerin çok beğenilmesi üzerine

Şilebezinden elbiseler üzerlerine de

Avni'nirî resimleri yapılıyor

M Ü C A P O F L U O Ğ L U

M VNt Arbaş yeni bir

çalışma içinde. Ki- X * mi zaman, tuvali incitmeden, özür dileyerek bir yana itip taşlara sarı­

lıyor, başımızı değil ama,

fırçanızı taşlara vurabilir­ siniz diyerek ve de taşlara fırçalan vurarak...

Uzun sözün kısası, Avni taşlara üzerine resimler yapıyor.

“ Bak şunlara’,’ diyor. Ba­ kıyorum ve seviyorum.

“ Avni yaşa, taşlan da konuşturdun, coşturdun” diyorum.

Başında Paris'ten alın­ mış, Breton gemici kasketi sırtında Bodrum gömleği ağzın da piposu , beyaz bembeyaz saçları; fakat ge ne de gözlüklerinin arkasın dan genç bakışları parlıyor Ne desem ne söylesem gi bilerden Istanköy Adası’na doğru dalıp gidiyor.

’’ Ne o Avni Yunan adala- nm mı düşünüyorsun?”

"Y ok canım, bakışlanm oradaysa da, yüreğim bura­ dadır. Bodrum'un içinde, sevgili taşlnrımdadır.”

“ Peki, nedir bu Bodrum tutkusu sencileyin?”

“ Bodrum vazgeçilmez bir sevgilidir artık. Benim için insanca bir huzurun yaşan­ dığı yerdir. Bodrum doğal güzelliklerinin yanı sıra in­ sanlarının sıcaklığı, yumu­ şaklığıyla, seni de yumu­ şatan, dinlendiren bir küçü­

cük ülkedir. Sekiz bin kişi­ lik bir ülke. Türkiye’nin bir ilçesi. Seksen bin gezgin, örneğin temmuz, ağustos aylannda Bodrum’u doldu­ ruyorsa da, o güzelim deniz var ya, açıyor mu kollarını sana, bana, ona, buna. İşte Bodrum en kalabalık günle­ rinde bile sıkıcı gelmiyor insana.”

Ben susuyorum, Avni Arbaş sürdürüyor konuş­ masını, piposunu yeniden ateşleyerek.

AVNİ ARBAŞ, Bodrum’da üzerine resim yaptığı taşlarıyla...

B o d ru m k a le si

v e y a A n t ib 'd e

b ir ş a to

çirkin teller çekerek, güzel­ liği, estetiği, görünümü öl­ dürerek olmaz Bodrum’a yardım. Bodrumlunun ge­ zip dolaşacağıbirkıyıyı elin­ den alamazsınız. Yetkililer d ıhauygar çareler önlemler a şmalıdırlar Yat Limanı

düzeni için. Onlardan uy­ garca, bize özgü konukse­ verlik bekliyoruz. Amacı­ mız Bodrum’un güzelliğinin paylaşılmasıdır. Katı, ka­ badayıca yasaklar, sevgi çiçeklerini öldürür.”

“ Avniciğim, sen bu taşla­

ra can verdiğine göre, bu katı davranışlara da elbette yumuşaklık önerebilirsin.”

Ya ya ya, şa şa şa, Bodrum Bodrum çok yaşa, diye bağırarak, sağlıklı bir güne şükrettik...

“ Ben Bodrum’u Kalesiy­ le nereye benzetirim bilir misin?” diyor. Benden ya­ nıt bekler gibi gözlerimin içine bakarak. Bende yanıt, yok...

“ Nereye benzetirsin, söy­ le?” diyorum.

“ Antib'e"

Anlamamış gibi, “ An- tep’e mi?’ diye sordum. Bu kez Avni bir öğretmen gibi, heceleyerek, “ An-tib, Fran­ sa'nın güneyinde bir sayfi­ ye kentidir” divor.

“ Nasd yazılıyor Fransız­ ca, şuraya yazar mısın?"

Not aldığımız kâğıdın üzerine yazıyor, Antibes: sonundaki (s), okunmaz diye de beni uyarıyor. Oysa benim Antib'le bir ilişiğim yok, olacağını da pek san­ mıyorum. Bu arada Avni, çoktan Antib'e gitmiş, ora­ dan Bodrum’a bakıp anlatı­ yordu.

“ Antib’de deniz kıyısın­ da bir şato vardır. Şimdi bu şato Picasso müzesidir. Dor > de la Souchaire adında bir soylu, müzenin kurucusu ve müdürüydü. Bodrum yöre­ sinde, mavi yolculuğu ün­ lendiren yayan, çevirmen, ozan, düşünür Sabahattin Eyuboğlu, bir yaz Antib’e gelmişti ben de oradaydım. Şatonun sahibi müze müdü­ rünü görmeye gelmişti ben de oradaydım. Şatonun sa­ hibi müze müdürünü gör- rünü görmeye gittik. Söyle­ şi aasmda Sabahattin, şato­ su ile övünen müze kurucu­ su soyluya Bodrum Kalesi'- nin resmini göstermez mi! Adam resmi görünce, elini alnına götürüp “ Ben de şatomu gözümde ne kadar büyütmüşüm, bu kalenin yanında benim şatomun sözü mü olur,” diye bozul­ muştu, biz de işi hafife alıp, gülücükler için de, müze kurmasının şato sahibi ol­ masından çok daha önemli olduğunu anlatmaya çalış­ mıştık zavallıya. Ben Bod­ rum’u Halikamas Balıkçı­ sının kitaplarından tanı­ mıştım. Uzun yıllar dışar- daydım, burada da olsam, o yıllarda Bodrum'a gelmek, gelebilmek pek kolay iş değildi. Bodrum’a ilk gelişi­ mi unutamam. Yokuşba- şmda, Bodrum'u görür gör­ mez nasıl bir coşkunun, nasıl bir iç rahatlığının etki­ sinde kalm ıştım anlata­ mam. Bodrum’u sevmek yetmez, Bodrum’u koruma­ lıyız. Ama Yat Limanı na

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Koleksiyonlarına göre müzeler Yönetimlerine göre müzeler Hizmet ettikleri bölgelere göre müzeler Sergileme yöntemlerine göre müzeler İşlevlerine göre müzeler

Hamburg Denizcilik Müzesi eğitim etkinliği Kitlelerarası İletişim: Yüzyüze + Yaparak / Yaşayarak.. Boston Çocuk Müzesi, ABD Kitlelerarası İletişim: Yüzyüze + Yaparak

İngiliz Peynirciler Odası’nın (British Cheese Board) 2005 yılında gerçekleştirdiği araştırmada 100 kadın ve 100 er- kekten oluşan 200 kişilik katılımcı grubu her

Ahkmet, ODTÜ Mate- matik Bölümü’nde kendi çalışma konularında çalışan bilim insanları olduğunu söylüyor ve bu bilim insan- larıyla beraber çalışmak, araştırma yapmak

"Alp-Himalaya Sistemi içinde yer alan Türkiye ve çevre alan- larda Tethys evriminin levha tektoni- ği kavramı ışığında sentezini yapan, petroloji konusunda kalınlaşan

İstanbul Hızlı Tramvay Sistemi'nin "O togar ■ Çobançeşme ■ Havaalanı" Hattı.. temel atma

270 dönümlük arazi üzerinde 400’e yakın deri fabrikası, yıkıma karşı direnmişti.. On yıl önce ve on yıl

En yüksek ortalama prokalsitonin ve TNF-a a düzeylerinin septik floklu olgularda saptand›¤›, bunu s›ras›yla a¤›r sepsis ve sepsisli olgular›n izledi¤i görüldü ve